Köyün yetimiydi, ölmüştü babası Çanakkale’de,
Kale gibi tutardı omuzlarında başını.
Yeşil gözlerinde bir siyahlık parlardı eskiden beri
İt gibi çabalardı bakmak için ninesine.
İnce bacakları altında kocaman ayaklan vardı
Sarıydı, kuruydu bozkırda bir çalı kadar,
On üçündeydi ama göstermiyordu yaşını.
Bir zaman sonra top sesleri duyuldu uzaklardan
Al al oldu dağların moru.
Eli silah tutanlar gitmişti cephelere bir bir,
Kadınlar, çocuklar, dedeler toplandı cami avlusuna
Sordu cümlesi birbirine ne yapak?
Ansızın düşman askeri görüldü çayırda,
Geldi çattı köye gavurun zoru.
Devresi gün bir haber ulaştı evlere, samanlıklara
Alanda ismi yazılacakmış herkesin.
Ossaat bir yangın sardı Mustafa Kemal’ in oğlunu,
Kimi Kadir diyecek, kimi Mıstık, kimi Özdemir,
Ankara’dan gelen rüzgârlar önünde
Ankara’ ya uçan
a) Türü: YAPAY DESTAN
ve küçük Manas’ı sınadılar.
Yarkent’ten gelen YEDİ ELÇİ
ad toyu yemeği(ni) yiyip överek “Manas
obur çıkacak” deyip gitti(ler)
Çin’den gelen KIRK ELÇİ
(ad toyu yemeğini) bolca yiyip,
“Manas Çinlileri kıracak” deyip gitti(ler).
Nogay’dan gelen ON ELÇİ
oturup (toy) eti yediler
(ve) “Manas korkunç olacak!” deyip gittiler.
Bu Baybiçe Çıyrıçı
Manas’ı alaca beşiğe beledi
Manas’ı Hızır korudu.
Manas uçurum kenarında kundaklandı.
Kâfir ile Müslüman arasında,
Manas’ın haberi duyuldu.
Manas kükredi (ve daha)
Beşikte yatarken konuştu:
“Ak sakal ateke Yakup Han,
Müslüman yolunu açacağım…”
b) Türü: DOĞAL DESTAN
9. Aşağıdaki parçada ayraçla boş bırakılan yerlere uygun noktalama işaretlerini getiriniz.
Tanrı Dağları( ‘ )ndan, Moğolistan çöllerinden Anadolu( ‘ )ya dallı budaklı uzanan ağaç( , ) Türklüğün maneviyat ağacıdır ( . ) Bu maneviyat ağacının kökleri Orhun Nehri( ‘ )nin kıyılarında, Altay Dağları( ‘ ) nda ( , ) gövdesi Orta Asya bozkırlarında( , ) Kafkaslarda; filizlenen dallan ise Anadolu( ‘ )dadır ( . ) Ama kök olmayınca gövde( , ) gövde olmayınca dallar( , ) dallar olmayınca da filizler olmaz( . ) Büyük ırmakların( , ) küçük ormanların ve çayların sesini( , ) nefesini kendinde yaşatıp yarınların ümit sahillerine taşıması gibi ozanların ( , ) âşıkların sazlarında doğudan batıya yol alan destanlar( , ) masallar( , ) türküler( , ) maniler de dünü bugüne taşımışlardır( . )
Bu parçada numaralandırılmış cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması kullanılmamıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
]]>
