PARAGRAF – 4 ÇIKMIŞ SORULAR
1. (I) Romanlar vardır, daha ilk sayfasında olay örgüsünün çekim alanı içine alır okurunu. (II) Kan basıncını yükselten heyecanlar yaratır okurda. (III) Kimi romanlar da vardır, dilsel örüntüsüyle okurun aklına olduğu kadar yüreğine de seslenme yolunu seçer. (IV) Romanda özgünlük, derinlik, çok yönlülük aranır. (V) Daha doğrusu, okurun, okuma eylemine tüm varlığıyla katılımını sağlar. (VI) En yüksek coşkulan, estetik tutkulara dönüştürür.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A)II. B)lll. C)IV. D)V. E) VI.
2. -— Bir sözcük tek basınayken ses ve anlam yönünden etkileyici özellikler taşımayabilir. Ancak aynı sözcük cümlede öteki sözcüklerle yan yana geldiği zaman etkileyici nitelikler kazanır. Kısaca şunu demek istiyorum: Bir yapıtta anlatımın sağlamlığı, sözcüklerin seçimine ve bunların yerli, yerinde kullanılmasına bağlıdır.
Bu parçanın başına, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Bir yazıya başlarken akla ilk gelen sözcük en uygun sözcüktür.
B) Dillerin söz dağarcığı birbirinden farklıdır.
C) Sözcüklerin gücünü kullanımları belirler.
D) Düşünceleri, gelişigüzel söylemekten kaçınmak gerekir.
E) Süslü ve özentili anlatım iyi düşünememekten kaynaklanır.
(ÖSS 2005)
3. Bu kitapta okur, zaman zaman esprili, zaman zaman da son derece duygusal ama her durumda sade bir anlatım üzerinde ilerliyor. Okuru hiçbir zaman yormuyor bu aşk ve insan odaklı öyküler, Bunların çoğunda hüzün saklı. Öykülerin kahramanı olan kadınlar tüm kırılganlıklarıma çiziliyor. Kentli ve kültürlü, iyi eğitim almış bu kadınların pek çoğu, aslında içlerinde saklı olan gücü fark edebiliyor yeri geldiğinde. Son derece basit bir olay örgüsü çevresinde insan hâllerini, aşk karşısında yaşananları, yalnızlıkları, düş kırıklıklarını ve küçük mutlulukları kaleme alıyor yazar.
Bu parçada sözü edilen öykülerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) İnce anlamlı güldürücü sözler
B) Duyguları devindiren bir doku
C) Her kesimden seçilmiş kahramanlar
D) Süsten arınmış bir anlatım
E) Değişik yönleriyle yansıtılan kadınlar
(ÖSS 2009)
4. Konuşurken yeterince düşünüp en uygun sözü ve söyleyişi bulmaya zaman yoktur. Ama yazdığımız bir yazıyı her okuyuşta, o yazıdaki, dalgınlıktan, dikkatsizlikten doğan yanlışları görüp düzeltme; düşünme ve araştırma eksikliklerini tamamlama, gereksiz bölümleri atma olanağı vardır. —-
Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Kısacası her yazarın en çok önem verdiği nokta, sözcük seçimi olmalıdır.
B) Bunun için yazar, araştırmayı zorunlu kılan konulan İşlemelidir.
C) Sözün kısası yazar, tümcelerini ayrıntılarla doldurmaktan kaçınmalıdır.
D) Bu nedenle her yazar, yazısını gün ışığına çıkarmadan önce döne döne denetlemelidir.
E) Açıkçası yazar, konuşma dilini değil, yazı dilini kullanmalıdır.
(ÖSS 2005)
5. Başarılı şairlerin hepsi, kendilerinden önceki şairlerin şiirlerini okuyarak öğrenmişlerdir şiir yazmayı. Kendi başınıza da olsa, bir ustanın denetiminde de olsa. şiir yazmayı öğrenmek İçin ne yapmanız gerektiği bellidir; Beğenilen şiirleri teker teker okuyacak, değerlendirecek, işin sırrına varmaya çalışacaksınız. Şöyle bir okuyup geçmekte değil işin sırrı. Her şairi, her şiiri ayrı ayrı, titizlikle irdeleyeceksiniz. Sözcükleri nasıl seçmiş, nasıl birbirine bağlamış? Dizeleri nasıl kurmuş? Bu türden birçok sorunun yanıtını ararken bütün emeğiniz boşa da gidebilir. Bu nedenle, -—
Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) şairliğe özenen bir insanın şiiri zevk almadan okuması düşünülemez.
B) şiir yazanlar, kimi sıkıntılara katlanmanın yanı sıra amacına ulaşamamayı da göze almalıdır.
C) şiir yazabilmenin ilk koşulu, iyi şiiri kötüden ayırabilmektir.
D) kötü şiirler, üzerinde uzun uzun çalışılmadan, değişik denemeler yapılmadan yazılanlardır.
E) şiirin yapısını, doğasını kavramamış insanlar, kendilerini şair sanıyorlar.
