Paragraf – 9 Çıkmış Sorular (Test Çöz – Online)

Paragraf – 9 Çıkmış Sorular (Test Çöz – Online)

Paragraf - 9 (Çıkmış Sorular)

  • Toplam Soru sayısı: %%TOTAL%%
  • Doğru sayısı: %%SCORE%%
  • Yaptığınız yanlış sayısı:  %%WRONG_ANSWERS%%
  • Doğru yüzdesi: %%PERCENTAGE%%

Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1

Anadili bilincinden yoksun Osmanlı okumuşu, Arapça ve Farsçadan sözcük ve dilbilgisi kural­larını alarak Türkçeyi neredeyse yok olma duru­muna getirmişti. Tanzimat'tan Meşrutiyet' e kadar süren sadeleşme ve Cumhuriyet döneminde başlatılan özleştirme hareketleriyle Türkçe, işte bu yok olma tehlikesinden kurtulmuştur. Bu du­rumda, Türkçe köklerden Türkçe eklerle yeni sözcükler türetmek, böylece dilimizin söz dağar­cığını Türkçe sözcüklerle zenginleştirmek daha doğru, daha yerinde bir tutum değil midir?

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

(ÖSS 1989)

A
Osmanlı aydınlarının anadili konusundaki tutumuna
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
B
Yabancı dillerden sözcük ve kural almanın olumsuz sonuçlar doğuracağına
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
C
Türkçeyi, yabancı dillerin baskısından kurtarmak için yapılan çalışmalara
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
D
Türkçenin söz varlığını zenginleştirme yollarından birine
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
E
Türkçeyi özleştirme çalışmalarının kimler tara¬fından yürütüldüğüne
İpucu:
TEBRİKLER!
Soru 2

İsterdim ki şimdi sokağa çıkayım, kalabalığa karışayım, yürüyeyim, yürüyeyim... Bu sırada kalkık şapkası, kolalı gömleği, ütülü elbisesiyle o, kimi sorunlarına karşın hayatından memnun, sadece yaşamaktan, şiir yazmaktan gelen mutlu­lukla dopdolu bir İnsan haliyle karşıma dikiliverse... Dost elini uzatıp, merhaba, bile demeden, çevresindekilere aldırmadan kulağıma, sevdiğim şiirlerinden birini, eski aşkları, sıcak günleri, unu­tulmuş mevsimleri hatırlatırcasına okusa, okusa...

Bu parçada sözü edilen şairin özellikleri ara­sında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

(ÖYS 1997)

A
Giyimine özen gösterme
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
B
Bir başına dolaşmaktan hoşlanma
İpucu:
TEBRİKLER!
C
Mutluluğu şiir yazmada bulma
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
D
İçinden geldiği gibi davranma
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
E
Kendine özgü sıkıntıları olma
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
Soru 3

Dille ilgili bu gerçeği Türkçeye girmiş kimi ya­bancı sözcüklerde de görebiliriz. Örneğin Arapça kökenli mumkin "mümkün"e, Farsça kökenli haste "hasta"ya, İtalyancadan gelme brülante "pırlan­taca dönüşmüştür.

Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine varılabilir?

(ÖYS 1997)

A
Dillerin gelişmesi ve zenginleşmesi, birbirini etkilemesine bağlıdır
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
B
Türkçe'de söz dağarcığı sınırlı olduğu ipin ya¬bancı kökenli sözcüklere başvurulmuştur.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
C
Türkçe, yabancı kökenli sözcükleri kendi kurallarına uydurarak benimsemiştir.
İpucu:
TEBRİKLER!
D
Türkçe'deki yabancı kökenli sözcüklerin kullanımı, Türkçe sözcüklere göre sınırlıdır.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
E
Dillerin söz dağarcığı, o dili kullanan toplumun yaşam biçimiyle ilişkilidir.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
Soru 4

Ne roman bir toplumbilim kitabı, ne de şiir bir doğrular topluluğudur. Bir sanat eserini, yalnızca bilgiler ve doğrular topluluğu olarak kabul etmek, sanatın varlığını ve özünü görmemek demektir. Balzac'ı, yaşadığı dönemin toplum olaylarını öğrenmek için yaşadığı dönemin toplum olaylarını öğrenmek için okuduğunu kim söyleyebilir? Böyle olsaydı, bu olayları anlatan sayfalar birer tarih bel­gesi sayılmaz mıydı?

