2016 LYS Edebiyat Soruları – (Çıkmış Sorular)

2016 LYS TÜRK EDEBİYATI SORULARI

BU TESTİ ONLİNE ÇÖZMEK İÇİN TIKLAYINIZ.

1. Öğleden önceleri, yemiş toplayan işçilere yardım ederdim. Sabahları yaptığım bu beden hareketlerinin doğurduğu neşe (sevinç) (I) ile yemek saatinde istirahat etmek (nefes almak) (II) bana çok tatlı geliyordu. Bu durum uzar da güzel havanın çekiciliğine dayanamazsam (karşı koyamazsam) (III) buralardan kaçar (görünmeden gider), (IV) bir sandala atlayıp (binip) (V) gölün ortasına kadar giderdim.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi, ayraç içinde verilen açıklamasıyla anlamca uyuşmamaktadır?

A) I.     B) II.  C) III.   D) IV.    E) V.

 

2. (I) Simitçi Mehmet Amca’nın evinin karşısındaki kerpiç binaların hepsi yıkılmış. (II) İnşaat tabelaları dikilmiş yıkıntıların üzerine. (III) Bu sokağın eskileri yavaş yavaş çekilmişler buradan. (IV) Mehmet Amca, birkaç kişi ve birkaç eski ev kalmış bu sokakta. (V) Evinin önüne minder atıp oturan ihtiyarlar ve o sokaktaki bakkal dükkânı da yıkılan kerpiç evlerle beraber hatıralara karışıp gitmişler.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde mecazlı söyleyişe yer verilmiştir?

A)I. ve II.

B) II. ve III.

C) III. ve IV.   

D) III. ve V.  

E) IV. ve V.

 

3. “Yaptığım tablolar, kişiye özeldir; belki aylarca askıda sessizce durur, ta ki sahibine kavuşana dek.” diyen bir ressam, sanat eserleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine dikkat çekmektedir?
A) Hayal dünyamızı genişleten ürünler olduğuna
B) Sanatçının yaşamından izler taşıdığına
C) Herkesin dünyasına hitap etmediğine
D) Belli bir birikim sonucunda oluştuğuna
E) Öğretici bir yönünün bulunmadığına.

 

4. (I) ben tarihsel romanı genişletilmiş şimdiki zaman” olarak görüyorum. (II) Eliot da böyle düşünüyor; tarihsel romanın, geçmişi bugüne taşıması noktasında. (III) Geçmişin bir anlamı olduğunu düşünecek olursak bu anlamın, bugünün insanına ne ifade ettiğini anlatan bir roman da tarihsel bir roman olarak görülebilir. (IV) Kısacası tarihin farklı iki yorumu biçiminde algılanan “genişletilmiş şimdiki zaman” kavramı benim için önemlidir. (V) İster bugünden geçmişe dönüşümüz biçiminde algılansın bu kavram; ister geçmişin bugüne taşınması biçiminde…

Tarihsel romanın ele alındığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, bir değerlendirme yapılmıştır.
B) II. cümlede, önceki cümleyi desteklemek için tanık gösterilmiştir.
C) III. cümlede, bir koşul ve buna bağlı bir olasılıktan söz edilmiştir.
D) IV. cümlede, bir kavramın tanımı yapılmıştır.
E) V. cümlede, bir kavramın farklı yorumlanmasından söz edilmiştir.

 

5. (I) Günümüzde çok sayıda Kızıldeniz kökenli canlı türü Akdeniz’e girip yerleşmiş durumda. (II) Bugün Akdeniz’de yapacağınız her dalışta Kızıldeniz kökenli türler görmek mümkün. (III) Hatta denilebilir ki bu türlerin girişi aynı hızla devam ederse gelecekte yeni türler görmek çok daha zor olacak. (IV) Çünkü Kızıldeniz kökenli türler, yeni türlerin üzerinde kolayca baskı kuruyor ve onların yaşam alanlarını daraltarak ortamdan uzaklaşmalarına sebep oluyor. (V) Bu türlerden biri de bilimsel adı Halophila stipulacea olan geniş yapraklı “deniz çayırı”dır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir çıkarım söz konusudur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

 

6.
Koca şehrin üstünde ipi kopmuş bir uçurtmayım;
Rüzgârlara kayıyor göğsüm sarsıla sarsıla.
Koca şehrin üstünde ipi kopmuş bir uçurtmayım;
Ki uçurtmuştu beni çocukluğum, hülyalarıyla.

Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur?

A) Ünsüz yumuşaması

B) Ünsüz benzeşmesi

C) Ünlü düşmesi

D) Ulama

E) Ünlü daralması

 

7. Aşağıdakilerden hangisi, ögelerinin sıralanışı yönünden “Gözlerimi açtığımda saatim ve bozuk paralarım, baş ucumdaki komodinin üzerinde garip bir ölü doğa resmi gibi duruyordu.” cümlesiyle aynıdır?

A) Öğlen, arkadaşım bize gelince çocuklar gibi sevinmiştim.
B) Sabah annemle ben evin yanındaki parkta bir iki saat yürümüştük.
C) Geçenlerde burada da ulaşımı engelleyecek derecede yoğun bir kar yağışı olmuştu.
D) Geçen yıl yağan şiddetli yağmurda dizlerime kadar suya batmıştım.
E) Eve gelirken babam uzun zamandır görmediği bir arkadaşına rastlamıştı.

