5. Aşağıdaki şiirlerin nazım türünü ve bağlı olduğu edebî dönemi şiirlerin altındaki boşluğa yazınız.
a. Bir sen ü bir ben ü bir mutrib-i pakize-eda
İznin olursa eger bir de Nedim-i şeyda
Gayrı yaranı bugünlük edip ey şuh feda
Gidelim serv-i revanım yürü sa’d-abada
Nazım Türü: ŞARKI
Edebî Dönem: DİVAN EDEBİYATI
b. Evvel sen de yücelerden uçardın
Şimdi enginlere mi indin gönül
Derya deniz dağ taş demez aşardın
Kara menzilin aldın mı gönül
Nazım Türü: KOŞMA
Edebî Dönem: AKIŞ TARZI HALK EDEBİYATI
c. Bahçe sana bağ bana
Değme zincir kâr etmez
Zülfün teli bağ bana
Nazım Türü: MANİ
Edebî Dönem: ANONİM EDEBİYAT
ç. Gah eserim yeller gibi
Gah tozarım yollar gibi
Gah akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi
Nazım Türü: İLAHİ
Edebî Dönem: DİNİ-TASAVVUFİ HALK EDEBİYATI (TEKKE EDEBİYATI)
d. Deşt-i fenâda murg-ı hevâ durmayub döner
Tîgın Hudâ yolunda sebîl itdi cânları
Şemşîr gibi rûy-ı zemine taraf taraf
Saldın demür kuşaklı cihân pehlevânları
Aldun hezâr büt-kedeyi mescid eyledin
Nâkuus yerlerinde okutdun ezânları
Âhir çalındı kûs-ı rahîl itdin irtihâl
Evvel konağın oldu cinân bûstânları
Minnet Hudâya iki cihânda kılub saîd
Nâm-ı şerîfin eyledi hem gaazi hem şehîd
Nazım Türü: MERSİYE
Edebî Dönem: DİVAN EDEBİYATI
6. Aşağıdakilerden hangisi mâninin özelliklerinden değildir?
A) Genellikle yedili hece ölçüsüyle söylenirler.
B) Nazım birimi beyittir.
C) (aaxa) şeklinde bir kafiye örgüsüne sahiptir.
D) Düz, cinaslı ve yedekli çeşitleri vardır.
E) Hemen her konuda söylenirler.
7. (I) Mahalle bekçilerinin külhanlara sığınmak zorunda kaldığı soğuk bir kış gecesi, (II) Galata Kulesi’ndeki yangın gözcüsü hasırlar üzerinde yatan arkadaşını elindeki (III) Frenk dürbünüyle dürtmeye başladı ve (IV) Arap İhsan’ın kadırgasının Haliç’e girdiğini sanki büyük bir sır veriyormuş gibi adamın kulağına fısıldadı. Ancak derin uykusundan uyanır gibi olan arkadaşı bu habere pek iltifat etmemişti: Bir gözü açık, diğeri yumuluydu; biriyle hâlâ rüya görürken diğeriyle kendisini uyandıran adama bakıyor, (V) uyku sersemi hâliyle hangi gözünün gerçeği gördüğüne fazla aldırmıyordu.
Bu parçada numaralandırılan tamlamalardan hangisi isim tamlaması değildir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
8. Aşağıdakilerden hangisi koşuk nazım biçiminin özellikleri arasında yer almaz?
A) Sığır ya da şölen törenlerinde âşıklar tarafından söylenir.
B) Genellikle 8 ve 11’li hece ölçüsüyle söylenir.
C) Aşk, insan ve doğa sevgisi, yiğitlik konuları işlenir.
D) Halk edebiyatındaki koşmanın ilk şeklidir.
E) Kafiye şeması abab, cdcd şeklindedir.
A) Gazel, divan edebiyatına; koşma, halk edebiyatına özgü nazım biçimidir.
B) Gazelde nazım birimi beyit, koşmada dörtlüktür.
C) Gazel, aruzun istenilen her kalıbıyla yazıldığı hâlde, koşma, genellikle hece ölçüsünün 11’ li kalıbıyla yazılır.
D) Gazel 10-20 beyitten, koşma 7-12 dörtlükten oluşur.
E) Gazellerin konusu sevgilinin güzelliği, aşk ve şarap; koşmaların ise genellikle aşk, sevgi ve doğa güzellikleridir.
I. Ey fitnesi çok kavli yalan yandım elinden
Bir naz ile bin gönlüm alan yandım elinden
Ahmed çeke cevrini göre lütfunu ağyar
Ey şefkati az şuh-i cihan yandım elinden
III. Her hâr ile sen sohbet edersin dün ü gün ben
Derdin ederim munis-i can yandım elinden
Şol sunduğun ateş midir ey saki bana kim
Kim aldın ele câm heman yandım elinden
Sen şem’ gibi gayr ile mecliste gülersin
Ben akıdurum yaş ile kan yandım elinden
17. Yukarıda beyitleri karışık verilen gazelin son beyti aşağıdakilerden hangisi olmalıdır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Kalbim yine üzgün seni andım da derinden,
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden!
Üzgün ve kırılmış gibi en ince yerinden,
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden!
18. Bu dizeler biçim ve içerik özelliklerine göre aşağıdaki nazım biçimlerinin hangisinden alınmış olabilir?
A) Şarkı
B) Kaside
C) Gazel
D) İlahi
E) Nefes
19. Son zamanlarda sık sık duyduğumuz isimlerden biridir Molla Kasım (I) Daha ziyade ortalığın toz dumana döndüğü zamanlarda onu sahnede görürüz (II) Her kafadan bir ses çıktığı zamanlarda yahut gidişata gizem vermek gerektiği durumlarda ortaya çıkar (III) Onun çalışma alanı oldukça geniştir (IV) Her konuyu bildiğini (V) her işten anladığını yine kendisi söyler.
Bu parçada numaralandırılmış yerlerden hangisine farklı bir noktalama işareti getirilmelidir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
]]>Metni Anlama ve Çözümleme
Bir canavarı öldürerek Nibelungen’in hazinesini ele geçiren genç kahraman Siegfield, Worms’ta hüküm süren Burgundlar’ın kralı Gunther’in kızkardeşi Krimhilde’ye sevdalanır. Kral da, Brunehilde adlı bekâr bir kraliçeyle arasını bulması şartıyla, kızkardeşini Siegfield’e vermeye razı olur. Siegfield sihirli bir başlık sayesinde bu işi başarır, kralın kızkardeşiyle evlenir. Yalnız, Brunehilde kıralla evlenmeye razı olmaz. Bunun üzerine, kral, Siegfield’den bir kere daha yardım ister. Siegfield, bunu da başarır, krala Brunehilde’nin ipek kuşağı ile altın yüzüğünü getirerek onları birleştirir. Aradan birkaç yıl geçer. Bu sıralarda, iki kraliçe arasında bir savaşma başlar: Krimhilde, Brunehilde’yi daha önceden Siegfield’in karısı olmakla suçlar, delil olarak da yüzükle ipek kuşağı ileri sürer. Siegfield öldürdüğü ejderhanın kanını vücuduna buladığı için, kılıç işlemez bir hale gelmişse de bir yanını açık bıraktığını bilen kraliçe, adamlarına Slegfield’i burasından öldürtür. Krimhilde, öcünü almak için, Hunlar’ın Kralı Etzel (Attilâ) ile evlenmeyi kabul eder. Hun ordularını ülkesine çekip, yapmak istediklerini onlara yaptırtır.
“Gördüğün şahin, soylu bir er’dir; Tanrı esirgesin, yoksa tez zamanda işini bitirecekler onun.”şeklinde yorumlamıştır.
İntikam duygusunu ele almıştır.
Yiğitlik ve kahramanlık bir erdem olarak ele alınırken intikam duygusu eleştirilmiştir.
