Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
146.sayfa sonuç yayınları edebiyat cevapları – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Tue, 20 Apr 2021 19:33:55 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png 146.sayfa sonuç yayınları edebiyat cevapları – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 Sonuç Yayınları 9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Etkinlik Cevapları Sayfa – 146 (Yeni Müfredat-Yeni Kitap)(2018-2019) https://dersimizedebiyat.org/sonuc-yayinlari-9-sinif-turk-dili-ve-edebiyati-etkinlik-cevaplari-sayfa-146-yeni-mufredat-yeni-kitap2018-2019.html Mon, 15 Oct 2018 20:06:59 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=119059  Evde şaka olsun diye söyledikleri, köyde bire bin katılarak…

“Etme eyleme avrat, tırnağına kurban olayım. Sana dedim ki bu köy kudurmuş. Sen de mi? Bizim başımıza bir hâl getirecekler bu yalanlarla. Yoncalığın Kul Murtazası gibi deliler damına… Sen de, ne olursun, bu yalan ocağına odun taşıma. Ben ne ermişim, ne bir şey.”

 

 

Kadın hiç konuşmadan başörtüsünü açtı, başını onun önüne uzattı:

“Ya benim yaram? Elin değer değmez iyileşti. Bu da mı yalan?” dedi.

İşte bunun üstüne Taşbaş’ın eski öfkeli hâli üstüne geldi, küplere bindi:

“Behey Allah’ın belası karı.” diye bağırdı.” Ben mi iyi ettim başını? Meryemcenin ilacı iyi etmedi mi? Gözü kör olası karı. Demek ben ermişim ha!”

Kadın:

“Başım…” dedi.

Taşbaş:

“Başın yerin dibine batsın.” dedi. Önündeki açık başı iteledi.

Bu yalan ocağının birinci tutuşturucusu bu kadındı. Onun önüne geçmeliydi ilkin. Öfkesi indi, dü­şünmeye başladı. Hemencecik de buldu.

Sakin sakin:

“Ben ermişim.” dedi. “Bildirmek istemiyorum ama herhâlde ben iyice ermiş olacağım ki… Öyle değil mi karı?”

Kadın kıvançlı:

“Öyle, kurban olduğum Memedim,” dedi. “Sen öyle bir ermişsin ki yedi kat göğün üstüne çıkmış­sın. Köylüler diyorlar ki ermişler hiçbir zaman ermişliklerinin farkına varamazlar.”

Taşbaş:

“Şimdi öyleyse beni dinle.” dedi. “Bundan sonra bu eve Ali kardaştan, Meryemce Anadan başka kimseyi almayacaksın. Olur mu?”

Kadın:

“Olur ama…” dedi, “komşudur, nasıl git derim?”

Taşbaş sözünü sürdürdü:

“Dışarıda, köyün içinde benden hiç mi hiç söz etmeyeceksin.”

“Soruyorlar. Sorunca da…”

“Şimdi sana söylüyorum karı. Eğer benden söz edersen iyidir kötüdür, uyudu uyandı gitti geldi, dersen bil ki ben ermişim, seni çarparım, çont ederim, gözlerini de çıkarırım. Öteki dünyada yerini cehennem yaparım.”

Kadın korktu. Neredeyse ayağına kapanacaktı:

“Etme bana bunları Memedim, Efendimiz.” dedi. “Hiç ağzımı açmam.”

Taşbaş, bu buluşundan kıvançlı “Ermişlik işe yarıyor.” dedi içinden. Biliyordu ki artık kadın bir daha ağzını açıp kendisi için bir yerde bir tek söz bile söyleyemeyecekti.

]]>