2014 LYS Edebiyat Soruları ve Cevapları

2014 LYS TÜRK EDEBİYATI SORULARI VE CEVAPLARI

BU TESTİ ONLİNE ÇÖZMEK İÇİN TIKLAYINIZ.

1.    Günlük tutmaya, daha da cesur davranıp bunları yayımlamaya, edebiyat tarihimizde çok rastlanmaz. Okur huzuruna çıkma amacı hiç aklına düşmeden (I) sadece yazmak, yaşadıklarını yazarak anlamlı kılmak isteyen veya kimi sırlarını yazıyla paylaşan gizli günlükçüler olduğu gibi; yazı mesleğinde itibarlı bir konuma sahip olup da yayımlanmak üzere güne not düşenler (II) de vardır. Birincilerin yazdıkları sansürsüz bir duygu ve düşünce yumağıdır. (III) İkinciler hesaplı kitaplıdır (IV), orada her duyuşa ve düşünüşe huzura çıkması (V) için izin verilmez.

Bu parçadaki altı çizili sözlerle ilgili olarak aşağıda verilen açıklamalardan hangisi yanlıştır?

A) I. söz, “bir şeyi, bir durumu hatırlamak” anlamındaki bir deyimdir.

B) II. söz, “gün içinde yaşadıklarını, gördüklerini yazmak” anlamındadır.

C) III. söz, “bir görüş etrafında birleşmek” anla kullanılmıştır.

D) IV. söz, “dikkatli, ölçülü olmak” anlamındadır.

E) V. söz, “okura, ilgilisine veya meraklısına sunmak anlamında kullanılmıştır.

 

2. Moleküler gastronomi ile yakından ilgilenen bilim insanları ve aşçılar; bir yemeği lezzetli, bir diğerini lezzetsiz yapan etkenin ne olduğunu, sebzelerin yetiştirilme biçimlerinin veya yemeğin servis ediliş şeklinin yemeğin lezzetine olan katkılarını merak ediyor.

Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Günümüzde iyi yemekten anlayan, damak zevki gelişmiş kişi sayısı gün geçtikçe artmaktadır.

B) Yemek lezzetleri, modern bilimin ilgi duyduğu yeni araştırma alanlarından biridir.

C) Gastronomiye meraklı olan aşçılar, lezzetli yemek yapma konusunda daha başarılıdır.

D) Yemeğin lezzetini belirleyen etkenler, yalnızca aşçıları ve bilim insanlarını ilgilendirmektedir.

E) Sebzelerin yetiştirilme koşullarının ve yemeğin sunumunun lezzet üzerindeki etkisiyle ilgilenenler

 

3.    Aşağıdaki cümlelerin hangisinde neden-sonuç ilişkisi vardır?

A) Çocuklar kadar yetişkinlerin de ilgisini çeken animasyonlarıyla tanınan şirket, Oyuncak Hikâyesi ve Arabalar serileriyle birlikte İnanılmaz Aile, Yukarı Bak ve Vol-i filmlerini tek sette bir araya getiriyor.

B) Türkan Şoray ilk kez kendi hayatını kaleme alıyor; küçük yaşlarda başladığı Yeşilçam serüvenini her zamanki içtenliğiyle anlatırken sinema tarihinin yaklaşık 50 yıllık bir dönemine de ışık tutuyor.

C) Sinemanın gelişim sürecini ve sinema dilinin nasıl çözümlenebileceğini anlaşılır bir dille aktaran Sinema Okuryazarlığı, izleyiciye rehberlik yapmayı amaçlıyor.

D) Pasolini’nin sinemacılığının yanı sıra şair, eleştirmen ve futbolcu gibi farklı yönlerini de ele alan Pierre Paolo Pasolini adlı eser, yönetmenin hayatını bir bütün olarak yansıtıyor.

E) Alfred Hitchcock’un son uzun metrajlı filmi Aile Komplosu, mirasını bırakmak için kaybolan vârislerini arayan yaşlı bir kadının etrafında şekillenen entrikaya odaklanıyor.

 

4. (I) Hızla gelişen bilgisayar teknolojisinin özellikle mekân tasarlama konusunda sinemaya olan katkısı giderek doğal sayılıyor. (II) Örneğin, 2000 yılında gösterilen Gladyatör adlı filmdeki tarihsel mekânların oluşturulmasında bilgisayar teknolojisinden bol bol yararlanıldı. (III) Böylece, Antik Roma’nın Colosseum’u bilgisayarda yeniden oluşturuldu ve burada birkaç yüz kişilik kalabalık, binlerce kişilik görkemli bir kalabalığa dönüştürüldü. (IV) 2001’de gösterilen Pearl Harbour filminde eski fotoğraflar kullanılarak limanın 50 yıl önceki görüntüsü elde edildi. (V) 145 milyon dolara mal olan bu filmde, bir hava saldırısının tümüyle bilgisayarda tasarlanması için gerekli harcamadan kaçınılmadı ve büyük ölçüde gerçek izlenimi veren görüntüler oluşturuldu.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde nesnellik söz konusudur?

A)I.            B)II.           C)III.          D)IV.          E)V.

 

5.    (I) Bir grup araştırmacı, omurilik zedelenmesi sonucu felç olan kişilerin ellerinde meydana gelen his kaybını ve motor becerilerindeki azalmayı tedavi etmeye yönelik bir aygıt üretti. (II) Bir eldiven gibi görünen ve “Mobile Music Touch” olarak adlandırılan bu aygıt, müzikli ve kablosuz. (III) Üstünde küçük bir kutu bulunan eldiven, bir piyano klavyesi ile birlikte kullanılıyor. (IV) Araştırmacılar, 2011 yılında tamamlanan ön çalışmalardan sonra omurilik zedelenmesi sonucu felç olan kişilerde olumlu sonuç almayı umduklarını ancak aygıtı kullananlarda bu kadar büyük bir gelişme olmasının kendileri için de sürpriz olduğunu belirtiyor.

(V) Örneğin, eldiveni kullandıktan sonra bazı kullanıcılar, omurilik zedelenmesinden bu yana ilk defa çarşaflarının ve giysilerinin dokusunu hissedebilmiş.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümlede, amaç-sonuç ilişkisi vardır.

B) II. cümlede, aygıtın özelliklerine değinilmiştir.

C) III. cümlede, aygıtın çalışma şekliyle ilgili bilgi verilmiştir.

