Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
1999 ÖSS Soruları – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Tue, 06 Apr 2021 18:57:30 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png 1999 ÖSS Soruları – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 1999 ÖSS Soruları (İptal Edilen) https://dersimizedebiyat.org/1999-oss-sorulari-iptal-edilen.html Fri, 07 Mar 2014 22:06:35 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=1672 1999 ÖSS SORULARI (İPTAL EDİLEN)

 

1 .   Olaylara bir de bu gözle bakmalısın.

Bu   cümledeki   altı   çizili   sözün   cümleye kattığı   anlam,   aşağıdakilerin   hangisinde vardır?

A)    Sorunlara bu anlayışla yaklaştığın sürece ba­şarılı olamazsın.

B) Amacına ulaşabilmek için çalışmalarını bu noktada yoğunlaştırmalısın.

C)    Bu gidişle okulu ancak önümüzdeki yıl bitire­bilir.

D)    Bu böyle sürüp giderse onu uyarmak zorunda kalacağız.

E)    Bu ayrıntıları gözden kaçırmazsan sonuca ulaşırsın.

 

2.   Her ortamda özeleştirisini yapmaktan çekinmeyen.

                                      I

kusurlarını ve yanlışlarını hiç gizlemeden dile getiren,

       II                       III

yalancılıktan ve vurdumduymazlıktan nefret eden bir

IV                                    V

arkadaşımızdı.

Yukarıdaki   cümlede   numaralanmış   söz­cüklerin  hangisinde “eksik,  noksan” anlamı vardır?

A) I.          B) II.        C) III.        D) IV.        E) V.

 

3.    Beş yüz sayfalık bu dev romanda, yazarın, olay­lara ve durumlara hiç yama yapmadığını görürüz.

Bu cümlede geçen “yama yapmamak” sö­züyle belirtilmek istenen aşağıdakiler-den   hangisidir?

A)    Sözü uzatmaktan kaçınmak

B)    Anlatıma kendini katmamak

C)    Açık ve anlaşılır bir dil kullanmak

D)    Yaşanılanları olduğu gibi yansıtmak

E)    Farklı anlatım biçimlerinden yararlanmamak

 

4.   Yaşadıkları dönemde yeterince tanınmamış bazı ozan ve yazarlar vardır. Bunlar çamurlu bir su bi­rikintisine bembeyaz, ışıl ışıl çakıl taşları atarlar; ancak bu taşlar, zamanında pek fark edilmez. Bir gün gelir, o çamurlu sular durulur ve o güzel çakıl taşları gün ışığına çıkar.

Bu parçada geçen “çamurlu bir su birikintisi” sözüyle   anlatılmak   istenen   aşağıdakilerden   hangisidir?

A)    Gerçek sanat ürünlerinin ayrımına yarılamadığı ortam

B)    Sanatın, yaşamı güzelleştirme işlevi

C)    Sanatçıların ürün vermede karşılaştığı güçlük­ler

D)    Sanatla ilgilenen, yaşamını sanatla kazanan kişilerin azlığı

E)    Sanatçılara yöneltilen olumsuz eleştiriler

 

5.   (I) Kasaba, ne kent, ne köy; ikisinin karışımı bir yerleşim merkezidir. (II) Türkiye’yi en iyi yansıtan yerleşim örneğidir bence kasaba. (III) Kasaba kül­türü bütün yaşamımızı etkiler. (IV) Kasaba gör­güsü her yönüyle davranışlarımıza, ilişkilerimize yansır.

Yukarıdaki   parçada   numaralanmış   cümle­lerden  hangileri  anlamca birbirine en yakındır?

A) I. ve II.             B) I. ve III.          C) II. ve III.

D) II. ve IV.          E) III. ve IV.

 

6.   Aşağıdakilerin hangisinde bir “yakınma” vardır?

A)    Bir gelip bit gidiyordu deniz

Dudakları ıslak, elleri kenetli

B)   Söyleyin söyleyin kim anlar dilimden

Kim alır yarı yolda kalmış selamımı

C)   Salkımsöğütler yıkanırken anılarda

İki âşık martıydık bulutlarda

D)   Odaları parka taşımış kimi anneler

Koşuşup duruyor bütün çocuklar

E)  Sen bitek topraklarda boy atmış güzellik.

Tırpan tanımamış otlaklar yeşilinde

 

7.   (I) O, işlediği konuları genellikle Osmanlı İmpara­torluğunun çöküş döneminin başladığı 17. ve 18. yüzyıldan alır. (Il) Oyunları o dönemin düşünüş biçimini, törelerini karikatürize ettiğinden değerli­dir. (III) Güldürme öğesine bağlı kalarak bilgili bil­gisiz, erdemli erdemsiz kişiler arasındaki çelişki­leri yansıtır. (IV) Kurumların, dolayısıyla da toplu­mun hicvine yönelir. (V) Mizah anlayışı, gelenek­sel mizah anlayışımıza uyduğundan, yapıtlarından halk da hoşlanır, aydınlar da.

Yukarıdaki   parçada   numaralanmış   cümle­lerin   hangilerinde  neden-sonuç   ilişkisi vardır?

A) I. de ve II. de              B) I. de ve III. de

C) II. de ve V. de             D) III. de ve IV. de

E) IV. de ve V. de

 

8.   (I) Bütün dünyada geleneksel olandan, halk hikâ­yesi ve destandan yararlanma yoluna gidilmiştir. (II)  Müzik, resim, roman. öykü. şiir, tiyatro ve si­nema gibi sanat dallarının hepsinde böyledir. (III)  Ben de böyle yapmak, geleneksel olanı çağ­daş öykü sanatına taşımak istiyorum. (IV) Bu yöntemi ülkemiz yazınında ustaca uygulayan Yaşar Kemal’in izinde yürümek isteyişimin özünde de işte bu yatıyor. (V) Nitekim son yapıtımda geleneksele yönelişim açıkça görülebilir.

Yukarıdaki   parçada  numaralanmış   cümle­lerin   hangilerinde  amaç   söz   konusudur?

A) I. ve IV.           B) I. ve V.            C) II. ve III.

D) III. ve IV.        E) IV. ve V.

 

9.   (I) Bu söyleşimiz sırasında bana yönelttiğiniz so­rular düşüncelerimi gözden geçirme olanağı sağlı­yor. (II) Ne yapıyorum, nasıl yapıyorum sorularını yanıtlamak gerçekten kolay değil. (III) Çünkü ne yaptığımız, nasıl yaptığımız üzerinde, yazarken daha az, yazdıktan sonra daha çok düşünürüz. (IV) Aslında yazı ustalığı uzun, çok uzun yıllardan sonra kazanılan bir beceridir. (V) Bu beceri sürekli bir gelişim gösterir.

Yukarıdaki   parçada   numaralanmış   cümle­lerin   hangisinde   karşılaştırma   söz   konu­sudur?

A) I.         B) II.        C) III.        D) IV.        E) V.

 

10.   (I) Halk türkülerimizi, ezgi ve şiir bakımından kı­vamını bulmuş sanat eserleri sayabiliriz. (II) Bun­ları söyleyenlerin seslerindeki ve okuyuşlarındaki pürüzler ayıklanınca klasik denecek kadar sağlam eserler çıkar ortaya. (III) Ne var ki türküleri söy­leyen ve âşık diye anılan halk sanatçılarının kimi­lerinin sesleri, bu eserlerin değerini gölgeliyor. (IV) Kimileri de türküleri aşırı bir duygusallıkla söy­lüyor. (V) Bunlarda türkünün özüne göre değişen bir incelik, bir yorum görülmüyor.

Yukarıdaki   parçada   numaralanmış   cümle­lerin   hangisinde  yargı,   bir  koşula  bağ­lanmıştır?

A) I.         B) II.        C) III.        D) IV.        E) V.

11.   (I) Atatürk’ün Söylev’i, yalnızca söz söyleme sa­natı içinde ele alınacak kadar tek yönlü bir kitap değildir. (II) Olayların anlatımında büyük romancı­larda görülen bir kurgulama yeteneği vardır. (III) Kitabın çoğu sayfaları, yaşanmışlığın yanı sıra anlatımıyla şiir yüklüdür. (IV) Atatürk, bu kitapta başarılı bir denemeci ustalığıyla karşıtlarını eleşti­rir. (V) İnsana özgü değerleri olumlu olumsuz yönleriyle sergiler. (VI) Zengin bir karakterler ki­tabı da sayılabilecek bir yapısı olan Söylevin, bu yönüyle genç kuşakları yönlendirecek, etkileyici bir havası vardır.

Yukarıdaki   parçada   numaralanmış   cümle­lerin   hangisinde   yargı,   gerekçesiyle  bir­likte   verilmiştir?

A) II.        B) III.       C) IV.        D) V.         E) VI.

