Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
cümlede anlam çıkmış soruları – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Tue, 06 Apr 2021 18:54:09 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png cümlede anlam çıkmış soruları – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 Cümlede Anlam – 20 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/cumlede-anlam-20.html Fri, 07 Mar 2014 23:11:12 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3507 CÜMLEDE ANLAM – 20

1. Aşağıdakilerden hangisi bir yazının ilk cüm­lesi olmaya en uygundur?

A) Yeni öykücüler arasında Türkçeyi bütün güzel­liği ile kullananlar var.

B) Başka öykülerini de dergilerde okumuştum ama bunu hepsinden güzel buldum.

C) Bunda, tiplerin çok canlı, öykülerinin otobiyo­grafik olmasının da etkisi var.

D) Bir bakıma, bu son iki kitabı birer dil olayı olarak değerlendirilmelidir.

E) Birçok yeni öykücünün, buna gereğinden fazla önem verdiğini gördük.

(ÖSS 1987)

 

2. Zamanının çoğunu kasabanın dışındaki kulübe­sinde geçirir. Yazın bağda, kışın küçük zeytinlikte durup dinlenmeden çalışır. Bir gün bile halinden şikâyetçi olmamıştır.

Bu parçada sözü edilen kişi İle aşağıdakiler­den hangisi arasında en çok benzerlik vardır?

A) Kızgın güneşte, yağmur altında eviyle tarlası arasındaki dik yokuşları, kayalık yolları zor­lukla aşardı.

B) Pamuk tarlalarında çalışmak üzere yola ko­yulmuş, bin bir güçlükle Çukurova’ya varmıştı.

C) Kendi yarattığı küçücük dünyasında yaşayan, doğayla içice olmaktan mutluluk duyan çalışkan bir gençti.

D) Çocukluğundan beri şehirlere alışamamış, kendi köyündeki insanlarla bunların yaşama biçimi arasında farklar olduğunu görmüştü.

E) O, bir sur harabesi üzerinde çıkan yabani in­cir ağacı gibi biraz sıkıntılı ve şekilsiz fakat özgürce büyüyüp gelişiyordu,

(ÖYS 1994)

 

3. (I) Ortaokul yıllarımda arkadaşlarla dersten çıkar çıkmaz, okulumuzun bulunduğu tepeden İner, güzelim gül bahçeleriyle çevrelenmiş evlerin Önünden geçerek kıyıya koşardık. (II) Dalgalarla oynarken içimizden biri bağırırdı: “Yunuslar geçiyor!” (III) Sonraları hangi denize baksam, böyle bir sürü halinde geçen yunuslar canlanırdı gözlerimde. (IV) Açıklardaki tek bir yunusu fark edip sevinç çığlıkları atanları gördükçe gerçekten çok etkilenirdim. (V) Yıllarca yunusların sürü sürü gözlerimin önünden geçtiğini, zamanın hepimizi, az rastlanan anların son tanıklarına çevirdiğini nasıl anlatabilirdim onlara?

Bu    parçadaki    numaralanmış    cümlelerin hangisinde yakınma söz konusudur?

A) I.           B)ll.           C) III.          D) IV.           E)V.

(ÖSS 2005)

 

4. Aşağıdaki dizelerin hangilerinde yorum söz konusu değildir?

A)            Alabildiğine insan kalabalığı vardı

Bir aydınlık geleceğe bakıyordu

B)            Bir ılık güz öğlesinde

Şanlı haki urbası üstünde.

C)            Koymuştu kılıcını içine kınının

Yürüyordu arasında sevgili halkının

D)            İzmir’e girişini Atatürk’ün

Bir kahve duvarındaki resimde gördüm

E)            Işıktı sevinçti türküydü

Görseydiniz o resimde Atatürk’ü

(ÖSS 1999)

 

5. Ailede tüm yükümlülükleri üzerlerine alan, çocuk­larını her türlü sorumluluktan uzak tutan anne ba­balar ………… bireyler yetiştirirler.

Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağı­dakilerden hangisi getirilebilir?

A) her bakımdan kendilerine benzeyen

B) işini seven, görevlerinin bilincinde olan

C) bulundukları    her   ortama   kolayca   uyum sağlayan

D) karşılaştıkları güçlükleri yenmek İpin her türlü yola başvuran

E) yaşamını biçimlendiremeyen, başkaları tarafından yönetilmeyi bekleyen

(ÖSS 2001)

 

6. (I) Uykudan önce çocuklara okunacak kitapları onların yaşlarına ve ilgilerine göre seçmek gerekir, (II) Yatak başında, kitapları okurken çocuklarla yapılacak sohbetler, bir bakıma onların çocuksu sırlarını ve duygularını değişik açılardan yansıtır (İli) Bir kitap kahramanının hayranlık uyandıran bir yanı üzerine çocukları konuşturma ya da düşündürme onlarla olan İlişkiyi pekiştirip derinleştirir. (IV) Bunun için de çocuklar, bu soh­bet saatlerinin tadına doyamazlar. (V) Daha da ileri giderek denebilir ki yetişkinlik döneminde de uykudan önceki bu saatler özlemle anımsanır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi­lerinde, kitabın, çocukları tanıma ve onlarla yakınlık kurmadaki işlevinden söz edilmekte­dir?

A) I. ve II.                B) I. ve III.            C) II. ve III.

D) II. ve IV.              E) IV. ve V.

(ÖSS 1999)

 

7. (I) Bu kitapta anlatılanlar 1940 yılında geçiyor. (II) Yazarının arka kapakta açıkladığına göre bu yapıt, yazmakta olduğu roman dizisinin ilk kitabını oluşturuyor. (III) Kitapta, Çukurova yöresi ve bu yörede yaşayanların birbirleriyle olan ilişkileri ele alınıyor.  (IV)  Bunlar İçtenlik ve  sevecenlikle yoğrulmuş, yalın bir anlatımla sergileniyor. (V) Bu anlatım açık, kısa cümleli bir dille beslendiğinden zevkle ve ilgiyle okunuyor.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi­lerinde söyleyenin kendi düşüncesine yer ve­rilmiştir?

A) I. ve II.               B) l. ve III.          C) II. ve IV.

D) III. ve IV              E) IV. ve V.

(ÖSS 1993)

 

8. (I) Haklarında fazla bir şey bilinmeyen hariciye­ciler dünyasında gezinmek isteyenler için keyifle okunabilecek bir kitap. (II) Yazar, yirmi beş yılı yurt dışında geçen, otuz yedi yıllık meslek yaşamında edindiği izlenimleri okurlara duyurmak istemiş. (III) Mesleğinin sorunlarını, İyi ve kötü yanlarını dile getirmeye çalışmış. (IV) Çok akıcı bir dili var. (V) Kişilerin belirleyici özelliklerini en ince ayrıntılarına değin, somut bir biçimde yansıt­mış.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han­gileri, söz konusu yazarın üslubuyla ilgilidir?

A) I. ve II.                                B) l. ve V.              C) II. ve III.

D) II. ve IV.                                             E) IV. ve V,

(ÖSS 1999)

9. (I) Sabahları erkenden kalkılır. (II) Yataklar kaldırı­lır. (III) Topluca kahvaltı edilir. (IV) Ardından ka­bak çiçeği toplanmaya gidilir. (V) Çiçekler güneş doğmadan önce toplanır. (VI) Yoksa hemen akşamsefaları gibi kaparlar ağızlarını.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han­gisi kendisinden önceki cümlede bildirilen işin nedenini açıklamaktadır?

A) II.         B)lll.         C)IV.         D)V         E) VI.

(ÖYS 1993)

 

10. Televizyonlarda çocuklara yönelik, şiddet içeren çeşitli diziler ve çizgi filmlerle ilgili olarak aşağıda verilen cümlelerden hangisi, ötekilerden farklı bir görüşü dile getirmekte­dir?

A) Ölme, öldürme, zarar verme kavramları; iyilik, dostluk, hoşgörü, zarar vermeme kavram­larıyla iç içe girdiğinden daha da tehlikeli oluyor.

B) Şiddet, her tür çatışmanın çözümü için kabul gören bir yol olunca, şiddet toplumunun to­humları ekiliyor.

C) Şiddet, yaşamdan alınan olayların içinde, abartılmış biçimde sunulduğundan çocuklar bunun gerçekdışılığının ayrımına varıyor.

D) Çocuk, sık tekrarlanan şiddet görüntülerinin etkisi altında kalarak çocukluğun saf dünyasını yitiriyor.

E) Programlarda genellikle, barışı ve güzelliği ko­rumanın yolu şiddetten geçtiği için, çocuklar gereksiz yere şiddete yönlendiriliyor.

(ÖSS 1998)

 

11. Onun, çağının sorumluluğunu üstlenme, tanığı olma gibi, aydın sanatçıya özgü tutum ve dav­ranışları yazın, düşün ve kültür coğrafyamızda bir meşale gibi ışıyacaktır.

Bu cümlede geçen “bir meşale gibi ışıyacaktır” sözünün yerine aşağıdakilerden hangisi geti­rilirse cümlenin anlamı değişmez?

A) yol gösterici, aydınlatıcı olacaktır

B) kuşaktan kuşağa geçecektir

C) gelecek kuşaklarca da hatırlanacaktır

D) çarpıklıkların, bozuklukların düzeltilmesini sağ­layacaktır

E) yaşananları gözler önüne serecektir

(ÖSS 1996)

 

12. (I) Eleştirmenler, şiirlerinin kolay kolay anlaşıl­mayan, kapalı bir yapısı olduğunu söyler. (II) Oysa onun yaşam serüvenini bir ölçüde biliyor­sanız o şiirler, sizin için hiç de kapalı bir nitelik taşımaz, (III) Onlarda toplumsal baskılar altında ezilen insanların, sıkıntılarını, bilinçaltı dünyalarını bütün yönleriyle bulabilirsiniz. (IV) Bunları yansı­tan imgeler, yoğun anlamlar içerir. (V) Bu durum, şiirlerini her okuyuşunuzda onların başka bir yanının ayrımına varmanızı sağlar.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden “şiirlerinde, şairin yaşantısından izler bulunduğu” anlaşılmaktadır?

A) I.          B) II.         C)lll.          D) IV         E) V.

(ÖSS 2002)

 

13. Kültürel  yaşamında  ilerleme  görülmeyen   bir toplumun dilindeki gelişme de durur.

Aşağıda ki I erden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?

A) Dildeki gelişmeler yavaş yavaş ve belirli kural­lar çerçevesinde olur.

B) Bir dilin söz dağarcığı, başka bir dilin söz dağarcığımdan farklıdır.

C) Toplumsal gelişmeyle dildeki gelişme arasında sıkı bir ilişki vardır.

D) Gelişmiş    toplumların    dilleri,    gelişmemiş toplumların dillerini etkiler.

E) Toplumsal yapıyı oluşturan kurumlardan biri de dildir.

(ÖSS 1991)

 

14. Resim sanatı, para getirmeye başladığı günden beri bir ticaret konusudur. Yapıtların dağıtılması ve satılması işini, bu işle hiç ilgisi olmayan kişiler ellerinde tutarlar. Onlar için en büyük yapıt, …….yapıttır.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getiril­melidir?

A) en çok para getiren

B) gösterişli olan

C) herkesçe çok beğenilen

D) klasik bir yapıda olan

E) ünlü bir ressamın elinden çıkan

(ÖYS 1995)

 

15. “Söz dağarcığımızı zenginleştirmenin bir yolu da sözcüklerden sözcük türetmektir.” cümlesinin, anlamca yerini tutabilecek en uygun cümle aşağıdakilerden hangisidir?

A) Dilimizin zenginliğini, bileştirme yolundan yararlanarak sağlayabiliriz.

B) Dilin anlatım gücünü, sözcüklere yeni anlamlar yükleyerek geliştirebiliriz.

C)Halk ağzından derlemelerle dilimizin söz var­lığını zenginleştirebiliriz.

D) Eski yapıtlardan yapılan taramalarla kimi sözcüklerin dile yeniden girmesini sağlayarak sözcük sayısını çoğaltabiliriz.

E) Dilimizdeki sözcüklerin sayısını artırmak için, kök ya da gövdelerden eklerle yeni sözcükler yapabiliriz.

(ÖSS 1982)

CEVAPLAR

1.A 6.C 11.A
2.C 7.E 12.B
3.E 8.E 13.C
4.D 9.E 14.A
5.E 10.C 15.E

 

]]>
Cümlede Anlam – 19 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/cumlede-anlam-19.html Fri, 07 Mar 2014 22:11:09 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3505 CÜMLEDE ANLAM – 19

1. “Dostumuz bizi her nedense hatırlamışlar.” cüm­lesinde “-ler” eki anlatıma aşağıdakilerden hangisini katmaktadır?

A) saygı                   B) sitem          C) üzüntü

D) küçümseme         E) sevgi

(ÜSS 1978)

 

2. Bir yazıda sözcükler özenle seçilerek kullanılmalı; yazı, özlü ve düşünsel yönden zengin olmalı, yeniden okunmaya değer nitelikler taşımalı; aksi halde yarın yaşarlığını koruyamaz.

Aşağıdakilerden hangisi anlamca bu cümleye en yakındır?

A) İçeriğinin gerektirdiği biçimsel özellikleri taşıyan bir yazının yarınlara kalma olasılığı fazladır.

B) Bir yazının değerini, niçin yazıldığı değil, nasıl yazıldığı belirler.

C) Bir yazının gelecekte varlığını sürdürebilmesi, biçim ve içerik bakımından güçlü olmasına bağlıdır,

D) Üzerinde titizlikle durulan ayrıntıların anlaşılır, işlevsel ve nitelikli olması bir yazıya gerçek değerini kazandırır.

E) Bir yazarın başarısı, geleceğe yönelik yargı­ları yoğun bir anlatımla sunmasıyla Ölçülür.

(ÖYS 1996)

 

3. Her ressam, aynı doğa parçasını tuvaline farklı biçimlerde yansıtır

Bu cümlenin sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz?

A) Doğa, her sanatçı için değişmez bir konu alanıdır

B) Çünkü olaylara, durumlara bakış açısı sanat­çıdan sanatçıya değişir

C) Bu, aynı zamanda biçemle ilgili bir durumdur

D) Bunda sanatçının doğayı algılama biçiminin etkisi vardır

E) Bunu, yaratıcılığın bir gereği sayabiliriz

(ÖSS 2005)

 

4. Her şeyi bütün yönleriyle açıkça ortaya koyma, büyük sanatçılara özgü bir tutum olamaz çünkü düş gücüne bir şey bırakılmadığı zaman okurun dünyası sınırlanır, bu da onun sıkılmasına yol açar.

