11. Sınıf Dil ve Anlatım dersi Paragraf Yorumu konulu 10 soruluk online test derledik. Dersimiz Edebiyat ailesi olarak başarılar diliyoruz.
11. Sınıf Dil ve Anlatım Paragraf Yorumu Testleri-1 (Test Çöz - Online)
Tebrikler - 11. Sınıf Dil ve Anlatım Paragraf Yorumu Testleri-1 (Test Çöz - Online) adlı sınavı başarıyla tamamladınız.
Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%.
Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Soru 1 |
Kullandığım sözcükler, her günkü sözcükler ama, hiç de aynı değil! Dizelerimde ne bir kafiye, ne de bir büyü bulursunuz. Bunlar sizin kendi cümleleriniz tekrar etmesini bilmediğim tek bir cümleniz yoktur! Bu çiçekler sizin çiçekleriniz, bir de onları tanımam diyorsunuz; bu ayaklar da sizin ayaklarınız, ama bakın denizde yürüyorum ve deniz sularını zaferle çiğniyorum. Bu parçada kendinden söz eden kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?
Sade bir dil kullanan
| |
Okuyucuyla bütünleşme isteği olan
| |
Şekil özelliklerine önem veren
| |
Konuşma dilini sanata aktarmak isteyen
| |
Halkın değerlerini sanata aktaran
|
Soru 2 |
Orhan Veli birçok genç şairin ilgisini çekmiş ama bu durum zamanla gözle görülür bir tehlikeye dönüşmüştür. Şiir deyince yalnız küçük olayların alelade bir dille anlatılması akla gelir olmuş; basitlik, sıradanlık şiirin ölçüsü olmuştur. Dergi sayfalarını coşkusuz, cansız, renksiz, bütün gücü üç - beş dize içine sıkıştırdığı bir espride olan fıkramsı şiirler doldurmuştu. Aslında benim karşı olduğum Orhan Veli ve onun olağanüstü güzellikteki şiirleri değildir. Bu paragraftan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir?
Serbest ölçü ile şiir yazmak hece ölçüsü ile şiir yazmaktan kolay değildir.
| |
Orhan Veli’yi taklit eden şairlerden hiçbiri onun sanat çizgisine ulaşamamış, şiiri basitleştirmişlerdir.
| |
Orhan Veli Türk şiirine yarar değil zarar vermiştir.
| |
Şiir yazmak sezgi, yetenek işidir; bu nedenle birçok kişi şiir yazmayı dener.
| |
Şiir yazmaya önce hece ölçüsü ile başlanmalı zamanla serbest ölçü denemelidir.
|
Soru 3 |
…………. Sait Faik, böylece evrensel bir insana yönelmiştir, denilebilir bir bakıma. Fakat onların hepsi de ülkemizin insanlarıdır, bu toplumun insanlarıdır. Yine bu insanlar belirli bir coğrafya bölgesinde yaşayan insanlardır. Bunlar Adapazarı, İzmit, Bursa çevresiyle İstanbul’da yaşayan insanlardır çoğunlukla. Düşüncenin akışına uygun olarak bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Sait Faik’in insanları çok çeşitli dinlerin ve anlayışların insanlarıdır.
| |
Sait Faik, insanlarını kendi toplumsal çevreleri içinde yansıtmıştır.
| |
Sait Faik, çocuksu düşlerin yeşil cennetlerini arayan bir sanatçıdır.
| |
Sait Faik, öykülerinde yalın ve şiirli bir dil kullanmıştır.
| |
Sait Faik’in bir de masalsı kişiler diyebileceğimiz insanları vardır.
|
Soru 4 |
Yazarın romanda kendi varlığını duyurması için, kişilerini yargılaması, kendi görüşlerini bildirmesi, ya da dönüp okura seslenmesi şart değildir. Romancı bundan sakınsa da yine birçok şekillerde kendini belli eder eserinde. Bunlardan birisi her şeyi görmek ve bilmek yeteneğine sahip oluşudur. Çünkü yazar, tüm kişilerin kafasının içini okumak, duygularını şaşmaz bir kesinlikle bilmek, en gizli isteklerinden haberli olmak gibi kimseye nasip olmayan tanrısal bir bilgiyle donanmıştır. Paragrafa göre bir romancıyı tanımlayacak olursak aşağıdakilerden hangisi en uygun tanımlama olur?
Kültür seviyesi diğer insanlardan üstün olandır
| |
özelliği olan kişidir.
| |
Üstün bir yeteneği, ince bir zekâ ve seziş özelliği olan kişidir.
| |
Ait olduğu toplumu çok iyi tanıyan sanatçıdır.
| |
Kim için, ne yazması gerektiğini bilen insandır
|
Soru 5 |
“Ulusların bencilliğinden başka bir şey olmayan içine kapalı yurtseverliğin doğurduğu sonuçlar, kişisel bencilliğinin doğurduğu kötülüklerden daha az yıkıcı değildir. Böylesi bir yurtseverlik değişik memleketlerin insanlarını yalnızlaştırır, birbirinden ayırır birbirine yardım edecek yerde birbirinin gözünü çıkarmaya sürükler onları. Savaş dediğimiz korkunç ve kanlı canavarın babası da odur işte.” Böyle diyen bir kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilebilir?