 

8. Aşağıda verilen dizelerin hangisindeki altı çizili sözcük, türü bakımından diğerlerinden farklıdır?

A) Sarı çiçek sallanıyor naz ile
Karışmış güllere çimenin dağlar
B) Ak elleri elvan elvan kınalı
Karadır gözleri sürmeli değil
C) Çıktım seyreyledim Niğde’yi, Bor’u
Acep gezsem ela gözlüm var m’ola
D) Kıvrım kıvrım olmuş zülfünün teli
Mor menekşe boynun eğdiği gibi
E) Yeşil olur bizim ilin dağları
Dağlara çıkmanın zamanı şimdi

 

9. O gece, en derin gönül macerasına dalmış akranlarının bile gözlerine uğrayan uyku, onun gözlerine uğramamış: gözleri, karanlık odanın tavanında bir satranç tahtasına takılıp kalmış, kendi kendine bir hayal âlemine dalıp gitmişti. .

Bu cümlede aşağıda verilenlerden hangisi yoktur?
A) Dönüşlülük zamiri

B) Sayı sıfatı

C) Kişi zamiri

D) Belgisiz zamir

E) İşaret sıfatı

 

10. Lyon, bir milyonu aşan nüfusuyla (I) Fransa’nın üçüncü büyük kenti. UNESCO’nun (II) Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu tarihî (III) kent merkezindeki dar sokaklar, tüneller görülmeye değer. Sinema bu kentte icadedilmiş. (IV) Bu nedenle sinemanın ana vatanı (V) sayılıyor.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

A) I.       B) II.       C) III.     D) IV.      E) V.

 

11. Yazma azmim nedense son zamanlarda tamamen kaybolmuştu. Oysa biliyordum, kervan yolda düzülür; fikir ne kadar iyi olursa (I) olsun yazmaya başlamadan yazamaz (II) yazmayı sürdürmeden metni bitiremezsiniz. Sonuçlandırmadığınız zaman da fikrinizin iyi olup olmayışının (III) bir fikrinizin dahi olmamasının (IV) konuyu araştırmak için harcadığınız sürenin (V) topladığınız kaynakların hiçbir önemi yoktur.

Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisine virgül (,) konulamaz?

A) I.   B) II.    C) III.    D) IV.    E) V.

 

12.
I. Bu merak, son yıllarda İtalya’da nelerin değiştiğine yönelik sorular silsilesi aslında.
II. Algımızın bizi rahatlatmasına rağmen İtalya’da doğa, insanlığın geçirdiği değişimin çırpınışlarını pek hissettiremedi bize.
III. İtalya’da birçok şeyin değişmediğini söyleyen algımız bizim rahatlamamızı sağlıyor.
IV. Uzun bir aradan sonra tekrar geldiğimiz İtalya’da daha ilk andan itibaren içimizi bir merak kaplıyor.
V. Soruların cevabını her zaman kendinden emin olan algımızın vermesini bekliyoruz.

Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?

A) I.     B) II.    C) III.   D) IV.   E) V.

 

13. (I) Ingiliz evren bilimci Stephan Hawking bugün neredeyse herkesin tanıdığı, başarılı bir bilim insanıdır. (II) ALS hastalığı Hawking’in vücut fonksiyonlarını büyük ölçüde etkiliyor ama onun insanlarla iletişim kurmasına engel olamıyor. (III) Başarısının önemli bir kısmı, daha önce birbirinden ayrı alanlar okarak görülen kuantum mekaniği, genel görelilik ve termodinamiği birleştirebilmesinden kaynaklanıyor. (IV) Hawking, bu sayede bilim dünyasına, başta kara deliklerin özellikleri olmak üzere birçok konuda yeni fikirler sunmuştur. (V) Ama dünya çapında tanınmasında bilimsel çalışmaları kadar kitaplar yazmasının, konferanslara katılmasının ve çalışmalarının sonuçlarını geniş kitlelerle paylaşmasının da payı var.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

 

14. Sinema, sadece hikâyeyi veya durumu perdeye taşımakla ilgili bir süreç değildir bence. Sinemayı on adımlık bir süreç olarak düşünecek olursak belki sadece iki adımı, kamera çekimleri ve kurgu ile ilgilidir. Oysa pek çok festival sinemacısı, bu iki adımın bütün sürecin ta kendisi olduğunu düşünmektedir. Bu, yaratıcı üretimi doğrudan doğruya olumsuz etkileyen bir yaklaşımdır. Geriye kalan sekiz adım bizim nasıl olduğumuzla ilgilidir; ne okuduğumuz, neye inandığımız, nereleri gördüğümüz, ne yaşadığımız, ne yaşamak istemediğimiz…

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Öznellik söz konusudur.
B) Neden-sonuç ilişkisi kurulmuştur.
C) Koşul dile getirilmiştir.
D) Açıklamadan yararlanılmıştır.
E) Örneklemeye yer verilmiştir.

 

15. Gestalt psikolojisine göre bir parçayı ait olduğu bütünden soyutlayıp incelemek hatalıdır. Çünkü bir bütün, kendisini oluşturan parçaların basit bir toplamı değil, parçaların toplamından daha fazla bir şeydir; örneğin bir melodi kendisini oluşturan notaların basit bir toplamı değil, bu notaların bir sisteme göre düzenlenişinin ürünüdür. İnsanı anlamlandırırken de bu psikolojiden yola çıkmakta fayda var. Sonuçta, -—.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) insanı anlamak istediğimizde çevresi ve iç dünyasını bir arada ele almalıyız
B) sosyal ve fiziksel çevremiz algılarımızın oluşmasında önemli bir role sahiptir
C) çevremize yönelik algılarımız, çevremizi şekillendirme gücüne sahiptir
D) insan ve çevre karşılıklı etkileşim içindedir, birbirlerini şekillendirirler
E) diğer insanları algılama şeklimiz onları etkileyip aynı zamanda da değiştirebilir

 

16. Evet, doğru. Hepimiz, içimizde tanımadığımız onlarca insanla dolaşıyoruz. Farklı yaşlardaki ben’ler, hepsi ayrı ayrı insanlar… Ve diyorsun ki “Bu ben değilim!” Haklısın belki ama o, eski sen! Bugün kendine benzer görmediğin insanları dışlıyorsun ya hani, işte sen de ötekileştirdiğin o insanlar gibiydin.

