Tebrikler - AYT Edebiyat Denemesi - 28 adlı sınavı başarıyla tamamladınız.
Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%.
Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Soru 1 |
Çam başına çıktım anam çıram yanmadı
Mektup saldım yare aman mektup varmadı
Etrafıma baktım anam kimse kalmadı
Ağlama gelinim ağlama
Beni yolumdan eyleme
Sazaklara ev yapma anam o batar gider
Uzaklara kız verme aman o yiter gider
El kadarcık ekmeğin anam o bana yeter
Ağlama gelinim ağlama
Beni yolumdan eyleme
Bu dizeler biçim ve içerik açısından aşağıdaki şiir türlerinden hangisine örnek verilebilir?
Semai | |
Mani | |
Türkü | |
Ağıt | |
Destan |
Soru 2 |
Amerikalı petrol zengini Jonathan çiftinin Hongkong’a gerçekleştirdikleri gezinin anlatıldığı oyunda Doğu, bir dekordan ibarettir. Hongkong’u egzotik ve cazibeli yapan özelliği yalnızca iç açıcı manzarası değildir onlara göre. Amerikalı çift bu manzaraya canlı maymun beyni yemeği yeme fikrini de ekler. Oyunda da sık sık tekrarlandığı gibi her şey onlar içindir. Bir gizem, Doğu’ya has bir tat olarak canlı maymun beyni çiftin en önemli hedefi hâline gelir. Avcı Çoo’nun açgözlü çift için yakaladığı maymunun absürt bir biçimde kaçışı bir tür muamma yaratır.
Bu parçada söz edilen eserin yazarı aşağıdakilerden hangisidir?
Refik Erduran | |
Güngör Dilmen | |
Orhan Asena | |
Recep Bilginer | |
Turan Oflazoğlu |
Soru 3 |
Türkiye’nin uzun süre yayımlanmış dergilerinden Servet-i Fünun,(I) Edebiyatıcedide (II) topluluğunun oluşması, gelişmesi ve dağılması aşamalarında temel yayın organı olmuştur. Topluluğun önde gelen sanatçılarından Tevfik Fikret, Halit Ziya ve Mehmet Rauf, (III) Batılı anlamda başarılı eserler kaleme almışlardır. Topluluğun dağılması ise Cenap Şahabettin’in (IV) derginin 553. sayısında yayımladığı Edebiyat ve Hukuk (V) başlıklı tercüme makalesi nedeniyle derginin geçici olarak kapatılmasıyla olmuştur.
Bu parçada numaralanmış bölümlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
II | |
III | |
I | |
V | |
IV |
Soru 4 |
Bir gölü andırır bil ki dört yanın
Bağrını delmezse yanık türküler
Varlığı bu korla tutuşmayanın
Kirpiği yaşarsa gözleri güler
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Rediften yararlanılmıştır. | |
Söz sanatlarına yer verilmiştir. | |
Koşma nazım biçimiyle yazılmıştır. | |
Tunç kafiye vardır. | |
Çapraz kafiye düzeniyle oluşturulmuştur. |
Soru 5 |
----, Türk saz şiirinden söz edildiğinde akla ilk gelen şairlerden biridir. Onunla ilgili olarak yurt içinde ve yurt dışında pek çok çalışma yapılmış olsa da şairin biyografisini kurmak ve edebî şahsiyetini ortaya koymak çok zordur. Nereli olduğunu, yaşamını ortaya koyacak sağlam bilgi ve belgeler henüz yok. Yine de 17. yüzyıl âşık edebiyatının en önemli temsilcilerinden biri olarak onun Güney Anadolu ve Toros yaylalarının konar-göçer Türklerinden olduğu söylenebilir. Aşk, doğa, gurbet, sıla, yaşlılık, yoksulluk, ayrılık, özlem, ölüm gibi temaların yanında; “güzellik” ve “güzel tipi” de onun şiir geleneği içinde önemli bir yer tutmuş ve ustaca işlenmiştir. O, güzellerini doğadan, yaşadığı çevreden, sosyal ilişkilerinden ayrı düşünmez.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Dadaloğlu | |
Kaygusuz Abdal | |
Karacaoğlan | |
Köroğlu | |
Seyrani |
Soru 6 |
Aşağıdaki şiir-şair eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?
Bu Vatan Kimin - Orhan Şaik Gökyay | |
Orda Bir Köy Var Uzakta - Ahmet Kutsi Tecer | |
Süleymaniye’de Bayram Sabahı - Yahya Kemal | |
Han Duvarları - Faruk Nafiz Çamlıbel | |
Aruza Veda - Kemalettin Kamu |
Soru 7 |
Gül yüzüne bakmaya doyamadım
Ağzındaki incileri sayamadım
Bu dizelerde görülen söz sanatları aşağıdakilerin hangisinde vardır?
