1. Aşağıdakilerden hangisi bir yazının ilk cümlesi olmaya en uygundur?
A) Yeni öykücüler arasında Türkçeyi bütün güzelliği ile kullananlar var.
B) Başka öykülerini de dergilerde okumuştum ama bunu hepsinden güzel buldum.
C) Bunda, tiplerin çok canlı, öykülerinin otobiyografik olmasının da etkisi var.
D) Bir bakıma, bu son iki kitabı birer dil olayı olarak değerlendirilmelidir.
E) Birçok yeni öykücünün, buna gereğinden fazla önem verdiğini gördük.
(ÖSS 1987)
2. Zamanının çoğunu kasabanın dışındaki kulübesinde geçirir. Yazın bağda, kışın küçük zeytinlikte durup dinlenmeden çalışır. Bir gün bile halinden şikâyetçi olmamıştır.
Bu parçada sözü edilen kişi İle aşağıdakilerden hangisi arasında en çok benzerlik vardır?
A) Kızgın güneşte, yağmur altında eviyle tarlası arasındaki dik yokuşları, kayalık yolları zorlukla aşardı.
B) Pamuk tarlalarında çalışmak üzere yola koyulmuş, bin bir güçlükle Çukurova’ya varmıştı.
C) Kendi yarattığı küçücük dünyasında yaşayan, doğayla içice olmaktan mutluluk duyan çalışkan bir gençti.
D) Çocukluğundan beri şehirlere alışamamış, kendi köyündeki insanlarla bunların yaşama biçimi arasında farklar olduğunu görmüştü.
E) O, bir sur harabesi üzerinde çıkan yabani incir ağacı gibi biraz sıkıntılı ve şekilsiz fakat özgürce büyüyüp gelişiyordu,
(ÖYS 1994)
3. (I) Ortaokul yıllarımda arkadaşlarla dersten çıkar çıkmaz, okulumuzun bulunduğu tepeden İner, güzelim gül bahçeleriyle çevrelenmiş evlerin Önünden geçerek kıyıya koşardık. (II) Dalgalarla oynarken içimizden biri bağırırdı: “Yunuslar geçiyor!” (III) Sonraları hangi denize baksam, böyle bir sürü halinde geçen yunuslar canlanırdı gözlerimde. (IV) Açıklardaki tek bir yunusu fark edip sevinç çığlıkları atanları gördükçe gerçekten çok etkilenirdim. (V) Yıllarca yunusların sürü sürü gözlerimin önünden geçtiğini, zamanın hepimizi, az rastlanan anların son tanıklarına çevirdiğini nasıl anlatabilirdim onlara?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yakınma söz konusudur?
A) I. B)ll. C) III. D) IV. E)V.
(ÖSS 2005)
4. Aşağıdaki dizelerin hangilerinde yorum söz konusu değildir?
A) Alabildiğine insan kalabalığı vardı
Bir aydınlık geleceğe bakıyordu
B) Bir ılık güz öğlesinde
Şanlı haki urbası üstünde.
C) Koymuştu kılıcını içine kınının
Yürüyordu arasında sevgili halkının
D) İzmir’e girişini Atatürk’ün
Bir kahve duvarındaki resimde gördüm
E) Işıktı sevinçti türküydü
Görseydiniz o resimde Atatürk’ü
(ÖSS 1999)
5. Ailede tüm yükümlülükleri üzerlerine alan, çocuklarını her türlü sorumluluktan uzak tutan anne babalar ………… bireyler yetiştirirler.
Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) her bakımdan kendilerine benzeyen
B) işini seven, görevlerinin bilincinde olan
C) bulundukları her ortama kolayca uyum sağlayan
D) karşılaştıkları güçlükleri yenmek İpin her türlü yola başvuran
E) yaşamını biçimlendiremeyen, başkaları tarafından yönetilmeyi bekleyen
(ÖSS 2001)
6. (I) Uykudan önce çocuklara okunacak kitapları onların yaşlarına ve ilgilerine göre seçmek gerekir, (II) Yatak başında, kitapları okurken çocuklarla yapılacak sohbetler, bir bakıma onların çocuksu sırlarını ve duygularını değişik açılardan yansıtır (İli) Bir kitap kahramanının hayranlık uyandıran bir yanı üzerine çocukları konuşturma ya da düşündürme onlarla olan İlişkiyi pekiştirip derinleştirir. (IV) Bunun için de çocuklar, bu sohbet saatlerinin tadına doyamazlar. (V) Daha da ileri giderek denebilir ki yetişkinlik döneminde de uykudan önceki bu saatler özlemle anımsanır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde, kitabın, çocukları tanıma ve onlarla yakınlık kurmadaki işlevinden söz edilmektedir?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III.
D) II. ve IV. E) IV. ve V.
(ÖSS 1999)
7. (I) Bu kitapta anlatılanlar 1940 yılında geçiyor. (II) Yazarının arka kapakta açıkladığına göre bu yapıt, yazmakta olduğu roman dizisinin ilk kitabını oluşturuyor. (III) Kitapta, Çukurova yöresi ve bu yörede yaşayanların birbirleriyle olan ilişkileri ele alınıyor. (IV) Bunlar İçtenlik ve sevecenlikle yoğrulmuş, yalın bir anlatımla sergileniyor. (V) Bu anlatım açık, kısa cümleli bir dille beslendiğinden zevkle ve ilgiyle okunuyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde söyleyenin kendi düşüncesine yer verilmiştir?
A) I. ve II. B) l. ve III. C) II. ve IV.
D) III. ve IV E) IV. ve V.
(ÖSS 1993)
8. (I) Haklarında fazla bir şey bilinmeyen hariciyeciler dünyasında gezinmek isteyenler için keyifle okunabilecek bir kitap. (II) Yazar, yirmi beş yılı yurt dışında geçen, otuz yedi yıllık meslek yaşamında edindiği izlenimleri okurlara duyurmak istemiş. (III) Mesleğinin sorunlarını, İyi ve kötü yanlarını dile getirmeye çalışmış. (IV) Çok akıcı bir dili var. (V) Kişilerin belirleyici özelliklerini en ince ayrıntılarına değin, somut bir biçimde yansıtmış.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangileri, söz konusu yazarın üslubuyla ilgilidir?
A) I. ve II. B) l. ve V. C) II. ve III.
D) II. ve IV. E) IV. ve V,
(ÖSS 1999)
9. (I) Sabahları erkenden kalkılır. (II) Yataklar kaldırılır. (III) Topluca kahvaltı edilir. (IV) Ardından kabak çiçeği toplanmaya gidilir. (V) Çiçekler güneş doğmadan önce toplanır. (VI) Yoksa hemen akşamsefaları gibi kaparlar ağızlarını.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi kendisinden önceki cümlede bildirilen işin nedenini açıklamaktadır?
A) II. B)lll. C)IV. D)V E) VI.
(ÖYS 1993)
10. Televizyonlarda çocuklara yönelik, şiddet içeren çeşitli diziler ve çizgi filmlerle ilgili olarak aşağıda verilen cümlelerden hangisi, ötekilerden farklı bir görüşü dile getirmektedir?
A) Ölme, öldürme, zarar verme kavramları; iyilik, dostluk, hoşgörü, zarar vermeme kavramlarıyla iç içe girdiğinden daha da tehlikeli oluyor.
B) Şiddet, her tür çatışmanın çözümü için kabul gören bir yol olunca, şiddet toplumunun tohumları ekiliyor.
C) Şiddet, yaşamdan alınan olayların içinde, abartılmış biçimde sunulduğundan çocuklar bunun gerçekdışılığının ayrımına varıyor.
D) Çocuk, sık tekrarlanan şiddet görüntülerinin etkisi altında kalarak çocukluğun saf dünyasını yitiriyor.
E) Programlarda genellikle, barışı ve güzelliği korumanın yolu şiddetten geçtiği için, çocuklar gereksiz yere şiddete yönlendiriliyor.
(ÖSS 1998)
11. Onun, çağının sorumluluğunu üstlenme, tanığı olma gibi, aydın sanatçıya özgü tutum ve davranışları yazın, düşün ve kültür coğrafyamızda bir meşale gibi ışıyacaktır.
Bu cümlede geçen “bir meşale gibi ışıyacaktır” sözünün yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümlenin anlamı değişmez?
A) yol gösterici, aydınlatıcı olacaktır
B) kuşaktan kuşağa geçecektir
C) gelecek kuşaklarca da hatırlanacaktır
D) çarpıklıkların, bozuklukların düzeltilmesini sağlayacaktır
E) yaşananları gözler önüne serecektir
(ÖSS 1996)
12. (I) Eleştirmenler, şiirlerinin kolay kolay anlaşılmayan, kapalı bir yapısı olduğunu söyler. (II) Oysa onun yaşam serüvenini bir ölçüde biliyorsanız o şiirler, sizin için hiç de kapalı bir nitelik taşımaz, (III) Onlarda toplumsal baskılar altında ezilen insanların, sıkıntılarını, bilinçaltı dünyalarını bütün yönleriyle bulabilirsiniz. (IV) Bunları yansıtan imgeler, yoğun anlamlar içerir. (V) Bu durum, şiirlerini her okuyuşunuzda onların başka bir yanının ayrımına varmanızı sağlar.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden “şiirlerinde, şairin yaşantısından izler bulunduğu” anlaşılmaktadır?
A) I. B) II. C)lll. D) IV E) V.
(ÖSS 2002)
13. Kültürel yaşamında ilerleme görülmeyen bir toplumun dilindeki gelişme de durur.
Aşağıda ki I erden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?
A) Dildeki gelişmeler yavaş yavaş ve belirli kurallar çerçevesinde olur.
B) Bir dilin söz dağarcığı, başka bir dilin söz dağarcığımdan farklıdır.
C) Toplumsal gelişmeyle dildeki gelişme arasında sıkı bir ilişki vardır.