Bu parçada geçen “Hepimiz, içimizde tanımadığımız onlarca insanla dolaşıyoruz.” sözüyle vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kendimizi olduğumuz gibi kabullenmenin sanıldığı kadar kolay olmadığı
B) Yaşamımızın çeşitli dönemlerine özgü özellikleri içimizde taşıdığımız
C) Çevremizdeki insanların kişiliğimizin farklı yönlerini biçimlendirdiği
D) Yaşam şartlarının insanı ne kadar değiştirdiğini zamanla fark ettiğimiz
E) Yaşlandıkça değişebileceğimiz gerçeğiyle artık yüzleşmemiz gerektiği

 

17. Şiirde yenilikten kastım, genç şairin ilk bulduğu şiire saldırmakla işe başlaması değil. Şiirde yenilik, şairin yapması gerekenleri iyi tespit edip doğru zamanı beklemesiyle bağlantılı aslında. Cesareti tek başına yeterli görmek, şairin ölü dogmasına veya kaleme aldıklarının yankısız bir deneme olarak kalmasına neden olacaktır. Bilgi ve birikim için de aynı durum geçerlidir.

Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şiirde cesaret, gereksiz yerde yansıyıp kaybolan bir sese benzer.
B) Bilgi ve birikim er ya da geç şiir yaşantısında yeniliği doğuracaktır.
C) Büyük şairler, gençken sessiz kalıp olgunluklarında ortaya çıkmıştır.
D) Yenilikçi şair, bilgi ve birikimiyle yerinde bir hamle için fırsat kollar.
E) Şairin yenilikçi olabilmesi için farklı şiir ortamlarında bulunması gerekir.

 

18. İnsanın kendi dünyasından başkalarının dünyasına geçmesi güçtür. Her yazarda geçerli olan bu durum, benim için de geçerlidir. Bu nedenle yazmaya başlamadan önce kimi sorularla kendimi bir sınavdan geçirir, yazacağım kahramanlarla özdeşleşir, sonra yazmaya koyulurum. İlk cümleleri ararken kendimi daha önce hiç görmediğim, kocaman bir şehirde hisseder, yolları şaşırmaktan ürkerim. Aylar, yıllar boyu yazacaklarımı inceden inceye planlamış, dahası romanın bitmiş hâlini görmeye başlamışımdır ama yine de harita yabancı, karışık, çıkışsız görünür gözüme. Yolculuğa hangi dönemeçten girmeli? Hangi köşeleri yoklayarak o vurucu sözcükleri saklandıkları yerden çekip çıkarmalı? Benim için en zor iş, pusulam olacak o ilk sayfadır. Onlarca başlangıçtan, karardan ve gidiş gelişten sonra kapıyı aralarım ama hiçbir zaman en doğru başlangıcı yaptığımdan emin olamam.

Aşağıdakilerden hangisi böyle diyen bir yazarın yazma tutumuyla bağdaşmaz?

A) Romanın daha başlangıcındayken sonunu bilme
B) Bir ön hazırlıktan sonra yazmaya başlama
C) Kendisiyle ilgili iç gözlem yapma
D) Roman kişileriyle bütünleşme
E) Yaşamının kararsızlığını üslubuna yansıtma

 

19. Spor, her türden bedensel hareketin bir bileşkesi olarak ortaya çıkar. Koşarken bacaklarımız, tenis oynarken kollarımız, yüzerken neredeyse tüm vücudumuz hareket eder. Sayısız spor çeşidi ve hareketi, kas gelişimini tetikler. Böylece vücudumuz daha esnek ve güçlü hâle gelir. Spor esnasında salgılanan hormonlar ile kendimizi daha iyi ve mutlu hissederiz. Spor, ruh sağlığımızı da olumlu etkiler. “Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur.” sözü, bu harika sonuçları geniş kitlelere ilan etmek için söylenmiş güzel bir sözdür.

Bu parçada sporla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

A) Ruh sağlığına katkısına
B) Vücut gelişimini sağladığına
C) Harekete dayalı bir faaliyet olduğuna
D) Doğru beslenmeyle ilişkisine
E) Birçok dalı olduğuna

 

20. – 21. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Ne kitap sayfaları ne gazete kâğıtları; hiçbiri bir edebiyat dergisinin yaprakları kadar yakışmıyor okurun parmaklarına. Bu, dünyayı harflerle tamir etmek isteyen gönüllülerin, dünyanın ancak harflerle tamir edileceğine inanan insanlara tattırdıkları bir ayrıcalıktır. Bir edebiyat dergisini çıkaranlar; dergilerinin yapraklarına sadece kelimeleri değil ormanlardan kesilip getirilen ağaçların hafızasındaki sayısız kuş sesini, sayısız gün batımını, sayısız çiy tanesini de pay ederek sanki kullandıkları kâğıda başka türden bir hayat vermek istemişlerdir. Edebiyat dergilerinin, dokundukça parmaklarımızı biraz daha incelten kimyaları, yapraklarına sinmiş o kuş seslerinden, o gün batımlarından kaynaklanıyor olsa gerek! Yalnızca kâğıda değil kâğıdın kaynağına ve onun sökülüp getirildiği özgür iklimlere duyulan minnet boşuna değildir elbette.

20. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Mecaz anlamlı sözcükler kullanılmıştır.

B) Betimleme öğelerine yer verilmiştir.

C) Çıkarımda bulunulmuştur.

D) Karşılaştırma yapılmıştır.

E) Sayısal verilerden yararlanılmıştır.

21. Bu parçadan hareketle edebiyat dergileriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?

A) Diğer türlere göre daha fazla sevilmesi kağıdının niteliğinden kaynaklanır.
B) Ağaçtan üretilen dergi sayfalarında doğanın güzelliği de okurla buluşur.
C) Kâğıda basılan ürünler içinde en değerli olanıdır.
D) Hiçbir yazılı yayın onun kadar okuruyla bütünlük oluşturmaz.
E) Dünyanın sanatla düzeleceğine inanan insanların ürünleridir.

 

22. – 23. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

 

(I) Bugün devlet ve vakıf üniversitelerinde, öğrencilerin hem kendilerini iş yaşamına hazırlamaları hem de deyim yerindeyse cep harçlığı kazanmaları için değişik çalışma programları mevcut. (II) Bu programlar sayesinde öğrenciler bir yandan eğitimlerini ara vermeksizin sürdürürken bir yandan da üniversite içindeki çalışma ortamında iş deneyimi kazanıyor ve ihtiyaçlarının en azından bir kısmını karşılayabilecekleri küçük bir gelir elde ediyorlar. (III) Üniversiteden mezun olduktan sonra öğrencilerin öz geçmişlerine yazabilecekleri bu ilk tecrübeleri, iş bulmalarına yardımcı olduğu gibi işlerine kolayca adapte olmalarını da sağlıyor. (IV) Böylece öğrenciler, okul için değil hayat için öğrenmeye ilk adımlarını atıyorlar. (V) Bu sayede öğrenciler, mezun oluncaya kadar geçen sürede akademik gelişimlerinin yanı sıra ilgi, yetenek ve kariyer hedefleri doğrultusunda da eğitici etkinliklerde bulunuyor; yaşamlarını daha renkli, eğlenceli ve keyifli hâle getiriyorlar.

 

22. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, öğrencilere sunulan imkânlarla ilgili tespit yapılmıştır.
B) II. cümlede, önceki cümleyle ilgili ek bilgi verilmiştir.
C) III. cümlede, öncekilerden farklı bir kazanımdan söz edilmiştir.
D) IV. cümlede, öğrenmenin amaçlarından biri dile getirilmiştir.
E) V. cümlede, öğrencilerin iş bulmalarındaki kolaylıktan söz edilmiştir.

 

23. Bu parçadan üniversitelerdeki çalışma programları ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Öğrencilerin kişisel gelişimine yardımcı olmaktadır.
B) Öğrencilere, okul yaşamlarında ekonomik getiri sağlar.
C) Yaşamı, öğrenciler için daha keyifli kılmaktadır.
D) Öğrencilerin branşlaşmada doğru tercih yapmalarını sağlamaktadır.
E) Öğrencilerin çalışma hayatına uyum sürecini kolaylaştırmaktadır.

 

24. – 25. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

 

(I) Ünlü Fransız filozoflarından olan Rene Descartes, özellikle “Düşünüyorum, öyleyse varım.” cümlesiyle tanındı. (II) 17. yüzyılın başlarında yaşayan ve rasyonalizmin kurucularından olan Descartes, elbette ki bilime bu cümlenin çok daha ötesinde katkılarda bulundu. (III) Fizik ve analitik geometrideki çalışmalarıyla tanındı, düşünceyi her türlü dogmanın üstünde tuttu, metodik kuşkuculuğu benimsedi ve her fâni gibi öldü. (IV) Günümüze kadar Descartes’ın, kraliçenin özel davetiyle gittiği İsveç’te ağır kış koşullarına dayanamayıp zatürreden öldüğü söyleniyordu. (V) Paris ve Stokholm arşivlerinde yıllarca yapılan bir araştırmanın ürünü olan bir kitap, gerçeğin farklı olabileceğini söylüyor. (VI) Erlangen Üniversitesi öğretim üyelerinden Theodor Ebert’a göre Descartes herhangi bir hastalıktan değil, Katolik bir rahibin kendisine verdiği arsenikli ekmek yüzünden öldü.

24. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?

A) II. B) III. C)IV. D)V. E) VI.

 

25. Descartes’ın anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) II. cümlede, hangi düşünce akımının öncüsü olduğu belirtilmiştir.
B) III. cümlede, bilim dünyasına olan bakış açısı verilmiştir.
C) IV. cümlede, bilinen ölüm nedeninden söz edilmiştir.
D) V. cümlede, yaptığı araştırmaların çokluğuna işaret edilmiştir.
E) VI. cümlede, ölümünün farklı bir sebebe bağlı olabileceği dile getirilmiştir.

 

26.
Ya sen ey karınca taciri gazeteci
Ağzının içinde bir sap ebegümeci
Kaşlarında macera gözlerinde oyun
Şeytan gibi kaçan yollu bisikletinle
Yırtık çizmelerin kadife kasketinle
Getir o eski sevincini çocukluğun

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

A) 13’lü hece ölçüsü ile yazılmıştır.

B) Didaktik bir üslup kullanılmıştır.

C) Benzetmeye başvurulmuştur.

D) Tasvirden yararlanılmıştır.

El Geçmişe özlem dile getirilmiştir.

 

27.
Çukurova bayramlığın giyerken
Çıplaklığın üzerinden soyarken
Şubat ayı kış yelini kovarken
Cennet dense sana yakışır dağlar

II

Tut atalar sözün kalbi selim ol
Gönülden gönüle yol var demişler
Gider yavuzluğu tab’ı halim ol
Sarp sirke kabına zarar demişler

 

Aşağıdakilerden hangisi, numaralanmış bu dörtlüklerin ortak özelliklerinden biri değildir?
A) Redife yer verilmesi

B) Yarım kafiyenin kullanılması

C) Hece vezniyle yazılması

D) Söz sanatlarından faydalanılması

E) Yalın bir söyleyiş tercih edilmesi

28.
Bu şehirde sokaklar seni düşünür
Bu sokaklarda evler seninle dolu
Bu evlerde huzur bir şarkıdır söylediğin
Sen yürürken bir kilim dokunur kilometreler boyunca
Düşer kaldırımlara nakış nakış güzelliğin

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Birinci dizede, insana ait bir özellik cansız bir varlığa nispet edilerek etkileyicilik sağlanmıştır.