Basmış bağrına bir anne, kuzusunu
İçine çekiyor ipek saçlardan sevginin kokusunu | |
Dinmiş denizin şarkısı, rüzgâr uyumakta
Körfez düşünür, Kanlıca mahzundur uzakta | |
Kan tükürsün adını candan anan dudaklar
Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun | |
Güz geldi, yine soyundu elbiselerini ağaçlar
Sarıya büründü hep karşı yamaçlar | |
Gül gülse daim, ağlasa bülbül acep değil
Zira kimine ağla demişler, kimine gül |
Soru 8 |
---- sanatçılar, bireyselliğe, öznel deneyimlere önem vererek kendi kişisel tepki ve duygu yoğunluklarını ifade ettiler. Mutluluğa erişmek kişinin, tamamıyla iç dünya yapısına ve duygularına verdiği değer, akıl ve mantık görüşünden daha önemliydi. Daha çok yaşamın önünde engel teşkil eden bütün kurallara karşı, insanın düş gücünü hayata geçirmesiyle toplumda huzursuzluğun düzeleceğini savunmuşlardır. Belirli bir üslup benimsemeyerek coşkuyu, düşselliği, melankoliyi, kaygıyı yaşayarak doruk noktasına taşıdılar. Turner ve Delacroix’da coşkuyu yaşarken Shakespeare, Byron, Hugo’da dile getirilen fırtınalar, uçurumlar, hayal gücünün getirdiği diğer ögeler önemli yer tutar. Dış dünya abartılarak betimlenir, Orta Çağ efsaneleri ve din duygusu önem kazanır. Duygu ve düşünceler şairane olarak dile getirilir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Realist | |
Romantik | |
Klasik | |
Sürrealist | |
Natüralist |
Soru 9 |
I
Şimdi çerçevede mahpus yaşamaktadır
Alnında o yaman ölmezliğin zaferi
Uzak bir rüyada yüzer gibi gözleri
Artık ne gülmekte ne de ağlamaktadır
II
Gelmedi gün daha, çalmadı saat
Daha uçurmuyor beni bu kanat
Sabırsızlanma, ey kapımdaki at
Güneş daha gözlerimi yakıyor
Aşağıdakilerden hangisi numaralanmış bu dörtlüklerin ortak özelliğidir?
Tasavvufi ögelere yer verilmesi | |
Ahenk unsuru olarak redife yer verilmesi | |
Hece ölçüsüyle yazılması | |
Yarım kafiyeye yer verilmesi | |
Hüsnütalil sanatından yararlanılması |
Soru 10 |
Türklerin Müslüman olmadan önceki sözlü edebiyat ürünlerinden olan koşuk, Müslümanlığın kabulünden sonra halk edebiyatında koşmaya dönüşmüştür. Böylece halk şairlerinin 3-5 dörtlük ve 8’li hece ölçüsüyle sıklıkla kullandığı bir nazım biçimi olarak yaşamını devam ettirmiştir.
Bu parçada numaralanmış bölümlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
III | |
I | |
V | |
IV | |
II |
Soru 11 |
O, hikâyelerinde, İstanbul halkının her kesiminden insanları ele almış, bir fotoğraf makinesi doğallığıyla onları birer birer dile getirmiştir. Özellikle de balıkçılar, fakir sokak çocukları, iş güç sahibi insanlar rastgele denebilecek bir seçimle onun hikâyelerinde kendilerini bulurlar. Bu insanların davranışları, bir insan davranışının bütün gereklerine uygundur. Günlük konuşma diliyle yazdığı hikâyelerinde bir şehri ve o şehrin dünya çevresinde görülebilecek olan duygu ve düşünce sistemini buluruz. Şiir ve roman da yazan sanatçı, öykülerini Şahmerdan, Havada Bulut, Kumpanya, Havuz Başı, Tüneldeki Çocuk gibi kitaplarda toplamıştır.
Bu parçada söz edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
Sadri Ertem | |
Oktay Akbal | |
Sait Faik Abasıyanık | |
Memduh Şevket Esendal | |
Selim İleri |
Soru 12 |
Bu kitabın benim açımdan öbürlerinden daha değişik olmasının nedeni, her zaman ben kahramanımı bulduğum hâlde, bu kez kahramanımın beni bulması, romanın yazılmak üzere bana gelmesiydi. Bir başkası için o, koyu renk güneş gözlükleri takmış, siyah kazaklı, içinde kızıl pırıltılar oynaşan gür saçları olan bir genç kızdı; benim içinse ısrarlı birkaç telefondan sonra gelen bir romandı. Kız bir romana girmek istediğini biliyordu, bilmediği ise bu romandan nasıl çıkacağıydı; onu yalnızca ben biliyordum ve ona asla söylemeyecektim, zaten de söylemedim.
Bir romanın ilk bölümünden alınan bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisini amaçlamıştır?
Montaj tekniğinden yararlanarak olayın etkileyiciliğini artırmayı | |
Romanın oluşum aşamasını da anlatarak üstkurmacaya yer vermeyi | |
Anlatıyı eksik bırakarak okuru metne dâhil etmeyi | |
Kahramanın zihninden geçenleri belli bir sıralamaya tabi tutmadan aktararak gerçekliği güçlendirmeyi | |
Başka yazarların metinlerine göndermede bulunarak anlatısını zenginleştirmeyi |
Soru 13 |
(I) Fransız Filozof Pierre Bayard’a göre, kendisinden bahsedebilmeniz için o kitabı okumanız hiç de gerekmez hatta bir kitabı okumamak, ondan daha iyi bahsetmenin bir yoluna dönüşebilir bazen. (II) Bu muzip, görünüşte paradoksal fikir size Oscar Wilde’ın nüktedan vecizelerini hatırlattıysa bunun sebebi Wilde’ın da kitaplar hakkında yazmak için kitapları okumaya ihtiyaç duymaya gerek olmadığına inananlardan biri olmasıdır. (III) 10 dakika boyunca sayfalarını karıştırdığında insan bir kitabın güzel olup olmadığını anlayabilirdi Wilde’a göre. (IV) Yani birkaç sayfasını okumakla kitabın tamamını okumak arasında çok bir fark yoktu. (V) İnsan bir ısırık aldığında elmanın iyi olup olmadığını anlardı, elmanın tamamını yeme zorunluluğunu sadece sıkıcı insanlar duyumsardı.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde somutlama yapılmıştır?
