Varlıkları ve kavramları karşılayan sözcüklerdir. Somut ve soyut sözcüklerle eylam adlarını karşılarlar.
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır.
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir pınar vardır.
Diş, dil , burun , tarak , kalem, defter, kitap , masa, sıra , televizyon,
NOT: Tür adları özel isme kayabilir.
Beş duyu organıyla algılanabilen isimlerdir.”taş, duvar, üzüm, saat, televizyon, kumanda, kulaklık, telefon , hava ,çığlık, ıslık, ses, ışık, yankı…”
Duyu organlarıyla algılayamadığımız isimlerdir.”sevgi, nefret, kin, düşmanlık , tehlike, korku, ruh , Allah, melek, cin, şeytan , iyimserlik, cesaret, kötülük, inat…”
Eylem kök ve gövdelerine –ma/-me , -mak/- mek, -ış/ -iş isim fiilleri alan sözcüklerdir.” Anlayış, bilme, donma , kırılma, duymak, görmek, sevmek… ”
-lar/ -ler eki almamış isimlerdir. “ilke, yaşam, kanun, adet, örf, gelenek, kıyafet, kulak , bilgisayar, töre, kalem, silgi…”
-lar/ -ler eki almış isimlerdir.” bacacılar, arabacılar, hasretler, kokular, neşeler…”
Osmanlılar, uzun yıllar tek merkezden yönetildi.
Ayşeler, dün bize gelecekti; fakat trafik yüzünden gelemediler.
Dünyalar kadar servetim olsa birini dahi vermem.
Asırlarca vermiş bu mücadeleyi vermiş atalarımız.
Pazarları pikniğe giderdik,eğlenirdik.
Sabahları spor yapmayı ihmal etmezdi.
Yirmi yaşlarında benim gibi yakışıklı bir gençti.
Bu ülkeye sevgiyi Yunus’lar getirdi.
Hoşgörünün yasasını Mevlana’lar koydu.
Tekil oldukları halde aynı türden birden fazla varlığı karşılayan isimlerdir. ” ordu, sürü, sınıf(ad aktarması) kurultay, bölük , kervan, mahalle, alay…”
NOT: Bazı tür adları anlam genişlemesi yoluyla topluluk ismi olurlar.
NOT: Bir ismin topluluk ismi olabilmesi için o topluluğun dağıtılıp toplanabilme özelliğine sahip olması gerekir.
“-cık, -cek, cağız, ” ekleriyle küçültme adı türetilebilir.Küçültme eklerinde “ küçültme, sevgi, acıma, sevimlilik, azımsama” anlamı vardır.
NOT:”-cik” eki kalıcı isim de türetebilir.
1) Yalın Durumu: Ad durum eklerinden hiçbirini almamış halidir.
2) Belirtme Durumu (-i Hali ): Cümlede belirtili nesne görevinde kullanılır.
NOT: Belirtme durum ekleriyle tekil 3. şahıs ekleri birbirine karıştırılmamalıdır.
3) Yönelme- Yaklaşma Durumu ( -e Hali ): Cümlede dolaylı tümleç veya zarf tümleci görevinde kullanılır.
4) Kalma- Bulunma Durumu (-de Hali ): Cümlede dolaylı tümleç veya zarf tümleci görevinde kullanılır.
5) Ayrılma – Çıkma Durumu (-dan Hali): Cümlede dolaylı tümleç veya zarf tümleci görevinde kullanılır.
NOT: -den eki sıfat yapan ek olarak da karşımıza çıkar.
En az iki adın bir araya gelerek bir varlığı ya da kavramı karşıladığı söz öbeğidir.
Tamlayan / Tamlanan
Yardımcı Unsur Asıl Unsur
Tamlayan sözcüğün tamlayan ekini (-ın,-nın ), tamlanan sözcüğün ekinin iyelik eklerinden birini (tamlanan ekini) aldığı ad tamlamalarıdır. Aitlik bildirir.
Çeken bilir ayrılığın derdini
Bizim diyarımızda bin bir baharı bekler.
Sen kalbin atışında kanın dışında
Sen Şehrazat bir lamba bir hükümdar bakışında
Bir ölüm kuşunun feryadını duyansın.
Belirtili ad tamlamalarıyla ilgili özellikler:
1) Belirtili ad tamlamalarında tamlayan veya tamlanan ya da her ikisi birden sıfat alabilir.
Gökyüzünün o meşhur maviliğinde
Ne teneffüsler yaşandı yaramaz çocuklarla
Ölüm çağı oldu, zulüm çağı oldu, yalan çağı oldu.
Kız kardeşimin gelinliği
Şehidimin son örtüsü
2) Belirtili ad tamlamalarında tamlayanla tamlanan yer değiştirebilir.
Bir yarısı ben olurdum hiçbir şeyin
Şimdi bir güvercinin
Bir Akdeniz şehri çıkabilir içinden.
3) Belirtili ad tamlamalarında bir tamlayan birden fazla tamlanana yönelik kullanılabilir ya da bir tamlanan birden fazla tamlayan alabilir.
