İstanbul’da çalıştığı mekana gittiği sırada tanışmıştır.
Yaşadığı döneme ait özellikleri anlatmıştır. Yalı hayatlarını, yaşam tarzları gibi birçok ayrıntıyı anlatmıştır.
Öyküleyici ve betimleyici anlatım kullanılmıştır. Yer yer de bilgi verdiği için açıklayıcı anlatım vardır.
Ben merkezli (1.kişi anlatımı) tercih edilmiştir.
İçinde yazdığı topluluğu dili gibi değil de sade ve anlaşılır bir dille yazmıştır. Servetifünun topluluğu genelde sanatsal metinlerinden ağır ve ağdalı yazarken bu metin öğretici metindir.
Matbaa ile tanışması yazarda derin iz bırakmıştır.
Salah Birsel, Anı Üzerine
Bu düşünceye katılıyor musunuz? Salah Birsel bu sözü söylerken anıların hangi özelliğine dikkat çekmek istemiştir? Okuduğunuz metinde böyle bir durum söz konusu mudur? Açıklayınız.
Çok az insan başkalarıyla ilgili özellikleri gizlemeye çalışıyor. Özellikle anı, biyografi yazarları anlattığı kişiyle ilgili gerekli gereksiz ne anlatmak ister. Yazarların kusurlu taraflarının ortaya koymak ister, oysaki bu durumda kendileri olunca gizlemeye ya da değiştirmeye çalışırlar.
Dil Bilgisi
Okuduğunuz metinde kullanılan aşağıdaki kelimelerden yazımı yanlış olanların üzerini çiziniz.
kâtip katip
asude asûde
mektep mekteb
makine makina
kâğıt kağıt
yalnız yanlız
]]>Resmiyanım’sa kızıl saçlı şirin mi şirin bir bela kadın; verem olmayı iş edinmiş (gerçi o yıllarda verem olmak geçerli moda), bu yüzden İsviçre’de. İki sanatoryum arası eve gelir ama çok geçmeden, ünlü bir sanatoryum daha keşfeder, dağların tepesinde güneşlenir, yeni ahbaplar edinir, verem olmanın tadını çıkarır.
Tek kızı Nermin, benden belki yedi sekiz yaş büyük. Çok güzel gözlü, (…) bir kız. Edebiyat meraklısı, çılgını. Eski yeni okumadığı kitap yoktur. Roman okumak için yaşar, roman yaşamak için okur.
(…)
Benimle çok uğraşır, yaşıma uysun uymasın çeşitli kitaplar okutur bana. Çıkan her yeni kitaptan haberi vardır. Balkonda (…) göle dalar gibi satırların içine atar kendisini, okur durmadan, yüksek sesle beğendiği satırları tekrarlar fısıltı halinde. Öylesine dalgın ki yemeğe bile zar zor gelir, en azından iki üç kere çağırmak lazımdır onu (…)
Abidin Dino, Kısa Hayat Öyküm
Metinde Geçen Bazı Kelime ve Kelime Grupları
alebros: Fırça gibi dik kesilmiş saç şekli.
celep: Koyun, keçi, sığır vb. kesilecek hayvanların ticaretini yapan kimse.
fort comme un turc: “Türk gibi güçlü” anlamında Fransızca bir kalıp söz.
İstanbulin: Tanzimat’tan Meşrutiyet’e kadar Türkiye’de kullanılan, yakası kapalı bir tür erkek ceketi.
lezginka: Bütün Kafkasya’da yaygın olan, büyük beceri ve ustalık isteyen bir dans.
pesperde: Hafif, yavaş sesle söylenen.
serasker: Sadrazamlık göreviyle yükümlü olmayan ve Osmanlı ordusunun komutanlığını yapan
vezirin unvanı.
servet-i kazibe: Yalancı servet.
Metin ve Türle İlgili Açıklamalar
Otobiyografi
Otobiyografi (öz yaşam öyküsü) yazarın kendi yaşamını anlattığı yazı türüdür. Biyografide ve otobiyografide hayatı ele alınan kişinin başarıları, ilham verici yönleri açık, sade bir dille anlatılır. Otobiyografide anlatıcı birinci kişiyken biyografide üçüncü kişidir. Biyografiler bilgi, belge ve tanıklıklara bağlı olarak nesnel bir dille yazılır. Yazarın iç dünyasına dönük kaleme alınan otobiyografiler ise hafızaya ve anılara dayanır. Bu nedenle otobiyografi yazarı, biyografi yazarı kadar nesnel olamayabilir.
Amerikan edebiyatında Paul Auster’in (Pol Ostır) İç Dünyamdan Notlar ve Isaac Asimov’un (Ayzek Ezimov) Dolu Dolu Yaşadım, Fransız edebiyatında Andrè Gide’in (Andre Jid) Tohum Ölmezse dünya edebiyatının tanınmış otobiyografilerindendir.
Türk edebiyatında Abidin Dino’nun Kısa Hayat Öyküm, Şevket Süreyya Aydemir’in Suyu Arayan Adam otobiyografi türünde yazılan eserlerdendir.
Bazı hikâye ve romanlarda biyografi ve otobiyografi türlerinden yararlanılmıştır. Oğuz Atay’ın Bir Bilim Adamının Romanı (Mustafa İnan) adlı eseri biyografik, Peyami Safa’nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu adlı romanı ise otobiyografik bir romandır.
Biyografi ve otobiyografi türleriyle benzerlikler gösteren monografi, öz geçmiş / CV, hâl tercümesi ve portre gibi türler de vardır.
]]>