Yüzyıllara Göre Divan Edebiyatı Şairleri, Özellikleri ve Eserleri Hakkında Bilgi

İçindekiler

13.YÜZYIL DİVAN EDEBİYATI ŞAİRLERİ  

HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk Divan şairidir. Divanı vardır.

MEVLÂNA: İyi bir medrese eğitimi görmüş, Şems-i Tebrizî’den tasavvuf eğitimi almıştır. Birkaç Türkçe beyit dışında şiirlerini Farsça yazmıştır. Çağının tüm bilimleriyle felsefesini eserlerinde yansıtır. Büyük bir hoşgörü sahibidir. Ona göre kâinatın temeli sevgi üzerine kurulmuştur. Mesnevi, Divan-ı Kebir, Fîhî Mafih, Rubaîler, Mektûbât, Mecalis-i Seb’a başlıca eserleridir.

14.YÜZYIL  DİVAN EDEBİYATI ŞAİRLERİ 

AHMEDî: Aşk, eğlence, tabiat ve tarih gibi din dışı konularda şiirler yazmıştır. İran edebiyatının güzellik ve zenginliklerini edebiyatımıza aktarmaya çalışmıştır. Şiirleri liriktir. “İskendername” ve “Cemşid ü Hurşid” adlı mesnevileri önemlidir. Ayrıca Divanı vardır.

KADI BURHANEDDİN: Azeri Türkçesiyle yazmıştır. Kayseri kadılığı yapmış ve bir ara beylik yönetmiştir. Aynı zamanda bilim adamıdır. Aşk, kahramanlık ve tasavvuf konularında yazmıştır. Tuyuğ alanında ünlüdür. Gazel, tuyuğ ve rubailerden oluşan bir Divan’ı vardır.

NESİMî: Doğum tarihi ve yeri kesin olarak belli değildir. Halep’teyken şeriata aykırı sayılan bazı fikirleri yüzünden derisi yüzdürülerek öldürülmüştür. Şiirlerinde Azeri Türkçesi ve Farsça kullanmıştır. Dili oldukça düzgün ve ahenklidir. Coşkun ve pervasız (korkusuz )bir üslubu vardır. Tuyuğ alanında başarılı örnekler vermiştir. Şiirlerini Divan’ında toplamıştır. Şiirleri son derece liriktir.

ÂŞIK PAŞA: 13. ve 14. yüzyıllarda Türkiye Türkçesini ilk kez kullanan tekke şairlerindendir. Bilim dilinin Arapça, sanat dilinin Farsça olduğu bir dönemde bilinçli bir Türkçecilik anlayışıyla şiir yazmıştır. Heceyle yazdığı şiirlerinde Yunus Emre’nin etkisi görülür. Aruz vezniyle de şiirler yazmıştır. Anadolu Türklerine tasavvufu öğretmek amacıyla yazdığı Garipname en önemli eseridir. Mesnevi tarzındadır.

GÜLŞEHRî: Yaşadığı devirde Kırşehir’e Gülşehri denildiği için, Gülşehri olarak anılmıştır. Gençliğinde edebiyat ve tasavvuf öğrenmiştir. Ahi Evran-ı Veli ile 50 yıl beraber yaşamıştır. Ahi olduğu anlaşılmaktadır. Farsça ve Arapça öğrenmiş, ancak O, Türkçe yazmıştır. Ahi Evran’ın ölümünden sonra Ahilik Postuna oturmuştur. Ahmedi Gülşehri çok ince ruhlu bir şairdir. Feridun Attar’ın Mantık’ut Ta yr eserini Türkçeye çevirmiştir.

15.YÜZYIL DİVAN EDEBİYATI ŞAİRLERİ 

ALİ ŞİR NEVAî: Büyük bir devlet adamı ve büyük bir edebiyatçıdır. Türk Çağatay edebiyatının en büyük şairlerindendir. Türk dilinin gelişmesi için çok çaba harcamıştır. Muhakemetü’l-Lügateyn adlı eseriyle Türkçenin Farsçadan üstünlüğünü ortaya koymaya çalışmıştır. Edebiyatımızdaki ilk hamse sahibidir. Mecalisü’n-Nefais edebiyatımızdaki Anadolu dışındaki ilk şairler tezkiresidir. Çağatay lehçesini kullanmıştır. Türklerin kullandıkları vezin ve musiki şekillerini Mizanü’l-Evzan adlı eserinde anlatır. Düz yazıları da vardır. Diğer eserleri: Mahzen’ül-Esrar (Sırlar Hazinesi) Mantıku’t-Tayr (Kuşların Dili). Tüm şiirlerini topladığı dört tane Divan’ı vardır ve Türkçedir.

