13. yy’dan günümüze kadar süren edebiyattır.
Güzelleme:
Koçaklama:
Ağıt:
Taşlama:
KARACAOĞLAN:
17. yy’da yaşadığı sanılmaktadır. Sade, anlaşılır Türkçe kullanmıştır. Koşma ve semaileriyle tanınır. Güzele ve güzelliklere düşkündür. Şiirlerinde dini etkilerle, Divan edebiyatı etkisi görülür.
KÖROĞLU:
16. yy ozanıdır. Başkaldırının ve özgürlüğün sembolüdür. Yiğitlik, dostluk, aşk, doğa temalarını işler. Sade Türkçe kullanır.
ÂŞIK ÖMER:
17. yy ozanıdır. Divan mazmunlarını kullanmıştır. Hem aruz hem de heceyle yazmıştır. Şiirlerinde “Adli” mahlasını da kullanmıştır.
GEVHERİ:
18. yy ozanıdır. Medrese eğitimi almıştır. Divan şiiri nazım türlerini de kullanmıştır. Koşmalarıyla tanınmıştır.
DADALOĞLU:
19. yy ozanıdır. Varsağı türüyle tanınmıştır. Aşiretlerle derebeyleri arasındaki savaşları anlatır.
KAYIKÇI KUL MUSTAFA:
17. yy şairidir. Yeniçeri şairlerindendir. Genç Osman Destanı’nın şairidir.
DERTLİ:
18. yy ozanıdır. Divan geleneğinden etkilenmiştir. Koşma ve semaileriyle tanınmıştır. “Dertli Divan” isimli eseri vardır.
BAYBURTLU ZİHNİ:
18. yy ozanıdır. “Sergüzeştname” adlı eseriyle tanınmıştır.
ERZURUMLU EMRAH:
19. yy ozanıdır. Semai ve koşmalarıyla ünlüdür.
RUHSATİ:
19. yy ozanıdır. Bektaşi dervişidir. Eserleri ahlaksal ve öğreticidir.
AŞIK VEYSEL ŞATIROĞLU:
20. yy’ın en büyük ozanıdır. Sade bir söyleyişi vardır. Aşk ve doğa sevgisini işlemiştir. Şiirlerini Deyişler, Sazımda Sesler, Dostlar Beni hatırlasın adlı ?
Temelleri 12. yy’da Ahmet Yesevi tarafından atılmıştır.
Allah, insan, evren ve fizik ötesi gerçeklik konularını ele alan bunların ne olduğuna cevap arayan din felsefesidir.
TASSAVVUF TERİMLERİ
Mutasavvıf: Tasavvufu benimseyip, ona göre yaşayan kimse.
Vahdet-i Vücud: Tek ve gerçek varlık Allah’tır. Evren bir bütündür.
Vücud-ı Mutlak: Asıl varlık Allah’tır. Diğer varlıklar onun görüntüsüdür.
Hüsn-i Mutlak: Gerçek güzellik yalnızca Allah’tadır.
İnsan-ı Kâmil: Allah’ın varlığını kabul eden olgun insan.
Tecelli: Allah’ın varlığının gönüllerde belirginleşmesidir.
Fena-Fillah: İnsanın Allah’ta yok olma-sıdır.
Nefes:
YUNUS EMRE:
HAM MEYVE (Türkü)
Çamlığın başında tüter bir tütün
Acı çekmeyenin yüreği bütün
Ziyamın atını pazara çekin
Gelen geçen Ziya’m ölmüş desinler
Uzun olur gemilerin direği
Yanık olur anaların yüreği
Ne sen gelin oldun ne ben güveyi
Onun için açık gider gözlerim
Ham meyveyi kopardılar dalından
Beni ayırdılar nazlı yârimden
Eğer yârim tutmaz ise elimden
Onun için açık gider gözlerim
Benim yârim yaylalarda oturur
Ak ellerin soğuk suya batırır
Demedim mi nazlı yârim ben sana
Çok muhabbet tez ayrılık getirir
MANİ
A benim bahtiyarım
Gönülde tahtı yârim
Yüzünde göz izi var
Sana kim baktı yârim
Nazli yardan geldi bana bir name
Nazlı yardan geldi bana bir name
Eğer doğru ise kırdı belimi
Dediler ki yarini yad iller almış
Kadir Mevla’m nasip eyle ölümü
Bülbüle söyleyin gülüne konsun
Beni yardan eden Allah’tan bulsun
Sabreyle sevdiğim ilkbahar olsun
Terk edeyim vatanımı ilimi
Ak yari gördükçe ağladım coştum
Al elinden dolu badeler içtim
Kötüler sandı ki ben yardan geçtim
Ölmeyince çeker miyim elimi
Karac’oğlan der ki konmadan göçmem
Her olur olmaza sırrımı açmam
Kötüler köprü olsa üstünden geçmem
Taşık suya uğradırım yolumu
Karacaoğlan
]]>1.Yazarı belli olmayan toplumda kendiliğinden ortaya çıkmış bir edebiyattır.