D) Gelişmiş toplumların dilleri, gelişmemiş toplumların dillerini etkiler.
E) Toplumsal yapıyı oluşturan kurumlardan biri de dildir.
(ÖSS 1991)
14. Resim sanatı, para getirmeye başladığı günden beri bir ticaret konusudur. Yapıtların dağıtılması ve satılması işini, bu işle hiç ilgisi olmayan kişiler ellerinde tutarlar. Onlar için en büyük yapıt, …….yapıttır.
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) en çok para getiren
B) gösterişli olan
C) herkesçe çok beğenilen
D) klasik bir yapıda olan
E) ünlü bir ressamın elinden çıkan
(ÖYS 1995)
15. “Söz dağarcığımızı zenginleştirmenin bir yolu da sözcüklerden sözcük türetmektir.” cümlesinin, anlamca yerini tutabilecek en uygun cümle aşağıdakilerden hangisidir?
A) Dilimizin zenginliğini, bileştirme yolundan yararlanarak sağlayabiliriz.
B) Dilin anlatım gücünü, sözcüklere yeni anlamlar yükleyerek geliştirebiliriz.
C)Halk ağzından derlemelerle dilimizin söz varlığını zenginleştirebiliriz.
D) Eski yapıtlardan yapılan taramalarla kimi sözcüklerin dile yeniden girmesini sağlayarak sözcük sayısını çoğaltabiliriz.
E) Dilimizdeki sözcüklerin sayısını artırmak için, kök ya da gövdelerden eklerle yeni sözcükler yapabiliriz.
(ÖSS 1982)
CEVAPLAR
| 1.A | 6.C | 11.A |
| 2.C | 7.E | 12.B |
| 3.E | 8.E | 13.C |
| 4.D | 9.E | 14.A |
| 5.E | 10.C | 15.E |
]]>
1. “(I) Bana göre şiir, özünü halk kültüründen almalı. (II) Halk kültürü tükenmez bir hazinedir. (III) Halk ne söyleyecekse doğrudan söyler. (IV) Dolambaçlı yollara sapmaz. (V) Halkımız acı sözlerden tatlı sözler üretir. (VI) Çirkinliklerden güzellik yaratır.”
Parçada, anlamca birbirine en yakın olan iki cümle hangisidir?
A) l ,ll B)II,III C) III, IV
D) IV , V E) V, VI
(ÖSS 1985)
2. (I) Bir öykü ustası olarak girdi edebiyat dünyasına. (II) Öykülerinde de romanlarında da hiçbir zaman kolaya kaçmadı. (III) Bunda, sanata duyduğu sorumluluk kadar okuruna duyduğu saygının da payı vardır. (IV) Yapıtlarının hepsinde sanatsal ve kültürel gelişmeyi besleyici öğeler, ayrıca okuru, düşünmeye yönelten özgür önermeler görülür. (V) Bu usta, biçimsel yeniliklere açılmaktan hoşlanır ve bunları dener. (VI) Basmakalıp reçetelerden, alışılmış neden sonuç ilişkileriyle oluşturulan yapay anlatımlardan kaçınır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde, II. cümledeki davranışın nedeni açıklanmaktadır?
A) I. B)III. C)|V. D)V E) VI.
(ÖSS 2002)
3. (I) Öykücülüğümüzün bugün belirli bir çizgiye ulaştığını ve o çizgide seyrettiğini söylemek oldukça güç. (II) Hatta bazı dönemlerde geçmişteki düzeyini bile koruduğu söylenemez, (III) Günümüzün genç öykücüleri eski öykü örneklerini ya hiç okumuyorlar ya da yarım yamalak tanıyorlar, (IV) Bu yüzden, geçmişle kan bağı taşımayan, yaratıcılıktan yoksun, son derece yetersiz ürünlerle karşılaşıyoruz. (V) Bu durum, ister istemez, okurlarda öyküye karşı ilgisizlik ve küçümseme yaratıyor.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisindeki eleştiri, öykücülerin yazdıklarına yöneliktir?
A) I. B) ll. C)lll. D) IV. E) V
(ÖSS 1999)
4. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi, anlamca birlikte verilen tutum ya da davranışla uyuşmaz?
A) Her işte bir hayır vardır. – İyimser olma
B) Gül dikensiz, sefa cefasız olmaz. – Sıkıntılara katlanma
C) Sağlık istersen çok yeme, saygı istersen çok deme.- lçülü davranma
D) Boş fıçı çok tangırdar. – Bilgiçlik taslama
E) Bin tasa bir borç ödemez. – Kuşku duyma
(ÖYS 1997)
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yakınma” anlamı vardır?
A) Sınav sonuçları yarın açıklanır mı ki?
B) Bunu alsam beğenir mi ki?
C) Söylesem de beni dinlemez ki!
D) Bu olay onu o kadar üzdü ki…
E) Bu saatten sonra gelir mi ki?
(ÖSS 1995)
6. “Atatürk, Birinci İnönü Savaşı’ndan sonra, Namık Kemal’in,
Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini
dizelerini (mısralarını) değiştirerek şöyle demiştir: Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini” Bu iki söyleyiş arasında nasıl bir anlam farkı vardır?
A) bezginlik-canlılık
B) kuşku – kesinlik
C) umutsuzluk – güven
D) inançsızlık-inanç
E) çekingenlik-ataklık
(ÖSS 1983)
7. O, okurların yazarları seçtiği gibi, yazarların da okurları seçebileceğine inanan bir sanatçıdır.
Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümlede sözü edilen sanatçının görüşüne en yakındır?
A) Okurlar en tanınmış yazarları okumayı, yazarlar da okurların ilgisini çekecek şeyler yazmayı isterler.
B) Kimi okurlar belirli yazarların belirli yapıtlarını seçerler, kimi yazarlar da geniş kitlelere seslenmeyi amaçlarlar.
C) Okurlar kendi düşüncülerine uygun olan yazarları yeğlerler; yazarlar da kendi istedikleri nitelikleri taşıyan okurlara seslenirler.
D)Okurlar üstün nitelikli yapıtlardan hoşlanırlar; yazarlarda okuyucunun düzeyini yükseltmeye çalışırlar.
E) Okurların bir bölümü yeni tanınmaya başlamış yazarlara ilgi duyarlar; yazarların bir bölümü de Çalışmalarını okuyucuların beklentilerine göre yönlendirirler.
(ÖYS 1992)
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öznel bir değerlendirme söz konusudur?
A) Romanda anlatılanlar Kurtuluş Savaşı yıllarında geçiyor.
B) Öyküdeki kişilerin dördü kadın, üçü erkektir.
C) Romanın sonunda kahramanların hepsi ölüyor.
D) Kitaptaki ilk öykünün konusu köy yaşamıdır.
E) Öykülerin anlatımında bir kuruluk, bir tekdüzelik görülüyor.
(ÖSS 1991)
9. (I) Kırk beş yıl boyunca birçok dergide, gazetede çeşitli kitaplarla ilgili değerlendirme yazıları yazdım. (II) Kendimi bir kitap eleştirmeni olarak görseydim, üstünde durup düşünülmüş, tutarlı ve kalıplaşmış bir yaklaşımla, belirgin bir yöntemle yönelirdim kitaplara.(III) Ama böyle bir arayışa girmedim. (V) Yazarlıkla ilgili her alanda olduğu gibi eleştiri alanında da kendi Ölçütlerime bağlı kaldım. Yazarlığımın temelinde hep bağımsızlık, kural tanımazlık, özgürlük yatıyor. (VI) Yıllar sonra dönün arkama baktığımda bunu açık açık görüyorum.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde sanatçı, yazma işinde seçtiği yolu en kapsamlı biçimde belirtmiştir?
A) II. B)lll. C)IV. D)V E) VI,
(ÖSS 2004)
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisi öznel bir yargıdır?
A) Yunus Emre’nin bu şiirinde “bulut’un gizli gizli ağlamasından söz edilerek buluta insan niteliği verilmektedir.
B) Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bu şiirlerinde doğadaki nesnelerin özellikleri insanlar ipin kullanılmıştır.
C) Faruk Nafiz Çamlıbel’in, “Han Duvarlarında birçok kez kişileştirmeye başvurduğu görülmektedir.
D) Ahmet Haşim’in “Sonbahar” şiirindeki kişileştirme de çok ilgi çekicidir.
E) Behçet Necatigil’in bu dizelerinde sokaklar için, “gülümseyen” sözcüğü kullanılarak kişileştirme yapılmıştır,
(ÖSS 1995)
11. “Çocukların, susuzluktan dudakları çatlamıştı.” cümlesindeki neden-sonuç ilişkisi aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Çok çalışıp yoksulluktan kurtulmuştu.
B) Geçirdiği hastalıktan hiçbir İz kalmamıştı.
C) Şiddetli soğuklardan elleri ince ince yarılmıştı.
D) O korkulu olaydan güzel bir öykü çıkarmıştı.
E) Öfkesinden ortalığı altüst etmişti.
(ÖSS 1984)
12. (I) Bu kitabın dört bölümü, aslında birer uzun makale olarak düşünülmüş, (II) Dördü de ayrı ayrı temaları işliyor. (III) Bu temalar: Osmanlı Türk müziğinin öğretimi, İcra üslubu, makamları ve bunları kuşaktan kuşağa aktarma yöntemleri… (IV) Yani Türk müziğinin belirleyici özellikleri…(V) Bütün bunlarla, geleneksel Osmanlı Türk müziğinin çeşitli yönlerine ışık tutuluyor ve onun belirgin nitelikleri ortaya konuyor,
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi sözü edilen kitabın içeriğiyle ilgili değildir?
A) I. B) ll. C)lll. D) IV. E) V.
(ÖSS 1996)
13. Ne yaşanan her olay öyküye dönüştürülebiliyor ne de öyküye özgü kurallar, her zaman gerçeği aynen anlatmaya uygun düşüyor. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye en yakın anlamdadır?
