| Anonim Halk Edebiyatı | Aşık Edebiyatı | Tasavvuf (Tekke) Edebiyatı |
| Söyleyeni belli olamayan, halkın ortak malı olan bir edebiyattır. | Aşk, doğa, yiğitlik, ölüm vb. konuları ele alan, söyleyeni belli olan bir edebiyattır. | Dini – tasavvufi konuları işleyen, tekkelerde gelişen bir edebiyattır. |
| Sözlü geleneğe dayalıdır. Halk hikayelerinde eski destanların, şiirlerde ise sagu ve koşukların etkileri açıkça görülür. | Bu edebiyatın yaratıcıları usta-çırak ilişkisiyle yetişen gezginci aşıklardır. | 13.yy’da gelişmeye başlayan Tekke edebiyatının asıl kurucusu Türkistanlı Hoca Ahmet Yesevi’dir. |
| Şiirlerde hece ölçüsü kullanılmıştır. Nazım birimi dörtlüktür. | Hece ölçüsünün genellikle 7, 8, 11’li kalıpları kullanılmıştır. Nazım birimi dörtlüktür. | Yesevilik, Babailik, Mevlevilik, Bayramilik, Bektaşilik gibi tarikatlarda gelişmiştir. |
| Daha çok yarım ve cinaslı kafiyeye yer verilmiş, redifler bolca kullanılmıştır. | Yalın bir dil kullanılmıştır. Söz sanatları çok azdır. | Allah aşkı, Allah’a ulaşmanın yolu, dünyanın faniliği, nefsin öldürülmesi, insan sevgisi, ölüm vb. konular işlenmiştir. |
| Eserlerde yalın bir dil kullanılmıştır. | Şiirlerin son dörtlüğünde şairin adı (mahlas) geçer. | Nazım birimi dörtlüktür. En çok yarım uyak kullanılmıştır. Hem hece hem aruz kullanılmıştır. |
| Aşk, doğa, özlem, yiğitlik vb. konular işlenmiştir. | Şiirler saz eşliğinde söylenir. Doğaçlama yoluyla oluşturulur. | Dil, yalın olmakla birlikte Arapça ve Farsça’dan alınan tasavvuf terimlerine yer verilmiştir. |
| Türkü, mani, ninni, bilmece, tekerleme gibi manzum türlerde; masal, atasözü, fıkra, halk hikayeleri gibi mensur türlerde eserler söylenmiştir. | Divan şiirinden etkilenen bazı şairler aruzla da şiirler yazmıştır. (Yunus Emre, Aşık Ömer, Gevheri, Dertli, Seyrani…) | Söz sanatları yok denecek kadar azdır. Şiirlerin çoğu ezgili (besteli)dir. |
| Koşma, semai, varsağı, destan başlıca nazım biçimidir. | İlahi, nefes, nutuk, deme, şathiye, devriye başlıca nazım türleridir. | |
| Cönk: Aşık edebiyatı şairlerinin şiirlerinin toplandığı defterlere denir. Bu defterler, şiir antolojisi niteliği taşır. | Ahmet Yesevi, Gülşehri, Sultan Velet, Yunus Emre, Hacı Bayram Veli, Mevlana, Pir Sultan Abdal, Eşrefoğlu Rumî, Aziz Mahmut Hüdai, Kaygusuz Abdal, Hacı Bektaşi Veli… | |
| Karacaoğlan, Köroğlu, Aşık Ömer, Gevheri, Dadaloğlu, Kayıkçı Kul Mustafa, Dertli, Bayburtlu Zihni, Erzurumlu Emrah, Seyrani, Noksani, Ruhsati, Aşık Veysel, Aşık Mahsuni Şerif… |
]]>
1. Din dışı konuları işleyen, âşık denilen gezgin saz şairlerinin ürünleriyle oluşan edebiyattır.
2. Âşık edebiyatının kökeni saz ve sözdür. Şiirler saz eşliğinde söylenir.
3. Âşıklar köylerde, göçebe obalarda, yeniçeri ocaklarında, kasaba ve şehirlerde usta-çırak geleneği içinde yetişir.
4. Âşıklar kervansaray, panayır, köy odası, kışla, kahvehane, saray, konak gibi yerlerde; düğünlerde, toplantılarda, derneklerde sazlarıyla usta malı ve doğaçlama şiirler söylerler, halk hikâyeleri anlatırlar.
5. Dil yalındır, halkın konuştuğu dildir.
6. Konular halkın yaşayışından alınır: aşk, ölüm, ayrılık, doğa vb.
7. Başlıca nazım biçimleri koşma, semai, varsağı ve destan; nazım türleri ise güzelleme, koçaklama, taşlama ve ağıttır.
8. Nazım birimi dörtlüktür.
9. Şiirler, genellikle 8’li ve 11 ‘li hece ölçüsüyle söylenmiş; yarım ve cinaslı uyak kullanılmıştır.
10. Şiirlerin belli bir adı yoktur, şiirin sonunda şairin mahlası (tapşırma) geçer. Genellikle usta âşıklar tarafından verilen mahlaslar zamanla âşıkların adlarını unutturmuştur.
11. Âşık edebiyatı ürünlerinin birinci derecede kaynağı, aşağıdan yukarıya doğru açılan, dar ve uzun bir defter olan “cönk”lerdir. Şiir meraklısı kişilerce tutulan ve danadili de denilen ve cönklerde, şiir dışında atasözü, bilmece, mani, fıkra, halk hikâyesi gibi diğer Halk edebiyatı ürünlerine de yer verilmiştir.
12. Âşık edebiyatı 17. yüzyıldan itibaren Divan şiirinin etkisinde kalmış, özellikle 19. yüzyılda Divan şiiri öğelerinin âşık şiirindeki etkileri iyice belirginleşmiştir.
13. Âşıkların Divan şiirinden aldıkları gazel, müstezat, murabba, muhammes, müseddes biçimlerini kullanarak geliştirdikleri aruzlu nazım biçimleri şunlardır: Divan, selis, kalender, vezn-i ahar, semaî, satranç.
14. Âşıklar, âşıklık geleneğini yaşatmak ve kendi tarzlarını kuşaktan kuşağa devam ettirmek için çırak yetiştirmeye önem vermişlerdir. Bu gelenek 19.yüzyılda âşık kollarını ortaya çıkarmıştır. En ünlü âşık kolları Emrah kolu, Ruhsatı kolu ve Şenlik koludur.
15. 16. yüzyılın başlarında ortaya çıkan “Âşık edebiyatı” geleneği 20. yüzyılda önemini kaybetmiştir.
Nazım Türleri
Güzelleme:
Koçaklama
Taşlama:
Ağıt: