Can Yücel Hayatı ve Eserleri

CAN YÜCEL HAYATI ESERLERİ EDEBİ KİŞİLİĞİ BİYOGRAFİSİ

Dünyaca tanınan modern Türk şair. Kullandığı kaba ama samimi dil ile Türk şiirinde farklı bir tarz yaratmıştır. Eski Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğludur. 1943 yılında, yakın dostu Gazi Yaşargil ile birlikte yurtdışı eğitim bursu kazandığı halde, babası, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ” Bakan, kendi oğluna torpil yaptı derler” diyerek engellemesi nedeniyle yurtdışına gidemedi. Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı.

Askerliğini Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum ve Marmaris’te turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü. 1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oğlu (Hasan) oldu. Son yıllarında Eski Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı.

12 Mart 1971 döneminde Che Guevara ve Mao’dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkûm oldu. 1974’de çıkarılan genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı Bir Siyasinin Şiirleri adlı kitabını yayımladı. 12 Eylül 1980 sonrasında müstehcen olduğu iddiasıyla “Rengahenk” adlı kitabı toplatıldı. 1962’de İngiltere’deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı.

Şiirlerinde argo ve müstehcen sözlere çok sık yer veren, bu nedenle zaman zaman dikkatleri üzerine çekip koğuşturmaya uğrayan Yücel, ilk şiirlerini 1950 yılında `Yazma` adlı kitapta toplamıştır.

Can Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Can Yücel’in ilham kaynakları ve şiirlerinin konuları; doğa, insanlar, olaylar, kavramlar, heyecanlar, duyumlar ve duygulardır. Şiirlerinin çoğunda sevdiği insanlar vardır. Can Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht gibi ünlü yazarların oyunlarından çeviriler yaptı. Shakespeare çevirileri (Hamlet, Fırtına, Bir Yaz Gecesi Rüyası) aslına tam olarak bağlı kalmasa da son derece başarılıdır. Shakespeare’in ünlü ‘to be or not to be’ sözünü ‘bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin’ şeklinde Türkçeleştirmiştir. 1959’da ilk baskısı yayımlanan ‘Her Boydan’ adlı kitabında dünya şairlerinin şiirlerini serbest ama çok başarılı bir biçimde Türkçeye çevirmiştir.

Şiir: Yazma (1950), Her Boydan (1959, Çeviri Şiirler), Sevgi Duvarı (1973)Bir Siyasinin Şiirleri (1974), Ölüm ve Oğlum (1976), Şiir Alayı (1981, ilk dört şiir kitabı), Rengâhenk (1982), Gökyokuş (1984), Canfeda (1985),              Çok Bi Çocuk (1988), Kısa Devre (1990), Kuzgunun Yavrusu (1990), Güle Güle-Seslerin Sessizliği (1993)

Gezintiler (1994), Maaile (1995), Seke Seke (1997), Alavara (1999), Mekânım Datça Olsun (1999)

Düz yazı: Düzünden, Ve Can’dan Yazılar