Sonuç Yayınları 9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Etkinlik Cevapları Sayfa – 76 (Yeni Müfredat-Yeni Kitap)(2018-2019)

 2. METİN

BİNGÖL ÇOBANLARI

Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum,

Bu dağların eskiden âşinasıdır soyum,

Bekçileri gibiyiz ebenced buraların.

Bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların

Görmediği gün yoktur sürü peşinde bizi,

Her gün aynı pınardan doldurup destimizi

Kırlara açılırız çıngıraklarımızla;

Kırlarda buluşuruz kızımız, karımızla.

 

Okuma yok, yazma yok, bilmeyiz eski yeni,

Kuzular bize söyler yılların geçtiğini.

Arzu, başlarımızdan yıldızlar gibi yüksek;

Önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek,

Dolaştırıp dururuz aynı daüssılayı.

Her adım uyandırır acı bir hatırayı:

 

Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burada;

Bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam.

Şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda.

‘Suna’mın başka köye gelin gittiği akşam.

Gün biter, sürü yatar ve sararan bir ayla

Çoban hicranlarını basar bağrına yayla.

— Kuru bir yaprak gibi kalbini eline al,

diye hıçkırır kaval;

Bir çoban parçasısın, olmasan bile koyun,

Daima eğeceksin başkalarına boyun.

Hülyana karışmasın ne şehir, ne de çarşı;

Yamaçlarda her akşam batan güneşe karşı

Uçan kuşları düşün, geçen kervanları an.

Mademki kara bahtın adını koydu çoban!”

 

— Nasıl yaşadığından, ne içip yediğinden,

Çıngırak seslerinin dağlara dediğinden

Anlattı, uzun uzun

Şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun

Nadir duyabildiği taze bir heyecanla.

Karıştım o gün bugün, bu zavallı çobanla

Bingöl yaylalarının mavi dumanlarına,

Gönlümü yayla yaptım Bingöl çobanlarına.

Kemâlettin Kâmi Kamu