TYT TÜRKÇE DENEME SINAVI – 31
1. Üne değil de yazmaya tutkun M. Duras, “Kitap yazan birinin çevresindeki insanlarla arasına her zaman bir mesafe koyması gerekir.” diyor, işte bunu içinde yaşamak zorunda kaldığımız edebiyat dünyamıza anlatmaktan daha zoru yok. Çünkü bugünün yazarı, yaşadığı dönemi yenilikçi gücüyle taçlandırmak yerine, o dönemin kendisi için var olduğunu düşünecek kadar yanılsamalar içinde. Ne yazık ki ışıklı bir yoldan gittiğini zannederken küllerinin üstünde yürüdüğünü de kimse söylemiyor ona.
Bu parçada “ışıklı bir yol üstünde değil, külleri üstünde yürümek” sözüyle, ele alınan yazarlarla ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sanat güçlerini artırmada geçmiş birikimlerden yararlanmadıkları
B) Bencilce davranarak kendi sonlarını hazırladıkları
C) Başarıyı, kendi bildikleri yolda ilerleyerek elde etmek istedikleri
D) Bilgi veren anlatımların, okurların ilgisini çekmeyeceğinin bilincinde olmadıkları
E) Süslü bir söyleyişle duygusal konulara yer verdikleri
2. Kültür ve Turizm Bakanlığının yüzde 15’ini geri kalanını ise
I II
TÜBA’nın ve diğer kuruluşların üstlendiği proje kapsamında
III
İstanbul’un kültür ve sanat ekonomisinin hacimini ve yurt dışı
IV V
bağlantılarını ortaya koymak için dijital bir envanter hazırlanmış.
Bu cümledeki numaralanmış sözlerden hangisinde bir yazım yanlışı vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V
3. Sanatçı, öykü serüveni boyunca kendi soluğunu yansıtan bir dil evreni kurmaya çalışmış, Türkçeyi kullanmaktaki özeniyle dikkat çekmiştir. Peşinde olduğu şey, yenilikçi öykü dilidir. O, dilin; düşüncenin, duygunun bir simgesi olarak işlevsel kullanımını örneklemiş, öykülerini titiz bir dil işçiliğine yaslamıştır. Dile sadece duygu aktarma değil, duygusal bir yoğunluk oluşturma aracı olarak da bakan sanatçı, dar gramer kalıplarını aşarak müzikal bir dil oluşturmuştur.
Bu parçada altı çizili sözlerle anlatılmak istenen sırasıyla aşağıdakilerden hangisidir?
A) Özgün bir anlatım benimsemek – kurallara takılmadan sözcüklerin ahengine yaslanmak
B)Ulusal bir dil anlayışına sahip olmak – dili kusursuz kullanmak.
C)Sözcüklerin çağrışım gücünden yararlanmak – sözcükleri dilin yasaları doğrultusunda kullanmak
D)Söz sanatlarını kullanarak dili zenginleştirmek -dilin kurallarına dikkat etmemek
E) Sözcüklere yeni anlamlar yüklemek – dilin yapısını bozmak
4. Eski arkadaşlarıyla paylaştığı bazen neşeli bazen hüzünlü o
I II III IV
günleri asla hiçbir zaman unutmayacağını söyledi.
V
Bu cümledeki numaralanmış sözcüklerden hangisi gereksizdir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
5. Yazar tarih araştırmalarıyla tanınan önemli bir isim. Yapıtı da, son zamanlardaki piyasa işi ‘popüler’ tarih kitaplarından farklı, usta işi bir gerçek tarih. Sadece bu eser bile onun bu konudaki yetkinliğini ve bakış açısının isabet derecesini göstermeye yeter. Yapıtın giriş bölümünde, “Konunun Önemi ve Kaynakların Değerlendirilmesi” başlığı altında sanatçı, ancak meslekten tarihçilerin anlayacağı düzeyde bir anlatım kullanıyor ama genel okuyucunun da pekala hissedebileceği kalitede bir iş yapıyor, incelediği dönemin yerli ve yabancı belgelerde izini sürüyor ve tarihin hiç de spekülasyon kaldıracak bir iş olmadığını gösteriyor. Roman tadında ama kesinlikle bir romandan çok öte bir şey. Oldukça gerçek bir hikaye anlatıyor sanatçı. İnandırmak veya şaşırtmak derdi yok. Çünkü hiçbir öykü gerçek tarih kadar şaşırtıcı olamaz.
Bu parçada sözü edilen tarihçi ve yapıtıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yapıtının sıradan tarih kitaplarından üstün yönleri olduğuna
B) Akademik bir dil kullandığına
C) Belgelere dayalı, gerçekçi bir bakış açısı olduğuna
D) Yapıtı yazınsal bir tatla kaleme aldığına
E) Okurun dikkatini canlı tuttuğuna
6. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, ayraç içinde verilenlerle uyuşmamaktadır?