D) IV. cümlede, aygıtın beklenenden daha iyi sonuçlar verdiğinden söz edilmiştir.

E) V. cümlede, aygıtın zihinsel gelişime etkileri üzerinde durulmuştur.

 

6.    (I) Seyahat etme, gezip tozma insanoğlunun temel ihtiyaçlarından biridir. (II) İnsanların bildikleri yerlerden kalkıp bilmedikleri fakat merak ettikleri yerleri gidip görme arzusu, onlara yeryüzünün meçhul yerlerini öğrenme ve keşfetme yolunu açmıştır. (III) İnsanoğlu, öyle tahmin edilebilir ki başlangıçta rızkını arama mecburiyetinden kaynaklanan bir güdüyle çevresini keşfe çıkmıştır. (IV) Kendi çevresinin dışında başka zenginliklerin bulunabileceğini öğrendikçe ondaki içgüdü gitgide bilinçli bir keşfetme arzusuna dönüşmüştür. (V) İçinde yaşadığımız çağa gelinceye kadar seyahat etme, gidip görme, görüp öğrenme, başka dünyalar keşfetme; insanın söz konusu ihtiyaçlarının bir dışa vurumuydu denebilir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde ögelerin dizilişi “özne, dolaylı tümleç, belirtili nesne, yüklem” biçimindedir?

A)I.            B)II.           C)III.          D)IV.          E)V.

 

7.    Duvara mumya gibi vuran gölgeni ara

İnce çıtırtılarla odanda yansın ocak

Hayalinin gölünde belirsiz bir hatıra

Bir yaban kuşu gibi süzülüp kaybolacak

Bu dizelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) Yansıma sözcükten –tı ekiyle türemiş isim vardır.

B) Sıfat-fiil ekiyle türemiş sözcük, ismi nitelemiştir.

C) Belirtili isim tamlamasının başına sayı sıfatı gelmiştir.

D) Zarf-fiil ekiyle türemiş sözcük, fiili nitelemiştir.

E) Emir II. tekil kişi olarak çekimlenmiş fiil vardır.

 

8.    (I) Tasarladığım hikâye, zihnimde cümleler ve algılar hâlinde dönüp dolaşarak gelişirken her şeyi bir kenara bırakıp masanın başına oturmam için beni zorluyor. (II) Hikâye, bilgisayarda bir cümle hâlinde başlanmış duruyor ve ben, zihnimin bir yanında o hikâyeyi geliştiriyorum. (III) Masamın çekmeceleri, çantamın gözleri hatta ceplerim veya masada karşımda duran pano, küçük kâğıtlara yazılmış notlarla doluyor bu arada. (IV) Defalarca oturuyorum bilgisayarın başına hikâye için, yazdıklarımı defalarca yeniden ele alıyorum (V) Hikâye bazen tamamlanmak üzereyken çöpe atılıyo bazen de başlangıçta tasarlanandan çok farklı bir içerik ve biçim kazanıyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümle, girişik birleşik bir cümledir.

B) II. cümle, özneleri ortak birleşik bir cümledir.

C) III. cümle, devrik bir fiil cümlesidir.

D) IV. cümle, sıralı bir cümledir.

E) V. cümle, yüklemi şimdiki zamanda çekimlenmiş kurallı bir cümledir.

 

9. (I) Burası kitap meraklısı aydınların, üniversite hocalarının ve araştırmayı seven öğrencilerin buluşma yeriydi. (II) Asırlık çınar ağacının gölgesinde kalmış kapalı mekân, elverişsiz havalarda gelip geçenlerin sığınma yeri olurdu. (III) Bazen de kimi ünlüleri burada, çevresindeki küçük toplulukla sohbet ederken görürdük. (IV) Şimdilerde, elinde kitap olanlar veya kitaplardan konuşmak isteyenler bu mekâna uğramıyor artık. (V) Bir zamanlar üzerimize kol kanat geren asırlık çınar ağacı, bizim gibi eski dostlarını yitirmenin huzursuzluğunu yaşıyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümle, özne ve yüklemden oluşmuştur.

B) II. cümlede, birden fazla fiilimsi kullanılmıştır

C) III. cümlede; belgisiz sıfat, adlaşmış sıfatla tamlama oluşturmuştur.

D) IV. cümle; özneleri farklı, yüklemi ortak, sıralı bir cümledir.

E) V. cümlede; nesne, belirtili isim tamlamasından oluşmuştur.

 

10. Ben edebiyatı bir akrabalık ilişkisi olarak görüyorum. Bütün yazar ve şairlerin aynı soydan geldiğine, (I) aynı yolun yolcusu olduğuna inanıyorum. Hepsinin yaptığı tek bir şey var. (II)Türkçenin değirmenine su taşımak. (III) Böylece Türkçenin sesini çoğaltmak, zenginleştirmek… (IV) Dede Korkut’tan Taşlıcalı Yahya’ya, Köroğlu’ndan Âşık Veysel’e, Evliya Çelebi’den Ahmet Rasim’e hepsinin derdi ne? (V)

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?

A)I.            B)II.           C)III.          D)IV.          E)V.

 

11.

I.   yeryüzündeki bilinen kaynakları

II.  doğada çok ender bulunan veya

III. modern hayatta farkında olmadan birçok materyale

IV. tükenmek üzere olan elementler kullanılarak yapılıyor

V.  üstelik olmazsa olmaz dediğimiz birçok araç gereç

VI. bağımlı olarak yaşıyoruz

Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan beşinci olur?

A)I             B)II            C)III           D)IV           E)V

 

12. (I) Eğitimleri sırasında gösterdikleri başarıları belgelemek için öğrencilere verilen mükâfat belgeleri ve diplomalar iki ciltlik bir yayınla kitaplaştırıldı. (II) Bu kitaplardan ilki Eğitim Tarihimizde Mükâfat Belgeleri ismini taşıyor. (III) İkinci cilt olan Eğitim Tarihimizde Diplomalar ile dönemin eğitim süreci panoramik bir bütünlük içinde görülebiliyor. (IV) Serinin son kitabında, devlet görevlilerinin üstün başarıları neticesinde aldıklar belgelerin ve bu memurların askerlik dönemlerinde aldıkları üstün hizmet madalyalarının bulunduğu bir bölüm var. (V) Ait oldukları dönemde okutulan derslerin yanı sıra öğrencilerin ve eğitim idarecilerinin isimlerine de topluca ulaşmamızı sağlayan bu yayınlar, eğitim sisteminde yaşanan değişimi belgelemesi yönüyle de önem taşıyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A)I.            B)II.           C)III.          D)IV                       E) V.

