4. Okuduğunuz metin, fabl özelliği gösteren bir mesnevidir. Fabllarda ana düşünce öğüt niteliğindedir ve fablın çözüm bölümünde yer alır. Bu bölümde gündelik hayatla ilgili ders verilir. Buna göre okuduğunuz mesnevinin öğüt bölümünü bularak ana düşüncesini belirleyiniz.
Ana düşünce: İnsan, kendi yeteneğini, değerini ve yerini bilmeli; elindekiyle yetinmeli, daha çoğunu istememelidir.
5. “Harname” adlı metinde zaman ve mekân unsurlarına dair hangi ipuçları verilmektedir? Metin, bu yönüyle masallarla karşılaştırıldığında aralarında ne gibi bir benzerlik görülmektedir?
Mekan ve zaman verilmemiştir. Masallar ve fabllarda genelde mekan ve zaman verilmez. Çünkü verilmek istenen öğretinin evrensel nitelik kazanması için zaman ve mekan kullanılmaz.
6. Okuduğunuz mesnevide olayın düğümlendiği bölümde konuşmaların hangi kahramanlar arasında geçtiğini ve bu konuşmaların fabla katkısını belirleyiniz.
Yaşlı eşek ile zayıf eşek arasında geçmektedir. Fablın vermek istediği mesaj o bölümde geçtiği için etkilidir. Yani Yaşlı eşek zayıf eşeğe elindekiyle yetinmesi ve hırs yapmamasını o bölümde ifade etmiştir.
7. “Bâtıl isteyü hakdan ayrıldum
Boynuz umdum kulakdan ayrıldum” dizesindeki örtük iletiyi söyleyiniz.
Yanlış şeyler istedim fakat elimdekinden fazlasını isterken elimdekileri de yitirdim. Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan olmak deyimiyle açıklayabiliriz.
8. Okuduğunuz mesnevide “kanaat, şükür, başkalarının başına gelenlerden ibret alma, haddini bilme vb.” değerlere vurgu yapılmıştır. Metinden bu değerlere örnekler gösteriniz.
Sen eşeksin ne şek hakîm-i ecel
Müşkülüm var keremden itgil hall
Ki öküzü yaradıcak Hallâk
Sebeb-i rızk kıldı ol Rezzâk
Çün bular oldu ol azîze sebep
Virdi ol izzeti bulara Çalap
1. ETKİNLİK
Aşağıdaki “Mantıku’t-Tayr, Martı, Küçük Prens ve Hayvan Çiftliği” adlı eserlerden birer parça verilmiştir. Bu parçalarda fabl türünün hangi özelliğinden yararlanıldığını tespit ediniz.
- Karakterleri insan dışındaki varlıklardır.
- Teşhis ve intak sanatları üzerine kurulmuştur.
- Fabllar manzum (şiir) veya nesir (düzyazı) biçiminde yazılabilirler.
- Fabllar hem nazım, hem nesir biçiminde olurlar.
- Fabllarda öğretici (didaktik) bir amaç güdülür, gündelik hayatla ilgili dersler ve öğütler verilir.
- Okurlar çoğu zaman verilen dersin veya öğüdün ne olduğunu anlamakta zorluk çekmezler. Çünkü bu ders veya öğüt eserin bir yerinde, çoğu defa sonunda, bir atasözü ya da özdeyiş biçiminde açıkça belirtilir.
- Fabllarda basit ahlak ilkelerine değinildiği gibi insanların birçok kusurlu yönüne de dikkat çekilir.
- Fabllar aracılığıyla kanaatkârlık, özveri, yardımseverlik, iyi niyet gibi olumlu davranışlar çocuğa kazandırılabilir.
- Özellikle 8-12 yaş grubu çocuklar fabl okumaktan ve dinlemekten büyük zevk alırlar.
- Kanaatkârlık, tamahkârlık, kıskançlık, paylaşımcılık gibi çocuklar tarafından anlaşılması güç kavramların somut olaylarla anlatılması sebebiyle çok önemli bir eğitim aracı olarak kabul edilmelidir.
- Fabllar insan belleğinde çok kolay saklanabilen ve ortaya çıkarılabilen özelliklere sahip olduğu için sözlü gelenek içinde de yaşatılabilmektedir.
- Çoğu manzum olan fablların başlıca amacı, belli bir ana fikrin yalın veya birkaç olayın yardımıyla en kısa yoldan açıklamaktır.
( Kuşlar, Süleyman’ın haberci kuşu Hüthüt’ten müşküllerini sorarlar. Hüthüt onlara “değme kişinin eremeyeceği menzile” doğru sonsuz bir yolda, bir “rehber”in peşine düşerek ve kendile-rini feda etmeyi göze alarak uçmalarını salık verir. Kendi de önlerine düşer. )
Birisi bir mâh-rûyı gözledi
Yolını kodı vü anı istedi
Birini bir dağ başında kurt yidi
Birisi ben giru dönerem didi
Kimi sayru oldı vü kaldı girü
Kimisi varmadı hiç ilerü
Yüz bin er yolda cân virmiş henüz
Bilmedi biri ki nedür bu rumûz
Gülşehrî, Mantıku’t-Tayr
“Bak Jonathan” dedi babası, hiç de haşin olmayan bir sesle. “Kış pek uzak değil. Tekneler seyrelecek ve yüzey balıkları derine inecek. Eğer çalışman gerekiyorsa, yiyecekle uğraş, nasıl yiyecek bulacağım öğren. Bu uçma işi iyi de, biliyorsun, bir süzülmeyi yiyemezsin. Unutma ki uçmanın nedeni yemektir.” Jonathan itaatlice başını salladı. Birkaç gün öbür martılar gibi davranmaya çalıştı; gerçekten uğraştı, iskelelerde, balıkçı teknelerinin çevresinde çığlıklar atıp sürüyle kavgalara girişti, balık ve ekmek yığınlarına dalıp çıktı. Ama yürütemedi.
Richard Bach (Riçırt Bek), Martı çev.: Feride Çiçekoğlu