9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa – 167

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı  MEB  Kitabı Cevapları 167. sayfanın cevaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

7. Küçük Ağa adlı metindeki millî, manevi ve evrensel değerler ile sosyal, siyasi ve tarihî ögeleri belirleyiniz.

                Milli Mücadele,bireysel mutluluk yerine milli sorumluluk, vatan ,hürriyet gibi değerler…

 8. Küçük Ağa adlı metindeki olay örgüsünü belirleyiniz.

 Dünya Savaşı bitmiş, Osmanlı Devleti yenilmiş ve ordumuz dağılmıştır. Salih, Arabistan cephesinde sağ kolunu, sağ yanağını ve sağ kulağını bırakmış olarak Akşehir’e döner. Onu Rum olan çocukluk arkadaşı Niko karşılar, onunla çok iyi ilgilenir. Amacı onu kendine bağlamak, çocukluk ve gençlik yıllarında kendisinden üstün gördüğü Salih’i ezip ondan intikam almaktır. Onu meyhaneye götürür, sabahlara kadar içerler.

Bu sıralarda Akşehir’e “padişaha bağlılığı sağlamlaştırmak ve sarsılan imanı takviye etmek” için 18 yaşındaki İstanbullu Hoca gönderilmiştir. Hoca padişaha bağlılığından dolayı Kuvayi Milliyecilere karşıdır. Onu Akşehir’e İngilizlerle işbirliği yapan politikacılar göndermiştir. Gerçek bir vatanperver olan Hoca bu entrikalardan habersiz, samimi bir şekilde padişaha bağlılığı savunmakta, anlattıklarıyla Akşehir halkını da etkilemektedir. Adana, Antep, Maraş, Konya Kuvayi Milliye’ye katılır ama Akşehir İstanbullu Hoca’dan dolayı direnmektedir.

Kuvayi Milliyeciler İstanbullu Hocayı kendilerine çekemeyince hakkında “vur emri” çıkarırlar.

Hoca doğum döşeğindeki karısını bırakır dağa kaçar. Çakırsaraylı çetesine katılır. Sarığını çıkarır, sakalını keser. O artık İstanbullu Hoca değil Küçük Ağa’dır.

Kendini içkiye veren Çolak Salih bir gece sessizce gittiği Rum meyhanesinde, Rumların Pontus Rum devletini kurmak için seferberlik yaptıklarını, en ateşli gönüllünün de arkadaşı Niko olduğunu görür. İçine düştüğü bu durumdan utanır, büyük bir hırsla atış talimleri yapmaya başlar. Sol elini kaybettiği sağ elinden daha iyi kullanmayı öğrenir. Sonra da Kuvayi Milliyecilere katılır.

Çolak Salih hakkında “vur emri” çıkarılan İstanbullu Hoca’yı tanımakta ve sevmektedir. Onu Kuvayi Milliye’ye çekmek için izin alır.

Çakırsaraylı çetesinden ayrılıp kendisi çete kuran İstanbullu Hoca, Çolak Salih’in yardımıyla doğruyu görür. Birlikte Çerkez Ethem’in kuvvetlerine katılırlar. Çerkez Ethem Kuvayi Milliyecileri saf dışı bırakıp kendisi öne geçmeyi planlar.

İstanbullu Hoca Kuvayi Milliyecilere bunu haber vermek için Çolak Salih’i Akşehir’e gönderir. Salih dönüşte İstanbullu Hoca’nın bebeğinden de haber getirecektir.

 9. Yaprak Dökümü ile Küçük Ağa adlı metinlerden anlatma ve gösterme tekniklerine örnekler bulup tabloya yazınız.

Anlatım Teknikleri

Yaprak Dökümü

Küçük Ağa

 

 

 

Anlatma tekniği

 

 

 

Ailenin misafirliğe gittiği gecelere gelince, o vakit de yine bitip tükenmez hazırlıklar sebebiyle akşam yemeklerine vakit kalmazdı. Kızlar, yengeleriyle beraber saatlerce sökük dikerler, bozulmuş elbise parçalarından uydurma süsler hazırlarlar, vücutlarının görünecek yerlerini kolonya ile silerler, ayna karşısında kantocu kızlar gibi boyanırlardı.