İçe kapalı kişilik özelliklerini benimseyen
| |
Kötülüklerden yana olanlardan nefret eden
| |
Uluslararası işbirliği ve dayanışmadan yana olan
| |
Yurtseverliği her şeyin üstünde tutan
| |
Ulusal değerlere önem veren
|
Soru 6 |
Bir yıl kadar oluyor; Doğu - Batı üstüne yazdığım eleştiriye ünlü yazar M. Cevdet Anday ağır bir cevap vermişti. Düşüncelerimi tartışmak dururken, beni aşağılamaya, alaya almaya hatta ezmeye yönelen bir davranışa kapılmıştı. Öfkenin balıyla beslenen bu davranışı önemseyememiştim. iki nokta ilgimi çekmişti daha çok: Birinci, Anday kendisini övdüğüm kısımları es geçiyor, eleştirdiğim kısımları çürütmeye çalışıyordu. İkincisi, Anday, bir başka yazar kendisini Montaigne’le karşılaştırarak övünce susuyor, fakat ben aynı karşılaştırmayı ters yönden yapınca kükrüyordu. Bu kurnazlıktan tuhaf bir sonuç doğuyordu: Demek ki ………….. Düşüncenin akışına uygun olarak bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Eleştiride nesnel olmaya çalışmak, her şeyden önemlidir.
| |
Türk edebiyatının en büyük şairi M. Cevdet Anday’dır.
| |
Bir yargı, bir yöntem Anday’ın yararına ise doğru, değilse yanlıştır.
| |
Edebiyatımızda, övülecek yazarlar pek çoktur.
| |
Amacından uzaklaşan bir eleştiri çoğu kez yapıcı olamıyor.
|
Soru 7 |
“insan, yeni bir şey getirmeyeceğini bilse bile, La Fontaine’den hiçbir zaman usanmaz. Ondan söz etmek demek, doğrudan doğruya deneyden, hayatın verdiği ahlâk dersinden, ince ve derin, evrensel ve çeşitli alay yoluyla neşelendirilmiş, canlandırılmış en güzel duygularla daha da düzeltilip güzelleştirilmiş hayatın kendisinden söz etmek demektir.” Bu parçada La Fontaine’nin daha çok hangi özelliği vurgulanmaktadır?
Hayal gücünü zenginleştirmesi
| |
Kişiyi yaşam gerçeklerinden uzaklaştır¬ması
| |
Eserlerinin çekiciliği
| |
Alaylı bir anlatım yolu kullanması
| |
Yaşamın gerçeklerinden söz etmesi
|
Soru 8 |
Eserleri farklı biçimlerde anlamaya çalı¬şan okuyuculara
| |
Eseri anlamadan yüzeysel bir şekilde eleştiren okuyuculara
| |
Eseri kendi görüşleri doğrultusunda eleştiren okuyuculara
| |
Yazarı haksız yere eleştiren okuyuculara
| |
Okuduklarından kişisel çıkar bekleyen okuyuculara
|
Soru 9 |
Roman bir uyduruksa da insanı, insan gerçeklerinden büsbütün ötelere aşırdığı söylenemez. Ben her okuduğum romanla asıl kendime yaklaştığıma inanıyorum. Her biri çok yanlı gerçekliğimizi belli bir yandan açar bana. Neden söz ederse etsin bana beni, başkalarını, başarmayı tanıtır. Romancılar var oluşumun nedense benden gizli örtülerini bir bir kaldırır bana Balzac Eugenie Grandet’i yazmasaydı gecem gündüzüm bencillerle geçtiği halde nereden bilecektim bencilliği? Kızıl ile Kara olmasaydı benim de öz gelişmemden haberim olmayacaktı. Göste Berlingle kuzeyi dolaşmasaydım, en soğuk geçen kışları bile sevmez. Bahar gelince de toprağın coşkusuna kapılamazdım ki... Bu paragrafta özellikle vurgulanan düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
Günümüzde yaşam gerçeklerini vurgulayan romanlar yazılmaktadır.
| |
Yaşamın farkına varamadığımız birçok güzel ve çirkin yanını bize romanlar tanıtmıştır.
| |
Roman bir içe açılmadır, bu yönüyle kişinin özeleştiri yapmasına zemin hazırlar.
| |
Eugenie Grandet ve Kızıl ile Kara gibi yapıtlar roman türünün en güzel örnekleridir.
| |
Gerçek bir roman insan yaşamının bilinen değil bilinmeyen yanlarını ele almalıdır.
|
Soru 10 |
Saygınlığı
| |
Güvenilirliği
| |
Yıpratıcılığı
| |
Eğiticiliği
| |
Etkileyiciliği
|