Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
184.sayfa sonuç yayınları edebiyat cevapları – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Tue, 20 Apr 2021 19:17:39 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png 184.sayfa sonuç yayınları edebiyat cevapları – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 Sonuç Yayınları 9.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı Etkinlik Cevapları Sayfa – 184 (Yeni Müfredat-Yeni Kitap)(2018-2019) https://dersimizedebiyat.org/sonuc-yayinlari-9-sinif-turk-dili-ve-edebiyati-etkinlik-cevaplari-sayfa-184-yeni-mufredat-yeni-kitap2018-2019.html Sat, 17 Nov 2018 21:41:57 +0000 http://dersimizedebiyat.org/?p=119573  (Aşağıda, Argan’ın kızını evlendirmek istediği kişi hakkında dü­şüncelerini açıkladığı bölüm verilmiştir.)

SAHNE V ARGAN, ANGELIQUE, TOINETTE.

ARGAN (iskemlesine oturarak.) Şöyle gel bakayım kızım! Sana, sanırım hiç beklemediğin bir haber vereceğim. Seni birisine istiyorlar. Ne o? Gülüyor musun? Öyledir ya, evlenmenin sözü bile hoştur; hele kızlar için bundan tuhaf şey olamaz. Ah! Doğa, doğa! Belki de, öyle görüyorum ki, sana evlenmek isteyip istemediğini sormaya bile gerek yok, kızım.

ANGELIQUE — Her ne buyurursanız uymayı görev bilirim, baba­cığım.

ARGAN — Böyle söz dinleyen bir kızım olduğuna doğrusu çok hoşnutum. Öyleyse sorun çözümlendi… ben söz verdim.

ANGELIQUE — Her buyruğunuza körü körüne uymak boynumun borcudur, babacığım.

ARGAN — Üvey analık bu ya, karım benden, hem senin, hem de küçük kardeşin Louisonʼun rahi­be olmanızı sağlamamı istiyordu; öteden beri aklı buna takılmış kalmıştı.

TOINETTE (Yavaşça.) Hınzır karının kim bilir ne hesapları vardır.

ARGAN — O bir türlü bu evlenmeye razı olmak istemiyordu; ama ben ona söz geçirdim, hem öbür tarafa da söz verdim.

ANGELIQUE — Ah, babacığım bana yaptığınız iyiliklere öyle minnet duyuyorum ki!

TOINETTE — Doğrusu buna ben de sevindim; sizin bütün ömrünüzde yaptığınız en doğru iş, bu iş.

ARGAN — Adamı daha görmedim; ama görünce hem benim hoşnut olacağımı, hem senin hoşla­nacağını söylediler.

ANGELIQUE — Elbette hoşnut olursunuz, babacığım.

ARGAN — Nasıl! Sen gördün mü?

ANGELIQUE — Bu işi onaylamanızdan yüreklenerek size içimi açabileceğim için, artık ne sakla­yayım: Doğrusunu isterseniz, biz bundan tam altı gün önce, bir rastlantıyla tanışmıştık; size yapılan başvuru, bizim işte bu ilk tanışmamızdan sonra birbirimize karşı duyduğumuz ilginin sonucudur.

ARGAN — Onlar bana bundan söz etmediler; ama ben şimdi daha hoşnut oldum; sanırım bu işin böyle oluşu daha iyi; yakışıklı, aslan gibi bir delikanlı olduğunu söylüyorlar. (…)

TOINETTE — Aman efendim, siz bunca servet sahibi olduğunuz halde, nasıl olur da kızınızı bir doktora vermek istersiniz?

ARGAN — Vereceğim işte. Sen ne karışıyorsun, (…)?

TOINETTE —Aman Tanrı aşkına, birdenbire parlamayın! Anlamadan, dinlemeden azarlamaya baş­lıyorsunuz. Öfkemize kapılmadan, hep birlikte şu işin enini boyunu bir hesap etsek olmaz mı? Ha şöyle, soğukkanlılıkla konuşalım. Bir kez, siz ne amaçla böyle bir karar veriyorsunuz, lütfen söyler misiniz?

ARGAN — Benim amacım şu: Ben hasta, sakat bir adam olduğum için kendime bir doktor damat bulup hekimlerle hısım akraba olarak, hastalığıma karşı bilimin yardımını sağlamak; vücuduma gere­ken ilaçların kaynaklarını evimin içinde bulundurmak; böylece de istediğim kadar muayene olup reçete yazdırabilmek istiyorum.

TOINETTE — Ha şöyle, işte siz, kendinizce bir neden söylemiş oldunuz; bakın, böyle tatlı tatlı ko­nuşup danışmak ne hoş oluyor. Ama efendim, şimdi biraz da elinizi vicdanınıza koyun da öyle söyleyin; siz gerçekten hasta mısınız?

]]>