 

12.   (I) Öykücülüğümüzün bugün belirli bir çizgiye ulaştığını ve o çizgide seyrettiğini söylemek ol­dukça güç. (il) Hatta bazı dönemlerde geçmişteki düzeyini bile koruduğu söylenemez. (III) Günü­müzün genç öykücüleri eski öykü örneklerini ya hiç okumuyorlar ya da yarım yamalak tanıyorlar. (IV) Bu yüzden, geçmişle kan bağı taşımayan, ya­ratıcılıktan yoksun, son derece yetersiz ürünlerle karşılaşıyoruz. (V) Bu durum, ister istemez, okur­larda öyküye karşı ilgisizlik ve küçümseme yara­tıyor.

Yukarıdaki   parçada  numaralanmış   cümle­lerin   hangisindeki   eleştiri,   öykücülerin yazdıklarına    yöneliktir?

A) I.         B) II.        C) III.        D) IV.        E) V.

 

13.   (I) Bir zamanlar tek isteğim ozan olmaktı. (II) Ço­cukluğumda birçok şiir yazdım, (lll) Sonra, sürek olarak yerli ve yabancı büyük ozanların şiirlerini okudum. (IV) On altı on yedi yaşlarıma geldiğim­de, iyi bir şiirin ne olduğunu öğrendim ve kendi şiirlerimin düzeyini düşünerek şiir yazmaktan vazgeçtim. (V) Bir süre, şiir yazmayı bırakıp iyi bir şiir okuru olmaya çalıştım. (VI) Böylece, başka şairlerin de kusurlarını görmeye başladım ve eleştiri türünde karar kıldım.

Yukarıdaki   parçada   eleştirmen,   ozan olma   isteğinin   gerçekleşmeme   nedenini numaralanmış  cümlelerin   hangisinde  be­lirtmektedir?

A) II.         B)III.        C) IV.        D)V.           E) VI.

 

14.   (I) Kenya’da günlerce Klimanjaro tepelerine tır­mandım. (II) Naivasha Gölü kıyısında flamingoları seyrettim bir akşam. (III) Flamingolar kıyıda pem­be bir bulut oluşturuyorlar. (IV) Güneşin renkleriy­le bütünleşir gibi. (V) Güneş batarken bir canlılık yaşanıyor. (VI) Sonra kuşlar, böcekler, kısacası tüm canlılar ağır ağır çekiliyorlar köşelerine.

Yukarıdaki   parçada,   yazarın    numara­lanmış   cümlelerinden   hangisi,   kendinden önceki  cümlenin  bir öğesi  durumundadır?

A) II.        B) III.       C) IV.        D) V.         E) VI.

 

15.   (I) O, folklorun bir ülkenin gerçek kültür kaynağı olduğunu savunan bir araştırmacıydı. (II) Folklo­run, sadece el işlemelerinden ya da türkülerden oluştuğunu öne sürenlere karşı çıkıp kapsamının çok daha geniş olduğunu ortaya koydu. (III) Ge­ride, dünle bugünü kaynaştıran, yarının yaratıcıla­rına ışık tutacak ölümsüz bilgiler ve belgeler bırak­tı. (IV) Bu belgeler çağdaş yöntemlerle derlenip bir araya getirildi. (V) Böylece genç kuşakların yarar­lanmasına sunuldu.

Yukarıdaki   parçada   numaralanmış   cümle­lerin   hangisinde,  söz  konusu   araştırma­cının   yapıtlarının   özelliği   belirtilmekte­dir?

A) I.         B) II.        C) III.        D) IV.        E) V.

 

16.   Aşağıdaki   cümlelerin   hangisinde   yazım yanlışı   vardır?

A) Anlaşma metnine her iki tarafta sadık kaldı.

B)Kimsenin etkisinde kalmadan, amaçların ve isteklerin doğrultusunda karar vermelisin.

C)Bu işte başarılı olamayacağını anladığı için hemen istifa dilekçesini verdi.

D)Kasabadan ayrılırken karşıdaki yamaçta gör­düğümüz kır evleri ilgimizi çekti.

E) Bu soğukta dışarı çıkarsan yine hastalanırsın.

 

17.   Bir anlatım biçimi olarak günlükte, gezi (I) de­neme (II) eleştiri ve röportaj gibi öğretici (MI) roman (IV) öykü (V) şiir gibi yaratıcı türlerden yararlanılır.

Bu cümledeki numaralanmış yerlerden hangisine ötekilerden farklı bir nokta­lama  işareti  konmalıdır?

A) I.         B) II.        C) III.       D) IV.        E) V.

 

18.   Ünlü filozof Konfüçyüs şöyle yakarırmış ( ) “Tan­rım ( ) bana kitap dolu bir ev ( ) çiçek dolu bir bahçe ver ( )”

Bu cümlede ayraçlarla ( ) belirtilen yer­lere aşağıdaki noktalama İşaretlerinden hangileri   sırasıyla  konmalıdır?

A) (,) (:) (,) (…)                B) (:) (,) (.) (!)

C) (,) (:) (;) (!)                  D) (:) (;) (…) (.)

E) (;) (!) (-) (.)

 

19.   Yaşamı kendince algılayıp   yorumlamak   yerine önüne

               I                            II                      III                 IV

konduğu gibi kabul eden insanlar, düşünce tembelidir.

                                                                  V

Yukarıdaki   altı   çizili   sözcüklerden   han­gisi,  yapısı  bakımından   ötekilerden  fark­lıdır?

A) I.         B) II.        C) III.       D) IV.        E) V.

 

20.   Aşağıdakilerin   hangisinde  verilen   dizeler basit  cümle  oluşturmaktadır?

A)    Mustafa Kemal barış olmuş.

Gürül gürül akan ırmaklarda.

B)    Mustafa Kemal özgürlük olmuş.

Özgürlük diye çarpan yüreklerde.

C)   Mustafa Kemal bereket olmuş,

Uzanıp giden bu topraklarda.

D)    Mustafa Kemal türkü olmuş.

İnanmış dudaklarda.

E)   Mustafa Kemal ülkü olmuş,

Uzak yakın bütün bayraklarda.

21.   Çocukken, seslerin hep o minicik kutunun içine

I      II

doluştuğunu sanırdım. Düğmesi çevrilince o,  evimizi hoş

III

nağmelerle doldururdu.

Yukarıdaki   cümlelerde   numaralanmış sözcüklerin  türleri,   aşağıdakilerin han­gisinde sırasıyla doğru  olarak verilmiş­tir?

                 I                        II                        III

A)  işaret sıfatı        niteleme sıfatı       işaret zamiri

B)  işaret sıfatı        belgisiz sıfat         kişi zamiri

C)  işaret zamiri      niteleme sıfatı       kişi zamiri

D)  kişi zamiri          belgisiz sıfat         işaret zamiri

E)  işaret sıfatı        sayı sıfatı             kişi zamiri

 

23.          I.Başarının kalıcılığını sağlamak, yılmadan çalışmayı gerektirir.

II. Sanat eğitiminden geçmiş kişiler, her olayda bir incelik, bir güzellik ararlar.

III.Elde edilen bilgiler, ilgililere sunulmadan önce değerlendirilir.

IV.Kurallar, neden öyle olması gerektiği iyice düşünülerek konmuştur.

Yukarıdaki   numaralanmış  cümlelerden hangileri,  öğeleri  ve  öğelerinin  sıralanışı yönünden   aynıdır?

A) I. ve II.            B) I. ve III.          C) II. ve III

D) II. ve IV.         E) III. ve IV.

 

22.    Aşağıdakilerin   hangisinde   cümlenin öğeleri doğru olarak ayrılmıştır?

A)   Dilin, / yaratıda bir araç, geleceğe uzanabilmede bir köprü, kalıcı olabilmede / zorunlu­luk / olduğunu bilir.

B)   Dilin, yaratıda / bir araç, geleceğe uzanabilmede bir köprü, kalıcı olabilmede / zorunluluk olduğunu bilir.

C)   Dilin, yaratıda bir araç, / geleceğe uzanabilmede bir köprü, / kalıcı olabilmede / zorunlu­luk / olduğunu bilir.

D)   Dilin, yaratıda bir araç, geleceğe uzanabilmede bir köprü, kalıcı olabilmede zorunluluk olduğunu / bilir.

E)  Dilin, yaratıda bir araç, geleceğe uzanabilmede bir köprü, kalıcı olabilmede zorunlu­luk /olduğunu / bilir.

 

24.   Yineleme dediğimiz anlatım kusuru, aynı anlama gelen birden çok sözcüğün gereksiz yere bir arada kullanılmasıdır. Bir kavramın Türkçesiyle yabancısının birlikte kullanılması bu tür kusurlar­dandır.

Aşağıdaki  cümlelerin   hangisinde  bu açıklamada belirtilen türde bir anlatım kusuru  vardır?

A)Bunlar, belgesel özellikler taşıyan, birbirinden ilginç yazılardır.

B)Bugün işyerinde tebrik ve kutlama ziyaretle­rinde bulunduk.

C)Eskiden, musikiyle uğraşan kişilere musikişi­nas denirdi.

D)Dil, varlığımızın en güçlü dayanağı, kimliğimi­zin en anlamlı kanıtıdır.

E)Günümüz insanının vazgeçemediği araçların başında televizyonla bilgisayar gelmektedir.