Beyoğlu( ‘ ) na çıkan dik yamacıyla caddelerin en büyüğü Yeni Çarşı(, ) buradaki kavşakta son bulur ( ; ) burası tepeye kurulmuş bir Hristiyan mahallesidir ( . ) Adı geçen caddenin her iki yanında ( , ) asmadan çardakların altında (, ) yanyana kapılarıyla birbirini izleyen Türk kahvehanelerin önü tıkış tıkış küçük tabure ve masalarla doludur ( . ) Bütün gün boyunca gemilere ( , ) rıhtıma ( , ) gümrüğe ( , ) yolcuların bavullarını ( , ) kasaları ve büyük balyalarını indirip çıkarmaktan canları çıkmış yüzlerce hamal (, ) buralara şöyle bir nefes almak için gelir( . ) Akşamın dinlenme sevinciyle birbiri ardınca gelen bu geniş omuzlu, yorgunluk nedir bilmez insanlar (. ) İstanbul( ‘ )da henüz bilinmeyen kamyon ve yük arabalarının yerini tutar( . )
]]>Dil Bilgisi
|
• Evvela, hareket esnasında, o koşuşturma içinde hiçbir şey hissetmedi. |
Olumsuz cümle |
|
• Sanki bir siyah inci yağmuru!…” |
Olumlu cümle |
|
• O artık ölmüş bir çocuğun boş ve soğuk gömleğinden başka bir şey miydi? |
Soru cümlesi |
|
• Biraz hayatın parasal yönünü düşünmüş, bu toprak parçasının üstünde bir şiir bulutuna sarınarak uçmak için çalışmamış olsaydı bu gün bu kadar mağlup olmayacaktı. |
Olumlu cümle |
O vakit vapurun kenarına, tahta kanepenin üzerine oturdu, dirseğini dayadı, başını avucunun içine koydu, akşamın serin bir rüzgârı ile saçları uçuşarak gözlerinin önünde hazırlanan geceye bakmaya başladı.
Virgül: Sıralı cümleleri ayırmak için kullanılmıştır.
Ah bu denizin karanlıklarında saklanan gerçekler, asıl gerçek… Bir karar hamlesi, yalnız küçük bir hareket, oraya gidebilirdi. Oraya gitmek, bu siyahlığın içine bir daha çıkılamaz, dönülemez derinliklere gitmek…
Yargı bildirmeyen tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur.
|
• Ahmet Cemil şimdi bu zayıf vücudu kollarıyla sıkıyor, onu alıp götürmek, isteyenden koparıp kurtarmak istiyordu. |
Sıralı Cümle |
|
• O vakit titreyerek ayağa kalktı. |
Girişik Birleşik Cümle |
|
• Sofranın çevresinde yedi kişi idiler. |
Basit Cümle |
|
• Darülfünun’da Batı edebiyatı ve estetik dersrile verdi |
Basit cümle |
.
]]>Geleneksel Türk tiyatrosunda metin yoktur. İrticalen (doğaçlama ) olarak oynanır. Okuduğumuz metindeyse yazılı oyun vardır. Önceden replikler bellidir. Geleneksel Türk tiyatrosunda sahne ,dekor, kostüm yokken burada hepsi vardır. Benzerliklerse okuduğumuz metin de ortaoyunundan etkilenerek oradaki konunun aynısı alınarak yazılmıştır. Konu, karakterler bakımından benzerdir.
Görücü usulüyle evlilik. Müştak Bey, Kumru Hanımı sever ve onunla evlenmek ister. İstemeye giderler fakat ona Kumru Hanım’ı değil yaşa büyük , çirkin ve evde kalmış ablasını verip nikah yaparlar. Duruma itiraz eder ve ortalık karışır. Durumu ise Müştak Bey’in arkadaşı Hikmet Bey mahalle imamına rüşvet vererek çözer.
Ebüllaklaka : Mahalle imamıdır, sinsi, rüşvetçidir. Her şeye karışan bir yapısı vardır.
Batak Ese : Mahalle bekçisidir. Her duyduğuna inanan saf tiptir.
Müştak Bey : Şair ve aşık bir tiptir.