 

 

13. (I) “Ben kendi hesabıma hiçbir zaman yazarlık hevesine kapılmadım; romanlar, kısa öyküler, denemeler, yaşam öyküleri hatta tiyatro oyunları bile yazmak istemiyorum.” der Bergman. (II) Bu sözlerini “Filmciyim ben, yazar değil…” diye bağlamış olması bile beni ikna etmeye yetmiyor. (III) Yazar olmayı o, kendisine temel bir uğraş yahut bir hayat macerası olarak seçmemiş olabilir ama onun sağlam bir yazar damarı taşıdığını söyleyebilirim. (IV) Çocukluğundan söz ettiği; sinemasını anlattığı; sanatçı kişiliğini çözümlemeye, kendisini ifade etmeye çalıştığı çeşitli metinler ve kendi yaşamını anlattığı yazılarından yola çıkarak da bu yargıya ulaşmak mümkün. (V) Dili kullanma yeteneği; duygu ve düşünceleri ifade etme; anları, durumları tanımlama becerisi bize aynı zamanda onun saklı kalmış bir yazar olduğunu gösteriyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, düşüncenin akışına göre, “Yalnızca senaryo yazarlığındaki ustalığından yola çıkarak söylemiyorum

A)I.            B)II.           C)III.          D)IV                       E) V.

 

14. Psikiyatrik uygulamaların omurgasını hasta ile yapılan görüşmeler oluşturur. Psikiyatrik görüşme, diğer tıp dallarındaki tanı ve tedaviye yönelik tüm tıbbi işlemlerin yerini alan temel bir işlemdir. Kuşkusuz diğer tıp dallarında da hastayla yapılan görüşmelerin, alınan bilginin tartışılmaz bir önemi vardır. Ancak bu branşlarda tanı; esas olarak çeşitli fizik muayene yöntemleri, radyolojik ve laboratuvar incelemeleriyle konur. Hastanın görüşmeye katkısı veya çaba göstermesi sınırlıdır. Oysa psikiyatrik tanı, büyük ölçüde hekimle hastanın görüşmesine ve hekimin hastanın sözel ifadeleri ile sözel olmayan ifadelerini yorumlamasına dayanır.

Bu parçada psikiyatrik görüşmelerin önemi, aşağıdaki anlatım yöntemlerinden hangisi ön plana çıkarılarak vurgulanmıştır?

A) Örnekleme

B) Nesnellik

C) Tartışma

D) Karşılaştırma

E) Tanık gösterme

 

15. Bazı insanlara sadece yaşından dolayı bile saygı gösteririz. Görmüş geçirmişliğine gösterilen haklı bir saygıdır bu. Ama 80’inde olup bir de hâlâ sahnedeki işini en iyi şekilde yapıyorsa o zaman saygımız kat kat artar. Leonard Cohen’i Berlin’de izlediğimde aklımdan geçenlerdi bunlar. Sahne onu hayata bağlamış ve gücünü oradan almış. Hayranlıkla dinlediğim Bob Dylan sahnede şarkı söylemeyi bırakmasına rağmen Cohen sahnede şarkı söylemeyi o kadar seviyor. Bunu sahneye koşarak gelmesinden anlıyorum. Ayrıca eskisinden bile güzel söylüyor Cohen ve o duygusal alana bizleri de davet ediyor.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Koşul bildiren cümleye yer verilmiştir.

B) Neden-sonuç ilişkisine yer verilmiştir.

C) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.

D) Çıkarım yapılmıştır.

E) Olasılık dile getirilmiştir.

 

16. Günümüzde yaşlanma, fiziksel güçsüzlük ve hayattan kopma anlamına gelmiyor. Yaşlanma biçimleri değişiyor, insanlar daha uzun ve aktif bir yaşlılık dönemi geçiriyor. Bugün sokağa çıkıp 70, 80 ve 90 yaşındaki insanlara baktığınızda, hepsinin birbirinden son derece farklı yaşamlar sürdüğünü görürsünüz. Bu nedenle yaşlılığa dair çok dar kalıplar içinde düşünmemeye özen göstermemiz gerekiyor. Nasıl ki birbirinden çok farklı gençlik grupları varsa aynı şekilde birbirinden çok farklı yaşlı grupları da var artık. İşte bu bakış açısıyla ortaya çıkan gerontoloji, bu değişik insan gruplarının taleplerini anlamak ve bunları yerine getirerek daha iyi koşullar oluşturmak için var. Bu sayede dünyanın birçok ülkesinde yaşlılığa dair algılar değişti ancak gidilecek çok yol var daha.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?

A) Yaşamın doğal bir süreci olan yaşlılıkla ilgili algılar değişmeli, bu dönem kendi evreleri içinde değerlendirilmelidir.

B) Yaşlılık kültürden kültüre değişen bir kavram olup bu kavramla ilgili düşünceleri değiştirmek zordur.

C) Yaş ortalamasının artmasıyla yaşlı nüfus hızla artmış ancak buna paralel olarak fiziki imkânların iyileştirilmesi sağlanamamıştır.

D) Gençlikle yaşlılık arasındaki en önemli fark, hayatı algılayış ve yaşayış biçimi olarak değerlendirilmelidir.

E)Yarının yaşlıları olmaya aday bugünkü gençlerin, yaşlıları daha iyi anlaması ve onlara sahip çıkması gerekir.

 

17. Anılarımdan oluşan ilk kitabım yayımlandığında çevremdeki insanların tepkisi beni şaşırttı. Birçok kişi, insanın düşünceleri ve hayata bakışı zamanla değiştiği için anıların, ilerleyen yaşlarda yazılması gerektiğine inanıyordu. Onlara göre anılar, yaşam telaşının geride kaldığı günlerde sakin zihinle yazılmalıymış. Bu yaklaşım, anı yazmanın doğasına aykırı bence. Çünkü anı, insanların yaşadığı olaylardan zihninde kalanları, duyguların gücünden de yararlanarak okuyucuyla paylaşmanın bir yoludur. Yazar, anılarını yazarken kendi fotoğrafını çeker. Varsın zamanla düşünceler değişsin. Anıları okurken “O yıllarda ne kadar çocukça şeyler düşünmüşüm.” demek, eski bir fotoğrafa bakarken “Neydi o gençlik günleri!” demek kadar doğal değil mi?