I | |
V | |
III | |
II | |
IV |
Soru 14 |
Mısır’dan toğrı geldüm bu diyare
Cefa tiğiyle sinem pare pare
Dilersen almağa gel sen de ahbar
Bu şehre dirler Antakıyye ey yar
Gezüb şehrini seyr itdüm tamamı
Vilayatun güzellik-i zamanı
Leb-i deryaya azm itdüm revanı
Görüb deryada bir nice civanı
Bu parça aşağıdakilerin hangisinden alınmış olabilir?
Şehrengiz | |
Pendname | |
Sefaretname | |
Seyahatname | |
Surname |
Soru 15 |
Mümtaz’la, Nuran bir sene evvel, bir mayıs sabahı ada vapurunda tanışmışlardı. Bir haftadan beri oldukça kuvvetli bir çocuk hastalığı komşuları altüst etmişti. Nuran, Fatma’yı daha ziyade evde tutamayacağını anlayınca Ada’da teyzesine bırakmaya karar vermişti. Kocasından kışın başında ayrıldığından beri garip, kendi içine çekilmiş bir hayatı vardı. İstanbul’a bütün kış üç dört defa, o da şu bu almak için inmişti. İki tarafın rızası ile olmasına rağmen -Fahir’e bu son dostluğu da göstermiş, teklifi üzerine beraberce geçimsizlik davası açmaya razı olmuştu- mahkemenin uzun sürmesi onu yormuştu.
Bu parça aşağıdaki yapıtların hangisinden alınmıştır?
Huzur | |
Saatleri Ayarlama Enstitüsü | |
Fatih-Harbiye | |
İbrahim Efendi Konağı | |
Matmazel Noraliya’nın Koltuğu |
Soru 16 |
Aşağıdaki eser-sanatçı eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?
Kabusname – Ahmedî | |
Leyla vü Mecnun - Fuzûlî | |
Garipname - Âşık Paşa | |
Hayrabat - Nâbî | |
Tazarruname - Sinan Paşa |
Soru 17 |
Tanzimat edebiyatı ile ilgili dönem ödevi alan bir grup öğrenci, aralarında şöyle konuşmaktadır:
Arzu: Ben Türk edebiyatında ilk yerli romanı okudum ve onun özetini çıkardım.
Burak: Bu dönem sanatçılarından sadece Ahmet Mithat Efendi’nin üç eserini okudum.
Ceyda: Tanzimat Dönemi eserlerinden sadece Müştak Bey ile Kumru Hanım’ın evlenme macerasını anlatan eseri okudum.
Deniz: İlk makaleyi kaleme alan sanatçının o makalesini ve başka bir eserini okudum.
Efe: Namık Kemal’in Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşı yazdığı eseri okudum.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi öğrencilerin okuduğu eserlerden biri olamaz?
Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi | |
Sergüzeşt | |
Şair Evlenmesi | |
Felatun Bey’le Rakım Efendi | |
Durub-ı Emsal-i Osmaniye |
Soru 18 |
Servetifünuncularla birlikte şiir yazmaya başlayan sanatçı; üslup, tema, zevk ve dil bakımından onlara katılmamıştır. Onun şiir dünyasında görülen asıl gelişme, Türk halk kültürü ve özellikle tasavvufla temasa geçmesinden sonra başlamıştır. Millî şiiri kurmak için kaynak olarak Batı’yı değil, Yunus’tan zamanına kadar Türk halk ve tekke şairlerinin söyleyiş tarzını ve tekniğini örnek olarak alır. Bu sebeple gençlik ve halk üzerinde etkisi aynı yolda yürüyen diğer şairlerden fazla olmuştur. Nitekim kendisinden sonra gelen hececiler geniş ölçüde onun etkisinde kalmıştır. Bu açıdan bakıldığında Türk şiirine büyük hizmeti olmuştur. O, Yunus’tan, Karacaoğlan’dan, Dertli’den, Seyrani’den aldığı ruhu ve tekniği Avrupai bir anlayışla yoğurarak çağdaş bir niteliğe kavuşturmuştur. Şiirlerinin büyük bölümünü Serâb-ı Ömrüm adlı eserinde toplamıştır.
Bu parçada söz edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
Rıza Tevfik Bölükbaşı | |
Mehmet Akif Ersoy | |
Ziya Gökalp | |
Mehmet Emin Yurdakul | |
Ali Canip Yöntem |
Soru 19 |
Ben hep kitap okurdum. Onun için benim böyle mühendislik gibi bir dala gireceğimi kimse düşünmezdi. Belki dış işlerine girebilirim, iç işlerine girebilirim yani bir bürokrasi görevi yaparım, diye düşünülüyordu. Yalnız sonradan lisenin son sınıfında bu durumu değiştiren bilgiler edindim. 1940’lı yıllarda dünyada fizik, bugün biyolojide olduğu gibi hızla gelişen bir bilim dalıydı. Einstein’ın “rölativite”si çıkmıştı. Anlaşılmaya çalışılıyordu. “Kuantum Mekaniği” diye atomların hareketlerini açıklayan yepyeni bir kuram ortaya çıkmıştı ve bu kuramda zaman gibi, uzay gibi, nedensellik gibi, felsefecilerin yıllardır tartıştıkları kavramlara yeni anlamlar getiriyordu. Ben bunları seziyordum. O zaman Teknik Üniversitede arkadaşların yayınladığı Bilim ve Teknik diye bir dergi vardı. Oradan okuduğum bilgilerle düşünmeye başladım ve “İşin esası nedir?” diye merak ettim. Felsefeye hep merakım vardı. “Felsefi kavramlara bu yeni fizik konularını öğrenirsem daha bir açıklık getirebilir miyim?” diye dolambaçlı bir yoldan fizikçi olmaya karar verdim.
Bu parça aşağıdaki edebî türlerden hangisine örnek verilebilir?
Biyografi | |
Fıkra | |
Otobiyografi | |
Sohbet | |
Günlük |
Soru 20 |
Edebiyat, tarih, felsefe ve sosyoloji gibi bilimsel sahalar, kendi özel alanlarında bağımsız birer disiplindir. Bu disiplinler zamanla kendi bağımsızlıklarını ilan etmeye başlar. Başlangıçta tarih, edebiyatın bir biçimi olarak yer almaktayken 19. yüzyıl başlarında tarihçilerin kendi bilimsel yöntemlerini kullanarak tarih-edebiyat arasındaki ayrımı inşa ettikleri görülür. Böylece edebiyat, insanın duygu ve düşüncelerinin, felsefi yaklaşımlarının ifadesi; tarih ise insanoğlunun zaman içinde yaşadığı vakaların kaydı olarak ayrışır. Ancak bu iki disiplin arasındaki ilişki, her zaman aktif kalmaya devam eder. Zira bunlardan biri olmadan diğerinin anlaşılması güçtür. Bu nedenle çocukların eğitiminde program geliştirmek adına tarih ve edebiyat ilişkisini kullanmak bir zorunluluk olarak karşımıza çıkar.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Bilimler, zaman içinde birbirinden koparak bağımsız hâle gelmiştir. | |
Tarihî dönemleri en iyi anlamanın yolu, o dönemlerin edebî metinlerini incelemekten geçer. | |
Çocuk eğitiminde edebiyatı ve tarihi bir arada kullanmak kaçınılmaz bir durumdur. | |
Edebiyat ve tarih arasındaki yakın ilişki, başka alanlar arasında yoktur. | |
Edebiyat insanın duygu ve düşüncelerine, tarih ise yaşadığı olaylara odaklanır. |
Soru 21 |
Divan şiirinin kendini tekrarladığı bir dönemde bu şiiri yeniden canlandıran sanatçı, divanını daha yirmi dört yaşında tamamladı. Sebkihindi anlayışının etkisinde yazdığı şiirlerinde mahallî söyleyişlere, deyimlere, atasözlerine sıkça yer verdi. Anlamın bilmeceye dönüşecek kadar derin, zarif ve ince olmasına özen gösterdi, hayal gücünü son sınırına kadar kullandı, anlamı şaşırtıcı güzellikte imajlarla ve duyulmadık mazmunlarla zenginleştirdi. Yirmi altı yaşında yazdığı ünlü mesnevisi Hüsn ü Aşk, tasavvufi sembolik bir hikâye olup tasavvufta dervişlikten olgunluğa erişmek için takip edilen manevi yolculuğu anlatmaktadır.
Bu parçada söz edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
Nailî | |
Şeyhülislam Yahya | |
Nedim | |
Nabî | |
Şeyh Galip |
Soru 22 |
Daha çok Kurtuluş Savaşı ve savaşın bitimini izleyen yıllarda değişik görevlerle Anadolu’ya giden aydınlar, çözümlenmesi gereken sorunları birer birer ortaya koymaya çalışmışlardır. O da bu aydınların başta gelenlerinden ve öncülerindendir. Onu diğerlerinden ayıran özelliği, sorunları yalnızca sergilemekle kalmayıp onlara çözüm yolu da getirmeye çalışmasıdır. Onu en çok etkileyen, Anadolu’nun tam bir bilinmezlik içinde oluşudur. Tanınmayışı, Anadolu’nun geri kalmasında en önemli rolü oynamıştır. O yıllar için bu bilinmeyen Anadolu’ya herhangi bir görevle gitmek ise sürgüne gitmekten farksızdır. Sanatçı, herkesin kaçtığı, gitmekten korktuğu Anadolu’ya ilk gönüllüler olarak genç öğretmenleri gönderir. Bunlar arasında Feride, henüz kadınların toplumsal görevlerde çalışmadıkları yıllarda Anadolu’ya giden bir genç öğretmen olarak dikkati çekmiştir.
Bu parçada söz edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
Halide Edip Adıvar | |
Reşat Nuri Güntekin | |
Yakup Kadri Karaosmanoğlu | |
Aka Gündüz | |
Refik Halit Karay |
Soru 23 |
Tanzimat edebiyatı ile ilgili dönem ödevi alan bir grup öğrenci, aralarında şöyle konuşmaktadır:
Arzu: Ben Türk edebiyatında ilk yerli romanı okudum ve onun özetini çıkardım.
Burak: Bu dönem sanatçılarından sadece Ahmet Mithat Efendi’nin üç eserini okudum.
Ceyda: Tanzimat Dönemi eserlerinden sadece Müştak Bey ile Kumru Hanım’ın evlenme macerasını anlatan eseri okudum.
Deniz: İlk makaleyi kaleme alan sanatçının o makalesini ve başka bir eserini okudum.
Efe: Namık Kemal’in Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşı yazdığı eseri okudum.