2.Tamamıyla sözlü bir edebiyattır. Bu edebiyatın yayılması nesilden nesile kulaktan kulağa aktarılarak geçmiştir. Bu aktarma esnasında bozulmalar,unutulmalar ,değişimler olması bu edebiyatın sürekli farklılaştığını gösterir.
3. Elimize ulaşan ürünlerin bir çoğu yakın tarihimizde yapılan derleme çalışmalarıyla kazanılmıştır.
4.Mani, türkü, ağıt, ninni, tekerleme nazımla yazılan türler olup masal, efsane, halk hikâyesi ve fıkra da nesirle yazılan türlerdir. Köy seyirlik oyunlarıyla kukla, Karagöz, ortaoyunu, meddah ve tuluat gibi göstermeye bağlı türler de bulunmaktadır.
A benim bahtiyarim Bahçelerde baz olur
Gönülde tahtı yarim Gül açılır yaz olur
Yüzünde göz izi var Ben sana gülüm demem
Sana kim bahtı yarim Gülün ömrü az olur
Artık mani:
dört dizeden fazla olan 5,6,7… mani çeşitleridir.
Bülbülün yuvasına Derdim var beller gibi
Gül girer rü’yasına Söylemem eller gibi
Bülbül güle aşıktır Kalbimin hüsnü var
Mecnun da Leyla’sına Yıkılmış iller gibi
Mecnun Leyla der iken Gözlerimden yaş akar
Erişti Mevla’sına Coşmuş seller gibi
Cinaslı manilerde,1. mısra cinaslı ayağı oluşturan kelimedir.Bu kelime veya kelime gurubu anlamlı olsa veya olmasa,düşünceye bir giriş ve kafiyeye başlangıç teşkil ettiğinden maninin yapısında ve anlamında bir değişikliğe yol açmaz.
Sürüne Her gün ah
Koyun kuzu sürü ne Her gün aman her gün ah
Çünkü çoban değilsin Sana gönül vereli
Arkandaki sürü ne Etmedeyim her gün ah
Ben bir körpe kuzuyum Her günah bizde imiş
Al kat beni sürüne Ben sanırdım bir günah
Beni böyle yandıran Elbette seni tutar
Yüz üstüne sürüne Eyler isem bir gün ah
Bu tür maniler karşılıklı iki kişinin söyledikleri manilerdir.Bu manilerde maniyi kimin söylediği ve cevaplıyanın kim olduğu belirtilir.
Ağa-Adilem sen na-çarsın Adile-Ağam derim na-çarım
La’l ü gevher saçarsın İnci mercan saçarım
Ben Azrail olunca Sen Azrail olunca
Kuzum nere kaçarsın Ben cennete kaçarım
Birinci dizesi 7 heceden az, anlamlı ya da anlamsız bir sözcük grubu olan maniler. Bu kesik dize sadece kafiyeyi hazırlar.
Karaca
Aldım aşkın tüfeğin
Vurdum bir kaç karaca
Dünyada bir yâr sevdim
Kaşı gözü karaca
♦Türküler konularına göre aşk türküleri, sevda türküleri, gurbet türküleri, askerlik türküleri, hapishane türküleri, kahramanlık türküleri, ölüm türküleri (ağıtlar), eşkıya türküleri, tören türküleri, doğa türküleri, oyun türküleri… gibi türlere ayrılır.
♦ Özel bir ezgiyle söylenen türküler ezgilere göre “üsullü ve üsulsuz” olmak üzere ikiye ayrılır.
♦ Usullü türküler “oyun havaları” dır. Bunlara Urfa’da “kırık hava”, Konya’da “oturak”, Karadeniz’de “horon”, Ege’de “zeybek”, Trakya’da “karşılama”, Erzurum’da “Sümmani”, İsparta yöresinde dattiri” gibi değişik adlar verilir.
♦ Usulsüz türküler ise “uzun hava” lardır.
♦ Söyleyeni belli olan, adı belli âşıklarca söylenen türküler de vardır.
2. EFSANE
NOT: Destan döneminden halk hikayesine geçişi sağlayan ilk ürünümüz Dede Korkut Hikayeleri’dir.
]]>