 

25.   Aşağıdaki  cümlelerin  hangisinde  altı çizili sözcüğün Kullanılması  uygun de­ğildir?

A)Onun, büroda çalışanlara ayak uyduramayan, uyumsuz Diri olduğunu düşünüyordu.

B) Eş dost demeden herkesi kıyasıya eleştiri­yordu.

C)Arkadaşına sürekli olarak, o kişilerle ilişkilerini  kesmesini öneriyordu.

D)Beğenmediği sözcüğü ya da cümleyi çizip yerine etkili sözler uyduruyordu.

E)Yıllardır tasarladığı romanına başlayamamanın sıkıntılarını yaşıyordu.

 

26.   Aşağıdaki  cümlelerin  hangisinde bir an­latım   bozukluğu   vardır?

A)Olağanüstü kişiliği ve sıradışı dostluğuyla, tanıdık tanımadık herkesi bir sevgi çemberinin içine alırdı.

B)Tek başına gerçekleştirebileceği birçok tasa­rıya gençleri de’ katarak bilgisini onlarla pay­laşmak isterdi.

C)Gerek özgün çalışmaları, gerekse yetkin çe­viri ve denemeleriyle, bu alandaki araştırmacı­lara ışık tutmuştur.

D)Onun düşünceleri, bilimle ilgilenen, yapıtlarını okuyan, anlayan ya da anlamaya çalışanlar aracılığıyla yaşıyor.

E)Gençlerin deneyimsizlikten, bilgi eksikliğinden kaynaklanan sorularını yanıtlayarak yönlendi­rirdi.

 

27.   Alınan bu karar, savaşta askerin daha çok ölme­sine yol açtı.

Bu  cümledeki anlatım bozukluğu aşağı­daki   değişikliklerin  hangisiyle  giderilebi­lir?

A)   “bu” sözcüğü atılarak

B)   “daha çok” sözü “askerin” sözcüğünden önce kullanılarak

C)   “yol açtı” sözü yerine “neden oldu” sözü getirilerek

D)   “alınan” sözcüğü atılarak

E)   “savaşta” sözcüğü “askerin” sözcüğünden sonra kullanılarak 

 

28.          I.Onun da görüşlerini öğrenmek, yararlan­mak istediler.

II.Herkes birbirine zarar vermeden yaşamayı başarabiliyorlar.

III. Onun aramızdan ayrılması yalnız bizim için değil, tüm toplum adına büyük bir kayıptır.

IV. Arkadaşının sıkıntı çektiğini biliyor, sezdir­meden yardım ediyordu.

Yukarıdaki   numaralanmış   cümlelerin hangilerinde  anlatım  bozukluğu,  tümleç eksikliğinden    kaynaklanmaktadır?

A) I. ve II.             B) I. ve III.          C) I. ve IV.

D) II. ve IV.          E) III. ve IV.

 

29.   Söz konusu yazarla benim düşüncelerimiz hatta duygularımız birbirine benziyor.

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağı­dakilerin hangisinden kaynaklanmakta­dır?

A)   İyelik eki almış kişi zamirinin gereksiz kulla­nılmasından

B)   Özneyle yüklem arasında uyuşmazlık olma­sından

C)   Gereksiz yere bağlaç kullanılmasından

D)   Yüklemde anlam kayması olmasından

E)   Belirteç eksikliğinden

 

30.   (I) Sabahlan, gecenin nemiyle ürpermiş çimenler üzerinde yürüyüş yapıyorum. (II) Hava’ saydam; gün ışığı, gözleri kamaştıran güçlü bir aydınlık yayıyor ortalığa. (III) Ağaçlar çiçekte, tepelerin kadifemsi koyu maviliğine gururla yaslanmışlar. (IV) Öğle vakti balkonda oturup kemiklerimi bahar güneşinin sıcaklığına bırakıyorum. (V) Yaşlanıyo­rum; ama aynalarda göremediğim bir genç kız var içimde.

Bu   parçada   numaralanmış  cümlelerin hangilerinde  insana  özgü   nitelikler, başka   varlıklara  aktarılarak  verilmiştir?

A) I. ve II.               B) I. ve III.            C) II. ve IV.

D) III ve IV.            E) IV. ve V.

 

31.   (I) Günlük tutan bir yazar, yapıtlarında açığa vur­mak istemediği kimi duygu ve düşüncelerini gün­lüğünde yansıtabilir. (II) Okuduğu yapıtlara yöne­lik, gerçekte neler düşündüğünü dile getirebilir. (III) Bazı durumları bilerek ya da bilmeyerek çarpı­tabilir. (IV) O, birçok ayrıntının arasından asıl an­latılmak isteneni bulma çabasındadır. (V) Bir gün bunları sayımlarsa, okurların bu nedenle kendisin­den soğuyacağını düşünür. (VI) Günlük tutan bir­çok yazar vardır; ama bu düşünceyle, günlüklerini yayımlayanlar azdır.

Bu  parçada  numaralanmış cümlelerden hangisi   düşüncenin   akışını   bozmaktadır?

A) II.        B) III.      C) IV.       D)V.         E) VI.

32.   (I) Ulusal güvenliğin, ekonominin ve zenginliğin çarkları artık bilgiyle dönüyor. (Il) Bilgiyse, üreti­len bir şey. (III) Bilginin değeri yükseldikçe, onu elinde tutan bireylerin ve ulusların bahtı açılıyor. (IV) Bilim insanına hemen her çağda gereksinim duyulmuştur; ancak bilgi toplumunda bu gereksi­nim kat kat artmaktadır. (V) Günümüzde gerçekçi toplumlar bu gereksinimi karşılamaya çalışıyor­lar. (VI) Yeterli sayıda ve nitelikte bilim adamı ol­mayan alanlarda bilim adamı yetiştirme çalışmala­rına hız veriyorlar.

Bu parça iki  paragrafa bölünmek iste­nirse  ikinci  paragraf  numaralanmış cümlelerin   hangisiyle   başlar?

A) II.        B) III.      C) IV.       D)V.         E) VI.

33. (I) Öncelikle, eleştireceği yazarın sanat ve dünya görüşünü kavramaya çalışır. (II) Sonra sanatçıyla ve onun yapıtlarıyla ilgili izlenimlerini toplumsal açıdan değerlendirmeye yönelir. (III) Bir yazarın bir yapıtını hiçbir zaman tek başına ele alıp ince­lemez. (IV) Bir romancının, bir öykücünün yeni bir yapıtını eleştirirken daha öncekilerle karşılaştırır. (V) Yapıtın hangi açılardan geliştiğini ya da geride kaldığını belirtir. (VI) Yazarın kendini aşma çaba­larını ya da yinelemelerini gösterir. (VII) Bunları yaparken ne denli nesnel olmaya çalışırsa çalışsın yine de öznellikten kurtulamaz.

Yukarıdaki  parçadan   numaralanmış  cüm­lelerden   hangisi  çıkarılırsa,  parçanın anlamında büyük bir değişme olmaz.?

A) II.        B) III.       C}V.        D) VI.        E) VII.

 

34. Hepimiz bencillikten yakınıyoruz. Herkesin yalnızca kendisini düşündüğünü, kendisinden başkası yok­muş gibi davrandığını görüyoruz. Bu tutumu eleştiri­yoruz; ama görüyoruz ki eleştirinin pek bir yararı olmuyor. Çünkü bencillik azalacağı yerde giderek yaygınlaşıyor. Bu duruma karşı önlem almıyor, sa­dece yakınmakla yetiniyoruz. —

Bu parçanın sonuna düşüncenin  akışına göre  aşağıdakilerden  hangisinin  getiril­mesi  uygun  olur?

A) Bencil insan, kendisini koruma güdüsüyle kendine güvensizlik arasında sıkışmıştır.

B) Bencilliğin birey olma yetkinliği kazanamamış kişilerde sık görüldüğünü biliyoruz.

C) Bencil kişilerin, her olayı, her durumu, her in­sanı kendi çıkarı için kullandığını unutmamalı­yız.

D)Bencilliğin nelerden kaynaklandığını, neden yaygınlaştığını düşünmüyoruz.

E)Bencil kişiler kendilerinden başkalarına değer vermeyi bilmezler.

 

35. Yazar, öyküsüne kahraman olarak seçtiği kişinin yalnızlığını ve çevresindekilerle iletişim kuramayı­şını yansıtmak istiyor. Bunun da ötesinde, onun, insana özgü sıcaklıktan yoksun, insanları sevme­yen ve çıkarcı bir genç olduğunu vurguluyor.

Bu  parçada sözü  edilen öykü  kahramanıyla   aşağıdakilerin    hangisinde   betimle­nen  kişi arasında bir benzerlik kurulabi­lir?

A)Köyün yaşlılarına göre, konuşkan, kendine güvenen; ama başına buyruk bir gençti.

B) Eline çok az para geçmesine karşın en ağır işlerde özveriyle çalışır; başka bir yerde ça­lışmayı düşünmezdi.’

C)Yanında çalışanlara iş ortamında oldukça öl­çülü davranıyor, iş dışında ise onları arkadaş gibi görüyordu.

D) İnsanlardan çok doğaya yakın, tüm canlılara karşı sınırsız bir sevgi duyan, kendine özgü biriydi.

E)Kendine yarar sağlamayan bu insanların ara­sında bulunmak, onlarla konuşmak istemiyor; onlara karşı hiçbir olumlu duygu beslemi­yordu.

 

36.   Öykü yazmada başarılı olmuş bir yazara; “Artık roman yazma zamanınız geleli.” demek ya da “Ar­tık ondan romanlar bekleyebiliriz.” gibi sonuçlara ulaşmak bir yazı türünü ötekinden üstün tutmak anlamına gelir. Öykü ile roman ayrı türlerdir. Ortak paydaları ise bir kurguya dayanmaları ve düzyazı olmalarıdır. Her iki türde de başarı, yazarlarının ustalığında yatmaktadır.

Bu   parçada,  aşağıdaki  yargılardan   han­gisine  karşı  çıkılmaktadır?

A)   Yazarlar, başarılı olacakları alana yönlendirilmelidir.

B)    Roman yazmak, öykü yazmaktan zordur.

C)   Yazarlar, deneyim kazandıkça farklı yazı tür­leri denerler.

D)    En çok tutulan yazınsal türlerden biri roman­dır.

E)   Öykü yazmak bir birikim gerektirir.

 

37. Özyaşamöyküsü yazmak kolay değildir. İnsan, çoğu kez nesnelliğini koruyamaz; benmerkezci duruma düşebilir. Yazarımız bu gerçeği iyi kavra­mış. Olabildiğince kendini öne çıkarmadan, ama kendi hakkını da yedirmeden, yaşadıklarını yaz­mış. Hem de çok etkileyici biçimde yazmış. Genç, yaşlı öğretmenler, hele öğretmenliğe hazırlanan gençler, okuyun bu kitabı. Yolunuz aydınlanacak; gerçekten dolu bir yaşamın ne olduğu, nasıl ol­ması gerektiği kafanızda belirginleşecektir.

Bu parçada, özyaşamöyküsü yazmanın güçlüğü,   aşağıdakilerden   hangisine bağlanmaktadır?

A)Olayları yansıtırken, kişisel görüşleriyle ger­çekler arasında denge sağlamaya

B) Olayları belirli bir meslek grubunun bakış açı­sıyla yansıtmaya

C) Gerçekleri gizleyebilmek için duygusallığa ağırlık vermeye

D)Yalnızca tanık olunan olayları anlatarak kita­bın kapsamını daraltmaya

E)Okura yol göstermeyi amaçlayarak kendini ikinci plana atmaya

 

38.   Bir şiirin alınyazısını önceden kestirme olanağı yok­tur. Bu gerçek, “Han Duvarları” için de geçerliydi elbette. 1924’te yazılan bu şiir, birçok yönüyle güncelliğini yitirmesine karşın günümüzde hâlâ okunuyor, tanınıyor. Peki, hangi nedene bağlana­bilir bu? Yoksa “Han Duvarlarının da N. Kemal’in “Vatan Kasidesi”. T. Fikret’in “Promete”, M. Âkif’in “Çanakkale Şehitleri” adlı şiirleri gibi gizli bir yaşa­ma gücü mü var? Ona bu gücü kazandıran ne?

Bu  parçaya  göre şiirle  İlgili  olarak aşağıdakilerden  hangisi   söylenebilir?

A)   Değer kazanması zaman alır.

B)   Belirli temaları işleyenler daha çok sevilir.

C)   Yazıldığı günlerde ünlenenler kolayca unutul­maz.

D)   Kalıcılığını sağlayan etkenleri belirlemek güç­tür.

E)   Her biri biçim ve içerik yönünden farklı özellik­ler taşır.

 

39. Bu sanatçı, kültürel yapısına yabancı olmadığı bir coğrafyanın insanını anlatmıştır. Bu coğrafyanın ağıtlarını, efsanelerini, türkülerini, masallarını, inançlarını kısacası düşünme biçimini çok iyi bil­mektedir. Bu yüzden romanlarında, kahramanla­rına, kendi bilinçlerinin sınırı içinde bir dünya kur­muştur. Halk düşüncesinin işleyişini çok iyi yaka­layan yazar, yapıtlarında efsaneleştirmeyi. Ana­dolu insanının kendi gerçekliği açısından ele al­mıştır. İşte sanatçı bu nedenle benzersiz kalabil­miştir.

Bu parçada sözü edilen sanatçının ba­şarısının temelini aşağıdakilerden han­gisi   oluşturmaktadır?

A)  Kahramanlarının, çevreleriyle olan ilişkilerin­den çok, kişilik özelliklerine önem vermesi

B)   Anlattığı insanları, kültürel birikim ve düşünce açısından iyi tanıması

C)  Her bölgenin kültürel yapısının kendine özgü nitelikler taşıdığının bilincinde olması

D)   Birlikte yaşadığı insanları anlatmanın daha kolay olacağını fark etmiş olması

E)   Halkı, toplumun kültür değerlerinin bir ürünü olarak ele alması

 

40.   Bir eleştirmen, kendi görüşlerini kabul ettirmek için okuyucuyu zorluyorsa yanlış yoldadır. Çünkü eleştirinin amacı okuyucuyu etkilemek değil, onu birlikte düşünmeye yönlendirmek olmalıdır. Önemli olan, değerlendirme yapmaktan çok, yaşanılan düşünme sürecine okuyucunun katılımını sağla­maktır. Eleştirmenden beklenen —.

Bu  parçanın sonuna düşüncenin  akışına göre hangisi  aşağıdakilerden  getirilmelidir?

A)  okuyucuya yapıtla ilgili bilgiler ve ipuçları sunmaktır

B)  eleştirdiği yapıtla okuyucu arasında köprü kurmaktır

C)okura, okuduğunu bağımsızca değerlendirme olanağı tanımaktır

D)  okuru koşullandırmadan yapıtı değişik açılar­dan tartışmaktır

E)  okurun dünya görüşüne belli bir yön vermektir

41.Edebiyat yapıtlarını açıklamak, yorumlamak, de­ğerlendirmek ve sınıflandırmak amacını taşıyan yazılar vardır. Bu yazıları, “edebiyat eleştirisi” adı altında toplayabiliriz. Edebiyat eleştirisi içinde daha çok denemeler, kitap tanıtma’ yazıları ve bi­limsel araştırmalar yer alır. Bu yazılar, en öznel izlenimlerden en nesnel değerlendirmelere değin uzanan geniş bir yelpaze içinde karşımıza çıkar. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere bu yazı­larda —

Bu  parçanın sonuna düşüncenin  akışına göre aşağıdakilerden  hangisi  getirile­mez?

A)   değişik anlatım yöntemleri kullanılır

B)   ele alınan konuların sınırı oldukça geniştir

C)   doğruluğu kanıtlanabilecek görüşlere ağırlık verilir

D)   okurları bilgilendirmek ön plana çıkar

E)   asıl amaç, yapıtların gereği gibi tanıtılmasıdır

42.   Düşüncenin en iyi biçimde, insanın kendi anadi­linde oluşup geliştiğini söylerdi. Anadile yaslan­mayan bir anlatımın sağlam olmayacağını savu­nurdu. Daha da ileri gider, anadiline saygının en büyük erdem olduğuna inanır, onu yurtseverlikle eşdeğer tutardı. Bilimsel çalışmalarında olduğu kadar günlük yaşamında da dile büyük bir özen gösterirdi. Kimi zaman bir sözcüğe takılır, düşün­cesini açık seçik yansıtacak bir anlatım biçimini buluncaya değin günlerce çalışırdı. Düşünsel tu­tarlılığın ancak dilsel tutarlılıkla gerçekleşebilece­ğine inanırdı.

Bu   parçada   aşağıdakilerden   hangisine değinilmemiştir?

A)   Anadilin, insanın duyarlığı üzerindeki etkisine

B)    Sözcük seçiminde gösterilen titizliğe

C)    Dil ile düşünce arasındaki ilişkiye

D)   Anlatımla anadil arasındaki bağa

E)   Dili doğru ve düzgün kullanmanın önemine

 

43.   O, aslında yazdığı öykülerde, oyunlarda, roman­larda da bir ozandır. Diline, dildeki uyuma, musi­kiyi sağlayan öğelere öncelik veren bir düzyazı ustasıdır. Bu yönden düzyazıyla oluşturduğu ya­pıtlarda da ozanlığı öne çıkar. Sözcükleri bir im­bikten geçirerek damıtır; böyle bir damıtımdan geçmemiş hiçbir sözcüğe yer vermez yapıtlarında. Düzyazılarında da iyi bir söz işçisidir, tıpkı şiirle­rinden gibi.

Bu  parçada,  sözü  edilen sanatçıyla ilgili olarak  aşağıdakilerden   hangisine  değinilmemiştir?

