TYT TÜRKÇE DENEME SINAVI – 25
1. İnsan yıldan yıla daha şaşırtıcı (hayret duygusu uyandıran), daha
I
doyurucu (kapsamlı bilgiler İçeren) yeni metinlerle karşılaşmak ister
II
ama çoğu zaman eski metinlerin çekiciliğine (içeriğine) kapılır. Bunun
III
birçok nedenini var belki, fakat en önemlisi, bazı edebi metinlerin gücünden hiçbir şey yitirmeden (etkileyiciliklerini hiç kaybetmeden)
IV
hem tarihsellikleri bakımından önemli sayılmaları hem de günümüze
V
seslenmeleridir . (kalıcılığı yakalayabilmeleridir)
Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin yerine ayraç içinde verilen söz kullanıldığında, anlamca bir değişiklik olur?
A) I. B)ll. C) III. D) IV. E) V.
2. Ünlü bir yazarımız, “Gerçek dışı bir kurguyla yazılan roman ve hikâye, okuyanda dış görünüşü güzel bir yapay çiçeği koklayıp da hayal kırıklığına uğramak gibi bir his bırakır.” der.
Yazarın, bu sözüyle anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A)Sanat yapıtlarının herkesin anlayabileceği bir dille yazılması gerektiği
B)Roman ve öyküde anlatılan olayların özgün bir kurguyla oluşturulması gerektiği
C)Her sanatçının yapıtında ilgi çekici bir konu işlemesinin onu kalıcı kılacağı
D)Gerçek hayatla kan bağı olmayan yapıtların, okurlara tam anlamıyla estetik zevk vermeyeceği
E)Yazarların günlük hayattaki olayları açıkça anlatmaması gerektiği
3. Yapıtlarımda hiçbir karakteri idealize etmemeye çalışıyorum. Hatta onlara bilinçli olarak bazı kusurlar yüklemeye de dikkat ettiğimi söyleyebilirim. Eğer böyle yapmamış olsaydım roman kahramanlarım karton karakterler gibi olurdu.
Bu parçada yazarın altı çizili sözle oluşturduğu karakterlerle ilgili olarak anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Günlük yaşamdaki kişilerden hiçbir farklılık taşımaması
B) Yazardan bağımsız hareket eden tiplerden oluşması
C) Sadece belli bir kitleyi temsil etmeleri
D) Zihinde kolayca canlandırılması
E) İnandırıcı özelliklerini kaybetmesi
4. (I) Fransız seyyah Melling, “İstanbul’a Galata Kulesi’nden bakmayan, İstanbul’u görmüş sayılmaz.” diyor. (II) Aslına uygun bir şekilde restore edilen kule doyumsuz bir İstanbul manzarası sunuyor. (III) Hem Boğaziçi’ni görüyor hem Haliç manzarasına hakim durumdadır. (IV) Güneş Piyer Loti sırtlarından batarken Haliç üzerinde ateşler yanıyor, kuzeydeki evlerin camları tutuşuyor. (V) izleyiciler için bu keyifli anlar, Galata Kulesi’yle gerçek anlamına kavuşuyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle, iç içe bileşik bir cümledir.
B) II. cümle, olumlu, kurallı bir fiil cümlesidir.
C) III. cümle, bağlı cümledir.
D) IV. cümle, sıralı bir cümledir.
E) V. cümle, yan cümlesi özne görevinde olan bileşik bir cümledir.
5. Ülkemizde okullarda yapılan müzik dersleri, insanımıza bir müzik kültürü kazandıramıyor. Çocuklarımız, okul döneminden sonra müzik kültürümüzün kırıntısını bile hatırlamıyor. Dostlarım arasında sıkça gözlemlediğim bir durum var: Sohbet sırasında konu müziğe gelince herkes bu konuda yüzeysel bir bilgiye dahi sahip olmadığını hemen belli ediyor. Aslında halkımız, müziğin değerli bir sanat dalı olduğunda hemfikirdir. Ama okullarımızda tam anlamıyla öğretilemeyen bilgileri sonradan öğrenmek için bir fırsat bulmaları çok zor. Yaşam koşulları, neredeyse, insanlarımızın böyle bir bilgi edinmesini imkansız kılıyor.
Bu parçanın bütününde ülkemizdeki müzik eğitimimizle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi anlatılmak istenmiştir?