ŞEYHÎ: Germiyanoğulları ve Osmanlı saraylarında bulunmuş devlet büyüklerine kasideler sunmuştur. İran edebiyatından etkilenmiş ancak çağının Türkçesini de başarıyla kullanmıştır. Tasavvuf düşüncesinin etkisi altında kalmıştır. Fabl türünde ve sosyal bir hiciv örneği olan Harname en ünlü eseridir. 126 beyitten oluşan bu mesneviyi İkinci Murat’a sunduğu söylenir. Harname dışında Hüsrev ile Şirin adlı bir mesnevisi ve Divan’ı vardır.

AHMED PAŞA: Ciddi bir öğrenim gördü. Fatih Sultan Mehmet’in hocası ve sohbet arkadaşı oldu. Vezirlik rütbesi aldı. 15. yüzyılın en büyük divan şairidir. Gazel ve kasideleriyle dikkat çeker. Murabbada da olgun örnekler vermiştir. Dizeleri Divan şiirinin söz ve anlam özellikleriyle örülüdür. Farsça ve Arapçayı ustaca kullanır. Ünü Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırlarını aştı. Kendisinden sonraki divan şairleri birçok şiirine nazireler yazdı.

SÜLEYMAN ÇELEBİ: Türk edebiyatının ünlü ‘mevlid’ şairidir. Hayatı hakkında fazla bir bilgimiz yoktur. En önemli eseri Vesiletü’n- Necat’tır (Mevlid). Edebiyatımızdaki dinsel şiirlerden halkı en çok etkileyeni budur. Doğal bir içtenlikle yazıldığı için pek çok nazireler yazılmış ancak hiçbiri onun yerini tutamamıştır.

16.YÜZYIL DİVAN EDEBİYATI ŞAİRLERİ 

FUZULÎ: Divan edebiyatının en büyük şairidir. Kerbela’da yaşamıştır. Türbedarlık yapmış iyi bir eğitim görmüştür. Şiirlerini Azeri Türkçesi ile yazmıştır. Dönemine göre dili sadedir. Diğer türlerde de eseri olmasına rağmen edebiyatımızda “gazel şairi” olarak bilinir. Engin bir hayal dünyası, sağlam bir bilgi dağarcığı vardır. Şiiri bir ilim işi olarak görür. İlimsiz şiiri temelsiz duvara benzetir. Fuzuli bir aşk ve ıstırap şairidir. Din dışı konularda yazmakla birlikte tasavvuftan da etkilendiği bilinmektedir. Şiirlerinde ayrıca engin bir insan sevgisi vardır. Samimi ve lirik bir şairdir. Dile son derece hâkimdir. Kendinden sonra gelen Divan ve Halk şairleri üzerinde oldukça etkili olmuştur. Türkçe, Arapça ve Farsça Divanı vardır. “Şikayetnâme” adlı mektubu edebiyatımızdaki en ünlü yergilerden biridir. Divanlarından başka bir naat olan “Su” kasidesi, Leyla vü Mecnun mesnevisi, Peygamber ailesini anlattığı Hadikat-üs-Süeda’sı, Şah İsmail ile II. Bayezid’i karşılaştırdığı Beng ü Bâde’si ve tıp bilgisini sergilediği Sıhhat ve Maraz’ı en tanınmış eserleridir.

BAKÎ: 16. yüzyılın en şöhretli şairlerinden biridir. Sağlığında “Şairler Sultanı (Sultanü’ş-Şuara)” unvanını almıştır. İyi bir Medrese eğitimi görmüştür. Kanuni Sultan Süleyman döneminde büyük ilgi ve saygı kazanmıştır. Kanuni’nin ölümü üzerine terkib-i bent biçimindeki ünlü “Kanuni Mersiyesi”ni yazmıştır. Şiirlerinde genellikle din dışı konulara ve beşeri aşka yer vermiştir. Aşk, tabiat gibi konular şiirlerinde yer alan başlıca konulardır. Gazel ustası olarak bilinir. Dili kullanmada başarılıdır. Ahenkli, akıcı, zevkli bir dili vardır. İstanbul Türkçesiyle şiir yazmanın öncüsüdür. Divan şiirinin tüm kurallarını ve edebi sanatları şiirlerinde başarıyla kullanır. Sanatsız bir beyti bile yok gibidir. Ahenk ve musikiye önem vermiş, sözcük seçiminde titiz davranmıştır. Divan edebiyatımızı İran ve Arap edebiyatlarının seviyesine getirmiştir. Divanı ve nesir türünde Fezail-i Mekke adlı eseri vardır.