Bu cümlede sanatçıyla ilgili olarak anlatılmak İstenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Değişik yeteneklere sahip olmalıdır.

B) Farklı  yorumlara açık ürünler ortaya  koy­malıdır.

C) Yapıtlarıyla, insanı değiştirmeye yönelmelidir.

D) Okuru duygulandırma amacı gütmelidir.

E) Söylemini okurların düzeyine göre belirleme­lidir.

(ÖSS 2007)

 

5. “Kıyıya dikine inen bu sokak gül kokuyor, hanımeli kokuyordu; ama insan kokmuyordu.”

Cümlesindeki “insan kokmamak” sözü, gerçek anlamının dışında kullanılmıştır. Benzer bir kullanım, aşağıdaki cümlelerin hangisinde görülmektedir?

A) Denizin yarattığı bu güzelliklerde göz nuru yoktu.

B) Yalılarda oturanların inceli kalınlı seslerini İşi­tiyorduk.

C) Deniz küçük dalgalıydı, kıyılar sebze artık­larıyla doluydu.

D) Kıyı boyunca yürürken resimden, müzikten konuştuk.

E) Gezintiden   dönenlerin   neşelerine   diyecek yoktu.

(ÖSS 1985)

 

6. (I) Üç adasıyla Malta, Sicilya’nın güneyinde, Ak­deniz’in ortasında, (II) Malta’nın üç adasından biri olan Gozo, İlginç kayalıkları, mağaraları ile birçok doğal güzelliğe sahip. (III) Adada ağaç olmadığı ve tarih boyunca dışarıdan getirildiği için, evlerin neredeyse tamamı taştan yapılmış. (IV) Zengin kireçtaşı yatakları burada taş işçiliğinin gelişmesinin en önemli nedeni. (V) Her köyün, kusursuz işçiliğe sahip kiliseleri, mimaride taşa mahkûm olmanın yansıması olarak yorumla­nabilir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi­sinde olumlu bir durum olumsuz bir ifadeyle anlatılmaktadır?

A) I.         B) ll.         O) III.          D) IV.          E) V.

(ÖSS 2001)

 

7. I.Başarılı eleştirmen, yazarın anlatım pürüzlerini ele alır, anlatımla anlatılanlar arasındaki ilişkiyi kurar, geri kalanın yazarın işi olduğunu bilir.

II. Eleştirmenler, dost oldukları yazarların yapıt­larını değerlendirirken nesnellik süzgecini iki kez kullanmalıdırlar.

III. Eleştirmenden, yazarın yaşamı üzerinde dur­ması değil, yapıtlarına yeni yorumlar getirme­si beklenir,

IV. Eleştirmen yorum ve değerlendirmeleriyle ya­zarları yönlendirici olmalıdır.

V.  Eleştirmenin sorumluluğu, yazarın değil, yapıtın bilinmeyen yönlerini bulup ortaya koymak­tır.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi­leri anlamca birbirine en yakındır?

A) I. ve II.                                B) II. ve III.              C) III. ve IV.

D) III. ve V.                             E) IV. ve V.

(ÖSS 2007)

 

8. (I) Günümüzden otuz yıl önce yayımlanan bu ro­manı yazar yeniden gözden geçirmiş. (II) İlk baskısını çok aradım. (III) En sonunda bulabildim. (IV) Bunu ikinci baskısıyla karşılaştırdım. (V) Yazar, bazı düzeltmeler yapmak bazı fazlalıkları çıkarıp atmakla çok iyi etmiş,

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi­sinde yorum söz konusudur?

A)I.          B) II.         C)lll.          D) IV.          E) V.

(ÖYS 1996)

9. I. Yapıtlarını sık sık okuduğumuz bir şairin dilini, sözcüklere yüklediği yeni anlamlan çabuk kavrayabiliriz.

II. Kendilerinden önceki şairlerden etkilen­meyenler, sürekli biçim ve içerik arayışı içinde olan şairlerdir.

II. Kimi şairler zaman geçtikçe şiirlerinde, hep aynı düşüncelere ve hayallere yer verirler.

IV Sürekli aynı düşünceyi işleyen şairlerin şiir­lerini anlamak daha kolaydır.

V. Bir süre sonra özgünlüklerini yitirerek kalıp­laşan şairler de vardır.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangileri anlamca birbirine en yakındır?

A) I. ve II.

B) II. ve III.

C) II. ve IV

D) III. ve V.

E) IV ve V

(ÖSS 2002)

 

10. Aşağıdaki    cümlelerin    hangisinde   eşitlik kavramı söz konusudur?

A) Elmayı ortasından İkiye bölüp yansını ona uzattı.

B) Ne o ne bu, ikisinin ortasını bulmaya çalış.

C) Ortada bir masa, masanın iki yanında da san­dalyeler vardı.

D) İşin ortasında bıraktı, çekip başka yere gitti.

E) Kahvenin şekeri mümkünse orta olsun.

(ÖSS 1987)

 

11. Yıllar önce okuduğumuz bir kitabı ikinci kez oku­duğumuzda kitap aynı kitaptır ama ondan al­dığımız tat eskisinden daha fazladır,

Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?

A) Bir kitapta anlatılanlar zamanla değişik anlam­lar kazanır.

B) Bir kitabın okuyucusuna vereceği haz, sonraki okunuşunda biraz daha artar.

C)Bir kitabın her okunuşta aynı zevki vermesi onun değerini gösterir.

D) Bir kitabın anlaşılabilmesi için birkaç kez okun­ması gerekir.

E) Okuyucunun bir kitaptan aldığı tat, onu oku­yuş biçimine göre değişir.

(ÖYS 1992) 

12. “Onun bir de ‘Hint Filozofları’ adlı eseri vardı. Bana ilkin Hindistan penceresini o kitap açmıştı.”

Aşağıdakilerden hangisi, anlamca, ikinci cüm­lenin yerini tutar?

A) Bana Hindistan’ı ilkin, o kitap sevdirmişti.

B) O kitabı okuyuncaya dek, Hindistan üzerine bir şey bilmemenin ezikliğini duyuyordum.

C) O kitaptan Hindistan üzerine bir şeyler öğren­miştim; ancak bu bilgim yetersizdi.

D) Hindistan’ı o kitapla tanımaya başlamıştım.

E) O   kitap,   Hindistan’ı   tümüyle   değil,   bir bölümüyle tanıtıyordu.

(ÖSS 1984)

 

13. (I)” Edebiyatın temel öğesi nedir?” sorusuna ve­rilen cevaplar bir noktada birleşmektedir. (II) Ede­biyat yapıtının en önemli aracı, yapıtaşı dildir, (III) Ama dil. bir edebiyat yapıtının değerini tek başına belirlemez; ancak kurgusu ve konunun işleniş biçimiyle birlikte bir ölçüt olabilir. (IV) Bir yapıtı, yalnız dil açısından yüceltmek ya da onun değer­siz olduğunu belirtmek yerine onu bütün öğeleriyle birlikte ele almak, değerlendirmek  gerekir

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi­leri anlamca birbirine en yakındır?

A) l. ve II.             B) I. ve III.            C) I. ve IV.

D) II. ve IV.           E) III. ve IV.

(ÖSS 1992)

 

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, önerinin gerekçesi de açıklanmıştır?

A) Daha az konuşup daha çok iş yapın.

B) Başarının bir parçası   olun, eleştirmeni değil.

C) Sabır bir erdemdir, sakın ondan vazgeçmeyin.

D) Çabalarla amaçları birbirine karıştırmayın,

E) Başkalarını eleştirdiğiniz kadar kendinizi de eleştirin.

(ÖSS 1999)

 

15. Bence otobiyografik bir eser, hiçbir zaman edebi bir eser niteliği taşımaz; çünkü edebi bir eser, yaratıcılık gerektirir, buluş gücü gerektirir.

Bu cümleden aşağıdaki yargıların hangisi çı­karılamaz?

A) Bir kişinin gerçek yaşamıyla sınırlı kalan bir yapıt edebiyat değeri taşımaz.

B) Yaşanılanları olduğu gibi yansıtma, edebi es­erin yapısıyla bağdaşmaz.

C) Kendi yaşamını anlatan yazarların yapıtla­rında yaratıcılık bulunmaz.

D) Bir yapıtın edebi değer taşıması, yazarının or­taya koyduğu sanatsal buluşlara bağlıdır.

E) Gerçek yaşamdaki kişileri anlatma, giderek yazarların yaratıcılığını sınırlar.

(ÖYS 1997)

 CEVAPLAR

1.B 6.E 11.B
2.C 7.D 12.D
3.A 8.E 13.E
4.B 9.D 14.C
5.A 10.A 15.E

 

]]>
Cümlede Anlam – 18 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/cumlede-anlam-18.html Fri, 07 Mar 2014 22:11:07 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3503  CÜMLEDE ANLAM – 18

1. “(I) Bana göre şiir, özünü halk kültüründen almalı. (II) Halk kültürü tükenmez bir hazinedir. (III) Halk ne söyleyecekse doğrudan söyler. (IV) Dolam­baçlı yollara sapmaz. (V) Halkımız acı sözlerden tatlı sözler üretir. (VI) Çirkinliklerden güzellik yaratır.”

Parçada, anlamca birbirine en yakın olan iki cümle hangisidir?

A) l ,ll                      B)II,III                  C) III, IV

D) IV , V                  E) V, VI

(ÖSS 1985)

 

2. (I) Bir öykü ustası olarak girdi edebiyat dünyasına. (II) Öykülerinde de romanlarında da hiçbir zaman kolaya kaçmadı. (III) Bunda, sanata duyduğu sorumluluk kadar okuruna duyduğu saygının da payı vardır. (IV) Yapıtlarının hepsinde sanatsal ve kültürel gelişmeyi besleyici öğeler, ayrıca okuru, düşünmeye yönelten özgür öner­meler görülür. (V) Bu usta, biçimsel yeniliklere açılmaktan hoşlanır ve bunları dener. (VI) Bas­makalıp reçetelerden, alışılmış neden sonuç ilişk­ileriyle oluşturulan yapay anlatımlardan kaçınır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde, II. cümledeki davranışın nedeni açıklanmaktadır?

A) I.         B)III.         C)|V.         D)V         E) VI.

(ÖSS 2002)

 

3. (I) Öykücülüğümüzün bugün belirli bir çizgiye ulaştığını ve o çizgide seyrettiğini söylemek oldukça güç. (II) Hatta bazı dönemlerde geçmişteki düzeyini bile koruduğu söylenemez, (III) Günümüzün genç öykücüleri eski öykü örnek­lerini ya hiç okumuyorlar ya da yarım yamalak tanıyorlar, (IV) Bu yüzden, geçmişle kan bağı taşı­mayan, yaratıcılıktan yoksun, son derece yetersiz ürünlerle karşılaşıyoruz. (V) Bu durum, ister iste­mez, okurlarda öyküye karşı ilgisizlik ve küçümseme yaratıyor.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisindeki eleştiri, öykücülerin yazdıklarına yöneliktir?

A) I.          B) ll.          C)lll.         D) IV.          E) V

(ÖSS 1999)

 

4. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi, anlamca bir­likte verilen tutum ya da davranışla uyuşmaz?

A) Her işte bir hayır vardır.  – İyimser olma

B) Gül dikensiz, sefa cefasız olmaz. – Sıkıntılara katlanma

C) Sağlık istersen çok yeme, saygı istersen çok deme.- lçülü davranma

D) Boş fıçı çok tangırdar. – Bilgiçlik taslama

E) Bin tasa bir borç ödemez. – Kuşku duyma

(ÖYS 1997)

 

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yakınma” anlamı vardır?

A) Sınav sonuçları yarın açıklanır mı ki?

B) Bunu alsam beğenir mi ki?

C) Söylesem de beni dinlemez ki!

D) Bu olay onu o kadar üzdü ki…

E) Bu saatten sonra gelir mi ki?

(ÖSS 1995)

 

6. “Atatürk, Birinci İnönü Savaşı’ndan sonra, Namık Kemal’in,

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini

dizelerini (mısralarını) değiştirerek şöyle demiştir: Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini Bu­lunur kurtaracak bahtı kara maderini” Bu iki söy­leyiş arasında nasıl bir anlam farkı vardır?

A) bezginlik-canlılık

B) kuşku – kesinlik

C) umutsuzluk – güven

D) inançsızlık-inanç

E) çekingenlik-ataklık

(ÖSS 1983)

 

7. O, okurların yazarları seçtiği gibi, yazarların da okurları seçebileceğine inanan bir sanatçıdır.

Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümlede sözü edilen sanatçının görüşüne en yakındır?

A) Okurlar en tanınmış yazarları okumayı, ya­zarlar da okurların ilgisini çekecek şeyler yaz­mayı isterler.

B) Kimi okurlar belirli yazarların belirli yapıtlarını seçerler, kimi yazarlar da geniş kitlelere seslenmeyi amaçlarlar.

C) Okurlar kendi düşüncülerine uygun olan ya­zarları yeğlerler; yazarlar da kendi istedikleri nitelikleri taşıyan okurlara seslenirler.

D)Okurlar üstün nitelikli yapıtlardan hoşlanırlar; yazarlarda okuyucunun düzeyini yükseltmeye çalışırlar.

E) Okurların bir bölümü yeni tanınmaya başlamış yazarlara ilgi duyarlar; yazarların bir bölümü de Çalışmalarını okuyucuların beklentilerine göre yönlendirirler.

(ÖYS 1992)

 

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öznel bir değerlendirme söz konusudur?

A) Romanda anlatılanlar Kurtuluş Savaşı yıl­larında geçiyor.

B) Öyküdeki kişilerin dördü kadın, üçü erkektir.

C) Romanın   sonunda   kahramanların   hepsi ölüyor.

D) Kitaptaki ilk öykünün konusu köy yaşamıdır.

E) Öykülerin anlatımında bir kuruluk, bir tekdüze­lik görülüyor.

