TYT TÜRKÇE DENEME SINAVI – 33
1.Aşağıda anlamı verilen sözcüklerden hangisi, ayraç içindeki cümlede, bu anlama uygun olarak kullanılmamıştır?
A) Eritmek: Harcayarak tüketmek. (Çocuk, babasının verdiği parayı iki günde eritmiş.)
B) Kesilmek: Aralık ya da son verilmek. (İzlediğimiz filmin kimi bölümleri kesilmiş.)
C) Durmak: İşlemez olmak, çalışmamak. (Dedemin köstekli saati yine durmuş.)
D)Bilmek: Haberi olmak. (Toplantının ertelendiğini biliyordum.)
E)Bağlamak: Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak. (Balıkları indirdikten sonra tekneyi iskeleye bağladık.)
2.Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi gerçek anlamıyla kullanılmıştır?
A) Onun konuşmaları genelde duygu yüklü olur.
B) Ona güvenebilirsin, çünkü o çok sağlam biridir.
C) Küresel ısınma, dünyanın en büyük sorunu hâline geldi.
D) Bu programda sıcak gelişmeler yansıtılıyor.
E) Bu olaylardan etkilenmemek için çok uyanıkdavranmalıyız.
3. Şiiri yüzyıllar sürecek bir ömre kavuşturan şey, bazen bir virgül, bazen de bir kelimedir. Yani şiiri oluşturan her bir ayrıntı aslında şiir binasını ortaya çıkaran tuğlalar gibidir. Onlardan birini çekerseniz, oynatırsanız yerinden şiir, varlığını sürdüremeyebilir, anlamını da yitirir.
Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şiirin kalıcılığında ayrıntıların payı olduğu
B) Küçük ayrıntılar dışında bütün şiirlerin birbirine benzediği
C) Noktalama işaretlerinin, şiirin anlaşılmasını sağladığı
D) Birçok ayrıntının bir araya gelerek şiir denen sanat yapıtını oluşturduğu
E) Nitelikli şiirlerin zengin ayrıntılar içerdiği
4. Bir şair, şiirini yazarken dil içinde yeni bir dil yaratma peşindedir. Yazar, yazısında biçem özelliğinin ustalığına varmak için uğraşır. Onlar, değişmeceli sözlerin gizlerine ulaşsalar da, söz değerlerinin anlamını bilmeyebilirler. Yaratılan dil özelliklerini inceleyen bir dilbilimci ise şair ve yazarların eserlerindeki dilin söz hünerlerini irdeler, kullanılan sözlerin anlam değerlerini belirler.
Bu parçada geçen “dil içinde yeni bir dil yaratmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ağır bir dil kullanmak
B) Anlaşılırlıktan uzak olmak
C) Yeni sözcükler türetmek
D) Dar bir çevreye seslenmek
E) Özgün bir anlatımı olmak
5. (I) Sporculuk yaşamımın her döneminde sayısız hata yaptım. (II) Kimi zaman sinirlerimi kontrol edemedim. (III) Kimi zaman hırsım aklımın önüne geçti, sağlıklı düşünemedim. (IV) Ancak yıllar sonra başarıyı yakaladım. (V) Çevremdekilere örnek olmaya başladım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinden, konuşan kişinin öz eleştiri yaptığı anlamı çıkarılamaz?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) I. ve V.
D) III. ve V. E) IV. ve V.
6. (I) Dünyanın dört bir tarafında konserler veriyorum. (II) Konserlerime gelenlerin büyük bir kesimini gençler oluşturuyor. (III) Söylediğim türküleri yürekten dinliyorlar, (IV) Türkülerimizi dinleyen yalnızca bizim gençler değil. (V) Amerika’da verdiğim bir konserde çeşitli uluslardan gençlere türküler söyledim. (VI) O zaman anladım ki insanlar, dilini bilmediği toprakların müziğini dinleyerek bile mutlu olabiliyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yazar, yaşadığı deneyimlerden yola çıkarak bir çıkarımda bulunmuştur?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
7. Koltuğu ayağınızın altına alırsanız yükselirsiniz, koltuğu başınızın üzerinde taşırsanız alçalırsınız.
Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)Makam sahibi olmayı her şeyin üstünde görmek kişiyi alçaltır.
