Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
biryay yayınları edebiyat cevapları – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Fri, 30 Apr 2021 18:18:36 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png biryay yayınları edebiyat cevapları – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 10.Sınıf Edebiyat BirYay Yayınları Kitap Cevapları(Sayfa 123) https://dersimizedebiyat.org/10-sinif-edebiyat-biryay-yayinlari-kitap-cevaplarisayfa-123.html Sun, 14 Feb 2021 20:07:55 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=126350 10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı  BirYay Yayınları Kitap Cevapları 123. sayfanın cevaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.
  1. Kahramanlık hikâyelerinin abartılı olmasının nedeni sizce nedir? Açıklayınız.

Kahramanlık hikayelerinde abartılı anlatımın olması metinlerin oluştuğu dönemden sonra kuşaktan kuşağa aktarılırken metinde abartmalara kayabilir. Aynı zamanda hamasi duygular da buna neden olabilir.

  1. Avrupa Hun İmparatoru Attila hakkında bildiklerinizi paylaşınız.

Avrupa Hun İmparatorluğunun hükümdarı Attila, 395-453 yılları arasında yaşamıştır. Babası, Muncuk Han’dır. (Boncuk Han) Attila, babasının ölümünün ardından bozkırda tek başına yaşam mücadelesi verirken, amcası Rua tarafından bulunmuş ve koruma altına alınmıştır. Attila, Vizigotlar karşısında Roma İmparatorluğu ile müttefik olmuştur. Bu ittifakla birlikte, Flavius Aetiusun davetlisi olarak, bir süreliğine Roma’da kalmıştır. Amcası Rua’nın vefatı sonrası Attila ve kardeşi Bleda, Hun İmparatorluğu’nu birlikte yönetmeye başlamışlardır. Bleda’nın 445 yılında ölümüyle Attila tek başına Hun hükümdarı olmuştur. 

Daha sonra aşık olduğu Nakara isimli esir biz kızla evlenenen Attila’nın bir oğlu olmuştur. Nakara doğum sırasında hayatını kaybetmiştir.

Öte yandan Attila hükümdarlığı boyunca sürekli Batı ve Roma İmparatorluklarına karşı seferler düzenlemiştir. Bu sebeple Orta Çağ batı kaynaklarında acımasızlığı ile ün salmıştır. Avrupa’da “Tanrının Kırbacı” olarak anılmaktadır.

Buna karşın Cermen (Alman) efsanelerinde Attila, çok büyük ve iyiliksever bir hükümdardır. Bunun sebebi Attila’nın sarayında çok sayıda Germen hükümdarının yaşamış olmasıdır.

Attila’dan bahseden önemli destanlardan biri de Nibelungen Destanıdır. Hun-Germen savaşlarını anlatan bu destanda, Attila, Etzel ismiyle geçmektedir. Etzel, kudretli bir otoriteye sahip, barış yanlısı bir hükümdardır. Savaşçılığı ise, sadece asilere karşı kılıç kuşanması anlatılarak göz önüne serilmiştir. Aynı destanda, Attilanın asil ruhlu bir hükümdar olduğu da belirtilir. Hatta, Avrupa Hun İmparatorluğu’na başkentlik yapan Etzelburg isminin de, bu efsanedeki hükümdar isminden, geldiği bilinmektedir. Attila, Aetus ile Katalon Savaşında karşılaşmış ve Roma ordusunu mağlup etmiştir. Bu sıralarda, Batı Got Kralı Theodeirch de öldürülmüştür. Attila ordusunu dinlendirerek kaçan Aetus’u takip etmedi.

Batı Roma İmparatorluğu’na sefer düzenlerken Papa Büyük Leo’nun araya girmesiyle Attila seferi durdurdu ve Romalıları haraca bağladı. Bu olay nedeniyle, papanın diz çöktüğü tek insan evladının, Attila olduğu anlatılmaktadır.

Rivayete göre Attila, M.S 453 yılında gerdek gecesindeyken, son eşi İldiko tarafından zehirlenerek öldürülmüştür.

  1. Cafer bin Muhammed’in “İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa affedip de pişman olmak daha iyidir.” sözüne katılıyor musunuz? Anlatınız.

İntikam duygusu iyi değildir, intikam almak yerine affetmek gerekir.

]]>
10.Sınıf Edebiyat BirYay Yayınları Kitap Cevapları(Sayfa 130) https://dersimizedebiyat.org/10-sinif-edebiyat-biryay-yayinlari-kitap-cevaplarisayfa-130.html Sat, 13 Feb 2021 20:51:04 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=126339 10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı  BirYay Yayınları Kitap Cevapları 130. sayfanın cevaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.
  1. Yaşadığınız bölgedeki coğrafi yerler veya insanlarla ilgili efsaneler var mıdır? Anlatınız.