A)    Değişik türlerde ürünler verdiğine

B)   Şiirselliğinin her ürününe yansıdığına

C)   Kulağa hoş gelen sesler içeren sözcükler kullanmaya özen gösterdiğine

D)   Yapıtlarında kullandığı dili inceden inceye iş­lediğine

E)   Belirli kalıpların dışına çıkmadığına

 

44.   Bana göre yeni öykücüler “benli anlatımın dışına çıkamıyor, “ben” dışındaki yaşamın öykülerine girmesine izin vermiyorlar. Bazen öykünün içine kulaktan dolma ve taşıyamayacağı ağırlıkta fel­sefe koyuyorlar. O felsefe de öyküye yedirilmiş olmuyor. Bu yüzden yazdıklarının öykü mü, ruh’sal çözümleme mi. deneme mi olduğunu bilemiyorsu­nuz.

Aşağıdakilerden    hangisi,   bu   parçada sözü   edilen   öykücülere  yöneltilen  eleş­tirilerden biri değildir?

A)   Yazdıklarını kendileriyle sınırlı tutmaları

B)   Öykülerin düşünsel bütünlükten yoksun ol­ması

C)   Özümsenmemiş bilgi ve düşüncelere yer ver­meleri

D)   Sözcük seçiminde gerekli özeni göstermeme­leri

E)   Belirli bir yazınsal türün ilkelerine bağlı kal­mamaları

  

CEVAPLAR

1.  A

2.  B

3.  D

4.  A

5.  E

6.  B

7.  C

8.  D

9.  C

10.B

 

11. E

12. D

13. C

14. C

15. C

16.  A

17.  C

18.  B

19.  D

20.  E

 

21. A

22. D

23. E

24. B

25.  D

26. E

27.  B

28.  C

29.  A

30 . B

 

31. C

32. C

33. B

34. D

35. E

36. B

37. A

38. D

39. B

40. E

 

41. C

42. A

43. E

44. D

 

 

 

 

]]>
1999 ÖSS Soruları https://dersimizedebiyat.org/1999-oss-sorulari.html Fri, 07 Mar 2014 22:05:52 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=1679 1999 ÖSS SORULARI

 1 .      I.   Hasta sabaha kadar gözünü kırpmamıştı.

II.   Dün akşam geç yanığından uykusunu ala­mamıştı.

III.   Uykum gelmesin diye sık sık yüzümü yıka­dım.

IV.   Uykusunun ağır olduğunu herkes bilirdi.

V. Dünkü tartışma yüzünden bütün gece gözü­me uyku girmedi.

Yukarıdaki  cümlelerin   hangilerindeki   de­yimler  anlamca  birbirine  yakındır?

A) I. ve V.             B) II. ve III.          C) II. ve IV.

D) III. ve IV.          E) IV. ve V.

 

2 .   Bir sözcüğü ötekinin yanına öylesine getireceksin ki yaratacağın güzellikle okuyucunun yüreğindeki teli titretecek, onu gerçekler dünyasından düşler dünyasına taşıyacaksın.

Bu cümledeki altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Bu tabloya her bakışında onda yeni ve deği­şik yönler bulurdu.

B)  Çocukluğunda yaşadığı bu ilginç olayı sık sık anlatırdı.

C)Bu öyküyü okurken uzun süredir gidemediği köyünü anımsamıştı.

D)Roman kişilerinin birbirine kavuşması onu çok etkilemiş, duygulandırmıştı.

E) Bu sıkıntılı yolculuğun bir an önce bitmesini istiyordu.

 

3.   Bir eleştirmenimizin 1974 yılında yaptığı değerlen­dirmeye katılmamak elde değil. Çünkü bu dipdiri ve sağlam öykü beni de çok etkiledi. Bu öykü gerçek anlamıyla çağdaş bir klasik.

Bu parçada “çağdaş bir klasik” sözüyle an­latılmak istenen aşağıdakilerden hangi­sidir?

A) Oluşturulduğu dönemin dil anlayışına uygun olmakla birlikte eski ürünlerden de etkilenen

B)Oluşturulduğu dönemin havasını yansıttığı gib değerini de hiçbir zaman yitirmeyecek olan

C)Güncel olayları ayrıntılarıyla yansıtacak bi­çimde, sağlam bir teknikle oluşturulan

D)Bazı yenilikler getiren ve okuyucuyu duygu­landıracak özellikler içeren

E)Okurun ilgisini canlı tutan ve gelecekte de okuyucu bulabileceği düşünülen

 

4.  önemli olan okuduğumuz kitapların sayısı değil,—-

Bu  cümlede  boş  bırakılan  yere  düşün­cenin  akışına  göre  aşağıdakilerden hangisi  getirilemez?

A)bu kitapların yaşamımıza ne kattığıdır

B)onların bize kazandırdığı yeni duygulardır

C)okuduklarımızın davranışlarımızı, yaşama ba­kışımızı nasıl etkilediğidir

D)onlardan edindiğimiz bilgilerle yeni bir dünya kurabilmenizdir

E) onların, eleştirmenlerce nasıl değerlendirildi­ğidir.

 

5.   Aşağıdaki  cümlelerin   hangisinde   öneri­nin  gerekçesi   de  açıklanmıştır?

A)    Daha az konuşup daha çok iş yapın.

B)    Başarının bir parçası olun, eleştirmeni değil.

C)    Sabır bir erdemdir, sakın ondan vazgeçmeyin.

D)    Çabalarla amaçtan birbirine karıştırmayın.

E)    Başkalarını eleştirdiğiniz kadar kendinizi de eleştirin.

 

6.   “Gene bahar geldi, açıldı güller” dizesinde, güllerin açılışı baharın gelişine bağlanmaktadır.

Aşağıdaki  dizelerin   hangisinde   buna benzer  bir  durum söz  konusudur?

A)    Ne bir vefa gördüm, ne faydalandım

B)    Erzurum dağları kardır, geçilmez

C)    Düşman geldi, tabur tabur dizildi

D)    Ağlatmadı güzel, güldürdü beni

E)    Başım yastıktadır, gözlerim yolda

 

7.            I.Okur, onun yapıtlarını okurken kendisini, yıllanmış çamların olduğu bir ormanda kuş sesleri ve reçine kokularının arasında bu­lurdu.

II. Seçtiği ilginç ayrıntılarla, yaptığı benzetme ve karşılaştırmalarla yapıtlarında okura, do­ğanın temiz havasını soluturdu.

III. Öykülerinde Anadolu’nun köylerinde, kasa­balarında yaşayanların değişik sorunlarını göstermeye çalışırdı.

IV.   Roman ve öykülerinde, günlük yaşamın sıkıntıları içinde bunalan kişileri işlerdi.

Yukarıda  numaralanmış  cümlelerden  han­gileri,   sanatçının   betimlemelerindeki   ay­nı   niteliği   yansıtmaktadır?

A) I. ve II.             B) I. ve III.           C) II. ve III.

D) II. ve IV.          E) III. ve IV.

 

8.   (I) Haklarında fazla bir şey bilinmeyen hariciyeci­ler dünyasında gezinmek isteyenler için keyifle okunabilecek bir kitap. (II) Yazar, yirmi beş yılı yurt dışında geçen, otuz yedi yıllık meslek yaşa­mında edindiği izlenimleri okurlara duyurmak iste­miş. (III) Mesleğinin sorunlarını, iyi ve kötü yanla­rını dile getirmeye çalışmış. (IV) Çok akıcı bir dili var. (V) Kişilerin belirleyici özelliklerini en ince ayrıntılarına değin, somut bir biçimde yansıtmış.

Bu  parçadaki  numaralanmış  cümlelerin hangileri,   söz  konusu  yazarın   üslubuyla ilgilidir?

A) I. ve II.             B) I. ve V.            C) II. ve III.

D) II. ve IV.          E) IV. ve V.

 

9. (I) Onun öykülerinde sağlam bir tekniğin varlığı yadsınamaz. (II) Bununla birlikte, kimi öyküleri öy­kü olmaktan çok, bir köşe yazısını andırır. (III) Bu tür öykülerde toplumsal eleştiriye yönelir ve insanı dışlar. (IV) Ancak, bütün öykülerinde, sözcük se­çimi yönünden kılı kırk yaran bir titizlik gösterir.

Bu  parçadaki  numaralanmış  cümlelerin hangileri,  sözü  edilen  yazarla  ilgili  olum­lu  yargıları   içermektedir?

A) I. ve II.             B) I. ve III.           C) I. ve IV.

D) II. ve III.          E) II. ve IV.

 

10.   (I) Uykudan önce çocuklara okunacak kitapları onların yaşlarına ve ilgilerine göre seçmek gerekir.(II)  Yatak başında, kitapları okurken çocuklarla yapılacak sohbetler, bir bakıma onların çocuksu sırlarını ve duygularını değişik açılardan yansıtır.(III) Bir kitap kahramanının hayranlık uyandıran bir yanı üzerine çocukları konuşturma ya da düşün­dürme onlarla olan ilişkiyi pekiştirip derinleştirir.(IV)  Bunun için de çocuklar, bu sohbet saatlerinin tadına doyamazlar. (V) Daha da ileri giderek de­nebilir ki yetişkinlik döneminde de uykudan önceki bu saatler özlemle anımsanır.

Bu  parçada  numaralanmış  cümlelerin hangilerinde,   kitabın,   çocukları   tanıma ve  onlarla  yakınlık  kurmadaki   işlevinden söz   edilmektedir?