B)Kişi bulunduğu makamdan dolayı değer kazanmamalı, bulunduğu makama değer katmalıdır.
C)Makam sahibi olmak kişinin davranışlarında değişiklik oluşturmamalıdır.
D) İnsanların çoğu, kişilere bulundukları makama göre davranır.
E) Başarılı insanlar hangi makamda olurlarsa olsunlar verimli olurlar.
8. Aşağıdakilerin hangisinde yargı, gerekçesiyle birlikte verilmiştir?
A) Bir akşam bir kente girerim
Kayısı ağaçları arasından
B) Kendini martılarla bir tutma
Senin kanatların yok
C) Bırakalım sevdayla büyüsünler
Serpilip gelişsinler fidan gibi
D) Belki bir gün rüzgâr olurum ben de
Eserim başakların üzerinden
E) Yedi dağın yolları kalbimden geçer
Salkım salkım mısralar gelir içimden
9. Bazen bir şair, tek şiirle, bir başka şairin yüzlerce şiirini yok eder.
Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Her şair, yazacağı tek şiirin peşindedir.
B) Şairler, yazdıkları sayısız şiirden bazılarını beğenirler.
C) Sayısız şiir içinden nitelikli bir şiir çıkmayabilir.
D) Kimi şairlerin bir şiiri, başka bir ozanın sayısız ürününü gölgede bırakır.
E) Nitelikli bir şiir yazmanın yolu yüzlerce şiir yazmaktan geçer.
10. (I) “Türk Şiiri 2005” adlı şiir yıllığı açıkça söylemek gerekirse, bugüne değin yayınlanmış yıllıklar içinde en özgünlerinden biri olmuş. (II) Kitabın yıllık anlayışına getirdiği yenilik kayda değer. (III) Yıllığı hazırlayanlar, yaptığı sınıflandırmalar, yorumlar ve değerlendirmelerle yıllık hazırlamayı bir ortalama tutturma gayreti olmaktan çıkarıp bir bakış açısına dönüştürmüş. (IV) Yıllık hazırlamayı düşünenler bu yıllığı mutlaka görsünler. (V) Bu kitabı inceledikten sonra hazırladıkları yıllıklar daha nitelikli olacaktır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde öneri söz konusudur?
A)I. B) II. C)III. D)IV. E)V.
11. Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel’i bağrına basar
Benim sadık yârim kara topraktır
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?
A) Sıfat
B) Zamir
C) Fiil
D) İlgeç
E) Bağlaç
12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, hem yapım eki hem çekim eki almış bir sözcük vardır?
A) Zambaklar en ıssız yerlerde açar
B) Bir mumun ardında bekleyen rüzgâr
C) Dinle ve kabul et itirafımı
D) Meyveler sabırla olgunlaşırmış
E) Bir gün gözlerimin ta içine bak
13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde -dan, -den (-tan, – ten) eki almış olan kelime ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Ödevimi hazırlarken bu kitaptan yararlandım.
B) Bahçede oturan adamdan yardım istedim.
C) İş yerinden iki gün izin aldım.
D) Kitaplıktan istediğin bir kitabı alabilirsin.
E) Ayaklarımın ağrısından duramıyorum.
14. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, istek kipiyle çekimlenmiş bir yüklem vardır?
