Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
132.sayfa edebiyat cevapları – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Tue, 17 Aug 2021 18:43:21 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png 132.sayfa edebiyat cevapları – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı MEB Kitabı Etkinlik Cevapları Sayfa – 132 https://dersimizedebiyat.org/9-sinif-turk-dili-ve-edebiyati-meb-kitabi-etkinlik-cevaplari-sayfa-132.html Tue, 21 Nov 2017 20:38:01 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=118084 9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı  MEB  Kitabı Cevapları 132. sayfanın cevaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

 Hazırlık

Hayvanlar birçok edebî eserde niçin insan gibi düşündürülmüş ve konuşturulmuştur? Aşağıdaki metinden hareketle tartışınız. 

            Birçok edebi eserde çocukların hayvanlara karşı duydukları ilgi, kitapları onlar açısından daha cazip hâle getirmektedir. Kaldı ki çocuk, kitapta verilen mesajı anlamasa bile, hayvanlar vasıtası ile edebi esere duyduğu ilgi, onda kitap okuma alışkanlığının kazanmasına yardım etmektedir. Olayı ve eseri ilginç kılıp sevdirme amaçlanır.

 Farenin Deve Yularını Çekmesi ve Kendi Kendisine Gururlanması

Bir fareceğiz, bir devenin yularını eline aldı, kurula kurula yola düştü. Deve, tabiatındaki mülâyimlik yüzünden onunla beraber yürümeye koyuldu. Fare “Ben, ne de pehlivan, ne de yiğit ermişim” diye gurura düştü.

Düşüncesinin ışığı deveye aksetti. “Hele hoşindi. Ben sana gösteririm!” dedi. Gide gide bir büyük ırmak kenarına geldiler. Öyle büyük, öyle derindi ki ulu bir fil bile o ırmakta zebun olurdu.

Fare orada durdu, kaskatı kesti. Deve, “Ey dağda, ovada bana arkadaş olan, Bu duraklama ne, niye şaşırdın? Irmağa ercesine ayak bas, gir suya!

Sen kılavuzsun, benim öncümsün. Yol ortasında durup susma” dedi. Fare dedi ki: “Bu su, pek büyük, pek derin bir su. Arkadaş, ben boğulmaktan korkuyorum.”

Deve, “Hele bir göreyim, ne kadarmış bu su?” deyip hemen ayağını attı.

Dedi ki: “A kör sıçan, su diz boyiymiş. A hayvanların kusuru, neden şaşırdın?”

Fare, “Sana karınca ama bize ejderha! Dizden dize fark var.

Ey hünerli deve, sana diz boyu ama benim tepemden yüz arşın geçer” dedi.

Deve dedi ki: “Öyleyse bir daha küstahlık etme de cismin, canın yanıp yakılmasın.

Sen, kendin gibi farelerle boy ölçüş. Deveyle sıçanın sözü yoktur.”

Fare, “Tövbe ettim, Tanrı hakkı için beni bu helâk edici sudan geçir” dedi.

Deve acıdı, “Haydi hörgücüme sıçra, otur.

Bu geçiş, benim işim. Seni de, senin gibi yüzlercesini de geçiririm” dedi.

Mevlana, Mesnevi, Çeviren: Veled İzbudak

]]>