BAĞDATLI RÛHÎ: Ruhi’nin etkisi altında kaldığı şairler arasında Fuzûlî’nin önemli bir yeri vardır. Ruhî, eserlerinde ortaya koyduğu tenkit ve fikirleri ile dikkat çekmektedir. Şiirlerinde kullandığı dilin sadeliği ön plandadır. Özellikle din ve ahlak anlayışının aksayan taraflarından yola çıkarak söylediği satirik mısralar (eleştirici bir anlatım) Ruhi’nin diğer şiirlerinde de görülür. Fakat onun bu sahada en tanınmış ve çığır açmış eseri, 17 bent halinde kaleme aldığı, büyük Terkib-i Bend manzumesidir. Başta Şeyh Galip olmak üzere Ziya Paşa ve Muallim Naci gibi gerek Divan gerek Tanzimat edebiyatının önemli şairleri tarafından bu Terkib-i Bende nazireler yazılmıştır.

17.YÜZYIL  DİVAN EDEBİYATI ŞAİRLERİ      

NÂBİ: 17. yüzyıl şairlerindendir. Divan edebiyatında didaktik şiirler yazmasıyla bir yenilik olarak kabul edilmektedir. Din, törele r ve sosyal yaşamla ilgili öğütler verir. Nâbi’nin Divan’ından başka Hayriye (Hayrâbâd) adlı didaktik eseri, gezi notlarını içine alan Tuhfet-ül Harameyn’i ve Münşeat adlı eserleri vardır.

NEFİ: Nefi, 17. yüzyıl şairlerindendir. Edebiyatımızdaki en ünlü kaside şairi olarak bilinir. Övgülerindeki ve yergilerindeki aşırılıklarıyla ünlüdür. Yazdığı hicviyelerindeki aşırılık boğdurulmasına neden olmuştur. Hayal gücü çok zengin olan Nefi’nin somut benzetmelerden yararlanması da belirgin bir özelliğidir. Türkçe ve Farsça divanı olan Nefi’nin ayrıca hicviyelerini topladığı “Siham-ı Kaza” adlı bir eseri de vardır.

ŞEYHÜLİSLAM YAHYA: Yahya Efendi, 16. yüzyılın son yarısında ve 17. yüzyılın ilk yarısında çok uzun yaşayan, Sultan I. Mustafa, Sultan IV. Murat ve Sultan I. İbrahim devirlerinde üç defa Şeyhülislam olarak yüksek devlet görevi yapmıştır. Baki’nin ölümünden sonra gazelde üstat sayılmıştır. Dili temiz, hayalleri incedir, lirizmde derindir. Divanı vardır.

18.YÜZYIL DİVAN EDEBİYATI ŞAİRLERİ   

NEDİM: 18. yüzyıl şairlerinden olan Nedim, Lale Devri’nin şairi olarak bilinir. Eserlerinde aşk, içki, zevk ve sefayı işler. “Mahallileşme Akımı”nın önderi olan şairin Halk edebiyatından da etkilendiği bilinmektedir. Şiirlerinde halkın ağzından alınma deyimler olduğu gibi, halkın konuşma diline de oldukça yaklaşmıştır. Samimi ve içten bir söyleyişi olan Nedim, şarkılarıyla tanınmıştır. Divan şiirindeki klişeleri (mazmunları) bir ölçüde yıkmış olan şairin Divan’ı vardır.

ŞEYH GALİP: Divan edebiyatının 18. yüzyılda yaşamış son büyük şairidir. Galatasaray Mevlevihanesinde şeyhlik yapmıştır. Nabi’nin “Hayrâbâd’ına nazire olarak ve Mevlânâ’nın mesnevisinden etkilenerek yazdığı “Hüsn ü Aşk” adlı meşhur mesnevisinde, tasavvuf konusundaki düşüncelerini ortaya koyar. Bu eserinde alegorik (sembolik) bir anlatım kullanan şair hayal gücünden ve masal öğelerinden de yararlanmıştır.