A) Genç şair, halkın kültürel yaşamını, tüm çeşitliliğiyle şiirlerine yansıtmak için çabalıyor (folklorik öğelere ağırlık verme).
B) Onun her şiiri aynı biçim kalıbını taşımıyor (anlatımsal çeşitlilik).
C) Yeni yazdığı şiirleri, okuru her dizenin üzerinde durmaya ve düşünmeye zorluyor (anlatımda derinlik).
D) Sanatçı önceki kitaplarından başlayarak bu kitaplarına kadar söyleyiş ustalığına ulaşıyor (kalıcılığı yakalama).
E) Yalnız çocuklar için değil, büyüklerin de tat alacağı şiirler yazıyor (her yaştan okura seslenme).
7. Bu roman, “Nasıl satarım?” yanlışına saplanmış bugünkü edebiyat ortamında “has edebiyat” soluğudur.
Bu cümlede eleştirmenin, sözünü ettiği romanla ilgili olarak anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazınsal niteliklerin göz ardı edildiği bir ortamda taşıdığı estetik değerle öne çıktığı
B) Çok satılan romanların yazınsal niteliklerine sahip olmadığı
C) Belli bir ileti taşıdığından günün birinde gerçek okuyucusunu bulacağı
D) Değerli yapıtların fark edilemeyeceği bir ortamda çok okunacak bir yapıt özelliğine sahip olduğu
E) Canlılığını kaybeden bir edebiyatta yok sayılacağı
8. (I) Edebiyatımızda neyin şiir olduğu, neyin şiir olmadığı hep tartışılagelmiştir. (I) Son zamanlarda, şiirin kapsamı dikkat çekici bir şekilde genişlemiştir. (III) Bugün sadece uyaklı ve manzum seze şiir denilmediği gibi, eğer güzel değilse manzum ve uyaklı olsa bile o söz şiir sayılmıyor. (IV) Öyle ki güzel duyguların ifade edildiği yazı türü düzyazı olsa da ona şiirsel demekte kimse tereddüt göstermiyor. (V) Gerçekte de şiir ve düzyazı, insan ruhundan coşkuyla ortaya çakan dil çiçeğinin tek başına eksik görünen iki demetidir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde sanatlı bir söyleyiş söz konusudur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
9. Bugün insanın duygu dünyasını çölleştiren kara yeller ne denli güçlü eserse essin, gerçek dünyanın dönüştürülmesiyle oluşturulan kurmacasal ürünlerde aşk, sevgi, dostluk varlığını koruyacaktır. Bunların soluğuyla beslenen şiirler, öyküler, romanlar yazılacaktır. Yazılıyor da. Çünkü ozanlar, yazarlar, duygu ve duyarlık işçileridir; insan yüreğinin gezginleridir onlar. —- . Öyleyse yineleyeyim, aşk, sevgi, dostluk, yaşadığımız gerçeklerin ortamında anlamlarını ne denli yitirirse yitirsin yazınsal yapıtlarda yaşarlıklarını korur, sürdürürler.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A)Yaşanılan gerçeklerle çelişse de yapıtlarıyla yüreklerdeki duygusal, düşsel aşınmayı önlemeye çalışırlar
B)Çabuk unutulacaklarını bildikleri için sıradanlıktan kurtarmaya çalışırlar anlatımlarını
C) Yazınsal türü ne olursa olsun her seferinde yeni konular arayıp yeni sürgünlerin peşine düşerler
D)Kurmaca yapıtların okurun duygularından çok düşünce dünyasına uygun olması için ellerinden geleni yaparlar
E) Özgün bakış açılarının onlara yeni okurlar kazandıracağını bilirler
10. (I) Her edebiyat yapıtı, yaşam karşısında insanın deneyimlerini sunar. (II) Yazarının, yaşama verdiği anlamı dillendirir. (III) İnsan yaşantısının anlamlandırdığı, bir anlam dağarcığı taşır içinde. (IV) Bu açıdan gerçekte tek boyutlu olan bir yaşantı, edebi yapıtta bambaşka boyutlarla karşımıza çıkar. (V) Bu şekilde bizi tesirine alan yapıtlardaki etkileyiciliğin nedeni, yazarın yaşantıyı işleyerek ona kendince kattığı estetikte aranmalıdır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Örneğin, yaşamda sıkça karşılaştığımızdan bize sıradan gelen ölüm kavramı, Anna Karanina’nın ya da Madam Bovary’nin ölümünde bizde başka duygular uyandırır ve bu yapıtları defalarca bize okutur.” cümlesi getirilebilir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
11. (I) Çizgi filmler, çocukları hem eğlendirir, hem de hayal dünyalarını geliştirir. (II) Ayrıca onların dünyalarında eğlendirici rolü kadar öğretme rolünü de üstlenmektedir. (III) Ancak bu yönüyle belli tedbirler alınmadığı taktirde çocuklarda istenilmeyen sonuçlar doğurabilir. (IV) Araştırmalara göre şiddet içerikli çizgi film izleyen çocukların, yaşıtlarına göre daha fazla kavga ettikleri, daha gergin ve agresif oldukları gözlemlenmiştir. (V) Bu olumsuz etkileri azaltmak için ebeveynler çocuklarının izledikleri çizgi filmleri belli aralıklarla onlarla izleyebilir ve içerikleri hakkında birkaç cümlelik de olsa yorumlar yapıp onlarla tartışabilirler.
