CÜMLEDE ANLAM – 15
1. Roman kişileri, yaratıcılarının kişiliklerindeki zayıflıklarla zenginlikleri bir arada taşırlar. Çünkü romancının yarattığı kişiler, romancının oluşturduğu ve kendi kişiliğinin özellikleriyle sınırlı kalan bir dünyada varlıklarını sürdürürler.
Aşağıdaki cümlelerden hangisi, bu parçada anlatılana anlamca en yakındır?
A) Romancılar çizdikleri karakterleri, kendilerinde bulunmasını düşledikleri niteliklerle donatırlar.
B) Romancının başarısı, büyük ölçüde kendini ve kendi düş dünyasını ustaca anlatmasına bağlıdır.
C) Roman kişileri, gerçek yaşamdaki kişilere benzediği ölçüde inandırıcı olur.
D) Romancının kişilik özellikleri, bütün yönleriyle, onun yarattığı kahramanlarda görülebilir.
E) Romancı roman kişilerinin ruhsal ve fiziksel özelliklerini anlatarak gerçeğe ulaşır.
(ÖYS 1997)
2. “Düşenin dostu olmaz.”
atasözüne anlam yönünden en yakın olanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hapis damlarına serdim postumu
Bilemedim düşmanımı dostumu
B) Aziz dostlar şimdi çehresin eğer
Bizden çevrilmedik yüzler mi kaldı?
C) Dost elinden dolu içmiş deliyim
Üstü kan köpüklü meşe seliyim.
D) Dost dost diye nicesine sarıldım
Benim sadık yârim kara topraktır.
E) Kalmadı sefası bezm-i cihanın
Düşman belli değil, dost belli değil.
(ÜSS 1978)
3. (I) Son yıllarda yayınevlerinin sayısında bir artış gözlendi. (II) Bu, çeviri kitap sayısındaki artışı da beraberinde getirdi. (III) Yurt dışında çıkan hemen her kitap hiç gecikmeden bizde de yayımlanmaya başlandı. (IV) Hatta bir kitabı çabuk satışa sunabilmek ipin iki çevirmene bölüştürüp yayımlayanlar da var. (V) Bu, benimsemediğim bir yöntem çünkü her çevirmenin dili ve biçemi farklıdır, ikisi birleştirilince birbiriyle bağdaşmaz.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, bir saptama yapılıyor.
B) II. cümlede, I. cümlede belirtilenin sonucu açıklanıyor.
C)III. cümlede, başkalarından üstün olma durumu belirtiliyor.
D) IV. cümlede, farklı bir tutumdan söz ediliyor.
E) V. cümlede, bir karşı çıkış, nedeniyle birlikte belirtiliyor.
(ÖSS 2008)
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisi bir öneri içermektedir?
A) Planınızı değerlendirdiğimizde onun beklentilerimizi tümüyle karşılamadığını gördük.
B) Planınız güzel; ama onun bizim amacımıza uygun olduğunu söyleyemeyiz.
C) Planınızı yeniden gözden geçirmenizin doğru olacağını düşünüyoruz.
D) Planınızın kolayca uygulanabilmesi için kimi yerlerinde değişiklikler yaptık.
E) Planınızın titiz bir çalışmanın ürünü olduğu belli; ama biz daha farklı özellikler arıyorduk.
(ÖSS 1998)
5. (I) İhtiyar Adam ve Deniz, Ernest Hemingway’a Nobel Ödülü kazandıran romanlarından biri. (II) Psikolojik yanı ağır basan ve sinemaya uyarlanması neredeyse olanaksız görünen bu roman, ünlü bir yönetmence sinemaya uyarlanmış. (III) Filmde, balıkçılıkla geçinen ihtiyar bir adamın yaşamı, ilgi çekici bir biçimde anlatılmış. (İV) Uzun süredir balık yakalayamayan ihtiyar adamın, son kez şansını denediğinde büyük bir balık avlaması ve onu karaya çıkarmak için gösterdiği insanüstü çaba, izleyiciyi oldukça etkiliyor, (V) İhtiyar Adam ve Deniz, izlenmeye değer en iyi filmlerden biri.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde öznellik yoktur?