İntikam alacağı kişiyi tuzağa düşürmek ister. Onun saraya davet edilmesini ister. Attilla’dan onu davet etmesini ister ve hemen ulaklarını Burdung Beylerine yollarlar.
“Yaramayacak sana
Bu becerdiğin” dedi,
“Gerçi kastetmiş idi benim dahi canıma,
Yine de alacağım, bu yiğidin öcünü.”
Hildebrand, eşinin intikamını alan Kriemhild’i neden öldürmüştür? Açıklayınız.
Kriemhild intikam almak ister ve intikam ateşiyle yanmaktadır ve duygu gün geçtikçe daha da artmaktadır. Fakat onun intikam alması için çok fazla insanın ölmesi gerekmektedir. Bunun yerine onu öldürürler.
Burgund’lar yurdunda soylu bir hanım kız büyüdü
Öylesine güzeldi ki
daha güzeli yoktu hiçbir ülkede.
Anasına anlatıp yorumlattığı düşteki
şahinin ta kendisiydi bu Bey.
Sonradan, onu öldürdüler diye
Nasıl da korkunç bir öç aldı
en yakın hısımlarından!
Epik (destansı ) anlatım biçimi kullanılmıştır.
Doğru bulmuyorum. Elbette ki hayatın iniş çıkışları vardır, mutluluklar sonsuza kadar sürmez ama hep mutluluktan sonra hüzün olacak diye bir kural yoktur.
Destanlar ulusal özellik taşımaktadır. Bu destan Almanların kendi destanlarıdır ve kendi kahramanlarını ön plana çıkarmaktadır. Dolayısıyla burada bir Türk kahramanının geri planda kalması gayet doğaldır.
Tuzağa düşürülerek öldürülen insanların yiğit savaşçılar olmadıkları anlamına gelmez. Hatta onların tamamen yiği ve mert oldukları anlamına gelir. Çünkü düşmanları onları tuzağa düşürmeden öldürememekte ve hile ile onları öldürebilmektedirler.
İsa dininden olanlarla kafirlerin iç içe yaşam sürdüğü;
Başardı Etzel han bunu gerçekleştirmeyi,
herkese karşı eli çok açıktı
Bu dizelerden yola çıkarak Attila hakkında çıkarımda bulununuz.
Burada Attilla’nın kendisine düşman olan topluluklarla beraber yaşabilecek bir yapıya sahip olduğunu görebiliyoruz.
]]>Etkinlik
Cevabı size kalmış.
Şahmeran’ı kurtarabilecek bir yöntem bulunabilirdi.
Seyyit Battal Uğurlu, Çağdaş Türk Edebiyatında Şahmeran İmgesi
Okuduğunuz efsanede yılan motifi nasıl kullanılmıştır? Açıklayınız.
Yılan motifi sağlığın sembolü olarak kullanılır. Şu anda tıp ve eczacılık alanında yılan sağlığın sembolü olarak karşımıza çıkar. Eczacılar tek yılan, tıp ise birbirine dönük iki yılan kullanılır.
Dil Bilgisi
Sıfat Tamlaması: Bir sıfatın, kendisinden sonra gelen bir isimle oluşturduğu kelime grubuna denir. Bu tamlamalarda sıfat, ismi niteler veya çeşitli yönlerden belirtir.
Vaktiyle binlerce yılanın yaşadığı bir mağaraya yanlışlıkla giren bir adam, yılanlar tarafından yakalanıp padişahları Şahmeran’a götürülür.
binlerce yılan: belgisiz sıfat
bir mağara: belgisiz sıfat
yanlışlıkla giren adam: niteleme sıfatı
bir adam: belgisiz sıfat
Adam günlerinin büyük bölümünü Şahmeran’la sohbet ederek geçirir.
büyük bölümü: niteleme sıfatı
Şahmeran’a bütün gerçekleri anlattıktan sonra ne yapması gerektiğini sorar.
bütün gerçekler: belgisiz sıfat
Adam biraz da buruk bir şekilde bunları dinler.