ER İLE CİS  EFSANESİ ( Erciyes’in Adı)

Ercişler Kabilesiyle beyleri burda yaşardı. Bey’in güzel kızı Cis’in namı dillere destandı. Bir yiğit yöreye gelmiş, Cis’i görüp beğenmişti. Cis’de bu yiğidi görmüş, can evinden vurulmuştu. Yiğit Cis’i babasından istetemeye karar verdi. Ulu Alplere giderek Cis’i, beyden istetmişti. Bey, yiğidi şöyle süzmüş önüne bir şart koşmuştu. “ Karşı  dağın tepesinde alev kusan bir ejder var. O ejderi öldürüp gel! Kızım Cis’de senin olsun”

Yiğit bunun üzerine Cis’in yanına giderek ona gelinliği vermiş. “Sen hazır ol ben ejderi kesip geleceğim “demiş. Cis, onun önüne geçip, vaz geçmesini istemiş. “Ordular baş edememiş sen nasıl edersin?” demiş. “ Dağ çok sapa, Ejder büyük  gel bu işten vaz geç“demiş. Yiğit, verdiği söz ile  sevdasından vaz geçmemiş.  “ Yol sapa, ejder büyükse sevdam daha büyük” demiş. “ Ejder beni öldürürse bir kere yanar, ölürüm. Yoldan dönmek,sensiz kalmak; bana binlerce kez ölüm.” Diyerek Cis’e aldığı beyaz gelinliği vermiş. “ Kısmetse döner gelirim giy bu gelinliği “demiş.

Yiğit, silahlar kuşanıp dağ başına revan olmuş. Cis ise peşinden gdip, yoldan çevirmek istemiş. Yiğit, yolundan dönmeyip ejderin yanına varmış. Ejder, alevler püskürtüp Yiğit’i yakmak istemiş. Alevler Cis’i sarınca Yiğit  üstüne kapanıp onu korumak istemiş. İkisi birden  tutuşup yanıp yakılıp kül olmuş. Cis’in beyaz gelinliği  dağın başına yayılmış. Erciyes o günden sonra beyaz ve dumanlı kalmış.

  1. Aşağıdaki cümlelerde Türk mitolojisine ait “Hüma Kuşu-Tulpar-Tepegöz” ile ilgili açıklamalar verilmiştir. Açıklamaların hangi mitolojik varlığı karşıladığını yanlarına yazınız.

Devlet kuşu uğur, bereket sayılır. Hakkında yazılmış türküler bulunur.

HÜMA KUŞU

Manas destanında geçer. Yunan mitolojisindeki kanatlı at Pegasus’a benzer.

TULPAR

Dede Korkut Hikâyeleri’nde geçen iri cüsseli, tek gözlü efsanevi yaratıktır.

TEPEGÖZ

 

]]>
10.Sınıf Edebiyat BirYay Yayınları Kitap Cevapları(Sayfa 131) https://dersimizedebiyat.org/10-sinif-edebiyat-biryay-yayinlari-kitap-cevaplarisayfa-131.html Sat, 13 Feb 2021 20:26:31 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=126336 10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı  BirYay Yayınları Kitap Cevapları 131. sayfanın cevaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Metni Anlama ve Çözümleme

  1. Şahmeran ve Lokman Hekim adlı efsanede verilmek istenen mesaj nedir? Açıklayınız.

Sırrınızı kimseye açmayın.

  1. Metindeki olağanüstülükleri tespit ediniz.

Yılanların başının Şahmeran olması ( Yarı insan yarısı yılan olması)

Yılanın konuşması

Adamın vücudunun pul pul dökülmesi

Şahmeran’ın öldükten sonra kuyruğunun kaynatılması, vezrin ölmesi kızın iyileşmesi.

  1. Şahmeran ve Lokman Hekim adlı hikâyede hangi anlatım biçimi ön plandadır? Açıklayınız.

Öyküleyici anlatım – Betimleyici anlatım ön plandadır.Bu iki anlatım biçimi de olay çevresinde gelişen edebi metinlerde en çok kullanılan anlatım biçimidir.Aynı zamanda düşsel (fantastik) anlatım da kullanılmıştır.

  1. Efsanedeki kahramanla Şahmeran arasında nasıl bir ilişki vardır? Açıklayınız.

Şahmeran öldükten sonra kuyruğunu kaynatıp içerek Lokman Hekim’e dönüşmüştür.

  1. Metinde olay örgüsünde eksik kalan noktalar nelerdir? Açıklayınız.

Şahmeran neden izin vermiştir adamın gitmesine,

Kız neden hastalanmış,

Adamın ile kızın evlenip evlenmediği,

Şahmeran tekrar gelip gelmediği… gibi noktalar eksik kalmıştır.