Yukarıda verilenlere göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
Burak ve Ceyda roman okumuş olabilir. | |
Burak, Türk edebiyatında Batılı anlamda yazılan ilk yerli öyküyü okumuş olabilir. | |
Ceyda ve Deniz, aynı sanatçının ortak bir eserini okumuş olabilir. | |
Efe, Türk edebiyatındaki ilk eleştiriyi okumuştur. | |
Arzu, Şemsettin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat adlı romanını okumuştur. |
Soru 24 |
Şair daha gençken belli eder kendini. Doğuştan gelen bir şeyler gerekir şair olmak için, bir patlamadır o. Bir bakmışsın, genç şair dizeler döktürüyor. Fakat roman, tecrübe dağarcığının dolmasını ister yazardan. Öyle hemen yazılmaz. Yazar, çırağı olmadığı işin ustalığını yapamaz romanda; dolayısıyla, yazdıkları anlatım yönüye basit karalamalar olarak kalır sadece.
Bu parçada altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
Nitelikli romanları çok okumak - Yazdıklarını beğenmeyip daha iyisine ulaşmak | |
Kısa zamanda çok şey öğenmek - başka türlerde de yazarak kendini geliştirmek | |
Deneyimli yazarlardan yararlanmak - öncelikle roman yazmanın tekniklerini öğrenmek | |
Deneme-yanılma yoluyla yeni yöntemler bulmak – yazma işini usta sanatçılardan öğrenmeye çalışmak | |
Yaşam deneyimi kazanmak - acemilik dönemi geçirmeden yetkin bir yazar olamamak |
Tebrikler - AYT Edebiyat Denemesi - 27 adlı sınavı başarıyla tamamladınız.
Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%.
Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Soru 1 |
Kesin bir tanımının yapılması güç, belli bir biçime veya kurallar bütününe bağlı olmayan sürekli değişim ve gelişim hâlinde olan edebî bir türdür. Michael Holquist, bu türün son derece militanca biçim değiştiren bir edebî tür olarak tarihi kronolojik biçimde ele almak isteyenlerin yapmak istediği sınırlamalara sürekli direndiğini hatırlatır. Zira bu tür, doğası gereği kategorize edilmeye, sınırlandırılmaya, türlere ayrılmaya direnir. Ancak yine de bir tanım yapılması gerekiyorsa uzun anlatıma dayalı, gerçek ya da gerçeğe benzer olayların yanı sıra düş gücünden yola çıkarak olağanüstü durumların da eklenebildiği; kişi, yer ve zaman üçleminin olduğu; birbirleriyle bağlantılı olaylar zincirini anlatan bir tür olduğu söylenebilir.
Bu parçada tanıtılan yazınsal tür aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Roman
B) Hikâye
C) Masal
D) Tiyatro
E) Destan
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 2 |
yumgaklanmak: yumak, yuvarlak yapılmak
yumgı: toplu, çok
yumgın: toplu olarak, toptan, hep birden, bütün
Kişi alası içtin yılkı alası taştın.
Alplar birle uruşma begler birle turuşma.
Yıgaç yemiş ırgatu
Kolan keyik avlatu
Badram kılıp avnalım
Bu parçalar aşağıdaki eserlerin hangisinden alınmış olabilir?
A) Garipname
B) Divanü Lügati’t-Türk
C) Divan-ı Hikmet
D) Atabetü’l-Hakayık
E) Kutadgu Bilig
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 3 |
Aşağıdaki sanatçı-yapıt eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?
A) Nabizade Nazım - Zehra
B) Abdülhak Hamit - Sahra
C) Muallim Naci - Ateşpare
D) Sami Paşazade Sezai - Letaif-i Rivayat
E) Namık Kemal – Cezmi
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 4 |
I. Zülf-i siyahı saye-i perr-i hüma imiş
İklim-i hüsne anun içün padişa imiş
II. Bir secde ile kıldı ruh-ı afitabı zer
Hak-i cenab-ı dust aceb kimya imiş
III. Avazeyi bu âleme Davud gibi sal
Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş
IV. Görmez cihanı gözlerümüz yâri görmese
Mir’ât-ı hüsni var ise âlemnüma imiş
V. Zülfün esiri Baki-i bi-çare dûstum
Bir mübtela-yı bend-i kemend-i bela imiş
Bu gazel ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. beyit, matla beytidir.
B) Âşıkane gazel örneğidir.
C) III. beyitte tevriye sanatı vardır.
D) V. beyit makta beytidir.
E) Musammat gazel örneğidir.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 5 |
Aşağıda verilen sanatçılardan hangisi yukarıdakilerden biriyle ilişkilendirilemez?
A) Ahmet Kutsi Tecer
B) Faruk Nafiz Çamlıbel
C) Behçet Kemal Çağlar
D) Yusuf Ziya Ortaç
E) Kemalettin Kamu
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 6 |
Benim yârim şimdi çıkar
Çıkıp da yollara bakar
Emrah’ı odlara yakar
Boyu selvi revan şimdi
Erzurumlu Emrah’a ait bu semai, koşma biçiminde yeniden yazılmak istense aşağıdakilerden hangisi kesinlikle değişmelidir?
A) Konusu
B) Dize sayısı
C) Hece sayısı
D) Kafiye türü
E) Kafiye düzeni
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 7 |
Sanatçı, “Esir Şehir” dizisi olarak yazdığı Esir Şehrin İnsanları, Esir Şehrin Mahpusu, Yol Ayrımı ve bu diziye dâhil edilebilecek Yorgun Savaşçı, Kurt Kanunu romanlarında merkez mekân olarak İstanbul’u kullanır. 1920 ve 1930 yılları arasını anlatan bu eserler, Mütareke’den Cumhuriyet sonrasına kadar İttihatçıların bir kısmının dramını konu edinir. Mütareke yılları İstanbul’u; gazete idarehaneleri, eski konaklar, Bekirağa Bölüğü, Teşvikiye Subay Barınma Evi gibi mekânlar etrafında canlandırılır. Cumhuriyet sonrasını anlatan romanlarda ise gazete büroları, avukat yazıhaneleri, Kapalıçarşı gibi sosyal ve özel birçok mekân yer alır. Yazar, insan ve mekân ilişkisini kendi mesajları doğrultusunda gerçekçi bir perspektifle ortaya koymuştur.