A) Öyküde ne yaşanmış olaylar anlatılabilir ne de gerçekler yansıtılabilir.
B) Her olayı öyküleştirmek doğru olmaz; her öykünün kendine özgü bir yapısı vardır.
C) Yaşanmamış olaylardan öykü çıkarılamaz; yaşanmış olaylar da öykünün sınırların] aşar.
D) Yaşanan olaylar çok etkileyicidir; olaylar öyküleştirilirken canlılığını ve etkileyiciliğini yitirir.
E) Baştan geçen her olaydan öykü çıkarılamaz; öykünün yapısı olup biteni olduğu gibi yansıtmaya izin vermez,
(ÖYS 1994)
14. 1950’lerde edebiyatımızda görülen köye yöneliş hareketi, köy kökenli ya da köyü yakından tanıyan yazarların birbiri ardına ürün vermeleriyle yaygınlaşıp gelişmiştir.
Düşüncenin akışına göre bu cümleden sonra aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
A) Köylü ve köy sorunları, edebiyatımızın temel konularından biri olmuştur.
B) Köy gerçeğini değişik boyutlarıyla yansıtan bu ürünler, günümüz Türk edebiyatının seçkin örnekleri arasında yer alır.
C)Bu iki sanatçımızı köy edebiyatının dar kalıpları içinde düşünmemek gerekir.
D) Bu hareketi benimseyen sanatçılar, köye ve köylüye yeni bir bakış açısıyla yaklaşmışlardır.
E) Bu yazarlar, köyün ve köylünün sorunlarını başarılı bir biçimde okurlara yansıtmışlardır.
(ÖSS 1995)
15. “Teknolojik uygarlığın başlıca Özelliği bilime dayanması, bilimle beslenmek zorunda olmasıdır.” cümlesini, anlam değişikliği yapmadan, olumsuz biçimde yeniden söylemek gerekse, aşağıdakilerden hangisi en uygun olur?
A) Teknolojik uygarlığın bilime dayanmasını, bilimle beslenmesini istemeyen yoktur.
B) Teknolojik uygarlığın bilime dayanmaması, bilimle beslenmemesi düşünülemez.
C) Teknolojik uygarlığın başlıca Özelliği ne bilime dayanması ne de bilimle beslenmesidir.
D) Bilime dayanma ve bilimle beslenmenin teknolojik uygarlığa katkıda bulunduğu bilinmeyebilir.
E) Teknolojik uygarlığın bilime dayanması, bilimle beslenmesi başlıca özelliği olmayabilir.
(ÖSS 1982)
CEVAPLAR
| 1.C | 6.C | 11.C |
| 2.B | 7.C | 12.A |
| 3.D | 8.E | 13.E |
| 4.E | 9.D | 14.C |
| 5.C | 10.D | 15.B |
]]>
1. Sanatçının kimi şiirlerinin derlendiği bu kitap üç bölümden oluşuyor. (I) Ancak, şairin bu kitaba girmemiş şiirleri de var. (II) Bunların ayrı bir kitapta toplanıp toplanmayacağını bilmiyorum. (III) Eğer böyle bir çalışma yapılmazsa bu üç bölümlük kitabın eksik bir seçki olarak kalacağını söylemeliyim. (IV) Sanatçının ürünlerini topluca tanıtmada bu yapıtın belirli bir işlevi olmayacak. (V) Kısacası yayımlanışındaki amaç gerçekleşmeyecek.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden başlanarak yapıtın yetersizliğinden söz edilmektedir?
A) I. B)ll. C)III. D) IV. E) V
(ÖYS 1994)
2. Sanık, tanığa: “N’olur, gördüğünü korkmadan açıkça söyle; bir kez olsun doğru ol!” dese, sanığın bu sözlerinden çıkaracağınız anlam, aşağıdaki yargılardan hangisiyle bağdaşmaz?
A) Tanık, ürkek ve çekingen bir kişiliğe sahiptir.
B) Sanık, tanığın gerçeği belirtmeyeceğinden kaygılıdır.
C) Tanık, birtakım etkenlerin baskısı altındadır.
D) Sanığın, başkaları önünde eğilmeyen bir kişiliği vardır.
E) Tanık, davranışlarıyla sanığa güven vermemektedir.
(ÜSS 1977)
3. “Babadan kalma çok az bir geliri vardı; — geçiniyordu.”
Bu cümle, aşağıdakilerden hangisiyle eri uygun biçimde tamamlanabilir?
A) az buz B) ezile büzüle C) az çok
D) azı azına E) kıt kanaat
(ÖSS 1985)
4. Yeni bir roman yazacağım zaman duraksarım; çünkü bu romanda, üslubun ve konuya bakış açısının daha önce yazdıklarımdan farklı nitelikler taşıması gerektiğini düşünürüm.
Bu sözleri söyleyen bir romancıdan aşağıdakilerden hangisi beklenir?
A) Kendinden önce hiçbir romancının işlemediği özgün konuları seçmesi
B) Konuyla anlatım biçimi arasındaki İlişkiyi göz önünde bulundurması
C) Bir romanın sanatsal değerini belirlemede, konunun önemli bir etken olduğuna inanması
D) Sanatta kalıcılığın, alışılmış yöntemlerin dışına çıkmakla sağlanacağına İnanması
E) Her romanında konuyu, değişik bir yaklaşım ve anlatımla İşlemek istemesi
(ÖSS 1997)
5. Çok başarılı bir roman. (I) Dili çok güzel, pürüzsüz. (II) Cümleler kısa ve yalın. (III) Yazar her şeyin dilde başlayıp dilde bittiğini çok iyi anlamış. (IV) Hiçbir bölümde anlaşılmayan bir yön yok. (V) Tiplemeler de çok canlı.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisinin yerine “Söylenenler apaçık.” cümlesi getirilirse parçanın anlamında daralma ya da değişme olmaz?
A) I. B) II. C)lll. D) IV. E) V.
(ÖYS 1996)
6. “Tasarrufunda bulunduğu toprakları hakkıyla değerlendirmeyen bir kimse elde ettiğini de har vurup harman savurursa, tabii arazisini genişletemez ve zengin olamaz.”
Yukarıdaki parça aşağıda yazılı olan atasözlerinden hangisine en uygun düşmektedir?
A) İşten artmaz, dişten artar.
B) Ne ekersen onu biçersin.
C) Rüzgâr eken fırtına biçer.
D) Ak akçe kara gün içindir.
E) Ayağını yorganına göre uzat.
(ÜSS 1968)
7. “Gene bahar geldi, açıldı güller” dizisinde, güllerin açılışı baharın gelişine bağlanmaktadır.
Aşağıdaki dizelerin hangisinde buna benzer bir durum söz konusudur?
A) Ne bir vefa gördüm, ne faydalandım.
B) Erzurum dağları kardır, geçilmez
C) Düşman geldi, tabur tabur dizildi
D) Ağlatmadı güzel, güldürdü beni
E) Başım yastıktadır, gözlerim yolda
(ÖSS 1999)
8. Bu roman, aradan geçen bunca yıla karşın konusuyla, anlatımıyla hâlâ genç.
Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Romanda, günlük, sıradan olayların anlatımında bile özgün ve çarpıcı bir dil kullanılıyor.
B) Günümüzdeki toplumsal sorunlar, romanda herkesin anlayacağı bir dille ele almıyor.
C) Roman, hem anlatılanlar hem de bunların anlatılışı bakımından güncelliğini koruyor.
D) Romanın dilindeki yalınlık, geçmişteki olayların anlaşılmasını kolaylaştırıyor.
E) Romanda, günümüzün olayları geçmişle bağlantı kurularak değişik bir anlatımla yansıtılıyor.
(ÖYS 1993)
9. (I) Bu oyunların kuruluşu sağlam. (II) Dünyanın her yanında rastlanabilecek türden oyunlar bunlar. (III) Konu seçimi ve düzeyli bir İzleyicinin anlayabileceği eleştirel yaklaşım, oyunları çekici kılıyor. (IV) Yazar dünyaya hiç .gülümsemeden bakıyor. (V) Yer yer kişilerini gülünç göstermeye çalışıyor. (VI) Bunlar da oyunların İtici yanını oluşturuyor.
Yukarıdaki parçada, numaralanmış cümlelerin hangisinden başlayarak söz konusu oyunlara yönelik olumsuz bir eleştiri yapılmaktadır?
A) II. B)III. C) IV. D)V. E) VI.
(ÖYS 1998)
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, eşitliğin söz konusu olmayabileceği bir durum anlatılmaktadır?
A) Paylarına düşene ses çıkarmadılar.
B) Yemeği aralarında kardeş payı yaptılar.
C) Yen işemediler, berabere kaldılar.
D) Kazandıklarını yarı yarıya paylaştılar.
E) Sabahleyin birer yumurta yediler.
(ÖSS 1981)
11. (I) Halk türkülerimizi, ezgi ve şiir bakımından kıvamını bulmuş sanat eserleri sayabiliriz. (II) Bunları söyleyenlerin seslerindeki ve okuyuşlarındaki pürüzler ayıklanınca klasik denecek kadar sağlam eserler çıkar ortaya. (III) Ne var ki türküleri söyleyen ve âşık diye anılan halk sanatçılarının kimilerinin sesleri, bu eserlerin değerini gölgeliyor. (IV) Kimileri de türküleri aşırı bir duygusallıkla söylüyor. (V) Bunlarda türkünün özüne göre değişen bir incelik, bir yorum görülmüyor.
Yukarıdaki parçada, numaralanmış cümlelerin hangisinde yargı, bir koşula bağlanmıştır?
A) I. B)ll. C)lll. D) IV. E) V.