A)Sadece ulusal değerlerimize yer verilmesi gerektiği
B)Okullarımızda verilen bilgilerin daha kalıcı biçimde insanlara kazandırılması gerektiği
C)Öğrenilen bilgileri uygulamak için öğrencilere fırsat verilmesi gerektiği
D)Çabuk unutulan bilgilerin daha sık hatırlatılmasının doğru olacağı
E)Özel bir müfredatın uygulanacağı okulların açılması gerektiği
6. (I) Ülkemizde şiir yazma geleneği yaygın bir şekilde devam etmektedir. (II) Ancak bir yazınsal tür olarak şiirin sorunlarını ele alıp inceleme ve bu alanın başlı başına bir bilim olabileceği düşüncesi fazla gündeme gelmiş değil. (III) Yazınımızda dil ve yazın sorunlarına ilişkin bilimsel incelemeleri ise uzun zamandır takip edebiliyoruz. (IV) Hatta bu alanda yapılan çalışmalarda belli bir mesafe alındığını da rahatlıkla söyleyebiliriz. (V) Bireysel nitelikli değerlendirmeleri bir yana bırakırsak dil bilim ve genel olarak yazınsal incelemelere verilen önemi henüz şiirde göremiyoruz. (VI) Biz hiç değilse bu alana ilgiyi çekmek amacıyla böyle bir incelemeye giriştik.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde şiir alanındaki çalışmaların yetersiz olmasından söz edilmektedir?
A) I. ve II. B) II. ve IV. C) II. ve V.
D) III. ve V E) IV. ve VI.
7. Türkiye’de tarih son yılda gündemden hiç düşmüyor. Tarih kitapları en çok satan kitaplar arasında. Ancak ilgi çeken kitapların çoğu, akademik dünyanın dışındaki araştırmacılar tarafından yazıldığı için içinde birçok hatayı barındırıyor. Akademisyenlerin yazdığı kitaplar ise halk için yazılmadığı ve ele alınan konu genellikle tartışmalı olarak incelendiği için genel okuyucunun ilgisini çekmiyor. Akademik bilgilerle bir edebiyat yapıtının üslubu birleştirildiğinde yazılan kitaplar amacına ulaşmış olur.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A)Tarih konulu kitapların sayısında artış olmalıdır.
B)Akademik seviyedeki yazarlar, yeterince tarih kitabı yazmamaktadır.
C)Popüler yazarlar tarafından tarihsel gerçekler, hiç değiştirilmeden eserlere yansıtılmalıdır.
D)Tarihsel gerçekleri bir yazınsal yapıt tadında anlatan kitaplar yazılmalıdır.
E) Yapıtlarda tarihsel olaylar günümüz şartlarına göre sorgulanmalıdır.
8. Yazın çalışmalarımda yapmak istediğim şey, hayatın çiziklerini, çatlaklarını sözcüklerle kapatmaya ve boyamaya çalışmaktır. Karamsarlığa ve umutsuzluğa asla yer vermem yapıtlarımda. Kendine ya da başkasına kötü bir şey yapmak isteyen birisi, benden bir şeyler okuyunca bundan vazgeçmeli, diye düşünürüm.
Bu parçada “hayatın çiziklerini, çatlaklarını sözcüklerle kapatmaya ve boyamaya çalışmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Okuru, geçmişe yönlendirerek yaşamın sıkıntılarından uzaklaştırmak
B)Sosyal yaşamla ilgili kalıcı tespitler yaparak okurun bunlardan yararlanmasını sağlamak
C)Olay ve durumları, okurlara olumsuz duygu yaşatmayacak şekilde anlatmak
D)Yapıtları oluştururken okurun hayal gücünü harekete geçirecek anlatımlar kullanmak
E)Okurun gündelik yaşamdaki olayların nedenlerini araştırmasını sağlamak
9. Orhan Veli Kanık’ın şiirlerine sık sık konu olan köprü , Galata
I
Köprüsü’dür. Bu köprü altıyla başka , üstüyle bambaşka bir İstanbul
II
sunar insanlara. Altında turisti , öğrencisi, esnafı, gezgini İstanbul
III
hülyalarıyla balık ziyafeti çekerken , üstü oltalarıyla harıl , harıl balık
IV V
tutanlarla bir bakışta Topkapı Sarayı’nı , Ayasofya’yı görmek
VI
isteyenlerindir.
Bu parçadaki numaralanmış virgüllerden hangisi yerinde kullanılmamıştır?
A) I. ve III. B) II. ve IV. C) III. ve V.
D) IV. ve VII. E) V ve VI.
10. (I) Daha çok mazide yaşayan bir yazar olmayıp hayatın içinde, kalabalıklara karışırım çoğu zaman. (II) İnsanları tanımak ve yazı malzememi zenginleştirmek için bu gereklidir. (III) Son kitabımda özellikle daha önce yazmadığım yerlerin, örneğin Çatalca ve Büyükçekmece’nin hikâyeleri bulunuyor. (IV) Buralara yaptığım gezilerde gördüğüm bir gerçek şu ki artık toplumumuzdaki insanlar birbirinden kopuk bir yaşam sürüyor ne yazık ki. (V) Aynı zamanda yaygın modalar, anlayışlar, markalar, teknoloji hayatımıza yön veriyor.