A) Yeşil ördek gibi daldım göllere
Sen düşürdün beni dilden dillere
B) Uçun kuşlar uçun doğduğum yere
Şimdi dağlarında mor sümbül vardır
C) Gücüm yetse hemen işe başlasam
Kazma coşar, kürek coşar, bel coşar
D) Sevdiğim üstüne gelmesin hata
Yanağın güllerin rengine bata
E) Gel gönül bu kadar düşme telaşa
Koşa koşa bir gün yorulacaksın
15. Cümlede önemsenen öğeyi vurgulamanın bir yolu da onu yükleme yaklaştırmaktır.
Bu açıklamaya göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylı tümleç vurgulanmaktadır?
A) Yaşlı kadın, incecik parmaklarıyla çenemden tuttu.
B) Sözlerine, komik bir şey hatırlamış gibi güldükten sonra devam etti.
C) Anadolu insanının temiz bir yüreği vardır.
D) Şu ilerdeki kaynaktan buraya su yolu açılacak.
E) Erken varmak istiyorsanız, yola sabahtan çıkmalısınız.
16. Marconi, okyanus ötesine ilk radyo dalgalarını göndermeyi başaran fizikçi, icat ettiği radyonun bir gün ayrıcalıklı bir nesneye dönüşeceğini bilebilir miydi?
Bu cümle dil bilgisi bakımından incelendiğinde aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Ara söze yer verilmiştir.
B) Özne, zarf tümleci, nesne ve yüklemden meydana gelmiştir.
C) Yüklemi geniş zamanla çekimlenmiş birleşik yapılı bir cümledir.
D) Basit, türemiş, birleşik sözcükler vardır.
E) Birden çok ad tamlaması kullanılmıştır.
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ünsüz benzeşmesine örnek gösterilebilir?
A) Bu kasabada yaşayanların yarısından fazlası lise mezunudur.
B) Önümüze acılan ova düz ama dümdüzdü.
C) Belediye başkanı, sokakların asfaltlanması için talimat vermiş.
D) Kış geldiğinde buradaki köylerin yarısına ulaşılamıyor.
E) Bu bölgedeki insanların büyük kısmı çiftçilikle uğraşıyormuş.
18. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerin hangisinde yazım yanlışı yoktur?
A) Yarın uzakca bir yere gideceğiz.
B) Bölük sessizce siperlere yaklaştı.
C) Ona arkadaşca yaklaşırsan iyi olur.
D) Düşündüklerini mertce yüzüme söyle!
E) Sabahcı öğrenciler de törene katıldı.
19. Anadolu’nun en renkli çarşılarından biridir Gaziantep Çarşısı (I) Kırmızının, sarının, yeşilin her tonu her yerdedir (II) Alev alev baharatlar, parıltılı bakırlar, mavi mor kırmızı kumaşlar ve kan kırmızı yemeniler (III) Bunlara bir de geleneksel Antep evlerinin renkli kapıları, üzerine resimler yapılmış duvarları ve avluları eklenince sahiden cümbüş hâlini alır o güzelim çarşı (IV) Renklere tutkun biriyseniz, kimsecikler koparamaz oradan sizi (V)
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine ötekilerden farklı bir noktalama işareti konmalıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Ülke gündemi şaşırtıcı bir hızla değiştiğinden, insanlar gündemi takip edemiyor.
B) Halkımız, ülke sorunlarına duyarsız davranmamalıdır.
C) Ülkemizin kalkınabilmesi için üzerlerimize düşenleri yerine getirmemiz gerekir.
D) Ülkede işlerin iyi gitmesi, toplumun yarınlara güvenle bakmasını sağlayacaktır.
E) Hiçbir zaman çok umutlu ya da çok umutsuz olunabilecek bir ülkede yaşıyoruz.
