GEZİ YAZISI
Bir yazarın yurt içinde veya yurt dışında gezip gördüğü yerlerle ilgili izlenimlerini, duyduklarını aktardığı yazılardır. Gezi yazılarına seyahatname de denir.
Bu tür yazılar; gezilip görülen yerlere ilişkin bilgi vermek, o yerlerin güzelliklerini ve görülmeye değer yanlarını göstermek amacı taşır. Bu türde bir yazı okuyan kişi, anlatılan yerler hakkında bilgi sahibi olur.
Gezi yazılarında gezilen yerlerin sadece doğal güzellikleri değil, tarihî gelenekleri ve zevkleriyle ilgili bilgiler de verilir. Bu nedenle gezi yazıları, birçok bilim dalı için kaynak niteliği taşır. Seyahatnameler; tarih, coğrafya, toplum bilimi (sosyoloji), hukuk vb. bilimlerin yardımcı kaynaklarından biridir.
Gezi yazılarında anlatılanlar hayal ürünü değil, gerçektir. Yani gezi yazıları kurmaca metinlerden değildir. Gezi yazıları kuvvetli bir gözlem gücüne dayanır. Yazar; gördüklerine, izlenimlerine yorumlarını da katabilir. Bu tür yazılarda görülenler yanında duyulanlara da yer verilir.
Eskiden, sadece insanların gidemediği, ulaşamadığı yerler hakkında yazılar yazılır; bu yerlerin doğası tanıtılırdı. Bugün ise daha çok, insanların gezilen yerlerdeki değişik yaşayış biçimleri de tanıtılmaktadır.
Bir gezi yazısının okunabilirliği, okuyanların anlatılan yerleri gezip görme isteği uyandırmasına bağlıdır.
Gezi yazıları akıcı ve anlaşılır bir dille yazılmalıdır. Sürükleyici bir anlatımı olmalıdır bu yazıların. Okuyucu için sıradan olanları değil, ilginç olanları anlatmalıdır. Bu yazıları kaleme almada gözlem gücü ve ayrıntıları seçme işi önemlidir. Çünkü yazarın, ilginç olanları, halkın yaşayışı, gelenek ve görenekleri, doğa güzellikleri, insanın doğaya eklediği güzellikleri vb. seçebilmesi için güçlü bir gözlem yapması gerekir.
Gezi Yazısı Türünün Tarihsel Gelişimi
Dünya edebiyatında bu türde eser verenlerin başında Herodotos, Venedikli tacir Marko Polo ve Arap gezgin İbn-i Batuta gelir.
16. yüzyılda Bâbür Şah’ın Doğu Türkçesiyle yazdığı “Bâbümâme”si ve Şeydi Ali Reis’in “Miratü’l Memalik” adlı eserleri gezi türünün ilk örnekleri kabul edilir.
Evliya Çelebi’nin “Seyahatnamesi ve 28 Mehmet Çelebi’nin “Sefaretname”si de gezi türünün örneklerindendir.
Tanzimat’tan sonra bu türde eser veren sanatçılar ve eserleri:
Ahmet Mithat, ‘Avrupa’da Bir Cevelan”;
Cenap Sahabettin, “Hac Yolunda”, “Afak-ı Irak”, “Avrupa Mektupları”;
Ahmet Haşim, “Frankfurt Seyahatnamesi”;
Falih Rıfkı Atay, “Taymis Kıyıları”, “Bizim Akdeniz”, “Denizaşırı”;
Reşat Nuri Güntekin, “Anadolu Notları”;
Ahmet İhsan Tokgöz, “Avrupa’da Ne Gördüm”;
Haldun Taner, “Düşsem Yollara Yollara”…