Bazı anlam (zaman) kaymaları
Her gün aynı yemeği yiyor. (yer.)
Her zaman spor yapıyor. (yapar.)
Amcam yarın Almanya’dan geliyor. (gelecek.)
Galata köprüsü bir ay sonra ulaşıma açılıyor. (açılacak.)
Tam otların sarardığı zamanlar
Yere yüzükoyun uzanıyorum. (uzandım.)
Yarın saat sekizde geleceksin, buraları temizleyeçeksin. (temizle.)
Bir daha sigara içmeyeceksin. (içme.)
Her halde bu tren Adana postası olacak. (olmalı.)
Bu saatte gelen Ahmet olacak. (olmalı.)
İstiklal Savaşı biter (bitti), Cumhuriyet ilan edilir (edildi), sıra inkılaplara gelir. (geldi.)
Fatih 1453’te İstanbul’u fetheder. (fethetti.)
Tasalanma, şimdi gelir. (gelecek.)
Duyarsa, bizi mutlaka arar. (arayacak.)
Keloğlan tekrar aramaya başlar. (başlamış.)
Adamın biri yolunu kaybeder. (kaybetmiş.)
Geriye kalanı siz tamamlarsınız. (tamamla.)
Biraz sonra bu mektubu alır (al), postaya götürürsünüz. (götür.)
Biraz hızlı yürüyelim. (yürü.)
Burayı boşaltalım. (boşalt.)
Dışarı çıkınca bir de ne göreyim… (gördüm)
Saat yedide burada olmalısın. (ol.)
Ödevlerini her gün yapmalısın. (yap.)
Bir bilen olmalı da, pişirmeli de, Haşmet de yemeli de sen de karşısına geçip seyretmelisin.
Allah kazadan korusun.
Allah affetsin.
Bir sandalın kenarına el attılar mı sökebilirsen sök.
Çık, çıkabilirsen işin içinden.
]]>