B) İkinci dizede, “seninle” sözcüğündeki mecazımürselle sevgiliye ait kimi özellikler çağrıştırılmıştır.

C) Üçüncü dizede, “huzur” ile “şarkı” sözcükleri arasında bir tezatlık söz konusudur.

D) Dördüncü dizede, sevgilinin güzelliği mübalağa yoluyla dile getirilmiştir.

E) Beşinci dizede, güzellik istiare yoluyla somut bir nesne gibi düşünülmüştür.

 

29. Genellikle bir sanat değeri taşımayan bu nedenle de edebî bir tür sayılmayan; öğretme, tanıtma ve tasvir etme amacı taşıyan; konuları bakımından bir bölgeyi, bir eşyayı veya bir insanı işleyen -—, son yıllarda gazeteyle birlikte yaygınlaşmıştır. Görüntülü iletişim araçlarının hayatımıza girmesiyle beraber bu tür. ayrı bir mahiyet kazanarak televizyon ve sinemaya taşınmıştır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) konferans

B) sempozyum

C) röportaj

D) açık oturum

E) panel

 

30. Geleneksel Türk tiyatrosu ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Dramatik türde sadece Karagöz ve orta oyununu bilen Türk seyircisi, Tanzimat’tan sonra türün Avrupai şekillerini de tanımaya başlar.
B) Karagöz ve orta oyunundaki tüm tipler, tek bir kişi tarafından taklit yoluyla canlandırılır.
C) Karagöz ve orta oyununda, olayların akışı başlıca iki kişinin üzerindedir.
D) Karagöz ve orta oyununda Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan farklı etnik zümrelerin şiveleri önemli rol oynar.
E) Karagöz ve orta oyununda diyaloglar belli bir çerçeve doğrultusunda doğaçlama olarak gerçekleştirilir.

 

31. 1914 yılında seferberlik davulları çalarken Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğmuşum. Babam avukat, çiftçi, parti lideri. Annem eski öğretmenlerden Azime Hanım. Biri erkek olmak üzere benden küçük dört kardeşim var. Evliyim, dört çocuk babasıyım. Yıllardır kalemimle geçiniyorum.

Bu parça aşağıdaki edebî türlerden hangisine örnek verilebilir?

A) Otobiyografi

B) Biyografi

C) Fıkra

D) Deneme

E) Makale

32.
• 12. yüzyılda Ahmet Yesevi tarafından yazılmıştır.
• Türk kültürünün Orta Asya sahasında İslamiyet’in kabulüyle başlayan değişiminin ve yeniden yapılanmasının ilk ürünlerindendir.
• Eser, İslam ruhuna uygun ideal insan ve toplum oluşturma çabalarının bir ürünü olarak ortaya çıkmıştır.

Bazı özellikleri verilen eser aşağıdakilerden hangisidir?

A) Divan-ı Hikmet

B) Kutadgu Bilig

C) Atabetü’l-Hakayık

D) Divanü Lügâti’t-Türk

E) Vesiletü’n-Necât

 

33. Türk edebiyatında gerçek anlamda ilk mizahi ürünler; masallar, fıkralar ve seyirlik oyunlardır. Divan edebiyatında bir kimseyi yermek, olumsuz bir gidişatı eleştirmek amacıyla yazılan hicviyeler de bir çeşit mizah ürünüydü. Bu tür metinlerde abartılı bir dil kullanılır ve hicvedilen kişi âdeta yerin dibine geçirilmeye çalışılırdı. -—, bu bağlamda akla gelen ilk örneklerden biridir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) Nâbî’nin Hayriyye’si

B) Şeyhî’nin Harnâme’si

C) Nef’î’nin Siham-ı Kaza’sı

D) Bağdatlı Rûhî’nin Terkib-i Bend’i

E) Fuzûli’nin Şikâyetname’si

 

34.
Seni sevmek bana verse de çile
Yılmadan çekerim yeter ki he de
Senin gibi biten ender bir güle
Gözyaşı dökerim yeter ki he de

Bu dörtlüğün nazım türü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Taşlama

B) Koçaklama

C) Güzelleme

D) Ağıt

E) Destan

 

35.
I. Bahariyye – Pastoral şiir

II. Nasihatname – Lirik şiir

III. Gazavatname – Epik şiir

IV. Menakıbname – Satirik şiir

Yukarıda numaralanmış tür eşleştirmelerinden hangileri yanlıştır?
A) I. ve II.
B) I. ve III.
C) II. ve III.
D) II. ve IV.
E) III. ve IV.

 

36. Türk edebiyatındaki en önemli temsilcisi Yunus Emre olan ilahi; Allah aşkını konu edinen, onu övmek için özel bir ezgiyle yazılıp söylenen, herhangi bir tarikat izi taşımayan şiirlerdir. Bu şiirler; söylendiği yere, kesime veya tarikata göre farklı isimler alır.

Aşağıdakilerden hangisi bu isimlerden biri değildir?