Buruk şekilde: niteleme sıfatı
Bir şekilde: belgisiz sıfat
Halk arasında “Şahmeran” ve “Şahmaran” olarak bilinen insan başlı, YILAN gövdeli bu mitolojik yaratığın adı, Farsçadan “yılanların şahı” anlamına gelen “Şah-ı mârân”dan gelir.
Şahmeran, kilim ve halı dokumalarında, değişik el işlemelerinde YER ALAN BİR efsanedir.
MAVİ gökyüzü huzur veriyordu, güneş gülüyor, bulutlar neşe saçıyordu adeta.
ELİMDEKİ kitap insanı başka alemlere götürüyor.
İnsan için en güzel terbiye, insanın ANNESİNDEN ALDIĞI terbiyedir.
]]>
Türklerin yaratılış destanlarında sıkça mitolojik ögeler yer bulur. Türklerin kutsal olarak gördüğü börü, yani kurt, ağaç, nur, dağ gibi ögeler İslamiyet öncesi ve sonrasında her daim var olagelmiştir.
Göktürklere göre Türkler, kurtlardan türemiştir. Göktürk Devleti yenilgiye uğradığında geride kolsuz ve bacaksız bir çocuk bırakılmıştır. Bu çocuğu dişi bir kurt bulur, büyütür, koruması altına alır ve hatta onunla birlikte olur. Kurttan doğan çocukların Göktürk soyunun devamı olduğu söylenir. Bazen, bu dişi kurdun bir Türk kızı Asena olduğu, bazen de dişi kurttan doğan bir kızın Türklerin kurucusu olan Asena olduğu ve olağanüstü yeteneklere sahip olduğu, yaz ve kış tanrılarının kızlarıyla evlendiği söylenir.
Bir başka destan ise Oğuz Türklerinden gelir. Oğuz Kağan, bir gün Gök Tengri ile görüşmek ister. O sırada gökten bir ışık düşer. Bu ışığın ortasında güneş ve aydan daha güzel bir kız ortaya çıkar. Kız o kadar güzeldir ki o gülünce Gök Tengri güler, o ağladığında Gök Tengri ağlarmış. Oğuz Kağan, bu kızla evlenerek üç çocuk sahibi olur.
Bazıları da soyumuzun ağaçtan türediğine inanır. Osman Gazi de rüyasında Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşuna alamet eden köklü bir çınar ağacı görmüştür.
Eski bir Türk inanışına göre Türkler, dünyayı kare veya dikdörtgen olarak görür, bu dörtgenin ortasındaki dairenin gökyüzü olduğunu, dairenin ortasında da bir ağaç veya dağ durduğuna inanırlardı. Bunun dört parçaya ayrıldığına ve yerle göğü birleştirdiğine, yeraltının cehennem olduğunu düşünürlerdi.
Eski zamanlarda ortaya çıkan mitolojik unsurlar birbirine benzeyebilir. Çünkü toplumlar arasında etkileşim olmaktadır ve toplumlar gördüklerini sorgulamaya ve araştırmaya imkanları olmadığı için gördüklerini ya da duyduklarını kendi hayatlarına aktarmaktadırlar.
]]>Metni Anlama ve Çözümleme
Nazım birimi, kafiye, ölçü, uyak , aliterasyon, asonans gibi dış ahenk unsurları vardır. Bu ahenk unsurları metni estetik olarak ahenkli ve etkileyici olmasını sağlar.
Dünya bir deniz idi, ne gök vardı, ne bir yer,
Uçsuz bucaksız, sonsuz sular içindeydi her yer!
Tanrı Ülgen uçuyordu, yoktu bir yer konacak,
Uçuyordu, arıyordu, katı bir yer, bir bucak
Olay anlatımına dayalı olduğu için divan edebiyatındaki mesnevileri andırmaktadır. İlk iki dizede –r’ler yarım uyak diğer iki dizede –cak’larsa zengin uyak olarak karşımıza çıkmaktadır. Kafiye örgüsü aabb şeklindedir.
Tanrı’nın yeryüzünü yaratması, dağları, tepeleri yaratması, gökleri yaratması gibi kainatın yaratılışı ile ilgili Türklerin mitolojik unsurları vardır.
Kibir( büyüklenme) duygusudur.
Dünyayı belli düzene, sisteme koyması için yaratılmıştır.
Tanrı Ülgen suyun üstünde çamur görünce bir insan yaratmak ve insana baba olmasını düşünürken çamur insan şekline dönüşür.
Erlik’in insanlara vereceği zararlardan korumak için.
Saf ve temiz bir kişiliğe sahiptir.
Hakim ( İlahi-Tanrısal ) bakış açısıyla yazılmıştır.
Mekan henüz yaratılma aşamasında olan yeryüzü ve gökyüzüdür. Zamansa henüz bilinmemektedir.
Etkinlik
En eski anlatım yöntemi manzumdur. Düz yazı olarak ele alan metinlerde anlatımın insanların aklında kalması kolay değildir ama şiir olarak anlatıldığında insanların aklında kalması daha kalıcı olur.
]]>Metni Anlama ve Çözümleme
Teması kahramanlık, konusu ise Seyyit Battal Gazi’nin kahramanlıkları.
|
Ahmer: |
Sonradan müslüman olmuş, yiğit ve mert bir pehlivandır. |
|
Battal Gazi: |
Adil ve hakkaniyetle davranan biridir. Cesur, yiğit ve kahraman özelliklere sahiptir. Düşmanlarını İslam’a davet eder ve bu uğurda gözünü budak esirgemeyen biridir. Gazi tipinin tipik bir örneğidir. |
Tek başına çok sayıda askeri yenmesi, yeri göğü inleten nara sesleri, tek vuruşla kalkanı parçalaması gibi olağanüstü özellikler vardır.
Din ve iman gücüdür.
Onun dava uğruna mücadele eden bir yiğit olmasıdır.
Dini öğeler olan namaz, abdest, kelime-i tevhid gibi ögelerdir. Bunun yanında Battal Gazi’nin İslam için mücadele etmesidir.
İslamiyet Öncesi’nde Alp tipi vardır. Bu tip güçlü kuvvetli, milleti için mücadele eden, cihangirlik duygusuna sahip olan tiptir. İslamiyet Sonrası’nda Gazi (Alperen) tipine dönüşmüştür. Bu tip de güçlü kuvvetli biridir. Dini için mücadele eder ve insanları İslamiyet’e davet eder.
Her ikisi de din uğruna , İslamiyet uğruna mücadele eden bir unsurdur.
]]>Dil Bilgisi
Bu kez Feridun Acemî adlı biri meydana girdi. Süleyman’a gürzüyle saldırdı. Kalkan, Süleyman’ın elinde parçalandı ve atından yere düştü. Süleyman’ın kardeşleri Evhad ve Musa hamle kıldılar, Süleyman’ı kurtardılar. Sait oğlu Ali hamle kıldı; Feridun, Ali’ye kılıçla vurdu. Ali kılıcıyla savdı. Kılıcını kırdı. Lâin geçmek istediğinde Ali öyle bir vurdu ki… Müslümanlar “Aferin!” dediler. Daha sonra yedi kâfir tepelendi. Kâfirler tarafından figan koptu.
