Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
abdülhak hamit tarhan kimdir – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Wed, 28 Apr 2021 19:30:52 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png abdülhak hamit tarhan kimdir – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 Abdülhak Hamit Tarhan Kimdir, Hayatı, Biyografisi, Eserleri, Özellikleri, Edebi Kişiliği… https://dersimizedebiyat.org/abdulhak-hamit-tarhan-kimdir-hayati-biyografisi-eserleri-ozellikleri-edebi-kisiligi.html Fri, 20 Dec 2019 19:57:42 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=122029 Abdülhak Hamit Tarhan Kimdir, Hayatı, Biyografisi, Eserleri, Özellikleri, Edebi Kişiliği…

  • Köklü bir aileden gelen, tarihçi Hayrullah Efendi’nin oğlu olan Hamit, İs­tanbul’da doğmuştur ve iyi bir eğitim almıştır. Doğu ve Batı ülkelerinde elçilik yapan ve çeşitli devlet görevlerinde bulunan Hamit, Cumhuri­yetin ilanından sonra milletvekilliği de yapmıştır.
  • Doğu ile Batı edebiyatı arasında geçişi sağlayabilecek kadar geniş bir kültüre ve hayal gücüne sahip olan Hamit, şiirlerinde aruzla birlikte he­ceyi de kullanmıştır.
  • Hamit; Recaizade Mahmut Ekrem‘le birlikte, Türk edebiyatının yenileşmesinde önemli adımlar atmış ve eski edebî geleneği taklit yoluna gitmemiştir.
  • Edebiyatımızın yeni bir ruh ve çehre kazanmasında Ekrem, işin genelde teorik yönünü işler ve geliştirirken Ha­mit, yazdıklarıyla bunları uygulamıştır.
  • Doğu ve Batı kültürünü tanıyan, ailesinin nüfuzuyla dış işlerinde – özellikle Paris’te – göreve başlayan Hamit; Namık Kemal ve Recaizade Mahmut Ekrem gibi yeniliğin iki ustasının mektuplarıyla sürekli desteklenmiş ve yüreklendirilmiştir. İşte Hamit bu kadar elverişli bir ortamda kendini edebiyata vermiş, hiçbir bağlayıcı kural tanımadan – biraz da ölçüsüz ve dağınık bir üslupla – sürekli yazmış ve edebiyatımızın yenileşmesi için elinden geleni yapmıştır.
  • Eserlerinin yarısı tiyatro türünde olmasına rağmen Hamit’in sanatının özünde şiir yatar. Yeni edebiyatın bu yo­rulmaz kalemi, şüphesiz şiire, eski tarz denemelerle başlamıştır ancak o yolda yazdıklarını kitaplarına almaya gerek görmemiştir. O, Şinasi gibi, Namık Kemal gibi, hatta Recaizade gibi kaside, gazel yazma hevesine ka­pılmamış; daha ilk şiir kitabı olan “Sahra”dan başlayarak gerek konu, nazım şekli, kafiye kuruluşu ve ölçü ba­kımından hep değişiklik ve yenilik peşinde koşmuştur.
  • “Sahra”, kır ve köy hayatının (pastoral şiir) şiirleşmesi ile Türk şiirine yeni bir tarz kazandırırken manzumelerin kuruluşu da yenilik cephesine bir başka örnek olmuş; bu değişme, “Makber” ile düşünsel içeriğe de kaymıştır.
  • Şinasi’nin akla ve mantığa yönelen tavrı, Ziya Paşa’nın felsefi bakışı yanında Hamit, Makber ve sonraki şiirle­riyle metafizik (doğa ötesi) düşüncenin kapılarını zorlamıştır.
  • Hamit şiirlerinde; aşk, ölüm, doğa, vatan – millet sevgisi, felsefi ve metafizik düşünceler vb. temaları işlemiştir.
  • Tanzimat Döneminde edebiyatımıza yeni kazandırılan edebî türlerden olan tiyatro, Hamit’in sanatında önemli bir yer tutar. Özellikle, ilk yazdığı “Macera-yı Aşk” ile son yazdığı “Kanuni’nin Vicdan Azabı” eserlerinin de tiyatro olması, onun tiyatroya ne kadar değer verdiğini açıkça gösterir. Üstelik eserlerinin büyük çoğunluğunu tiyatro oluşturur. Bunların bir kısmı manzum, bir kısmı ise mensur olarak kaleme alınmıştır. Bu arada onun manzum tiyatroya ağırlık vermesini, Batı’nın trajedi türüne olan hayranlığına bağlayabiliriz. Ayrıca burada onun manzum söze verdiği değeri de gözden uzak tutmamak gerekir. Mensur piyeslerinde bile araya manzum söz­ler karıştırması (Duhter-i Hindu, Tarık, Finten vb.) bu tutkudan ileri geliyor.
  • Hamit’in tiyatroları, sahne dili ve tekniğine uygun değildir; oynanmak için değil, okunmak için yazılmıştır.
  • Hamit’in tiyatrolarının konuları genelde tarihten, yabancı toplumların hayatlarından ve hayale dayalı olaylardan oluşmuştur.
  • Hamit, edebiyatımıza pek çok eser kazandırmıştır ancak biraz itinasız, sistemsiz bir çalışma, biraz da dağınık­lık ve savrukluk, Hamit’in sanatının bir başka özelliğidir; daha doğrusu büyük kusurudur. En büyük kusur ise dilde gösterdiği özensizliktir.
  • Victor Hugo, Shakespeare gibi sanatçılardan etkilenen Hamit’in eserlerinde romantizmin etkisi görülür.