(ÖSS 1999 İPTAL EDİLEN)
12. “Kendi aklını kullanmayan kişi düşünce yönünden özgür değildir.” cümlesini, anlamını değiştirmeden, olumlu bir biçimde yeniden söylememiz gerekse en uygun biçimde aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Kendi aklını kullanmayan kişi düşünce yönünden özgür olabilir.
B) Kendi aklını kullanan kişi düşünce yönünden özgür sayılır.
C) Kendi aklını kullanmayan kişi, düşünce yönünden tutsaktır.
D) Kendi aklını kullanan kişi düşünce yönünden tutsak sayılmaz.
E) Başkalarının aklına uyan kişi düşünce yönünden özgür sayılmaz.
(ÜSS 1977)
13. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, diğerlerine göre farklı bir düşünceyi içermektedir?
A) Bir ulus, hemen her alanda geçmişiyle hesaplaşarak gelişir.
B) Bir ulusun gelişmesi, geçmişiyle geleceği arasında uygun bağlantılar kurmasıyla gerçekleşebilir..
C) Bir ulus için, sanat ve düşünce akımlarının yaratıcı olması, bunların o ulusun geçmişiyle uzlaştırılmasına bağlıdır.
D) Bir ulus, ancak kendi geçmişini bütün yönleriyle benimserse uygarlaşıp gelişebilir.
E) Bir ulusun geleceği, özellikle geçmişini iyi değerlendirmesine bağlıdır.
14. Jean Paul Sartre’ın, “Yazar, neyi yazacağını değil, nasıl yazacağını bilen insandır.” sözünü çok severim,
Yazarın bu yargısıyla aşağıdakilerden hangisi arasında anlamca bir yakınlık vardır?
A)Öykülerimin konusu, genellikle gerçek yaşamdan aldığım öğelerden oluşur.
B)Görülen, yaşanan her ilginç olaydan mutlaka bir öykü çıkarabileceğimi sanmıyorum.
C)Ben belli bir serüveni, düşünceyi, olayı içeren öyküler yazmaya çalışıyorum.
D) Ben akıcı olmayan, karmakarışık bir yazının, konusu ne kadar ilginç olursa olsun, bir edebiyat tadı vereceğine inanmıyorum.
E)Öykülerimde, yeri geldikçe toplumsal sorunlara çözümler Önermekten kaçınmam.
(ÖSS 1993)
15. “İş alanında en uygun zaman İle en uygun durumu beklemek zarar getirir.”
Bu düşünceyi açıklayan ve destekleyen bir yazı yazmanız gerekse, bu yazıda aşağıdakilerden hangisini özellikle vurgulamak istersiniz?
A) Bir işe başlarken sadece kendini düşünen kişi zarar eder.
B) Bir işe girişirken zararı göze alabilen kazanır.
C) Bir işe başlarken tehlikelerini bilmek gerekir.
D) Bir işi özveriyle (fedakârlıkla) yürütenler sonunda kazançlı çıkarlar.
E) Yöntemine göre yapılan işten olumlu sonuç alınır.
(ÜSS 1978)
CEVAPLAR
| 1.C | 6.B | 11.B |
| 2.D | 7.B | 12.C |
| 3.E | 8.C | 13.D |
| 4.E | 9.C | 14.A |
| 5.D | 10.A | 15.B |
]]>
1.“Başına dolu yağan, dünyanın dört bucağını fırtına içinde sanır.” cümlesine anlamca en yakın olan cümle aşağıdakilerden hangisidir?
A)İnsan, kötülüklere direnebildiği ölçüde başarılıdır.
B)Umutsuzluk, insanın başarısını olumsuz yönde etkiler.
C)Kötülükler insana büyük görünür.
D)Olumsuz olaylar daha etkilidir.
E)Herkes dünyaya kendi penceresinden bakar.
2.Aşağıdaki cümlelerden hangisinin öznel bir yanı yoktur?
A)“Temaşa-yı Hazan” şairin en güzel şiiridir diyebilirim.
B)İnsanın en huzursuz zamanı kararsız olduğu andır.
C)Şiir, insanın hüznünü anlatabileceği tek vasıtadır.
D)Su, bütün canlılar için önemli bir hayat kaynağıdır.
E)Çalışmak insanı dinlendirir.
3.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tedbirli bir insanın tutumu yansıtılmıştır?
A)Ne olursa olsun, bu gece yola çıkacağım.
B)Neme lazım, kiminle arkadaşlık ederse etsin.
C)Ne olur ne olmaz, yanına birkaç kuruş para ve azık al.
D)Kafa yormaya ne gerek var; her iş gibi bu da yakında biter.
E)Bırak serseriyi! Ne hali varsa görsün.
4.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nesnel bir yargı vardır?
A)Sanat alanının en çekici sahası resimdir.
B)Dinlenmek için, bir kitaptan biraz okumak yeterlidir.
C)Tatil için en ideal yer Amasra’dır.
D)En nefis yemekler bu lokantada hazırlanıyor.
E)Enerjiye olan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır.
5.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “arasöz” küçümseme amacıyla kullanılmıştır?
A)O isterse – pek ummam ya – gidebilir.
B)Önceden bilseydim – bunlar pek bilinmez ya – gerekli önlemi alırdım.
C)Bütün dostları – zaten onun pek dostu da yoktu ya – kendisini bırakıverdiler.
D)Sınıfın başarısı – böyle tahmin etmiyordum – gün geçtikçe düşüyor.
E)O anda – nasıl anlatayım – ne olduğunu pek de anlayamadım.
6.Aşağıdakilerden hangisinde sebep-sonuç ilişkisi kurulamaz?
A)Araba eskiyecek diye, garajdan hiç çıkarmaz.
B)Kahvesini zamanında hazırlamadım mı bana çok kızardı.
C)Bize dik dik bakarak evden çıkıp gitti.
D)Burada yalnız kalması onu bunalıma itti.
E)Soğukta çok kaldığından hastalandı.
7.Aşağıdaki cümlelerden hangisinde “ümitsizlik” anlamı yoktur?
A)Havanın sisli olması uçağın inişini güçleştirecek.
B)Bu enkazın altından sağ çıkan olmaz.
C)Gitti ama becereceğini sanmıyorum.
D)Bu hastalıktan kurtuluş yok.
E)Bir daha bu işe girişmeyeceğim.
8.“Arabamız az kalsın bir adama çarpıyordu.”
Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A)Bu işleri akşama kadar bitirmem lazım.
B)Adam aceleyle eczaneye girdi.
C)Havalar şimdiden ısınmaya başladı.
D)Zavallının neredeyse korkudan kalbi duracaktı.
E)Yola hemen çıkmazsak yetişemeyiz.
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yakınma söz konusudur?
A)Bu vakitte nereden geliyorsun? Hesap ver bana!
B)Yüreğimin gözlerinde hep sen varsın.
C)Çok çalışınca iyice yorulmuşsun.
D)Zavallının eli ayağı birbirine dolaştı.
E)Bizi böyle bırakıp da nerelere gitti.
10.Aşağıdaki cümlelerden hangisinin anlatımı nesnel bir nitelik taşımaktadır?
A)Duvardaki mermer levhalara kazılı yazıları okudukça kendimden geçiyordum.
B)Futbol bir sonuç oyunu olduğuna göre, çok gol, az gole tercih edilmelidir.
C)Düne göre bu salonda daha çok izleyici var.
D)Bana olan bakışlarından, tasalandığını anlamıştım.
E)Beş kişilik bir kadro ile bir temsil ancak bu kadar oynanır.
11. “Bütün ümitlerim sönmüştü; …” sözleri, aşağıdakilerin hangisiyle sürdürülürse cümle “karamsar, hayattan bezmiş” bir insanın tutumunu yansıtır?
A)Fakat yeni bir ümit ışığı beliremez miydi?
B)Artık, kendime yeni bir iş bulmalıydım.
C)Olduğum yere oturup düşünmeye başladım.
D)Artık, hiçbir şeyin önemi yoktu.
E)Geçmişin muhasebesini yapacak durumda değildim.
12.“Kendini beğenmek insanın ……… yaratılışında var olan bir ………. .”
cümlesi, aşağıdaki kelime çiftlerinden hangisiyle en anlamlı biçimde tamamlanabilir?
A) zihninde–huydur B) ömründe–özelliktir
C)özünde–hastalıktır D) benliğinde–sevgidir
E) aynasında–ölçüdür
13.Aşağıdakilerden hangisi nesnel anlatıma örnek olamaz?
A)Tabiattaki varlıklar, geceleri açık ve seçik olarak görünmezler.
B)Fazıl Hüsnü Dağlarca, Türkçe’nin en güzel değilse bile, en orijinal şiirlerini yazdı.
C)Anne sevgisi, Haşim’in şiirlerinde tüm çıplaklığı ile görülür.
D)Cahit Sıtkı, şiirlerinde sosyal konularla pek meşgul olmamıştır.
E)Necip Fazıl gibi Ahmet Muhip Dranas da vezin ve kafiyeyi hiçbir zaman bırakmadı.
14.Aşağıdaki cümlelerden hangisinde “konuşanın sevinçli olduğu anlamı” çıkarılamaz?
A)Böyle bir sonuca hayret etmemek mümkün değildi.
B)Durumu öğrenince keyfimize diyecek yoktu.
C)Ne büyük mutluluk dostlarla beraber olmak.
D)Bu bayram gününde içim içime sığmıyordu.
E)Sizi karşımda görünce dünyalar benim olmuştu sanki.
15.“Şairlerin mısra yağmuruna tutulur İstanbul.”Sözüyle asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)İstanbul’da çok şair yetiştiği
B)İstanbul’u seven şairlerin çokluğu
C)İstanbul hakkında çok şiir yazıldığı
D)Şairlerin İstanbul’u yerdiği
E)Şairlerin İstanbul’u hayal ettiği
16.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “pişmanlık” söz konusudur?
A)Senin burada ne işin var, haydi çabuk eve!