A)l. B)ll. C)III. D) IV. E) V,
(ÖSS 2000)
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir karşılaştırma yapılmıştır?
A) Ünlü masal kahramanı Heidi’nîn oradan oraya koştuğu Alpler İle hemen hemen aynı güzelliğe sahip bir yayladayız.
B) Çocukluğumun pazen pijamalarına desen olmuş kır çiçekleri, orman gülleri yol kenarlarına gizlice serpilmiş.
C) Burada doğayla kucak kucağa, yapayalnız özgür, güçlü ve huzurlusunuz.
D) Şenliklerle, hele genç kızların dilinde coşkuyla akıp giden sevda türküleriyle bir başka güzeldir yaylalar.
E) Bir yanda olanca maviliğiyle deniz, bir yanda başı karlı dağlar ve yeşilin bin bir tonu…
(ÖYS 1993)
7. (I) Edebiyatımızda mahlasların, takma adların ayrı bir yeri var. (II) Bu açıdan, Divan edebiyatından Tanzimat’a, Tanzimat’tan da günümüze kadar renkli ve zengin bir kültürel mirasa sahibiz. (III) Divan edebiyatında mahlaslar, gülmece yazınında takma adlar bin yıllık bir geleneğin ürünüdür. (IV) Ancak, bu konuda yapılmış araştırmalar yok denecek kadar azdır. (V) Bunların, zamanında derlenmemiş olması birçok karışıklığa yol açmış, kimi edebiyat ürünleri başkalarına mal edilmiştir. (VI) İşte bu çalışma, bu alandaki boşluğu dolduracak niteliktedir.
Yukarıdaki parçada, son cümlede sözü edilen “boşluk”un nereden kaynaklandığı numaralanmış cümlelerin hangilerinde belirtilmiştir?
A)l. ve ll. B) I. ve III. C) II. ve III.
D) II. ve IV. E) IV.ve V.
(ÖYS 1996)
8. “Böylesine geniş bir kavramı ……….. inceleme, ciltlerce kitap yazmayı gerektirir.”
cümlesinde boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisi uygun düşmez?
A) tüm özellikleriyle
B) ayrıntılı olarak
C) derinliğine
D) bütün boyutlarıyla
E) ana çizgileriyle
(ÖSS 1981)
9. Okul öncesi eğitimin, çocuğun gelişiminde büyük önem taşıdığı tartışılmaz bir gerçek.
Aşağıdakilerden hangisi, bu cümlede belirtilen yargının bir gerekçesi niteliğindedir?
A) Anaokulu, yuva ve kreşlerin sayısı her geçen gün artıyor ve bunlar sürekli gelişiyor.
B)Anne-babalar çocukları için en iyiyi bulma ve yapma çabası içindeler.
C) Çocuklar paylaşma ve sorumluluk duygularını oyunla geliştirirler.
D)Çocuğun duygusal ve zihinsel gelişiminin önemli bir kısmı okul çağından önce tamamlanmaktadır.
E)Son yıllarda anaokullarında çocuğu değişik yönleriyle geliştirmeyi amaçlayan yeni yöntemler deneniyor.
(ÖSS 1998)
10. I.Yalnız biçime önem veren sanatçı, nasıl konuşulacağını bilen ama söyleyecek sözü olmayan konuşmacıya benzer.
II. Zaman içinde, yapıtlarının biçim ve içeriğinde hiç değişiklik yapmamış pek çok sanatçı vardır.
III. Bu sanatçımızın, eski biçimlerle günümüzün içeriğini yansıtmaya çalışması, yeni bir yöntem değildir.
IV. Sanatçının yapıtlarında biçimle içerik, bir kâğıdın iki yüzü gibi birbirinden ayrılmaz.
Bu cümlelerden, savunulan düşünce bakımından birbirine en yakın olanlar hangileridir?
A) I. ile II. B) I. ile III. C) I. ile IV.
D) II. ile III. E) İl. ile IV.