Çizgi filmlerden söz eden bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, tanımlama yapılmıştır.
B) II. cümlede, işlevlerinden söz edilmiştir.
C) III. cümlede, olasılık bildiren bir yargı, koşulla ifade edilmiştir.
D) IV cümlede, nesnel verilere dayandırılarak olumsuz yönlerinden söz edilmiştir.
E) V. cümlede, tavsiyelerde bulunuluyor.
12. Tarihin çok eski dönemlerinde ortaya çıkan halk ezgileri, zaman içinde toplumların yaşayış biçimlerine, hayat tarzlarına, düşünce dünyalarına ve kültürel özelliklerine göre şekillenerek içinde doğdukları toplulukların çok etkili tarihi belgeleri olarak yaşamıştır. Halk ezgileri hem ezgi yapısıyla hem de söz dağarcığıyla toplumun belirgin vasıflarını taşır. Bu sebepledir ki bir milletin türkülerini yapanlar kanunlarını yapanlardan daha kalıcıdır. Çünkü —.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) sanat, tarihin bütün dönemlerinde topluma ayna tutmuştur
B) kanunlar toplumsal durumlara göre değişir ancak türküler varlığını devam ettirir
C) türküler her toplumun yaşadığı acıları dile getirir
D) melodiler insanları etkisi altına alıp onlara farklı duygular yaşatır
E) tarih bütün yönleriyle bize bir belgesel hikâye anlatır
13. Üzerinde yaşadığımız topraklar nasıl farklı uygarlıkların beşiği olmuşsa, nasıl biraz da moda deyimle çok renkli bir mozaik görünümü sunuyorsa, şiirimiz de farklı kültürel kaynaklardan beslenerek bir görüntü oluşturur. Bunu kuşkusuz bir zenginlik olarak görüyor ve sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. Şiirimizi etkileyen şiir akımlarını ya da dönemlerini bilmeden şiirimizi tam olarak anlamak mümkün değildir. Bizim şiirimizin gücü işte bu farklı kaynakları kendine özgü bir yapıya büründürmesinden ileri gelmekte.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir yanıt olabilir?
A) Şiirimizin evrenselliği taşıdığı farklı kültürel özelliklerden mi kaynaklanıyor?
B) Şiirimizin farklı kültürlerden beslenmesini bir zenginlik olarak görüyor musunuz?
C) Şiirimizin gerçek yaşantıların bir ürünü olduğunu düşünüyor musunuz?
D) Şiirimizin köklerinin çok derinlerde olduğu görüşünü nasıl değerlendirirsiniz?
E) Farklı yazın akımlarının şiirimizi biçemsel olarak etkilediğini düşünüyor musunuz?
14. Uçurumdan uçuruma düşen, köpüklü suların oluşturduğu 30’a yakın şelalesiyle kayıp bir vadi… Ihlamur, gürgen ve meşelerin göğü hapsettiği bir ormanda, sararan yaprakların suyla muhteşem sonbahar düeti… İki yıl önce keşfedilen sarp vadide uğuldayan şelaleleri, muhteşem doğası ve el değmemiş yaylalarıyla göz kamaştıran Erfelek. Samı Şelaleleri’nin gürültüyle aktığı vadideki eski su değirmeni, görmeye gidenlere şiirsel görüntüler sunuyor. Bu değirmen 1.5 kilometreyi aşan şelale tırmanışı için başlangıç noktası özelliği de gösteriyor. Şelalelerden tırmanınca ömrünüzde ilk kez göreceğiniz eşsiz bir manzara sizi selamlıyor.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kişileştirmeden yararlanılmıştır.
B) Yansıma sözcük kullanılmıştır.
C) Kimi sözler gerçek anlamının dışında kullanılmıştır.
D) Varlıklar niteleyici özellikleriyle verilmiştir.
E) Nesnel bir anlatım ağır basmaktadır.
15. Şiirinin bir coğrafyası vardır. Dün’ü ve yarın’ı bağrında bütünleştiren, tek kılan; her şeyi kuşatan zamansız bir coğrafya. Hissedersiniz, dışa dönüktür, hep dışarıdan bir yerlerden eser şiirinin rüzgârı. Ege kokar, zeytin kokar, defne yaprağı ve kekik kokar onun şiirleri. “Yaşadığı yere benzer.” Okurken hep bir su tadı dilinizdedir. Açıktır, dupduru bir aynaya bakar gibi bakarsınız onun imgelerine. Hep hayata ve insana dönüktür yüzü. Kendiliğindenliği yüksek ve yapaylıktan tümüyle uzak.