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) İnsan, anılarını yazarken yaşadıklarını yeniden gözden geçirme fırsatı bulur.

B) Yazar, kaleme aldığı anılarını ancak yıllar sonra tekrar okuduğunda tarafsız olarak değerlendirebilir.

C) Anıları yazarken duygu ve düşüncelerin zamanla değişebileceği dikkate alınmalıdır.

D) Anı yazmanın temel amacı, yaşadıklarımızı o anki duygu ve düşüncelerimizle birlikte kalıcı hâle getirmektir.

E) Anı yazarı, yaşadıklarıyla ilgili her ayrıntıyı değil, başkalarının ilgisini çekecek şeyleri kaleme almalıdır.

18. Nasrettin Hoca’ya atfedilen fıkraların sayıca çok olması bir bakıma mizah kültürümüzün zenginliğini göstermektedir. Ancak bu zenginliğin bir sorunu da beraberinde getirdiği gözden kaçırılmamalıdır. Maalesef bu fıkraların çoğu Hoca’nın asıl şahsiyeti ve dünya görüşüyle uyuşmayan metinlerdir. Bu durum, Hoca’yı algılama konusunda önemli bir imaj problemine yol açmaktadır. Bu fıkralar, Hoca’nın şahsiyeti dikkate alınarak yüzde yüz olmasa bile büyük bir oranda ayıklanabilir. Bu ayıklama mutlaka gerçekleştirilmelidir. Zira Hoca, mizahı sadece güldürme vasıtası olarak gören bir nüktedan değildir. Mizahı ve nükteyi bir eğitim aracı olarak kullanmıştır. Bu yüzden onun fıkralarında dıştaki özellik güldürme nitelikli olsa bile içte; düşündürücülük, eğiticilik ve ders verme nitelikleri yer alır.

Bu parçada asıl yakınılan durum aşağıdakilerden hangisidir?

A) Nasrettin Hoca fıkralarının tamamının henüz derlenip bir araya getirilmemesi

B) Nasrettin Hoca’ya mal edilen fıkraların önemli bir bölümünün onun kişiliğini ve felsefesini yansıtmaması

C) Nasrettin Hoca fıkralarının toplum tarafından büyük ölçüde yalnız bir güldürü ögesi olarak algılanması

D) Nasrettin Hoca’ya mal edilen fıkralar ile ona ait fıkraların birbirinden ayırt edilememesi

E) Nasrettin Hoca’nın toplumda yeterince ve layık olduğu ölçüde tanıtılmaması

 

19. Bilginin hızla arttığı, bilgiye erişimin kolaylaştığı, yeni teknolojilerin laboratuvarları zenginleştirdiği bilgi çağında; fizik, kimya, biyoloji gibi bilim dallarında büyük bir dönüşümün yaşandığına şahit olduk. Genlerin, atom altı parçacıkların ve gezegenlerin bilgileri kaydedildi; bunlar İnternet aracılığıyla dünyanın dört bir yanındaki bilim insanlarına ve ilgili kitlelere ulaştı, bilgisayar programlarıyla analiz edildi. Bu verilerin elektronik ortamda toplanması ve analiz edilmesi yalnızca fen bilimlerine özgü değil. Özellikle son yıllarda sosyal bilimlerde de benzer bir gelişme yaşanıyor. Toplum bilimciler elektronik cihazları, İnternet’i ve sosyal paylaşım sitelerini kullanarak insan ilişkilerinden doğan toplumsal ağı tanımaya çalışıyor. Bu süreçte bilgisayar mühendisleri ve istatistikçilerin katılımıyla “hesaplamalı sosyal bilimler” denen disiplinler arası bir alan doğuyor. Doğru bir eğitim ve doğru kişilerle çalışarak sosyal bilimcilerin alanlarında köklü değişiklikler yapabileceği belirtiliyor. Ancak bu değişimin gerçekleşmesi için bazı engellerin aşılması gerekiyor.

Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?

A) Günümüzde, teknoloji sayesinde bilgiye ulaşmak ve bunları yorumlayabilmek oldukça kolaylaşmıştır.

B) Toplum bilimciler verileri depolayan elektronik cihazlardan, İnternet gibi sosyal paylaşım sitelerinden yararlanmaktadırlar.

C) Sosyal bilimciler bugün ulaştıkları başarı düzeyini İnternet ağı, bilgisayar gibi bilgi depolama ve ayıklama aygıtlarını kullanmalarına borçludurlar.

D) Teknolojik gelişmeler, kimi bilim dallarında önemli değişiklikler sağlamıştır.

E) Bilgiye erişim ve bilgiyi analiz etmede teknolojik araçlar, pek çok alanda büyük bir kolaylık sağlamaktadır.

 

20. Film seyretmekten film seyretmeye fark var. Bazen sonsuz bir tat alarak, her karesinin açlığınızı ve susuzluğunuzu dindirmesine tanık olarak izlersiniz bir filmi. Bazen de filmi seyretme süreci bir derstir: Sinema sanatıyla ilgili bir ders, yaşamla ilgili farklı bir ders… Bazen bittikten sonra bile içinizde yaşamayı sürdürür bir film bazen de uçar gider.

I.    Sinema sanatıyla diğer sanatların farklı yönlerini görmemizi sağlar.

II.  Bizde yeni düşüncelerin oluşmasını sağlar.

III. Belleğimizde unutulmayacak izler bırakır.

IV. Farklı alanlardaki birikimimize katkıda bulunur.

Bu parçaya dayanarak film izlemenin sağladığı kazanımlarla ilgili olarak yukarıdakilerden hangileri söylenemez?