  1. Metinden yola çıkarak efsane türünün özelliklerini açıklayınız.

Bir olay örgüsü etrafında şekillenmiştir. İçerisinde olay örgüsü vardır. Kahramanları insanlardan ya da insan dışındaki varlıklardan oluşabilir. Hayal gücü ve olağanüstülükler ön plandadır. Mitolojik ögeler önemli yer tutar. Anonim olarak yazılıp günümüze kadar nesilden nesile aktarılarak gelmiştir.

  1. Metinde anlatılan Şahmeran’la görseldeki Şahmeran arasındaki benzer ve farklı yönleri söyleyiniz.

Anadolu’da eskiden beri Şahmeran figürü bilinir ve halı, kilim gibi eşyalara aynı resimdeki gibi dokunur.

]]>
10.Sınıf Edebiyat BirYay Yayınları Kitap Cevapları(Sayfa 133) https://dersimizedebiyat.org/10-sinif-edebiyat-biryay-yayinlari-kitap-cevaplarisayfa-133.html Sat, 13 Feb 2021 19:14:44 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=126332 10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı  BirYay Yayınları Kitap Cevapları 133. sayfanın cevaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.
  1. Eski Türk mitolojisi hakkında bildiklerinizi anlatınız.

Türklerin yaratılış destanlarında sıkça mitolojik ögeler yer bulur. Türklerin kutsal olarak gördüğü börü, yani kurt, ağaç, nur, dağ gibi ögeler İslamiyet öncesi ve sonrasında her daim var olagelmiştir.

Göktürklere göre Türkler, kurtlardan türemiştir. Göktürk Devleti yenilgiye uğradığında geride kolsuz ve bacaksız bir çocuk bırakılmıştır. Bu çocuğu dişi bir kurt bulur, büyütür, koruması altına alır ve hatta onunla birlikte olur. Kurttan doğan çocukların Göktürk soyunun devamı olduğu söylenir. Bazen, bu dişi kurdun bir Türk kızı Asena olduğu, bazen de dişi kurttan doğan bir kızın Türklerin kurucusu olan Asena olduğu ve olağanüstü yeteneklere sahip olduğu, yaz ve kış tanrılarının kızlarıyla evlendiği söylenir.

Bir başka destan ise Oğuz Türklerinden gelir. Oğuz Kağan, bir gün Gök Tengri ile görüşmek ister. O sırada gökten bir ışık düşer. Bu ışığın ortasında güneş ve aydan daha güzel bir kız ortaya çıkar. Kız o kadar güzeldir ki o gülünce Gök Tengri güler, o ağladığında Gök Tengri ağlarmış. Oğuz Kağan, bu kızla evlenerek üç çocuk sahibi olur.

Bazıları da soyumuzun ağaçtan türediğine inanır. Osman Gazi de rüyasında Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşuna alamet eden köklü bir çınar ağacı görmüştür.

Eski bir Türk inanışına göre Türkler, dünyayı kare veya dikdörtgen olarak görür, bu dörtgenin ortasındaki dairenin gökyüzü olduğunu, dairenin ortasında da bir ağaç veya dağ durduğuna inanırlardı. Bunun dört parçaya ayrıldığına ve yerle göğü birleştirdiğine, yeraltının cehennem olduğunu düşünürlerdi.

 

  1. Yunan mitolojisindeki Pegasus, Türk mitolojisindeki Tulpar’a; Cyclos ise Tepegöz’e benzer. Mitolojik ögelerin sizce birbirine benzemesinin temel nedeni nedir? Tartışınız.

Eski zamanlarda ortaya çıkan mitolojik unsurlar birbirine benzeyebilir. Çünkü toplumlar arasında etkileşim olmaktadır ve toplumlar gördüklerini sorgulamaya ve araştırmaya imkanları olmadığı için gördüklerini ya da duyduklarını kendi hayatlarına aktarmaktadırlar.

]]>
10.Sınıf Edebiyat BirYay Yayınları Kitap Cevapları(Sayfa 146) https://dersimizedebiyat.org/10-sinif-edebiyat-biryay-yayinlari-kitap-cevaplarisayfa-146.html Fri, 12 Feb 2021 20:30:15 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=126320 10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı  BirYay Yayınları Kitap Cevapları 146. sayfanın cevaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Dil Bilgisi

  1. Okuduğunuz metinden alınan aşağıdaki parçada isim ve sıfat tamlamalarını bularak ilgili kutucuğa yazınız.

Maraş’ın Kurtuluş günü

Nasıl ilktir

Kurtuluş Savaşımız

Nasıl örnektir ezilen uluslara

Maraş ilk destandır

Kurtuluş Savaşı’nda

ilk gazidir.