4) Belirtili ad tamlamalarında tamlayan ve tamlanan düşebilir. Tamlayanların düştüğü durumlarda genellikle tamlayan kişi zamiridir.
Aslı’mı el almış harem diyorlar.
Hastayım derdime verem diyorlar.
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış ben.
Yandı yandı söndü gönlüm
Aramızda karlı dağlar
Hasretin bağrımı dağlar
Yokluğunda söndü gönlüm.
– Ali’nin (kitabı)
NOT: Tamlayanı düşmüş isim tamlamasının olduğu yerlerde isim tamlaması yoktur. Orda sadece tamlayanı düşmüş isim tamlaması vardır. Bu konu birbiriyle karıştırılmamalıdır.
5) Belirtili ad tamlamalarında tamlayan kişi zamiriyse tamlanan düşebilir.
Tamlayanın tamlanan eki almadığı tamlananın tamlanan ekini aldığı isim tamlamalarına denir.Tamlayanla tamlana arasına hiçbir sözcük girmez.
Bir mihnetin sonunda teselli kadar iyi.
Baba ocağından yar kucağından
Bir çiçek dermedim sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben .
NOT: Belirtisiz ad tamlamasında sıfat tamlamanın tümüne yöneliktir.
Belirtisiz İsim Tamlamasında Bazı Anlam Özellikleri:
Çocuk arabası, yunus balığı, kadın eldiveni, soba borusu, sabah kahvesi, el çantası, dut ağacı…..
Bulgur pilavı, tarhana çorbası, hindi dolması, kaz kızartması, yaprak kızartması, sığır köftesi…
Çiçek bozuğu, nefes darlığı, sinir hastalığı , bıçak yarası, sel felaketi….
Çan çiçeği, yıldız böceği, ok yılanı, dev aynası, tel kadayıfı, parmak üzümü…
Av köpeği, süsü köpeği, iş adamı, ipek böceği, bal arısı, edebiyat öğretmeni …
Diş fırçası, kağıt sepeti, çöp torbası, yemek masası, ekmek bıçağı…
Sokak lambası, sokak kapısı, deniz kızı, Vefa bozası, Antep fıstığı, Van kedisi, Amasya elması, cep aynası, cep telefonu, kır kahvesi….
Tamlayanın da tamlanın da ek almadığı isim tamlamasıdır.
Çocuğa aldığım lastik top onu sevindirdi.
Akşama keten pantolonum hazır olsun.
Tahta kaşıkla yemek yemeye alışamadım.
Yatarken demir kapıyı kilitledim.
Yün kazaklarım çok sıcakta yıkandığı için çekmiş.
İpe mendil, dosta olan sevgiyi belirtirmiş.
Kerpiç duvardan yapılan daha sağlıklı oluyor.
Zeytin gözlüm buralarda işin ne?
Elma yanaklı , kiraz dudaklı, ipek saçlıydı.
Mehmet , çelik iradesine güvenirdi.
Sırma saçlarıyla herkese hava atardı.
Tamlayanın ve tamlananın ya da her ikisinin kendi içinde ad tamlaması olduğu ad tamlamalarıdır.
1) Yırtıcılar az yaşar. Uzun sürmez doğanlık.
I II
Her ışığın ardında gizlidir bir karanlık.
Adsız sonsuz olsa da,en büyük kahramanlık
III IV
Göz kırpmadan saldırıp bir daha dönmemektir.
V
Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangisi tür bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
2)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir işaret zamiri kullanılmıştır?
A)Küçük bir gölün kenarında kamp yaptık.
B)Ayşe de birlikte geleceğini söylemişti.
C)Yıllar sonra köye gitmiş, fakat orada kalamamış .
D)Bu mağazadan kardeşime bir hediye alacağım.
E)İşlerini bitirip öyle gitmiş anlaşılan.
3)Aşağıdakilerin hangisinde ikileme diğerlerinden farklı bir görevde kullanılmıştır?
A)Gelir gelmez masanın başına oturur.
B)Olur olmaz sözlerle herkesin canını sıkar.
C)Film biter bitmez kalkacağız, acele etme.
D)Çocuklar yatar yatmaz uyudular.
E)Öğretmenim beni görür görmez tanıdı.
4)“O, çocuk doğdu, çocuk öldü.” Cümlesindeki “çocuk” sözcüğü, görevi yönünden aşağıdaki cümlelerin hangisindeki “iyi” sözcüğü ile özdeştir?
A)Onlar en iyi günlerinin geride kaldığına inanırlar.
B)Bu işi ondan daha iyi yapabilirsin.
C)Çok iyi, nasıl isterseniz öyle olsun.
D)Onun görevi gençlere doğruyu ve iyiyi öğretmekti.
E)En iyi öğretmen gençlerde sevgiyi uyandırandır.
5)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “açık” sözcüğü sözcük türü yönünden, ötekilerden farklıdır?
A)Açık havada yarım saatte dinlenirsin.
B)Ona yazılmış açık mektubu okudun mu?