Bu parçadaki şair ve şiirinin belirtilen özellikleri arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Kapsayıcı olma
B) Yaşadığı coğrafyadan etkilenme
C) Gerçekçi yönleri olma
D) Doğal bir niteliğe sahip olma
E) Kişisellikten uzak olma
16. “Uzmanlık alanımız dışındaki bir konuda eleştiriler yapmamız, bize hiçbir fayda sağlamayacağı gibi uzmanlık alanımızda sahip olduğumuz itibarın da zedelenmesine neden olur.” diyen bir sanatçı aşağıdakilerden hangisini söylerse kendi tutum ve düşüncesiyle çelişmiş olur?
A)Eleştiride belli sınırlar içerisinde hareket etmek yararlı olur.
B)Gerçek bir eleştirmen her konuda eleştirilerini özgürce dile getirmelidir
C)Eleştirmen çağdaş eleştiri kuramlarının ilkelerini benimsemelidir.
D)Bir konuda söz sahibi olmak saygı kazanmak isteyen bir kişinin kendi alanıyla ilgili düşüncelerini belli bir temele oturtması gerekmektedir.
E)Sanatta her konuda uzman olduğunu iddia edenler aslında hiçbir konuda gerçek anlamda uzman olamaz.
17. Aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı özne ya da yüklem değildir?
A) Dün gittiğin sinemayı beğendin mi?
B) Bu kitaplardan hangisini okuyalım?
C) Terziye verdiği kumaş hangi renkmiş?
D) Verilen ödevlerden kaçı yapılmadı?
E) Yeni aldığın kitabın eksik sayfası mı vardı?
18. Kimi sıfat takımlarında adla sıfatın yeri değiştirilip ada bir iyelik eki (-i, -si) eklenerek bir sıfat grubu (bileşik sıfat) oluşturulur.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu yolla yapılmış bir sıfat grubu vardır?
A) Bahçeden girince sarı boyalı, iki katlı bir evle karşılaştık.
B) Mahallesinde çok sevilen, kalbi temiz bir ihtiyardı.
C) Her halinden zeki ve kültürlü biri olduğu belli oluyordu.
D) Bu mevsimin nemli havası onun nefes almasını güçleştiriyordu.
E) Tartışma bildik konular etrafında sürüp gidiyordu.
19. Gönlü kırık
Tutsak bir dönemin
Hayaliyim
Gün görmüşleri selamlarım hep
Ben zamanın karanlık
Bir noktası bile değilim
Yalanım yok
Bir düştür hikayesi benliğimin
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Sıfat tamlaması
B) İsim tamlaması
C) Haber kipinde çekimlenmiş eylem
D) Belgisiz adıl
E) Ek fiil
20. Gelin gülle başlayalım atalara uyarak
I
Baharı koklayarak girelim kelimeler ülkesine
II
Bir anda yükselen bir bülbül sesi
III
Erken erken karlar ortasında
IV
Güneş dönmüş ışık saçan bir yumurta
V
Bana geri getirir eski günleri
Bu dizelerdeki numaralanmış sözcüklerden hangisi yapısı bakımından ötekilerden farklıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V
21. (I) Sanat, biçim ve içerik birlikteliğiyle var olur. (II) Biçimsel öğelerle içeriksel öğelerin yoğrulması sanat yapıtının oluşmasını sağlar. (III) İki farklı sanat dalı, edebiyat ve sinemanın birlikteliği benzer bazı içeriksel ve biçimsel özellikler taşır. (IV) Anlatım dillerinin benzer özellikleri aracılığıyla bu türler etkileşim içerisindedir. (V) Her iki sanat dalı da farklı yaklaşımlarla da olsa bir öykü anlatmaktadırlar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlenin yüklemi, bir birleşik eylemdir.
B) II. cümle, özne, nesne ve yüklemden oluşmuştur.
C) III. cümlede bağlama grupları kullanılmıştır.
D) IV. cümlede, bütün sözcükler yapım eki almıştır.
E) V. cümlede, ilgeç ve bağlaç kullanılmıştır.
22. O, Türk insanının kimlik ve hürriyet arayışını gözler önüne sererek devirlere göre yaşadığı sancıları ortaya koyan yazarlarımızdandır. Onun diğer edebi türlerden romana geçmiş olması romancılığını olumlu yönde etkilemiştir. Romanlarındaki olay, şahıslar dünyası, bakış açışı, zaman, mekân ve dil-üslup bölümlerinde bunun izleri açıkça görülmektedir. Edebiyata şiirle başlamış olması ve bir tarafının da her zaman şair kalması, romanlarda duygulu anları samimi, sıcak bir üslupla anlatma gibi bir sonucu doğurmuştur. Tiyatro ve senaryo yazmış olması ise karşılıklı konuşmaların daha gerçekçi olmasını, hikâyeciliği ise romanlarında başarılı bir kompozisyona ulaşmasını sağlamıştır.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen sanatçının bir özelliği değildir?
A) Yaşadığı kültürün sesi olma
B) Farklı türleri deneme
C) Bir türe özgü nitelikleri başka bir türe uygulama
D) içten bir söyleyişi benimseme
E) Kolaylıkla anlaşılabilirle
23. Edebi yapıtların yazıldığı dil dışında başka bir dile birebir
I
aktarılacağına inanmıyorum. Kendi çevirimi de yeterli
II
görmüyorum. Bazı hazır programlarla başka bir dilden aktarmak,
III
metin anlatılmak isteneni eksik veriyor. Çünkü bir metni bir dilden başka dile aktarmak bambaşka bir aktivite. Çalışmaların belli bir
IV
düzeye gelebilmesi buna bağlıdır.
V
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
24. Bu kitap, insandan uzaklaşıp kendini kendine hapsedenlerin yitik bir dilde dokunaklı öyküsünü içeriyor. İlk romanıyla okurun karşısına çıkan sanatçıda takdir edilesi bir dil işçiliği var. Anlatımı içli ve hüzünlü. Yazar anlattıklarını somutlaştırabilmek için incelikle çalışarak ortaya koyduğu akıcı, ahenkli, ritimli ve en önemlisi kendine özgü bir dil kurma başarısını göstermiş. Romanda tüm kahramanlar, bu dilin ritmiyle ve ahengiyle belirleniyor. Dolayısıyla roman var olan dış dünyayı yansıtmak derdinde olan bir kitap değil, aksine farklı ama tutarlı bir dille kendi dünyasını kuran, okuyucudan bu dilin kodlarına ve kurallarına uymasını talep eden bir kitap. Türk edebiyatının büyük ustası Esen-dal’ı aratmayacak bir anlatımla, yer yer ince alaya, yer yer içlenişlere savrulup giderek ve elbette bizi de savurarak…
Bu parçaya dayanarak yazarın tutumu ve romanıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Anlatımında titiz davrandığı
B) Özgün bir dil kullandığı
C) Gerçekçi olduğu
D) İroniye yer verdiği
E) Okuru etkisi altına aldığı
25. “Ödüllerin yazarlar üzerindeki etkisi nedir ? ” olgusu hep
I
tartışılagelmiştir. Ancak ben ödülleri salt yazar ekseninde değerlendiren kişilerden değilim , ödüllerin çok yönlü görevleri
II
olduğunu düşünüyorum. Yani ; bana göre ödüllerin şu üç temel işlevi
III
bulunuyor : Yazarı teşvik ve destek, okurun dikkatini okunmaya değer
IV
olana çekmek ve edebiyatın gelişimine yardımcı olmak .
V
Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
26. Bağımlı sıralı cümlelerde özneler ortak olabilir.
Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu açıklamaya uygun bir örnektir?
A) Karıncadan ibret al, yazdan kışı karşılar.
B) Gelen geçer, konan göçer.
C) Geldik yüze, çıktık düze.
D) Yel gibi gelen, sel gibi gider.
E) Kar izi kapatır, ok gözü kapatır.
27. İyi bir eğitim her koşulda kişide yeni ilgi alanlarının gelişmesine yardım ederek hayatı daha zevkli ve ilginç kılar.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) “eğitim” sözcüğü fiilden isim yapım eki almıştır.
B) Birden çok belgisiz sıfat kullanılmıştır.
C) Özne, bir söz öbeğidir.
D) Bağ-fiil kullanılmıştır.
E) “daha” sözcüğü sıfat görevinde kullanılmıştır.
28. (I) Etkili sonuçlar alınabilecek bir eğitim, “yanlışların konuşulmasıyla” değil ancak “doğru davranışların nasıl yapılacağının gösterilmesiyle” amacına ulaşabilir. (II) Çünkü öğrencilerin yanlış yapma korkusuyla konuşmamalarının, öğrenmeyi zorlaştırdığı anlaşılmıştır. (III) Bu yüzden öğrencilerin kendilerini ifade edebilecekleri etkinlikler düzenlenmeli, yanlış yapsalar da kızmadan, tepki göstermeden doğrular ortaya konmalı, öğrencilerin buradan hareketle yanlışlarını görmeleri sağlanmalı. (IV) Elbette bu etkinliklerin sağlıklı bir biçimde yapılabilmesi öğretmenlerin öğrencilerle etkili bir iletişim kurmasına bağlıdır. (V) Doğal olarak baskıcı, öğrencinin yaptığı yanlışlardan yola çıkan bir öğretmenin olumlu sonuç alabilmesi mümkün değildir.