A) I. ve II.             B) I. ve III.           C) II. ve III.

D) II. ve IV.          E) IV. ve V.

11.   (I) Her çalışmasında olduğu gibi bunda da açık ve yalın anlatımı hemen göze çarpıyor. (II) Bu durum, şairin, edebiyat çevrelerinin yoğun ilişkilerinden uzak, yerel kaynaklara daha yakın olmasındandır. (III) Yine bu durum, onun şiirinin, toplumun deği­şik kesimlerinde aynı ölçüde anlaşılır olmasının da ana kaynağını oluşturmaktadır. (IV) Bilincimizin bir köşesinde var olan kır yaşantısının doğayla ilgili öğeleri, onun şiirlerinde evrensel bir temaya yöne­lişin çıkış noktasıdır. (V) Ardıçlar, söğütler, ahlat­lar, balkon çiçekleri şairin lirik yanını sunar bize.

Şairin  geniş  bir  okur  kitlesine  seslenebilmesini   sağlayan   Özelliği,   yukarıdaki parçanın   kaçıncı  cümlesinde  belirtilmiş­tir?

A) I.         B) II.        C) III.        D) IV.        E) V.

 

12.   (I) Güneye doğru indiğimizde göz alabildiğine uza­nan bir ovayla karşılaştık. (II) Ova, güneşli ve dalgasız bir denizden daha da düzdü. (III) Yolda gelirken gördüğümüz, çılgınca esen rüzgârların oluşturduğu tepecikler burada yoktu. (IV) Uzaklar­da, bir insan boyu yükseklikte, kubbeleştirilmiş. küçük küçük toprak yığınları vardı. (V) Merakla bu yığınlara yaklaştık. (VI) Bunların, bizim evlerimiz-dekinden çok daha küçük pencerelerinden bakın­ca, içinde yaşayan insanları gördük.

Bu  parçadaki  numaralanmış  cümlelerin hangilerinde “karşılaştırma” yoktur?

A) I. ve III.            B) I. ve V.            C) II. ve III.

D) II. ve IV.          E) IV. ve VI.

 

13.   Aşağıdaki  dizelerin   hangisinde  yorum söz konusu değildir?

A)    Alabildiğine insan kalabalığı vardı

Bir aydınlık geleceğe bakıyordu

B)    Bir ılık güz öğlesinde

Şanlı haki urbası üstünde

C)    Koymuştu kılıcını içine kınının

Yürüyordu arasında sevgili halkının

D)    İzmir’e girişini Atatürk’ün

Bir kahve duvarındaki resimde gördüm

E)    Işıktı sevinçti türküydü

Görseydiniz o resimde Atatürk’ü

 

14.   Aşağıdakilerden  hangisinin  sonuna,  “Bu nedenle söz konusu yapıt çok okunmuş ve defa­larca basılmıştır.” cümlesinin getirilmesi an­lam akışı yönünden uygun olmaz?

A) Yapıtın, yazıldığı döneme göre, sade ve an­laşılır bir dili vardır.

B)Yapıtta, eski eğitim uygulamaları, kahramanın bakış açısından, etkileyici bir anlatımla yargı­lanmaktadır.

C)Yapıtta, içinde bulunulan ortamla insanın psi­kolojik durumu arasındaki ilişki açıkça görül­mektedir.

D)Yazarın, tarihsel olaylardan yola çıkarak oluş­turduğu bu yapıtta, gerçeklerin payı büyüktür.

E)Belli bir kesime seslenen bu yapıtta terimlere dayalı bir anlatım kullanılmıştır.

 

15. Romanını okuyup bitirdim. Hele biraz zaman geç­sin, hazmedeyim. Neler kaldı, neler gitti? Bunları saptadıktan sonra bildireceğim görüşlerimi.

Böyle  diyen  bir  kişi  için  aşağıdakilerden hangisi  söylenemez?

A) Düşüncelerini açıklamadan önce, başkalarıyla tartışarak doğrulamak ister.

B)    Ayrıntılı olarak düşünmenin gereğine inanır.

C)    Zaman içinde görüşlerin değişebileceğini dü­şünür.

D)    Düşüncelerini hemen açıklamaktan kaçınır.

E)    İzlenimlerini yorumlayıp değerlendirme eğili­mindedir.

 

16.   Aşağıdaki  cümlelerin  hangisinde  bir  ya­zım  yanlışı  vardır?

A)    Günlerdir aynı konunun tartışılması sabrını taşırdı.

B)    Bu konuda onun da fikrini almak istedi.

C)    Törende çok mutlu olmuş, göğüsü kabarmıştı.

D)    Ona bir armağan vererek gönlünü almaya ça­lıştı.

E)    Çok sinirlenmiş, ağzına geleni söylemişti.

 

17.   Ödüller konusunda şöyle yanlış bir kanı vardır (I) Kazanan yapılın, o yarışmaya katılan tüm yapıtla­rın en iyisi olduğu düşünülür (II) Oysa seçici ku­rullar, birikim ve beğenileri birbirinden farklı kişi­lerden oluşur (III) Bu nedenle ödül ya da ödüller, bir uzlaşma sonucu verilir (IV) Yüzlerce yapıtın katıldığı yarışmalarda bundan doğal bir şey ola­maz (V)

Yukarıdaki parçada numaralanmış yer­lerden hangisine, ötekilerden farklı bir noktalama  işareti  koymak  gerekir?

A) I.         B) II.        C) III.        D) IV.        E) V.

 

18.   Bu sanatçımızın acaba hangi yapıtı kalıcı olacak, hangi yapıtı zaman içinde unutulup gidecek?  Bunu, bugünden

I

kestirebilmek zor; ayrıca böyle  bir yorum yapmak da bence

                              II

gereksiz. Bırakalım, yarının insanı kendisi seçsin seveceği,

 III

devamlı  okuyacağı ya da unutacağı yapıtları Böyle bir seçim,

                                                                              IV

yapıtları gerçek anlamda kalıcı kılar.

               V

Yukarıdaki parçada numaralanmış nokta­lama işaretlerinden hangisi yanlış kulla­nılmıştır?

A) I.         B) II.        C) III.        D) IV.        E) V.

 

19.   Üleştirme sayı sıfatı eki, -er (-ar), ünlüyle biten sayılara eklendiğinde araya “ş” kaynaştırma harfi girer.

Aşağıdakilerin  hangisinde  bu  kurala  ör­nek oluşturmayan  bir sözcük vardır?

A)    Defterinize ikişer cümle yazın.

B)    Beşer kişilik gruplara ayrıldılar.

C)    Masalara yedişer tabak koyalım.

D)    Herkes yirmişer dakika konuşacak.

E)    Üyelerden ellişer milyon lira toplayalım.

 

20.   Çayönü kazısında çıkarılan buluntular insanlığın, avcılık ve

               I                                 II                                 III

toplayıcılıktan yerleşik  yaşama geçiş  aşamasını

                                                          IV            V

göstermektedir.

                                                

Bu  cümledeki  altı  çizili  sözcüklerden hangisinin  kökü,  sözcük  türü  yönünden öbürlerinden   farklıdır?

A) I.         B) II.        C) III.        D) IV.         E) V.

21.   Aşağıdaki  dizelerde  altı   çizili   sözcükle­rin  hangisinde,  birden  çok  yapım  eki kullanılmıştır?

A)    Kara gözlüm çok özledim ben seni

B)    Varlığımı yalnız ona verdim ben

C)    Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar

D)    Gözleri yaş dolu yorgun bulutlar

E)    Bir med zamanı gökyüzü kurşunla örtülü

 

22. Aşağıdaki   dizelerin   hangisinde,   tamla­nanı  tamlayandan  önce  söylenmiş  bir belirtili  ad  tamlaması  vardır?

A)    Beni, sokağımıza dönen eski, tahta köprüden geçirin

B)    Müjdeye koşsun komşu çocukları evimize

C)    Sıcacık tarhana çorbasının içimiyle başlasın sabah

D)    Kâğıtlarla camlarını örteyim pencerelerin

E)    Eski, ılık akşamlar yağmurla çalsın kapımızı

 

23.   (I) Sabahları ekinler çiğlidir. (II) Gün doğmadan önce yaş ekinler ağırdır. (III) Yet esince ağır ağır dalgalanır. (IV) Gün doğup da çiğler kalkınca, ekinlerdeki dalgalanma artar. (V) Kocaman ovayı kaplayan ekinler tüy gibi hatiftir artık. (VI) Yel. tüy gibi hafif ekinleri toprağa değecek kadar yatırır.

Yukarıdaki   numaralanmış   cümlelerden hangileri öğelerinin   sıralanışı  yönünden benzerlik   göstermektedir?

A) I., II., IV.          B) I., III., V.         C) II., III., VI.

D) III., IV., V.       E) IV., V., VI.

 

24.   Sergide tanıtılan antika eşyalar, geçmişte insan­ların inançlarını ve beğenilerini de yansıtıyor.

Bu  cümledeki  anlam  karışıklığı   aşağıdaki değişikliklerden   hangisiyle   giderilebilir?

