Hüseyin Cahit Yalçın Kimdir, Hayatı, Biyografisi, Eserleri, Özellikleri, Edebi Kişiliği…

Hüseyin Cahit Kimdir, Hayatı, Biyografisi, Eserleri, Özellikleri, Edebi Kişiliği…

7 Aralık 18751e Balıkesir’de doğdu. Ali Rıza Efendi’nin oğlu olan ya­zar, ilk eğitimini Aksaray’da “Yakup Ağa” mahalle mektebinde yaptı. Sekiz yaşında babasının tayini üzerine Serez’e gitti ve orada Askerî Rüştiye’yi bitirdi. Onun yetiş­mesinde aile çevresinin rolü büyüktür. Okuma zevkini, dinî ve tasavvufi eserlere me­raklı olan babası ile gazeteye ve siyasete ilgi duyan annesinden aldı ve küçük yaşta Ahmet Mithat’ın eserlerini okudu.

1893’te Mülkiye’ye girdi. Fransızca romanları asıllarından okuma­ya ve tercüme etmeye çalışıyordu. Bu yıllarda tanıdığı Bourget ile Zola’ya hayran olmuştu. Hüseyin Cahit‘in kişili­ği bu etkiler altında hürriyetçi, istibdat aleyhtarı, Batı kültürüne bağlı, dinî ölçülerden uzak ve idealist olarak oluş­muştu.

Onun ilk edebî faaliyeti “Mektep” dergisindedir. Bazı yazıları ve ilk hikâyesi bu dergide yayımlandı. 1896’da Maa­rif Nezareti Mektubî Kalemi Hulefalığı (Eğitim Bakanlığı Yazı İşleri Müdürlüğü)’na tayin edildi. Bu arada vekil öğ­retmenlik de yapmaktaydı. “Mektep” dergisinde Cenap ve Mehmet Rauf’la tanışmış olan Hüseyin Cahit, 1896’da “Röneka” adlı hikayesiyle Servetifünun topluluğuna katıldı. Ayrıca “Mütalaa” dergisinde, “Tarîk”, “Sabah” ve “Saa­det” gazetelerinde de yazmaktaydı. Servetifünun topluluğunun bir mensubu olarak önemli iki faaliyeti vardır:

  • Edebiyat-ı Cedide Kütüphanesinin kurulmasını sağlamak
  • Servetifünun dergisinde topluluğun sanat ve ede­biyat görüşlerini açıklayan, savunan tartışmalar ve estetikle ilgili yazılar yazmak.

Üretken bir yazar olan Hüseyin Cahit, mücadeleci, atak kişiliğiyle ve çalışkanlığıyla bu edebî mesleğin sözcüsü durumundadır.

Tevfik Fikret’ten sonra kısa bir süre Servetifünun dergisinin yazı işlerini yürüten Hüseyin Cahit, 1901’de Fransızcadan tercüme ettiği “Edebiyat ve Hukuk” adlı yazısını yayımladı. Bu yazı, derginin kapatılmasına ve edebî faali­yetinin sona ermesine neden oldu. Hüseyin Cahit, 1904’e kadar bu dergide takma adlarla-sağlık ve beslenme ko nularında yazılar yazdı, Fransızcadan hikâye ve romanlar tercüme etti. Dil bilgisi ve sözlük çalışmaları yaptı. Dili, kendi yapısı ve özellikleri içinde incelemeye çalışan ve Fransız gramercilerinin metodunu uygulayan Hüseyin Ca­hit’in bu konudaki ilk kitabı “Türkçe Sarf ve Nahiv”, 1908’de yayımlandı.

1908’den sonra değişik bir hüviyete bürünen Hüseyin Cahit, bu hüviyetini hayatının sonuna kadar devam ettirir. Daima siyasetin ve siyasi konuların içinde olan yazarın bu tutumu, Servetifünuncu kişiliğine tamamıyla zıttır. On­daki kavgacı ve mücadeleci ruh, Servetifünun dergisindeki polemikçi ve atak yazılarından da hissedilmektedir. 1908’den sonra o, İttihat ve Terakki’nin amansız bir savunucusu durumundadır ve edebiyatı tamamen bırakarak siyasi hayatı seçmiştir.