C)Ne demek istediğini açık söyle.
D)Buralarda açık eczane bulamadık.
E)Paris, açık şehir ilan edilmişti.
6)Televizyon reklamları radyo ile yapılanlardan daha etkili oluyor.
“İle” sözcüğü, aşağıdakilerden hangisinde bu cümledekiyle aynı görev ve anlamdadır?
A)Radyo ile televizyonun önemi yadsınamaz.
B)Ahlak, düşünülen ile yapılan arasındaki benzerliktir.
C)Sinekli Bakkal ile Tatarcık Halide Edip’ in romanlarıdır.
D)O tekerlemeleri ile Türkçe’ nin güzelliğini yansıtmıştır.
E)Onu ilgilendiren, gazetenin gülmece sayfası ile spor haberleridir.
7)Aşağıdaki dizelerden hangisinde “böyle” sözcüğü ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?
A)Böyle ferman etti Ahmet Bey!
B)Bu rüzgar her zaman böyle esmeyecek!
C)Bu meclis böyle kalmaz.
D)Yıldırımsız ve baltasız
Bir orman böyle devrildi.
E)Eve tuz ve ekmek götürmeyi
Böyle havalarda unuttum.
8)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-den, -dan, (-ten, -tan)” eki almış olan sözcük farklı bir görevde kullanılmıştır?
A)Soğuktan dizlerimiz birbirine çarpıyordu.
B)Gürültüden uyuyamadım.
C)Balkondan deniz görünüyor.
D)Işıktan gözlerimiz kamaştı.
E)Dumandan hiçbir yeri göremiyorum.
9)Kimi niteleme sıfatlarını pekiştirmek için, sıfattın ilk sesli harfine kadar olan kısmı “m,p,r,s” harflerinden yakışanı ile kapatılır ve bir önek olarak sözcüğün başına getirilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu tanıma uymayan bir pekiştirme sıfatı kullanılmıştır?
A)Tablodaki balıklar denizden yeni çıkmış gibi dipdiri duruyordu.
B)Şehrin birçok yerinde tertemiz parklar vardı.
C)Vücudu şişmanlıktan şekilsizleşmiş, yusyuvarlak olmuştu.
D)Bu dümdüz yolda yolculuk ne kadar rahat oluyor.
E)Seksen yaşında olmasına karşın sapasağlam, dinç bir insandı.
10)Kimi sıfat takımlarında adla sıfatın yeri değiştirilip ada bir iyelik eki (-i, – si) eklenerek bir sıfat grubu (bileşik sıfat) oluşturulur.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu yolla yapılmış bir sıfat grubu vardır?
A)Müdürümüz uzun boylu biriydi.
B)İsteği salonu geniş bir ev almaktı.
C)Güzel değil fakat okunaklı bir yazısı vardı.
D)İri gövdeli çınarın altında oturmayı severdi.
E)Okulun yıkık bahçe duvarını onarmışlardı.
11)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ne…ne” bağlacı nesneleri birbirine bağlamaktadır?
A)Yaşıtlarına göre boyu ne uzun ne kısa.
B)Ne şapkasını aldı, ne şemsiyesini.
C)Olaydan ne kendinin ne kardeşinin haberi var.
D)Ne evden dışarı çıkıyor, ne kitap okuyor.
E)Ne arkadaşlarına soruyor, ne başkasına.
12)Aşağıdaki dizelerden hangisinin yüklemi isim soylu bir sözcüktür?
A)Ben köy öğretmeniyim.
B)Bütün köy çocuklarını getirin buraya.
C)Yalnızlıktan açarlar kimse bilmez onları.
D)Kaya diplerinde açan çiğdemlere benzer.
E)Toprağı nasıl örterseniz öyle örtün beni.
13)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru zamiri vardır?
A)Ankara’ ya ne zaman gelmiş?
B)Bu tabağı buraya kim koymuş?
C)Ben de gidebilir miyim?
D)Kaçıncı katta oturuyor?
E)İstanbul’ a ilk kez mi geliyorsun?
14)Aşağıdakilerin hangisinde cümlenin anlamını “durum” bakımından tamamlayan bir sözcük vardır?
A)Anlatılanları sessizce dinliyordu.
B)Öğleyin bize geleceğini söylüyor.
C)Kartını cüzdanına yerleştirdi.
D)Bu yıl Ege kıyılarını gezmek istiyoruz.
E)Aşırı sıcaklardan çamlar kurudu.
15)Aşağıdakilerin hangisinde “de, da” bağlacı cümleye ”eşitlik, gibilik” anlamı katmıştır?
A)O şiiri okumuş da anlayamamış.
B) Özür dilese de affetmem.
C)Elbiseyi aldım da giymedim.
D)Gitti de bir mektup bile yazmadı.
E)Gazetedeki ilanı ben de görmüştüm.
CEVAPLAR
| 1 D | 5 C | 9 E | 13 B |
| 2 C | 6 D | 10 B | 14 A |
| 3 B | 7 E | 11 B | 15 E |
| 4 B | 8 C | 12 A |
]]>