10.Sınıf Edebiyat BirYay Yayınları Kitap Cevapları(Sayfa 173)

10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı  BirYay Yayınları Kitap Cevapları 173. sayfanın cevaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Metni Anlama ve Çözümleme

  1. Okuduğunuz metne göre Ahmet Cemil’in hayalleri nelerdir?

İki hayali vardır: Matbuat aleminin önde gelen yazarlarından olmak , iki arkadaşı Hüseyin Nazmi’nin kız kardeşi evlenip mutlu olmak.

  1. Ahmet Cemil’in ruh hâline etki eden olaylar nelerdir?

Kız kardeşinin eniştesi tarafından dövülmesi ve sonucunda ölmesi , Lamia’nın bir başkasıyla evlenmesi.

  1. Eserde hâkim olan bakış açısını eserden örnekler vererek açıklayınız.

Hakim (İlahi –Tanrısal ) bakış açısı ile yazılmıştır.

  1. Okuduğunuz metinde iç konuşmaların geçtiği yerlerin metnin anlamına katkısını değerlendiriniz.

Mai ve Siyah romanı kahramanın hayalleri üzerine kuruludur. Dolayısıyla kahramanın iç dünyasını anlamak için iç konuşmaların daha sık yapılması gerekiyordu ki bu romanda da bolca yapılmıştır.

  1. Servetifünun anlayışıyla yazılan okuduğunuz metinde uzaklaşma duygusu nasıl anlatılmıştır? Açıklayınız.

Bu romandaki Ahmet Cemil karakteri Servetifünun yazarlarını temsil eder. Onların da çok büyük hayalleri vardır fakat hayatın gerçekleri karşısında onlarda da bir yılgınlık ve karamsarlık olmuştur. Bu durum da onlar ister istemez toplumdan bir uzaklaşma duygusu oluşturmuştur.

  1. Okuduğunuz metne göre mai ve siyah neyi ifade etmektedir?

Mai hayalleri, siyah gerçekleri…

  1. Ahmet Cemil, hayallerine niçin ulaşamamaktadır? Bunun sonucunda İstanbul’u terk etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hayatın gerçekleri daha ağır basmıştır. İstanbul’u terk etmesi gayet normaldir. Özellikle aşık olduğu Lamia’nın bir başkasıyla evlenmesi ondan bir bunalıma neden olmuştur.

  1. Okuduğunuz metinde dönemin sosyal ve kültürel özellikleri ile ilgili ne tür bilgiler vardır? Açıklayınız.

Servetifünun romanı toplumsal yönü ağır basan bir roman değildir. Sanat için sanat anlayışı ile yazılmıştır. Bu dönem romanı daha çok aydın kesimin içinde bulunduğu romandır. Zaten Servetifünun Edebiyatı’da bir kaçış edebiyatıdır, toplumsal gerçeklerle çok ilgilenmez.

  1. Halit Ziya Uşaklıgil “Mai Siyah” romanının 1938 yılından sonraki baskılarında romanın dilini sadeleştirmiştir. Bunun nedeni ne olabilir? Açıklayınız.

Önceleri ağır ve süslü yazan dönem romancıları daha sonraları romanını sadeleştirmesi içinde bulunduğu dönemin etkisiyledir. Çünkü 1938 yılından sonra hemen hemen herkes sade ve anlaşılır dille yazacaktır.

Etkinlik

  1. Halit Ziya Uşaklıgil, edebiyat yaşamına çeviri ve şiirle başlamış, çevresinde gördüğü olaylardan faydalanmış; kişilerin ruhsal durumlarıyla betimlemelere önem vermiştir. Türk romanında ciddi bir çığır açtığı ve ilk yetkin eserleri verdiği edebiyat çevrelerince kabul görmektedir.

Bu bilgiden yola çıkarak yazarın hayatının metindeki izdüşümlerine örnekler veriniz.

Halit Ziya, aslında kendini ve döneminin şair ve yazarlarını oldukça realist şekilde anlatmıştır.