ESERLERİ

  1. Şiir

Makber, Ölü, Sahra, Hacle, Belde, Bunlar Odur, Kahpe yahut Bir Sefilenin Hasbihâli, Garam, İlhâm-ı Vatan, Validem, Yabancı Dostlar.

  1. Mensur (Düz Yazı Şeklindeki) Tiyatroları

Macera-yı Aşk, Finten, Tarık, Sabr ü Sebat, İçli Kız, Duhter-i Hindu, İbn-i Musa,

  1. Manzum (Şiir Şeklindeki) Tiyatroları

Eşber, İlhan, Tayflar Geçidi, Tezer, Turhan, Hakan, Nazife Nesteren, Liberte (Hece ile yazılmıştır.) Yâdigâr-ı Harb (Manzum-mensur)

]]>
Abdülhak Hamit Tarhan Hayatı ve Eserleri https://dersimizedebiyat.org/abdulhak-hamit-tarhan.html Wed, 12 Feb 2014 23:31:41 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3125 ABDÜLHAK HAMİT TARHAN

  • İstanbul’da doğan yazar eğitimini 10 yaşında gittiği Paris’te gördü.Burada Fransızcasını oldukta ilerletti.
  • Daha sonra İstanbul’a dönerek burada Robert Koleji’nde  tamamladı.
  • Babasının büyükelçi olması nedeniyle babasıyla birlikte İran’a gitti. İran’da Farsça gördü.
  • Abdülhak Hamit Tarhan’ın yetişmesinde tarih,tıp,seyahatname,sözlük,şiir,tiyatro,hikaye gibi değişik alanlarda eserler vermiş olan babasının katkısı çok büyüktür.
  • Daha sonra kendisi de babasının yolundan giderek devlet memuriyetine başladı. Buradan sonra Paris,Bombay,Lahey ve Bürüksel büyükelçililerini sürdürdü.
  • 1914’te Meclis-i Ayan üyeliğine getirildi.
  • Mütareke ve Kurtuluş Savaşı yıllarını Viyana’da yoksulluk içinde sürdürdü.
  • Cumhuriyet’in ilanından sonra İstanbul’a dönerek  İstanbul milletvekilli olarak TBMM’ye girdi.
  • 12 Nisan 1937’de İstanbul’da öldü. 