(ÖSS 2005)
6. Bir yazarın yaşamını, çevresindeki insanların yazar hakkındaki görüşlerini bilmek; giyim kuşamından tutun da gündelik yaşamının bütün ayrıntılarına göz atmak birçoğumuza İlginç gelir. Bunların ele alındığı yazılar, sevdiğimiz bir metnin arkasındaki yazarı tanıma olanağı verdiği kadar metinde dile getirilemeyen ruhsal durumları anlamamıza, boş bırakılan, tamamlanmamış birçok noktayı doldurmamıza da yardımcı olur. Borges’in seksen yaşında kendini kaybedercesine âşık olması, James Joyce’un hiçbir zaman “Ulysses’ okumayan karısının nasıl biri olduğu, Cemal Süreya’nın Kadıköy sahilinde yürürken her an karşıdan Fazıl Hüsnü gelebilir düşüncesiyle ceketini ilikleyerek gezmesi, Turgut Uyar’ın, ardında kendi el yazısıyla oluşturulmuş hiçbir metin bırakmama ilkesi gibi İlginç bilgilerin ne kadarı edebiyatla İlişkilidir? Önemli olan —.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) bir yazarın yaşam öyküsünün, yazarın yaratılarını yorumlamada ne kadar etkili olduğudur
B) kendiyle ilgili bu yazıları başkalarına bırakmayıp yazarın kendinin yazmasıdır
C) bir yazarı yazmaya yönlendiren kişisel düş kırıklıklarının doğru bir biçimde verilmiş olmasıdır
D) bu tür yazılarda okurun ilgisini çekecek bilgilerin verilmesidir
E) bu bilgilerin, birçok kaynaktan araştırılıp doğruluğu denetlendikten sonra verilmesidir
(ÖSS 2009)
7. Ünlü eleştirmenlerimizden biri: “Deneme yazıyorsanız belli bir birikiminiz, söyleyecek sözünüz olmalı.” diyor. —- Çünkü onun hem engin bir bilgi birikimi hem de söyleyecek pek çok sözü var.
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Kendisi de öyle bir eleştirmen olmak istiyor.
B) Bu söz o yazarımıza çok uyuyor.
C) Kimileri onun bu görüşüne katılmıyor.
D) Bu nitelikleri taşıyan pek çok sanatçımız var.
E) Bu niteliklerden yoksunsanız eleştirmen sayılmazsınız.
(ÖSS 2005)
8. Güzel yazıya giden yol, bir bakıma doğru yazıdan geçer. Bir sanatçı ne denli özgürce davranırsa davransın yine de dilin bilinen kurallarını bütünüyle görmezlikten gelemez. Kendince birtakım denemelere girişebilir; sözcüklerin cümle düzenine dönüşmesiyle ilgili sınırları aşan yeni cümle kalıpları oluşturmaya yönelebilir. — Bunların üzerine çıkamaz ozanlar, yazarlar.
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Aslında başarıya da ulaşabilirler bu çabalarında.
B) Ne var ki belirli bir birikme sahip olmaları gerekir.
C) Bunun için, kendinden önceki örnekleri benimseyerek işe başlayabilirler.
D) Doğaldır ki emek ister doğru ve güzel yazmak,
E) Ama yine de dilin yasalarıyla sınırlıdır özgürlüğü.
(ÖSS 2005)
9. Her yazınsal dil, konuşma dilinin toprağında çiçeklenir. Günlük dilin, konuşma dilinin sıcaklığını Örgüsünde taşımayan yazınsal dil, ister istemez donuklaşır, yapaylasın Bu gerçeğin ayrımında olan yazarımız, anlatımını konuşma dilinin sunduğu olanaklarla donatıp zenginleştiriyor. Onun, okunurluk katsayısını yükselten etkenlerden biri de budur. Kısacası, Türkçenin derin sularında yüzen, yazılarını çok yönlü bir değerlendirmeden geçirerek oluşturan bir yazardır o.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek bir yargıdır?
A) Bir yapıtın değeri konusuyla ölçülmez.
B) Ancak okurların anlayabildiği yapıtlar kalıcı olabilir.
C) Anlatımları günlük dile dayanmayan yapıtlar başarılı olamaz.
D) Yazınsal dilin kullanımı yazardan yazara değişir.
E) Yazınsal dille oluşturulan yapıtların tadına herkes varamaz.
(ÖSS 2005)
20. Bu yazarımız, anılarını anlatırken araya başka yazarların anılarını, düşünürlerin anılar üzerine söylediklerini de katıyor. Böylece yazdıkları, okurda, anlatılanların içinde oluşturulmuş yeni bir metin tadı da bırakıyor.
Bu parçada sözü edilen yazarın böyle bir yol İzlemesinin amacı aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Anı türünün, öteki yazınsal türlerden üstün olduğu gösterme
B) Kendi yaşamıyla başkalarının yaşamı arasındaki benzerlikleri ortaya çıkarma
C) Yazılanların yaşanmışlığını kanıtlama
D) Okurlarda; kendi anılarını yazma isteği uyandırma
E) Anlatılanlara, okurun değişik açılardan bakmasını sağlama
(ÖSS 2005)
CEVAPLAR
1.C | 6.A |
2. C | 7. B |
3. C | 8. E |
4. D | 9.C |
5. B | 10. E |