Bir yazarın kendisini anlattığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, toplumsal yaşamdan kopuk olmadığından söz ediyor.
B) II. cümlede, I. cümledeki yargının gerekçesine yer veriyor.
C) III. cümlede, yapıtının içeriğiyle ilgili bilgi veriyor.
D) IV. cümlede, üzüntü veren bir durumun nasıl düzeltileceğini dile getiriyor.
E) V cümlede, yaşamımızı etkileyen unsurlardan söz ediyor.
11. Bütün turistlerin gittiği yerleri gezme biçimi genellikle aynıdır ( ) Bugün pek çok gezginin köşe bucak gezdiği Avrupa’yı bir de farklı gözlerle keşfetmeye ne dersiniz ( ) Size sunacağımız, yaşayacağınız deneyimi unutulmaz kılacak birçok seyahat yöntemimiz var ( ) tren, bisiklet, vapur, fayton ( )
Bu parçada ayraçla () belirtilen yerlere, aşağıdakilerden hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?
A) (.) (…) (:) (…) B) (.) (.) (;) (…) C) (:) (.) (:) (?)
D) (:) (?) (;) (…) E) (.) (?) (:) (…)
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A)Sanatsal etkinliklere katılmaktaki amacım zihnimi dinlendirmek içindir.
B)Bu okul, başarılarıyla çevresindeki okullardan farklı olduğunu göstermiştir.
C)Bu iş yerinde çalışanlar, iş yoğunluğundan özel zevklerine zaman ayıramıyor.
D)Aldığımız yeni eşyaları arkadaşlarım çok beğendi.
E)Ev ararken çok yer gezdiğimiz için yorgun düşmüştük.
13. Sanayi Devrimi’ndeki parlak günlerinden uzaklaşmasına rağmen son günlerde atağa geçen tren seyahatinin asıl güzelliği, muhteşem yol manzaraları ve nostaljik ruhunda saklıdır.
Bu cümlenin öğeleri aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla, doğru olarak verilmiştir?
A) Nesne – yüklem
B) Özne – dolaylı tümleç – yüklem
C) Özne – yüklem
D) Özne – zarf tümleci – nesne – yüklem
E) Nesne – özne – zarf tümleci – yüklem
14. Şimdilerde herhangi bir parkta oturmuş, çiçeklerin kokusunu duymanın sevincini yüzlerinde taşıyan insanları görmek, kimseyi şaşırtmadığı gibi mutlu da etmektedir.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir?
A) “yüzlerinde” sözcüğü atılarak
B) Yüklemden önce “herkesi” sözcüğü getirilerek
C) “Şimdilerde” yerine “Her gün” sözü getirilerek
D) Yüklem “mutlu etmiştir” şeklinde değiştirilerek
E) “görmek” yerine “fark etmek” sözü getirilerek
15. Mevlana Celaleddin Rumi, 17 Aralık 1273’te bu dünyayı geride kalanlara bırakarak özlediği yere, o çok sevdiğinin yanına göç eder.
I II
Sanatçı, her yıl “Şeb-i Arus” törenleriyle anılır. Sema başlar,
III IV
semazenler dönerek kelebeklerle yarışır.
V
Bu parçada altı çizili sözlerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. sözcük, zarf-fiildir.
B) II. söz, yardımcı fiille yapılan birleşik eylemdir.
C) III. söz, sıfat tamlamasıdır.
D) IV. sözcük, basit yapılıdır.
E) V sözcük, işteş fiildir.
16. ister karadan konforlu otobüslerle ister denizden poyrazın kulaklarınızdaki uğultusunu duyarak seyahat edin, Bursa’ya geldiğinizde gezi seçeneklerinizin çokluğu karşısında şaşırıp kalacaksınız.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) “çokluğu” sözcüğü, hem yapım hem çekim eki almıştır.
B) “karşısında” sözcüğü ilgeçtir.
C) Bağlaç kullanılmıştır.
D) “uğultusunu” sözcüğü yansımadan türemiştir.
E) Kurallı, olumlu bir eylem cümlesidir.
17. Ege Bölgesi’ni gezerken Denizli’ye de uğramazsanız UNESCO’nun
I II
korunması gereken yerler arasında gösterdiği bembeyaz bir cennetin, Pamukkale’nin güzelliklerini hiç bir zaman keşfedemezsiniz.