Ziba Dudu : Çok konuşan kılavuz kadınlardan biridir. Ortalığı karıştıranlardan biridir.
|
Bilgi |
Geleneksel Türk Tiyatrosu |
Modern Türk Tiyatrosu |
|
a. İlk örnekleri Tanzimat Dönemi’nde ortaya çıkmıştır. |
|
XXX |
|
b. Yazılı bir senaryosu yoktur. Doğaçlama oynanır. |
XXX |
|
|
c. Komedi, dram, trajedi gibi türleri bulunmaktadır. |
|
XXX |
|
ç. Meddahlık geleneği bu tiyatro anlayışı içinde değerlendirilir. |
XXX |
|
|
d. Güldürü ögeleri genellikle şive ve ağız taklitlerinden oluşur. |
XXX |
|
|
e. Bir sahnesi ve oyuna göre hazırlanmış dekoru bulunur. |
|
XXX |
|
f. İslamiyet öncesinden günümüze kadar köklü bir geçmişi vardır. |
XXX |
|
|
g. İlk örnekleri adaptasyon yoluyla ortaya çıkmıştır. |
|
XXX |
|
h. Daraulbeday-i Osmanî bu tiyatroyu geliştirmek için açılmıştır. |
|
XXX |
konuşmasıyla başlar. Kavuklu ile Pişekâr’ın birbirinin sözlerini ters anlamaları bir gülmece oluşturur ki buna arzbar denir. Arzbardan sonra tekerleme başlar.
yerleştirir, sonra Kavuklu’nun iş araması ve Pişekâr’ın ona yardımcı olması anlatılır.
Yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Muhavere – Fasıl
B) Mukaddime – Muhavere
C) Fasıl – Mukaddime
D) Mukaddime – Bitiş
E) Muhavere – Mukaddime
]]>
Bu parçada sözü edilen sahne oyunu, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Karagöz
B) Köy seyirlik oyunu
C) Orta oyunu
D) Meddah
E) Kuklacı
Aşağıdaki cümleleri tabloda verilen özelliklere göre değerlendiriniz.
|
|
Anlamına Göre |
Yüklemin Türüne Göre |
Yüklemin Yerine Göre |
Yapısına Göre |
|
a. Güzel hayat isteyen, güzel insan biriktirsin. |
Olumlu |
Fiil |
Kurallı |
Girişik Birleşik Cümle |
|
b. Güzellik, çoğu zaman kusurları gizleyen bir örtüdür. |
Olumlu |
İsim |
Kurallı |
Girişik Birleşik Cümle |
|
c. Herkes başka birinin beceremediği bir konuda ustadır. |
Olumlu |
İsim |
Kurallı |
Girişik Birleşik Cümle |
|
ç. Yazı yazmayı öğrenmek, her şeyden önce düşünmeyi öğrenmektir. |
Olumlu |
Fiil |
Kurallı |
Girişik Birleşik Cümle |
|
d. İnsanlar rakamlara benzer, durumlarına göre değer kazanırlar. |
Olumlu |
Fiil |
Kurallı |
Sıralı Cümle |
]]>
(…)
İnsan büyür beşikte
Mezarda yatmak için.
Ve…
Kahramanlar can verir
Yurdu yaşatmak için…
Hüseyin Nihal Atsız
Nihal Atsız’ın bu şiirinde vatan için şehit olan kahramanlar dile getirilmiştir. Vatan için şehit olmak her Türk vatandaşının davranışıdır.
Günümüzde artık hemen hemen her türlü işlemler Genel Ağ üzerinden yapılmaktadır. Kendimizle alakalı bütün bilgilerimizi e-devlet üzerinden öğrenebildiğimiz gibi okulumuzla ilgili bilgileri okul sitesinden tutun da evin elektrik, su, doğal gaz faturaları bile artık Genel Ağ üzerinden işlem yapılmaktadır.
]]>Metni Anlama ve Çözümleme
Şiir en eski sanatlardan biridir. Bir ileti normal konuşma şekliyle ifade ettiğinizde etkisi olmayabilir ama aynı iletiyi şiir yoluyla anlattığınızda başarı oldukça fazla olabilir. Belagatta şiirsellik her zaman karşımızdaki olumlu etkiler.
