11. Sınıf Dil ve Anlatım dersi Anlatım Yöntemleri konulu 10 soruluk online test derledik. Dersimiz Edebiyat ailesi olarak başarılar diliyoruz.
11. Sınıf Dil ve Anlatım Anlatım Yöntemleri Testleri-3 (Test Çöz - Online)
Tebrikler - 11. Sınıf Dil ve Anlatım Anlatım Yöntemleri Testleri-3 (Test Çöz - Online) adlı sınavı başarıyla tamamladınız.
Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%.
Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Soru 1 |
Bir sözlü edebiyat ürünü olan Manas Destanı, Kırgızların ulusal destanıdır. Manas Destanı’nı bilim dünyasına ilk kez Çokan Velihanov duyurmuştur. Onu, bir bütünlük içinde ilk kez yayımlayan ise Türkolog W. Radloff'tur. Manas Destanı’ndaki yaşamın, 9. yüzyıl sonlarına ait olduğu görüşü yaygındır. Destan, öteki büyük destanlar gibi hem bir şiir hem de tarihsel ve toplumbilimsel bir belge olarak görülebilir. Destana adını veren Manas’ın yaşantısındaki değerler sistemi, Müslümanlıkla eski Türk inanışlarının bileşiminden oluşmaktadır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine yer verilmiştir?
Açıklama
| |
Öyküleme
| |
Örnek gösterme
| |
Tartışma
| |
Betimleme
|
Soru 2 |
Mutluluk; belki bir yaz denizinin karşısında, bir ağaç gölgesindedir. Tedirgin edilmeden uyunan bir toprak parçasındadır. Bir bahar sabahında çıplak ayakla koşulan ıslak çimenlerdedir. Sıcak bir günün bitimine doğru birdenbire esiveren serin bir yeldedir. Güvenli bir düşüncenin aydınlığında, sıcacık bir omzun, dizlerin yumuşacığındadır. Kim bilir, belki de istekle ısırılan ekşi bir peynir diliminde, bakkaldan alınan paketi taşırken dergilerden yapılmış kesekâğıdında göz ucuyla okunuveren güzel bir sözdedir. Mutluluk, belki de vapurların tepesinde çığlık çığlığa uçuşan martıların yaşam öykülerini bilmededir. Bu parçada aşağıdaki duyulardan hangisiyle ilgili bir ayrıntıya yer verilmemiştir?
Görme
| |
Koklama
| |
İşitme
| |
Dokunma
| |
Tatma
|
Soru 3 |
Kemeraltı şimdi olduğu gibi o zamanlar da kentin canlı, hareketli merkezlerinden biriydi. Ancak bugünkü gibi değildi. Denizin hemen kıyıcığından başlardı. Küçük bir meydan... Ortasında süslü, narin yapısıyla saat kulesi... Yanı başında soyluluğunu çinilerinden alan minik cami... Gerisinde hükümet konağı... Ve sağına düşmüş Sarıkışla... Şimdi bunların çoğu yok. Saat kulesi ve cami, yerinden edilip başka bir yere taşınmış gibi. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde yer verilenlerden yararlanılmıştır?
Açıklama, tartışma
| |
Betimleme, karşılaştırma
| |
Tanık gösterme, karşılaştırma
| |
Tanımlama, örnekleme
| |
Öyküleme, örnekleme
|
Soru 4 |
İçerim aydınlanıyor Umutlanıyorum yeniden Umut zaman demektir Yaşamak demek
Umut, bir çocuğun öpen ağzı demektir iyi niyetli çalışkan yüreği bir adamın Bir kadının gülen yüzü demektir
Yukarıdaki parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Benzetmelerden yararlanılmıştır.
| |
Soyut kavramlar, somutlaştırma yoluyla dile getirilmiştir.
| |
Bazı sözcüklerin tekrarıyla anlatıma güç katılmıştır.
| |
Düşünceler nesnel bir yaklaşımla aktarılmıştır.
| |
Bazı sözcükler mecaz anlamlarıyla kullanılmıştır.
|
Soru 5 |
Mecaz, dili zenginleştiren, duygu ve düşüncelerin kapsamını genişleten, bir ifade şeklidir. Kelimeler, mecazlarla, kendi anlamlarının dışında yeni yeni anlamlar kazanır ve dilin gelişip şekillenmesinde önemli bir rol oynar. Sanatçılar mecazlar sayesinde yeni ve zengin imajlar yaratarak üstün bir ifadeye ulaşırlar; çağrışım zenginliği meydana getirerek söze kuvvet, güzellik ve canlılık verirler. Günlük hayatımızda bol bol kullandığımız “hayatım, canım, şekerim, tatlım, gülüm, çiçeğim vb.” sözleyişler mecazdır. Çünkü bu sözleri kendi anlamlarında değil, başka anlamlarda kullanıyoruz. Bu sözlerle, o kimse arasında bir ilişki kurup sevgimizi, samimiyetimizi, ona bağlılığımızı ifade ediyoruz. Bu parçanın anlatımında kullanılan yöntemler aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
Tartışma, betimleme
| |
Öyküleme, betimleme
| |
Tanımlama, tanık gösterme
| |
Açıklama, örnekleme
| |
Karşılaştırma, tanık gösterme
|
Soru 6 |
Ruhsal uyumsuzluklar ve hastalıklar, alt sınıflar arasında eşitsiz bir dağılım gösterir. Alt sınıflara inildikçe davranış bozuklukları ve psikoz oranı artmaktadır. Buna karşılık üst sınıflara çıkıldıkça nevrozlar artış göstermektedir. ABD’de, New Haven kentinde örnekleme yöntemiyle yapılan geniş bir araştırmanın sonuçları şöyledir: O yörede saptanan tüm ruhsal bozuklukların ancak % 8’i en üst iki sınıfta toplanmışken % 37’si en alt sınıfta toplanmıştır. Ruh hastalıklarının tedavi edilme olanağı da sınıflara göre ayrılık göstermektedir. Alt sınıflarda tedavi yöntemi daha çok hastaneye yatırma, ilaç ve şok tedavisidir. Üst sınıflarda ise ayakta tedavi ve psikoterapi öncelikle uygulanmaktadır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde yararlanılmamıştır?
Karşılaştırmalar yapmadan
| |
istatistiklere başvurmadan
| |
Örnekleme yapmadan
| |
Açıklayıcı anlatım biçiminden
| |
Tanımlamalara yer vermeden
|
Soru 7 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı bir duyuyla ilgili ayrıntıya yer verilmiştir?
Otobüste, ortaboylu fakat çok şişman bir adam ayakta duruyordu.
| |
Şoför, bir kanarya kafesiyle otobüse binen kır saçlı ihtiyara ters ters bakmıştı.
| |
Köprüyü geçerken denizin mavi sularına, sulardaki ışık oyunlarına, dalgalarla yarışan sandallara baktı.
| |
Kaldırımlardan martı sürüleri gibi akın akın insanlar geçiyordu.
| |
Otobüs hareket edince, arkaya doğru yürüdü ve yumuşacık koltuklardan birine oturdu.
|
Soru 8 |
Özellikle genç sanatçılar dile gereken önemi vermiyorlar. Unutmamak gerekir ki yazarlar için dil her şeydir. Bir yazarın bu gerçeği anlamaması, anlatımının yanlışlarla dolu olması korkunç bir şey! Yazarların üslupları güzel ya da kötü olabilir ama dili kötü kullanan kişi yazar olamaz, olmamalıdır. Çünkü her yazar öncelikle bir dil işçisi, her yapıt da bir dil ürünüdür. Bu parçanın anlatımında yazarın okuyucuya yönelen amacı aşağıdakilerden hangisidir?
izlenim kazandırma
| |
Olay içinde yaşatma
| |
Yorum gücünü artırma
| |
Kanıları değiştirme
| |
Bilgi verme
|
Soru 9 |
Beş altı ay önce, yüksek rütbeli bir subay benim de öğretmen olduğum okula kızını getirerek, son sınıf derslerine devam etmesine izin verilmesini rica etti. Genç kız ilk bakışta acayip bir etki bırakıyordu. Beyaz bir yüzü, omuzlarına dökülen uzun saçları, hafif tatlı esmer bir cildi vardı. Fakat gözleri çok tuhaftı. Donuk ela gözler... İnsan bunlara bakınca hiçbir şey anlayamıyor; fakat bunların manasız olduklarını da bir türlü kabul edemiyordu. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinde verilenlere başvurulmuştur?
öyküleme - betimleme
| |
Öyküleme - örnekleme
| |
Betimleme - tanık gösterme
| |
Karşılaştırma - örnekleme
| |
Öyküleme - örnekleme
|
Soru 10 |
Farsçadan dilimize geçmiş olan “hane” kelimesini ne de çok sevmiş ve benimsemişiz. Diyebilirim ki, Farslar bile bizim kadar “hane” kelimesini dillerinde baş tacı etmemiş, bizim kadar bu kelimeden türetmeler yapmamışlardır. Arapça darp kelimesine hane’yi getirip darphane; Farsça kökenli çamaşır kelimesine hane’yi ekleyip çamaşırhane; Fransızca kökenli telgraf, konsolos kelimelerine hane’yi katıp telgrafhane, konsoloshane yapmışız. Türkçe kökenli kelimelere hane sözünün eklendiği örnekler ise pek çok: yağhane, balıkhane, basmahane, boyahane... Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yöntemlerden hangisi kullanılmıştır?
Tanımlama | |
Alıntılama
| |
Örnekleme
| |
Tartışma
| |
Karşılaştırma |