Siyasi hayatın iniş çıkışları içerisinde zaman zaman ülkeden kaçmak durumunda kaldı. Kâmil Paşa’nın sadrazam olmasıyla 1912’de Viyana’ya kaçtı. 1913’te İstanbul’a döndü ve tekrar “Tanin”i çıkarmaya başladı. Balkan Savaşı sonunda “Tanin”i İttihat ve Terakki’ye satarak siyasetten kısmen çekildi. 1918’de Karlsbad’a ve Viyana’ya gitti, İs­tanbul dönüşünde 1919’da İngilizler tarafından Malta’ya sürüldü. Burada İtalyanca ve İngilizce öğrenen yazar, İtal­yan edebiyatından çeviriler yaptı. İstanbul’a dönünce tekrar siyasete ve gazeteciliğe başladı. 1923’te İstiklal Mah­kemesinde yargılanıp beraat ettiyse de 1925’te tekrar yargılandı ve Çorum’da müebbed sürgüne mahkûm edildi.

Cezasının kaldırılması üzerine bir yıl sonra İstanbul’a döndü. Bir süre banka yöneticiliği yapan Hüseyin Cahit, 1933’te “Akşam’da yazmaya başladı. 1933’ten itibaren kendi görüşlerini yansıtan “Fikir Hareketleri” dergisini çıkar­maya başladı.1935 -1946 yılları arasında magazin dergisi olan “Yedigün”de sohbetler, denemeler ve seyahat not­ları; 1936 – 1938 yıllarında da “Boğaziçi” dergisinde tarihsel sohbetler yayımladı. 1939’da, iktidar partisiyle arala­rındaki soğukluğu giderip İstanbul milletvekili oldu. 1954’e kadar bu görevini sürdürdü. 1943’te “Tanin“i tekrar çıkar­maya başladı. 1957 seçimlerinde milletvekili adayı oldu ancak sonuçları göremeden öldü.

SANATI VE EDEBÎ KİŞİLİĞİ

Hüseyin Cahit’in hayli hacimli olan edebî faaliyeti hikâyeler, romanlar, edebî fıkralar, mensur şiirler, makaleler ve ter­cümeler olarak toplanabilir. Hikâyelerini kronolojik olarak iki devreye ayırabiliriz: 1896’dan 1908’e kadar olan birinci devrede yazdığı hikâyelerin ilki “Ada Vapurunda” adındadır ve 20 Şubat 1896’da “Mektep” dergisinde yayımlanmış­tır. Servetifünun Döneminde bir hayli hikâye yazan Hüseyin Cahit, bunları “Hayat-ı Muhayyerde ve “Hayat-ı Hakiki­ye Sahnelerinde toplamıştır. 1901 ile 1908 arasında yazdığı hikâyeler birkaç tanedir, Hüseyin Cahit’in hikâyecili­ğinin ikinci devresi 1922’de başlar. Fransa’nın Menton şehrinde yazdığı hikayeleriyle diğer yazıları “Niçin Aldatırlarmış?” adlı kitapta yayımlanmıştır. Bütün hikâyelerinde, yazdığı yer ve tarihi belirtmiştir. Servetifünun’da gelenek hâline gelen bu davranış, hikâyeciliğin gelişmesini takip bakımından çok faydalıdır. Bu hikâyelerde romantik ve realist unsurlar bulunmakla birlikte kuruluş ve hayata bakış yönüyle natüralist olarak değerlendirilebilir. Karamsar tipler çoğunluktadır ve “hayal – gerçek” zıtlığı hikâyelerin temelini oluşturur. Yazar; çapkın ve maceraperest tipler, zengin ve asil Avrupalı tipler olmak üzere çok çeşitli kişiliklere yer verir. Hüseyin Cahit; kendisi ve kendi nesli ile il­gili konulan ele almış, kahramanların ruh durumlarını incelemiştir. Hikâyelerde romantik ve realist mekân tasvirle­ri bir arada bulunur. Yazar “determinist” bir bakışla çevre ve sosyal şartların insanın psikolojisini ve davranışlarını tayin ettiği görüşündedir ve hikâyelerini bu görüşle kaleme almıştır. Bu bakımdan bu hikâyelerin natüralist bir ba­kışla yazıldıklarını söyleyebiliriz.

Hüseyin Cahit’in yazdığı iki roman birbirinden çok farklıdır. Gençlik devrinin eseri olan ilk romanı “Nadide”, Ahmet Mithat‘ı taklit eden acemice yazılmış, cinayetlerle örülü bir eserdir. Romantik ve didaktik özellikler taşıyan bu eser, geleneklere yer verdiği için sosyolojik bakımdan değerli sayılabilir. İkinci romanı “Hayal İçinde” bir gencin aşkını konu almaktadır. Romanın hareket noktasını Hüseyin Cahit‘in yaşadığı bir macera oluşturur. Romanın kahramanı başka bir âleme mensup bir genç kıza âşık olur ve hayatın gerçekleriyle karşılaşır. Neticede gencin ruhunda bü­yük bir değişiklik olur. O, artık şüpheci ve inkarcı bir tutum içinde derin bir determinizme saplanmıştır. Bu macera, bireysel gibi görünmekle birlikte “Türk aydınının Batı ile Doğu arasındaki ikilemli tutumu ile birleşerek” karışık bir hâle gelir. Bu özelliklerinden dolayı bu roman, realist ve olgun bir eserdir.

