9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa – 170

9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı  MEB  Kitabı Cevapları 170. sayfanın cevaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

“Ne oluyor? Hâlâ sayıklıyor muyum, yoksa bütün bu olanlar gerçek mi? Galiba gerçek… Evet, hatırladım: Kaçmam gerek! Hemen, hemen kaçmam gerek! İyi ama… nereye? Elbiselerim nerede? Ayakkabılarım da yok! Kaldırmışlar! Saklamışlar! Anlıyorum! Ama paltom işte şurada, görmemişler! Çok şükür, paralar da masanın üzerinde! İşte senet de burada! Paraları alıp giderim, başka bir daire tutarım kendime, beni bulamazlar!.. İyi ama, ya adres bürosu?.. Bulurlar! Razumihin bulur! En iyisi tümden gitmek… Uzaklara… Amerika’ya… (…) Senedi de almalı… Orada işime yarayabilir. Başka ne alsam acaba? Hasta olduğumu sanıyorlar benim! Kalkıp yürüyebildiğimden haberleri yok! Hah-hah-ha! Her şeyi bildiklerini gözlerinden anladım! Yalnız, şu merdivenlerden nasıl ineceğim? Ya aşağıya bir gözcü, bir polis diktilerse! (…)

 

(…) Yatıp üstüne yorganı çekti. Zaten dağınık, kopuk düşüncelerle dolu olan kafası tümden bulutlandı. Büyük bir zevkle başını yastığa bırakıp, yırtık paltosu yerine üzerine örtülmüş bulunan

yumuşacık yorganına sarıldı, hafifçe iç çekip derin, sağlıklı bir uykuya daldı.

Odasına birinin girmesiyle uyandı; gözlerini açtı, Razumihin’i gördü. Razumihin kapıyı ardına kadar açmış, eşikte duruyordu: İçeri girip girmemekte kararsız gibiydi. Raskolnikov hızla yatağında doğruldu, bir şeyler hatırlamak istercesine Razumihin’e baktı.

— Demek uyumuyorsun? Öyleyse, giriyorum içeri! Merdivenlerden aşağı bağırdı:

— Nastasya, paketi getirsene! Şimdi hesabını veririm!..

Raskolnikov ürkek bakışlarla çevresini süzerek:

— Saat kaç? diye sordu.

— Esaslı uyudun, kardeş: akşam oldu, saat neredeyse altı olacak… Altı saatten fazla uyudun.

— Aman Tanrım! Ne yapmışım ben?

(…)

Raskolnikov, düşünceye daldı. Bir düştü sanki bütün bu olup bitenler, tek başına hatırlayamıyor,

soran gözlerle Razumihin’e bakıyordu.

 

Sürekli bu bunalım hâlinden usanan Raskolnikov, suçlulara has psikolojiyle; belki de yakalanmak, rahatlamak amacıyla cinayet işlediği eve geri döner. Evde tamir işleriyle uğraşan işçiler, yankesici olduğunu düşünerek onu dışarı atarlar. Eve dönüş yolunda bir kazaya şahit olan Raskolnikov, yaralanan Marmeladov’u evine kadar götürür ve orada Marmeladov’un kızı Sonya ile tanışır.

Sürekli izlendiğini düşünen Raskolnikov, bu tedirginlikten kurtulmak için işlediği cinayeti Sonya’ya anlatır. Nitekim kurnaz bir adam olan komiser Porfiri Petroviç, cinayeti Raskolnikov’un işlediğinden şüphelenmektedir. Sonya, Raskolnikov’dan vicdanının huzur bulması için suçunu itiraf etmesini ister.

Raskolnikov, Sonya’nın bu sözüne uyarak karakola gider ve yaşlı kadın ile kardeşini öldürdüğünü itiraf eder. Raskolnikov, yedi yıl hapis cezasına çarptırılır ve cezasını çekmek üzere Sibirya’ya gönderilir.

Sonya da onun peşi sıra Sibirya’ya giderek mahkûmların bulunduğu yakın bir yere yerleşir. Orada hem mahkûmlar hem de onların eşleri tarafından sevilen ve herkesin küçük Sonya diye hitap ettiği Sonya, hapisten çıkana kadar Raskolnikov’u bekleyecektir.

Dostoyevski, Suç ve Ceza, Çeviren: Mazlum Beyhan

Suç ve Ceza adlı metni Yaprak Dökümü ve Küçük Ağa adlı metinlerle tür, biçim, üslup ve içerik açısından karşılaştırınız.

 

 

 

Suç ve Ceza

Yaprak Dökümü

Küçük Ağa

Tür

Roma

Roman

Roman

Biçim

———-

——-

——–

Üslup

Dostoyevski böyle ağır ve önemli bir konuyu anlatırken, metaforlardan uzak, yalın, gerçekçi bir anlatım kullanmıştır. Karakterler o kadar iyi belirlenmiştir ki hikaye akışında yaptıkları hiç bir şeyi yadırgayamayız. Diyaloglara fazla yüklenmeden daha çok mekan ve zaman tasvirleriyle hikayesini anlatan yazar böylece karakterleri konuşturmadan daha evrensel mesajlara ulaşabilmeyi başarmıştır.

Sade bir dil kullanmaya çalışmıştır. Fakat Osmanlıca kelimelere de rastlamak mümkün:

Genellikle kısa cümleler tercih etmiş, tasvirleri yerinde ve sınırlı tutmaya çalışmıştır. Benzetmelerden ve mecazlı söyleyişlerden faydalanmıştır

Romanın dili, oldukça sade ve anlaşılır bir özellik gösterir. Yazar, kişi ve çevre tasvirlerinde benzetme ve mecazlardan da etkili bir biçimde yararlanır. Roman kahramanlarının kişilik özelliklerinin verilmesinde yazarın dili kullanmadaki becerisinin önemi büyüktür.

İçerik

Yoksul, gururlu ve ihtiraslı bir öğrenci olan Roskolnikov’un işlediği bir cinayeti, bu cinayetten ötürü çektiği vicdan azabını ve teslim olmasını anlatmaktadır.

Gelenek göreneklerine bağlı, özellikle ahlaki konularda çok titiz olan Ali Rıza Bey ile batılılaşma hareketine karışarak daha zengin bir hayat yaşamak isteyen çocukları arasındaki çatışma işlenmiştir.

Birinci Dünya Savaşı ile birlikte Osmanlı Devleti eski gücünü, heybetini kaybetmeye başlamış, isyanlar ve işgallerle zayıf duruma düşmüştür. Kitapta, bir Anadolu kasabası olan Akşehir’den yola çıkılarak, Kurtuluş mücadelesinin bir bölümü anlatılmaktadır. Olaylar Akşehir’in bir kasabasında başla ve gelişir.

 

 

 

 Yaprak Dökümü ve Küçük Ağa adlı romanları okuyunuz.