A) Yalnız I

B) Yalnız II

C) I ve II

D) II ve III

E) III ve IV

 

21. – 22. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

 

Teknoloji ve endüstri hiç kuşkusuz bizler için vazgeçilmez bir değere sahiptir. Ulaşımı ve iletişimi hızlandırıp çeşitlendiren, yaşamı her yönüyle kolaylaştırıp zenginleştiren, bizleri eğlendirip dinlendiren teknolojik ve endüstriyel uygulamalar eskiye göre o kadar yaygınlaştı ki artık onlarsız tek bir anımızı bile geçiremez olduk. Özellikle elektronik, iletişim ve bilgisayar alanlarındaki gelişmeler; çevremizin yapaylık ve sanallık düzeyini her geçen gün biraz daha artırmaktadır. Sonuçta, önceki yüzyıllarda yaşamış olanlar için “inanılmaz bir hayal âlemi” sayılabilecek bir dünyaya sahip olduk. Öyle ki parlak şehir ışıklarının örtüp kapatması nedeniyle bir süreden beri âdeta unuttuğumuz “yıldızlı semalar”dan sonra, bilhassa büyük yerleşim merkezlerinde, güneşli gökyüzü bile gittikçe yükselen binalar tarafından artık maskelenmeye başlandı. Çocuklarımız, yeryüzünde yaşamakta olan bitki ve hayvan türlerini, bilgisayar oyunları ve filmlerin sanal kahramanları kadar olsun tanıyamaz; insanlar zorunlu olmadıkça birbirleriyle iletişim kurmaz hâle geldiler.

21. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Karşılaştırma yapılmıştır.

B) Örneklemeden yararlanılm

C) Açıklama yapılmıştır.

D) Öznellik söz konusudur

E) Birinci tekil kişili anlatımdan yar

 

22. Bu parçada, aşağıdakilerden hangisi yazarın eleştirdiği noktalardan biri değildir?

A) Çocukların öteki canlılara yabancılaşması

B) Sağlıksız şehirleşme

C) Doğal görünümlerin kaybolması

D) Sosyal ilişkilerin zayıflaması

E) Çevrenin hızla kirletilip zarar görmesi

 

23. Benim şiirim; sokağa açılan, ciğerlerine temiz havayı doldurmak isteyen bir şiirdir. Bu bakımdan yüzde yüz gerçekçidir. Öyle sanıyorum ki birçoklarını bu benim gerçekçi yanım yanıltmaktadır. Çünkü bu gerçekçiliğin ne olduğu üzerinde de anlaşmak gerekir. Yapılacak iş; insan, doğa, eşya ilişkilerini abartmadan, ülküleştirmeden, soyutlamadan verebilmektir. Bir yazarın nesneleri bozmaya hiç mi hiç hakkı yoktur. Yalnız burada duygunun ve zekânın payını iyi ayarlamak gerekir. Duygunun ölçüsünü biraz kaçırdınız mı hemen şairaneliğe düşersiniz. Zekânın ölçüsünü kaçırdığınız vakit de sizi zekâcılık bekler.

Aşağıdakilerden hangisinin, şiirini böyle tanımlayan şaire ait olduğu söylenemez?

A) İnanın sözüme şairler Üçer beşer söneceğiz Yirmi ikiye varmadan Rüştü gibi öleceğiz

B) Çok üşürdük, hep üşürdük üşümekti yaşadığımız Üşürdü ellerimiz, aşkımız, sonsuz sakallarımız.

C) Ne yapar çileli Hacivat şimdi mezarda Dayak mı yer gene Karagöz’den o yerde.

D) Senin bildiğin işler Benim bildiğim işler değildi. Ben her Tanrının günü Kırlarda gezindim.

E) Keşke ben de İpsizleri sapsızları Şiire değil miire bayılanları Zeki meki sansaydım

 

24. Adalardan yaza ettik de veda

Sızlıyor bağrımız üstündeki dağ

Seni hatırlıyoruz Vîrânbâğ

 

Uyuduk kırda, gezindik dağda,

O yazın, âh o engin çağda,

Geçti en son günü Vîrânbâğ’da

Bu manzumeyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Mecaza yer verilmiştir.

B) Özlem duygusu hâkimdir.

C) Aliterasyona başvurulmuştur.

D) Murabba nazım şekliyle yazılmıştır.

E) Kafiye ve redif kullanılmıştır.

 

25. Geçmişten adam hisse kaparmış…Ne masal şey

Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?

“Tarih”i tekerrür diye tarif ediyorlar;

Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?

Bu dörtlükle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) İronik bir anlatım tercih edilmiştir

B) Didaktik bir üslupla yazılmıştır.

C) Mesnevi kafiye biçimi ile kafiyelenmişt

D) İkinci ve dördüncü mısradaki istifham, farklı amaçlara yöneliktir.

E) Ses ve kelime tekrarlarıyla ahenk sağlanmıştır.

 

26. Şiir topladım durdum karanlıklarında gecenin

Çocuklar yaz gecesinde ateş böceği toplar gibi

Bu dizelerde aşağıdaki edebî sanatlardan hangileri vardır?

A) Teşbih – Kinaye

C) Teşhis – Tezat

B) İstiare – Teşbih

D) İstiare – Teşhis

E) Kinaye – Tezat

 

27. Salındı bahçeye girdi

Çiçekler selama durdu

Mor menekşe boynun burdu

Gül utandı hicabından

Bu dörtlükte aşağıdaki edebî sanatlardan hangisi yoktur?

A) İstiare

B) Hüsnütalil

C) Teşhis

D) Tenasüp

E) Telmih

 

28. Hayatın içindeki bir an ve bu andaki küçük olaylar, anlatmak için yeterlidir. Dış âlemde meydana gelen olaylar arasından seçme, ayıklama ve yeniden düzenleme ihtiyacı duyulmaz. Okuyucunun merak duygusunu kamçılayacak entrik unsurlar, iniş çıkışlar, düğümlerden faydalanma söz konusu değildir. Olay örgüsünün yürüyüşü büyük ölçüde “diyalog” veya “konuşmaya” dayanmaktadır. Yazar-anlatıcı ya hiç müdahale etmez ya da aralarındaki bağlantıları sağlamakla yetinir.

Bu parçada, aşağıda verilenlerden hangisinin özelliklerinden söz edilmektedir?

A) Durum hikâyesi

B) Olay hikâyesi

C) Roman

D) Geleneksel hikâye

E) Klasik mesnevi

 

29. Tezkire ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Dönemin şairlerinin biyografisine yer verilir.

B) Şairlerin şiirlerinden örneklere rastlamak mümkündür.

C) Yer yer şiirle ilgili eleştiriler veya değerlendirmeler yapılır.

D) Birbirinin tekrarı mahiyetinde bilgiler bulunabilmektedir.