III IV V
Bu parçada numaralanmış bölümlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
18. (I) Renklerin üzerimizde farklı etkileri vardır. (II) Kırmızı renk, uyanık ve tetikte olmayı sağlar. (III) Hatta kan basıncınızı artırır ve adrenalin salgılamanıza yardımcı olur. (IV) Dikkat çekici ve mutluluk verici etkisi olduğundan logolarda en çok kullanılan renktir. (V) Evinizi kırmızıya boğmak sıkıcı olabilir ama dengeleyerek eve dağıttığınız minik kırmızı objeler içinizi açar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A)I. cümlede zincirleme ad takımı kullanılmıştır.
B)II. cümlenin yüklemi türemiş bir fiildir.
C)III. cümlede isim-fiile yer verilmiştir.
D) IV. cümlede yüklem, ek eylemle çekimlenmiştir.
E)V. cümlede iyelik eki almış sözcüklere yer verilmiştir.
19. Sanatçının bu öykülerinde anlattıklarının hepsi okurların yaşam dünyasının çok uzağında olsa da o, -—
Bu cümlenin sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?
A)kısa sürede okunacak öyküler oluşturma çabasında olmadığını gösteriyor.
B) gerçek yaşamdaki insanlara benzemeyen kahramanlar oluşturuyor.
C)öykülerini okuyanları ortak bir sanat anlayışı etrafında toplayamıyor.
D) engin bir sözcük birikimiyle öykülerini yazıyor.
E) okurlarının yüreğine dokunmayı ve anlattığı hayatlara onları ortak etmeyi başarıyor.
20. Zannetme ki her şey bitti sevdiğim
Bir gün yeşerecek şu sararmış yapraklar
Ve bundan sonra kim severse dünyada
Seni ve beni hatırlayacaklar
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Ünlü daralması B) Ünsüz yumuşaması
C) Ünsüz türemesi D) Ünlü düşmesi
E) Ünsüz benzeşmesi
21. (I) Yapıtlarımın açık ve arı bir dili olsun diye on beş yaşımdan beri kalemimi terbiye etmeye çalışıyorum. (II) Bu hassasiyeti, benim gibi birçok sanatçıda da görmek beni mutlu ediyor. (III) Dilde yalınlığı yakalamak, metne doğallık ve tazelik kazandırır. (IV) Sözcüklerle oynayıp onlara cambazlık yaptırmak, okuyucuyu yapıtınızdan soğutur. (V) Bunun yanı sıra daha önce yazılmamış konularda yazmak yazdıklarınızı zamana karşı dayanıklı kılar.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde I. cümlede belirtilen yargının gerekçelerine yer verilmiştir?
A) II. ve III. B) II. ve IV. C) III. ve IV.
D) III. ve V. E) IV. ve V.
22. (I) Yeni bir yazarın, yazın alanına inebilmesi için arkasında güçlü bir desteğin olması lazım. (II) Yazdığınız eseri koltuğunuzun altına alıp yayınevlerinin kapısını çaldığınızda “Biz de sizi bekliyorduk.” demiyorlar hiçbir zaman. (III) Yazar adaylarının böyle bir imkanı yoksa kendilerini gösterebileceği tek alan edebiyat yarışmaları kalıyor. (IV) Ben de bu yolu denedim mecburen. (V) Edebiyatımızın birçok ismi adını ilk yapıtlarıyla duyurma fırsatı yakalamıştır. (VI) Tanpınar adına düzenlenen ve seçici kurulunda usta sanatçıların olduğu yarışmada bircilik almak bana yüksek motivasyon sağladı.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II. B) III. C) IV D) V E) VI.
23. (I) Türk şiirinin yüzyıllardan beri oluşturduğu köklü bir gelenek var, şiirimiz bu birikim üstünde gelişerek kendi varlığını devam ettirmeye çalışıyor. (II) Bu arada yaşanılan döneme bağlı olarak yazılan bu ürünlerin birbirinden farklı özellikler göstermesi de gayet doğaldır. (III) Çünkü her şiirin ayrı bir ırmağı vardır ve her ırmağın rengi, tadı farklıdır. (IV) Günümüzde şiir kaynaklarımızın eskisine göre çeşitlilik göstermediğini itiraf etmek gerekiyor. (V) Teknolojiyle küçülen bir dünyada yaşıyoruz ve tüketim anlayışının talan ettiği bir kültür ortamındayız. (VI) Bu daralmış sanat ortamında büyük beklentiler içine girmemek gerekiyor.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense, ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II. B) III. C) IV D) V E) VI.
24. (I) Günümüzde roman hâkim tür olarak edebiyata ve yayıncılık alanına damgasını vurmaya devam ediyor. (II) 2010’da tüm zamanların rekoru kırılarak 500’den fazla roman yayımlandı. (III) Çok satanlar listelerinde edebiyat yapıtı olarak sadece romanlar yer aldı, tek bir öykü ya da şiir kitabı göremedik. (IV) Ancak bu çokluk nitelik olarak büyük bir sayıya ulaşamadı. (V) Popüler gazetecilik kitaplarının ve biyografilerin roman adı altında basıldığını, listelerde yer edebilen yetkin roman sayısının sınırlı olduğunu görüyoruz.
Roman türünün ele alındığı bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, yazın dünyasında önemli bir yerinin olduğu belirtiliyor.
B) II. cümlede, sayısal verilerden yararlanılarak bir saptama yapılıyor.
C) III. cümlede, diğer edebi türlere benzer yönlerinin olduğu belirtiliyor.
D) IV cümlede, sayısal çokluğun kaliteyle doğru orantılı olmadığından söz ediliyor.
E) V. cümlede, popülerliğin, nitelik açısından yeterlilik ve yetkinlik için bir ölçüt olmadığından söz ediliyor.
25. Ağaçlarda patlayan tomurcuklar, kirlenen her şeyi temizleyecekmiş hissi veren yağmurlar, güneşin parıltıları ve dumanı tüten toprak… Evet, bahar mevsimi Kuzey Yarımküre’de ısınma turlarına başladı bile. Kış mahmurluğundan sıyrılmaya çalışan tabiat, yine karşımıza çıkmaya hazırlıyor kendini. Takvimler 21 Martı gösterdiğinde ise bahar gelişini resmen ilan etmiş olacak ve doğanın coşkulu daveti dört bir yanımızı kuşatacak. Gezmek, fotoğraf çekmek, yürümek, kendimizi, doğayı dinlemek… İşleriniz yoğun olsa da yılın bu zamanında kendinizi doğaya bırakın.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Sözde soru cümlelerine yer verme
B) Anlatıcının duygusal etkilenmesi yansıtma
C) Tekdüzeliği kırmak için devrik cümlelerden yararlanma
D) Eksiltili cümlelere yer verme
E) Varlıkları ayırt edici özellikleriyle verme
26. Aşağıdaki cümlelerin hangisi ayraç içinde verilen kavramla uyuşmamaktadır?
A) Küçük çocuk annesine bahçede oynamak istediğini söyledi. (Dolaylı anlatım)
B) Kardeşim eve gelmekte hiç bu kadar gecikmemişti, başına bir şey gelmiş olmasın. (Kaygı)
C) Genç sanatçılar ilk yapıtlarında bile okurda iyi bir izlenim bırakabilir yeter ki ayakları yere sağlam basan bir anlatım yakalasın. (Koşula bağlılık)
D) Sanatçı, sadece kendi gökyüzünde uçmak yerine yapıtlarıyla uçsuz bucaksız maviliklere açılmayı bir amaç haline getirmelidir. (Doğallık)
E) Şiirde bir romanı dolduracak nitelikteki olaylar birkaç satıra sığabilecek şekilde anlatılabilir. (Özlü söyleyiş)
27. (I) Ünlü eleştirmen, bu kitabını, yazın dünyasında yaptığı uzun yolculuktan edindiklerini okurlarla paylaşıp bir dost üslubuyla onlara kılavuzluk yapmak amacıyla tasarlamış. (II) Yedi bölüm halinde ortaya çıkan kitapta her bölümde amacına uygun temel metin parçaları göze çarpıyor. (III) Kitap, yazarın yazın tecrübesinin ürünü olarak sanatsal çalışmaları anlama çabası içindeki okurlara yol göstermek için ortaya çıkmış. (IV) Çalışma ayrıca, klasik bir kitap metni yerine, kesin yargılara varmayan bir anlatım özelliği de taşıyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangileri anlatılmak istenen düşünce yönünden birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III.
D) II. ve IV. E) III. ve IV.
28. Sığacık, ilk bakışta pek özelliği olmayan ama küçük bir dikkatle olağanüstülüğü fark edilen bir sahil köyü. Körfezinde Eşek, Kanlı ve Küçük adlarında kara ile bağlı üç küçük adacığı da bulunuyor. Sığacık denize girmek için pek uygun değil, deniz için tepeyi aşıp Akkum’a gidiliyor. Burada plaj ve güzel kumsallar bulunuyor. Akkum’dan doğu yönüne ilerlediğinizde güzel bir çamlık içinde dinlenme yerleri var. Serin bir rüzgâr sizi ürpertiyor. Seferihisar ve çevresinin denizinin özelliği buz gibi oluşu. Burada öyle yaz sıcağında ılık duş alıyormuşsunuz gibi bir deniz yok.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Mecaz anlamlı sözcüklere yer verilmiştir.
B) Değişik yapılı cümleler kullanılmıştır.
C) Tanımlarla anlatıma açıklık getirilmiştir.
D) İzlenimlere dayalı bir anlatım yapılmıştır.
