Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati Edebiyatı – Çıkmış Sorular

SERVET-İ FÜNUN VE FECRİ ATİ EDEBİYATI – ÇIKMIŞ SORULAR

 

1.     Aşağıdakilerden hangisi “Servet-i Fünûn dö­nemi” sanatçılarının ortak yönlerini belirle­yen özelliklerden biri değildir? (1977/ÖSYS)

A)    Dilde “halka doğru” ilkesini benimseme

B)    Batı sanat akımlarının etkisinde kalma

C)    Eski sözcüklerle, yeni kavram ve imgeler oluşturma

D)    “Sanat için sanat” görüşüne bağlanma

E)    Kafiyenin kulak için olduğunu benimseme

 

2.     “Romanın yapısına ilişkin teknik kurgu öğelerinden biri de, kompozisyondur. Kompozisyon, romanda geliştirilen durum ve eylemlerin düzenlenmesi, aralarında sağlıklı bir dengenin kurulması anlamına geliyor.”

Bu açıklamaya göre, aşağıdaki romancıları­mızdan hangisi ötekilerden daha başarılı örnekler vermiştir? (1980/ÖSYS)

A)    Namık Kemal

B)    Halit Ziya

C)    Sami Paşazade Sezai

D)    Ahmet Mithat

E)    Hüseyin Rahmi

 

3.     Bir yazar şöyle diyor: “Nerde bir edebiyatın başladığını görsek, orada sokağın yazı masası ile birleştiğini görürüz. Malherbe sokağı dinledi, Dickens sokağı edebiyata soktu. Bir romanında geçen “sokağın anahtarı” sözü bu yazarın sanatını anlatmaya yeter. Puşkin’de de sokağın anahtarı vardır. Bize gelince, bu sihirli anahtar çoğu zaman yazarlarımızın eline hiçbir zaman geçmedi.”

Yazarın “sokağın anahtarı” sözü ile anlatmak istediği özellik aşağıdaki yazarlardan hangisinde vardır? (1982/ÖSYS)

A)    Recaizade M. Ekrem

B)    Namık Kemal

C)    Halit Ziya

D)    Hüseyin Rahmi

E)    Mehmet Rauf

 

4.     “Hasta Çocuk, Nesrin ve Balıkçılar, günlük hayatta izlenimlerinden esinlenerek oluşturul­muş manzum hikayeleridir. Manzumelerde Fik­ret’in yaptığı şey, konuşma diline yakın bir şiir dilini bulmak olmuştur. Ayrıca aruzla yazılmış dizelerin, öteden beri süregelen bağımsızlığını bozmuş ve manzumeyi dizelerden oluşan bir bütün halinden, basbayağı cümlelerden yapılmış bir yazı haline getirmiştir.”

Bu paragrafta Tevfik Fikret’in hangi özelliğinden söz edilmemiştir? (1983/ÖSYS)

A)    Nazmı nesre yaklaştırmasından

B)    Şiirlerinde toplumsal konulara da değinmesinden

C)    Beyit bütünlüğünü kırmasından

D)    Aruzu, Türkçeye ustalıkla uygulamasından

E)    Şiirlerinde yaşanılan gerçekleri yansıtmasından

 

5.     Edebiyatta Realizmin öncüsü olmuştur. Romanlarında aydın kişileri ve çevrelerini, hikayelerinde ise halkın yaşayış ve adetlerini anlatmaya çalışmıştır. Eserlerinde, alışılmış olandan ayrı bir sözdizimi vardır. Batılı roman ve hikaye tekniğine uygun, ilk başarılı örnekler onundur. Romanlarında, ruh çözümlemelerine önem vermiştir.

Bu özelliklerin tümüne birden sahip olan yazar, aşağıdakilerden hangisidir?

(1985/ÖSYS)

A)    Recaizade Mahmut Ekrem

B)    Nabizade Nazım

C)    Halit Ziya Uşaklıgil

D)    Yakup Kadri Karaosmanoğlu

E)    Halide Edip Adıvar

 

 

 

6.     Yeni bir duyarlılığı, yeni bir şiir akımını geliş­ti­rirken Batı’yı günü gününde izlerler. Ama bir ara­yış döneminin bütün karışık etkilerini içerir şiirleri. Romantik, Parnasçı, Sembolisttirler. Doğaya yönelirler. Ama bir resimdir doğa onlar için. Düşle gerçek çatışması, karamsarlık, kaçış egemendir şiirlerine. Hem benimsedikleri sanat anlayışı, hem de dönemin siyasal koşulları, içine kapanık, bireyci bir şiire yönelmelerine yol açmıştır.

Bu parçada şiirlerinin ortak özelliklerinden söz edilen şairler, aşağıdakilerden hangisiyle adlandırılır? (1987/ÖSYS)

A)    Beş Hececiler

B)    Tanzimatçılar

C)    Yedi Meşaleciler

D)    Servet-i Fünûncular

E)    Milli Edebiyatçılar

 

7.     Tanzimat dönemi şairlerinden Recaizade M. Ekrem’in çevresinde toplanan gençler, artık kendi başlarına var olmanın yollarını ararlar ve bir der­gide birleşirler. Bunların arasında, sonradan ro­mancı olarak ün kazanmış iki yazarımız da vardır.

Paragrafta sözü edilen dergi ile iki yazarı­mız aşağıdakilerin hangisinde bir arada verilmiştir? (1988/ÖSYS)

A)    Servet-i Fünûn; Halit Ziya, Mehmet Rauf

B)    Malumat; Hüseyin Cahit, Ahmet Rasim

C)    Genç Kalemler; Halit Ziya, Ömer Seyfettin

D)    Servet-i Fünûn; Sami Paşazade Sezai, Hüseyin Cahit

E)    Malumat; Mehmet Rauf, Hüseyin Rahmi

 

8.     Aşağıdakilerden hangisi, Servet-i Fünûn edebiyatının özelliklerinden biri değildir?

(1989/ÖSYS)

A)    Sone, terzarima gibi nazım biçimlerinin benimsenmesi

B)    Aruz vezninin kullanılması

C)    Romanlarda, olayların genellikle İstanbul dışında geçmesi

D)    Nazmın nesre yaklaştırılması

E)    Yabancı sözcüklerle yüklü bir dil kullanılması

 

9.     Çürüyen, yozlaşan İstanbul ve bu İstanbul’un çürümüş, yozlaşmış insanları… Mithat Cemal Kuntay’ın romanlarından sürekli olarak bir küf kokusu gelir burnunuza. İstanbul’un birbirini izleyen üç dönemini yansıtmak isteyen yazar, gözlerini hep bu kokuşmuşluğa dikmiştir. Yalnız kişisel çıkarları peşinde koşanlar, dalka­vuklar, jurnalciler… Bir pislik, bir kokuşmuşluk perdesine bürünmüş olarak anlatır İstanbul’u.

Aşağıdaki şairlerden hangisi İstanbul’u şiirinde bu parçada belirtilen yönleriyle yansıtmaya çalışmıştır? (1990/ÖSYS)

A) Cenap Şehabettin                      B) Tevfik Fikret

C) Mehmet Emin                           D) Mehmet Akif

E) Celal Sahir

 

10.   Aşağıdakilerden hangisi Servet-i Fünûncu­ların şiir özelliklerinden biri değildir?

(1992/ÖSYS)

A)    Kafiyede şekilden çok, ses benzerliğine önem verme

B)    Konu birliğine ve bütün güzelliğine önem verme

C)    Nazımı nesre yaklaştırma

D)    Konuyla vezin arasında bir ahenk ilgisi    arama

E)    Herkesin anlayabileceği bir dil kullanma

 

11.   Yeni bir duyarlığı, yeni bir şiir dilini oluşturma­ya çalışırken Batı’yı hemen hemen günü günü­ne izlemişlerdir. Şiirlerinin imgelerle yüklü, sanatlı bir yapısı vardır. Özellikle benzetmeler ve sıfatlarla varlıkların gerçek görünüşlerini değiştirmeye çalışmışlardır. Aşk, doğa, aile yaşamı, kişisel tedirginlik ve yakınma temalarını şiirlerinde bol bol işlemişlerdir.