Bu parçadan aşağıdaki sonuçların hangisi çıkarılabilir?(ÖSS 1989) 

A
Klasik eserler, yaratıldıkları dönemin önemli olaylarını yansıtır.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
B
Sanat eseri ile fikir eserini birbirinden ayırmak kolaydır.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
C
Sanat eserinde, kesin bilgilere ve doğrulara yer yoktur.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
D
Toplum sorunlarını yansıtan ya da bilgi veren eserler kalıcı olmaz.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
E
Bilgi vermek, edebi eserlerin temel işlevi değildir.
İpucu:
TEBRİKLER!
Soru 5

Bunu kendimde çok denemişimdir. Günümü, bir arkadaşımla, yapmakta olduğum işi konuşarak geçirdiğim zaman, bende artık o işi tamam­lamışım gibi bir duygu uyanıyor; böyle bir yanıl­gıya düşüyorum. Örneğin, bir şiirimi bitirmeden başkasına okursam, uzun süre tamamlayamıyorum o şiiri. Hele okuduğum yazmakta olduğum bir roman ya da oyunsa artık ona hiç el süremiyo­rum.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki­lerden hangisidir? (ÖSS 1989) 

A
Yapılmakta olan bir iş üzerinde başkalarıyla konuşmak, o işi tamamlama isteğini azaltır.
İpucu:
TEBRİKLER!
B
Nitelikli eser veremeyenler, yazmaktan çok konuşmayı sevenlerdir.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
C
Bir konu üzerinde çok konuşmanın yararları olabileceği gibi zararları da olabilir.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
D
Yazmak da konuşmak da aslında düşünmekten başka bir şey değildir.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
E
Bir insanın değerini, konuşmasından çok eserleri belirler.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
Soru 6

Hem açık seçik, akıcı bir anlatım, hem hiçbir ayrıntıyı kaçırmayan bir titizlik. Hem herkesin bildiği konulara eğiliş, hem de çok ince bir zihin yapısı isteyen derinliklere İniş. Denediği türlerin çokluğuyla değil, belirli türleri değişik yorumlarla sunmasıyla dikkati çeken bir yazar.

Aşağıdakilerden   hangisi, sanatçının bu parçada belirtilen özelliklerinden biri değildir?

(ÖSS 1989)

A
Dili başarıyla kullanma
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
B
Bilinen konulan ele alma
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
C
Olayların ayrıntılarına inme
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
D
Sorunlara çözüm getirebilme
İpucu:
TEBRİKLER!
E
Yaratıcılık gücüne sahip olma
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
Soru 7

Ben, gerçek ve olgun kişiliği olan insanın, yalnız yazısında değil, yaşamında da belirli bir üslubu olması gereğine inanırım. Sözgelimi Evliya Çelebi'nin yazılarıyla yaşam tarzını birbirinden ayırabilir misiniz? Aynı renkli yaşam sevinci, aynı tasasız çelişki özgürlüğü, aynı sere serpe konuşkanlık...

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (ÖSS 1989) 

A
Başarılı yapıtları, ancak etkileyici bir kişiliği olanlar yaratır.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
B
Evliya Çelebi'nin kendine özgü, renkli bir yaşamı vardı.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
C
Bir yazının değeri, üslubunun canlılığı ve renkliliğiyle ölçülür.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
D
Gerçek yazarların yaşamlarıyla anlatımları arasında sıkı bir ilişki vardır.
İpucu:
TEBRİKLER!
E
Belirli kurallara bağlanmadan, özgürce yazılmış yazılar, okurların daha çok ilgisini çe¬ker.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
Soru 8

Yetişkin bir insanın sözvarlığı (kelime haznesi), aile çevresi dışındaki ilişkilerinden etkilenir. Çocuklukta görüldüğü gibi annenin dilindeki ses özellikleri korunsa bile öğrenim, iş, meslek ilişki­leri, hatta evlilik sonucunda, başka çevrelerden kimselerle birlikte yaşama dolayısıyla, sözvarlığı büyük Ölçüde değişmeye uğrar. Bu yüzden yetişkin insanın dili, sözvarlığı, seçilen sözcükler açısından annenin dilinden farklı olabilir.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki­lerden hangisidir? (ÖSS 1989) 

A
Dil, başlangıçta yakın çevreden öğrenilir.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
B
İnsan yaşlandıkça sözvarlığındaki değişme azalır.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
C
Anneden öğrenilen dil, toplumsal ilişkilerde yetersiz kalır.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
D
İnsanın sözvarlığı, ilişkilerine bağlı olarak değişir.
İpucu:
TEBRİKLER!
E
Kişinin dil gelişiminde, annenin önemli bir yeri vardır.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
Soru 9

Dünün edebiyatında en büyük ustalık, düş gücünü alabildiğine kullanmaktı. Ne kadar çok düş kurulabiliyorsanız o kadar İyi şair, iyi romancı, iyi tiyatrocu sayılırdınız. Gerçek, düş gücünün elinde bir oyuncaktı. Eskiden hiç görmediği bir memleket hakkında, oturduğu yerde sayfalar dolduran bir edebiyatçı İçin: "Ne kadar kuvvetli bir düş gücü var!" denirdi. Şimdiyse yalnızca: "Amma da atıyor!" deyip geçiyoruz. Bugün düş gücü, sanatçının inceleme olanaklarının bittiği yerde başlıyor.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarıla­bilecek bir sonuç değildir?

(ÖSS 1989)

A
Önceleri sanatçılar, gerçeklen önemsemez, düş gücüne ağırlık verirlerdi.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
B
Eskiden sanatçının değeri,düş gücünün zenginliğiyle ölçülürdü.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
C
Günümüz sanatçısı için düş gücü, artık ikinci planda kalmıştır.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
D
En güçlü yönü düş gücü olan sanatçılara eskisi kadar değer verilmemektedir.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
E
Düş gücünden yararlanamaması, günümüz sanatçısının bir eksikliğidir.
İpucu:
TEBRİKLER!
Soru 10

Vaktiyle bir balıkçı günlerce denizde kalır. Döndü­ğünde mahalle halkına başından geçenleri öyle güzel anlatır ki herkes onun peri kızları, denizkızlarıyla gerçekten içli dışlı olduğuna İnanır; anlat­tıklarını büyük bir heyecanla dinler. Ancak, bir gün balıkçı denizin ortasında birada, adanın kıyısında da bu kez gerçek peri kızlarıyla denizkızlarını görmez mi? O gün mahalleye asık bir suratla döner. "Hadi anlatsana, neler gördün?" diyenlere, yorgun ve isteksiz: "Hiç." der, "Bugün hiçbir şey görmedim."

Bu parçadan aşağıdaki sonuçların hangisi çıkarılabilir? (ÖSS 1989) 

A
Gerçeği anlatmak, onun hayalini anlatmak kadar insana tat vermez.
İpucu:
TEBRİKLER!
B
İnsanı, bir şeyin kendisini görmekten çok onu başkasından dinlemek etkiler.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
C
Yalnızlık, insanı çevresinden gittikçe daha çok uzaklaştırır.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
D
İnsan, gerçekleri başkalarına anlatmak istemez.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
E
İnsanlar,gerçeklere değil, hayalî şeylere inanırlar.
İpucu:
ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin.
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al.
10 tamamladınız.