B)Ne yapıp yapıp seni memleketine göndereceğim.
C)“Ellerim kırılsaydı o imzayı atmasayadım.” diyordu.
D)İhtiyar adam “Hey gidi gençlik yılları hey!” dedi.
E)Ne diye onu bırakıp, başkalarıyla geziyorsun?
CEVAPLAR
| 1 C | 5 A | 9 E | 13 B |
| 2 D | 6 C | 10 C | 14 A |
| 3 C | 7 A | 11 D | 15 C |
| 4 E | 8 D | 12 C | 16 C |
]]>
1) I. Kelimeler değil, onları konuşan ağızlar önemlidir.
II. İnsanların gücünü anlayabilmek için kelimelerin gücünü anlamak gerekir.
III. Kelimeler insanların ağızlarında değer kazanır.
IV. İnsanları değerli kılan kelimelerin yerli yerinde kullanılmasıdır.
V. Kelimeler kullanıldıkları yere göre anlam kazanır.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi ikisinde anlatılmak istenen anlamca birbirine en yakındır?
A) I ve II
B) II ve III
C) I ve III
D) IV ve V
E) III ve V
2) I. Kalemi eline alan her yazar okurun beğenisini dikkate alır.
II. Konusunun ilgi çekici olması sanat eserinin başarısını belirler.
III. Yazar, duyup düşündüklerini başkalarıyla paylaşmak isteğiyle kaleme alır.
IV. Okurun beklentisi, yazmak konusunda yazarı yönlendirir.
Yukarıda numaralı cümlelerin hangi ikisi anlamca birbirine en yakındır?
A) I ve III B) II ve III C) I ve IV
D) II ve IV E) III ve V
3) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir koşula bağlı olma anlamı vardır?
A)İnsanlığın yüzyıllarca harcayıp da bitiremediği sevgiyi yüceltme zamanı şimdi.
B)Öykü toplumun kendisini seyrettiği bir aynadır, ondan asla vazgeçmeyin.
C)Yüreğinin sesini dinle ve geri dön
D)Akşama doğru hava açınca birlikte balığa çıkacağız.
E)Seni bekleyen başarılara emin adımlarla yürümelisin.
4) Yetmiş yaşında bir genç olmak, kırk yaşında bir ihtiyar olmaktan daha umutlu ve sevindiricidir.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümlelerde anlatılmak istenene en yakındır?
A)Genç, düşünmez, yapar; ihtiyar düşünür, yapamaz.
B)Genç bir yaşlı olmaktansa, yaşlı bir genç olmayı tercih ederim.
C) Gençlikte önlem alınırsa yaşlılık mutlu geçer.
D)Her yaşın kendine göre güzellikleri vardır.
E)Güzellikleri görmek ancak ileri yaşlarda mümkündür.
5) Aşağıdaki dizelerin hangisinde “umutsuzluk” anlamı vardır?
A) Acı, sıcak çorbasını arıyor tenceremde.
Daracık, daracık bir yerim de yok.
B) Acıların bekçisi gibi alnım camda
Bir bardak gibi tutuyorum elimde sokağı
C) Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında
Öyle yoruldum ki dünyayı tanımaktan
D) Bilirim yalnızlık üşütür insanı
Kalp daima sevecek birini arar
E) Çoktan derinliğe çekmiş deniz beni
Çıkmaz artık sular altından o dünya
6)Aşağıdaki dizelerin hangisinde ”bir durumu kabullenme” dile getirilmemiştir?
A)Yetişir koştum aşkın peşi sıra
Bitirdi beni bu içki bu kumar
B)Her doğan günün bir dert olduğunu
İnsan bu yaşa gelince anlarmış
C)Geçti, istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni
D) Beklemek boş aramak yersizmiş
Gayrı yollardan ayırdım gözümü.
E)Yalnız sen değilsin hasret çeken
Her yolun sonunda bekleyenler var
7) (I) “Gölgede Kırk Derece” de yer alan, ortak teması aşk olan hikayelerinizi tat alarak okudum. (II) Yazılmamış da sanki bestelenmiş hikayeler duygusu uyandırdı bende.(III)İnce bir işçilikle üzerinde çalışılmış hepsinin de. (IV) Burada özellikle, “Gölgede Kırk Derece” ile “Adını Anmamaya And İçiyorum” adlı hikayeleri keyifle okuduğumu belirteyim. (V) Bu kitaptaki hikayelerin bazılarını daha önce dergilerde görmüştüm.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde belirtilenler “övgü” niteliği taşımamaktadır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
8)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birinci cümle “sebep” , ikinci cümle sonuç anlatmaktadır?
A)Gittikçe şişmanlarsın tabii.
Böyle tıka basa yememelisin.
B)Bu maçlar insanı esir ediyor.
Gece yarısına kadar ders çalışamıyorum.
C)Bir çalar saat almalı.
Sabahları vaktinde kakamıyoruz.
D)Karnı zil çalıyordu.
Dünden beri doğru dürüst bir şey yememişti.
E)Oldukça düzgün bir konuşması var.
Çok kitap okuduğu belli.
9) Aşağıdakilerin hangisinde koşul anlamı vardır?
A)Sıcaklar artınca artık çalışamazsın
B)Geçmişi düşündükçe çok üzülüyorum
C)Ben çocuklarım için yaşar, onların uğruna ölürüm.
D)Sınavdan çıkınca hemen dershaneye gittim.
E)Havalar gün geçtikçe daha da ısınıyor.
10) Aşağıdaki cümlelerin hangisi mecaz anlamlı değildir?
A)Güneş balçıkla sıvanmaz.
B)Akıllı düşman, akılsız dosttan iyidir.
C)Sirkesini sarımsağını sayan paçayı yiyemez.
D)Mum dibine ışık vermez.
E)Damlaya damlaya göl olur.
11) Aşağıdaki cümlelerin hangisi kanıtlanabilirlik yönüyle diğerlerinden farklıdır?
A)Sanat dünyasında zirveye oturmuş aşılamayacak sanatçılar vardır.
B)Yazma gücü yetersiz kişiler duygu ve düşüncelerini ortaya koyamaz.
C)Bu antolojide Fransız, İngiliz ve Alman edebiyatının 20. yy’ daki şiir örnekleri yer almış.
D)Bir edebi eser neyi anlatırsa anlatsın, kanla ve göz yaşıyla değil mürekkeple yazılır.
E)Olayları ve durumları bir masal dünyasına sokarak anlatıyor; ama doğrusu güzel anlatıyor.
12) (I) Kısa cümleler, yalın söyleyişlerle dolu bir eser bu. (II) Hiçbir yerinde gereksiz bir söze rastlanmıyor. (III) Köy yaşamını bundan daha yalın, daha çarpıcı anlatan bir eser bulunur mu bilmem. (IV) Birçok eleştirmen böylesi kitapları yetersiz bulabilir. (V)Ancak bu eleştirmenlerin önyargılı olmaması gerekir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi söz konusu eserin içeriğiyle ilgili bilgi vermektedir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
CEVAPLAR
| 1 C | 5 E | 9 B |
| 2 C | 6 E | 10 B |
| 3 D | 7 E | 11 C |
| 4 B | 8 B | 12 C |
]]>
1. Birçok sanatçının sanat dünyasından silinip gitmesinin nedeni….
Bu cümle, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez?
A) gelişme ve değişmelere uyum sağlayamamasıdır
B) her geçen gün yeni sanatçıların ortaya çıkmasıdır
C) kendisini sanatına bütünüyle vermemiş olmasıdır
D) yeni ve özgün yapıtlar ortaya koyamamasıdır
E) çağın gereklerine ayak uyduramamasıdır
(ÖSS 2001)
2. (I) Çeviri, kültürlerarası etkileşimdeki önemli etkinliklerden biri. (II) Kültürleri zenginleştiren bir öğe. (III) Son yıllarda, çok sayıda bilimsel ve yazınsal metin dilimize çevrildi. (IV) Bu, Türk kültürü açısından büyük bir kazanç. (V) Ne var ki, bu çeviri metinlerinin bir çoğunda özgün metnin tam olarak yansıtılıp yansıtılmadığı ya da kullanılan Türkçenin niteliği tartışılabilir.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir kaygı dile getirilmektedir?
A) I. B)II. C)lll. D) IV. E)V
(ÖYS 1994)
3. Şiir öylesine bir dilsel düzenlemedir ki sözcüklerinden biri çıkarılır ya da birinin yeri değiştirilirse şiirin tüm büyüsü bozulur.
Bu cümlede anlatılmak İstenenle aşağıdakilerden hangisi arasında anlamca yakınlık yoktur?
A) Şiirde her sözcük, bulunduğu yerde güzeldir.
B) Sözcük, şiirin en önemli öğesidir.
C) Şiirde dil, kendine özgü bir biçimde kullanılır.
D) Şiirin dili, seçilen imgelerin çeşitliliğiyle zenginleşir.
E) Şiirin güzelliği, sözcüklerin birbiriyle uyumundan gelir.
(ÖSS 2000)
4. Bir öykünün, yer aldığı kitaba adını verebilmesi için kitaptaki Öteki öyküler arasında seçkinlik kazanması gerekir. (I) Okuduğum son öykü de bu türden. (II) Olay yine parçalı, kişilerin ağzından tek tek anlatılıyor. (III) Her anlatıcı konunun bir yönünü tamamlıyor, (IV) Kişiler öylesine doğal, içten konuşturuluyor ki hemen her kişi benliğinize girerek sizi zenginleştiriyor. (V)
Düşüncenin akışına göre, “Böylece siz de öykünün bir parçası oluyorsunuz.” cümlesinin yukarıdaki parçada numaralanmış yerlerden hangisine getirilmesi uygun olur?
A) I. B) II. C)III. D) IV, E) V
(ÖSS 2000)
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “yakınma” söz konusudur?