E) Farklı duyulara yer verilmiştir.
29. Abartılı olmamak koşulu ile bilgisayar oyunlarının ve internetin çocuk zekâsının gelişiminde olumlu etkisi vardır. Çocuklar, kendilerine hakim olamadıkları için bilgisayar başından kalkamıyorlar maalesef. Ama bilgisayarla kıvamında uğraşırlarsa göz ve parmak koordinasyonu gelişiyor, herhangi bir nesneye fiziksel hakimiyet artıyor. İnternette çeşitli araştırmalar için yaptıkları aramalarda yeni bilgiler öğreniyorlar. Bilgisayarla kontrollü bir ilişki içinde olunursa olumlu bir etkiden söz edebiliriz.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A)Teknolojik gelişmelerin çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri nelerdir?
B)Bilgisayar ve internet sizce çocuklar üzerinde nasıl bir etki bırakıyor?
C)Eğitim sisteminin bilgisayar destekli olması için neler yapılabilir?
D)Kitapların giderek gözden düşmesi ve yerini bilgisayarın alması yayın dünyasını nasıl etkiler?
E)Her çağın kendi dönemindeki insan alışkanlıklarına yön vermesi kaçınılmaz mıdır?
30. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri değiştirebileceğine kuvvetle inanırdım. Yıllarım, bu inancın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla geçti. Edebiyat, günbegün kirlenen, saflıktan uzaklaşan bir dünyada temiz ve uyanık kalmanın güçlü kalelerinden biriydi. —. Doğrusu bu ya edebiyatın geçmişten beri önümüze serdiği büyük birikim, edebiyatın güzel dünyalar kurabileceğine inanmamıza yetiyordu. Ne var ki günümüzde bu birikimin bu amaç doğrultusunda kullanıldığını söylemek çok zor.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A)Yazarların duygu dünyası daha düşsel öğeler içermekteydi
B)Sanatçılar edebiyat dünyasındaki her gelişmeyi sıkı sıkıya takip ederdi.
C)Edebiyatı savunmak yaşanabilir bir dünyayı savunmak demekti
D)Edebiyat yapıtları birçok tartışmaya konu olabiliyor, şimdikinin tersine rahatlıkla eleştirilebiliyordu.
E) Yazarlar gerçeği anlatsa da bunu kurmaca bir anlatım içinde verebiliyordu
31. Çizgi roman önemli bir sanat dalı olmasına rağmen ülkemizde pek de ciddiye alınmıyor. Son yıllarda yabancı yazar ve çizerlerin çevirileriyle bizde de biraz önemsenir oldu. Ancak çizgi roman Batı’nın tersine bizde hep dışlanmıştır; bu yüzden deneyimin, geleneğin olmadığı bir sanat dalı olarak kalmıştır. Hâlbuki çizgi roman ciddi bir iş. Senaristleri, çizeri, boyacısı bu konuda uzman sanatçıları var. Biraz sinema ve tiyatrodan etkilenmiş bir sanat. Aynı zamanda çizgi roman bizim ruhumuzdaki çocuk yanları ortaya çıkarıyor. Ayrıca çizgi, karikatürle akraba olduğundan mizahi öğeler de taşır.
Bu parçada çizgi romanla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Farklı sanat dallarından etkilendiğine
B) Edebiyatımızda önem verilmeyen bir tür olduğuna
C) Güldürü unsurlarını da barındırdığına
D) Çalakalem herkesin yapabileceği bir iş olmadığına
E) Güncel konuları anlatmaya olanak tanıdığına
32. Yazınsal açıdan bugüne dek biriktirdiğimiz değerlerimizin, sanatçılar aracılığıyla kuşaklar boyu aktarıldığı ve bu zenginliklerin günümüz yazın adamları eliyle geleceğe taşınacağı açıktır. Bu çerçevede kimi sanatçıların bu aktarma sırasında asıl kahraman gibi ötekilerinse yazın dünyasında olmasa da olur bağlamında görülmesi kabul edilebilir mi? Faruk Nafiz’i, Halit Ziya’yı, Sait Faik’i şair, romancı, öykücü olarak alıp Muazzez Tahsin’i, Kerime Nadir’i, Asaf Halefi bunlardan saymaktan kaçınacak mıyız? Gerçekçi bir tutum olabilir mi bu? O halde —
Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi ile sürdürülebilir?
A)ne zaman niteliksiz bir yapıt görürsek bunun geçmişin bir birikiminden yararlandığını söyleyebiliriz.
B)sanatçılar önemli yazınsal değerleri geleceğe taşımak adına da kalem oynatmalıdır.
C)yazın dünyamızdaki yazarlarımız, hiçbiri göz ardı edilmeden değerlendirilmelidir.