“Hayat-ı Hakikiye Sahnelerinde, onun Servetifünun’da yayımlanan küçük edebî fıkraları yer almaktadır. Bunlar onun sosyal içerikli hikâyelerine benzer. Fıkralardaki tasvir gücü ve sosyal tenkit, Hüseyin Cahit’in başarılı bir göz­lemci olduğunu gösterir. Bunlar, devrinde ilgi uyandırmıştır.

Hüseyin Cahit, mensur şiirler de yazmıştır. Bunlar, kuruluş ve işleyiş bakımından onun küçük hikâyelerini anımsat­maktadır.

Hüseyin Cahit, sanat ve edebiyatla ilgili makaleleriyle bir estetikçi olarak da karşımıza çıkmaktadır. Yazarın Batı’daki akımları, edebiyat ve sanat hareketlerini takip eden, tanıtan, Servetifünun’un görüşlerini savunan ve kendi arkadaşlarının eserlerini tenkit ve tahlil eden bu yazıları oldukça hacimlidir. Öğrendiğini ve okuduğunu hemen ge­niş bir kitleye yayma huyuna sahip olan Hüseyin Cahit’in bu yazılarının büyük bir kısmı aktarma diye vasıflandıra-bileceğimiz serbest tercümelerdir. Bunlar, ele aldıkları konular ve işleyiş bakımından oldukça dağınık fakat içerik­leri dolayısıyla ciddi yazılardır ve Türk sanat hayatında önemli bir boşluğu doldurmaktadır.

Hüseyin Cahit‘in eserleri, üslupları bakımından üç kısımda incelenebilir: Nâdide”de halk dilinden gelen kelime ve deyimlerin fazlaca yer verildiği meddah tarzını andıran bir üslup kullanılmıştır. Servetifünun Döneminde yazılan eserlerde bu devrin anlayışına uygun olarak sanatlı bir üslup vardır. Hüseyin Cahit, olgunluk devri romanında ve küçük fıkralarında açık ve objektif bir anlatımı tercih eder. Sanat ve estetikle ilgili yazıları ise biraz dağınık bir üs­luba sahip olmakla birlikte bu üçüncü bölüme dâhil edilebilir.

1922’den sonra yazdığı hikâye ve makalelerinde, dönemin diline uygun; konuşma Türkçesine dayanan aceleci ve sade bir ifade vardır. 

BAŞLICA ESERLERİ

  1. Nadide: Ahmet Mithat tarzında yazdığı bu roman 1890’da basılmıştır.
  2. Hayal İçinde: Hüseyin Cahit’in 1901’de yayımlanan ikinci romanıdır.
  3. Hayat-ı Muhayyel: 1899 ve 1901 yıllarında iki baskı yapan bu eser, Hüseyin Cahit’in ilk hikâye kitabıdır.
  4. Hayat-ı Hakikiye Sahneleri: Küçük edebî fıkraların ve hikâyelerin bulunduğu bu eser, 1910’da yayımlanmış­tır.
  5. Niçin Aldatırlarmış?: 1922’de yazılan bu eser, aynı yıl basılan ve ikinci baskısını 1943’te yapan bir hikâye kitabıdır.
  6. Edebî Hatıralar: “Akın” gazetesi ve “Fikir Hareketleri” dergisinde tefrika edilen bu hatıra yazıları, ilk defa 1935’te yayımlanmıştır.
  7. Türkçe Sarf ve Nahv
  8. Kavgalarım (1910)
  9. Benim Görüşümle Olaylar 1: Avrupa’yı Arıyorum, Avrupa’dan Bakışla Türkiye (1946)
  10. Benim Görüşümle Olaylar 2: Karşımıza Çıkan ilk Hayatî Mesele (1946)
  11. Benim Görüşümle Olaylar 3: Seçim Üzerine Yazılar (1946)
  12. Benim Görüşümle Olaylar 4: Komünist Tahrikleri Karşısında (1947)
  13. Seçme Makaleler (1951)
  14. Siyasal Anılar (Haz. Rauf Mutluay) (1976)