21 . Yazık ki bu gençler, şiiri boş ve gereksiz bir uğraş sayıyorlar.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gereksiz söz kullanılması
B) Bir sözcüğün yanlış anlamda kullanılması
C) Yüklemin III. çoğul kişiye göre çekimlenmesi
D) Anlamca çelişen sözlerin bir arada kullanılması
E) Tamlayanlardan birinin, tamlananla uyum sağlamaması
22. (I) Simetri, benim hayatımda çok önem verdiğim bir kavramdır. (II) Örneğin, sevdiğim üç şey varsa, mutlaka karşısına üç tane de sevmediğim şey koyar, simetriyi kurarım. (III) Simetri arayışının bir hastalık olduğu söyleniyor. (IV) Son zamanlarda ise seslerle ilgili bir simetri kurdum. (V) En sevdiğim üç şey olan kuş sesi, su sesi, insan sesi karşısında neyi sevmediğimi düşünürken tren sesi, fren sesi, siren sesi fobim çıktı ortaya.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
23. Tartışmalara değer verilmeli. Kavga olmamalı. Herkesin kendi düşüncesini ortaya koymasına fırsat tanınmalı. Önemli olan, doğru olduğuna inanılan birkaç görüşün ortaya çıkmasıdır. İlle de sonunda uzlaşmak ve anlaşmak gerekmez. Eğer böyle yapılırsa ister istemez herkes sadece karşısındaki görüşleri değil, kendi savunduğu görüşleri de gözden geçirip yeniden değerlendirme fırsatını bulur. Bu da kişinin gelişmesine katkı sağlar.
Bu parçada tartışma ile ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)Doğru ile yanlışın tartışılarak belirlenebileceği
B)Bir sonuca ulaşılamayan tartışmaların yarar sağlamadığı
C)Herkesin kendi görüşlerini serbestçe dile getirmesine fırsat verilmesi gerektiği
D)Bir uzlaşmaya varabilmek için kimi zaman savunulan düşüncelerden vazgeçilebileceği
E) Kişilik gelişiminde tartışmanın çok önemli katkılarının olduğunu
24. Yokuşun üstünden esen sert bir poyraz, yaprakları çoktan dökülmüş çıplak dallarda ıslıklı kırbaçlar çakıyor. Hepsi de kar yüklü, ne kadar bulut varsa, hepsini Galata’ya, Kuledibi’ne ve Karaköy Limanı’na sürüklüyor. Kar savruntuları arasında ara sıra bir fırsat bularak boy göstermeye çalışan solgun güneşten dağılan ışık iplikleri, aşağılarda belli belirsiz görülen Haliç’e gümüşten örümcek ağları örüyor. Haliç, şilep ölüleri, talihsiz takalar, mavnalar ve çılgın martıları ile gümüşten bir kabartma gibi duruyor.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kişileştirmeden yararlanıldığı
B) Betimleme yapıldığı
C) Öznel yargılara yer verildiği
D) Niteleyici sözcüklerden yararlanıldığı
E) Tamamlanmamış cümlelere yer verildiği
25. Hüseyin Rahmi Gürpınar, Tercüman-ı Hakikat’te bölümler hâlinde yayınlanan ilk romanı “Şık” ile yaygın bir üne sahip olmuştur. Romanlarında, Tanzimat’tan Cumhuriyet sonrasına kadar, toplumsal değişimin bütün evrelerini, İstanbul’un gündelik yaşamını temel alarak işlemiştir. Başlangıçta realist, giderek natüralist bir tutumla, toplumdaki her türlü sosyal dengesizliğe dikkat çekmiştir. Ustaca kurgulanmış diyalogları, sade dili, canlı anlatımıyla herkesin kolayca okuyup anlayabileceği romanlar yazmıştır. Popüler edebiyatın başarılı bir temsilcisi olmuştur.