A)    “tanıtılan” sözcüğünden sonra “çok değerli” getirilerek

B)    “geçmişte” sözcüğünden sonra “yaşamış” ge­tirilerek

C)    “antika” sözcüğü atılarak

D)    “inançlarını” sözcüğü yerine “geleneklerini” getirilerek

E)    “de” sözcüğü atılarak

 

25.   Aşağıdaki  cümlelerin  hangisinde  bir  an­latım  bozukluğu  vardır?

A)Çalışma yaşamınızda bu tür güçlüklerle sık sık karşılaşacaksınız.

B)Bizim için önemli olan, görevinizi en iyi bi­çimde yerine getirmenizdir.

C)Bir sorunla karşılaştığınızda bizlerden yardım isteyebilirsiniz.

D)Bu, sizlere verebileceğimiz en önemli ödül ve en önemli hedeftir.

E)Bu işte de başarılı olacağınızdan hiç kuşku­muz yoktur.

 

26.   Aşağıdaki  cümlelerin  hangisinde  bir  an­latım  bozukluğu  vardır?

A)    Hava kirliliğine karşı çeşitli önlemler alınabilir.

B)    Çevre sorunlarıyla ilgili toplantılar yapılmalıdır.

C)    Bu gaz, havada yoğun oranda bulunur.

D)    Akarsularımız sanayi atıklarıyla kirleniyor.

E)    Gençler, doğanın korunması konusunda bilinçleniyor.

 

27.   Aşağıdaki  cümlelerin  hangisinde  bir  an­latım  bozukluğu  vardır?

A)Makinenizi, arkadaki açma-kapama düğme­sine basarak kapatmanız gerekmektedir.

B)Daha fazla bilgi edinmek için yetkili satıcınıza başvurabilirsiniz.

C) Bilgisayarınızın bozuk olup olmadığını öğre­nebilmek için onu bir teknisyene göstermeli­siniz.

D)Bu bölümde, bilgisayarınızı nasıl kuracağınız ve nasıl kullanacağınız açıklanmaktadır.

E) Bu kılavuzda sizi belli türdeki bilgilere uyar­mak için bazı özel işaretler kullanılmıştır.

 

28.   Gürültüden uzak, doğal güzelliklerle dolu parkın bir

I

köşesinde, yaşlı bir hanım masanın üstüne koyduğu romanını

II

bir karış uzaktan okumaya çalışıyor: bir şişman, spor giyimli bir

III                                                            IV                                         V

 

adam da dalgın dalgın uzaklara bakıyordu.

Bu  cümledeki  anlatım  bozukluğunu  gi­dermek  için  altı  çizili  sözcüklerden  han­gisi   atılmalıdır?

A) I.         B) II.        C) III.        D) IV.        E) V.

 

29. Oraya gidersen, Etnografya ya da Kurtuluş Sa­vaşı müzelerini gezmelisin.

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağı­da kilerin hangisinden kaynaklanmakta­dır?

A)    Yanlış bağlaç kullanılmasından

B)    Koşul cümlesi olmasından

C)    Nesnenin yanlış yerde bulunmasından

D)    Yüklemin gereklilik kipinde olmasından

E)    Ad tamlamasının gereksiz kullanılmasından

30.   (I) Minibüsle, sabahleyin yola çıktık. (II) Yeşilin, açığından koyusuna değin bütün tonlarıyla bezen­miş ağaçların süslediği yamaçlardan, tepelerden geçtik. (III) Şırıl şırıl akan derecikleri aşa aşa so­nunda yeryüzü cennetine vardık. (IV) Çevresini irili ufaklı ağaçların kuşattığı mavi, duru, büyük göle bakan bir yamaçta durduk. (V) Kameramızı çıkarıp bu manzarayı görüntüledik.

Yukarıdaki   numaralanmış  cümlelerin   han­gilerinde  betimlemeye  yer  verilmemiştir?

A) I. ve II.             B) I. ve V.            C) II. ve III.

D) II. ve IV.          E) III. ve IV.

31.   (I) Oyun, bir gün içinde hatta birkaç saatte geçen olaylar üzerine kurulmuş. (II) Oyun, üç birlik kura­lına uygun; ancak izleyicinin merakını kamçılama yönünden zayıf kalıyor. (III) İlk bölümün ikinciye göre çok kısa oluşu, izleyenleri rahatsız ediyor. (IV) Kişiler kendi toplumsal, psikolojik, ekonomik ve kültürel yapılarına uygun olarak olaylar içinde verilmiş. (V) Sanatçı, bu eksiklerine karşın, bir oyun yazan olarak umut veriyor.

Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için, aşağıdaki değişikliklerden hangisi   yapılmalıdır?

A)    I. cümleyle II. yer değiştirmeli

B)    II. cümleyle III. yer değiştirmeli

C)    III. cümleyle IV. yer değiştirmeli

D)    IV. cümle I. den sonra gelmeli

E)    V. cümle II. den sonra gelmeli

 

32. (I) Bireysel acılarını yansıtmak için bir araç olarak görmez şiiri. (II) Kendi acılarına yer vermez şiirle­rinde. (III) Dana çok, içinde yaşadığı toplumun acılarını, sevinçlerini yansıtmak ister. (IV) İmgelen yalındır. (V) Söyleyişinde inişler çıkışlar yoktur. (VI) Bütün şiirlerinde okuru saran bir sıcaklık var­dır.

Bu  parçadan,  aşağıdaki  cümlelerin  han­gisi  çıkarılırsa   parçanın  anlamında önemli bir daralma olmaz?

A) II.        B) III.       C) IV.        D) V.          E) VI.

 

33.   Hiç ummadığımız bir şiir, günü gelince bizim için söylenmiş izlenimini verir. Çünkü şiir eskimez, du­rur bir yerde, okurunu bekler. Bekler ve bir gün bulur onu. Dahası, en kötü, en sığ, en basit bir şiirden bile bir gün başka bir anlam, başka bir gü­zellik fışkırabilir. Bu nedenle,

Düşüncenin  akışına  göre  bu  parçanın son  cümlesi   aşağıdakilerden   hangisiyle tamamlanabilir?

A) iyi şiir her okuyucuda aynı duyguları, aynı çağrışımları uyandırabilmelidir

B) pek çok şiir kitabı ancak şairlerinin ölümün­den sonra değer kazanmıştır

C) sanat değeri taşıyan şiirler eskimiş olanlardır

D)eleştirmenler, okuyacakları şiir kitabını seç­mede okurlara yol göstermelidirler

E) şiir değerlendirmelerinde olumsuz ve kesin yargılardan olabildiğince kaçınmak gerekir

 

34.  Bizim yaşamımızı yansıtmayan yapıtlar, üzeri­mizde yeterince etkili olmuyor. Bir yapıttaki ya­şantıları paylaşabilmemiz, anlatılan olayların da bize tanıdık gelmesini gerektiriyor. İşte bu ne­denle, öykülerde ve romanlarda — isterim.

Düşüncenin  akışına  göre,  bu  parçada boş  bırakılan  yere  aşağıdakilerden  han­gisi getirilemez?

A)    gelenek ve göreneklerimizden yola çıkılmasını

B)    evlerimizden ve eşyalarımızdan silinmez izler bulunmasını

C)    bize, yeni ve değişik insan tiplerinin tanıtıl­masını

D)    duygu ve düşüncelerimize ayna tutulmasını

E)    kolaylıkla benimseyebileceğimiz karakterlerin çizilmesini

 

35.   Bu, yazacağım yazının türüne göre değişir. Çok ciddi bir yazı yazacaksam konu üzerinde yoğunlaşabilmem için evde çıt çıkmamalıdır. Ayrıca dik­katimin uyanık olması için çalışma odamın sıcak­lığının da on altı dereceyi geçmemesi gerekir. Bunun için, yaz aylarında ciddi yazılar yazamam; yazmaya kalktığımda da yazılarım, sıcağın etki­siyle mizah ağırlıklı olur.

Bu  sözler  aşağıdaki   sorulardan   hangisi­nin  karşılığı  olabilir?

A)    Ne tür yazılar yazarsınız?

B)    Yazılarınızı hangi ortamda yazarsınız?

C)    Yaşadıklarınızın, yazdıklarınız üzerinde etkisi var mı?

D)    Yazılarınızın planını nasıl belirlersiniz?

E)    Düşündüklerinizi yazamadığınız zamanlar olur mu?

 

36.   Edebiyatı, sanatı kendime dert edinmiş bir kişiyim. Gece gündüz edebiyat düşünürüm, şiir düşünü­rüm. Sevdiğim bir şiiri tanıdıklarıma okumadığım ya da bir edebiyat sorusu üzerine tartışmaya giriş­mediğim günler, yaşadım saymam kendimi.

Böyle  diyen  bir  yazar  için  aşağıdakiler­den   hangisi   söylenebilir?

A)    Herkesi kendisi gibi düşünmeye zorlar.

B)    Şiir dışındaki ürünlerden tat almaz.

C)    Edebiyattan hoşlanmayanları sevmez.

D)    Eleştiriye açık bir kişiliği vardır.

E)    Yaşamıyla edebiyatı bütünleştirmiş biridir.