D)sanatçının görevi, yazın dünyasının kalburüstü değerlerini bize fark ettirmek olmalıdır.
E)gerçek eleştirmen sanat dünyasında herkesi aynı ölçütlerle değerlendirmemelidir.
33. Çocuklara kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için yapılacak birçok şey var: Öncelikli olarak bir yetişkin tarafından onlara çeşitli zamanlarda yaşlarına uygun kitaplardan okunması gerekiyor. Birçok ebeveynin yapmadığı bir şeyi yapabilir, bütçe ayırıp çocuğu düzenli olarak kitapçıya götürebilirsiniz. Kitapçıya gitmeyi alışkanlık haline getiren bir çocuk, önce kitap almayı sonra da bolca okumayı öğrenir. Tabi anne babanın kitap okumadığı bir evde çocuğunun kitap okuması da biraz zor! Kitap okuma alışkanlığını kazandırmanın yollarından biri de evde bulunan kitaplık sayılarını artırmaktır.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi ailelerin, çocuklarına kitap okuma alışkanlığı kazandırmak için yapması gerekenlerden değildir?
A) Daha çok bilgi verici yayınları tavsiye etme
B) Birlikte kitap alışverişinde bulunma
C) Yaşanılan mekânlarda kitap bulundurma
D) Örnek olmak için kitap okuma
E) Seviyelerine uygun kitapları onlara okuma
34. İnsan okuduklarından hareketle kendini sorgulayabilmen. Edebiyatın bize en büyük katkısı da bu değil mi? Öyle olduğunu sandığımız gerçekliğin, aslında hiç de öyle olmayabileceği kuşkusunu düşürmek içimize! Bu, neden önemli peki? Neden sürekli bundan söz ediyor yazarlar? Çünkü insan, zayıflıkları ve korkularıyla yüzleşemediği için her zaman kolay çözümlere teslim oluyor. Ama edebiyat, duyularımız yoluyla farklı bir deneyim yaşamamızı sağlıyor.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
A) Edebiyat, insanları yaşamda yüzleşemedikleriyle karşılaştırdığından onlara sorgulama gücü kazandırır.
B) Yazarlar, bazen kendi yaşamlarını okurlara anlatmaktan kaçınırlar.
C) Edebi türler arasında sürekli bir etkileşim vardır.
D) Her sanat dalının anlatım yolları birbirinden farklıdır.
E) Yazarların yapıtlarında arzu etmelerine rağmen aynı konuları işlemeleri birbirini tekrar ettikleri anlamına gelmez.
35. Gazete, resmiyetten çıkıp özel sektöre geçince Tanzimat aydınlarının elinde etkili bir yayın haline gelir. Tanzimat Döneminde kitap satışları iki bin civarındadır. Günlük veya haftalık yayımlanan gazete tirajları da kitaba yakın bin ile iki bin arasında. Gazetenin kitaptan en önemli farkı ise hemen çıktığı günlerde tükenmesi. Ayrıca kitaba göre dilinin halkın her kesiminin kolayca anlayabileceği bir seviyede olması da yaygınlaşmasında etkili. Böylece Tanzimat Dönemi’nde uzun sürede okunabilecek kitap türünün yerini aynı kitleye birkaç gün içinde ulaşabilecek gazeteler almaya başlar.
Bu parçada Tanzimat Dönemiyle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz edilmektedir?
A)Gazetenin kitap türünün yerini alacak biçimde bir gelişim göstermesinden
B) Kitap satışlarının az olmasının nedenlerinden
C) Yayın dünyasının yeteri kadar gelişmeme sebeplerinden
D) Gazetelerin toplumu bilgilendirmek amacıyla kullanılmasından
E) Roman ve öykü türünün gazeteden daha fazla okuyucu bulmasından
36. — Çünkü yaşamda karşımıza çok nadir çıkan fırsatlar gibi, ilham da ancak uyanık ve şuurlu bir zekâ tarafından iyi kullanıldığında yapıcıdır. Sadece şairler, sanatçılar değil, herkes ilhamın etkilerine açıktır. Fakat şairlerde ve sanatçılarda ilham; şiir, resim, beste şekillerini alırken ötekilerde ilhamın farkına bile varılmaz.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Büyük sanat yapıtlarının temelinde alın teri vardır.
B) Büyük sanatçı, ilham denen şeyi ustaca kullanmayı bilen insandır.
C) Sanatçının bilgisi, yeteneği, sanat görüşü yapıtın oluşumunda ilhamdan daha etkilidir.
D) Sanatçılar da diğer insanlar gibi günlük yaşamdan etkilenir.
E) İlhamın sanatçıyı harekete geçiren büyülü bir gücü vardır.