Yetkin eğitim ve öğretim etkinliklerinin nasıl olması gerektiğinin anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A)I. cümlede, eğitimde amacın, yanlışları dile getirmek olmadığı ortaya konuyor.
B)II. cümlede, I. cümlede belirtilenlerin gerekçesi ortaya konuyor.
C)III. cümlede, öneriler dile getiriliyor.
D)IV. cümlede, eğitimde deneyimin önemi dile getiriliyor.
E)V. cümlede, öğretmenlerin olumsuz davranışlarının eğitim üzerindeki etkisi belirtiliyor.
29. (I) Bir edebiyat günlüğü, yalnızca bir edebiyatçının elinden çıkmış yazılar değil, edebiyat olaylarına, kişilerine ve sorunlarına yönelmiş günlüktür. (II) Özellikle Batı’da, 20. yüzyılda bu tür günlükler, “özel günlük” olma taşır. (III) Aynı zamanda başka türlerde yapıtlar veren Andre Gide, Julien Green, Max Frisch, Stefan Zweig gibi yazarlar, geride edebiyat günlüklerinin en seçkin örneklerini bırakmışlardır. (IV) Gide, Kalpazanlar adlı romanını yazdığı süreçte bir günlük tutmuş ve yapıtının aşamalarını, kuramını apaçık ortaya koymuştu. (V) Gide’in bu günlükleri, dünya edebiyatının en özel günlüklerinden sayılır. (VI) Okuyucu, bu günlükte yazılanları yazarın kendi iç dünyasına vurduğu bir neşter gibi algılayarak okur.
Bu parça iki paragrafa bölünmek istense, ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
30. Anadolu dört mevsimi dört ayrı elbise gibi giyer üzerine. Benim gibi yoldan yola savrulan bir gezginseniz ve bir de aynı yere değişik zamanlarda gitmek hastalığınız varsa bin bir renk ve koku taşıyan bu topraklarda bir gerçeği çok iyi gözlemlersiniz: Bazı yöreler tüm mevsimlerin güzelliğini olabildiğince yakıştırır kendilerine. Bu yerlerden biri, kendini dağlara ve ovalara vermiş olan Kayseri’dir. Kayseri ve ilçeleri yılın her döneminde gözbebeklerimize hoş görüntüler taşır. Kentin kuzeyindeki Develi, ilkbaharı kırlarda ve dağlarda; yaz giysisini de yaylalarda giyer.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A) Kimi sözcükler gerçek anlamının dışında kullanılmıştır.
B) Günün belli bir anı anlatılmıştır.
C) Varlıklar niteleyici özellikleriyle verilmiştir.
D) Öznellik ağır basmaktadır.
E) Gözlem gücünden yararlanılmıştır.
31. (I) Sanatçı, pek çok türde eser vermesine karşın bunların hiçbirinde belli bir düzeyin altına düşmemiştir. (II) “Bir Çağ Yangını” ve “Son İki Eylül” romanlarında bireyin kuşatılmışlığını kendi yaşamından yola çıkarak kurgulamıştır. (III) Öyküde belli bir yetkinliğe ulaştıktan sonra şiir de yayımlamaya başlamıştır. (IV) Yazdığı şiirlerin de sıradan şiirler olmadığını, eleştirmenler yaptıkları olumlu eleştirilerle ortaya koymuştur. (V) Edebiyatın pek çok alanında ürünler veren sanatçının yapıtlarının hepsinde dilsel bir yetkinlik, günlük konuşma diline yaslanan bir anlatım kendini göstermektedir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde sanatçının biçemiyle ilgili bir eleştiri ortaya konmuştur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
32. (I) Şiirlerinde sözcükleri ustalıkla kullanan şair, ilginç söz oyunlarıyla farklı bir söyleyiş yakalamasını bilmiştir. (II) Kullandığı günlük söylem, yöresel deyişler, deyimler, şiirini etkili kılan önemli öğelerdir. (III) Çevresinde gördüğü hareketli yaşamı şiirlerine başarılı bir üslupla yansıtmıştır. (IV) Bütün şiirlerinde Halk edebiyatının şekil Özelliklerinden yararlandığını söyleyebiliriz. (V) Bu yönüyle onun dizeleri için yaşamın birer şiirsel yansımasıdır, diyebiliriz.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
33. Sanatçı, bu kuşağın önemli şairlerinden biri. Yaşamıyla şiiri arasındaki paralellik, onun övülme nedenlerinden biri sayılmalıdır. Bu paralellik, onu inandırıcı kılmaktadır okurlarına karşı. Onun şiirlerinin etkileyiciliği, edebiyattaki söz sanatlarından büyük oranda uzak kalmasında aranmalıdır. Böyle bir davranış onun şiirini yaklaştırmaktadır. Şiirlerinin merkezinde toplumu ve sorunlarını esas alan şairin halk şairlerinin diline yakın söyleyişi benimsemesi, döneminde onu ayrı bir yere taşımıştır. Onun şiiri üzerine yazılan yazılarda şiirinin “ben” değil, “biz” şiiri olduğu belirtilmiştir.
