METİN VE TÜR İLE İLGİLİ AÇIKLAMALAR
TEZKIRE
Günümüz edebiyatında biyografinin karşılığıdır. Tezkireler bugünkü edebiyat tarihlerinin ve şiir antolojilerinin yerini tutmaktadır. Tezkirelerde divan şairlerinin hayat hikâyeleri, eserleri, edebî özellikleri anlatılır ve şiirlerinden örnekler verilir. Ali Şîr Nevâî’nin “Mecâlisü’n-Nefâis”i, edebiyatımızda ilk tezkire kabul edilir. Osmanlı sahasındaki ilk tezkire ise Sehi Bey’in “Heşt Behişt” adlı eseridir.
Şuarâ tezkireleri, günümüz biyografilerinden bazı farklılıklar gösterir. Genellikle şairlerin mahlas veya isimlerine göre hazırlanır. Mukaddime (dîbâce/ön söz), asıl metin ve hatimeden oluşur. Mukaddimede eserin sunulduğu kişiye dair övgü, tezkireyi yazanın sanata ait fikirleri, eserin yazılma sebebi yer alır. Metin kısmında şairin biyografisi verilir, yöresel tabirler ve kelimeler açıklanmaya çalışılır. Hatime denilen son kısımda eserin özellikleri, tamamlanma tarihi, dönemin yöneticilerine dualar yer alır.
METNİ ANLAMA VE ÇÖZÜMLEME
1. Okuduğunuz metnin konusunu ve metnin yazılış amacını belirleyiniz.
Metnin konusu ünlü Divan şairi Ahmed Paşa hakkında bilgi vermektir. Tezkirelerin yazılış amaçları devrin önemli sanatçılarını kayıt altına almak ve tanıtmaktır.
2. “Fakat edebiyat eleştirmenlerinin kanaati şudur; eğer merhum mütercim olarak iham edilmemiş olsaydı Osmanlı şairlerinin tartışmasız önde geleni ve tümümün en önemlisi olurdu.” görüşüne katılıp katılmadığınızı söyleyiniz.
Çok iddialı bir görüş olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü ne olursa olsun Nedim, Baki, Fuzuli gibi büyük şairlerin varlığı varken en büyük şair olma düşüncesi çok fazla iddialı bir görüş olacaktır.
3. Metinde Ahmed Paşa’nın hangi üstün yönlerinden söz edilmiştir?
Söz söylemedeki yeteneği, şiirine kattığı yeni anlamlar, Farsçadaki divan ve kitapları bütünüyle inceleyip araştırması ve tüm Farsça manzumeleri değerlendirip yararlanması onların san’at ve estetiğinden bilgiler edinmesi onun üstün yönlerinden bazılarıdır.
4. Ahmed Paşa’nın hapisten çıkmasında ne etkili olmuştur?
Padişaha yazmış ve sunmuş olduğu bir şiir. Yani kısacası kalemi diyebiliriz. Merhum Ahmed Paşa, orada üzgün bir mahpus iken bu günahı için özür dileyip hatasının bağışlanması dileğiyle Kerem kasidesini söylemiş böylece affedilmiş.
5. Yazar, Ahmed Paşa’yı anlatırken hem nesnel hem de öznel ifadelere başvurmuştur. Buna göre metinde anlatılanlardan hangisinin bilgi, hangisinin yorum olduğunu belirleyiniz.
Öznel ifadeler:
Nükte dolu beyitleri söz ve mana bakımından son derece sağlam, kaside konusunda herkesin oy birliği ile hakkını teslim ettiği biri idi.
Mürâât-ı nazîr sanatıyla yazılmış, eşinin meydana getirilmesi imkânsız bu beyitte fazladan tek bir kelime yoktur.
Nesnel ifadeler:
Bursalı’dır.
Halk arasında Veliyüddin oğlu sanıyla tanınmış,
YAZARIN BİYOGRAFİSİ
LÂTIFÎ (1491-1582)
Şairliğinden çok, tezkiresiyle ünlenmiştir. Kendisi, bir divanı olduğunu söylese de bulunamamıştır. Dergilerde rastlanan şiirleri, pek güçlü bir şair olmadığını gösteriyor. Asıl ustalığı, düzyazıdadır. Alfabetik sıraya göre düzenlenen ilk tezkireyi o yazmıştır. Beğenisi ve şairler üstüne yargıları açısından en güvenilir kaynak odur.
En tanınmış eseri “Lâtifî Tezkiresi”dir. İstanbul’u tanıttığı “Risâle-i Evsâf-ı İstanbul”, manzum olarak Kur’an-ı Kerim surelerinin adlarını içeren “Esamâü’s-Suveri’l-Kur’an” başlıca eserleridir.
DİL BİLGİSİ
1. Okuduğunuz metni yazım ve noktalama açısından inceleyerek yanlışlıkları -varsa- düzeltiniz.
- Bursalı’dır> Yapım eki geldikten sonra kesme işareti kullanılmaz.
- sen de garip ben de, > de bağlacından sonra virgül kullanılmaz.
- Fakat edebiyat eleştirmenlerinin kanaati şudur; > noktalı virgül değil iki nokta kullanılacak ve büyük harfle başlayacak.