Serbest Nazım ve Toplumcu Şiir Özellikleri-Temsilcileri
Türk şiiri 1920’lerin başında birkaç yeni girişime birden tanık oldu. Dergah hareketinin yanı sıra Nazım Hikmet ve Ercüment Behzat Lav‘ın yazdığı şiirler edebî gelenekten kopuşu getirdi. Bu kopuşun temelinde, aruz ve heceyi reddeden yeni bir hayat anlayışını yeni bir biçem ve söyleyişle işleme yaklaşımı vardır.
Bu süreçte neredeyse tüm dünyada eş zamanlı olarak gelişen siyasal ve toplumsal hareketlere bağlı olarak yeni bir edebiyat akımı doğdu . “Toplumsal gerçekçilik” ya da “sosyalist gerçekçilik” adı verilen bu akım; Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinin önemli bir damarı oldu. Başlangıçta Atatürk ilkelerinden bir hayli etkilenen bu şiir anlayışı, modern şiirimize büyük bir açılım kazandırdı.
Bu şiir anlayışının temelini materyalist dünya görüşü oluşturur. Bu edebi hareketin ideolojik arka planını ise Marksist ideoloji şekillendirir. Toplumsal gerçekçilik akımı, gerçekçiliğin Marksist yorumuyla gelişen bir sanat akımıdır. Fakat bu edebi anlayış şekillerini oluşturuncaya kadar “halkçılık ve köycülük” kavramları üzerinde daha sonra “işçi” kavramı çevresinde gelişmeye devam eder. Emekçilerin sorunlarını, emek-sermaye çelişkisini ve yaşamsal kaygılarını konu alan bu akım, “toplum için sanat” görüşünü temsil ediyordu. Bu akım bir bakıma sosyolojik karakterli bir edebiyat akımıdır.
Sanatı her türlü dinsel ve töresel bağdan kopararak bireysel var oluş biçimi olarak algılayan bu şiir anlayışı bireye anlam kazandıranın toplum olduğunu savunur. Bu nedenle ilk toplumcu dalga edebiyatımızda köylücülük ağalık çatışması, yönetici ve büyük azınlık arasındaki çelişkileri devrimci söylemle başlamıştır.
Toplumcu Gerçekçi edebiyat anlayışını 1934 yılında Moskova ‘da yapılan “Yazarlar Birliği Kongresinde” Maksim Gorki bazı maddelerle sıralar:
- Toplumcu gerçeklik daha önceki eleştirel gerçeklikten farklı olarak pragmatik bir edebiyattır ve tezi vardır.
- Bu edebiyatta insanı belirleyen en temel öge kolektivizmdir; sosyalist bireysellik ancak kolektif emek içinde gelişebilir.
- Yaşam eylemdir ve yaratmaktır.
- Bu edebiyat eğitsel işlevle yüklüdür ve sosyalist bireyselliğin geliştirilmesi bu edebiyatın ana amacıdır.
Toplumcu şiir anlayışının temsilcileri:
Sanatın her alanında, “ne olduğundan çok, nasıl olması gerektiği sorusuna” yanıt arayan bu akım, Türkiye’nin toplumsal yapısını ve edebî sorunlarını ele alan toplum sal gerçekçiler, o dönemin Aydınlık dergisi etrafında bir araya geldiler. “Beşir Fuat, Hoca Tahsin Efendi, Abdullah Cevdet, Nazım Hikmet, Ercüment Behzat Lav” gibi isimler bu anlayışın ilk temsilcileridir.
1940’lı yıllarda Hasan İzzettin Dinamo, Rıfat Ilgaz, Cahit lrgat, Muharrem Niyazi Akıncıoğlu, A. Kadir, Fethi Giray, Mehmed Kemal, Enver Gökçe, Ömer Faruk Toprak, Attila İlhan , Arif Damar, Ahmet Arif, Şükran Yurdakul gibi şairler bu akımdan etkilenerek eser verdi.
1950’li yıllara gelindiğinde ise “Hasan Hüseyin, Ceyhun Atuf Kansu, Talip Apaydın, Mehmet Başaran” gibi şairler, toplumcu gerçekçilik saflarında yer aldı.
Toplumcu şiir anlayışının genel özellikleri
- Serbest nazım özellikleri taşır.
- Toplum için sanat anlayışı söz konusudur.
- Karmaşık biçimli teknikler barındırır.
- Pragmatik, yani çıkarcı şiirdir.
- Politik bir içerik taşır.
- Etkileme ve belirleme gücünü öne çıkarmıştır.
- Materyalist-Marksist dünya görüşünü benimsemiştir.
- Rus şair Mayakovski’den çok etkilenmiştir.
- Gelecekçilik (fütürizm) akımından etkilenmiştir.
- Söylev üslubundan yararlanmıştır.
- Hümanist bir düşünce etrafında şekillenmiştir.
- Sosyalist bireyselliğin geliştirilmesi ana amacıdır.
- Her türlü dinsel ve töresel bağı reddeder.
- Programa ve teze dayalıdır.
- İyimser bir bakış açısı egemendir.