E) Şairlerin kendi şiirleriyle ilgili değerlendirmeleri geniş olarak yer alır.

 

30.

I.   Özünde genellikle “övgü”ye yer verilen divan edebiyatı nazım şekli

II.  5-15 beyit arasında değişen, ilk beytinin dizeleri birbiriyle, sonraki beyitlerin ikinci dizeleri birinci beyitle uyaklı, genellikle lirik bir eda ile söylenen nazım biçimi

III. Aruz vezninin kısa kalıplarıyla değişik konularda yazılan, her beyti kendi içinde kafiyeli uzun manzum eser

IV. Aruzun iki eşit parçaya bölünebilen kalıplarıyla yazılan ve mısra ortalarında iç kafiyesi bulunan gazeller

Aşağıdaki terimlerden hangisinin tanımı yukarıda verilmemiştir?

A) Musammat                       

B)Kaside

C) Muhammes                       

D)Mesnevi

E) Gazel

 

31. Türk tarihinin akışına uygun olarak İslamiyet’ten önceki Türk destanları; Eski Türk, Hun, Göktürk ve Uygur destanları olmak üzere dört bölümde toplanabilir.

Aşağıdaki destanlardan hangisi, bu parçada dile getirilen bölümlerden birine dâhil edilemez?

A) Alp Er Tunga

B) Ergenekon

C)Şu

D) Manas

E) Türeyiş

 

32. Dede Korkut Hikâyeleri ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Hikâyelerin dili, 14 ve 15. yüzyıl konuşm Türkçesidir.

B) Kelimelerin çoğu Türkçe kökenlidir.

C) Manzum ve mensur anlatım iç içedir.

D) Anlatım son derece canlı ve hareketlidir.

E) Hikâyeler Dede Korkut tarafından kaleme alınmıştır.

 

33. —- Lale Devri’nin İstanbul’unu yansıtan şiirlerinde dış dünyadan aldıklarını; duyduğu, gözlemlediği gibi aktarmaya çalışır. Gazel ve kasidelerinin yanında nazım biçimini tercih etmesi; yaşama sevincini içinde duyan, hor görülen geçici dünya zevklerini tatmayı amaçlayan bir yaradılışın doğal sonucudur.

Bu parçada boş bırakılan yerlere, aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?

A) Baki – murabba

B) Fuzuli – mesnevi

C) Şeyh Galip – şarkı

D) Nedim – şarkı

E) Nefî – mesnevi

 

34. Meded meded bu cihânın yıkıldı bir yanı

Ecel Celâlileri aldı Mustafâ Hân’ı

 

Tolundı mihr-i cemâli bozıldı erkânı

Vebâle koydular âl ile Âl-i Osmânı

 

Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Mustafa’nın öldürülmesini anlatan ve yukarıda ilk iki beyti verilen mersiye, divan şiiriyle ilgili olarak aşağıda verilen özelliklerden hangisiyle örtüşmemektedir?

A) Sosyal konulardan uzak durması

B) Belli mazmunlara yer vermesi

C) Aruz veznini kullanması

D) Sanatlı bir dille yazılması

E) Belirli nazım şekillerini kullanması

 

35. Divan şiirinde en çok kullanılan nazım şekli gazeldir. Bu nazım şekli daha çok “aşk” kavramıyla özdeşleşmiş olsa da “hikmet, tasavvuf, rintlik, neşe” gibi pek çok temayı dile getirmede de kullanılmıştır.

Buna göre, aşağıdaki beyitlerin hangisinde âşıkane duygu ve düşüncelerin dile getirildiği söylenemez?

A) Ol gün kanı ki gün gibi sûzân idim sana

Olsan revân sâye-i bîcân idim sana

B) Ey Necâtî yürü sabreyle elinden ne gelir

Hûblar cevr ü cefâyı kime öğretmediler

C) Gözü meyhâne-i nâz ü kaşı mihrâb-ı niyâz

Yaraşır her ne kadar etse niyâz ehline nâz

D) Gül istedim diken oldu yârim ne çâre kılam

Meger libâs-ı hayâtımı pâre pâre kılam

E) El verse safâ fırsatı fevt eyleme bir dem

Dünyâ ona değmez ki cefâsın çeke âdem

 

36. Aşağıda verilen eserlerin ait olduğu edebî türlerin hangisinde, Tanzimat’tan önceki dönemde eser verilmemiştir?

A) Hürriyet Kasidesi

B) Yurttan Yazılar

C) Terkibibent

D) Vatan Şarkısı

E) Kırık Hayatlar

 

37. Tanzimat Dönemi’nde aşağıdaki sanatçılardan hangisinin, divan edebiyatına karşı eleştirel bir tavır aldığı söylenemez?

A) Şinasi

B) Recaizade Mahmut Ekrem

C) Ziya Paşa

D) Namık Kemal

E) Muallim Naci

 

38. Aşağıdakilerden hangisi, Servetifünun şiirinin özelliklerinden biri değildir?

A) Şiirin konusu genişletilerek hemen hemen her şey şiirde işlenmiştir.

B) Fransız şiirinden alınan sone, terzarima gibi nazım şekilleri denenmiştir.

C) Aşk teması, daha çok romantik bir atmosfer içinde ele alınmıştır.

D) Hayal ve hakikat çatışması çokça işlenmiştir.

E) Metafizik ve sosyal olaylara geniş yer verilmiştir.

 

39. Öz şiirin (I) güzel örneklerini veren Ahmet Haşim, 1921 yılında, o zamana kadar yazdığı şiirlerinin büyük bir

kısmını Göl Saatleri (II) adı ile bastırmıştır. Fecr-i Atî (III) edebiyatı şairlerinden olan Haşim, şiirlerinde hak ve adalet (IV) olmak üzere iki tema üzerinde durmuştur. Vezin olarak da yalnızca aruzu (V) kullanmıştır.

Bu parçadaki altı çizili yerlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) I.     B)II.     C) III.   D) IV.  E) V.

 

40. Aşağıdaki yazar-eser-kahraman eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?

Yazar                          Eser                            Kahraman

A) Halit Ziya Uşaklıgil           Mai ve Siyah     Hakkı Celis

B) Hüseyin Rahmi Gürpınar   Şıpsevdi             Meftun

C) Şinasi                            Şair Evlenmesi    Ebüllaklaka

D) Namık Kemal                      İntibah               Ali Bey

E) Peyami Safa                   Biz İnsanlar           Necati

 

41. Bu şiirleri anlamıyorum ben. Öyle bir kargaşa, öyle bir karıncalanma var ki onlarda, bir türlü asıl şiiri yakalayamıyorum. Çünkü sözcükler köprü olacak yerde köstek oluyor ayağıma; tepeler gibi önüme dikiliyor, ne yapsam aşamıyorum. Durmadan biçim oyunlarıyla çarpışıyorum, öyleyken ben söze giremiyorum. Öze girmek diye bir sorun yok bu şiirler için. Sözcükler özle kaynaşmıyor, dilde yoğunlaşmıyor. Evet bir curcuna bu, başka bir şey değil…

Bu parçada geçen “Bu şiirleri” ifadesiyle aşağıdaki oluşumlardan hangisine bağlı olan şairlerin ürünleri kastedilmiştir?

A) Mavi Topluluğu

B) Hisarcılar

C) Fecr-i Atî

D) İkinci Yen

E) Garipçiler

 

42. Mısra işlevini yitirdi, şiiri şiir yapan birim olarak yürürlükten kalktı. Duygularımızı, gerilimlerimizi, düşünce ve coşkularımızı başlatıcı bir öge, bir ölçü olmaktan çıktı. İnsanı, insanla gelen en çağdaş sorunları karşılayamaz oldu.

Şiir anlayışı göz önünde bulundurulduğunda bu parçada dile getirilen görüşler, aşağıdaki şairlerden hangisine ait olabilir?

A) Edip Cansever

B)Faruk Nafiz Çamlıbel

C) Yahya Kemal Beyatlı

D) Ahmet Hamdi Tanpınar

E) Cahit Sıtkı Tarancı

 

43. Zaman zaman birbirlerinin yerine kullanılan iki terim olsalar da şiir ve manzume arasında fark vardır. Manzumede anlatma, gösterme ve öğreticilik baskınken şiirde bireysellik, duyurma ve telkin etme öne çıkar.

Buna göre, aşağıdakilerden hangisinin diğerlerinden farklı olduğu söylenebilir?

A) Hürriyet Kasidesi

B) Seyfi Baba

C) Çoban Çeşmesi

D) Balıkçılar

E) Cenge Giderken

 

44. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) Hece ölçüsünü ve konuşulan Türkçeyi büyük bir başarı ile kullanan Halit Fahri Ozansoy’un şiir kitaplarından bazıları; Rüya, Efsaneler, Hep Onun İçin ve Sonsuz Gecelerin Ötesinde’dir.

B) Genellikle kendi duygularını işleyen Orhan Seyfi Orhon şiirlerini; Fırtına ve Kar, Peri Kızı ile Çoban Hikâyesi, Gönülden Sesler ve O Beyaz Bir Kuştu adlı eserlerinde toplamıştır.

C) Enis Behiç Koryürek’in en ünlü şiirleri millî

heyecanlarla yüklü epik şiirleridir, Miras ve Vâridât-ı Süleyman adlı şiir kitapları vardı

D) Yusuf Ziya Ortaç’ın, şiirlerini topladığı kitaplardan bazıları; Akından Akına, Cenk Ufukları, Âşıklar Yolu ve Bir Rüzgâr Esti’dir.

E) Yalnızca hece ölçüsünü kullanan Faruk Nafiz Çamlıbel, şiirlerini Bir Gemi Yelken Açtı, Yayla Türküsü ve Yurdumun Dört Bucağı gibi kitaplarda toplamıştır.

 

45. Aşağıdakilerden hangisi tür bakımından ötekilerden farklıdır?

A) Gazoz Ağacı

B) Semaver

C) Abdullah Efendi’nin Rüyaları

D) Beyaz Lale

E) İstanbul’un İç Yüzü

 

46. Her kim bu halk için yazar, halkın olur;

Aydınlatabildiyse eğer, aydın olur…

Muhtaç değildir eli, altın kaleme:

Kullandığı her kalem onun, altın olur!

Bu dörtlükte dile getirilen düşünce, aşağıdaki şairlerden hangisinin edebî anlayışıyla örtüşmez?

A) Arif Nihat Asya

B) Namık Kemal

C) Ahmet Haşim

D) Mehmet Akif Ersoy

E) Mehmet Emin Yurdakul

 

47. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) Halk kültüründen gelen unsurları, Batı şiiri ile birleştirmiş olan Behçet Necatigil, son şiirlerinde divan şiirinin özelliklerinden de yararlanarak oldukça kapalı bir şiire ulaşmıştır.

B) Şiirleri karamsar bir dünya görüşünü yansıtan İlhan Geçer’in içe dönmesi ve aşka sığınması, şiirlerinin bir yanını oluşturan yalnızlığa bağlıdır.

C) Attila İlhan’ın şiirlerine sadece şairlerin değil sinemadan resme, romandan toplumsal bilimlere değin şiir dışındaki bir sürü disiplinin de katkıları vardır.

D) Cemal Süreya çıkardığı Papirüs dergisiyle İkinci Yeni hareketinin öncülerinden olmuştur.

E) Turgut Uyar’ın şiirlerinde toplumsal değişime bağlı olarak ortaya çıkan değişimler asıl konuyu oluşturur

 

48. Aşağıda verilenlerden hangisi, Necip Fazıl Kısakürek’in şiir anlayışı ile örtüşmemektedir?

A) Şiirlerinde korku ve ruhsal burkuntu dikkati çeker.

B) Bireyi ve toplumu sorgulayıcı bir söylemi vardır.

C) Konu seçiminde geleneğe sıkı sıkıya bağlıdır.

D) Şekil bakımından kusursuzluğu aramıştır.

E) Mistik düşüncelere yer vermiştir.

 

49. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?

A) Kemal Bilbaşar’ın ünlü eseri Cemo, Şeyh Sait Ayaklanması sırasında, Doğu Anadolu’daki ağa-kul-devlet üçgeni içindeki ilişki ve çatışmalar üzerine kurulmuştur.

B) Necati Cumalı’nın Tütün Zamanı adlı romanında Cemal ile Zeliş’in aşkı çevresinde Batı Anadolu’daki tütün ekicilerinin kendi aralarındaki sevgileri, yanlızlıkları, umutları, toprağa bağlılıkları vb. trajik bir şekilde hikâyeleştirilmiştir.