A) Dergiye girecek yazıların başka bir yerde yayımlanmamış ve özgün olması gerekir.
B) Konudan konuya atlayan, başlığıyla içeriği birbirine uymayan yazılar bizi çok yormaktadır.
C) İsteklerimizden birisi de gönderilen yazıların, yazı makinesiyle çift aralıklı olarak yazıl-maşıdır.
D) Alt alta dizilmiş cümlelerin şiir sayılmayacağı herkesçe bilinen bir gerçektir.
E) Daha güzel, daha nitelikli bir dergi çıkarabilmek İçin okurla işbirliği şarttır.
(ÖSS 1996)
6. (I) Genç adamın, yüzünde belli belirsiz bir gülümseme ve hafif bir kırmızılık vardı. (II) Bu kırmızılık, herkesin payını dağıtan balıkçının elinde tek balık kalıncaya kadar sürdü. (III) Balıkçının, son balığı da kendisine vermediğini görünce rengi uçtu; gözleri büyüdü. (IV) Yüzündeki gülümseme giderek azaldı ve yok oldu. (V) O an, genç adamın öfkesini ve acısını kendi içinde saklayan biri olduğunu anladım.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “yorumlama” ya yer verilmiştir?
A) I. B) II. C) lll. D) IV. E) V.
(ÖSS 1989)
7. (I) Sanatçı öyle oyunlar yapıyor ki, şiirlerinde okuyucuyu hiç düşünmüyor. (II) Okuyucusuz bir yazı türü düşünülemeyeceğine göre buna bir eksiklik, hatta bir tür suç gözüyle bakmak yanlış olmasa gerek, (III) Şair okuyucuyu yönlendirmeye özen gösteriyor. (IV) Daha doğrusu okuyucunun kendi çabasıyla o şiire gelmesini bekliyor. (V) Sanatçının, oyunlara yaslanan ve okuyucuyu hiçe sayan bu tutumu, ister istemez okuru yoruyor, şiirden soğutuyor. (VI) Bunu okuyucuya karşı sorumluluk duygusundan yoksunluk diye adlandırabiliriz.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde sanatçıya yöneltilen eleştirinin olumlu ya da olumsuz olduğu açıkça belirtilmemiştir?
A) l. ve ll. B)II.ve lll. C) III.ve IV
D) IV. ve V E) V ve VI.
(ÖYS 1997)
8. I. Ahmet Hamdi Tanpınar’a göre, şiir sanatların en ulusalıdır.
II. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın dediği gibi, şiir sanatların en ulusalıdır.
Bu iki anlatım arasında nasıl bir anlam farkı vardır?
A) İkincisi, daha kesin bir yargı niteliği taşımaktadır.
B) İkincisi, A.H. Tanpınar’ın düşüncesine katılma anlamı içermektedir.
C)ikincisinde bu düşüncenin A.H. Tanpınar’a ait olduğu belirtilmektedir.
D)Birincisinde bu düşüncenin A.H. Tanpınar’ın olmadığı, onun buna katıldığı belirtilmektedir.
E)Birincisinde A.H. Tanpınar’ın bu düşüncesi öznel bir biçimde belirtilmiştir.
(ÖSS 1983)
9. “Okulumuz Dicle’nin durmadan akan, zaman zaman taşkın, bulanık zaman zaman ……….. sularına bakıyordu.”
cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi konursa anlam bütünlüğü sağlanır?
A) dalgalı, puslu B) düzgün, saydam
C) durgun, duru D) çalkantılı, parlak
E) ürpertici, köpüklü
(ÖSS 1983)
10. (I) Güneye doğru indiğimizde göz alabildiğine uzanan bir ovayla karşılaştık. (II) Ova, güneşli ve dalgasız bir denizden daha da düzdü. (III) Yolda gelirken gördüğümüz, çılgınca esen rüzgârların oluşturduğu tepecikler burada yoktu. (IV) Uzaklarda, bir insan boyu yükseklikte, kubbeleştirilmiş, küçük küçük toprak yığınları vardı. (V) Merakla bu yığınlara yaklaştık. (VI) Bunların, bizim evlerimizdekinden çok daha küçük pencerelerinden bakınca, içinde yaşayan insanları gördük.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde “karşılaştırma” yoktur?
A) I. ve III. B) I.ve V. C) II. ve III.
D) II. ve IV. E) IV ve VI.
(ÖSS 1999)
11. Yazınsal türler arasında en çok anı okumayı severim. (I) Çünkü yazarın özel yaşamından ayrıntılar vardır anılarda. (II) Hele yayımlanacağı düşünülmeden yazılmışsa daha da çoktur bu ayrıntılar. (III) Ya yayımlanmak için yazılmışsa.., (IV) O zaman da yazarın bir başka biçimde anlattığı iç dökmelerini, öfkelerini buluruz anılarda. (V) Elimdeki kitap da mektuplara, anı defterlerine yaslanarak oluşturulmuş.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi kendinden önceki cümlenin gerekçesi durumundadır?
A) I. B)ll. C) İli. D) IV. E) V.
(ÖYS 1996)
12. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, kanıtlanabilirlik açısından ötekilerden farklı bir nitelik taşımaktadır?
A) Bu sanatçının resimleri, duygu ve düşünceyi görselliğe dönüştüren tutarlı bir üslubun ürünüdür.
B) Sanatçı kendine özgü çağdaştık anlayışını ve eleştirel tavrını bu dizide de sürdürüyor.
C) Sanatçı, bu resimlerinde gerçekleri, değişik yorum ve çağrışımlara açık biçimde vurguluyor.
D) Sanatçının son resimleri insanı etkileyen ve duygulandıran bir anlatımla, inceden inceye işlenmiştir
E) Sanatçının sarı ve yeşil renkleri ağırlıklı olarak kullandığı kırsal kesim resimlerinde, çalışan köylüler görülüyor.
(ÖSS 1996)
13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde söyleyenin düşüncesi, kinayeli bir biçimde dile getirilmiştir?
A) Otel görevlisi salondaki televizyonun sesini sonuna kadar açmış ama kimse dinlemiyor.
B) Eh, bu hızla gidersek, okula belki yarın sabah varırız.
C) Bu küçük tatil köyünde, her sabah üçe kadar arabesk türünde parçalar çalınıyor.
D) Son on yılda tükenen hayvan ve bitki türü, daha önceki elli yılda yok olanlara eşitmiş.
E) Gürültüyle etkili bir biçimde savaşabilmek İçin bir yasa çıkarılması gerekir.
(ÖSS 1993)
14. I. “Gülerken düşündürme” onun, öykü, roman ve oyunlarının çıkış noktasını oluşturan belirgin bir öğedir.
II. Kullandığı teknik, anlatım biçimi ve tema zenginliğiyle son oyununda yeni bir gülmece türünü örneklendiriyor.
III. Daha iyi bir duruma kavuşma isteği, kendi halinden memnun olmama söz konusu olsa bile başkalarına zarar vermekten kaçınma, yapılarındaki karakterlerin belirgin özelliğidir.
IV Sanatçı, eleştirel bakışı, duyarlı gözlemciliğiyle son derece önemsiz görünen bir olayı bu yapıtına çıkış noktası olarak seçmiştir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde, sanatçının bütün eserlerinde ortak olan noktalardan söz edilmiştir?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve III.
D) II. ve IV. E) III. ve IV.
(ÖSS 1996)
15. (I) Pek çok kişinin, ekonomik nedenlerle kitap satın alamadığı yaygın bir kanıdır. (II) Bu gerekçe bana işin kolayına kaçmak gibi geliyor. (III) Çünkü okuma alışkanlığına sahip olan kişi, ne yapıp yapıp, kitaba ulaşır. (IV) Gerçekten kitap okumak isteyenler, değişik yollara başvurarak kitabın aydınlığından yararlanabilirler. (V) Örneğin kitaba ödenecek para, kitapseverler arasında bölüşülerek okumanın tadına varmak, hiç de düşünülmeyecek bir yöntem değildir. (VI) Kısacası kitap okumamanın asıl nedeni, ekonomik koşulların yetersizliği değil, eğitim düzeyinin düşüklüğüdür.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) I. ve VI. C) II. ve III.
D) III. ve IV E) IV. ve V.
(ÖYS 1996)
CEVAPLAR
| 1.B | 6.E | 11.A |
| 2.E | 7.C | 12.E |
| 3.D | 8.B | 13.B |
| 4.E | 9.C | 14.B |
| 5.B | 10.B | 15.D |
]]>
1. (I) Anadoluhisarı’nın bulunduğu bölgenin tarihi, eskiye dayanıyor. (II) Kaynaklara göre, Anadoluhisarı, Boğaz’dan geçişleri kontrol etmek amacıyla Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılmış. (III) Yapılırken kullanılan malzemeler arasında, Bizans yapılarından alınmış taşlar da var. (IV) Bu durum, burada eski bir Zeus Tapınağı’nın bulunduğu yolundaki düşünceleri daha da güçlendiriyor. (V) Boğaz’ın en dar yerinde, Göksu Deresi kıyısında bulunan bu bölgenin, bugün olduğu gibi, Osmanlı öncesinde de yerleşim alanı olarak kullanıldığı çeşitli kaynaklarda belirtiliyor.’
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde belirtilenler “tahmin” niteliği taşımaktadır?
A) I. B)ll. C)lll. D) IV. E) V.
(ÖSS 2000)
2. (I) Bu kitapta sanatçı “sevgi”yi ele almış. (II) Kitapta yer alan on öyküde, değişik yaklaşımlarla bu konudaki düşüncelerini, yüreğinden geçenleri yazıya dönüştürmüş, (III) Yazıların hepsinde, sanatçının şiirlerine özgü, o lirik ve epik duyarlılık egemen. (IV) Bunlar, okurun kitabı okuyup bitirdikten sonra Öykülerin birbiriyle bağlantısını görmesini kolaylaştırıyor. (V) Daha doğrusu kitabın bir bütün olarak değerlendirilmesini sağlıyor,
Yukarıdaki eleştiride, numaralanmış cümlelerden hangisi sözü edilen sanatçının anlatımına ilişkin bilgi vermektedir?