Onunçün bizim ilk yazdığımız destan

Maraş’ın ve Ökkeş’in Destanı’dır

Maraş kurtuldu

Duruldu Ökkeş’in kabaran yüreği

Açlığını, yorgunluğunu duydu

Soğuğu, uykusuzluğu duydu

Bir gün bir gece uyudu

Sonra kalktı davul zurna

Halaya durdu.

Köye döndüğünde Ökkeş

Söz sözü açtığında

Anlattı yaşadıklarını

İsim Tamlaması

Maraş’ın Kurtuluş günü

Kurtuluş Savaşı’nda

ilk gazidir.

Maraş’ın ve Ökkeş’in Destanı’dır

Ökkeş’in yüreği

Sıfat Tamlaması

Nasıl ilktir

Kurtuluş Savaşımız

Nasıl örnektir

ezilen uluslara

ilk destandır

kabaran yüreği

Bir gün

bir gece

  1. Aşağıda verilen cümlelerdeki yazım ve noktalama yanlışlarını bularak düzeltiniz.
  • 4 kasım 2015 tarihinde aramızdan ayrılan ve 1950’li yıllardan sonra şiir yazmaya başlayan Gülten Akın 1940 sonrası Türk Edebiyatının önemli şairlerindendir.
  • 4 Kasım 2015 tarihinde aramızdan ayrılan ve 1950’li yıllardan sonra şiir yazmaya başlayan Gülten Akın 1940 Sonrası Türk Edebiyatı’nın önemli şairlerindendir.
  • Gülten Akına göre şiir bir baş kaldırı ve dönüştürme aracıdır.
  • Gülten Akın’a göre şiir bir başkaldırı ve dönüştürme aracıdır.
  • Dünya’yı yeniden kuran düzenleyen bir türdür.
  • Dünyayı yeniden kuran düzenleyen bir türdür.
  • Şiirin ana malzemesi hayattır dünyadır ve şiir hayattan aldığı malzemelerle tekrar yeni bir hayat, yeni bir düzen kurar.
  • Şiirin ana malzemesi hayattır, dünyadır ve şiir, hayattan aldığı malzemelerle tekrar yeni bir hayat, yeni bir düzen kurar.
  • Onun şiirlerinin önemli bir bölümünü oluşturan bu kavramdan hareketle ata erkil toplum yapısında kadının varlığını içine düştüğü çıkmazları engellenmişliklerini sıkıştırılmışlığını anlatır.
  • Onun şiirlerinin önemli bir bölümünü oluşturan bu kavramdan hareketle ataerkil toplum yapısında kadın’ın varlığını içine düştüğü çıkmazları engellenmişliklerini sıkıştırılmışlığını anlatır.

 

]]>
10.Sınıf Edebiyat BirYay Yayınları Kitap Cevapları(Sayfa 168) https://dersimizedebiyat.org/10-sinif-edebiyat-biryay-yayinlari-kitap-cevaplarisayfa-168.html Sun, 07 Feb 2021 21:15:40 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=126285 10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı  BirYay Yayınları Kitap Cevapları 168. sayfanın cevaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.
  1. Celal Bey’in annesinin, oğlu için yaptıkları sizce doğru mudur? Düşüncelerinizi söyleyiniz.

Doğru değildir.

  1. Dilber’in mücadeleden vazgeçerek kendini Nil Nehri’ne bırakmasını nasıl karşılıyorsunuz?

Dilber küçük yaşından itibaren sıkıntılarla mücadele etmiş biridir. Çocukluğunu yaşamadan karşı karşıya kaldığı sıkıntılar onu yıldırmıştır. Dolayısıyla en son olayda böyle bir şey yapmasını doğal karşılamak lazım.