Servili medresesini bilir misiniz( ? ) Şimdi orası fakir talebe yurdudur( . ) Eskiden de fakir talebeler barınağı idi(. ) Eskiden(… )
( “ )Eskiden( “ ) ne demektir Allah aşkınıza( ? ) Ve eskiyi bırakmak( , ) eskiden kurtulmak mümkün müdür( ? ) Bunun bir yolu varsa bana da öğretiverin( , ) sevaptır( . ) Dün( , ) bunca yıl sonra( , ) oraya gittiğim zaman( , ) üstümdeki elbiseleri satsalar medreseye bir ay içinde giren paranın tümünden fazla ederdi( . ) Ayrıca para çantamda yüzlerce lira vardı( . ) Yüzlerce lira para çantamda( , ) binlercesi bankadaki hesabımda( , ) bir o kadarı da malımda mülkümde( . )
Fakat bunların hepsi sizin olsun da siz bana Rahmi’yi unutturun(, ) şu mağarada geçen yıllarımı unutturun( , ) bana insanlığımı verin( . ) Bunu yapabiliyor musunuz( , ) elinizden gelir mi bu( ? )
Tarık Buğra, Hikâyeler
Keloğlan, henüz yedi yaşında iken, ekmeğini elinin emeğiyle kazanmağa başladı. Hamallık, kahveci yamaklığı, aşçı çıraklığı, ayak satıcılığı gibi bir çok (birçok ) işlere girdi. Eline pek az para geçebiliyordu. Oniki (on iki) yaşına kadar türlü sıkıntılar içinde yaşadı. Bu yaşa girince, kendi nefsine güvenen tam bir erkek oldu. Artık büyük işlere girmek, şan kazanmak, büyük bir adam olmak istiyordu. Keloğlan, arasıra (ara sıra) şiir söylemeğe (söylemeye) de yeltenir, yanık koşmalardüzerdi.(koşmalar düzerdi.)
Ziya Gökalp, Altın Işık
]]>Yiğit ve mert bir kişiliğe sahip olduğunu belirtmektedir.
Savaş içerisinde halk olumsuz etkilenmiştir. Savaştan da her zaman sivil halk, maddi ve manevi olarak etkilenir. Fakat birliktelik ruhuyla düşmanı yenmişlerdir.
Yumuşak huylu, halim, selim kendi halinde biridir. Düşman namusu olarak bildiği kadınlara sataşınca direniş göstermiştir.
Bir toplumun başından geçen olayı anlatması nedeniyle yapay destan olarak karşımıza çıkar.
Düşman işgalinden kurtulmanın yolu, ya ölünecek vatan uğruna ya da bağımsızlık kazanılacak.
Bağımsızlık için mücadele.
Olayların hepsi gerçektir. Zaten şiir de gerçekliği olan bu olaydan etkinlenerek yazılmıştır.
Doğal destanlar halkın kendi ürünü olarak yazılırken bu şiirde yazarı bellidir. Doğal destanların oluşum aşamaları bazen çok uzun yıllar sürebilirken bu şiir yazarı belli olduğu için uzun yıllar sürmemiştir. Doğal ve yapay destanların hepsinde olay, örgüsü, yer, zaman ve mekan vardır. Hepsinde de –bazıları hariç- manzum yazılmıştır
Etkinlik
Bu şiirdeki folklorik (halk bilimi, yaşayışı, edebiyatı) ögeleri tespit ediniz.
|
Hasan Tahsin |
İzmir |
|
Demirci Mehmet Efe |
Manisa |
|
Şahin Bey |
Gaziantep |
|
Şerife Bacı |
Kastamonu |
|
Halide Onbaşı |
İstanbul |
Dil Bilgisi
Maraş’ın Kurtuluş günü
Nasıl ilktir
Kurtuluş Savaşımız
Nasıl örnektir ezilen uluslara
Maraş ilk destandır
Kurtuluş Savaşı’nda
ilk gazidir.
Onunçün bizim ilk yazdığımız destan
Maraş’ın ve Ökkeş’in Destanı’dır
Maraş kurtuldu
Duruldu Ökkeş’in kabaran yüreği
Açlığını, yorgunluğunu duydu
Soğuğu, uykusuzluğu duydu
Bir gün bir gece uyudu
Sonra kalktı davul zurna
Halaya durdu.
Köye döndüğünde Ökkeş
Söz sözü açtığında
Anlattı yaşadıklarını
|
İsim Tamlaması |
Maraş’ın Kurtuluş günü Kurtuluş Savaşı’nda ilk gazidir. Maraş’ın ve Ökkeş’in Destanı’dır Ökkeş’in yüreği |
|
Sıfat Tamlaması |
Nasıl ilktir Kurtuluş Savaşımız Nasıl örnektir ezilen uluslara ilk destandır kabaran yüreği Bir gün bir gece |
]]>