Hüznü Doktor’a da geçmişti. Doktor, Küçük Ağa’nın İstanbullu Hoca olduğunu öğrendikten, daha doğrusu Salih’in sebep olduğu şüphenin doğruluğunu anladıktan sonra ister istemez, bu dramatik havaya kayıyordu. Onun ruh yapısı maceranın insan yönüne, erkeksiz kalan ev’e, körpe zevceye ve baba yüzü görmeyen çocuğa kayıtsız kalamaz, Küçük Ağa’nın yakıcı özleyişine yakınlık duymadan yapamazdı.

Gösterme tekniği

 

 

 

“Ali Rıza Bey çıldırıyor musun? Ne yapalım şimdi böyle geçiyor… Kızlara koca bulmak lazım… Eve kapatılmış bir kızı bu zamanda kimse arayıp sormuyor… Bu yaptıklarımız sırf onlara hayırlı bir kısmet bulmak için… Çocuklarına hanlar hamamlar mı yaptın, bırak biçareler de başlarının çarelerine baksınlar…”

Küçük Ağa… Küçük Ağa, daima Küçük Ağa… Herkes Küçük Ağa diyordu son zamanlarda. Tabii bende Küçük Ağa deyip duruyor ve herkes gibi ben de Küçük Ağa’yı merak ediyordum. Gördüm işte… Ve çok sevdim… Herkesten çok daha büyük olacak benim sevincim.”

 

1. Etkinlik

 

Yaprak Dökümü

Küçük Ağa

Mekânlar

 

Olayın geçtiği mekan geniş değildir. Olay İstanbul’un Üsküdar semtinde bir evde geçmektedir.

Olay Akşehir’de geçmektedir. Akşehir’in Topyeri ve Çobankaya’nın arasındaki Tekke Deresi’ni bir üçgenin tabanı gibi kapatan Taşoluk sokağı iki fırın, bir bakkalı, bahçeli ve iki, üç katlı evleri ile Akşehir’in gözde semtlerinden birisi idi. Sokağın tam ortasında Halıhane’nin büyük bahçesine dayanan bir çıkmaz vardı. Salih’lerin evi bu çıkmazın sol tarafında, en dipte idi. Kasabanın değişmeyen, hatta büsbütün canlanan bir yönü de vardı: Gavur Mahallesi. Burada Minas’ın, Yorgo’nun meyhaneleri vardır. Gavur Mahallesi ile diğer mahalleler arasında pek mühimsenecek bir fark yoktur. Sadece evlerin tipleri biraz değişiktir.

Mekânların

özellikleri

 

 a. Yaprak Dökümü ve Küçük Ağa adlı metinlerdeki olayların geçtiği mekânları ve bu mekânların özelliklerini tablodaki uygun bölümlere yazınız.

                YUKARIDAKİ TABLODA VERİLMİŞTİR. 

b. Bulduğunuz mekânların metinlere katkısını açıklayınız.

Romanda mekânın çeşitli işlevleri vardır. Romanda anlatılan olayların bir dekorudur. Ama genel olarak mekân, vakanın varlık bulduğu yer şahısların içinde yaşadıkları, kendi oluşlarını fark ettikleri alandır. Bununla birlikte şahısların içinde bulundukları çevreyi algılayış biçimlerini, ruhsal ekonomik durumlarım, karakterlerini açıklama yolunda imkânlar sunabilir. Şahısları tanıtma yollarının biri olarak dramatik bir iş de üstlenerek vakanın temel öğesi olur ve şahsın çevresini, algılayış şekillerini, o çevredeki ruh durumunu hatta karakterini etkiler. Yer değiştirmelerin vakaya ve davranış biçimlerine kattığı değişiklikleri de gözden uzak tutmamak gerekir.