Dil Bilgisi

  1. Aşağıdaki cümlelerde kaç tane yargı bulunduğunu tespit ediniz.
  • Yalnız dökülen gözyaşları acıdır.>>2 tane
  • Bana acırsın bilirim…>>2 tane
  • Kadın döndüğünde Dilber’i bıraktığı yerde bularak ikisi birden yürümeye başladılar.>>5 tane
  • Yaşmağını yap.>>1 tane
  1. Aşağıda verilen cümleleri yapı bakımından inceleyiniz.
  • Kadın kapıdan çıkıp da yalnız başına kalınca ayağa kalktı.>> Bağlı Cümle
  • Pencere yanına doğru gidip biraz düşündü.> >Birleşik Cümle
  • Memleketinde geçen bir şey mi hatırına geldi?>>Birleşik Cümle
  • Senin gönlün pek yumuşaktır.>>Basit Cümle
  • Kalk, bohçanı topla. Senin bu evde kısmetin bu kadarmış.>>Sıralı Cümle
  • Sabah olmadan bu evden çıkacağız, efendilerin emri böyle, sözünü tekrar ediyordu.>>Sıralı Cümle
  • Dilber’in gözlerinde üzüntü gözyaşlarından eser görünmüyordu.>>Basit Cümle
  • Toprağın üzerine kapandığı zaman beş yaşındaki çocuklara özgü bir şiddetle hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.>>Birleşik Cümle
  • Ağlamasının sesinden uzakta işe giden bir aile bile yolun üzerinde durmuştu.>>Birleşik Cümle
  • Bu evdeki harem ağası Cevher, Dilber’i çok sever.>>Basit Cümle
  • Ölürken Dilber’e vapur biletinin cebinde olduğunu söyler.>>Birleşik Cümle
  • İstanbul’a kadar kaçamayacağını anlayınca ya da yakalanıp tekrar o işkenceli çekilmez hayata döneceğini düşünerek kendisini Nil Nehri’ne bırakır. >>Birleşik Cümle
]]>
10.Sınıf Edebiyat BirYay Yayınları Kitap Cevapları(Sayfa 173) https://dersimizedebiyat.org/10-sinif-edebiyat-biryay-yayinlari-kitap-cevaplarisayfa-173.html Sun, 07 Feb 2021 20:11:09 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=126278 10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı  BirYay Yayınları Kitap Cevapları 173. sayfanın cevaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Metni Anlama ve Çözümleme

  1. Okuduğunuz metne göre Ahmet Cemil’in hayalleri nelerdir?

İki hayali vardır: Matbuat aleminin önde gelen yazarlarından olmak , iki arkadaşı Hüseyin Nazmi’nin kız kardeşi evlenip mutlu olmak.

  1. Ahmet Cemil’in ruh hâline etki eden olaylar nelerdir?

Kız kardeşinin eniştesi tarafından dövülmesi ve sonucunda ölmesi , Lamia’nın bir başkasıyla evlenmesi.

  1. Eserde hâkim olan bakış açısını eserden örnekler vererek açıklayınız.

Hakim (İlahi –Tanrısal ) bakış açısı ile yazılmıştır.

  1. Okuduğunuz metinde iç konuşmaların geçtiği yerlerin metnin anlamına katkısını değerlendiriniz.

Mai ve Siyah romanı kahramanın hayalleri üzerine kuruludur. Dolayısıyla kahramanın iç dünyasını anlamak için iç konuşmaların daha sık yapılması gerekiyordu ki bu romanda da bolca yapılmıştır.

  1. Servetifünun anlayışıyla yazılan okuduğunuz metinde uzaklaşma duygusu nasıl anlatılmıştır? Açıklayınız.

Bu romandaki Ahmet Cemil karakteri Servetifünun yazarlarını temsil eder. Onların da çok büyük hayalleri vardır fakat hayatın gerçekleri karşısında onlarda da bir yılgınlık ve karamsarlık olmuştur. Bu durum da onlar ister istemez toplumdan bir uzaklaşma duygusu oluşturmuştur.

  1. Okuduğunuz metne göre mai ve siyah neyi ifade etmektedir?

Mai hayalleri, siyah gerçekleri…

  1. Ahmet Cemil, hayallerine niçin ulaşamamaktadır? Bunun sonucunda İstanbul’u terk etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hayatın gerçekleri daha ağır basmıştır. İstanbul’u terk etmesi gayet normaldir. Özellikle aşık olduğu Lamia’nın bir başkasıyla evlenmesi ondan bir bunalıma neden olmuştur.

  1. Okuduğunuz metinde dönemin sosyal ve kültürel özellikleri ile ilgili ne tür bilgiler vardır? Açıklayınız.

Servetifünun romanı toplumsal yönü ağır basan bir roman değildir. Sanat için sanat anlayışı ile yazılmıştır. Bu dönem romanı daha çok aydın kesimin içinde bulunduğu romandır. Zaten Servetifünun Edebiyatı’da bir kaçış edebiyatıdır, toplumsal gerçeklerle çok ilgilenmez.

  1. Halit Ziya Uşaklıgil “Mai Siyah” romanının 1938 yılından sonraki baskılarında romanın dilini sadeleştirmiştir. Bunun nedeni ne olabilir? Açıklayınız.

Önceleri ağır ve süslü yazan dönem romancıları daha sonraları romanını sadeleştirmesi içinde bulunduğu dönemin etkisiyledir. Çünkü 1938 yılından sonra hemen hemen herkes sade ve anlaşılır dille yazacaktır.

Etkinlik

  1. Halit Ziya Uşaklıgil, edebiyat yaşamına çeviri ve şiirle başlamış, çevresinde gördüğü olaylardan faydalanmış; kişilerin ruhsal durumlarıyla betimlemelere önem vermiştir. Türk romanında ciddi bir çığır açtığı ve ilk yetkin eserleri verdiği edebiyat çevrelerince kabul görmektedir.