 

37.   Sonunda bilgisayar da gelip çalışma masamıza kuruldu. Belli ki geçici bir geliş değildir bu. Diske­ti, yazıcıyı da yanına alarak geldiğine göre temelli yerleşmeye niyetli. Sadece birkaç oyun ya da ya­zım kolaylığı sağlamakla yetinmeyen bilgisayar, getirdiği konfor, yarattığı alışkanlıklarla terk edile­mez kaleler ele geçirdi. İlk sıcak ilişkiler, yerini vazgeçilemez tutkuya bıraktığında bilgisayar dün­yasının sıradan bir tüketicisi oldunuz demektir.

Bu  parçada  bilgisayarla  ilgili  olarak  aşağıdakilerden   hangisi   vurgulanmaktadır?

A)    Pek çok kolaylık sağladığı için insanı tembelleştirdiği

B)    Kullanılan malzemeler bakımından pahalı bir aygıt olduğu

C)    Benimsenmesi uzun zaman alan bir yenilik ol­duğu

D)    Kullanma alışkanlığının giderek güçlenip yay­gınlaştığı

E)    Başka araçlarla birlikte kullanıldığında işe ya­radığı

 

38.   Kimi eleştirmenler yazınsal ürünleri değerlendirir­ken eleştiri türünün gerektirdiği kurallara uymaz­lar. Yapıtları değerlendirme yerine, birtakım oyun­lara yönelirler. Bilgisizliklerini, yanlış ya da haksız yargılarını bu dil oyunlarının altına gizlerler. Bu yolla okuyucuyu yönlendirdikleri için de okuyucu bunun ayrımına varmaz. Böylece yapıttan kopuk kişisel görüşlerini, eleştiri adıyla ortaya koymuş olurlar.

Aşağıdakilerden  hangisi  bu  parçada  sö­zü  edilen  eleştirmenlerin  bir  özelliğidir?

A)    Söylediklerini iyi seçilmiş örneklerle somut­laştırma

B)    Yapıttaki yetersizlikleri giderme yolları önerme

C)    Özentili bir anlatımla okuyucuları istediği yönlere çekme

D)    Yapıtların güç anlaşılan yönlerini aydınlatma

E)    Okurlarına karşı sorumlu davranma

 

39.   Şiir yazmanın belki en zor yanı ilk dizeyi bulmak­tır. O ilk dize ozanın gideceği yönü belirler. Hiçbir şiir, planlı olarak yazılmaz. Ozan, şiirin yolunu açtığı gibi şiir de ozana yol gösterir. İşte bunun için ben, bir konuşmamda, “Şiirimi, yazarken dü­şünürüm ya da düşünürken yazarım.” demiştim.

Bu parçanın bütününde, şiirle ilgili ola­rak aşağıdakilerin hangisi üzerinde du­rulmaktadır?

A)    Düşünce ve duyguları birlikte ele aldığı

B)    Yazma süreci içinde oluştuğu

C)    İletisinin, yazmaya başlamadan önce belir­lendiği

D)    Ozanın duygu dünyasını yansıttığı

E)    Ozanın değer yargılarından izler taşıdığı

 

40.   Tüketim kültürü, şiiri az çok dışlamıştır. Televiz­yon, sinema, gazete gibi kitle iletişim araçlarının doğurduğu bu kültür, şiirin okur yitirmesine yol açmıştır. Ancak bilelim ki şiir, yalnızca sahte okurlarını yitirmiş, gerçek okurlarını korumuştur. İşte bunun içindir ki benim, şiirin geleceği açısın­dan hiçbir kaygım yok. İyi şiir, gerçek okuruyla yaşamını sürdürecektir.

Bu  parçada,  şiirle  ilgili  olarak  aşağıdaki­lerden  hangisine değinilmemiştir?

A)    Toplumsal değişmelerden etkilendiğine

B)    Okur sayısının azaldığına

C)    Şiir beğenisi tam gelişmemiş okurların elendi­ğine

D)    Nitelikli olanların varlığını koruyacağına

E)    Her dönemde çok sevilen tür olduğuna

41.   İçeriğini çok iyi bildiğimiz kitapları bile yeniden okumalıyız. Çünkü kitaplarda keşfedilmeyi bekle­yen nice hazine vardır. Benzer biçimde, resimlere de tekrar bakmalıyız. Onlara baktıkça yenilendi­ğimizi anlarız. Bir müzik yapıtını da yeniden dinle­meliyiz. O yapıtı dinledikçe dünyamızın zenginleş­tiğini, değiştiğini görürüz.

Bu  parçadan  sanat  yapıtlarıyla  ilgili  ola­rak  aşağıdaki  yargıların  hangisine  varı­lamaz?

A)    Değerleri ancak, üzerinden yıllar geçince an­laşılır.

B)    Onlarla bir kez karşılaşmış olmamız yetmez.

C)    Tüm güzelliklerinin ayrımına varmak zaman alır.

D)    Duygularımızı çeşitli yönlerden besleyip geliş­tirirler.

E)    Her seterinde bizde yeni duygular uyandırırlar.

 

 

 

42.   Eskilerden gelen bir edebiyatçıyı günümüz ölçüt­lerine göre değerlendirmek doğru olur mu? Günü­müzde İnsanların edebiyat anlayışları değişip ge­lişmiştir. Ancak bu gelişmeyi bir zincir olarak dü­şünürseniz, zincirin halkaları kopuk değil, birbirine geçmiş durumdadır. Günümüz edebiyatçıları, hem dillerini geliştirmek hem de yeni biçimler oluştur­mak bakımından çok şey borçludurlar eskilere. Edebiyat merdiveninin basamakları, bizden önceki edebiyatçıların birikimlerinden oluşmuştur.

Bu   parçadan  aşağıdaki  yargıların  hangisi çıkarılamaz?

A) Her çağın kendine özgü değerlendirme ölçüt­leri vardır.

B)Sanatçılar, kendilerinden önceki sanatçılardan etkilenirler.

C)Yaşadığı dönemde ilgi görmeyen bir edebi­yatçı zamanla ün kazanabilir.

D)Her edebiyatçı yaşadığı dönemin koşulları İçinde ele alınmalıdır.

E)Öteki sanatlar gibi edebiyat da zamanla de­ğişir.

 

43.  Bugün eskisi kadar ne mektup yazıyor ne de mektup alıyorum. Okumanın yerini televizyon ek­ranlarının, mektuplaşmanın yerini telefonun aldığı bir gerçek. Yine de mektup yazarken verilen eme­ği ve mektuptaki kalıcılığı önemsiyorum. Mektubun aynı zamanda yazınsal bir tür olduğunu anımsat­maya gerek var mı? Çocukların, gençlerin birbir­lerine mektup yazmalarını, telefonla konuşmala­rından daha önemli, daha geliştirici buluyorum.

Böyle  konuşan  kişi   için  aşağıdakilerden hangisi  söylenemez?

A)Eskisine göre daha az mektuplaşmaktadır.

B)Gençlerin birbirlerine mektup yazmalarını is­temektedir.

C)Televizyonun, okumayı olumsuz yönde etki­lediğini düşünmektedir.

D) Arayıp soranları gittikçe azalmıştır.

E)Mektubun salt haberleşme aracı sayılmasını doğru bulmamaktadır.

 

44.   Bizdeki çocuk dergiciliğinin, uzun geçmişine kar­şın önemi yeterince anlaşılamamıştır. Bunu iyi bil­diğimden “Süreli Çocuk Yayınları” başlıklı çalış­mayı görünce çok sevindim; hemen okudum. Doğ­rusu çok yararlandım. Bu geniş inceleme, ciddi bir çalışmanın ve sağlam kanıtlara dayanan çok yön­lü bir araştırmanın somut sonucu olarak etimizde bulunuyor. Hemen söyleyelim ki basımı da çok gü­zel olan bu kitap, içeriğinin zenginliği yönünden eğitimcilerimizin olduğu kadar düşünürlerimizin, tarihçilerimizin, dilcilerimizin hatta folklorcularımı­zın ilgisini çekecektir.

Bu  parçada,  sözü  edilen  yapıtla  ilgili olarak  aşağıdakilerden  hangisine   değinilmemiştir?

A)    Güzel bir görünümle sunulduğuna

B)    Geniş kapsamlı bir çalışmanın ürünü olduğuna

C)    Farklı alanlarda çalışan insanlara ilginç gele­ceğine

D)    İçerdiği bilgilerin güvenilir nitelik taşıdığına

E)    Anlatımının çocukların düzeyine uygun oldu­ğuna

 

 

CEVAPLAR

1.   A

2.   D

3.  B

4.   E

5.  C

6.  B

7.  A

8.   E

9.   C

10.  C

 

11.  A

12.   B

13.   D

14.  E

15.   A

16.   C

17.   A

18.  D

19.  B

20.   C

 

21.   E

22.   D

23.  A

24.  B

25.   D

26.   C

27.   E

28.  D

29.  A

30.  B

 

31. D

32. A

33. E

34. C

35. B

36. E

37. D

38. C

39. B

40. E

 

41. A

42. C

43. D

44. E

 

 

 

 

]]>