A) I. B)ll. C)lll. D) IV. E) V
(ÖSS 1998)
3. (I) Bu şiirlerin tadına varabilmem ipin, oldukça fazla çaba harcamam gerekti, (II) Bunların bir yanı ne kadar açık ve yalınsa bir yanı da o kadar karmaşık ve yoğun. (III) Bu noktada, sanatçının öyküleriyle benzerlikler görülüyor, (IV) Kitabın sonuna, şiirlerin sezgisel dünyasını ortaya koyacak notların eklenmesi, yararlı olabilirdi, (V) Yine de sanatçının şiirlerinden bir demetin Türkçeye kazandırılması çok olumlu bir çalışma.
Yukarıdaki parçayı oluşturan cümlelerin hangisinde bir “öneri” söz konusudur?
A) I. B) II. C)III. D) IV. E}V.
(ÖSS 1990)
4. Yazın tarihi boyunca nice yazar “sevgi”yi anlatmıştır; ama hangisinin dile getirdiği, bir başkasınınkiyle tıpatıp aynıdır?
Bu cümlede belirtilmek istenenle aşağıdakilerden hangisi arasında anlamca bir yakınlık vardır?
A) Konuları birbirine benzeyen halk hikâyelerindeki farklılık, hikâyelerin anlatılışında, deyişlerin ezgisindedir.
B) Konusunun özgünlüğü, dili ve kültür tarihimizdeki yeriyle halk hikâyeleri, günümüzde de önemini korumaktadır.
C) Değişik dönemlerde ortaya çıkan halk hikâyelerinde düzyazıyla şiir iç içedir.
D) Halk hikâyelerinde, toplum içi ilişkiler ya da bireyler arasındaki çatışmalar dile getirilmiştir.
E) Halk hikâyelerinde kahramanlık, sevgiliyi elde etme uğruna girişilen savaşlarda, çarpışmalarda gösterilmiştir.
(ÖYS 1996)
5. Geleceğe bakmanın en iyi yolu, nereden geldiğinin bilincinde olmaktır; belleğini kaybeden bir halk, ölü bir halktır.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılmak İstenene anlamca en yakındır?
A) Bir toplumun varlığını sürdürmesi, geçmişini iyi tanımasına ve onu özümseyip korumasına bağlıdır.
B) Geçmişteki olayları ele alma ve değerlendirme biçimi toplumdan topluma değişiklik gösterir.
C) Toplumların, geçmişlerini, kendilerine özgü nitelikleri göz önünde tutarak değerlendirmeleri gerekir,
D) Yaşanmış olaylar her toplum için yararlanılması gereken bir kaynaktır; bunlar değişik açılardan ele alınıp değerlendirilmelidir.
E) Bir toplumun geleceği, geçmişinin zenginliğine ve parlaklığına bağlıdır.
(ÖSS 1995)
6. “Müziksever bir arkadaşım: ‘Bir parça dinlerken, bestecinin adını o an söyleyemesem de çağını söylerim en azından.’ diyordu.”
Bu cümleden, aşağıdaki yargılardan hangisine varılabilir?
A) Her çağın, o çağda yaşamış tüm sanatçıları etkileyen özellikleri vardır.
B) Bir çağın özelliklerini bilmek, o cağın sanatçılarını tanımak için yeterli değildir.
C) Her çağa, belirleyici özelliklerini veren büyük sanatçılar vardır.
D)Çağının özellikleri dışına çıkamayan sanatçı, büyük sanatçı olamaz.
E) Bir parçasını dinleyerek sanatçıyı tanıma olanağı yoktur.
(ÖSS 1982)
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir “karşılaştırma” söz konusu değildir?
A) O, hemen her konuda bildiğini tam bilir.
B) Öğretmen, sınıfın en çok konuşanını öne oturttu.
C)0, sanatçılar arasında eşi az bulunur bir insandı.
D) Çocukların en beceriklisini bulup getirmişti.
E) Ona aldığım kalem daha çok benim işime yaradı.
(ÖSS 1989)
8. (I) Evimin balkonundan arka bahçelere bakarak sonbaharı günü gününe izliyorum. (II) Sonbahar bu yıl bana her zamankinden daha yakın geliyor. (III) Ama yine de yazın üzerimdeki etkilerinden bir türlü sıyrılamıyorum. (IV) Sanki avucumdan birdenbire kayıp gitti yaz. (V) Adalar Denizi’nin bol yıldızlı gecelerinin tadına varamadan sonbahar geliverdi.
Bu parpadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yazarın duygularına yer verilmemiştir?
A) I. B)ll. C)lll. D) IV. E) V
(ÖSS 1997)
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisi “İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur.” atasözünün anlamını içermez?
A) Sen her zaman demez misin, huylu huyundan vazgeçmez, diye?
B) Can çıkmadan huy çıkar mı?
C)Büyükler, sütle giren huyun, canla çıkacağını boşuna söylememişler.
D) Ben sana, huyunu bilmediğin kişilere güvenme, demez miydim?
E) Ne dersen de, değiştiremezsin onu, huy canın altındadır.
(ÖSS 1988)
10. I. Eleştirmenler bir yapıtı anlamak ve anlatmak yerine, yapıttan yola çıkarak çeşitli konulardaki düşüncelerini dile getiriyorlar.
II. Aynı yapıtı eleştirenlerden birinin öne sürdüğü düşünceler ötekininkiyle çelişebilir.
III. Eleştirmenlerin eleştiri adı altında ürettikleri, yalnızca kendi dünya görüşleri, kendi deneyimleridir.
IV. Eleştirmenler kanıtlanması güç birtakım düşünce kalıplarını ortaya koyuyorlar,
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?
A) I. ve II. B) I. ve III. C) I, ve IV.
D) II. ve III. E) III. ve IV,
(ÖYS 1993)
11. Tiyatro eleştirmeni, izlediği oyunun en çarpıcı, en belirleyici yönlerini yakalayıp belgeler.
Aşağıdakilerden hangisi, bu cümleye anlamca en yakındır?
A) Tiyatro eleştirisi yazma, öteki eleştiri türlerinden daha güçtür.
B) Tiyatro eleştirmeni, bir oyunu her İzleyişinde oyunun farklı bir özelliğini yakalar.
C) Tiyatro eleştirisi, oyunun ayırıcı ve etkileyici yanlarına yönelik düşünceler içerir.
D) Tiyatro eleştirisi, belirli ölçütlere bağlı kalmayı gerektirir.
E) Tiyatro eleştirisi yazmak ipin oyunu birkaç kez izlemek gerekir.
(ÖSS 2001)
12. Ünlü bir bilgin şöyle diyor: “Eğer işiniz doğruyu tanımlamaksa süslemeyi başkalarına bırakın.”
Burada sözü edilen özdeyişle anlatılmak istenene en yakın açıklama aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yinelemelerden kaçınma
B) Sonuçları özet olarak verme
C) Anlaşılır bir dil kullanma
D) Anlatımda yalınlığa önem verme
E) Olumluyu da olumsuzu da belirtme
(ÖSS 1998)
13. (I) Aydın kesimi, tiyatro sanatına, bu sanatın değerine, sorumluluklarına karşı duyarlıdır. (II) Tiyatro seyircisinin çoğunluğu ise tiyatro sevgisini yalnızca bir alışkanlık olarak sürdürmektedir. (III) Bu sanatı oluşturan dil, sahne, ışık ve müzik gibi öğeler konusunda fazla bilgisi yoktur. (IV) Onun için, seyirciye her zaman daha iyisini, daha doğrusunu, daha güzelini götürmek, tiyatro sevgisini ince bir beğeniyle donatmak, düşünceyle yoğurmak gerekir. (V) Bu da ancak tiyatro sanatçılarının, bu sanatçıları yetiştirenlerin, inançlı ve sürekli çabalarıyla gerçekleşir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde belirtilenler, tiyatro sanatıyla uğraşanlar için bir “görev” olarak nitelendirilebilir?
A) I. B) II. C)lll. D) IV. E) V.
(ÖSS 1997)
14. (I) Türk yazınının önemli yapıtlarından olan Dede Korkut öyküleri yeniden okurlarla buluştu. (II) Öykülerin dili, özüne dokunulmadan sadeleştirildi. (III) Dede Korkut öykülerinin üslubu ve dili, her şeyden önce, 13.-14. yüzyıllarda konuşulan Oğuz Türkçesi’ne dayanmaktadır. (IV) Bu öykülerde Türkçenin yüzlerce yıl önceki güzelliğini ve şiirselliğini tadacak, kendi dil evreninizin sınırlarını genişleteceksiniz. (V) Bu güzel öyküleri okudukça, Türk dünyasının görkemli ve zevkli serüvenlerini tanıyacak; kültürümüzün zenginliğiyle Övüneceksiniz.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde, söz konusu öykülerin okurlara sağlayacağı yararlardan söz edilmiştir?
A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV.
D) III. ve V E) IV. ve V.
(ÖSS 2000)
15. (I) Halk şiirinde şair, kendini özentiye, yapaylığa kaptırmaz. (II) Yaşamda ve doğada gördüklerini soyutluktan uzak bir söyleyişle anlatır o, (III) Sevinçlerini, acılarını, olayların kendisi üzerindeki etkilerini, duyduğu gibi belirtmek ister. (IV) İçtenlik, kolay ve hazırlıksız söyleyiş, halk şiirinin en üstün niteliğidir. (V) Özgün olması ve Türk ruhunu yansıtması bakımından ulusal karakter taşıyan bir şiirdir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi “Halk şiirinin başta gelen özelliği doğallık ve somutluktur.” yargısıyla İlgili değildir?