(ÖSS 1991)

9. (I) Kırk beş yıl boyunca birçok dergide, gazetede çeşitli kitaplarla ilgili değerlendirme yazıları yazdım. (II) Kendimi bir kitap eleştirmeni olarak görseydim, üstünde durup düşünülmüş, tutarlı ve kalıplaşmış bir yaklaşımla, belirgin bir yöntemle yönelirdim kitaplara.(III) Ama böyle bir arayışa girmedim. (V) Yazarlıkla ilgili her alanda olduğu gibi eleştiri alanında da kendi Ölçütlerime bağlı kaldım. Yazarlığımın temelinde hep bağımsızlık, kural tanımazlık, özgürlük yatıyor. (VI) Yıllar sonra dönün arkama baktığımda bunu açık açık görü­yorum.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi­sinde sanatçı, yazma işinde seçtiği yolu en kapsamlı biçimde belirtmiştir?

A) II.         B)lll.         C)IV.         D)V         E) VI,

(ÖSS 2004)

 

10. Aşağıdaki   cümlelerin    hangisi    öznel    bir yargıdır?

A) Yunus Emre’nin bu şiirinde “bulut’un gizli gizli ağlamasından söz edilerek buluta insan niteliği verilmektedir.

B) Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bu şiirlerinde doğadaki nesnelerin özellikleri insanlar ipin kullanılmıştır.

C) Faruk Nafiz Çamlıbel’in, “Han Duvarlarında birçok kez kişileştirmeye başvurduğu görülmektedir.

D) Ahmet Haşim’in “Sonbahar” şiirindeki kişileştirme de çok ilgi çekicidir.

E) Behçet Necatigil’in bu dizelerinde sokaklar için, “gülümseyen” sözcüğü kullanılarak kişileştirme yapılmıştır,

(ÖSS 1995)

 

11. “Çocukların, susuzluktan dudakları çatlamıştı.” cümlesindeki neden-sonuç ilişkisi aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Çok çalışıp yoksulluktan kurtulmuştu.

B) Geçirdiği hastalıktan hiçbir İz kalmamıştı.

C) Şiddetli soğuklardan elleri ince ince yarılmıştı.

D) O korkulu olaydan güzel bir öykü çıkarmıştı.

E) Öfkesinden ortalığı altüst etmişti.

(ÖSS 1984)

 

12. (I) Bu kitabın dört bölümü, aslında birer uzun makale olarak düşünülmüş, (II) Dördü de ayrı ayrı temaları işliyor. (III) Bu temalar: Osmanlı Türk müziğinin öğretimi, İcra üslubu, makamları ve bunları kuşaktan kuşağa aktarma yöntemleri… (IV) Yani Türk müziğinin belirleyici özellikleri…(V) Bütün bunlarla, geleneksel Osmanlı Türk mü­ziğinin çeşitli yönlerine ışık tutuluyor ve onun be­lirgin nitelikleri ortaya konuyor,

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi­si sözü edilen kitabın içeriğiyle ilgili değildir?

A) I.           B) ll.        C)lll.         D) IV.           E) V.

(ÖSS 1996)

 

13. Ne yaşanan her olay öyküye dönüştürülebiliyor ne de öyküye özgü kurallar, her zaman gerçeği aynen anlatmaya uygun düşüyor. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye en yakın anlamdadır?

A) Öyküde ne yaşanmış olaylar anlatılabilir ne de gerçekler yansıtılabilir.

B) Her olayı öyküleştirmek doğru olmaz; her öykünün kendine özgü bir yapısı vardır.

C) Yaşanmamış olaylardan öykü çıkarılamaz; yaşanmış olaylar da öykünün sınırların] aşar.

D) Yaşanan olaylar çok etkileyicidir; olaylar öyküleştirilirken canlılığını ve etkileyiciliğini yitirir.

E) Baştan geçen her olaydan öykü çıkarılamaz; öykünün yapısı olup biteni olduğu gibi yansıt­maya izin vermez,

(ÖYS 1994)

 

14. 1950’lerde edebiyatımızda görülen köye yöneliş hareketi, köy kökenli ya da köyü yakından tanıyan yazarların birbiri ardına ürün vermeleriyle yaygın­laşıp gelişmiştir.

Düşüncenin akışına göre bu cümleden sonra aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) Köylü ve köy sorunları, edebiyatımızın temel konularından biri olmuştur.

B) Köy gerçeğini değişik boyutlarıyla yansıtan bu ürünler, günümüz Türk edebiyatının seçkin örnekleri arasında yer alır.

C)Bu iki sanatçımızı köy edebiyatının dar kalı­pları içinde düşünmemek gerekir.

D) Bu hareketi benimseyen sanatçılar, köye ve köylüye yeni bir bakış açısıyla yaklaşmışlardır.

E) Bu yazarlar, köyün ve köylünün sorunlarını başarılı bir biçimde okurlara yansıtmışlardır.

(ÖSS 1995)

 

15. “Teknolojik uygarlığın başlıca Özelliği bilime dayanması, bilimle beslenmek zorunda ol­masıdır.” cümlesini, anlam değişikliği yap­madan, olumsuz biçimde yeniden söylemek gerekse, aşağıdakilerden hangisi en uygun olur?

A) Teknolojik uygarlığın bilime dayanmasını, bil­imle beslenmesini istemeyen yoktur.

B) Teknolojik uygarlığın bilime dayanmaması, bil­imle beslenmemesi düşünülemez.

C) Teknolojik uygarlığın başlıca Özelliği ne bilime dayanması ne de bilimle beslenmesidir.

D) Bilime dayanma ve bilimle beslenmenin teknolojik uygarlığa katkıda bulunduğu bilin­meyebilir.

E) Teknolojik uygarlığın bilime dayanması, bilimle beslenmesi başlıca özelliği olmayabilir.

(ÖSS 1982)

 CEVAPLAR

1.C 6.C 11.C
2.B 7.C 12.A
3.D 8.E 13.E
4.E 9.D 14.C
5.C 10.D 15.B

 

]]>
Cümlede Anlam – 17 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/cumlede-anlam-17.html Fri, 07 Mar 2014 22:11:05 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3501 CÜMLEDE ANLAM – 17

1. Bu sanatçımız kendisine söylenen: “Eline sağlık, resimlerin çok güzel olmuş.” türünden basmakalıp sözlerin kendisine bir şey kazandırmayacağına inanır. Çünkü —.

Bu cümlenin sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz?

A) onun için önemli olan, yansıtmak istediklerinin anlaşılıp anlaşılamadığıdır

B) o, yöneltilen eleştiriler doğrultusunda kendisini geliştirecektir

C)onun için  sanat,  insanları  etkileme, belirli duygularla donatma işidir

D) o, yapıtın biçim ve içerik yönünden eleştirilme­sinden yanadır

E) o, eleştirinin İşlevsel bir nitelik taşımanı ister

(ÖSS 2005)

 

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde betimleme yoktur?

A) Söylenenleri hiç duymuyormuşçasına dalgın, düşünceli bir tavırla işini yapmayı sürdürdü.

B) Artık bahar geldi derken birdenbire hava boz­muş, damlar, sokaklar, kırlar karla örtülmüştü.

C) Az konuşan, doğruyu söyleyen, söylediğini tar­tan bir insandı.

D) İçli, çok duygulu bir adamdı, konuşurken hem ağlar hem ağlatırdı,

E) Benim gibi babamın da dedemin de çocukluk ve ilk gençlik günleri bu konakta geçmişti.

(ÖYS 1993)

 

3. Yazınsal yapıtlar, yaşama ayna tutmakla kalmaz, aynı zamanda ona istediği biçimi de verir.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatıl­mak istenene anlamca en yakındır?

A) Her yazar, hangi türde yazarsa yazsın, yapıt­larının konularını yaşamdan alır.

B) Yazma, yazarları yaşama bağlayan, düşsel ve düşünsel boyutlu yaratıcılık isteyen bir eylemdir.

C) Roman, Öykü, oyun gibi yazınsal ürünlerde, okurlara, değişik yaşamlar sunulur.

D) Günlük yaşamla beslenmeyen, dil değeri taşı­mayan yapıtlar kalıcı ve etkili olamaz.

E) Roman, öykü, oyun gibi türlerde yazılmış yapıtlar, yazıldıkları dönemi yansıtır ve onu yönlendirir.

(ÖSS 1998)

 

4. (I) Bilinç akışı yöntemi, öykü ve romanlarda karakterlerin, geçmişe ve bugüne ilişkin duygu, düşünce ve anılarının aktarımında kullanılan bir tekniktir. (II) Söz konusu duygu ve düşüncelerin hiçbir denetim ya da sınırlama olmaksızın, olanca doğallığıyla aktarılması, anlatıyı zenginleştirir. (İli) Bu teknikle yazar, okura kendi duygularını anlaya­bilme olanağı sunar. (IV) Bir başka anlatımla oku­run, gerçeği farklı boyutlarda görmesini sağlar. (V) Böylece yazar, yüzeysel olanın anlatımıyla yetinmeyerek, yarattığı kahramanların iç dünyalarını da yansıttığı için anlatımına derinlik kazandırmış olur.

Bu    parçadaki    numaralanmış    cümlelerin hangisi tanımsal bir nitelik taşımaktadır?

A) I.            B)ll.          C)lll,          D) IV.             E) V

(ÖSS 2007) 

5. Aşağıdakilerden hangisinin sonuna, “Bu ne­denle söz konusu yapıt çok okunmuş ve de­falarca basılmıştır.” cümlesinin getirilmesi anlam akışı yönünden uygun olmaz?

A) Yapıtın, yazıldığı döneme göre, sade ve an­laşılır bir dili vardır.

B) Yapıtta, eski eğitim uygulamaları, kahramanın bakış açısından, etkileyici bir anlatımla yargı­lanmaktadır.

C) Yapıtta, içinde bulunulan ortamla insanın psikolojik durumu arasındaki ilişki açıkça görülmektedir.

D) Yazarın, tarihsel olaylardan yola çıkarak oluş­turduğu bu yapıtta, gerçeklerin payı büyüktür.

E) Belli bir kesime seslenen bu yapıtta terimlere dayalı bir anlatım kullanılmıştır.

(ÖSS 1999)

 

6. İnsan, bazı şeyleri söylemeyi seçtiği için değil, onları belli biçimde söylemeyi seçtiği için “yazar” dır.

Bu cümle aşağıdakilerden hangisine anlamca en yakındır?

A) İnsanların, düşüncelerini söyleyiş biçimiyle söz dağarcığı arasında ilişki vardır.

B) Bir yazarın neyi söylediğinden çok, nasıl söy­lediği önemlidir.

C) İnsanın, söyleyeceklerini seçerken çok özenli davranması gerekir,

D) Bir yazının okuyucu üzerindeki etkisi, onun anlatım biçimine göre değişir.

E) Bir yazar, düşüncelerini sınırlamadan, özgürce yazmalıdır.

(ÖSS 2002)

 

7. “Bir kavramı belirlemenin başka bir yolu da onun karşıtı olan kavramı belirlemedir.”

Aşağıdaki   yargıların   hangisinde   bu   yola başvurulmuştur?

A) Eleştiri, bir yapıtı belirli ölçütlere göre değerlen­dirme, inceleme işidir.

B)Bir düşünceye saplanıp onun dışında doğru tanımayan kişilere hoşgörülü denemez.

C) Bilimsel kuşku insanoğlunu İnanmaktan çok, nedenlerle düşünmeye götürür.

D) İlkel toplumların da, uygar toplumların da kendilerine özgü kültürleri olmadığı söylene­mez.

E) Eleştirmen de yaratılmış bir yapıtı yorumlarıyla zenginleştiren bir sanatçı sayılır.

(ÖSS 1982)

 

8. Şiir yazmak bence bir duyarlık işidir, Yazılan şiir, dizginlenemeyen bu duyarlığın, ritm ve sese dönüşmesidir. Ancak bu sırada şiirdeki sesin boğuk, hırıltılı ve anlamsız olmamasına özen göstermek gerekir.

Bu parçada altı çizili sözlerle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Mesajın,   okuru   yanlış   düşüncelere   yön­lendirmemesi

B) Anlamın duygusallıktan uzak, gerçekçi bir nite­lik taşıması

C) Sözcüklerin iyi seçilmiş, uyumlu ve anlamlı ol­ması

D) Sözcüklerin değişik anlamları çağrıştırmaması

E) Sözcüklerin sanatsız ama etkileyici bir biçimde kullanılması

(ÖSS 1993)

9. Şiir sanatı üstüne çok düşünmüş ve bu sanatı her şeyden üstün tutmuş biri olan Paul Valery, şiir………yazılır, demiş. Bu sözüyle, şiire özenen ve çok iyi bir ressam olan Degas’ya, şiirin malzemesinin …….. olduğunu anlatmak istemiş. Tıpkı resmin malzemesinin kuşlar, ağaçlar, insanlar değil, ren­kler ve şekiller olduğu gibi.

Bu parçada boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi geti­rilmelidir?

A) sözcüklerle – duygu ve düşünceler değil sözcükler

B) benzetmelerle – şairin yaratıcılığıyla ilgili

C) duygularla – herkesçe anlaşılır nitelikte, açık seçik

D) olgunluk döneminde – özgün ve yoruma açık

E) uzun sürede- şairin yaşantısına değil düş gücüne bağlı

(ÖSS 2003)

 

10. I.Okur onun yapıtlarını okurken kendisini, yıllanmış çamların olduğu bir ormanda kuş ses­leri ve reçine   kokularının   arasında bulurdu.

II.Septiği ilginç ayrıntılarla, yaptığı benzetme ve karşılaştırmalarla yapıtlarında okura, doğanın temiz havasını soluturdu.

III. Öykülerinde Anadolu’nun köylerinde, kasa­balarında yaşayanların değişik sorunlarını göstermeye çalışırdı.

IV. Roman ve öykülerinde, günlük yaşamın sıkıntıları içinde bunalan kişileri işlerdi.

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangi­leri, sanatçının betimlemelerindeki aynı niteliği yansıtmaktadır?

A) l. ve II.                                B) I. ve III.         C) II. ve III.

D) II. ve IV.                             E) III. ve IV.

(ÖSS 1999)

 

11. Daha ilk kitabı yeni yayımlanmış bir şairim ben. Bu yüzden sorunuzu, “Bu soru beni aşar.” diye yanıtladım.

Bu parçada şairin, “Bu soru beni aşar.” cümle­siyle anlatmak istediği aşağıdakilerden hangi­sidir?

A) Bu konuda açıklama yapmama gerek yok.

B) Daha önce de böyle bir soru sordunuz. C)Bu soruyu başkaları da yanıtlayabilir.

D) Sorunuza çok değişik yanıtlar verilebilir.

E) Bu konuda yeterli bilgim ve deneyimim yok.

(ÖSS 1994)

 

12. (I) Bu zorlu uğraşta, kendimi hiçbir zaman şair olarak görmedim, fil) Bana “şair” diyenlere de İpimden hep gülümsedim. (III) Ben, şiir yazma yo­lunda tutarlı olduğunu sandığım bir biçimde yürüyen, sıradan bir şairim. (IV) Şiir yazma serüveninde, tüm yeteneğimi ortaya koyarak, ulaştığım düzeyi düşürmeden yol alıyorum. (V) Bu tutumum, işimi bir bakıma zorlaştırdığı gibi az şiir yazmama da neden oluyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi­lerinden, konuşan kişinin alçakgönüllü olduğu anlamı çıkarılamaz?

A) I. ve II.                 B) I, ve III.              C) II. ve IV.

D) III. ve V.              E) IV ve V

(ÖSS 2002)

 

13. Eğer nüfus artıyor, İstekler de çoğalıyorsa eldeki olanakları daha iyi kullanmak zorundayız.

Aşağıdakilerden hangisi, anlam bakımından bu cümleye en yakındır?

A) Nüfus artışına paralel olarak artan istekleri karşılayabilmek için eldeki olanakları yerinde kullanmak gerekir.

B) Nüfus artışı birtakım farklı İsteklerin ortaya çık­masına yol açar.

C) Nüfus artışıyla birlikte çoğalan isteklerin kar­şılanması için yeni kaynaklar arama yoluna gidilmelidir.

D) Nüfusun hızla artması karşısında eldeki ola­naklar zamanla yetersiz duruma gelir.

E) Nüfusun artışıyla ekonomik olanaklar ara­sında bir denge kurulmazsa istekler hiçbir biçimde karşılanamaz.

(ÖYS 1992) 

14. Anlatımda   olayların   sıralanışı   yönünden, “Yürüdükçe iştahı açılır, iştahı açıldıkça yer, yedikçe şişmanlardı.” cümlesi ile aşağıdakiler­den hangisi arasında bir benzerlik kurulabilir?

A) Onu gördükçe neşelenir, onunla konuştukça özlemi azalır, ondan uzak kaldıkça kederlenirdi.

B) Okudukça yeni şeyler öğreniyor, öğrendikçe kendine güveni artıyor, güveni arttıkça daha başarılı oluyordu.

C) Çocuklar konuştukça o da konuşuyor, düşün­dükçe o da düşünüyor, güldükçe o da gülüyor­du.

D) Yoruldukça dinlenir, sıkıldıkça önüne bakar, üzüldükçe ağlardı.

E) Hava açtıkça bahçede çalışır, rüzgâr dindikçe balığa çıkar, yağmur yağdıkça içeride ağlarını tamir ederdi.

(ÖSS 1987)

 

15. (I) Bu sanatçı, içinde yaşadığımız çevreyi, gün­lük olayları yansıtıyor, (II) Bunları, ancak okurken görebileceğimiz, incelikli ayrıntılarla ustaca an­latıyor. (IİI) Bu yapıtında büyük kentin aylak insan­larını, küçük memurları konu alıyor. (IV) Sevgiye, insanca yaşamaya özlemi olanların arayışlarını inceliyor. (V) Bunları, alçakgönüllü bir gözlemci­likle Önümüze seriyor.

Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerin han­gilerinde beğenme sezilmektedir?

A) I. ve II.               B) l. ve III.            C) ll.ve V.

D) III. ve IV.               E) IV. ve V.

(ÖYS 1998)

 CEVAPLAR

1.C 6.B 11.E
2.E 7.B 12.E
3.E 8.C 13.A
4.A 9.A 14.B
5.E 10.A 15.C

 

]]>
Cümlede Anlam – 16 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/cumlede-anlam-16.html Fri, 07 Mar 2014 22:11:04 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3497 CÜMLEDE ANLAM – 16

1. “—- öğrenmiş olmalıydın; — iki yıldır bu işte çalışıyorsun.”

sözleri, en uygun biçimde aşağıdakilerden hangisi ile tamamlanabilir?

A) Bunları – elbette

B) Artık bunu – çünkü

C) Bu nedenle – topu topu

D)Hemen- yalnızca

E) Şimdiye dek – zaten

(ÖSS 1981)

 

2. Hiçbir suçlu, kendi yargıçlığından kurtulamaz.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?

A) Suç işleyenler, işledikleri suça verilecek cezayı çok iyi bilirler.

B) Her suçlu, yargılanma ve cezalandırılma ko­rkusu içinde yaşar.

C)Suç işleyenler,  suçsuzluklarını  kanıtlamak isterler.

D) Her suçlu, işlediği suçun cezasını er ya da geç çeker.

E) Suçlular,    yaşamları    boyunca    kendilerini yargılarlar.

(ÖSS 1991)

 

3. “Resim, hem duygusal bir filizlenmeyi hem de fiziksel bir çöküşü gösteriyor.”

cümlesiyle aşağıdakilerden hangisi arasında anlatımda başvurulan yol bakımından benzer­lik vardır?

A) O kır gezisinde hem çiçek hem de böcek çeşit­lerini ayrı ayrı tanıdık.

B) Romanı, anlatım yönünden diri, konu yönün­den aşınmış bulduk.

C) Geçen hafta kentin hem parklarını hem de mü­zelerini dolaştık.

D) Filmde yeni bir köyün hem kuruluşunu hem de büyümesini izledik.

E) O akşam, arkadaşlarla hem eski günlerimizi hem de o günkü ortak dostlarımızı andık.

(ÖSS 1983)

 

4. “Bir kitabı okutan şey, sürükleyici olaylardan çok, okuyucu ile yazar arasında kurulan bağdır.”

Yukarıdaki tümceyi (cümleyi), dil ve düşünce bağlantısı yönünden en uygun biçimde ta­mamlayan tümce aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bunun için yazarlar her zaman okuyucuları ile görüşüp tartışmaya gereksinim duyarlar.

B) Kitapta savunulan görüşün yaygınlık kazanmış olması, o kitabın tutunmasına büyük ölçüde yardım eder.

C) Yazarın yapması gereken şey, olaylara değil, kişisel ilişkilere ağırlık vermektir.

D) Önemli olan, okuyucunun iç özlemlerine, İç dünyasına yakınlığı sağlamayı başarabilmek­tir.

E) Yazar, okuyucularının düşüncelerine ters düş­meye çalışmalıdır.

(ÜSS 1979)

 

5. “Tiyatro bir odak noktasıdır; dünyada, tarihte, in­sanda her ne varsa oraya yansıyabilir ama sanatın sihirli değneği altında.”

Aşağıdaki  yargıların   hangisi   bu   cümlede söylenmek istenene en yakındır?

A) Sanat eseri, hayatı olduğu gibi yansıtmalı, eğlendirmeli ve her sosyal tabakaya seslenmelidir,

B) Sanatta gerçek, basit bir kopyadan ibaret ol­mamalı, yazarın kafasından geçip onun görüşüyle bize sunulmalıdır,

C) Sanatçı öncü olmak, halkın yürüdüğü yolun ilerisini bir projektör gibi aydınlatmak zorun­dadır.

D) Sanatçı bir gözlemci ve deneyimcidir; olayları ve kişileri gözlemlediği gibi verir.

E) Sanatçı, toplumdaki İşlevini, sanat kaygısını her şeyin üstünde tutmakla gerçekleştirebilir.

(ÖSS 1984)

 

6. “Dezenfeksiyon,    hastalık    mikroplarını    yok eder.——-;——-sterilizasyon, hastalık yapsın yapmasın, bütün mikroorganizmaları yok eder.”

Bu iki cümleyi anlamca doğru olarak birbirine bağlayabilmek için, boş bırakılan yere aşağı­dakilerden hangisi getirilmelidir?

A) Mikrobun tam olarak saptanamadığı durum­larda yetersiz kalır; böylelikle

B) Bu yüzden hastalık sırasında ya da hastalığın sonunda yapılmalıdır; böylece

C)Bu yönüyle sterilizasyondan ayrılır; çünkü

D) Salgın hastalıklarda çok uygulanır; bu yüzden

E) Sterilizasyon gibi hiçbir zararlı etkisi yoktur; ama

(ÖSS 1981)

 

7. (I) Jules Verne’in serüven tutkusu, denizcilik, tarih coğrafya gibi alanlardan aldığı öğelerle beslenerek yazdıklarının çekirdeğini oluşturur. (II) Sayısı iki yüze yaklaşan romanları çeşitli bilim dalları üzerine temellenmiştir. (III) Yazar bu bilim dallarına ilişkin bilgilerini, saatlerini geçirdiği kütüphanelerdeki bin­lerce kitaba borçludur. (IV) Hiçbir bilim dalında uzman olmadığı halde yaşadığı dönemdeki her türlü gelişmeyi ve değişmeyi yakından izler. (V) Böylece hem çağını çok iyi tanır hem de çağının getirdiği yenilikleri özümseyerek geleceğe yönelik öngörülerde bulunur.

Bu parçadaki numaralı cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?

A) I. ve II.                                B) I. ve IV.               C) II. ve IV.

D) III. ve V.                                             E) IV ve V

(ÖSS 2003)

 

8. Montaigne’den çok sonra yaşamış olan bir yazar, şöyle diyor:

“Bu Montaigne, amma da fikir çalmış benden.”

Bu düşünceyi, aşağıda Montaigne ve De­nemeleri üzerine söylenenlerden hangisi, en iyi yansıtır?

A) Montaigne, düşündüklerini büyük bir içtenlikle ortaya serer.

B) Bir kitap buldum burada, Montaigne’in kitabı… Ne zevk onunla beraber olmak.

C) Montaigne, Denemelerinde hep kendinden söz eder, “Kitabımın özü ben’im.” der.

D) Montaigne, bir şey öğretmiyor, çünkü hiçbir şeyi kestirip atmıyor.

E) Montaigne’in Denemelerinde gördüğüm her şeyi, kendimde buluyorum.

(ÖSS 1981)

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “eleştiri” söz konusu değildir?

A) Kitap okunduğunda, yazarının, ne yazacağını uzun uzadıya ölçüp biçen, bunları bir tartımdan geçiren, düzene koyan sanatçılardan olmadığı anlaşılıyor.

B) Gençlik yıllarında çeşitli dergi ve gazetelerde yazdığı yazıları derleyip bunları yazılış tarih­lerine göre sıralayarak kitap haline getiriyor.

C) Konusunu günlük yaşamdan almasına karşın, kullandığı dil ve anlatımındaki pürüzler yüzün­den, söyledikleri gereği gibi anlaşılmıyor.

D) Yüzeysel bilgilere dayanarak yaptığı ruhbilim-sel çözümlemeler, yapıtın dokusu İçinde belirli bir işlev taşımıyor.

E) Çizmeye çalıştığı tarihsel ortamı ayrıntılarıyla yansıtamayışı, yapıtının inandırıcılığını büyük ölçüde azaltıyor.

(ÖSS 2004)

 

10. “Nasıl utandım, nasıl utandım bilemezsin, adeta –

Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülürse, cümlenin anlamı en uygun biçimde tamamlanmış ve pekiştirilmiş olur?

A) aklım başımdan gitti

B) yıldırımla vurulmuşa döndüm

C) başımdan kaynar sular döküldü

D) yerin dibine geçtim

E) nefesim kesilir gibi oldu

(ÖSS 1984)

 

11. (I) Hececiler, Türk şiirinde M. Emin Yurdakul ve Rıza Tevfik Bölükbaşı’nın açtığı yolu genişlet­meye çalışmışlardır. (II) Halk şiirinin renkli dünyasına bu şiirin dış yapısını. Özellikle de Ölçü ve uyak düzenini benimseyerek ulaşmayı amaçlamışlardır. (III) Dil açısından açık, arı bir söyleyişe yönelmişlerdir. (IV) Taklitten yola çık­tıları, duygu evrenlerini yenileyip çağdaş değer­lerle donatmadıkları için şiirselliği bir türlü yakalayamamışlardır. (V) Şiirlerindeki tekdüzelilik, kalıplaşmışlık da bundandır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi­sinden başlayarak Hececilerin şiirine yönelik olumsuz bir yaklaşım söz konusudur?

A)V.          B)IV.          C)lll.          D) II.         E) I.

(ÖYS 1993)

 

12. (I) Bu sanatçının en son çıkan şiir kitabı, fil) Ki­tapta 1987- 1990 yılları arasında yazdığı şiirleri var. (III) Kitaptaki bölüm adları, aynı zamanda o bölümlerdeki ilk şiirlerin de adları. (IV) Sanatçı bu kitabını bölümlere ayırmasa da olabilirdi. (V) Çünkü kitap, istediğiniz sayfadan okumaya başlayabileceğiniz, kimi yerleri atlayıp, kimi yerleri de geri dönerek okuyabileceğiniz bir yapıya sahip,

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangile­rinde kişisel görüşe yer verilmiştir?

A) I. ve II                   B) II. ve III.          C) II. ve IV.

D) III. ve IV.               E) IV. ve V.

(ÖYS 1995)

 

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “sezgi, tahmin” söz konusu değildir?

A) Bu olayın böyle sonuçlanacağım  ben çok önceden anlamıştım.

B) Nasıl bir mutluluk içinde bulunduğunu göz­lerinden okuyordum.

C)Bu sırrı, sonsuza değin yüreğimde taşıya­cağıma söz veriyorum.

D) Bu konuyu, onun yanında rahatça konuşabile­ceğimi sanıyorum,

E) Paraya düşkün biri olduğunu konuşmalarından çıkarmıştım.

(ÖSS 1990)

 

14. Aşağıdakilerin hangisinde bir koşula bağlı olma niteliği vardır?

A) Onu görünce şaşırdım kaldım.

B) Onu gördükçe seni hatırlıyorum.

C) Onu gördüğümde henüz bebekti.

D) Onu göreli rahatım kaçtı.

E) Onu gördükten sonra buraya geldim,

(ÖSS 1983)

 

15. Aşağıdakilerin hangisinde birinci cümlecik ikincinin nedeni durumundadır?

A) Biraz daha yaklaşınca onu kıyafetinden tanıdı.

B) Kar yağmıyorsa yola çıkmışlardır.

C) Gelir gelmez beni arayacağını söylemişti ama aramadı.

D) Fazla ışık gözlerime dokunduğundan perdeyi kapattım.

E) Ana  caddeyi geçtikten  sonra okul yoluna girdiler.

(ÖSS 1986)

 CEVAPLAR

1.B 6.C 11.D
2.E 7.A 12.E
3.B 8.E 13.C
4.D 9.B 14.B
5.B 10.D 15.D

 

]]>
Cümlede Anlam – 15 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/cumlede-anlam-15.html Fri, 07 Mar 2014 22:11:02 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3474 CÜMLEDE ANLAM – 15

1. Roman kişileri, yaratıcılarının kişiliklerindeki za­yıflıklarla zenginlikleri bir arada taşırlar. Çünkü ro­mancının yarattığı kişiler, romancının oluşturduğu ve kendi kişiliğinin özellikleriyle sınırlı kalan bir dünyada varlıklarını sürdürürler.

Aşağıdaki cümlelerden hangisi, bu parçada anlatılana anlamca en yakındır?

A) Romancılar çizdikleri karakterleri, kendilerinde bulunmasını düşledikleri niteliklerle donatırlar.

B) Romancının başarısı, büyük ölçüde kendini ve kendi düş dünyasını ustaca anlatmasına bağlıdır.

C) Roman kişileri, gerçek yaşamdaki kişilere ben­zediği ölçüde inandırıcı olur.

D) Romancının kişilik özellikleri, bütün yönleriyle, onun yarattığı kahramanlarda görülebilir.

E) Romancı roman kişilerinin ruhsal ve fiziksel özelliklerini anlatarak gerçeğe ulaşır.

(ÖYS 1997)

 

2. “Düşenin dostu olmaz.”

atasözüne anlam yönünden en yakın olanı aşağıdakilerden hangisidir?

A)            Hapis damlarına serdim postumu

Bilemedim düşmanımı dostumu

B)            Aziz  dostlar  şimdi   çehresin   eğer

Bizden çevrilmedik yüzler mi kaldı?

C)            Dost elinden dolu içmiş deliyim

Üstü kan köpüklü meşe seliyim.

D)            Dost dost diye nicesine sarıldım

Benim sadık yârim kara topraktır.

E)            Kalmadı sefası bezm-i cihanın

Düşman belli değil, dost belli değil.

(ÜSS 1978)

 

3. (I) Son yıllarda yayınevlerinin sayısında bir artış gözlendi. (II) Bu, çeviri kitap sayısındaki artışı da beraberinde getirdi. (III) Yurt dışında çıkan hemen her kitap hiç gecikmeden bizde de yayımlanmaya başlandı. (IV) Hatta bir kitabı çabuk satışa suna­bilmek ipin iki çevirmene bölüştürüp yayımlayanlar da var. (V) Bu, benimsemediğim bir yöntem çünkü her çevirmenin dili ve biçemi farklıdır, ikisi birleştirilince birbiriyle bağdaşmaz.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlış­tır?

A) I. cümlede, bir saptama yapılıyor.

B) II. cümlede, I. cümlede belirtilenin sonucu açık­lanıyor.

C)III. cümlede, başkalarından üstün olma duru­mu belirtiliyor.

D) IV. cümlede, farklı bir tutumdan söz ediliyor.

E) V. cümlede, bir karşı çıkış, nedeniyle birlikte belirtiliyor.

(ÖSS 2008)

 

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisi bir öneri içer­mektedir?

A) Planınızı değerlendirdiğimizde onun beklenti­lerimizi tümüyle karşılamadığını gördük.

B) Planınız güzel; ama onun bizim amacımıza uygun olduğunu söyleyemeyiz.

C) Planınızı yeniden gözden geçirmenizin doğru olacağını düşünüyoruz.

D) Planınızın kolayca uygulanabilmesi için kimi yerlerinde değişiklikler yaptık.

E) Planınızın titiz bir çalışmanın ürünü olduğu belli; ama biz daha farklı özellikler arıyorduk.

(ÖSS 1998)

 

5. (I) İhtiyar Adam ve Deniz, Ernest Hemingway’a  Nobel Ödülü kazandıran romanlarından biri. (II) Psikolojik yanı ağır basan ve sinemaya uyarlan­ması neredeyse olanaksız görünen bu roman, ünlü bir yönetmence sinemaya uyarlanmış. (III) Filmde, balıkçılıkla geçinen ihtiyar bir adamın yaşamı, ilgi çekici bir biçimde anlatılmış. (İV) Uzun süredir balık yakalayamayan ihtiyar adamın, son kez şansını denediğinde büyük bir balık avlaması ve onu karaya çıkarmak için gös­terdiği insanüstü çaba, izleyiciyi oldukça etkiliyor, (V) İhtiyar Adam ve Deniz, izlenmeye değer en iyi filmlerden biri.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde öznellik yoktur?

A)l.          B)ll.          C)III.          D) IV.          E) V,

(ÖSS 2000)

 

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir karşılaş­tırma yapılmıştır?

A) Ünlü masal kahramanı Heidi’nîn oradan oraya koştuğu Alpler İle hemen hemen aynı güzelliğe sahip bir yayladayız.

B) Çocukluğumun pazen pijamalarına desen olmuş kır çiçekleri, orman gülleri yol ke­narlarına gizlice serpilmiş.

C) Burada doğayla kucak kucağa, yapayalnız özgür, güçlü ve huzurlusunuz.

D) Şenliklerle, hele genç kızların dilinde coşkuyla akıp giden sevda türküleriyle bir başka güzeldir yaylalar.

E) Bir yanda olanca maviliğiyle deniz, bir yanda başı karlı dağlar ve yeşilin bin bir tonu…

(ÖYS 1993)

 

7. (I) Edebiyatımızda mahlasların, takma adların ayrı bir yeri var. (II) Bu açıdan, Divan edebiyatın­dan Tanzimat’a, Tanzimat’tan da günümüze kadar renkli ve zengin bir kültürel mirasa sahibiz. (III) Divan edebiyatında mahlaslar, gülmece yazınında takma adlar bin yıllık bir geleneğin ürünüdür. (IV) Ancak, bu konuda yapılmış araştır­malar yok denecek kadar azdır. (V) Bunların, za­manında derlenmemiş olması birçok karışıklığa yol açmış, kimi edebiyat ürünleri başkalarına mal edilmiştir. (VI) İşte bu çalışma, bu alandaki boşluğu dolduracak niteliktedir.

Yukarıdaki parçada, son cümlede sözü edilen “boşluk”un nereden kaynaklandığı numara­lanmış cümlelerin hangilerinde belirtilmiştir?

A)l. ve ll.                 B) I. ve III.           C) II. ve III.

D) II. ve IV.                E) IV.ve V.

(ÖYS 1996)

 

8. “Böylesine  geniş   bir   kavramı   ………..   inceleme, ciltlerce kitap yazmayı gerektirir.”

cümlesinde boş bırakılan yere, aşağıdakiler­den hangisi uygun düşmez?

A) tüm özellikleriyle

B) ayrıntılı olarak

C) derinliğine

D) bütün boyutlarıyla

E) ana çizgileriyle

(ÖSS 1981)

9. Okul öncesi eğitimin, çocuğun gelişiminde büyük önem taşıdığı tartışılmaz bir gerçek.

Aşağıdakilerden hangisi, bu cümlede belir­tilen yargının bir gerekçesi niteliğindedir?

A) Anaokulu, yuva ve kreşlerin sayısı her geçen gün artıyor ve bunlar sürekli gelişiyor.

B)Anne-babalar çocukları için en iyiyi bulma ve yapma çabası içindeler.

C) Çocuklar paylaşma ve sorumluluk duygularını oyunla geliştirirler.

D)Çocuğun duygusal ve zihinsel gelişiminin önemli bir kısmı okul çağından önce tamamlan­maktadır.

E)Son yıllarda anaokullarında çocuğu değişik yönleriyle geliştirmeyi amaçlayan yeni yöntem­ler deneniyor.

(ÖSS 1998)

 

10. I.Yalnız  biçime  önem  veren  sanatçı,   nasıl konuşulacağını bilen ama söyleyecek sözü olmayan konuşmacıya benzer.

II. Zaman içinde, yapıtlarının biçim ve içeriğinde hiç değişiklik yapmamış pek çok sanatçı vardır.

III. Bu sanatçımızın, eski biçimlerle günümüzün içeriğini yansıtmaya çalışması, yeni bir yön­tem değildir.

IV. Sanatçının yapıtlarında biçimle içerik, bir kâğıdın iki yüzü gibi birbirinden ayrılmaz.

Bu cümlelerden, savunulan düşünce bakımın­dan birbirine en yakın olanlar hangileridir?

A) I. ile II.              B) I. ile III.             C) I. ile IV.

D) II. ile III.            E) İl. ile IV.

(ÖSS 1988)

 

11. (I) Bu kitap, dünyada ve Türkiye’de, başlangıcın­dan bugüne kadar tiyatro tarihinden önemini ko­ruyan beş yüze yakın kişiyle ilgili bilgileri İçeriyor, (II) Bu kişiler arasında, oyun yazarları, tiyatro ku­ramcıları, yönetmenler ve sahne tasarımcıları var. (III) Kitapta, sözü geçen kişilerin yaşam öyküleri de anlatılmış. (IV) Bunlar anlatılırken, onların sanatsal kişiliklerine, eserlerine ve sahne uygula­malarına da yer verilmiş. (V) En yeni kaynaklar­dan yararlanılarak hazırlandığı için, bu yapıt güncelliği olan bir boyut kazanmış.

Yukarıdaki parçada sözü edilen kitabin içe­riğiyle ilgili en geniş bilgi, numaralanmış cüm­lelerin hangisinde verilmiştir?

A) I.          B) ll.          C)III.          D) IV          EV

(ÖSS 1996)

 

12. O, unutulmuş yazarları hatırlatmayı, onların yapıt­larını yeniden gün ışığına çıkarmayı değil, günümüz yapıtlarını, birer birer, okurlara tanıtmayı amaçlamıştı,

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?

A) Yapıtları değerlendirirken, geçmişin ürünlerini bugüne taşıma yerine, yeni yazılmış olanları ele almayı isterdi.

B) Geçmişte ortaya konan yapıtların öneminden değil, bugün nitelikli yapıtların nasıl oluşturula­cağından söz ederdi.

C) Yıllar sonra yapıtların değil, ancak yazarların anımsanabileceğini düşünürdü.

D) Yıllar önce ortaya konmuş ürünlerin, bugün için büyük bir değer taşımadığına İnanırdı.

E) Bugün ortaya konan yapıtların da bir süre sonra eskiyeceğinin unutulmaması gerektiğini  belirtirdi.

(ÖSS 2002)

 

13.           I. Bütün gün oturmaktan ayaklarımız uyuşmuştu.

II.  Açık  havada   çalışmaktan  yüzleri   esmerleşmişti,

III. Fırtına sabaha doğru yatışmıştı.

IV. Yediğimiz     ekşi     eriklerden     dişlerimiz kamaşmıştı.

V.  Pamuk çapalamaktan elleri nasırlaşmıştı.

Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde “değişerek yeni bir görünüm kazanma” durumu anlatılmak­tadır?

A) I-V                      B)II-IV                     C) l-lll

D)ll-V                      E) III-IV

(ÖSS 1983)

 

14. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, söyleyenin kişisel düşüncesini İçermemektedir?

A) Sanatçılar arasındaki olağanüstü uyum, on­ların oda müziğine olan eğilimlerinin bir kanıtıydı.

B) Sanatçılar, iki bölümden oluşan bu yapıtı, yarın da bu salonda seslendirecekler.

C) Bestecinin üslubunu bütün yönleriyle yansıtan bu yapıtı, yepyeni bir yorumla sundular.

D) Bu konserde dinlediğimiz ezgiler, içimizde yepyeni bir yaşama sevinci uyandırdı.

E) Yapıtın ezgilerindeki kıvraklık, onu seslendirenlerin katkısıyla dinleyicileri adeta büyülemişti.

(ÖSS 1990)

 

15. Yahya Kemal: “Şiir, düşünceyi duygu haline geti­rinceye kadar yoğurmaktadır.” der.

Ozanın, bu sözüyle anlatmak istediği düşünceyi içeren cümle aşağıdakilerden hangisidir?

A) Şiirde düşüncenin payı duygudan daha faz­ladır.

B) Duygular, şiirle etkili bir biçimde anlatılır.

C)Şiir düşüncenin, duyguların özsuyunda eritilmesiyle oluşur.

D) Şiir, duyguların toprağını  besleyip zengin­leştirir.

E) Şiirin etki gücü, içerdiği düşünceye bağlıdır.

(ÖSS 2003)

 CEVAPLAR

1.D 6.A 11.A
2.B 7.E 12.B
3.C 8.E 13.D
4.C 9.D 14.A
5.A 10.C 15.C

 

]]>
Cümlede Anlam – 14 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/cumlede-anlam-14.html Fri, 07 Mar 2014 22:11:01 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3469 CÜMLEDE ANLAM – 14

1. “Bütün gün, sabahtan akşama değin bu dar keçi-yolunda, bu ince, taşlı patikada, yürümekten ayaklarımızın altı şişmiş, tabanlarımız kabarmış, dizlerimizin dermanı ve gücü tükenmişti.” cüm­lesini, bu cümlenin anlamını bozmadan kısal­tarak kursak, en uygun biçim aşağıdakilerden hangisi olabilir?

A) Bütün gün bu dar keçiyolunda yürümekten diz­lerimizin dermanı ve gücü tükenmişti.

B) Sabahtan akşama değin yürümekten tabanla­rımız kabarmış, dizlerimizin dermanı tüken­mişti.

C) Bütün gün bu patikada yürümekten tabanla­rımız kabarmış, dizlerimizin dermanı tüken­mişti.

D) Sabahtan akşama değin yürümekten ayak­larımızın altı şişmiş, dizlerimizin gücü tüken­mişti.

E) Bu ince, taşlı patikada yürümekten tabanla­rımız şişmiş, dizlerimizin dermanı tükenmişti.

(ÜSS 1976)

 

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde boş bırakılan yere, ayraç İçinde verilen sözün getirilmesi an­lamca uygun olmaz?

A)  Yazarın çok yalın, basit, okuru yormayan ve okudukça dilin tadını duyuran bir —– var. (bi­çemi)

B) Hangi konuyu işlerse işlesin öykülerinin doku­sunda bir —-, daha doğrusu onu başkaların­dan ayıran özgün yanlar vardır. (denenmişlik)

C) Yıllar önce yazılan “Yalnızlık” adlı şiir, bugüne değin değerini yitirmemiş, —- niteliği kazanmıştır. (klasik)

D) Bu yapıtın dili çok akıcı, anlatımı sürükleyici, -— karmaşıktır. (olay örgüsü)

E)  Bir ara, yazdığı şiirlerde anlamı bir yana bırakmış, — önem vermiş. (biçime)

(ÖSS 2008)

 

3. Önemli olan okuduğumuz kitapların sayısı değil,

Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirile­mez?

A) bu kitapların yaşamımıza ne kattığıdır

B) onların bize kazandırdığı yeni duygulardır.

C)okuduklarımızın davranışlarımızı  yaşama bakışımızı nasıl etkilediğidir

D) onlardan edindiğimiz bilgilerle yeni bir dünya kura bilme m İzdir.

E) Onların,    eleştirmenlerce   nasıl  değer­lendirildiğidir.

(ÖSS 1999)

 

4. (I) Biraz sonra arkadaşımız girdi odaya. (II) Bir balıkçı kazağı, o kazağı çekici kılan yarım bir palto vardı sırtında. (III) Yakalarını kaldırmıştı. (IV) Gözlüklüydü. (V) Sevinç, heyecan, alay karışımı hissini veren gülümsemesi, yüzünün ayrılmaz bir parçası gibiydi ve kendine özgüydü.

Bu parçanın yazarı, hangi cümlelere kendi duygularını katmıştır?

A) I. ve Il.                     B) I. ve III.       C) II.ve V.

D) III. ve IV.                 E) IV, ve V.

(ÖSS 1990)

 

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kişinin karşıt özellikleri bir arada verilmiştir?

A) Yaşamı boyunca bilgi edinmeye, kendini ye­nilemeye, dahası kendini aşmaya çalıştı,

B) Doğruluğundan emin olduğu düşüncelerini, her zaman, her yerde, herkese karşı yılmadan savundu.

C) İnandıklarını ödün vermeden, savunurken yu­muşaklık ve incelikle uzlaşma sağlamaya da özen gösterirdi.

D) Uzmanlığın, salt diplomaya bağlı bir san ol­mayıp ilgi bilgi ve inançla elde edilebileceğini söylerdi.

E) Yönetici olarak birlikte çalıştığı kişilere, in­sanca bir sıcaklıkla yaklaşır, içten bir ilgi gös­terirdi.

(ÖYS 1997) 

6. “Neyi, nerede, neden anlattığımı unutmuşum.”

Cümlesinde unutulduğu vurgulanan şeyleri tümüyle içeren cümle aşağıdakilerden hangi­sidir?

A) Öğrencilik günlerinizi, Londra dönüşünde biz eski arkadaşlarınıza uzun uzun anlatmıştınız.

B) Öğrencilik günlerinizi, bir arkadaş toplantısında kimi arkadaşlar yurt dışına gideceği için anlat­mıştınız,

C) Öğrencilik günlerinizi, adınıza düzenlenen bir toplantıda bizlere coşkuyla anlatmıştınız.

D) Öğrencilik günlerinizi, sıkıntılar, güçlükler karşısında yılmadığınızı belirtmek için anlat­mıştınız.

E) Öğrencilik günlerinizi sizden anlatmanız is­tendiği İçin, ayrıntılarıyla anlatmıştınız.

(ÖSS 1981)

 

7. (I) Öykülerimdeki biçimsel ve içeriksel yenilikler salt kendi çabalarımın ürünü değildir. (II) Onları oluştururken öyküyü öykü yapan bütün gelenek­lerden ve yeniliklerden yararlanmaya çalışıyorum, fili) Olay, konu, karakter, tip, durum, kesit, diya­log,., (IV) Öyküyü oluşturan bütün öğeler eşit ölçülerde girmeli öyküye diye düşünüyorum. (V) Öykünün ağırlık merkezini yaymaya çalışarak bunlardan birinin, ötekinin önüne çıkmasını en­gellemek istiyorum.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümleler­den hangileri anlamca birbirine en yakındır?

A) I. ve II.                B) I. ve IV.               C) II. ve III.

D) II. ve IV.              E) IV. ve V

(ÖSS 2000)

 

8. (I) Ben, yaşamı bir paylaşım olarak görüyorum.(II) Bu nedenle insanların yaşamını zenginleştirmek, onlara ölümsüz bir şeyler bırakmak gerektiğini düşünüyorum. (III) Ölümsüz sözüyle anlatmak istediğim, kendi ölüm­süzlüğüm değil tabii ki, yapıtın ölümsüzlüğü; işte sergimi bu düşüncelerle düzenledim. (IV) insanların sergiyi gezip, gördükleriyle ilgili birtakım değerlendirmeler yap­ması benim için çok hoş bir şey. (V) Benim istediğim de zaten buydu, ticari bir kaygım hiç olmadı.

Bir ressamın düşüncelerinin anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle İlgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A)  I. cümlede, kendi bakış açısını ortaya koyuyor.

B) II.cümlede, kimsenin ulaşamadığı başarılar peşinde koştuğunu belirtiyor.

C) III. cümlede, kullandığı bir kavramla İlgili açık­lama yapıyor.

D) IV. cümlede, başkalarını yapıtları üzerinde düşündürmekten mutluluk duyduğunu açıklıyor.

E) V. cümlede, maddi bir beklentisinin bulunmadı­ğını söylüyor.

(ÖSS 2007)

9. Sanat, toplumdaki bireylerin çoğunluğunu dikkate alarak onların çizgisine inmemeli, tersine hep biraz önden gitmelidir.

Bu cümlede sanatla ilgili olarak vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Toplumdaki belli bir kesime seslenmeli, sa­natçının düşüncelerini halka yaymalıdır.

B) Toplum düzeyinin altına düşmemeye çalış­malı, herkese seslenmelidir.

C) Toplumdaki bireylerin düzeyini göz önünde tu­tarak onlara ulaşmaya çalışmalıdır.

D) Toplum düzeyinin üstünde olmalı, topluma yol göstermelidir.

E) Toplumu   yönlendirmekten   çok,   bireylerin beğeni düzeyini yükseltmelidir.

(ÖYS 1993)

 

10. (I) Eleştirmeni öteki yazarlardan ayıran en önemli nokta, eleştirmenin konusunu yaşamdan değil, yazından seçmesidir. (II) Çünkü eleştirmenin temel işlevi, okuyucuların yazınsal ürünleri daha iyi anlayıp değerlendirmelerini sağlamaktır. (III) Bu yönden, okuyucuyu göz önünde bulundurma eleştirmen için bir zorunluluktur. (IV) Eleştirmenin düşüncelerini olabildiğince somut ve yalın biçimde dile getirmesi gerekir. (V) “Yalınlık” la kastedilen, düşüncelerin akıcı, kolay anlaşılır cümlelerle dile getirilmesinin yanında bunların bir­birleriyle olan bağlantılarıdır.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde, eleştirmenin yapıtla okuyucu arasında köprü oluşturma görevinden söz edilmektedir?

A) I.             B)II.           C) III.          D)IV.        E)V.

(ÖSS 1997)

 

11. Yol ırmağın kıyısından geçiyordu. Yol kilometrelerce sürüyordu. Yol asfalt ve gölgeliydi.

Yukarıdaki cümlelerin, anlamlarını koruyarak tek cümleye dönüştürülmüş en uygun biçimi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kilometrelerce süren ırmağın kıyısından geçen yol asfalt ve gölgeliydi.

B) Asfalt ve gölgeli yol ırmağın kıyısından geçiyor, kilometrelerce sürüyordu.

C) Irmağın kıyısından asfalt ve gölgeli yol geçerek kilometrelerce sürüyordu.

D) Irmağın kıyısından kilometrelerce süren asfalt ve gölgeli yol geçiyordu.

E) Irmağın kıyısından geçen asfalt ve gölgeli yol kilometrelerce sürüyordu.

(ÖSS 1984)

 

12. I.Eleştirmen, sanat yapıtını açıklamaya, onun anlaşılmasını kolaylaştırmaya çalışır.

II. Her eleştirmen, “eleştirme”nin esere bağlı bir değerlendirme olduğunu, övmek ya da yer­mek amacıyla yapılmayacağını bilmek zorun­dadır.

III. Eleştirmenin bir amacı da sanatçıya yol göstermek, yaratıcılığını artırmada ona yardımcı olmaktır.

IV. Eleştirmen, keyfi yargılardan kaçınmalı, söylediklerini kanıtlayarak nesne!l yargılara ulaşmalıdır.

Bu cümlelerden, savunulan düşünce bakımın­dan birbirine en yakın olanlar hangileridir?

A) II ile III.               B) I. ile IV             C) I. ile II.

D) II. ile IV.            E) III. ile IV.

(ÖSS 1988)

 

13. (I) Yazarın, kullandığı dilde eriştiği yetkinlik inkâr edilemez. (II) Kahramanların kullandıkları söz­cüklerden kimilerinin, konuşulduğu gibi yazılması bu kitabı okurken bir sahne yapıtı izlemenin sı­caklığını hissettiriyor insana. (III) Yazara özgü uzun cümleler, onun anlatımının en önemli özel­liği olarak görünüyor. (IV) Kopukluğun hiç görülmediği bu uzun cümleler, dilsel bir gösterinin en canlı Öğesini oluşturuyor. (V) Öte yandan, cümlelerin uzunluğu, yazarın anlatımının akıcılığına gölge düşürmüyor.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi­sinde, söz konusu yazarın kullandığı dilin okur üzerindeki etkisinden söz edilmektedir?

A) I.         B) II.         C)lll.          D) IV.         E) V.

(ÖYS 1996)

 

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ötekilerden farklı bir düşünce dile getirilmiştir?

A) Üslup, insanın konuştuklarını ve yazdıklarını biçimlendiren kişisel bir öğedir.

B) Bir sanatçının üslubu, o sanatçının kendisidir.

C) Sanatçı, sözcükleri seçip yan yana getirirken onlara kendi damgasını vurur.

D) Üslup, sanatçının kişiliğini yansıtan bir aynadır.

E) Bir sanatçı, yarattığı yapıtın türüne göre üslup kullanır.

(ÖSS 2003)

 

15. I.  Zekânın, pek kolay kavranamayan çok karmaşık bir yapısı vardır.

II.  Zekâ,    doğuştan   getirilen   gücün,   çevre olanaklarıyla işlenmesi sonucu oluşur.

III. Zekâ ne sadece kalıtsal ne de sadece çevre­sel etkenlerle açıklanabilir.

IV Önce zekâyı tanımlamak, sonra da bu tanıma uygun bîr Ölçme aracı geliştirmek gerekir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi­leri anlamca birbirine en yakındır?

A) I. ve II.                B) l. ve IV.               C) II. ve III.

D) II. ve IV               E) III. ve IV.

(ÖSS 2000)

 CEVAPLAR

1.C 6.B 11.E
2.A 7.E 12.D
3.E 8.B 13.B
4.C 9.D 14.E
5.C 10.B 15.C

 

]]>
Cümlede Anlam – 13 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/cumlede-anlam-13.html Fri, 07 Mar 2014 22:11:00 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3466 CÜMLEDE ANLAM – 13

1. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde anlamı be­lirginleştirmek için karşıt durumlardan yarar­lanılmıştır?

A) Film o kadar sıkıcı idi ki, sonunu beklemeden televizyonu kapattı.

B) Mademki sözümü dinlemiyorsunuz, ben de bir daha bu konuda isteseniz de konuşmam,

C) Sanki suçlu kendisi değilmiş gibi sakin sakin etrafını süzüyordu.

D) Öğretmenin sorduğu son soruya en çalışkan öğrenci bile cevap veremedi.

E) Dışarısı günlük güneşlik, sımsıcak, halbuki bu­rada paltolarımız bile bizi ısıtmaya yetmiyor.

(ÖSS 1985)

 

2. Aşağıdakilerden hangisinde karşıtlığı çağrıştı­ran bir anlatım vardır?

A)            Komşular kanlı bıçaklıysa bile

Saksılar sevgi duyar pencereden pencereye

B)            Senin gölgenle birleşti gölgem

Bir değil, şimdi bin gölge doğacak

C)            Sevgimizin külleri savruldu göğe

Yanar artık geceler yepyeni yıldızlarla

D)            Dallarda incecik bir ışık kaldı sevgiden

Hem güneş, hem ay, hem yıldızlar imrendi ona

E)            Taptaze bir aşk götürdüm ışıksız kıyıya

Birden canlandı martılar, kanat çırptılar sudan

(ÖYS 1998)

 

3. (I) O, işlediği konuları genellikle Osmanlı impara­torluğunun çöküş döneminin başladığı 17. ve 18. yüzyıldan alır. (II) Oyunları o dönemin düşünüş biçimini, törelerini karikatürize ettiğinden değer­lidir, (III) Güldürme öğesine bağlı kalarak bilgili bil­gisiz, erdemli erdemsiz kişiler arasındaki Çelişkileri yansıtır. (IV) Kurumların, dolayısıyla da toplumun hicvine yönelir. (V) Mizah anlayışı, ge­leneksel mizah anlayışımıza uyduğundan, yapıt­larından halk da hoşlanır, aydınlar da.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde neden-sonuç ilişkisi vardır?

A) I. de ve II. de                B) I. de ve III. de

C) II. de ve V. de               D) III. de ve IV. de

E) IV. de ve V. de

(ÖSS 1999 İPTAL EDİLEN)

 

4. Aşağıdakilerin hangisi bir varsayımı ifade et­mektedir?

A) O, çarşamba günü geziden dönebilir.

B) Diyelim ki bu olay gerçek değildir.

C) İstediğini veririm, yeter ki sen çalış.

D) Belki onu sen de tanırsın.

E) Yarın akşam yemeğine onlar da gelebilir.

(ÖSS 1989)

 

5. “Bilmem ben kendime çekidüzen vermesini, derviş gibiyimdir,”

cümlesinde yazar kendisini dervişe benze­tirken özellikle hangi yönünü vurgulamak is­tiyor?

A) Başkalarına aldırmayısın!.

B) Tarikatçılığa özenişini.

C) Alçakgönüllülüğünü.

D) Giyim kuşamı önemsemeyişini.

E) Hoşgörülü oluşunu.

(ÜSS 1978)

 

6. Aşağıdakilerden hangisi üslupla ilgili bir yar­gıdır?

A) Genellikle oyunlarının konusu, günlük yaşam­daki çatışmalar ve sorunlardır.

B) İkinci romanında da halk masallarına özgü yapıyı yinelemiştir.

C) Kişilerin iç dünyasını, onların olaylar karşısın­daki tepkileriyle ortaya koymuştur.

D) Olayları yönlendiren sosyolojik ve psikolojik etkenler üzerinde durmuştur.

E) Yaşanılan gerçekleri hiç değiştirmeden, alaysamalı bir tutumla işlemiştir.

(ÖYS 1994)

 

7. (I) Bu konuda günümüze değin hayli kalem oy­natılmış. (II) Ancak bir iki yazar dışında kimse amacına ulaşamamış. (III) Oysa sizin eseriniz, bugüne kadar yazılmış olanların en ciddi ve en bilimsel olanı. (IV) Bunda araştırıcı kişiliğinizin, yeteneklerinizin yanında, seçtiğiniz yöntemin de önemli bir payı var. (V) Yöntemdeki çağdaşlık ve bilimselliğin bir konuya kazandırdığı berraklık ve bütünselliği sizin eserinizde, bütün yönleriyle gö­rebiliyoruz.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangile­rinde eseri beğenme söz konusudur?

A) l.ve ll.                B) I. ve III.           C) III. ve IV.

D) III. ve V.                E) IV ve V.

(ÖYS 1997)

 

8. (I) Kim ne derse desin, eleştirmenler özelde edebiyatın, genelde sanatın üvey evlatlarıdır. (II) İki kere ikinin dört ettiği kadar kesin bir gerçektir bu. (III) Şairler ve yazarlar, onları pek sevmezler, soğuk bir iş ilişkisidir eleştirmenlerle aralarındaki. (IV) Överseniz mesele yok, kupkuru bir teşekkürle yetinir çoğu. (V) Ama beğenmezseniz hemen çıkarırlar acımasız eleştiri oklarını ve saplamaya başlarlar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde mecazlı bir söyleyiş yoktur?

A) I.         B) II.        C) III.       D) IV.       E) V.

(2010 YGS)

9. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde “mala çok düşkün” anlamı vardır?

A) Onun bir hayli malı mülkü vardı.

B) Ev ona pahalıya mal olmuştu.

C) Anımsanmayacak   bir   mal   varlığı   olduğu biliniyor.

D) Bu işten sağladığı kazançla epeyce mal sahibi oldu.

E) Onun kadar mal canlısı az bulunur.

(ÖSS 1987)

 

10. “(I) Dünyanın en güzel, en lezzetli inciri Türkiye’de yetişir. (II) Yıllık üretim 185 bin ton civarındadır, (III) Kalkınabilmemiz ipin bu üretimi daha da artır­malıyız, (IV) Öteden beri dışa sattığımız mallar arasında incir önemli bir yer tutar. (V) Bu da İncir­lerimizin dış ülkelerde nasıl arandığını gösterir.”

Bu paragrafı oluşturan cümlelerden hangileri, ötekilere göre daha kesin bir biçimde ve ko­laylıkla kanıtlanabilir yargılar niteliğindedir?

A) I ile V             B) I ile IV                    C) I İle III

D) II ile V            E) II ile IV

(ÖSS 1981)

 

11.          İçmiş gibi geceyi bir yudumda

Göğün mağrur bakışlı bulutlan

Bu dizelerdeki sanatlı söyleyişe benzer bir söyleyiş, aşağıdaki dizelerin hangisinde vardır?

A)            Dinle yolcu bu ses onun sesidir

Sinsi adımlarla akşam yürüyor

B)            Memleket isterim

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun

C)            Nice aşklar, arkadaşlıklar gördüm

Kahramanlıklar okudum tarihte

D)            Zamanla nasıl değişiyor insan

Hangi resmime baksam ben değilim

E)            Benim de mi düşüncelerim olacaktı

Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım

(ÖSS 1993)

12. Eleştirmenlerin, “O, her şeyden, en önemsiz bir fıkradan, bir cümleden, iyi bir öykü, koca bir roman çıkarabilir.” diye söz ettiği bir yazar için aşağıdakilerden hangisi doğru olabilir?

A) Gözlemci ve gerçekçi bir yazar değildir.

B) Roman ve öykülerinde toplum sorunlarına eğil­memiştir.

C) Çalakalem yazan, ruh çözümlemelerine önem vermeyen bir yazardır.

D) Büyük bir hayal ve yaratma gücüne sahiptir.

E) Roman ve öykülerinde olaydan çok ayrıntılar üzerinde durmuştur.

(ÖSS 1982)

13. I. Yapılan her yanlış, daha iyi bir sistem oluşturmak için bir fırsattır.

II.Yaptıklarının   bilincinde   olmayanlar,   yan­lışlarını sürekli yinelerler.

III. Hiç yanlış yapılmaması, her şeyin kusursuz olduğu anlamına gelmez.

IV Doğruya ulaşabilmek için, yapılan yanlışlar­dan ders almasını bilmek gerekir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi­leri anlamca birbirine en yakındır?

A) I. ve II.               B) I. ve IV            C) II. ve III.

D) II. ve IV.            E) III. ve IV.

(ÖSS 2000)

 

14. “Yol ile giden yorulmaz.”

atasözünde geçen “yol” sözcüğü, aşağıdaki kullanımlarından hangisiyle -anlamca- öz­deştir?

A) Dilekçeni PTT yoluyla gönder!

B) Onu dayakla değil, öğütle yola getir!

C) Her işi yoluyla yap, başarılı ol!

D) Bu yolda da biraz emek harca!

E) Bu konuşma yolunu artık bırak!

(ÜSS 1978)

 

15. Aşağıdakilerin hangisinde eylem, gerekçe­siyle birlikte verilmiştir?

A)            Benim avcı olduğumu duymuşlar

Bir daha bahçeye gelmedi kuşlar

B)            Gündüzleri oyun oynardım

Akşamları masallar anlatırdı dadım

C)            Çözülen bir demetten indiler birer birer

Bir pınara döküldü bembeyaz güvercinler

D)            Sesin odaya girmiş bir serçe gibi ürkek

Ellerim açık kalan panjuru gösterecek

E)            Göklerden bir yıldızın gölgesi düşmüş suya

Dalmış suyun koynunda bir gecelik uykuya

(ÖYS 1998)

www.dersimizedebiyat.org

Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi

CEVAPLAR

1.E 6.E 11.A
2.A 7.D 12.D
3.C 8.B 13.B
4.B 9.E 14.C
5.D 10.E 15.A

 

]]>
Cümlede Anlam – 12 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/cumlede-anlam-12.html Fri, 07 Mar 2014 22:10:58 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3462 CÜMLEDE ANLAM – 12

1. Aşağıdakilerin hangisinde, yapılmakta olan bir iş bildirilmektedir?

A) Yarın erkenden yola çıkıyoruz.

B) Küçük halam öbür gün bize geliyor.

C) Verdiğin kitabı büyük bir zevkle okuyorum.

D) Savaşta ölen dayımın adını, bana koyuyorlar.

E) Çarşamba günü ölüyor, perşembe günü de gömüyorlar.

(ÖSS 1985)

 

2. (I) Sanatçı, öykülerinde daha çok toplumumuzun kırsal alanlarda yaşayan insanlarının yaşamını, onların doğa ve çevre ile olan ilişkilerini yansıtır. (II) Anlatımda günlük konuşma dilinin incelik­lerinden ustaca yararlanarak, kısa ve anlamca yoğun cümleler kurmaya büyük bir özen gösterir. (III) Zaman zaman, doğup büyüdüğü Trakya yöresinin yerel sözcüklerini de özgün biçimleriyle kullanır. (IV) Yerel dili, yerel sözcükleri kul­lanacağım derken, yadırgatıcı olmaktan kaçınır, hiçbir zaman yapaylığa düşmez. (V) Onun bu sözcükleri kullanmadaki amacı, okurlarına, dilim­izin sözcük yönünden ne kadar zengin olduğunu göstermektir.

Yukarıda   numaralanmış  cümlelerin   hangi­lerinde beğenme söz konusudur?

A) l. ve II.                                B) II. ve III.           C) II. ve IV.

D) III. ve IV.                            E) IV. ve V.

(ÖSS 1994)

 

3. Ben, kendine özgü patikası olmayan yazarları sevmedim hiç. Ama özellikli olmak için zoraki baş­kaldırı yazılan yazanları değil, kendiliğinden böy­le olanları sevdim.

Bu sözleri söyleyenin, yazarlarla ilgili beklen­tisi nedir?

A) Sanatsal yaratılarda, önemli konulan seçme ve İşleme

B)  Başkalarından farklı olarak öteki sanatçılara yol gösterme

C) Var olan biçimleri yeni arayışlarla zenginleştir­me

D) Bilinen sanat akımlarının dışında kalmayı üs­tünlük sayma

E)  Kimseye benzememeyi doğallıkla başarabil­me

(ÖSS 2008)

 

4. (I)Geçen yıl yitirdiğimiz ressam ve dokuma sanatçısının eserleri, bu ayın sonuna değin İstan­bul Sanat Galerisi’nde sergileniyor, (II) Bunlar, büyük bir sabır, beceri ve ileri bir teknikle oluştu­rulmuş. (III) Dokumalarını adeta bir yağlı boya tu­valine dönüştüren sanatçının esin kaynaklarını, kurumuş yapraklar, ağaç kabukları ve parşömen kâğıdı oluşturuyor. (IV) Tüm bu dokuların, renk­lerin ve tonlarının değişik anlamları var; sanatçı bunlarla hem gelişmeyi, hem de yaşamın sürekliliğini ve gelip geçiciliğini vurgulamak istiyor. (V) Yapıtlarında yansıttığı yaşam kimi yönleriyle bugünün insanını da kuşatıyor.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi­si sözü edilen sanatçının, yaşama yönelik gö­rüşünü içermektedir?

A) I.          B) II.          C)lll.          D) IV.          E) V.

(ÖSS 2001)

 

5. “Halk, senin ‘benim, bütün teklerin buluştuğu, damlaların göl, elin ayağın beden, akılla duygu­nun kafa olduğu, değişik renk, ses ve konuların kaynaştığı, birliğe vardığı yerdir.”

Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce, aşağıdaki tümcelerden (cümlelerden) hangi­sinde belirtilmiştir?

A) Halk, elementlerin oluşturduğu bileşikler gibi, bireylerin oluşturduğu bir bileşimdir.

B) Halkın, onu oluşturan bireylerin dışında bir niteliği yoktur.

C) Bireyler, halkın ayrımsız (farksız) öğeleridir.

D) “Halk” kavramı ile “bireyler” kavramı arasında bir ayrım (fark) yoktur.

E) Halk, bireylerin oluşturduğu karma bir top­lamdır.

(ÜSS 1979)

 

6. Aşağıdakilerin   hangisinde   soru,   cümlede bildirilen eylemi yapanı bulmaya yöneliktir?

A) Kardeşin hangi okula gidiyor?

B) Gönderdiğim paketi almadın mı?

C) Bu resmi hangi öğrenci yapmış?

D) Arkadaşın o kitabı nereden almış?

E) Otobüste kime selâm verdin?

(ÖSS 1986)

 

7. Aşağıdakilerin hangisinde “Hızlı koşsa da yetişemez.” cümlesinde olduğu gibi, belirli bir koşul gerçekleştiği halde istenilen amaca ulaşılamayacağı anlamı vardır?

A) Kar yağsa da yollar kapanmaz.

B) Trafik sıkışık da olsa geç kalmaz.

C) Zaman az da olsa İşini yarım bırakmaz.

D) İşi acele de olsa uğramadan gitmez.

E) Erken yatsa da uyuyamaz.

(ÖSS 1988)

 

8. Halk şiiri doğal ve içtenlikli bir anlatım üzerine temellenir.

Aşağıdakilerden hangisi, bu cümleye anlamca en yakındır?

A) Halk şairi, sözünü şiire dönüştürürken içinden geldiği gibi söyler.

B) Aşk, halk şiirinde en çok işlenen konulardan biridir.

C) Halk şiirinin sazla,  sözle,  daha  doğrusu müzikle sıkı bir kan bağı vardır.

D)   Halk şiiri, halkın içinde bulunduğu somut koşulların ürünüdür.

E) Halk şairi, şiirlerinde, halkın acılarını, çilelerini yansıtır.

(ÖSS 2001)

 

9. Çok güçlü ve sınırsız bir hayal gücüne sahip ro­mancılar bile yazarken, kendi anılarından yarar­lanırlar.

Aşağıdakilerden hangisi  bu cümlede anlatıl­mak istenene anlamca en yakındır?

A) Gerçekçi yapıtlar ortaya koyma, yazarın yaşadığı olayları anlatmasını gerektirir.

B) Bir yapıtın kalıcılığı, yazarın yaşamıyla olan ilişkisine bağlıdır.

C) Romancıların ortaya koyduğu ürünler, başla­rından geçen olaylardan izler taşır.

D) Sanatçının gücü, değişik konulan işlemesiyle ortaya çıkar.

E) Anılarından, ancak geniş bir hayal gücüne sahip romancılar yararlanır.

(ÖSS 1995)

 

10. (I) Karagöz’ün yaşamımızdaki yeri için: “Bitti.” deniyor, (II) Bu doğru değil. (III) Karagöz, 14. yüzyıldan beri kendini sürekli yenileyerek bugün­lere gelmiştir. (IV) Onda, edebiyat, müzik kısaca güzel sanatlar adına ne biliyorsak, hepsi vardır. (V) Dini bakımdan bakarsanız, tasavvuf vardır onda. (VI) Böyle bir sanatı nasıl yok etmeye çalışırız?

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde, I. cümlede belirtilene karşı çıkışın gerekçelerine yer verilmiştir?

A) II. , III. , IV                          B)ll., IV, V.              C) III., IV., V.

D) III. , V. , VI.                         E) IV.,. V, VI.

(ÖSS 2000)

 

11. (I) Arşivlemek, saklamak, belirli bir alanda yetiş­miş insanlarımızı ve onların değerli ürünlerini gelecek kuşaklara aktarmak gibi bir görevin öne­mini kavrayamadık. (II) Oysa uygarlaşmanın en önemli göstergelerinden biri de geçmişi korumak ve yarına bırakmaktır. (III) Biz, bu görevi özellikle müzik alanında gerçekleştiremedik. (IV) İşte bu kitap, böyle bir boşluğu doldurmak amacıyla hazırlanmıştır.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde topluma eleştirel bir bakış söz konusudur?

A). I. ve II,               B) I. ve III.           C) II, ve III.

D) II. ve IV.                E) III. ve IV.

(ÖYS 1994)

 

12. (I) Yapıtlarında yazarın araya girişi yok denecek kadar azdır, (II) Çünkü o, romanını, öyküsünü di­yaloglarla kurar. (III) Yazı tekniğinin en belirgin özelliği diyaloglarda kendini gösterir. (IV) Kişileri, çaresizlik içinde ne denli bunalırlarsa bunalsınlar, dünyaya değiştirilemez bir karamsarlıkla bakmaz­lar. (V) Tersine, en kötü koşullar altındayken bile yaşamda aydınlık bir yön bulurlar. (VI) Bütün bun­lar, yazarın İnsanlık yaklaşımı, onları eksiksizce tanıma ve yansıtmadaki ustalığıyla açıklanabilir.

Bu parçada, sözü edilen yazarın yapıtlarındaki özelliklerin temel nedeni numaralanmış cüm­lelerin hangisinde belirtilmiştir?

A)  I.         B)  III.         C) IV.       D)V.          E) VI.

(ÖYS 1998)

 

13. Dedem ne zaman bir işi bitirmek için koşturan birini görse: “Biraz bekle de daha tez bitirelim” derdi.

Bu düşünceyle ilgili bir yazı yazmanız gerek­se, bu yazıda aşağıdakilerden hangisini özel­likle vurgulamak istersiniz?

A) Bir işi bitirmede en önemli etken zamanı iyi seçmektir.

B) Bir işi bir çırpıda bitirmeye yeltenmek, doğru değildir.

C) Bir işi bitirmek için, yaşlıların yardımı gerekir.

D) Bir işe tezcanlılıkla başlamak, onu bitireceğiz demek değildir.

E) Bir işin süresi, tezcanlı davranmakla kısaltılamaz.

(ÜSS 1978)

 

14. (I) Bu söyleşimiz sırasında bana yönelttiğiniz sorular düşüncelerimi gözden geçirme olanağı sağlıyor. (II) Ne yapıyorum, nasıl yapıyorum sorularını yanıtlamak gerçekten kolay değil. (III) Çünkü ne yaptığımız, nasıl yaptığımız üzerinde, yazarken daha az, yazdıktan sonra daha çok düşünürüz. (IV) Aslında yazı ustalığı uzun, çok uzun yıllardan sonra kazanılan bir beceridir. (V) Bu beceri sürekli bir gelişim gösterir.

Yukarıdaki parçadaki numaralanmış cüm­lelerin hangisinde karşılaştırma söz konusudur?

A) I.        B)ll.        C)lll.        D) IV.        E)        V.

(ÖSS 1999 İPTAL EDİLEN)

 

15. “Bu durum, her ulusun edebiyatını karşılaştırmalı bir …….. ele almayı zorunlu kılar.”

Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere geti­rilebilecek en uygun sözcük aşağıdakilerden hangisidir?

A) bakışla                             B) düşünceyle

C) açıklamayla                     D) yöntemle

E) anlayışla

(ÖSS 1981)

 CEVAPLAR

1.C 6.C 11.B
2.C 7.E 12.E
3.E 8.A 13.E
4.D 9.C 14.C
5.A 10.C 15.D

 

]]>
Cümlede Anlam – 11 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/cumlede-anlam-11.html Fri, 07 Mar 2014 23:10:56 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3458  CÜMLEDE ANLAM – 11

1. (I) Yazılarınızı dikkatle, zevkle okuyorum. (II) Gazetelerde çıkanları da yok olup gitmesin diye kesip saklarım. (III) O yazılarınızı zaman zaman yeniden okurum. (IV) Onlardaki bir sözcük, bir cümle kendi dünyalarına alıp götürür beni. (V) Bil­gilenirim, düşünce ufkum genişler, mutlu olurum.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi­sinde eylemin nedeni de belirtilmiştir?

A) I.          B)II.          C)III.          D) IV.          E) V

(ÖYS 1995)

 

2. Bir eleştirmen öyküyle romanı karşılaştırırken şöyle diyor: “Öykü bir C vitamini hapıysa, roman o hapa eş değerde bir kilo limondur.”

Bu karşılaştırmadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?

A)  Romanın, okuyucuları öyküden daha çok et­kilediği

B) Öyküde kişilerin daha ayrıntılı olarak anlatıldığı

C) Öykünün daha yoğun bir anlatımla oluşturul­duğu

D) Öykü yazmanın daha çok çaba gerektirdiği

E) Romanda öyküye göre daha değişik konuların işlendiği

(ÖSS 2007)

 

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “hoşa git­meyen bir davranıştan dolayı, öfke göstermek­sizin kırgınlık” anlatılmaktadır?

A) Geçen hafta kıra gitmiştiniz de bana haber vermediniz.

B) Bu hafta kıra gitmeyin de misafir bekleyin.

C) Geçen hafta kıra gittiniz de ne oldu.

D) Önümüzdeki hafta da kıra gidin de görelim!

E) Yaz gelecek de havalar İyice ısınacak da kıra gideceğiz…

(ÜSS 1980)

 

4. Aşağıdaki yargıların hangisinde, bir yapıt ya da yazar hem olumlu hem olumsuz yönleriyle ele alınmıştır?

A) Temiz, sağlam, akıcı cümleleri, özentisiz an­latımıyla edebiyatımızda her zaman yaşaya­caktır.

B) Sözcüklerin seçiminde ve kullanımında gös­terdiği özen, anlatımda duruluğun, yalınlığın sınırını aşıyor.

C) Kitapta öncelikle göze çarpan özellik, şiirsel bir anlatım ve zengin bir sözcük dokusu oluyor.

D) Yazar, toplumun özellikle kötü yanlarını ele alıp yermekten çok bundan duyduğu üzüntüyü be­lirtiyor.

E) Belirli bir durumu somut ve nesnel bir biçimde yansıtmış, anlatımını hızlandırarak gerilimler ve gevşemeler yaratmıştır.

(ÖSS 1982)

 

5. Aşağıdakilerin hangisinde bir “yakınma” vardır?

A)            Bir gelip bir gidiyordu deniz

Dudakları ıslak elleri kenetli

B)            Söyleyin söyleyin kim anlar dilimden

Kim alır yarı yolda kalmış selamımı

C)            Salkımsöğütler yıkanırken anılarda

İki âşık martıydık bulutlarda

D)            Odaları parka taşımış kimi anneler

Koşuşup duruyor bütün çocuklar

E)            Sen bitek topraklarda boy atmış güzellik,

Tırpan tanımamış otlaklar yeşilinde

(ÖSS 1999 İPTAL EDİLEN)

 

6. Sorumluluk bilinci taşıyan bir sanatçı, kendini her şeyin rastgele, kendiliğinden yetiştiği bir toprak parçası olmaktan kurtarmalıdır.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye en yakın anlamdadır?

A) Ne yapmak istediğini bilen bir sanatçı, konu­larını belirlerken ve işlerken seçici bir tutum içinde olmalıdır.

B) Bildikleriyle yetinmeyen bir sanatçı, sürekli olarak bilgi ve gözlem dağarcığını geliştirip Özgün yapıtlar vermelidir.

C) Deneyimli bir sanatçı, yapıtlarını oluştururken içinde bulunduğu toplumsal koşullardan yarar­lanmalıdır.

D) Her sanatçı, içinde yetiştiği toplumsal çevreyi değiştirmeye çalışmalıdır.

E) Gerçek bir sanatçı, kendisini etkileyen olayları ve durumları yapıtlarında işlemelidir.

(ÖYS 1994)

 

7. Çağdan çağa yargılar değişiyor; bir süre gölgede kalan, yanlış anlaşılan bir yazar, gün geliyor bir edebiyat hazinesi gibi insanlığı etkiliyor.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?

A) İnsanlığı etkileyen yazarlar, genellikle kendi­lerinden sonraki dönemlerde anlaşılmışlardır.

B) Okur, sanatçıyı anlamak için gerçekten çaba harcarsa, onun hakkındaki görüşleri tümüyle değişebilir.

C)Bir yazar hakkında, değişmeyen yargılara varılması, onun, çağının gereklerine uygun yapıtlar vermesine bağlıdır.

D) Kimi edebiyatçılar okurun düzeyine demedik­lerinden yanlış anlaşılıyor ve İnsanlığa yol gösteremiyorlar.

E) Sanatçılar hakkında zaman İçinde farklı değer­lendirmeler yapılması, İnsanların yaşamın akışı içinde düşünsel yönden değişmesinin sonucudur.

(ÖSS 1996)

8. (I) O yıllarda piyes yazarı çok değildi, (II) Tanıdığım her yazara, piyes yazmayı da de­nemesini söylerdim. (III) Ancak yapacakları denemelerde onları yönlendirmekten özellikle kaçınırdım. (IV) Çünkü yapabileceklerinin en iyi­sini ortaya koymaya çalışacaklarına inanırdım. (V) Ne var ki olanakların sınırlılığı, yazılanların sahneye aktarılmasını engelledi.

Yukarıdaki cümlelerin hangisinde “bir kişinin karşısındakilere duyduğu güven” dile geti­rilmektedir?

A) I.          B) ll.         C)III.          D) IV.         E)V.

(ÖSS 1991)

 

9. Eğer yaşam bir yolsa, her zaman yokuş yukarı giden bir yoldur.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatıl­mak istenene anlamca en yakındır?

A) Yaşam, insanoğlunu istemediği yerlere sürük­ler.

B) Yaşamı boyunca İnsanoğlu hep güçlüklerle karşılaşır.

C) Yaşamda başarıya ulaşmak için kararlı olmak gerekir.

D) İnsan yaşamı, birbirini bütünleyen evrelerden oluşur.

E) Yaşamın akışı içinde İnsanoğlu bir yolcu gibidir.

(ÖSS 1998)

 

10. (I) Orhan Veli, şiirimizde yüzyıllardır egemen olan romantizmi yıkmıştır, (II) Somut ve belirgin bir insan sevgisini sanatımıza getirmiştir. (III) Şiiri­mizde alaysama ve gülümsemeye dayalı bir an­latımın İlk büyük temsilcisidir. (IV) Ancak, bu yenilikçi şair, “Yeni bir şiir nasıl olmalı?” düşüncesinin değil, “Eski şiir ne değildi?” düşüncesinin çevresinde dolaşmaya başladığı için kendini sınırlamıştır. (V) Bu da onun tam an­lamıyla özgür olmasını daha İlk adımda en­gellemiştir. (VI) Bu yüzden, yeni bir akımın gizli, el değmedik olanaklarını kullanmaya pek fırsat bu­lamamıştır.

Bu parçada Orhan Veli’nin şiirlerini yazarken istediği gibi davranamayışının nedeni numa­ralanmış cümlelerin hangisinde belirtilmiştir?

A) I.         B)II.         C)lll.         D) IV.         E) VI.

(ÖSS 1997)

 

11. (I) Türkçe öğretmenimiz, sınıfa girdiği ilk gün bize yaşamöyküsünün ne olduğunu anlatıp kendi yaşamöykümüzü yazmamızı söylemişti. (II) O zaman, bu çalışmanın gerekmesini anlayamamıştım. (III) Bugün, ben de öğretmen olduktan sonra, düşünüyorum da bu çalışma, Öğretmen ile Öğrenci arasında kurulabilecek güçlü bir iletişimin başlangıcı olabilir. (IV) Ayrıca öğrencilerin, kendi­lerini tanımalarını sağlayabilir. (V) Keşke tüm öğretmenler bu tür çalışmalarla Öğrencilerini, iç dünyalarıyla hesaplaşmaya yönlendirse, kendi­lerini tanıma konusunda cesaretlendirse,

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “dilek” söz konusudur?

A) I.          B)ll.          C)III          D) IV.         E)V.

(ÖSS 2002)

 

12. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde “zaman” kavramı diğerlerine göre daha çok vurgulan­maktadır?

A) Ali, yarın sabah trenle İstanbul’a gidecek.

B) Yarın sabah trenle İstanbul’a Ali gidecek.

C) Ali, İstanbul’a trenle yarın sabah gidecek,

D) Ali, İstanbul’a yarın sabah trenle gidecek.

E) Yarın sabah İstanbul’a trenle Ali gidecek.

(ÜSS 1976)

 

13. “Konuyu oldukça genel yönleriyle ele almışsınız.”

cümlesinin, anlamca yerini tutabilecek en uygun cümle aşağıdakilerden hangisidir?

A) Konuyu bütünüyle kuşatan bir yaklaşımınız var.

B) Konunun  nirengi  noktalarını  incelikle sap­tamışsınız.

C)Konu üzerinde karşılaştırmalara gitmişsiniz.

D) Konuyu ayrıntılara inmeden işlemişsiniz.

E) Konu üzerinde söyledikleriniz yüzeysel kalmış.

(ÖSS 1982)

 

14. Düşünceye saygı göstermek gerekir; ancak bu, her düşünceyi doğru sayıp kendi düşüncemizden vazgeçme anlamına gelmemeli. Çünkü kişisel düşünceler, meyvelerin güneş altında olgunlaşması gibi,

Bu parça, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir?

A) zorla benimsetilmeye çalışılırsa etkisini yitirir

B) uzun süren zihinsel çabalar sonunda oluşur

C) en küçük bir kuşkuya yol açarsa bireylere olan güveni azaltır

D) kişinin, içinde bulunduğu ortama göre değişik­lik gösterir

E) sağlam temellere dayandığı sürece zarar gör­mez, yıpranmaz

(ÖSS 2003)

 

15. (I) Onun şiirinin temelini halk türkülerinden alınan öğeler oluşturur, (II) Şiirinde bu öğeler öne çıkar ve lirik bir söyleyişe ulaştırır şairi. (III) Fakat lirizm onun şiirinde bir güz güneşi gibidir. (IV) Kimi zaman gökyüzü pırıl pırıldır, güneş şiirin sırtını ısıtır. (V) Kimi kez de gökyüzü bulutlanır; sözcük­leri duygusal değerlerinden soyan, kuru, bil­gilendirmeye yönelik söyleyiş öne çıkar. (VI) Bu söyleyiş son şiirlerinde kendini belli eder daha çok.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi­sinde “öğretici” şiire olumsuz bir bakış sezil­mektedir ?

A) II.         B)III.         C)IV.         D)V.         E) VI.

(ÖSS 1996)

 CEVAPLAR

1.B 6.A 11.E
2.C 7.E 12.C
3.A 8.D 13.D
4.B 9.B 14.B
5.B 10.D 15.D

 

]]>