Deyimlerin Özellikleri,Oluşum Şekilleri,Örnekler ve Açıklamalar

Deyimler

Anlatımı güçlendirmek için, bir anlamı karşılamak üzere bir araya gelen kalıplaşmış sözlerdir.

 Sözcüklerin yerine eş anlamlısı kullanılamaz, yeri değiştirilemez.

– Baltayı taşa vurmak yerine, baltayı kayaya vurmak;

– Korku saçmak yerine, korku dağıtmak;

– Akla karayı seçmek yerine, karayla akı seçmek;

– Sözü ağzında gevelemek yerine, ağzında sözü gevelemek,denemez.

– Acemi çaylak, sen bunu yapamazsın, yerine, tecrübesiz çaylak denemez.

– Burnu havada, yerine burnu göklerde vs. denemez.

 Anlatımı güzelleştirmeye, güçlendirmeye yarar.

– Söz dinlememek, baskı altına alınamamak sözleriyle anlatılabilecek bir durum, ele avuca sığmamak deyimiyle,

– Bir şeyi yapmak için kendiliğinden bir istek duymak sözleriyle anlatılabilecek bir durum, içinden gelmek deyimiyle,

– Çok iyi, çok güzel sözleriyle anlatılabilecek bir durumu gül gibi deyimiyle anlatmak, anlatımı çok daha etkili kılar.

Kuruluşlarına göre mastarlı, mastarsız, kafiyeli, cümle ve öykü biçimindedir.

Mastarlılar

– El açmak

– Yüz bulmak

– Başa kakmak

– Gözleri yaşarmak

– Yüreği ağzına gelmek

– Tepesi atmak

– Açlıktan nefesi kokmak

– Etliye sütlüye karışmamak vs.

Mastarsızlar

– Ateş pahası

– Balık kavağa çıkınca

– Ağzı kalabalık

– Bardaktan boşanırcasına

– Hanım evladı

– Kırk yılda bir

– Çenesi düşük

– Yükte hafif, pahada ağır…

Kafiyeliler

– Saldım çayıra, Mevla’m kayıra.

– Ya devlet başa ya kuzgun leşe.

– Tencere tava, herkeste bir hava.

– Herkes gider Mersin’e, biz gideriz tersine.

– Ele verir talkını, kendi yutar salkımı.

– Babamın adı Hıdır, elimden gelen budur.

– İki şilte, bir yastık, onu da terkiye astık.

– Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli.

Cümle Biçiminde Olanlar

– Ağzı var, dili yok.

– İyi saatte olsunlar.

– Atı alan Üsküdar’ı geçti.

– Battı balık yan gider.

– İğne atsan yere düşmez.

– Dostlar alışverişte görsün.

– Ayıkla pirincin taşını.

– Delik büyük ama yama küçük.

– Şeytan diyor ki.

– Talihim olsaydı annemden kız doğardım.

Öykü Biçiminde Olanlar

– Deveye: “Boynun eğri.” demişler.”Nerem doğru ki?” demiş.

– Kurda: “Neden boynun kalın?” diye sormuşlar.”Kendi işimi kendim görürüm de ondan.” demiş.

– Tilkiye: “Tavuk kebabı yer misin?” demişler. “Adamın güleceğini getiriyorsunuz.” demiş.

Anlamlarına göre gerçek, mecaz veya kinayelidir.

Gerçek Anlamlılar

– Ağzına bir şey koymamak

– Parayla değil sıra ile

– İyi gün dostu

– Alan razı satan razı

– Adet yerini bulsun

– Allah bana, ben de sana

– Kimi kimsesi yok

– Özrü kabahatinden büyük

– Hem suçlu hem güçlü

– Yeri yurdu belirsiz

Mecaz Anlamlılar

– Sinekten yağ çıkarmak

– Ağzı bozuk

– Kafası şişmek

– Ağzıyla kuş tutmak

– Çantada keklik

– Etekleri zil çalmak

– Ödü kopmak

– İğne ile kuyu kazmak

Kinayeli Olanlar

– Yüzü kızarmak

– Dudak bükmek

– El etek öpmek

– El açmak

– Ortada kalmak

– Ağzı açık kalma

– El sürmemek

Tamlama Biçiminde Olanlar

– Aslan payı

– Dingonun ahırı

– Göz hakkı

– Eşref saati

– Püsküllü bela

– Çarşamba pazarı

– Ömür törpüsü

– Deyim: et tırnak olmak (çok yakın ilgi kurmak)

– Atasözü: Et tırnaktan ayrılmaz. (Akraba arasındaki tartışmalar kalıcı olmayacağından müdahale etmemek gerekir.)

Deyimlerin kimi somutlaştırmaya, kimi söylentiye, kimi de ünlü kişilerle ilgili fıkralara ve anılara dayanır.

– “Ağız yapmak” deyimi, meyve satıcılarının meyveleri cezbedici  olmaları için diziş biçiminden gelir.

– “Ağzından baklayı çıkarmak” deyimi, bir şeyh efendiyle ilgili fıkraya dayalıdır.

– “Buyurun cenaze namazına” deyimi, bir tarihi olaya dayanmaktadır.

Kimi zaman deyimler, açıklamasıyla birlikte kullanılır.

– Kimsenin anlamasına meydan vermeden, kaşla göz arasında eti kapıp kaçtı.

– Söylenenleri gıkı çıkmadan sessizce kabullendi.

– Her şeyi kendim yapmak zorundayım bundan böyle, iş başa düştü.

– Dizginleri eline aldı, artık şirketin bütün kontrolü onda.