C) Sabahattin Ali’nin ilk romanı Kuyucaklı Yusuf’ta Anadolu’da çürümüş, parasal gücün yönlendirdiği adalet mekanizmasının bireysel isyanları oluşturması anlatılır.

D) Bir Düğün Gecesi’nde, 1970’li yıllarda Türk toplumunun genel bir tablosunu sunan Adalet Ağaoğlu; dönemin farklı görevlerde bulunmuş, farklı dünya görüşlerine sahip tiplerini bir düğünde buluşturur.

E) Kemal Tahir, Esir Şehrin İnsanları’nda Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemini anlatmıştır; olaylar 1290 yılında iki aylık süre içinde geçer.

 

50. Postmodern anlatımın kullanıldığı —- birçok anlamsız unsurun bir bütüne yürümesini önleyen eksiklikler var. Böylece her okuyucu, eline geçen tanıdık bir ipucunu tutarak görmek istediklerini bu romanda bulmaktadır. Bu bakımdan eserde “ayna” kavramının kullanılması anlamlıdır. Zira okuyucu kendi bilgisini ve hayallerini, bu romanda bulduğu “ayna”lardan birine yansıtmak ve onu eserin bütününe hâkim kılmak imkânına sahiptir. Aynı özellikleri Yeni Hayat’ta da bulmak mümkündür.

Bu parçada boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Kara Kitap’ta

B) Sessiz Ev’de

C) Benim Adım Kırmızı’da

D) Cevdet Bey ve Oğulları’nda

E) Beyaz Kale’de

 

51.

Şairin şiir coğrafyası, siyasi sınırları aşarak gönül coğrafyasını kuşatan bir özellik gösterir. Bu geniş coğrafyanın ses bayrağı Türkçedir.

Şiir dilinin zenginliğiyle dikkat çeken şair, imge yerine güçlü ve vurucu bir dil kullanmayı tercih eder.

   Şiirlerini Yalnızlık, Duvak, Seninle ve Harman’da toplamıştır.

Yukarıda hakkında bilgi verilen şair aşağıdakilerden hangisidir?

A) Mehmet Çınarlı

B) Yavuz Bülent Bakiler

C) Erdem Bayazıt

D) Cahit Zarifoğlu

E) Sezai Karakoç

 

52.  Destan ve mitlerde görülen, insanların bir kahraman oluşturma eğiliminin çağdaş bir tiyatro eserine uygulanışı ve geleneksel tiyatronun modern ögelerle sahneye konuşu olarak nitelendirilebilecek eserlerin başında Brecht’in etkisiyle yazılmış olan —- gelir.

Bu cümlede boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Keşanlı Ali Destanı

B) Bir Adam Yaratmak

C) Susuz Yaz

D) Eski Çarıklar

E) Reis Bey

 

53.  Her Gece Bodrum’dan sonra “roman yazma” isteği bir dönem çok ağır bastı. Bunda öyle sanıyorum ki Attila İlhan’ın etkisi olmuştur. Nasıl Yeni Dergi yıllarında, Memet Fuat’ın etkisiyle öyküler yazdıysam Attila Bey’in yol açışıyla da Ölüm İlişkileri’ni, Cehennem Kraliçesi’ni yazdım. Galiba hep yazma isteğiydi asıl ağır basan. Ama öyküden hiçbir zaman kopmadım. Sonra bir dönem geldi, öykümüzün geldiği noktayı kendime çok yabancı buldum. Belki bu da seyrek yazmama yol açtı.

Bu parçada kendisi ve eserlerinden söz eden sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Oktay Akbal

B) Sabahattin Kudret Aksal

C) Selim İleri

D) Bilge Karasu

E) Orhan Pamuk

 

54. Samiha Ayverdi ile ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Sanatında mistisizmin büyük bir yeri vardır.

B) Roman ve öykülerinin teknik ve anlatım özellikleriyle pek fazla ilgilenmemiş, daha çok vereceği mesaj üzerinde yoğunlaşmıştır.

C) Roman kişilerinin çoğu, çevresinde tanıdığı insanlardan izler taşır.

D) Eserlerindeki olaylar daha çok Anadolu’nun muhtelif şehirlerinde geçmektedir.

E) Doğu-Batı, madde-mana, sevgi-nefret, dünya-ahiret, sabır-öfke gibi temel karşıtlıklar eserlerinin konusunu oluşturur.

 

55. – 56. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

 

Böyle bir yazı tarzında nokta, virgül, noktalı virgül gibi işaretlere lüzum yoktur; bunları kullanmak tehlikelidir bile. Noktalama işaretleri, içimizdeki akışın mutlak devamına şüphesiz engeldir. Canınız istediği kadar devam ediniz. Mırıltının tükenmek bilmeyen karakterine kendinizi veriniz. Eğer akış, yaptığınız dikkatsizlik diyeceğim ufak bir yanılma yüzünden duracak gibi olursa kaldığınız yerde durunuz. Çıkışı sizce şüpheli görülen kelimeden sonra herhangi bir harfi, söz gelimi “i” harfini, daima “i” harfini koyunuz ve böylece bu harfi izleyecek olan kelimelere elverişli anı bekleyiniz. Şiirinizin tamamlanması gecikmeyecektir.

yecektir.

55. Bu parçada dile getirilen düşünceler, aşağıda verilen akımlardan hangisinin edebî düşüncesiyle örtüşür?

A) Romantizm                       

B)Realizm

C) Parnasizm                         

D)Sembolizm

E) Sürrealizm

 

56. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada verilen düşüncelere uygun şiir yazmıştır?

A) İlhan Berk

B) Fazıl Hüsnü Dağlarca

C) Necip Fazıl Kısakürek

D) Behçet Necatigil

E) Bedri Rahmi Eyüboğlu

 

CEVAPLAR

1. C

11. A

21. E

31. D

41. D

51. B

2. E

12. D

22. E

32. E

 42. A

52. A

3. E

13. C

23. B

33. D

43. C

53. C

4. D

14. D

24. D

34. A

44. E

54. D

5. E

15. E

25. C

35. E

45. E

55. E

6. B

16. A

26. B

36. E

46. C

56. A

7. C

17. D

27. E

37. E

47. E

 

8. B

18. B

28. A

38. E

 48. C

 

9. D

19. C

29. E

39. D

49. E

 

10. B

20. A

30. C

40. A

50. A