Tanzimat ve Servetifünun Hikayesinin Özellikleri (Karşılaştırılması)

TANZİMAT VE SERVETİFÜNUN HİKÂYESİNİN ÖZELLİKLERİ

TANZİMAT DÖNEMİ HİKÂYESİNİN ÖZELLİKLERİ SERVETİFÜNUN DÖNEMİ HİKÂYESİNİN ÖZELLİKLERİ
“Toplum için sanat” anlayışına bağlı olarak sosyal yarar amaçlanmıştır. Evlilik, esaret, batıl inançlar, töre, yanlış Batılılaşma gibi temalar işlenmiştir. “Sanat için sanat” anlayışına bağlı kalınmış ve halka seslenmek dü­şünülmemiştir. Bu dönem hikayecileri aşk, kadın, evlilik, tabiat, yalnızlık, ümitsizlik, karamsarlık gibi bireysel temaları işlemişlerdir.
Dil şiire göre daha sadedir. Cümleler kısa, anlaşılır özel­lik taşımış ve konuşma diline yaklaştırılmıştır. Konuşma dilinden tamamen uzaklaşılmış, Arapça ve Farsça dil kurallarına geniş ölçüde yer verilmiştir. 0 zamana kadar edebiyatımızda kullanılmayan bazı kavramlar Fransız edebiyatından esinlenerek Türkçeye aktarılmıştır. Bu kavramlar, Farsçanın kurallarına göre tam­lama ve birleşik sıfat yapılarak kullanılmıştır.
Sanatçılar, Fransız edebiyatından etkilenmiş olsalar bile Doğu hikâye geleneğinden (Meddah hikâyelerinin etkisi ve tekniği görülür.) tam olarak kurtulamamışlardır. Geleneksel hikâye tarzı bırakılmış, Batılı tarzda hikâyeler yazılmıştır.
Roman ve öykülerde, mekân genelde İstanbul’dur ve kahramanlar İstanbul’un aydın çevrelerinden seçilmiştir. Olaylar genelde İstanbul’da geçer (II. Abdülhamit Devrinde gezi öz­gürlüğü olmadığından sanatçılar, İstanbul dışındaki yerleri yeterince tanıyamamışlardır.).
Romantizmden etkilenen Ahmet Mithat Efendi, Namık Kemal, Şemsettin Sami gibi yazarların eserlerinde rast­lantılara çok yer verilmiş; bireyi eğitme, toplumu düzelt­me amacı güdülmüştür. Hikâyenin akışı kesilerek okuyu­cuya bilgiler aktarılmıştır. Realizm ve natüralizmin etkisi görülmüştür. Bu akımların bir sonucu olarak hayatta görülen ve görülme olanağı olan olay ve kişiler anlatıl­mıştır. Teknik kuvvetlenmiş, gereksiz tasvirler yapılarak ya da gerek­siz bilgiler verilerek hikâyenin akışı kesilmemiştir.
Yazar eserde kendi kişiliğini gizlememiş, olaylara müda­hale etmiştir. Yazar eserde kendi kişiliğini gizlemiştir. Olaylar, yazarın gözüy­le değil; eser kişilerinin bakış açısıyla anlatılmıştır.