Bu parçada Hüseyin Rahmi Gürpınar’la ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Eserlerinde kolay anlaşılan bir dil kullandığına
B) Romanlarında günlük yaşamı yansıttığına
C) Şık adlı romanı ile ünlendiğine
D) Edebiyatımızdaki popüler yazarlardan olduğuna
E) Eserlerini yalnızca Tercüman-ı Hakikat adlı gazetede yayınladığına
26. Eğitimle, insanın değişimi ve gelişimi hedeflenmiştir. Bu bağlamda, her insan, yaşamı boyunca, eğitim ve öğretimini sürdürürken çok yönlü bir müzik ortamı içinde bulunur. Zaten gençlerin sağlam bir kişilik sahibi olmalarında müziğin önemli bir yeri vardır. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde okul bandolarında görevli olan gençler üzerinde yapılan bir bilimsel araştırma, söz konusu öğrencilerin bilgi, ülküsellik, eğitsellik gibi alanla da, diğer öğrencilere, bandoda çalmayanlara, kıyasla oldukça yüksek puanlar aldığı görülmüştür.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
A) Eğitimin gençlere sağlam bir kişilik kazandırmayı amaçladığı
B) Gençlere sağlığın öneminin ancak eğitimle anlatılabildiği
C) İnsanların yaşamları süresince müziğe yoğun ilgi duyduğu
D) Müziğin gençlerin kişilik gelişimine katkısı olduğu
E) Herhangi bir müzik aletini çalmanın gençlerin okul başarısına katkı yaptığı
27. Bugün, neden eskisi kadar güzel öyküler yazılmıyor? diye soruyorum kendi kendime. Toplum olarak farklı bir yerdeyiz, biliyorum. Ama yazan insanların dün’ü, öte’yi görmesi, hayata, insana nasıl bakması gerektiğini bilmesi gerek. Bugünün öyküsünde insanı ve yaşamı bulamıyorum, insana, yaşama dair duygular da yok; iklimler, coğrafyalar, mekânlarda…
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?
A) Okurun her geçen gün öyküden uzaklaşmasından
B) Bugün geçmişteki kadar başarılı öyküler yazılmamasından
C)Genç yazarların yaşadıkları çevreyi algılamakta başarılı olamamasından
D) Edebiyat ortamının eskisi kadar canlı olmamasından
E) Genç yazarların geçmişteki öykü birikiminden habersiz olmasından
28. (I) Yaratıcı yazar, okura bildiğini değil, bilmediğini; beklediğini değil, en ummadığını verendir. (II) Bu tür yazar, okuru rahatlatmaktan, onun kafasındaki sorulara karşılık vermekten çok, ona sorular yöneltir. (III) Onu düşünmeye, kendi kişiliğinin, içinde yaşadığı toplumun çelişkilerinin bilincine varmaya çağırır. (IV) Bunu yanıtlarla değil, ortaya koyduğu sorularla yapar. (V) Yazmak, yeni bir ürün ortaya koymaktır. (VI) Bu da ister istemez farklı olmayı gerektirir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
29. Bir toplumu oluşturan bütün bireylerin dile katkı yapmasını ve dilimizi korumasını bekleyemeyiz. Toplumun geniş kitleleri Türkçenin korunmasından ve zenginleştirilmesinden sorumlu değildir. Dile karşı sorumlu olanlar, öncelikle dil bilginleri ile dili bir malzeme olarak kullanan, edebiyat eseri veren büyük sanatçılardır. Sonra da eğitimciler gelir.
Bu parçada yazarın vurgulamak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Toplumu oluşturan her bireyin dili doğru kullanması gerektiği
B) Sanatçı, dil bilimci ve eğitimcilerin dilin korunmasından ve geliştirilmesinden sorumlu olduğu
C) Türkçeyi korumanın ve zenginleştirmenin her birey için bir vatandaşlık görevi oluğu
D) Temel malzemeleri dil olan edebiyatçıların dili kullanırken yeterince titiz olmadığı
E) Eğitimcilerin, dilin korunması konusunda duyarsız kaldığı
30. Yazar olmaya karar verince yıllar süren uzun ve derin emekler sonucu yazılmış geçmişe ait eserleri incelemeliyiz önce. Bizden önce yazılanları iyi bilmeliyiz ki, onlar gibi yazmak yerine, öğrendiklerimizden kendimize göre yazmanın yollarını çıkaralım. Pek çoklarınca şu hâlâ tam anlaşılamamış görünüyor: Kendince yazabilmedir bir kişiyi yazarlığa ulaştıran. Bunu başaramadıktan sonra bir şey yazmış olsanız bile siz gerçek anlamda yazar sayılmazsınız.