Bu parçadan sözü edilen sanatçıyla ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A) Başarısının yapıtlarıyla yaşadıklarını örtüştürmesinden ileri geldiğine
B)Süslü bir anlatımdan kaçındığına
C) Herkesten farklı bir anlatım biçimi olduğuna
D)Toplumcu bir sanat anlayışına sahip olduğuna
E)Folklorik öğelere yer verdiğine
34. (I) Karikatür özellikle Batı ülkelerinde büyük ilgi görür, beğenilir, çağdaş sanat dallarından biri olarak kabul edilir. (II) Karikatürün kendine özgü yanı, bir bakıma gerçekleri olduğundan farklı göstermesidir. (III) Sanatçının özgün yorumu, düşünsel anlamda yapacağı katkı, kendini hemen belli eder. (IV) Karikatürde genel hedef, güncel olayların çerçevesinde bireyin ve toplumun tebessüm etmesini sağlamaktır. (V) Bu hedefe ulaşmak, sanatçının özgür düşüncesinden doğan bir yetkinlik içerir.
Karikatürün ele alındığı bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, beğeni uyandıran bir sanat dalı olduğu belirtiliyor.
B) II. cümlede özgünlüğünün, gerçekleri değiştirerek anlatmasına bağlı olduğu ortaya konuyor.
C) III. cümlede anlattıklarından çok sanatçının kişiliğinin ön plana çıktığı söyleniyor.
D) IV. cümlede ortaya konuş amacından söz ediliyor.
E) V. cümlede yetkinliğini sanatçının bağımsız düşünebilmesinden aldığından söz ediliyor.
35. Son yıllarda genç yazarların, yazınsal bir dil kurmakta güçlük çektikleri görülüyor. Gündelik dili olduğu gibi ürünlerine buyur edebiliyorlar. Bu, onların hem kuşaklarındaki dile bağlı olduklarını hem de dili yazınsallaştırma konusunda yetersiz olduklarını gösteriyor. Kullandıkları dilin yapay olduğunu göremiyor bu sanatçılar. Sorun salt kullandıkları sözcüklerden kaynaklanmıyor. Yazınsallık bir bütün halinde damarlarında dolaşmıyor, estetik bir yansıma taşımıyor. Öylece olduğu gibi bırakılmış, ham bir dil kullanıyorlar.
Bu parçaya göre genç yazarlarda görülen eksiklik aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bilgi birikimlerinin yetersiz olması
B) İçinde yaşadıkları topluma yabancı olmaları
C) Dili estetik bir biçimde işleyememeleri
D) Sadece günlük beğenilere yaslanmaları
E) Yapıtlarını içerik olarak yeterince besleyememeleri
36. Bir sanatçının, anlattığı şeyleri mutlaka yaşaması gerekmez, iç dünyasında kurgulayarak da yetkin yapıtlar yazabilir. En yakınlarından birini kaybeden bir şairin yazdığı ağıt, başarısız olabildiği gibi. aynı şairin bir filmde gördüğü, bir romanda okuduğu veya sadece hayalinden geçirdiği bir ölümün verdiği ilhamla yazdığı başka bir şiiri son derece başarılı olabilir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sanatçı eserlerinde bütün bir yaşamını işlerse merak uyandıracaktır.
B) Eserlerinde gerçeklere yer vermeyen sanatçı başarılı olamaz.
C) Başarılı bir eser ancak çok etkileyici bir olay üzerine yazılabilir.
D) Bir sanatçı, sadece gerçek yaşantıları değil, yaşamadığı, hayalinde tasarladığı olayları da başarıyla anlatabilir.
E)Bir sanatçının başarılı olması eserlerinde hayallere yer vermesine bağlıdır.
37. Şiir yazabilmenin ilk koşulu iyiyi kötüden ayırabilme yeteneğini edinmektir. Yazılanlara bakıp “oldu” ya da “olmadı” diyebilmek. Bu yetenek ise doğuştan gelmiyor, başarılı şiirler okunarak, incelenerek ediniliyor. Bir iki şaire saplanıp kalarak da değil, değişik dönemlerin değişik şairlerini inceleyip neyi, nasıl yaptıklarını anlamaya çalışarak, bayağı emek vererek ulaşılıyor bu öznel eleştiri gücüne. Yazarken yazdıklarını denetlemek, olup olmadığını gözlemek, bitirip dinlendirdikten sonra yeniden ele alıp değerlendirmek, sözcüklerde, sözcükler arası İlişkilerde, düşüncelerde, duygularda, iç dünyada ya da dış dünyada, davranışlarda, olaylarda, doğada, kısacası yaşamda şiiri görebilmek bu öznel eleştiri gücüne bağlıdır.