Bu bilgiden yola çıkarak yazarın hayatının metindeki izdüşümlerine örnekler veriniz.

Halit Ziya, aslında kendini ve döneminin şair ve yazarlarını oldukça realist şekilde anlatmıştır.

  1. Uşaklıgil, romanında bütün olayları, kişileri, tabiatı hep Ahmet Cemil’in gözüyle anlattığına göre Maî ve Siyah, romantik bir tipin gerçekçi bir çizimidir diyebiliriz. Dilekleriyle gücünü iyi hesaplayamayan bir çeşit şehir Don Kişot’unun ilk hayatı.

Asım Bezirci, Seçme Romanlar

Bu parçada verilen düşünceye katılıyor musunuz? Açıklayınız.

Katılıyorum . Ahmet Cemil, hayatı romantik olarak yorumlayıp fazla hayal dünyasında yaşamıştır. Gerçeklerden çok kopmuş ve kurduğu hayaller hep bir başkasının tercihlerine bağlı kalmıştır.

  1. Servetifünun Dönemi romanı ile Tanzimat Dönemi romanlarını karşılaştırınız. Farklı ve ortak yönleri tespit ediniz.

TANZİMAT VE SERVETİFÜNUN ROMANININ ÖZELLİKLERİ

TANZİMAT DÖNEMİ ROMANININ ÖZELLİKLERİ

SERVETİFÜNUN DÖNEMİ ROMANININ ÖZELLİKLERİ

“Toplum için sanat” anlayışına bağlı olarak sosyal yarar amaçlanmıştır. Evlilik, esaret, batıl inançlar, töre, yanlış Batılılaşma gibi temalar işlenmiştir.

“Sanat için sanat” anlayışına bağlı kalınmış ve halka seslenmek dü­şünülmemiştir. Bu dönem romancıları aşk, kadın, evlilik, tabiat, yalnızlık, ümitsizlik, karamsarlık gibi bireysel temaları işlemişlerdir.

Dil şiire göre daha sadedir. Cümleler kısa, anlaşılır özel­lik taşımış ve konuşma diline yaklaştırılmıştır.

Konuşma dilinden tamamen uzaklaşılmış, Arapça ve Farsça dil kurallarına geniş ölçüde yer verilmiştir. 0 zamana kadar edebiyatımızda kullanılmayan bazı kavramlar Fransız edebiyatından esinlenerek Türkçeye aktarılmıştır. Bu kavramlar, Farsçanın kurallarına göre tam­lama ve birleşik sıfat yapılarak kullanılmıştır.

Sanatçılar, Fransız edebiyatından etkilenmiş olsalar bile Doğu hikâye geleneğinden (Meddah hikâyelerinin etkisi ve tekniği görülür.) tam olarak kurtulamamışlardır.

Batılı tarzda romanlar yazılmıştır.

Roman ve öykülerde, mekân genelde İstanbul’dur ve kahramanlar İstanbul’un aydın çevrelerinden seçilmiştir.

Olaylar genelde İstanbul’da geçer (II. Abdülhamit Devrinde gezi öz­gürlüğü olmadığından sanatçılar, İstanbul dışındaki yerleri yeterince tanıyamamışlardır.).

Romantizmden etkilenen Ahmet Mithat Efendi, Namık Kemal, Şemsettin Sami gibi yazarların eserlerinde rast­lantılara çok yer verilmiş; bireyi eğitme, toplumu düzelt­me amacı güdülmüştür. Hikâyenin akışı kesilerek okuyu­cuya bilgiler aktarılmıştır.

Realizm ve natüralizmin etkisi görülmüştür. Bu akımların bir sonucu olarak hayatta görülen ve görülme olanağı olan olay ve kişiler anlatıl­mıştır. Teknik kuvvetlenmiş, gereksiz tasvirler yapılarak ya da gerek­siz bilgiler verilerek hikâyenin akışı kesilmemiştir.

Yazar eserde kendi kişiliğini gizlememiş, olaylara müda­hale etmiştir.

Yazar eserde kendi kişiliğini gizlemiştir. Olaylar, yazarın gözüy­le değil; eser kişilerinin bakış açısıyla anlatılmıştır.

 

]]>
10.Sınıf Edebiyat BirYay Yayınları Kitap Cevapları(Sayfa 175) https://dersimizedebiyat.org/10-sinif-edebiyat-biryay-yayinlari-kitap-cevaplarisayfa-175.html Sun, 07 Feb 2021 19:25:25 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=126272 10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı  BirYay Yayınları Kitap Cevapları 175. sayfanın cevaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Halide Edip Adıvar, Millî Mücadele’nin başlaması ile bu hareketin yılmaz savunucularından biri olmuştur. Sultan Ahmet Meydanı mitingleri ile halkı Millî Mücadele lehine örgütlemiştir. İngilizlerin yakalama kararı üzerine Anadolu’ya geçmiştir. Kurtuluş Savaşı’ndan onbaşı rütbesi ile gazi unvanı almıştır.