  1. Uşaklıgil, romanında bütün olayları, kişileri, tabiatı hep Ahmet Cemil’in gözüyle anlattığına göre Maî ve Siyah, romantik bir tipin gerçekçi bir çizimidir diyebiliriz. Dilekleriyle gücünü iyi hesaplayamayan bir çeşit şehir Don Kişot’unun ilk hayatı.

Asım Bezirci, Seçme Romanlar

Bu parçada verilen düşünceye katılıyor musunuz? Açıklayınız.

Katılıyorum . Ahmet Cemil, hayatı romantik olarak yorumlayıp fazla hayal dünyasında yaşamıştır. Gerçeklerden çok kopmuş ve kurduğu hayaller hep bir başkasının tercihlerine bağlı kalmıştır.

  1. Servetifünun Dönemi romanı ile Tanzimat Dönemi romanlarını karşılaştırınız. Farklı ve ortak yönleri tespit ediniz.

TANZİMAT VE SERVETİFÜNUN ROMANININ ÖZELLİKLERİ

TANZİMAT DÖNEMİ ROMANININ ÖZELLİKLERİ

SERVETİFÜNUN DÖNEMİ ROMANININ ÖZELLİKLERİ

“Toplum için sanat” anlayışına bağlı olarak sosyal yarar amaçlanmıştır. Evlilik, esaret, batıl inançlar, töre, yanlış Batılılaşma gibi temalar işlenmiştir.

“Sanat için sanat” anlayışına bağlı kalınmış ve halka seslenmek dü­şünülmemiştir. Bu dönem romancıları aşk, kadın, evlilik, tabiat, yalnızlık, ümitsizlik, karamsarlık gibi bireysel temaları işlemişlerdir.

Dil şiire göre daha sadedir. Cümleler kısa, anlaşılır özel­lik taşımış ve konuşma diline yaklaştırılmıştır.

Konuşma dilinden tamamen uzaklaşılmış, Arapça ve Farsça dil kurallarına geniş ölçüde yer verilmiştir. 0 zamana kadar edebiyatımızda kullanılmayan bazı kavramlar Fransız edebiyatından esinlenerek Türkçeye aktarılmıştır. Bu kavramlar, Farsçanın kurallarına göre tam­lama ve birleşik sıfat yapılarak kullanılmıştır.

Sanatçılar, Fransız edebiyatından etkilenmiş olsalar bile Doğu hikâye geleneğinden (Meddah hikâyelerinin etkisi ve tekniği görülür.) tam olarak kurtulamamışlardır.

Batılı tarzda romanlar yazılmıştır.

Roman ve öykülerde, mekân genelde İstanbul’dur ve kahramanlar İstanbul’un aydın çevrelerinden seçilmiştir.

Olaylar genelde İstanbul’da geçer (II. Abdülhamit Devrinde gezi öz­gürlüğü olmadığından sanatçılar, İstanbul dışındaki yerleri yeterince tanıyamamışlardır.).

Romantizmden etkilenen Ahmet Mithat Efendi, Namık Kemal, Şemsettin Sami gibi yazarların eserlerinde rast­lantılara çok yer verilmiş; bireyi eğitme, toplumu düzelt­me amacı güdülmüştür. Hikâyenin akışı kesilerek okuyu­cuya bilgiler aktarılmıştır.

Realizm ve natüralizmin etkisi görülmüştür. Bu akımların bir sonucu olarak hayatta görülen ve görülme olanağı olan olay ve kişiler anlatıl­mıştır. Teknik kuvvetlenmiş, gereksiz tasvirler yapılarak ya da gerek­siz bilgiler verilerek hikâyenin akışı kesilmemiştir.

Yazar eserde kendi kişiliğini gizlememiş, olaylara müda­hale etmiştir.

Yazar eserde kendi kişiliğini gizlemiştir. Olaylar, yazarın gözüy­le değil; eser kişilerinin bakış açısıyla anlatılmıştır.