İSİM (AD)
Canlı, cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, kavramları karşılayan; varlıkları adlandırmaya yarayan sözcüklere isim denir.
“Başıma çimenleri yastık yapıp ağaçların altında, çiçek kokuları arasında uyumak istiyorum.”
cümlesinde “baş, çimen, yastık, ağaç, çiçek” gibi sözcükler birer isimdir. “Baş” organ ismi, “çimen, ağaç, çiçek” bitki ismi, “yastık” nesne ismidir.
“Kin ve nefreti bırakalım, insanları sevgiyle kucaklayalım.” cümlesinde “kin, nefret, insan, sevgi” sözcükleri birer isimdir. Bunlardan “kin, nefret ve sevgi” kavramları karşılarken, “insan” ismi bir varlığı karşılamaktadır. İsimler kendi içinde bölümlere ayrılır, şimdi bunları görelim.
Cins İsmi
Aynı türden varlıkları gösteren isimlere cins ismi denir.
“Kalem yazarın en önemli aracıdır.”
cümlesinde “kalem” sözcüğü, yazı yazmaya yarayan araçların tümünü karşıladığı için cins ismidir.
- Kedi kuzu, kuş gibi hayvan isimleri,
- Lale, menekşe, kavak, çınar gibi bitki isimleri,
- Masa, pense, kalem, radyo gibi araç gereç isimleri,
- Teyze, hala gibi akrabalık isimleri, birer cins ismidir.
Cins isimleri aynı türden bir varlığı karşıladığı gibi, o türün tamamını karşılayacak şekilde de kullanılabilir.
“Bahçedeki ağaç, iki yıl önce dikildi.” cümlesinde “ağaç” sözcüğü ile birçok ağaçtan sadece biri ifade edilmiştir. Sözcük sadece bahçedeki bir “ağaç” için kullanılmıştır.
“Ağaç, erozyonu önler, havayı temizler.”
cümlesinde “ağaç” sözcüğü ile ağaç kavramına giren- bütün ağaçlar anlatılmak istenmiştir.
Özel İsim
Tek olan, başka bir benzeri olmayan varlık ya da kavramları karşılayan sözcüklere özel isim denir.
“Yahya Kemal şiirlerinde hep İstanbul’u anlatmıştır.” cümlesinde “Yahya Kemal” bir kişinin, “İstanbul” bir yerleşim yerinin adıdır. Bu iki ismin de bir benzeri yoktur. Bu nedenle ikisi de özel isimdir.
- Türk, Alman, İngiliz gibi ulus isimleri,
- İslamiyet, Hıristiyanlık, Hanefilik gibi din ve mezhep isimleri,
- Türkçe, Fransızca, Almanca gibi dil isimleri,
- Çalıkuşu,Yaban, Varlık, Tercüman gibi kitap, dergi, gazete isimleri,
- Murat, Hakan, Elif, Serpil gibi kişi isimleri,
- Yeşilay, İstanbul Üniversitesi gibi kurum isimleri,
- Türkiye,Japonya, Kenya gibi ülke isimleri,
- Konya Ovası, Ağrı Dağı, Bursa, Hakkari gibi yer ve şehir isimleri, özel isimdir.
İşçiler tarlada pamuk topluyordu.” cümlesinde “pamuk” sözcüğü cins ismidir.
“Pamuk, sobanın yanında uyuyordu.” cümlesinde ise özel isim olarak kullanılmıştır. Çünkü hayvanlara verilen adlar da birer özel isimdir.
Tekil İsim
Sayı bakımından tek bir varlık ya da kavramı karşılayan isimlere tekil isim denir.
“Bahçedeki ağaç çiçek açmış bile.” cümlesinde “ağaç” sözcüğü sadece bir varlığı karşıladığı için tekil isimdir. Bunun gibi, “insan, pencere, bardak, telefon, yol…” sözcükleri de birer tekil isimdir.
Çoğul İsim
Sayı bakımından birden çok varlık ya da kavramı karşılayan isimlere çoğul isim denir. Çoğul isimler “-lar, -ler” eki ile yapılır.
“Bahçedeki ağaçlar çiçek açmış bile.”
cümlesinde “ağaçlar” sözcüğü birden çok varlığı karşılamaktadır. Aynı şekilde “insanlar, pencereler, bardaklar, telefonlar, yollar…” sözcükleri de birer çoğul isimdir.
Topluluk İsmi
Biçim bakımından tekil olduğu halde, anlamca birden çok varlığı karşılayan isimlere topluluk ismi denir. Topluluk isimleri çoğul eki almadığı halde birden çok varlığı karşılar. “Takım, ordu, dizi, bölük…” sözcükleri birer topluluk ismidir.
“Koyun bahçede otluyordu.”
cümlesinde “koyunlar” birden çok varlığı karşıladığı için çoğul isimdir.
“Çoban, sürüyü kendi hâline bıraktı.”
cümlesinde ise “sürü” sözcüğü çoğul eki almadığı halde birden çok varlığı (birden çok koyun) karşıladığı için topluluk ismidir.
Somut İsim
Varlıkları beş duyu organımızdan (görme, dokunma, işitme, tatma, koklama) biriyle algılarız. Duyularımızdan herhangi biriyle algılayabildiğimiz isimlere somut isim denir.
“Odaya nane kokusu yayılmıştı.” cümlesinde “koku” ismi koklamayla,
“Kırmızı bir gül vardı yakasında.” cümlesindeki “gül” ismi görmeyle,
“Dilimdeki acılık hâlâ geçmemişti.” cümlesindeki “acılık” ismi tatmayla,
“Sokağın gürültüsü eve doluyordu.” cümlesindeki “gürültü” ismi işitmeyle algılandığı için birer somut isimdir.
Duvarlar hiç fısıldamıyordu
Ayın söylediği şiirleri
Karanfiller dile gelmiyor
Kanat çırpıp martılar
Anlatmıyorlardı bir denizkızını dizelerindeki “duvar”, “karanfil” ve “martı” isimleri görme duyusuyla algılandığı için birer somut isimdir.
Soyut İsim
Beş duyumuzdan herhangi biriyle algılanamayan, kavramları karşılayan isimlere soyut isim denir.
“Korkum geçince aşağı indim.” cümlesinde “korku” sözcüğü,
“Sevgi ile öğretilenler kalıcı olur.” cümlesinde “sevgi” sözcüğü,
“Sıla hasreti insanı şairleştiriyor.” cümlesinde “hasret” sözcüğü,
“Öfke ile kalkan zararla oturur.” cümlesinde “öfke” “zarar” sözcüğü soyut isimdir. Çünkü bu isimler beş duyumuzdan herhangi biriyle algılanamaz.