Aşağıdaki metni, metnin heyecanını yansıtacak şekilde okuyunuz. O dönemde yaşamış olsaydınız siz neler yapardınız? Anlatınız.

O dönem içinde yaşayan ister aydın olsun isterse halk olsun, herkes Milli Mücadeleye elindeki imkanlar nispetinde fayda sağlamıştır. Aydınlarımız kalemi ve fikirleriyle halkımızsa canını ve gücünü ortaya koyarak vatanın kurtulmasına katkı sağlamıştır. Biz olsaydık emin olun biz de aynısını yapardık.

“Kardeşlerim, evlatlarım!

Ruhu göklerde olan ecdadımız minarelerimizden yedi yüz yılın şanlı Osmanlı tarihinin bugünkü faciasını seyrediyor. Bu tarihi, bu muazzam meydanda zafer alayları yapan kahraman ecdadımızın ruhları karşısında, dünyanın bir başından bir başına at süren ona mağlup erlerin gazapları karşısında başımı kaldırıyor ve diyorum ki: “Ben Türk ve Müslüman tarihinin bedbaht bir kızıyım. Eskileri kadar kahraman fakat bedbaht yeni milletin de bedbaht bir anasıyım…Bugün kolları kesilmiş Türk milletinin geçmiş günlerdeki kadar cesur bir ruhu var.

(…)

Kardeşlerim, evlatlarım;

Asırlardan beri sinsi sinsi devam eden Avrupa’nın istila siyaseti her vakit Türk toprakları üzerinde en vicdansız bir şekilde tecelli etmiştir. Ayda ve yıldızlarda zapt edilecek Müslüman ve Türk toprakları ve milletleri olduğunu haber alsa oraya istila ordusu göndermek için mutlak yol bulacak olan Avrupa’nın eline nihayet bir fırsat geçmiştir…

Esaret boyunduruğunun zincirleri ta canına geçmiş olan Müslüman kardeşlerimiz sizin için bugün gür sesleri ile haykırıyor. Ben kardeş Müslüman dünyalarına da sizin namınıza yemin ediyorum. Davamız şudur: Türkiye’nin mevcut olan hak ve istiklalinin elinden alınmaması. Türkler ve Türkiye ecdadlarına ve bayraklarına ve milletimizin ebedi ve ilahi hakkına hıyanet etmeyeceklerdir.

Ya Rabbi, hakkın ve milletlerin bir mahşeri, bir mahkeme-i kübrası hazırlanıyor. Bu mahkemeye

millet ve hakkı çiğneyen zalimler gelecektir. Ve bu zalimleri en evvel kendi milletleri mahkum edecektir.

Milletlerin ruhunda her vakit ilahi bir hak ve büyüklük vardır. Dinleyiniz! Sizin iki dostunuz var:

Bugünkü Müslüman alemi, öteki millet hakkı için bağıracak milletler. Birini kazandınız, ötekini bugünkü açtığınız davanın hak ve ulviyeti kazanacaktır.

(…)

Milletlerin ilahi hakkı ilan olunacağı güne kadar kalbimizde heyecanımız kalacak, eksilmeyecektir. Yedi yüz senenin en asil ve büyük mirası olan vakarımızı, adalet ve terbiyemizi unutmayacağız.

Yemin ediniz!

Yedi yüz senenin tarihini ağlayan minareler altında yemin ediniz:

Bayrağımıza, ecdadımızın namusuna hıyanet etmeyeceğiz.” Binlerce kişinin gökgürlemesini andıran bir uğultu şeklinde “Vallahi!” sesleri Halide Edib’in ayaklarının altındaki kürsüyü sarsıyordu. ”

Devrin Yazarlarının Kalemiyle Milli Mücadele ve Gazi Mustafa Kemal

]]>
10.Sınıf Edebiyat BirYay Yayınları Kitap Cevapları(Sayfa 181) https://dersimizedebiyat.org/10-sinif-edebiyat-biryay-yayinlari-kitap-cevaplarisayfa-181.html Sun, 07 Feb 2021 18:58:09 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=126268 10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı  BirYay Yayınları Kitap Cevapları 181. sayfanın cevaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.
  1. Aşağıda verilen metinde ayraçla boş bırakılan yerlere uygun noktalama işaretlerini getiriniz.