Bu parçada sözü edilen sanatçı, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Orhan Kemal
B) Yaşar Kemal
C) Talip Apaydın
D) Abbas Sayar
E) Kemal Tahir
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 8 |
Her sabah her sabah suya giderken
Yâr yolunda toprak olsam toz olsam
Bakıp dört köşeyi seyran ederken
Kara kaş altında ela göz olsam
Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Telmih sanatına başvurulmuştur.
B) Yarım kafiye kullanılmıştır.
C) Ulamaya yer verilmiştir.
D) Nazım türü, güzellemedir.
E) Çapraz kafiye şemasından yararlanılmıştır.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 9 |
|
I |
Kiralık Konak |
1922 |
|
II |
Nur Baba |
1922 |
|
III |
Hüküm Gecesi |
1927 |
|
IV |
Sodom ve Gomore |
1928 |
|
V |
Yaban |
1932 |
|
VI |
Bir Sürgün |
1937 |
Yukarıda Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun romanları ve yazılış tarihleri verilmiştir.
Yakup Kadri, romanlarında Tanzimat’tan Cumhuriyet Dönemi’ne kadar Türk toplumunda olan değişimleri işlemiş ve vaka zamanı olarak bu dönemleri ele almıştır.
Yakup Kadri’nin aşağıdaki numaralanmış eserlerinden hangileri “vaka zamanına” göre doğru sıralanmıştır?
A) I - VI - III - IV
B) I - IV - II - V
C) II - I - III - VI
D) III - V - I - II
E) VI - III - II – I
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 10 |
I
En arka sıradayım. Otobüslerde yerimi en arka sıradan almak benim alışkanlığım. Azala azala tek tük kalan alışkanlıklarımdan biri. Kimse seni görmez. Sen herkesi görürsün. Herkesi görmek istemezsen kimseyi görmemiş olursun. Yol boyu bir motor horultusu duyarsın, hepsi bu. Karşıdan gelenler farlarını kısmışlarmış, kısmamışlarmış; ha çarpıştık ha çarpışamadıkmış; bütün bunlar, o gerilip doğrulmalar, derin solumalar, küçük bir cana bunca önem vermeler falan senin dünyandan içeri sızamaz. Nereye sızamaz dedin, nereye? Senin dünyan da neymiş?
II
Elbette şu son yaşananlar sırasında en çok acıyı ben çektim fakat çevremdeki insanları hiç yoktan sebeplerle üzdüğümü de fark ettim. Benim acı çekmem, üzülmem başkalarına kötü davranmamı gerektirmez. Bu yaşananlarda onların suçu yok ki! Tek suçlu benim. Sorunlarımı da ben çözebilirim ancak. Bu yolculuk sonunda varacağım baba ocağı, sorunlarımdan kurtulmamın başlangıcı olur umarım.
Bu parçalarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) İki metin de gözlemci anlatıcının bakış açısıyla yazılmıştır.
B) I. metin, gelenekselci bir yazar, II. metin ise postmodern anlayışla eser veren bir yazar tarafından kaleme alınmıştır.
C) I. metin bilinç akışı tekniği ile yazılmışken II. metin, iç monolog tekniğiyle yazılmıştır.
D) I. metindeki anlatım tekniğini edebiyatımızda ilk olarak Oğuz Atay kullanmıştır.
E) I. metin, gösterme tekniğini; II. metin, anlatma tekniğini örneklendirmektedir.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 11 |
Aşağıdaki beyitlerin hangisinde aliterasyona yer verilmemiştir?
A) Sen sussan sadece sessizce bana baksan
Ben büyülensem boyun büküp sana baksam
B) Çini bir kâsede bir Çin çayı içmekteydi
Bir güzel yırtıcı kuş gözleri gördüm
C) Yalap yalap yalabıyan ince tonlum
Yir basmayup yorıyan selvi boylum
D) Her canlıya Hak layık olan cevheri verdi
Tırtıl iki diş bulsa bütün ormanı yerdi
E) Gitdi Kayser kasrınun tâk u revâkı kalmadı
Nice Kisrâ geçdi tâk u tumturâkı kalmadı
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 12 |
----, hem içerik hem biçim açısından divan şiirine yenilikler getirmiştir. Çevresini, çevresindeki kişileri şiirlerine malzeme yaparak mahallileşmenin de önemli temsilcilerinden biri olmuştur. Yaratılışı ve hayata bağlılığı ile eskilerin soyut kavramlar dünyasından kendisini kurtararak ruhunun duyuşlarını olduğu gibi ifade etmiştir. Çevresini gerçek hayatta olduğu gibi yansıtmış, zarif ve yepyeni hayallerle canlı tablolar çizmiştir. Ortaya koyduğu bu renkli tablolar statik, durağan ve gerçek hayatın çok ötesinde değildi. O, klişe mazmun ve kurguların dışına rahatlıkla çıkabilmesini bilmiş, bu özellikleri ile de divan şiirinde farklı bir yer edinmiştir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Nedim
B) Baki
C) Fuzuli
D) Nabi
E) Şeyh Galip
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 13 |
Bugünkü anlamıyla romanın gerçek bir deney olduğundan şüphe edemeyiz, gözlemden yararlanarak romancının insan üzerinde yaptığı gerçek bir deney. Artık zevk olsun diye, tasvir için tasvir etmiyoruz. İnsanın, çevresinden ayrılamayacağını; elbisesi, evi, şehri, ülkesi ile tamamlandığını kabul ediyoruz. Bu bakımdan beyninin ya da yüreğinin tek bir olayını, çevrede onun sebeplerini ya da tepkisini aramadan tespit etmeyeceğiz. Sonu gelmez tasvirlerimizin sebebi işte budur.
Deneysel Roman adlı eserden alınan bu parçada yazar, aşağıdaki akımlardan hangisini savunmaktadır?
A) Klasisizm
B) Romantizm
C) Realizm
D) Natüralizm
E) Sürrealizm
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 14 |
Edebiyat tarihlerinde, antolojilerde, ders kitaplarında kendisinden sıklıkla “saf şiirin temsilcisi”, “akşam şairi”, “hüzün şairi”, “empresyonist şair” ya da “sembolizmin öncüsü” gibi adlandırmalarla söz edilen, şiirleri geniş okur kitlelerine ulaşan sanatçı, modern Türk edebiyatının düzyazı türünde de değerli eserler kaleme almış önemli şair ve yazarlarındandır. Onun şiiri üstüne yazılanlara bakıldığında bunlarda yalnızca, şairin diğer şairlerden esinlendiği, şiirlerini sembolizm ve empresyonizm akımlarının etkisinde kalarak yazdığı yönündeki tespitler yer alır. Sıkça yinelenen bu tespitler, bir ileri noktaya taşınamaz. Söz konusu etkilenimin ve etkileşimin, şairin şiirine ne kattığı üstünde durulmaz. Tematik düzlemde oluşturulan yazılar ise onun şiirinde “akşam, renk, sonbahar, karamsarlık, hüzün” gibi tekil kavramlara odaklanmıştır.
Bu parçada söz edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tevfik Fikret
B) Ahmet Haşim
C) Yahya Kemal
D) Süleyman Nazif
E) Cenap Şahabettin
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 15 |
Cumhuriyet’ten sonra öykülerinde, toprak kavgalarını, ağa-köylü, zengin-fakir çatışmasını, köyden kente göçün yol açtığı sorunları, dar gelirli insanların yaşam mücadelelerini anlatan, daha çok realizm ve natüralizm akımlarının etkisinde kalan sanatçılar da yetişmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede sözü edilen sanatçılardan biri değildir?
A) Sadri Ertem
B) Necati Cumalı
C) Tarık Buğra
D) Fakir Baykurt
E) Sabahattin Ali
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 16 |
|
Süleyman Çelebi |
II |
Vesiletü’n-Necat |
|
Fuzuli |
16. yüzyıl |
III |
|
I |
17. yüzyıl |
Siham-ı Kaza |
Bu tabloda numaralanmış yerlere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
|
|
I |
II |
III |
|
A) |
Baki |
14. yüzyıl |
Hayriye |
|
B) |
Nedim |
17. yüzyıl |
Mantıku’t-Tayr |
|
C) |
Nef’i |
15. yüzyıl |
Hadikatü’s-Süeda |
|
D) |
Şeyhî |
16. yüzyıl |
Tazarruname |
|
E) |
Şeyh Galip |
15. yüzyıl |
Tuhfetü’l-Haremeyn |
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 17 |
Aşağıda verilenlerden hangisi yukarıdakilerden biriyle ilişkilendirilemez?
A) Devriye
B) Nutuk
C) İlahi
D) Şathiye
E) Nefes
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 18 |
I
Yâr senin derdinden derbeder oldum
Derd-i derunumu sor da öyle git
Hasretinden Mecnun misali oldum
Ne hâle düşmüşem gör de öyle git
II
Gevheri der bulmam kimsede vefa
Dost diye sevdiğim etti kim sefa
Hubların âşıka ettiği cefa
Kanun mudur erkân mıdır yol mudur
Aşağıdakilerden hangisi, numaralanmış bu dörtlüklerin ortak özelliğidir?
A) Kafiye düzeni
B) Redif ve kafiye kullanılması
C) Söz sanatlarına yer verilmesi
D) Ait oldukları şiirlerin son dörtlüğü olması
E) 6+5 duraklı hece ölçüsünün kullanılması
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 19 |
(I) Mizah; gerek hayatta gerekse sanatta kullanımı itibarıyla yaşanan gerçekliğe farklı bir bakış açısıyla bakabilen, sorgularken gülümseten, gülümsetirken düşündüren, düşündürürken farklı noktalara dikkatleri çekebilen bir anlatım tarzıdır. (II) Keskin bir zekâ, hazırcevaplık, dili iyi bilme, edebiyattan anlama, insanı yakından tanıma mizah yapmak için zorunludur. (III) Şartların eşit olmadığı durumlarda zayıfın güçlüye karşı durmasını sağlar. (IV) Gerek Türk edebiyatının gerek Batı edebiyatının pek çok türünde yer bulabildiği gibi, başka sanat dallarında da etkin bir şekilde kullanılır. (V) Özellikle sözlüklerde ve bazı kaynaklarda geçen mizah tanımlarının doyurucu, açık ve belirgin olmayışından dolayı çoğu zaman mizah, şaka, eğlence, latife, nükte ve alay gibi kavramlar birbirinin aynıymış gibi kullanılır.
Mizaha ilişkin bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümle, tanımsal bir özellik taşımaktadır.
B) II. cümlede, gerektirdiği özelliklerden söz ediliyor.
C) III. cümlede, bir karşılaştırma yapılıyor.
D) IV. cümlede, sadece edebî yapıtlarda kullanılmadığı belirtiliyor.
E) V. cümlede, başka kavramlarla karıştırıldığından söz ediliyor.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 20 |
Halk şiiri; anonim halk şiiri, âşık şiiri, tekke şiiri başlıkları altında gruplandırıldığı gibi; halk şairleri arasında düzene karşı gelen, isyanını şiirlerinde dile getiren ----, ---- ve ---- gibi sanatçılar da vardır.
Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Köroğlu - Dadaloğlu - Kaygusuz Abdal
B) Köroğlu - Dadaloğlu - Pir Sultan Abdal
C) Karacaoğlan - Âşık Ömer - Seyranî
D) Karacaoğlan - Bayburtlu Zihnî - Dertli
E) Erzurumlu Emrah - Kayıkçı Kul Mustafa – Gevherî
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 21 |
|
I |
Kiralık Konak |
1922 |
|
II |
Nur Baba |
1922 |
|
III |
Hüküm Gecesi |
1927 |
|
IV |
Sodom ve Gomore |
1928 |
|
V |
Yaban |
1932 |
|
VI |
Bir Sürgün |
1937 |
Yukarıda Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun romanları ve yazılış tarihleri verilmiştir.
Bu tabloya göre Yakup Kadri’nin romanlarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Yanlış Batılılaşmayı eleştirdiği eseri, tekkelerin bozulan yapısını eleştirdiği eserinden önce yazılmıştır.
B) III ve IV numaralı romanlarda, Kurtuluş Savaşı yıllarını konu edinmiştir.
C) V numaralı romanında, aydın-halk çatışmasını işlemiştir.
D) I numaralı romanının kahramanları arasında Naim Efendi, Seniha, Hakkı Celis vardır.
E) Sanatçının bu tabloda olmayan romanları da vardır.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 22 |
Edebiyatımızda Batı anlayışının yerleşmesi ve bu görüşle meydana getirilmiş eserlerin değerlendirilmesi çığırını açan sanatçılardan biridir. Zemzeme adlı şiir kitabının üçüncü cildinde yeni şiir anlayışı ile ilgili görüşlerinden söz eder. Hem vezinde hem de şekilde eski şiirden etkilenmiş olsa da zaman içerisinde şiirde yeni arayışlara girmiştir. Vezinli ve kafiyeli her manzumenin şiir olmadığı gibi, her şiirin de vezinli ve kafiyeli olması gerekmediğine inanır. Şiiri güzel sanatların bir kolu olarak düşünerek edebî eserlerde mantığın aranmaması gerektiğini ileri sürer. Buna ek olarak düşünce, duygu ve hayal güzelliğiyle bir eserin ortaya konmasını teklif eder. Şiirin ahlak dersi vermek maksadıyla yazılmaması gerektiğini dile getirir.
Bu parçada söz edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Muallim Naci
B) Ziya Paşa
C) İbrahim Şinasi
D) Recaizade Mahmut Ekrem
E) Namık Kemal
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 23 |
Arabanızla şehirden oldukça uzak, ormanlar içinde güzel bir kamp alanına piknik için gidiyorsunuz. Yeşillikler içinde kıvrılan yolları, yol boyu karşınıza çıkan dereleri, göletleri geçiyorsunuz. Korkutucu, hayranlık uyandırıcı, şaşırtıcı uçurumlardan, kayalıklardan geçiyor; tepeleri, yemyeşil düzlükleri aşıyorsunuz. Sonra kampın kapalı olduğunu, içeri giremeyeceğinizi öğreniyor; belki bulduğunuz bir düzlükte, bir dere kenarında pikniğinizi yapıp aynı yollardan dönüyorsunuz. Bu yolculuktan elleriniz boş döndüğünüzü düşünür müsünüz? Bence hayır!
Bu parçada anlatılanlar, bir yazarın edebiyat yolculuğu için düşünülürse aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Her yazarın edebiyat dünyasında yaptığı yolculuk kendine özgüdür.
B) Edebiyat alanında önemli olan, bir işi bitirmek değil, ona başlamaktır.
C) Yazar, kalemi eline alıp kendini yazmaya zorladı mı konu kendiliğinden genişlemeye başlar.
D) Yazarlık yolunda verilen her emek bir kazanç olarak değerlendirilmelidir.
E) Yazarlık, sonu belli olmayan bir yol olsa da o yola çıkacak çok hevesli vardır.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 24 |
Okuruma Mektuplar’da, yaşamın kanıksanmış (I) (çok tekrarlandığından etkileyiciliği kalmayıp alışılmış) yönlerine ayna tutarak (II) (konu edinerek) çeşitli konularla ilgili tutkularını, bildiklerini, özlediklerini tüm çıplaklığıyla (III)(apaçık bir biçimde) ortaya koyan bir Nurullah Ataç var karşımızda. Prospero ile Caliban’da ise, aydınların toplumdaki görevi, gelenek, uygarlık gibi konularda bizi çerçevenin dışına çıkarak (IV) (hazır bilgilerle yetinmeyerek) düşünmeye çağırıyor. Onun eleştirmeciliği, bir “beğeni” eleştirmeciliği. Fakat nesnel (V)(tek yönlü) ölçülerin dışında kaldığından olacak, sanat alanında içgüdüsü, sezgisi alabildiğine gelişkin.
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez ( ) içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?
A) I B) Il C) III D) IV E) V
A | |
B | |
C | |
D | |
E |