37. Sait Faik’in öykülerinin asıl kaynağı, yaşadığı hayatı herkesten bambaşka biçimde görme biçimiydi. Ondan önce öykü yalnızca geleneksel biçimlerde yazılıyor, bilinenden başka daha hangi biçimler alabileceği konusunda düşünülmüyordu. O, Fransız Edebiyatı’nı iyi tanıyordu, gerçeküstücülükten etkilendiği kuşkusuzdu. Onlardan aldıkları öylesine dolaylıdır ki titiz bir çözümlemeyle bile tek tek gösterilmesi olanaksızdır. Oluşturduğu öykü dünyası Batı’daki örneklerinin gerisinde olmak bir yana belki pek çoklarının önündeydi.
Bu parçadan Sait Faik’le ilgili olarak aşağıdakiler-den hangisi çıkarılamaz?
A) Öykülerinin kendi yaşamından izler taşıdığı
B) Kahramanlarını betimlerken yalın bir dili tercih ettiği
C) Kendine özgü bir bakış açısı yakaladığı
D) Başkalarından aldıklarını iyi özümsediği
E) Öykü tarzında bazı değişiklikler meydana getirdiği
38. Elbette. Eğer bizler masalları yaşatmazsak, güncel şekilde kurgulamazsak, çocuklara masal geleneğimizi taşımazsak onların hepsi unutulur gider. Çünkü masal da sözlü edebiyat ürünüdür. Dilden dile aktarılmazsa en fazla akademik kitaplarda çoluk çocuktan yoksun yaşar masallar o zaman.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı olabilir?
A) Masallar için yok olup gitme gibi bir tehlikeden söz edilebilir mi?
B) Artık çocuklara masal anlatılmıyor mu?
C) Çocuklar, en çok, masalları mı sever?
D) Sizce çocuk eğitiminde masallardan yararlanılabilir mi?
E) Masallar yalnızca çocuklara mı hitap etmektedir?
39. Sanatçımız, toplumsal yaşamdan kesitler sunarak öncelikle toplumsal sorunların acısını daha çok duyan insanların yaşantılarını irdeledi. Genç kuşak yazarları arasında dil yetkinliğine en çok önem verenlerden biri olarak başarılı ürünler verdi. Öncü bir yazar olarak benimsendi. Tekniğe, yapıya, kendine özgü bir anlatım biçemi kurmaya özen gösterdi. Klasik cümle düzenini değiştiren dil anlayışıyla soyutlamalara varmaya çalıştı. Bu soyutlamalar içinde kişilerin iç dünyaları, yer yer iç konuşmalarla gerçeklik kazanır. Son yapıtlarında biçimsel arayışları derinleştirdiği görülür.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Yapıtın biçem özelliklerine dikkat ettiğine
B) Toplumsal olaylara tarafsız bir şekilde yaklaştığına
C) Yapıtın teknik özelliklerini ustaca kurguladığına
D) Farklı bir cümle düzeni oluşturduğuna
E) Karakterleri gerçekçi bir biçimde yansıttığına
40. Kısa öykünün ustalarından olan Ömer Seyfettin, Edebiyat-ı Cedide yazarlarının ağdalı, Batı öykünmecisi diline karşı arınmış halk dilini kullanmasıyla öykücülüğümüzde bir dönüm noktası olmuştur. Onun Türkçülük anlayışı Osmanlıcılık ve İslamcılıkla da iç içe girerken kahramanlık öykülerinde milliyetçi yaklaşımlar öne çıkmıştır. Geleneksel dil ve yazın anlayışlarını aşmaya çalışan tutumuyla çağdaş öykücülüğümüzün başlangıcında özel bir yeri vardır. Yaşadığı dönemdeki Balkan Savaşlarını anlattığı öykülerin yanında gündelik hayatı anlattığı öykülerinin de önemli olduğunu belirtmek gerekir.
Bu parçadan Ömer Seyfettin’le ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Çeşitli düşünsel akımlardan etkilendiği
B) Öykülerinde yalın bir dil kullandığı
C) Var olan edebiyat anlayışının dışında kaldığı
D) Çevresinde gelişen olayları konu edindiği
E) Yapıtlarında dille ilgili görüşlerine yer verdiği
CEVAPLAR
1 C |
9 E |
17 D |
25 A |
33 A |
2 D |
10 D |
18 A |
26 D |
34 A |
3 E |
11 E |
19 E |
27 B |
35 A |
4 E |
12 A |
20 A |
28 C |
36 B |
5 B |
13 B |
21 C |
29 B |
37 B |
6 C |
14 B |
22 D |
30 C |
38 A |
7 D |
15 D |
23 C |
31 E |
39 B |
8 C |
16 B |
24 C |
32 C |
40 E |