(ÖSS 1988)
11. (I) Bu kitap, dünyada ve Türkiye’de, başlangıcından bugüne kadar tiyatro tarihinden önemini koruyan beş yüze yakın kişiyle ilgili bilgileri İçeriyor, (II) Bu kişiler arasında, oyun yazarları, tiyatro kuramcıları, yönetmenler ve sahne tasarımcıları var. (III) Kitapta, sözü geçen kişilerin yaşam öyküleri de anlatılmış. (IV) Bunlar anlatılırken, onların sanatsal kişiliklerine, eserlerine ve sahne uygulamalarına da yer verilmiş. (V) En yeni kaynaklardan yararlanılarak hazırlandığı için, bu yapıt güncelliği olan bir boyut kazanmış.
Yukarıdaki parçada sözü edilen kitabin içeriğiyle ilgili en geniş bilgi, numaralanmış cümlelerin hangisinde verilmiştir?
A) I. B) ll. C)III. D) IV EV
(ÖSS 1996)
12. O, unutulmuş yazarları hatırlatmayı, onların yapıtlarını yeniden gün ışığına çıkarmayı değil, günümüz yapıtlarını, birer birer, okurlara tanıtmayı amaçlamıştı,
Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?
A) Yapıtları değerlendirirken, geçmişin ürünlerini bugüne taşıma yerine, yeni yazılmış olanları ele almayı isterdi.
B) Geçmişte ortaya konan yapıtların öneminden değil, bugün nitelikli yapıtların nasıl oluşturulacağından söz ederdi.
C) Yıllar sonra yapıtların değil, ancak yazarların anımsanabileceğini düşünürdü.
D) Yıllar önce ortaya konmuş ürünlerin, bugün için büyük bir değer taşımadığına İnanırdı.
E) Bugün ortaya konan yapıtların da bir süre sonra eskiyeceğinin unutulmaması gerektiğini belirtirdi.
(ÖSS 2002)
13. I. Bütün gün oturmaktan ayaklarımız uyuşmuştu.
II. Açık havada çalışmaktan yüzleri esmerleşmişti,
III. Fırtına sabaha doğru yatışmıştı.
IV. Yediğimiz ekşi eriklerden dişlerimiz kamaşmıştı.
V. Pamuk çapalamaktan elleri nasırlaşmıştı.
Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde “değişerek yeni bir görünüm kazanma” durumu anlatılmaktadır?
A) I-V B)II-IV C) l-lll
D)ll-V E) III-IV
(ÖSS 1983)
14. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, söyleyenin kişisel düşüncesini İçermemektedir?
A) Sanatçılar arasındaki olağanüstü uyum, onların oda müziğine olan eğilimlerinin bir kanıtıydı.
B) Sanatçılar, iki bölümden oluşan bu yapıtı, yarın da bu salonda seslendirecekler.
C) Bestecinin üslubunu bütün yönleriyle yansıtan bu yapıtı, yepyeni bir yorumla sundular.
D) Bu konserde dinlediğimiz ezgiler, içimizde yepyeni bir yaşama sevinci uyandırdı.
E) Yapıtın ezgilerindeki kıvraklık, onu seslendirenlerin katkısıyla dinleyicileri adeta büyülemişti.
(ÖSS 1990)
15. Yahya Kemal: “Şiir, düşünceyi duygu haline getirinceye kadar yoğurmaktadır.” der.
Ozanın, bu sözüyle anlatmak istediği düşünceyi içeren cümle aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şiirde düşüncenin payı duygudan daha fazladır.
B) Duygular, şiirle etkili bir biçimde anlatılır.
C)Şiir düşüncenin, duyguların özsuyunda eritilmesiyle oluşur.
D) Şiir, duyguların toprağını besleyip zenginleştirir.
E) Şiirin etki gücü, içerdiği düşünceye bağlıdır.
(ÖSS 2003)
CEVAPLAR
1.D | 6.A | 11.A |
2.B | 7.E | 12.B |
3.C | 8.E | 13.D |
4.C | 9.D | 14.A |
5.A | 10.C | 15.C |