 

 

  • Abdülhak Hamit Tarhan modern Türk edebiyatımızın kurucularından sayılır.
  • Tanzimat dönemi edebiyatımızın 2. dönem yazarlarındandır.
  • Tanzimatçıların o zamana getirmiş olduğu edebiyatı daha ileriye götüren Abdülhak Hamit’tir.
  • Tanzimat şiiri, onun dönemine kadar hep bir yenilikten bahsediyordu ama bu yenilik sadece içerik noktasında bir farklılık göstermektedir. Abdülhak Hamit şiiri biçim ve içerik olarak bir yeniliğin içine sokarak Servet-i Fünun edebiyatında bir örnek teşkil etti.
  • Batı şiirinde gördüğü her yeniliği Türk şiiri içine yerleştirmeye çalıştı. Böylece Divan edebiyatının edebiyatımızdaki, etkisini kırarak gücünü azalttı.
  • Divan edebiyatının nazım biçimleri yerine başka nazım biçimlerini kullandı. Vezin, kafiye ve redife önem vermedi.
  • Döneminde kendisini sevenlerce Şair-i Azam (En büyük şair)  ya da Dahi-yi Azam olarak bilinirdi ve öyle anılırdı.
  • İlk eserlerini tiyatro üzerine gerçekleştirmektedir ve bu noktada ilk eseri “Macera-yı Aşk”tır. Bu ilk eserinden sonra Sabr u Sebat ve İçli Kız isimli tiyatro eserleri devam eder.
  • Özgün kişiliğiyle yazdığı önemli eseri ise Duhter-i Hindu’dur.Bu eserinde İngiliz zihniyetiyle Hint adetlerinin çatışmasını anlatır.
  • Çoğu manzum olan tiyatrolarının konularını Asur, Hint,Türk, Makedonya ve Osmanlı tarihlerinden aldı.Bunların yanı sıra  düşsel konulu oyunlar yazsa da  sahnelenmeye uygun olmadığı için sahnelenmedi.

NOT: Abdülhak Hak Hamit Tarhan tiyatrolarını oynansın diye değil okunsun diye yazmıştır.

  • Tiyatrolarını bazen manzum,bazen nesir  ve bazen nazım nesir karışık yamıştır.
  • Şiir yazmaya 1870’lerde başlayan Abdülhak Hamit’in ilk şiir kitabı “Sahra”dır.

NOT: Sahra, Edebiyatımızda yazılmış olan ilk “pastoral şiir” örneğidir.

  • Şiirlerini romantizmin etkisinde kalarak güçlü lirizmle yazmıştır. Şiirlerinde tabiat,ölüm,hayat,insanlık gibi konuları işledi.
  • Şiirlerindeki söyleyiş tezatlığı nedeniyle tezatlar şairi olarak bilindi.
  • Abdülhak Hamit, şiiri: “En güzel, en büyük, en doğru şiir dehşet verici bir gerçeğin baskısı altında hiçbir şey söyleyememektir. İnsan bazı kerre, hatırına gelen bir hayali tanıyamaz, o kadar güzeldir. Zihinde uçan bir fikre yetişemez, o kadar yüksektir. Kalbinde doğan bir hissi bulamaz, o kadar derindir. Bir acz ile feryat koparır yahut pek karanlık bir şeyler söyler yahut hiçbir şey söyleyemez de kalemini ayağının altına alıp ezer, bunlar şiirdir.” sözleriyle açıklar.
  • Eşi  Fatma  Hanım’ın ölümü üzerine yazdığı mersiye niteliğindeki “Makber” adlı uzun şiir Türk şiirinde serbest düşünmenin ve metafiziğin başlangıcı sayılır.
  • Dil ve anlatımın savrukluğu, karmaşıklığı, çoğu zaman açıklık ve yalınlıktan uzaklığı, eserlerindeki zengin içeriğe gölge düşüren en önemli kusurlarıdır.

 

ESERLERİ

ŞİİRLERİ:

Makber, Sahra, Belde, Divaneliklerim Ölü, Bunlar Odur, Hacle, Garam, Bir Sefilenin Hasbihali, Validem, Yadigâr-ı Harp, Tayflar Geçidi

 

TİYATRO:

Macera-yı Aşk,  Finten, Tarık, Duhter-i Hindu, Zeynep, Sabr u Sebat, İçli Kız, Nesteren, Liberte, Nazife, Tezer, Eşber, ilhan Turhan, Hakan

 

]]>