Bu parçada sözü edilen edebiyat topluluğu ve onun üyelerinden biri aşağıdakilerin hangisinde birlikte verilmiştir? (1993/ÖSYS)

 

 

 

A)    Tanzimat – Abdülhak Hamit Tarhan

B)    Servet-i Fünûn – Cenap Şehabettin

C)    Garipçiler – Orhan Veli Kanık

D)    Milli Edebiyat – M. Emin Yurdakul

E)    Cumhuriyet Dönemi – Faruk Nafiz Çamlıbel

 

12.   O güne kadar yazınımızda anı, yazınsal değerde tür değildi. Modern anlamda romancılığımızın kurucusu sayılan yazarımız, ilk kez yazınsal değerde anılar yazmıştır. Hem yazınsal, hem siyasal nitelikte olan bu anılarını dokuz ciltte toplamış ve kırk yılı kapsayan ilk beş cildine “Kırk Yıl” adını vermiştir.

Bu parçada aşağıdaki yazarların hangisin­den söz edilmektedir? (1993/ÖSYS)

A)    Hüseyin Rahmi Gürpınar

B)    Recaizade Mahmut Ekrem

C)    Yakup Kadri Karaosmanoğlu

D)    Reşat Nuri Güntekin

E)    Halit Ziya Uşaklıgil

 

13.   Aşağıdakilerden hangisi, toplum sorunları­nı tartışmak, bunlarla ilgili düşüncelerini açıklamak için sanatı bir araç olarak kullanmıştır? (1994/ÖSYS)

A)    Recaizade Mahmut Ekrem

B)    Tevfik Fikret

C)    Abdülhak Hamit

D)    Cenap Şehabettin

E)    Ahmet Haşim

 

14.   Bir dergi çevresinde toplanan, yeni bir duyar­lığı, yeni bir şiir dilini yerleştirmeye çalışan bu şairlerin şiirleri, bir arayış döneminin bütün ka­rışık etkilerini içermektedir. Romantik ve sim­gecidirler. Onların şiirlerinde, düşle gerçek ça­tışması, karamsarlık, kaçış temaları egemen­dir. Hem dönemin siyasal koşulları hem de be­nimsedikleri sanat anlayışı, onların içine kapa­lı, bireyci bir şiire yönelmelerine yol açmıştır.

Bu parçada tanıtılan şairler aşağıdakilerin hangisi içinde yer alır? (2006/ÖSYS)

A)    Tanzimatçılar

B)    Edebiyat-ı Cedideciler

C)    Fecr-i Âticiler

D)    Yedi Meşaleciler

E)    Milli Edebiyatçılar

 

15.   Türk edebiyatında Parnasizm ilk izleri Tanzimat şairlerinde görülür.

I                       II

Cenap Şehabettin bu akımı bizde ilk olarak tanıtmış ve temsil etmeye çalışmıştır.

III

Nazım biçimlerinden  biri    olan sone  de Türk edebiyatına bu akımı benim­seyen

IV                              V

sanatçılar aracılığıyla gelmiştir.

Yukarıdaki numaralandırılmış yerlerin han­gisinde bir bilgi yanlışı vardır? (1997/ÖSYS)

A) I          B) II          C) III          D) IV         E) V

 

16.   Aşkın ikinci plana atıldığı bu romanda top­­lumsal hayata yer verilmiş olması, bu yapıtın en önemli özelliğidir. Romanda Ahmet Cemil, yalnız iç dünyasıyla değil, bağlı bulunduğu toplumsal çevreyle birlikte verilmiştir. Okurken onun, çocukluğundan bu yana hangi toplumsal çevrede yetiştiği, aile ve okul hayatını, kar­şılaştığı sıkıntıları bütün ayrıntılarıyla öğreniyo­ruz. Bu genç şairin yeni bir şiir yaratmak için neler düşündüğünü, verdiği mücadeleleri, düş­manı olan eski edebiyat taraftarlarının ve o devir basın hayatının iç yüzünü görüyoruz. Bu bakımdan yapıtı, o dönemin ve Doğu ile Batı edebiyatları arasındaki düşünce çatışmasının romanı olarak da kabul edebiliriz.