Bu parçada yazar, gerçek anlamda yazar olmayı aşağıdakilerden hangisine bağlamaktadır?
A) Geçmişin eserlerine benzemeyen yapıtlar vermeye
B) Yapıtları aracılığıyla geniş kesimleri etkilemeyi başarmaya
C) Yapıtlarının konularını geçmişte yaşanmış olaylardan seçmeye
D) Yapıtlarının yüzyıllar sonra bile okuyucu bulabilmesine
E) Geçmişteki başarılı eserlerden esinlenerek yapıt vermeye
31 . Yazmaya başlamadan önce, kalabalıktan, toplumdan, günlük hayattan, herkesin yaşadığı şeylerden kaçıp bir odaya kapanmayı isteriz. Bir odaya geçer kimsecikleri sokmayız oraya. — Çünkü o tek başına kaldığımız odada başkalarının sözü, başkalarının hikâyeleri, başkalarının kitapları, yani gelenek dediğimiz şey eşlik eder bize. Dolayısıyla görünüşte çevremizde kimsecikler yoktur; ama bilincimizde sözleri ve davranışlarıyla bir sürü insan bizimledir.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Oysa yazmanın bir zaman ve mekân işi olduğunu hepimiz biliriz.
B) Üstelik herkes bizim isteğimize uymada çok anlayışlı davranır.
C) Hâlbuki yazarken çevremizde bazı kimselerin olması ufkumuzu genişletir.
D) Ne var ki kendimizi kapattığımız odada da sanıldığı kadar yalnız değilizdir.
E) Kaldı ki insan yalnız kaldığı zaman içinden gelen sesi daha iyi dinler.
32. Sözcükler, kimi zaman dilin kurallarına uymaz. Siz, “ille de şu anlama gelecek bu sözcük” diye tutturursunuz, dil kurallarını göz önünde tutarak. Bakarsınız o sözcük karşı koyar buna, bir başka anlam edinmeye kalkar kendisine. Hem de, sizin istediğinize çok aykırı bir anlam. Gün gelir, bu yeni anlamıyla, aykırı anlamıyla girer sözlüklere. “Uçak” sözcüğü böyle bir sözcüktür. ‘Yatak” sözcüğüne benzetilerek yapılmıştır. “Tayyare”ye bir de “uçku” denmiştir. Gel gör ki “uçku” tutunmamış, yitip gitmiş, “uçak” da “tayyare”nin karşılığı olmuştur.
Bu parçada sözcüklerle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Türetilen sözcüklerin dili zenginleştirdiği
B) Sözcüklerin zamanla, yüklenen anlamlarının dışında da anlamlar kazanabileceği
C) Yeni sözcük türetme görevinin yalnızca dil bilimcilerin görevi olduğu
D) Kimi sözcüklerin zamanla unutulup gittiği
E) Sözcük türetilirken Türkçe dil kurallarının dikkate alınmadığı
33. Otuz yıl önce yazar olma yolunda kendimize koyduğumuz ölçütler arasında dürüst olmak başta gelirdi. O zamanlar önce hayata karşı dürüst olmayı hep öne çıkarırdık. Öteki yüzü pek göstermezdi kendini dürüstlüğün; ama sonra iyice anladık ki, edebiyat söz konusu olduğunda, yapıta karşı olan dürüstlük, hayat karşısındaki dürüstlüğün ayrılmaz parçasıymış bir yazar için.
Bu parçada yazarın anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yaşamda dürüst olmayan kişilerin başarılı yapıtlar veremeyeceği
B)Bir yapıtta anlatılanlara kesin doğrularmış gibi bakmamak gerektiği
C) Yaşamda dürüst olanların, yapıtlarını yazarken de dürüst olduğu
D) Yaşamın gerçekleriyle yapıtın gerçeklerinin farklı olduğunu dürüstçe söylemek gerektiği
E) Yazarların gerçek yaşamda gösterdiği tutum ve davranışlarını yapıtlarında göstermeyebileceği
34. Bir kaya kovuğunda kızıl bir alevin önünde ısınan iki koyu gölgenin kımıldadığını gördüm. Karanlık dereye, kurşuni yangın harabesi olan yamaca vuran ışık, bu ateş ve kamyonun iki göze benzeyen farlarıydı. Köprünün önünde şoför, kocaman, işe yaramaz kamyonu durdurmaya çalışırken önünde birkaç karaltı kımıldadı. Sonra ışığın beyazlattığı taşlı yolda siyah paltolu, boynunda heybesi olan bir ihtiyar belirdi.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A) Benzetme – öyküleme
B) Öyküleme – karşılaştırma
C) Açıklama – öyküleme
D) Örneklendirme – açıklama
E) Betimleme – öyküleme
35. Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Karaca-oğlan, âşık edebiyatının büyük şairlerindendir. 17. yüzyılda Çukurova’da yaşamış ve sanat gücüyle kendinden sonraki birçok ozanı etkilemiştir. Yaşadıklarını, hissettiklerini şiirlerinde coşkun bir şekilde dile getirmiştir. Gurbet, sıla, aşk ve tabiat, şiirlerinde sıkça kullandığı temalardır. Türkçe, onun şiirlerinde en saf, en yalın, en güzel haliyle kendini göstermiştir.
Bu parçada Karacaoğlan ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Şiirlerinde güzel bir Türkçe kullandığına
B) Yaşamıyla ilgili bilgilerin yetersiz olduğuna
C) Koşma türünün en başarılı ozanı olduğuna
D) Âşık edebiyatının önemli şairlerinden biri olduğuna
E) Şiirlerinde bireysel konulara yer verdiğine
36. Şair, oyun yazarı, romancı, denemeci olarak edebiyat tarihimizde yerini alan sanatçı, yazın yaşamına şiirle girdi. Asıl ününü şiirleriyle yakaladı. Şiirlerinde samimi, canlı, akıcı bir anlatım kullandı. Türkçeye yeni ve sağlam bir şiir dili kazandırdı, ilk şiirlerini aruzla yazsa da sonradan heceye geçti. Halk edebiyatının nazım biçimleri ile modern şiir anlayışını birleştirerek çok güzel şiirlere imza attı.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Farklı türlerde yapıtlar ortaya koyduğuna
B) Daha çok, şiirleriyle tanındığına
C) Halk edebiyatı şiir türlerini çağdaş bir yorumla kullandığına
D) Heceyi aruz ölçüsünden daha başarılı kullandığına
E) Yenilikler içeren şiir dilinin oldukça sağlam olduğuna
37. Romanın en çok sevilen edebiyat türü olduğu bir gerçek. Nereye giderseniz gidin, en çok onun okunduğunu görürsünüz. Şiir için de böyledir. Günlük yaşamın yoğunluğundan fırsat bulduk mu elimize aldığımız, ya bir roman ya da şiir kitabı olur. Bir geziye çıktığımız zaman çantamızın bir köşesine yerleştirmeyi unutmadığımız yine bunlardır. Daha okul sıralarındayken çalışma saatlerinden artırılmış sayılı dakikaları, sevdiğimiz bir şaire veya romancıya verdiğimizi dün gibi hatırlarım.
Bu parçanın yazarı, aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?
A) Roman ve şiirin, yapısal yönden birbirine benzediğini
B) Yazınsal türler içinde en çok sevilen türlerin, roman ve şiir olduğunu
C) Romanların şiirsel bir anlatımının olduğunu
D) Yolculuklarda zamanın kitap okunarak değerlendirilmesi gerektiğini
E) Öteki yazın türlerinin de roman ve şiir kadar okunması gerektiğini
38. Edebiyat, özünde bir anlatım biçimidir. Eserin özgünlüğü de bu anlatım biçimine bağlıdır. Roman olsun, şiir olsun edebi” eserleri de birbirinden ayıran ve özgün yapan da ifade tarzındaki anlatım farklılığıdır, ifade tarzındaki farklılık sadece romanı şiirden ya da şiiri öyküden ayırmak için değil, romanı romandan, şiiri şiirden ayırmak için de oldukça önemlidir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisidir?
A) Edebî bir eseri, başka bir eserden ayırmanın ölçüsünün anlatım tarzında saklı olduğu
B) Edebi eserlerin, anlatımlarındaki özgünlükle kalıcılığı yakaladığı
C) Her edebî türün kendine özgü bir anlatım tarzıyla ortaya konduğu
D) Sanatçının anlatım tarzının, sanat eserinin başarısını belirlediği
E) Edebiyatçıların belli bir anlatım tarzı geliştirmesinin zamana bağlı olduğu
39. Elbette! Bakın, arka tarata bir genç çalışıyor. Bu genç, resim öğrenmek istiyor. Bu genç gibi, benim yüksek okullarda, akademilerde öğrencilerim var. Bunların hepsi yurt dışında yaşayan Türk gençleri… Destek oluyorum, yardımcı oluyorum onlara. Sadece bu merkezde 25, 30 tane görsel sanatlar okuyan öğrencimiz var. Yurt dışındaki bu gençlerimizin görsel sanatlara olan bu yoğun ilgisi çok sevindirici bir gelişme.
Bu parçada anlatılanlar, aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak söylenmiştir?
A) Yurt dışındaki gençlerimize yeterli eğitim olanakları sunuluyor mu?
B) Yurt dışındaki gençlerimizin görsel sanatlara ilgisi var mı?
C) Yurt dışında yaşayan gençlerimiz, kendilerini nasıl yetiştiriyor?
D) Yurt dışında, görsel sanatlara daha fazla mı zaman ayrılıyor?
E) Görsel sanatların, gençlerin toplumsallaşmasına ne gibi katkısı var?
40. Hikâyede sizi geliştirecek, size kendi hikâyenizi bulduracak tek yöntem uygulaması; bence, sizin önünüzde yer almış ustaları okumaktır. Onların hikâyeyi nerden alıp nereye götürdüklerini gözlemlemektir. Geleceğin ustası “iyi” çıraklar, “iyi” usta seçmesini de bilirler. Bu “iyi” ustalar, “iyi okur’lukla bulunur. “İyi okur”luk sizi hem seçmeci yapar, hem seçkin.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Hikâyede gelişebilmek için usta hikayecileri okumak gerektiğine
B) Genç hikayecinin kendi hikâyesini bulabilmek için usta hikayecilerin hikâye alanında neler yaptıklarını bilmesi gerektiğine
C) Usta olmaya aday, iyi çırakların iyi usta seçmesini de bileceğine
D) Seçkin bir yazar olmak için iyi okur olmak gerektiğine
E) Usta bir hikayeci olabilmenin iyi bir eğitimden geçmeye bağlı olduğuna
CEVAPLAR
1 | B | 11 | D | 21 | A | 31 | D |
2 | C | 12 | D | 22 | C | 32 | B |
3 | A | 13 | E | 23 | C | 33 | C |
4 | E | 14 | D | 24 | E | 34 | E |
5 | E | 15 | A | 25 | E | 35 | C |
6 | E | 16 | B | 26 | D | 36 | D |
7 | A | 17 | E | 27 | B | 37 | B |
8 | B | 18 | B | 28 | D | 38 | A |
9 | D | 19 | C | 29 | B | 39 | B |
10 | D | 20 | E | 30 | A | 40 | E |