Bu parçaya göre bir şairden beklenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sanatında içerik ve üslup uyumuna dikkat etmesi
B) Gerçekçi sanat akımlarını kriter alarak yapıt ortaya koyması
C) Kendi şiirini değerlendirebilecek bilgiye ve yetkinliğe ulaşması
D) Yıllar sonra ezgileri ve metinleriyle hafızalarda yer etmeyi amaçlaması
E) Eleştiri yaparken objektif davranması
38. Edebiyat ödüllerinin çok önemli olduğuna hiçbir zaman inanmadım. Bu ödüllerin çok da yararlı şeyler olduğunu sanmıyorum. Ortada bir ürün var. Edebiyat okuru zaten bir ürünle kurduğu ilişkide o ürünün ödüllü olup olmadığına bakmaz. Siz Dostoyevski’nin, Tolstoy’un ödüllü olup olmadığına bakıyor musunuz? Pablo Neruda Nobel’i aldığı için mi Pablo Neruda oldu?
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A)Edebiyat alanında yazmaya yeni başlayanlara neler önerirsiniz?
B)Edebiyat ödülünün, okurlara ve sanatçıya kattığı herhangi bir değerden söz edilebilir mi?
C)Edebiyatçıların, yapıtlarımız okurlarca yeterince ilgi görmüyor diye yakınmalarını nasıl karşılıyorsunuz?
D)Eleştirmenlerin değerlendirdiği kimi yapıtlar hakkında, bu ödül alır, düşüncesini öne çıkarmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
E)Yaşadığı dönemde çok okunan bir sanatçının kalıcılığı yakalayacağını söylemek gerçekçi midir?
39. Sanatçının Eylül ve Gölgeler adlı yapıtı, “yolculuk anlatısı” ve “deneme türü” arasında yer alan, çok katmanlı ve derin bir yapıt. Sanatçı, yapıtta inceleme, anı, günce, yapıştırma, metinlerarasılık, yaşamöyküsel, nesnel öyküleme gibi çok sayıda çağdaş anlatım türü ve tekniğinden yararlanarak okuru, yazar, şair ve sanatçıların izlerini sürmeye çağırır. Yalova ile başlayan bu büyülü yolculuk, Kafka, Dostoyevski, Gogol, Borges ile sürer ve Pierre Loti’nin İstanbul’unda sona erer. Sanatçı, anlatısında gerçekçi bir tutum takınır. Betimlediği kişiler gibi zaman da gerçeğe uygundur. Bu anlamda yapıt, yolculuk anlatısına daha çok benzer. Çok fazla bilgi ve derin araştırmanın sonucu olan anlatı, zengin içeriğiyle okurda beğenisi duygusu oluşturacak niteliktedir.
Bu parçadan sözü edilen sanatçı ve yapıtıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Değişik anlatı türlerinin izlerini taşıdığı
B) Yoğun bir anlatıma dayandığı
C) Biyografik bilgiler içerdiği
D) Anlaşılmasının oldukça kolay olduğu
E) Belli bir yetkinlikte olduğu
40. Pinti Hamit, Moliere’in 1668’de sahnelenen Cimri adlı oyununun uyarlaması, insanoğlunun zaman içinde hiç değişmediğini gösteren, yaklaşık 350 yıllık bir oyun. 1870’li yıllarda oyunu Osmanlı Dönemi için uyarlayan Teodor Kasap’ın, iş dünyasında tutumluluğu ile tanınan Kayserililerden olması da ilginç bir tesadüf. Oyun, adından da anlaşılacağı gibi cimrilik konusunda tavan yapmış bir adamın hikâyesini anlatıyor. Bu adamın ve ailesindeki bireylerin yaşadığı aşk hikâyeleri komik bir dille izleyiciye sunuluyor.
Bu parçadan sözü edilen yazar ve yapıtıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Mizahi yönlerinin olduğu
B) Yazarın kişiliğiyle yapıtı arasında benzerliğin bulunduğu
C) insanın hep var olan bazı yönlerini anlattığı
D) Yapıttaki karakterin bütün bir yaşamının gözler önüne serildiği
E) Konunun alıntı olduğu
CEVAPLAR
1 |
B |
9 |
A |
17 |
B |
25 |
C |
33 |
E |
2 |
D |
10 |
D |
18 |
B |
26 |
C |
34 |
C |
3 |
A |
11 |
A |
19 |
D |
27 |
E |
35 |
C |
4 |
E |
12 |
B |
20 |
D |
28 |
D |
36 |
D |
5 |
E |
13 |
B |
21 |
D |
29 |
C |
37 |
C |
6 |
D |
14 |
E |
22 |
E |
30 |
B |
38 |
B |
7 |
A |
15 |
E |
23 |
A |
31 |
E |
39 |
D |
8 |
E |
16 |
B |
24 |
C |
32 |
D |
40 |
D |