Bu parçada özellikleri anlatılan roman ve yazarı aşağıdakilerden hangisinde verilmiş­tir? (2006/ÖSYS)

 

 

A)    Eylül – Mehmet Rauf

B)    Şıpsevdi – Hüseyin Rahmi Gürpınar

C)    Paris’te Bir Türk – Ahmet Mithat

D)    Mai ve Siyah – Halit Ziya Uşaklıgil

E)    Hayal İçinde – Hüseyin Cahit Yalçın

 

17.   Paul Valery “Bir edebi eserin değeri, her kişiye göre ayrı bir yoruma meydan vermesindendir.” demiştir.

Aşağıdaki şairlerimizden hangisi Paul Valery ile aynı anlayıştadır? (1982/ÖSYS)

A)    Tevfik Fikret

B)    Cenap Şehabettin

C)    Yahya Kemal

D)    Ahmet Haşim

E)    Orhan Veli

 

18.   “Bireyci sanat anlayışı, bize Edebiyat-ı Cedi­de’den miras kalmıştı ve biz bunu söylemekle ortaya yeni bir görüş getirmiyorduk. Öyle ya, Edebiyat-ı Cedidecilerin, özellikle Hüseyin Cahit’le Mehmet Rauf’un, Dr. Rıza Tevfik’le estetik konusu üzerinde tartışılırken terter tepinircesine ‘Güzellik görecelidir, güzellik görecedir.’ deyişlerinin, bizim “Sanat kişisel ve saygıya değerdir.” sözünden farkı neydi?”

Bu parçada, yazarın “biz” dediği kimler olabilir? (1983/ÖSYS)

A)    Garipçiler

B)    Servet-i Fünûncular

C)    Yeni Lisancılar

D)    Yedi Meşaleciler

E)    Fecr-i Âticiler

 

19.   “… Bunlar şiirlerinde biçim–içerik ikiliğini kaldırmaya, şiirin anlamı ile yapısını kaynaştırmaya çalışırlar. İsterler ki şiirlerinde ses ve anlam ayrılmaz hale gelsin, düzyazıya çevrilmesin, ses ve anlam öylesine yoğrulsun ki anlam tek başına sıyrılıp çıkarılmasın, şiir katıksız biçim olan müziğe yaklaşsın.

Bu yargılar, aşağıdaki şairlerden hangisinin şiirleriyle örneklendirilebilir? (1983/ÖSYS)

A)    Faruk Nafiz Çamlıbel

B)    Cahit Sıtkı Tarancı

C)    Orhan Veli Kanık

D)    Kemalettin Kamu

E)    Ahmet Haşim

 

20.   1909’da Fecr-i Âti topluluğuna katıldı. Bu topluluğun dağılmasından sonra da şiirler yazmayı sürdürdü. Şiirlerinin hepsi de aruzla yazılmıştır. Aşk ve doğal temalarını işlediği, sembolizm akımı anlayışına uygun olarak yazdığı şiirlerde hayale ve müziğe büyük önem verdi. Güçlü şiirleri yanında, değişik konuları yoğun bir dille anlatan fıkraları da vardır.

Burada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir? (1989/ÖSYS)

A)    Ahmet Haşim

B)    Cenap Şehabettin

C)    Süleyman Nazif

D)    Faruk Nafiz Çamlıbel

E)    Yahya Kemal Beyatlı

 

21.   Aşağıdaki şairlerden hangisi, hece ölçüsünü hiç kullanmamış, şiirlerini hep aruzla yazmıştır? (1990/ÖSYS)

A)    Ahmet Haşim

B)    Yahya Kemal Beyatlı

C)    Ziya Paşa

D)    Ahmet Muhip Dıranas

E)    Faruk Nafiz Çamlıbel

 

 

CEVAPLAR

1 A

11 B

21 A

2 B

12 B

 

3 D

13 B

 

4 D

14 B

 

5 C

15 B

 

6 D

16 D

 

7 A

17 D

 

8 C

18 E

 

9 B

19 E

 

10 E

20 A