A) Âyin

B) Nefes

C) Tapuğ

D) Devriye

E) Deme

37. Türk nesri, -— ile edebî bir kimlik kazanmıştır. Divan edebiyatının özenli hatta bir çeşit süslü nesrinin ilk büyük sanatkarı odur. Fars edebiyatının secili cümlelerini ve mecazlı anlatımını benimsemiş olan sanatçı. bir bakıma klasik nesrin temelini attığı dinî-tasavvufi içerikli -— adlı eserinin ön sözünde, eseri güzel görünsün diye bu tür söz sanatlarına yöneldiğini belirtmiştir. Eserin dili süslü ve özenli olsa da devrine göre anlaşılabilir biçimdedir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) Âşık Paşa – Garibnâme

B) Nergisi – Nihâlistan

C) Sinan Paşa – Tazarrunâme

D) Veysi – Hâbname

E) Evliya Çelebi – Seyahatname

 

38. -—; gazellerinde gerçek aşkı, zevki ve eğlenceyi gerçekçi bir üslupla dile getirmiştir. O, -— gibi üzüntü ve acılarını tasavvufi kavramlardan hareketle sembolik bir dille yansıtan yanık bir âşık değil neşeli bir kişiliktir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) Hoca Dehhani – Nesimi

B) Nedîm – Fuzûli

C) Bâkî – Hayali

D) Zâtî – Şeyhülislam Yahya

E) Bağdatlı Rûhî – Şeyh Galip

 

39. XVI. ve XVII. yüzyıllarda yaşayan, Yunus Emre ile Nasreddin Hoca gibi nereli olduğu konusunda değişik rivayetler bulunan bir saz şairidir. Çukurova, Balkanlar, Azerbaycan, Türkmenistan gibi değişik bölgelerde yaşadığı düşünülen saz şairi hakkındaki bir başka tartışma da Barak veya Varsak boyuna mensup olup olmadığıdır. Şiirlerinin temasını genellikle güzellik ve gurbet kavramları oluşturan âşık, bütün şiirlerini hece ölçüsüyle söylemiştir.

Bu parçada söz edilen saz şairi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Köroğlu

B) Âşık Ömer

C) Karacaoğlan

D) Ercişli Emrah

E) Gevherî

40. Devrin siyasi koşulları gereği içe kapanma, maraziliğe varan bir melankoli ve kişisellik bu grubun olumsuz özellikleri gibi görülse de estetik değerlerde derinleşme ve gelişme daha belirgindir. Yeni bir edebî dilin oluşmasını ve gelişmesini sağlamışlardır ama bir önceki nesil tarafından sadeleştirilmeye çalışılan yazı dilini yeniden ağırlaştırdıkları için eleştirilmişlerdir. Gerek şiirde gerekse nesirde ahenkli kelimelere, Arapça ve Farsça tamlamalara, eski sözlüklerde bulunan fakat Arapça ve Farsçada dahi artık kullanılmayan bazı sözcüklere şiirlerinde yer vermişlerdir.

Bu parçada sözü edilen edebî topluluk veya dönem aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yedi Meşale

B) Tanzimat

C) Millî Edebiyat

D) Servetifünun

E) Garip

 

41. Ben “edebî” sayılabilecek hiçbir eser yazmadım. Çünkü benim eserlerimin çoğunu yazdığım sıralarda edebiyattan anlamayanlar, toplumumuzun büyük çoğunluğunu teşkil ediyordu. Benim emelim de fazlaca eser vererek çoğunluğa hitap etmek, onları aydınlatıp dertlerine tercüman olmaya çalışmaktı. Zaten edebiyat yapmaya ne vaktim ne de kalemim müsaitti. Bence o dönemde “edebî” eser vermek, karnını doyuramamış bir kimseye meyve ikram etmek kadar garip bir hareketti.

Aşağıdakilerden hangisinin edebiyat anlayışı, bu parçadaki yazarla örtüşür?

A) Sami Paşazâde Sezai

B) Ahmet Mithat Efendi

C) Mehmet Rauf

D) Halit Ziya Uşaklıgil

E) Abdülhak Hamit Tarhan

 

42. Şair, Tanzimat’tan sonra Divan edebiyatına ilk fakat usta bir söyleyişe kavuşmuş şuurlu bir dönüşü temsil etmektedir. Yeni şiirin sadece Batı ya değil millî örneklere de bağlanmasını istemiştir. Şair, Köylü Kızların Şarkısı adlı şiiri ile edebiyatımızın ilk ve şaşılacak kadar yeni olan ahenkli köy şiirini ortaya koymuştur. Bu şiirde köylülerin konuşmaları, yaşayışları ve duygulanışları aruz vezni içinde canlı bir üslupla yansıtılmıştır. Ayrıca Fransız şiirinden başarılı tercümeler de yapmıştır. Şiirlerini Ateşpâre, Şerare ve Füruzan isimli kitaplarda toplamıştır.

Bu parçada sözü edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nabizâde Nâzım

B) Recaizade Mahmut Ekrem

C) Ziya Paşa

D) Şemsettin Sami

E) Muallim Naci

 

43. Edebiyatımızda, tabiat ve mizacını şiirlerine onun gibi yansıtabilen pek az şair vardır. Sevgi ve nefretleri, kırgınlık ve sevinçleri, umut ve bezginlikleri, fazileti ve gururu, buğuz ve istihzası, elle tutulurcasına şiirinden sezilir. Gerçekten de onun çok etkili ve mağrur bir kişiliği olduğu yargısı, hatıra yazan bütün arkadaşlarının ortak yargısını oluşturur. Yahya Kemal Beyatlı ise onun bu özelliğini Portreler adlı kitabında “Hırsını yenemeyecek derecede kindar.” cümlesiyle özetlemektedir. Özellikle İstanbul’a olan kinini anlattığı şiiri, Yahya Kemal’in bu cümlesine iyi bir örnektir.

Bu parçada mizacından ve şiirinden söz edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mehmet Âkif Ersoy

B) Süleyman Nazif

C) Cenap Şehabettin

D) Namık Kemal

E) Tevfik Fikret

 

44. —–—, konuşulan Türkçeyi roman ve hikâye dili haline getirmiş ve bu özelliği ile bütün çağdaşlarının takdirini kazanmıştır. Yalın dili, mizah dergilerindeki yazılarında keskinleşen alaycı ifadesi, seçtiği konular, canlandırdığı tipler, özgün anlatım tekniğiyle her seviyeden okuyucunun kendisinde bir şeyler bulduğu ve vazgeçemediği bir yazar olmuştur. Anadolu’daki gezilerinin izlenimlerini derlediği Anadolu Notları, onun denemeci yanını da ortaya koyan önemli bir eseridir. Bu kitaptaki nice parça, okuyucuyu gerçeğin birçok köşesiyle karşılaştırır. Romanlarında canlandırdığı kişilerini asla feda etmekten yana olmaması, onun bu insanları değişik cepheleriyle tanımış olmasından ——kaynaklanır.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Yakup Kadri Karaosmanoğlu

B) Reşat Nuri Güntekin

C) Halide Edip Adıvar

D) Refik Halit Karay

E) Memduh Şevket Esendal

 

45. Sanatçı, Divan edebiyatını Doğu’nun; Tanzimat ve Servetifünun edebiyatlarını ise Batı’nın birer kopyası ve taklidi saydığı için onlara millî sanat gözüyle bakmıyordu. Ona göre gerçek millî edebiyat ancak halk edebiyatıydı. Çünkü Türklerin kültürü, dili, duygu ve hayalleri ancak onda mevcuttu. Kendisi aslında destan ve masallardan çıkarılacak bir Türk romantizmi peşindeydi. 1913 yılından sonra dil, üslup ve kullandığı vezin bakımından Yeni Lisan anlayışının ilkelerine sadık kaldı. Şiirlerini Kızıl EIma, Yeni Hayal ve Altın Işık isimli kitaplarda topladı.

Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ömer Seyfettin

B) Ali Canip Yöntem

C) Mehmet Emin Yurdakul

D) Ziya Gökalp

E) Rıza Tevfik Bölükbaşı

 

46. Bence şiir bir şekil meselesidir. Şekil her şeyden evvel dilin vezin ve kafiye ile yoğrulmasıdır. Vezin, kafiye ve şiire ait diğer kurallar, yavaş yavaş kişisel bir teknik haline gelir. Bu sayede dile önce kendi sesimiz ve biraz da benliğimiz, iç hayatımız, tecrübelerimiz girer. Bütün mesele dili, kendi sesimiz yapmaktır.

Aşağıdakiler hangisi bu şiir anlayışıyla eser vermiş olamaz?
A) Ahmet Hamdi Tanpmar

B) Ziya Osman Saba

C) Ahmet Haşim

D) Yahya Kemal Beyatlı

E) Orhan Veli Kanık

 

47.
I .
Gençlik gelip geçti bir günlük süstü
Ömrüm doymamaktan dünyaya küstü
Eser darmadağın emek yüzüstü
Gidiyorum işim acele

II.
İşim gücüm budur benim
Gökyüzünü boyarım her sabah
Uyanır bakarsınız ki mavi

Aşağıdakilerin hangisinde, numaralanmış bu şiirlerin temsil ettiği şiir anlayışları sırasıyla verilmiştir?
A) Yedi Meşaleciler – İkinci Yeni

B) Mistik şiir– Garipçiler

C) Yedi Meşaleciler – Toplumcu şiir

D) İkinci Yeni – Garipçiler

E) Mistik şiir – İkinci Yeni

 

48.
Artık ne rübâî ne semaî kaldı!

San’atta bir âvâre tedâî kaldı!

Her cephesi ma’mûr şiirden bugüne

Mazbût iki üç kalem, fedâi kaldı.

Bu dörtlükte şair, Türk şiiriyle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?
A) Geleneksel Türk şiirine ilginin yeterli olmamasından
B) Çağrışım unsurlarına yeteri kadar yer verilmemesinden
C) Şair sayısındaki artışın şiir kalitesini düşürmesinden
D) Şiirin sadece belli mekânlarda gelişmesinden
E) Yenilikçi yönünün ilgilenenleri yetkinliğe yönlendirememesinden

 

49. Şiirini kendinden önceki şiir zincirine bir yeni halka olarak ekleyemeyen ozanın yaşayabileceğine hiç inanmadım. İlk kitabımdan bu yana, geçmiş Türk şiirinin rüzgârları, şiirlerimin arasında kendini hissettirdi. Duvar’da, Sisler Bulvarı’nda, Yağmur Kaçağı’nda daha çok Dadaloğlu, Köroğlu bir yandan; Gevherî, Dertli ve Zihnî de öte yandan olmak üzere bir halk şiiri, destan şiiri soluğu vardır. Sonra Divan şiirini hesaba katmamanın yanlış hatta sersemce bir iş olacağını düşündüm. Ben Sana Mecburum, Bola Çiçeği bu düşüncemin denemelerini gün ışığına çıkarmıştır.

Bu parçada kendisinden söz eden sair aşağıdakilerden hangisidir?
A) Attila İlhan

B) Turgut Uyar

C) İlhan Berk

D) Edip Cansever

E) Sezai Karakoç

 

50. Edebiyatımızda bazı sanatçılar eserlerinde işledikleri konulara göre takma isimlerle anılır olmuştur. Masalcı Baba, Bayrak Şairi, Halikarnas Balıkçısı, Destan Şairi, Evler Şairi… bunlardan bazılarıdır.

Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada takma isimleri belirtilen sanatçılardan biri değildir?
A) Arif Nihat Asya

B) Behçet Necatigil

C) Cevat Şakir Kabaağaçlı

D) Faruk Nafiz Çamlıbel

E) Eflatun Cem Güney

 

51. İlk şiirini 1927’de Güneş dergisinde yayımlayan şairin ilk dönem şiirlerinde Ahmet Haşim’in belirgin bir etkisi görülür. Bireysel duygulanmalarını estetikçi bir yaklaşımla şiirin dünyasında buluşturur. Karamsar ve içe dönük bir şairdir. 1940 yılına kadar yazdığı şiirleri romantik, bu tarihten sonraki şiirleri ise toplumsal gerçekçi bir özellik taşır. Devrin sosyal yapısı ve geçim sıkıntısı Nâzım Hikmet’in de etkisiyle onu toplumu önceleyen bir sanat anlayışına yaklaştırır. Yarenlik, Sınıf, Yaşadıkça, Devam, Üsküdar’da Sabah Oldu gibi şiir kitaplarının yanında birçok güldürü dizileri de yayımlanan -—, kendi şiirini “yaşadığı çağa tanıklık eden ve konularını yaşadığı çağdan alan somut bir şiir” şeklinde özetler.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Rıfat Ilgaz

B) Cahit Irgat

C) Sabahattin Ali

D) Ataol Behramoğlu

E) İsmet Özel

 

52. Yazılarımda, sanıyorum bir tek annemin tesirinde kaldım. İlk romanım Küçük Dünyada, bence bu tesir açıkça görünür. İkinci romanım Azap Toprakları’nda kendi üslubumu buldum gibi… Konu bulmaya ve nasıl yazdığıma gelince söz gelimi bir konu gelir içimden, mesela Bulgaristan’daki Türklerin durumu yahut sendika olayları… Böyle şeyleri ve konuyu düşünürken karakterler doğar, önemli karakterler ekseri kendi isimlerini beraberlerinde taşıyıp getirirler, ben bu isimleri değiştirmeyi uğursuzluk addettiğim için ne gelmişse onu yazarım.

Bu parçada romancılığından ve yazma yönteminden söz eden yazar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Emine Işınsu

B) Sevinç Çokum

C) Adalet Ağaoğlu

D) Halide Nusret Zorlutuna

E) Samiha Ayverdi

 

53. Yazarlar, eserlerinde içinde yaşadıkları toplumların tarihlerini konu olarak seçebilirler. Örneğin, Kırımlı yazar Cengiz Dağcı, II. Dünya Savaşı sırasında değişik cephelerde yaşanan vahşeti ilk romanı Korkunç Yıllar ve onun devamı olan Yurdunu Kaybeden Adam başta olmak üzere Türkiye Türkçesi ile yazdığı romanlarında anlatmıştır. Bu romanlarda olduğu gibi yakın tarihimiz de edebiyatımızda farklı yazarlarca konu edilmiştir. Türk edebiyatında özellikle Kurtuluş Savaşı’nın izleri eserlere yansımıştır.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada dile getirilen düşünceye yönelik eserlere örnek olamaz?
A) Yorgun Savaşçı

B) Sahnenin Dışındakiler

C) Dersaadet’te Sabah Ezanları

D) Avare Yıllar

E) Küçük Ağa

 

54.

  • Oyunlarıyla tiyatro edebiyatımıza önemli katkıda bulunan yazarlarımızdandır.
  • İlk dönemde yazdığı Masum Katiller, Kanaviçe, Duvarların Ötesi gibi eserlerde olaylar arasında mantık bağı gözeten klasik oyun kurgulama yöntemine başvurmuştur.
  • Kendi türünde bir başyapıt olan Ocak’ta, öyküyü sağlam bir yapıya oturttuğu, karşılıklı konuşmaları gerçek bir alışveriş ve sürükleyici bir etki-tepki biçiminde örgütlediği, oyunun duygusal öyküsüne sevecen ve tatlı bir tavırla yaklaştığı görülür.
  • Konu seçimi, olaylara yaklaşımı, geçmiş olaylarla şimdikiler arasında köprü kurmaya elverişli
    anlatımıyla düşündürücü olduğu kadar eğlendirici bir yazardır.

Bazı özellikleri verilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Turan Oflazoğlu

B) Cevdet Kudret

C) Necati Cumalı

D) Haldun Taner

E) Turgut Özakman

 

55.
I . İntibah – Ali Bey
II. Araba Sevdası – Bihruz Bey
III. Mai ve Siyah – Ahmet Celâl
IV. Şıpsevdi – Aliye
V. Eylül – Necip

Yukarıdaki numaralanmış roman-kahraman eşleştirmelerinden hangileri yanlıştır?
A) I. ve III.
B) II. ve III.
C) II. ve V.
D) III. ve IV.
E) IV. ve V.

 

56.
Hayır, hayâl ile yoktur benim alışverişim
İnan ki ne demiş isem görüp de söylemişim
Şudur benim cihânda en beğendiğim meslek
Sözüm odun gibi olsun hakikat olsun tek

Bu dizelerde dile getirilen düşünce, aşağıdaki edebi akımlardan hangisi ile ilişkilendirilebilir?

A) Romantizm
B) Realizm
C) Sembolizm
D) Sürrealizm
E) Klasisizm

CEVAP ANAHTARI

1.    B11.    A21.    A31.    A41.    B51.    A
2.    D12.    E22.    E32.    A42.    E52.    A
3.    C13.    B23.    D33.    A43.    E53.    D
4.    D14.    B24.    C34.    C44.    B54.    E
5.    C15.    A25.    D35.    D45.    D55.    D
6.    E16.    B26.    B36.    D46.    E56.    B
7.    B17.    D27.    B37.    C47.    B 
8.    E18.    E28.    C38.    B48.    A 
9.    D19.    D29.    C39.    C49.    A 
10.    D20.    E30.    B40.    D50.    D