TANZİMAT ŞİİRİNİN ÖZELLİKLERİ
Tanzimat şiiri denildiğinde elbette ki şairlerini ve dönemlerini bir bütünlük içerisinde düşünmek doğru olmaz. Birçok şair aynı şeyi savunmuşlar ama birkaçı savunduğunu yapabilmiştir ya da birinci dönemi ile ikinci dönemi birbirine zıt anlayışlar çerçevesindedir. Buna göre;
Dil ve Anlatım Bakımından
- Tanzimat edebiyatı yazarları anlayış gereği halkı eğitmeyi amaç edindiklerinden dilde sadeleşmeyi savunmuşlardır.Bunun için dilimize girmiş olan Arapça ve Farsça kelimeler yerine halkın anlayabileceği kelimelerin kullanılması belirtilmiştir. Yalnız Tanzimat şairleri arasında bir birliktelik olmadığı için birçok yazarımız bunu başaramamıştır. Bu noktada Şinasi hariç tutmak gerekir
- NOT: Tanzimat’ın birinci döneminde dilin sadeleşmesi ve halkın anlayacağı dilin kullanılması gerektiği söylense ikinci döneminde bu söylem kesinlikle terk edilmiştir.
- Tanzimat’ın birinci döneminde “sanat halk için ” yapılırken Tanzimat’ın ikinci döneminde “sanat için sanat” yazılmıştır.
- Tanzimat’tan önce Divan edebiyatında sanatlı söyleyiş hakimdi. Şairler için “Ne anlattığın değil, nasıl anlattığın ” önemliydi. Tanzimat’ta -özellikle birinci döneminde- “Nasıl anlattığın değil, ne anlattığın ” önemli olmaya başlamıştır.
İçerik Bakımdan
- Tanzimat edebiyatı içerisindeki şiirde görülen en önemli özellik içerik yönünden eşitlik, özgürlük, hak, adalet, müsavat gibi kavramların kullanılması olmuştur.Tanzimat şiirinin öncesi Divan edebiyatıdır ve Divan şiirinde aşk ,kadın, şarap ,güzellik gibi rindane konular görülürken Tanzimat’ta bu konular yerini özgürlük, adalet kavramlarına bırakmıştır.
NOT: Tanzimat’ın birinci döneminde yeni kavramlar şiire konu olmuşken hatta şiirin konusu genişlemişken Tanzimat’ın ikinci döneminde Abdülhamit’in baskısından dolayı şairler bireysel (ölüm,tabiat,sevgi) konulara bırakmıştır.
- Şiirde parça bütünlüğü yerine konu bütünlüğü sağlanmıştır. Yani Divan şiirinde gazelin her beyti farklı bir konuyu işlerken Tanzimat’ta şiirin bütünü aynı konuyu işlemiştir. (Hem şekil hem de içerik)
Şekil Bakımından
- Şekil bakımından yine Divan edebiyatı nazım biçimleri kullanılmıştır. Gazel, kaside, şarkı gibi türler kullanılmıştır.Tanzimat’ın ikinci döneminde ufak tefek Divan edebiyatı çizgisinden kopmalar başlamıştır. Özellikle Abdülhak Hamit Tarhan’ın Batı edebiyatındaki nazım biçimlerini kullanması bu doğrultudadır.
- Şekil bakımından değişiklik olarak verilmesi gereken özelliklerden biri şiirde başlık kullanılmasıdır. Divan edebiyatında başlık kullanılmaz, eğer şair gazel yazıyorsa redifinden kaside yazıyor yazdığı kişinin ismiyle bilinir.(Gül redifli gazel, Sümbül kasidesi gibi)Bütün gazeller divanın gazel bölümünde yer alırdı ve hepsinin ismi gazel olurdu. Tanzimat’tan sonra şiire başlık konulmaya başlandı. Hürriyet Kasidesi , Vaveyla , Makber gibi.
NOT: Tanzimat şiirinde önemli bir özellik de kaside kullanılmış ama kasidenin bölümleri atılmıştır. Özellikle Namık Kemal, Hürriyet Kasidesi’nde kasidenin bölümlerini terk edip konusu bakımından da din veya büyüğünü değil soyut bir konu olan hürriyeti övmüştür.
- Şekil bakımından vurgulanması gereken ikinci özellik şiire başlık konulmasıyla birlikte artık mahlas kullanılması kısmen terk edilmeye başlanmıştır.Çünkü başlık eserin kime ait olduğu gösterir ve mahlasa gerek yoktur.Bu durum Tanzimat’ın birinci döneminden nadiren görülürken ikinci döneminde ve özellikle Servet-i Fünun döneminde de sıklıkla görülür.
- Tanzimat döneminde Batı’dan yapılan tercüme şiirler ileriki dönemde yeni nazım şekillerinin kullanılmasına katkıda bulunmuştur. Bu türler Tanzimat’ta kullanılmasa da sone , terza-rima ve triyole gibi türlerin Servet-i Fünun döneminde kullanılması Tanzimat dönemindeki çevirilerle olmuştur.
- Her iki dönemde de romantizm akımından etkilenilmiştir ve bu doğrultuda eserler verilmiştir.(Bu maddeyi başlıklardan bağımsız değerlendirmek lazım diye düşünüyoruz.)