“Yeni bir icat yalnız manzaraları ve hayatı değiştirmekle kalmıyor; duygularımıza, dünyayı görüş tarzımıza da tesir ediyor.” İfadesinden de anlaşılacağı yapılan icatların insanı duygu ve hayal dünyasından çok şey kopardığını anlatmaktadır.
Kesinlikle katılıyorum. Her teknolojik gelişme kolaylık ve konfor getirdiği gibi bazı toplumsal ve kültürel değişimlerin de çok hızlı olmasına neden olmaktadır.
Sade ve akıcı bir dil kullanılmıştır. Betimlemelere çokça yer vermiştir. Genellikle kurallı cümleler kullanılmış ve öznel anlatım tercih edilmiştir.
Metinlerin türleri farklı olduğu için hissettirdikleri de farklı olmaktadır. Han Duvarları şiirdir ve şiirin anlatımı imgesel olduğu etkileyiciliği daha fazladır. Otoray Yolculuğu ise gezi yazısıdır ve yazarın gezdiği yerle ilgili gözlemlerini anlatmaktadır. Yitirilen değerler anlatılsa da karşıdaki kişiye göre değer ifade etmektedir.
Yeni icatlar insandaki hüznün, duygusallığın kaybettiğine inanmaktadır. Ona göre eski insana daha anlamlı gelmektedir.
Kesinlikle. Mesela telefon icadı ile ilgili kolaylık hayatımıza girdi ama yüz yüze iletişimin yerini tutmamaktadır.
a. Tanımlama yapılmıştır.
Tanımlama yapılmamış.
b. Değerlendirme yapılmıştır.
Yeni edebiyatlarda romantik hüzün ve spleen’in (siplin) gide gide kaybolmasında bu yeni icatların da bir tesiri olsa gerektir.
c.Çıkarımlarda bulunulmuştur.
“Dönmiyen yolculara ağlıyan yaslı yollar” diye anlattığı bu yolu, vaktiyle bir yaylının şiltesine uzanarak, “kendini tekerleğin sesine kaptırarak” geçmiş olmasaydı da benim bindiğim otoray içinde tayyarede gibi geçseydi bu acı gurbet şiirini bilmem yazabilir miydi?
]]>
Büyük şairin han sahibi olduğu günleri de inşallah görürüz.
Sokak fenerleri yanarken Kayseri’de olacağım.
Otoray, son derece munis bir dekor arasından akıp giderken kâh makinistin omuz başından önümüzdeki yola, kâh arkaya geçerek akşam ışıklarıyla sararıp kızaran ovalara bakıyordum.
Herkesçe malûm şeylerden bahseder gibi iki kelime ile bana maksadını anlattığına inanıyordu.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar.(Fiil Cümlesi)
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar. (Fiil Cümlesi)
Yaşaran gözlerimde her şey artık değişti. (Fiil Cümlesi)
Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti.(Fiil Cümlesi)
Faruk Nafiz:
“Dönmiyen yolculara ağlıyan yaslı yollar” diye anlattığı bu yolu, vaktiyle bir yaylının şiltesine uzanarak, “kendini tekerleğin sesine kaptırarak” geçmiş olmasaydı da benim bindiğim otoray içinde tayyarede gibi geçseydi bu acı gurbet şiirini bilmem yazabilir miydi? Yeni edebiyatlarda romantik hüzün ve spleen’in gide gide kaybolmasında bu yeni icatların da bir tesiri olsa gerektir.
|
Noktalama İşareti |
Kullanım Amacı |
|
İki Nokta |
Aktarma sözden önce kullanılmıştır. |
|
Tırnak işareti |
Alıntı bildiren cümleler tırnak içinde kullanılır. |
|
Soru İşareti |
Soru cümlelerinin sonuna konur. |
|
Nokta |
Yargı bildiren cümlelerin sonuna konur. |
]]>