Şimdi Ankara Cebeci Hastahanesi’nin küçük bir odasından dışarıya bakıyorum(.) Uzun ( , ) sarı toprak yığınları yükselerek ( , ) alçalarak nihayetsiz uzanıyor(. ) Fakat arkasında öyle kızıl bir gök var ki ( … ) Her şey acayip bir surette kızıl( , ) galiba onun kanı( ! ) A( ! ) bunu böyle düşünmemek lâzım( . ) Doktor ne dedi( ? ) Başımdaki kurşun bende hayalât yapıyormuş.

Halide Edip Adıvar, Ateşten Gömlek

  1. Aşağıda verilen metinde noktalama işaretlerinin kullanım amaçlarını belirleyiniz.

Muazzam bir gümbürtü, etrafımızda kalın, siyah bir duman ve toprak bulutu, anî bir sayha… Dumanlar arasından soluğu hissedilecek kadar sessiz mütemadiyen kaçışan, karışan bir halk. Arkamı bir dükkâna dayadığımı, dizlerimin, arka kemiğimin pişmiş paça gibi yılıştığını, döküldüğünü duydum. Gözlerimi açtım. Yalnız Harbiye Nezareti’nin tayyare topları uzaktan havayı…

Halide Edip Adıvar, Ateşten Gömlek

Nokta: Cümlede yargı bildiren cümleler sonuna konur.

Virgül: Eş görevli sözcükleri ayrımak için kullanılır.

Virgül: Sıralı cümleleri ayırmak için kullanılır.

Üç Nokta: Tamamlanmamış, yargı bildiren cümlelerin sonuna konur.

 

]]>
10.Sınıf Edebiyat BirYay Yayınları Kitap Cevapları(Sayfa 185) https://dersimizedebiyat.org/10-sinif-edebiyat-biryay-yayinlari-kitap-cevaplarisayfa185.html Sun, 07 Feb 2021 17:07:26 +0000 https://dersimizedebiyat.org/?p=126262 10.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı  BirYay Yayınları Kitap Cevapları 185. sayfanın cevaplarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

4. Aşağıdakilerden hangisi Tanzimat Dönemi romanının özelliklerinden biri değildir?

A) Yazarlar, eserlerine kişiliklerini yansıtmışlardır.

B) Olayların akışında rastlantılara sıkça yer verilmiştir.

C) İşlenen konular gerçeklere uygundur.

D) Genellikle romanlar, masallar gibi biter.

E) Romanlarının kurgusu ve tekniği güçlüdür.

I. Realist olmasına rağmen romantizmin etkisinden kurtulamamıştır.

Modern Türk romanının kurucusu sayılır.

III. Romanlarında İstanbul’un aydın kesimini anlatmıştır.

Servetifünun Dönemi’nin en önemli romancısıdır.

5. Yukarıda özellikleri verilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ahmet Mithat

B) Mehmet Rauf

C) Halit Ziya Uşaklıgil

D) Namık Kemal

E) Ahmet Rasim

6. Çerkez kızı Dilber’le, zengin konağın sahibi Celal Bey arasında çok kısa bir zamanda başlayan ve biten aşkın izleri görülür. Yazar, insan ruhunun çaresizlik karşısında takındığı tavrın doğal davranışlarını, güçlü bir duygusal düzlemde okuyucuya başarılı bir şekilde aktarmıştır. O dönemde geçerli olan fedakârlık, güven, dürüstlük ve vatan sevgisi gibi kavramların sancılı göreceliğinin neden olduğu haksızlığa dikkat çeker… Roman, küçük esir bir kızın tertemiz aşkını tutkulu bir biçimde işlerken özellikle aşkın karşı konulmaz yüceliğini anlatması bakımından da tüm dikkatleri üzerinde toplamaktadır.

Bu parçada söz edilen eser aşağıdakilerden hangisidir?

A) Araba Sevdası

B) Sergüzeşt

C) Mai ve Siyah

D) İntibah

E) Felatun Bey ve Rakım Efendi

7. Servetifünun Dönemi romanı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A) Batılı roman tekniğine uygun ilk eserler verilmiştir.

B) Söyleyişe önem verilmiş, sanatlı sözlerle örülmüş geniş tasvirler yapılmıştır.

C) Arapça ve Farsça tamlamalardan oluşan ağır bir dil kullanılmıştır.

D) Fransız romantizminin etkisiyle gerçeklikten uzak karakterler yaratılmıştır.

E) İstanbul ve çevresinde yaşanan olaylar konu edilmiştir.

8. Aşağıdaki yazarlardan hangisi Millî Edebiyat Dönemi yazarlarımızdan biri değildir?

A) Reşat Nuri Güntekin

B) Yakup Kadri Karaosmanoğlu

C) Refik Halit Karay

D) Tevfik Fikret

E) Halide Edip Adıvar

]]>