A)V. B)IV. C)lll. D) II. E) I.
(ÖYS 1993)
Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi
CEVAPLAR
| 1.D | 6.A | 11.C |
| 2.C | 7.A | 12.D |
| 3.D | 8.A | 13.D |
| 4.A | 9.D | 14.E |
| 5.A | 10.B | 15.A |
]]>
Soru 1 |
"Bilmem ben kendime çekidüzen vermesini, derviş gibiyimdir,"
cümlesinde yazar kendisini dervişe benzetirken özellikle hangi yönünü vurgulamak istiyor?
(ÜSS 1978)
Başkalarına aldırmayısın!. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Tarikatçılığa özenişini. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Alçakgönüllülüğünü. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Giyim kuşamı önemsemeyişini. İpucu: TEBRİKLER! | |
Hoşgörülü oluşunu. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 2 |
"(I) Dünyanın en güzel, en lezzetli inciri Türkiye'de yetişir. (II) Yıllık üretim 185 bin ton civarındadır, (III) Kalkınabilmemiz ipin bu üretimi daha da artırmalıyız, (IV) Öteden beri dışa sattığımız mallar arasında incir önemli bir yer tutar. (V) Bu da İncirlerimizin dış ülkelerde nasıl arandığını gösterir."
Bu paragrafı oluşturan cümlelerden hangileri, ötekilere göre daha kesin bir biçimde ve kolaylıkla kanıtlanabilir yargılar niteliğindedir?
(ÖSS 1981)
I ile V İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
I ile IV İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
I İle III İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
II ile V İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
II ile IV İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 3 |
(I) O, işlediği konuları genellikle Osmanlı imparatorluğunun çöküş döneminin başladığı 17. ve 18. yüzyıldan alır. (II) Oyunları o dönemin düşünüş biçimini, törelerini karikatürize ettiğinden değerlidir, (III) Güldürme öğesine bağlı kalarak bilgili bilgisiz, erdemli erdemsiz kişiler arasındaki Çelişkileri yansıtır. (IV) Kurumların, dolayısıyla da toplumun hicvine yönelir. (V) Mizah anlayışı, geleneksel mizah anlayışımıza uyduğundan, yapıtlarından halk da hoşlanır, aydınlar da.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde neden-sonuç ilişkisi vardır?
(ÖSS 1999 İPTAL EDİLEN)
I. de ve II. de İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
I. de ve III. de İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
II. de ve V. de İpucu: TEBRİKLER! | |
III. de ve IV. de İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
IV. de ve V. de İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 4 |
(I) Kim ne derse desin, eleştirmenler özelde edebiyatın, genelde sanatın üvey evlatlarıdır. (II) İki kere ikinin dört ettiği kadar kesin bir gerçektir bu. (III) Şairler ve yazarlar, onları pek sevmezler, soğuk bir iş ilişkisidir eleştirmenlerle aralarındaki. (IV) Överseniz mesele yok, kupkuru bir teşekkürle yetinir çoğu. (V) Ama beğenmezseniz hemen çıkarırlar acımasız eleştiri oklarını ve saplamaya başlarlar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde mecazlı bir söyleyiş yoktur?
(2010 YGS)
I İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
II İpucu: TEBRİKLER! | |
III İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
IV İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
V İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 5 |
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde anlamı belirginleştirmek için karşıt durumlardan yararlanılmıştır?(ÖSS 1985)
Film o kadar sıkıcı idi ki, sonunu beklemeden televizyonu kapattı. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Mademki sözümü dinlemiyorsunuz, ben de bir daha bu konuda isteseniz de konuşmam. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sanki suçlu kendisi değilmiş gibi sakin sakin etrafını süzüyordu. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Öğretmenin sorduğu son soruya en çalışkan öğrenci bile cevap veremedi. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Dışarısı günlük güneşlik, sımsıcak, halbuki bu¬rada paltolarımız bile bizi ısıtmaya yetmiyor. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 6 |
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde "mala çok düşkün" anlamı vardır?(ÖSS 1987)
Onun bir hayli malı mülkü vardı. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Ev ona pahalıya mal olmuştu. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Anımsanmayacak bir mal varlığı olduğu biliniyor. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bu işten sağladığı kazançla epeyce mal sahibi oldu. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Onun kadar mal canlısı az bulunur. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 7 |
İçmiş gibi geceyi bir yudumda
Göğün mağrur bakışlı bulutlan
Bu dizelerdeki sanatlı söyleyişe benzer bir söyleyiş, aşağıdaki dizelerin hangisinde vardır? (ÖSS 1993)
Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Nice aşklar, arkadaşlıklar gördüm Kahramanlıklar okudum tarihte İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Zamanla nasıl değişiyor insan Hangi resmime baksam ben değilim İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Benim de mi düşüncelerim olacaktı Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Dinle yolcu bu ses onun sesidir Sinsi adımlarla akşam yürüyor İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 8 |
"Yol ile giden yorulmaz." atasözünde geçen "yol" sözcüğü, aşağıdaki kullanımlarından hangisiyle -anlamca- özdeştir? (ÜSS 1978)
Onu dayakla değil, öğütle yola getir! İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Her işi yoluyla yap, başarılı ol! İpucu: TEBRİKLER! | |
Bu yolda da biraz emek harca! İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bu konuşma yolunu artık bırak! İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Dilekçeni PTT yoluyla gönder! İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 9 |
Aşağıdakilerin hangisinde eylem, gerekçesiyle birlikte verilmiştir?(ÖYS 1998)
Gündüzleri oyun oynardım Akşamları masallar anlatırdı dadım İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Çözülen bir demetten indiler birer birer Bir pınara döküldü bembeyaz güvercinler İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sesin odaya girmiş bir serçe gibi ürkek Ellerim açık kalan panjuru gösterecek İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Göklerden bir yıldızın gölgesi düşmüş suya Dalmış suyun koynunda bir gecelik uykuya İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Benim avcı olduğumu duymuşlar Bir daha bahçeye gelmedi kuşlar İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 10 |
Eleştirmenlerin, "O, her şeyden, en önemsiz bir fıkradan, bir cümleden, iyi bir öykü, koca bir roman çıkarabilir." diye söz ettiği bir yazar için aşağıdakilerden hangisi doğru olabilir?(ÖSS 1982)
Roman ve öykülerinde toplum sorunlarına eğilmemiştir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Çalakalem yazan, ruh çözümlemelerine önem vermeyen bir yazardır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Büyük bir hayal ve yaratma gücüne sahiptir. İpucu: TEBRİKLER! | |
Roman ve öykülerinde olaydan çok ayrıntılar üzerinde durmuştur. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Gözlemci ve gerçekçi bir yazar değildir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 11 |
(I) Bu konuda günümüze değin hayli kalem oynatılmış. (II) Ancak bir iki yazar dışında kimse amacına ulaşamamış. (III) Oysa sizin eseriniz, bugüne kadar yazılmış olanların en ciddi ve en bilimsel olanı. (IV) Bunda araştırıcı kişiliğinizin, yeteneklerinizin yanında, seçtiğiniz yöntemin de önemli bir payı var. (V) Yöntemdeki çağdaşlık ve bilimselliğin bir konuya kazandırdığı berraklık ve bütünselliği sizin eserinizde, bütün yönleriyle görebiliyoruz.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde eseri beğenme söz konusudur?
(ÖYS 1997)
I.ve II. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
I. ve III. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
III. ve IV. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
III. ve V. İpucu: TEBRİKLER! | |
IV ve V. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 12 |
Aşağıdakilerden hangisinde karşıtlığı çağrıştıran bir anlatım vardır?(ÖYS 1998)
Komşular kanlı bıçaklıysa bile Saksılar sevgi duyar pencereden pencereye İpucu: TEBRİKLER! | |
Senin gölgenle birleşti gölgem Bir değil, şimdi bin gölge doğacak İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sevgimizin külleri savruldu göğe Yanar artık geceler yepyeni yıldızlarla İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Dallarda incecik bir ışık kaldı sevgiden Hem güneş, hem ay, hem yıldızlar imrendi ona İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Taptaze bir aşk götürdüm ışıksız kıyıya Birden canlandı martılar, kanat çırptılar sudan İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 13 |
Aşağıdakilerden hangisi üslupla ilgili bir yargıdır?(ÖYS 1994)
Genellikle oyunlarının konusu, günlük yaşamdaki çatışmalar ve sorunlardır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
İkinci romanında da halk masallarına özgü yapıyı yinelemiştir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kişilerin iç dünyasını, onların olaylar karşısındaki tepkileriyle ortaya koymuştur. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Olayları yönlendiren sosyolojik ve psikolojik etkenler üzerinde durmuştur. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yaşanılan gerçekleri hiç değiştirmeden, alaysamalı bir tutumla işlemiştir. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 14 |
I. Yapılan her yanlış, daha iyi bir sistem oluşturmak için bir fırsattır.
II.Yaptıklarının bilincinde olmayanlar, yanlışlarını sürekli yinelerler.
III. Hiç yanlış yapılmaması, her şeyin kusursuz olduğu anlamına gelmez.
IV Doğruya ulaşabilmek için, yapılan yanlışlardan ders almasını bilmek gerekir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır? (ÖSS 2000)
I. ve IV İpucu: TEBRİKLER! | |
III. ve IV. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
II. ve III. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
II. ve IV. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
I. ve II. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 15 |
Aşağıdakilerin hangisi bir varsayımı ifade etmektedir?(ÖSS 1989)
O, çarşamba günü geziden dönebilir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Diyelim ki bu olay gerçek değildir. İpucu: TEBRİKLER! | |
İstediğini veririm, yeter ki sen çalış. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Belki onu sen de tanırsın. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yarın akşam yemeğine onlar da gelebilir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |