Birden çok sözcükten oluşan ve anlamca bir durumu, kavramı, nesneyi yansıtan her söz birliği, bir sözcük grubudur. Bir yazar, kalıplaşmış sözcük gruplarının (ikileme, deyim, atasözü) dışında kendisi de sözcüklere farklı anlamlar yükleyerek yeni sözcük grupları oluşturabilir. Bunların dilde bilinen kalıplaşmış kullanımları yoktur. Yaygınlaşmamış bu sözler, kullanıldıkları metinde özel bir anlamı karşılayarak yazarın iletmek istediği yargıyı aktarır.
Şimdi aşağıdaki cümlelerde belirtilen kalıplaşmamış sözcük gruplarını anlam bakımından inceleyip bu sözlerle anlatılmak istenenleri görelim:
Bu tip söz gruplarında ana kavramları bulmak ve bunların karşılığını içeren anlamları tespit etmek gerekir. Bu cümlede ana kavramlar “tarihsel” ve “çekirdek” sözcükleridir. “Tarihsel”sözcüğü “geçmiş”, “çekirdek” sözcüğü, “kaynaklık etmek” sözcükleriyle karşılanabilir. Dolayısıyla bu cümlede altı çizili sözle, sözü edilen eski mahallenin Ardahan’ın geçmişine kaynaklık ettiği anlatılmak istenmektedir.
Bu cümledeki altı çizili sözle, sözü edilen sanatçının, geçmişte yaşadıklarının etkisinde kalıp yaşadığı dönemden kopmadığı anlatılmak istenmiştir.
Bu cümledeki altı çizili sözle, bir yapıtın değerli olabilmesi için, daha önce denenmemiş anlatım biçimleriyle oluşturulmasının bir gereklilik olduğu anlatılmak istenmiştir.
Bu cümledeki altı çizili sözle, sözü edilen romanda, yazarın, sürekli kendi düşünce ve duygularından söz ettiği anlatılmak istenmiştir.
Bu cümledeki altı çizili sözle, sözü edilen şiirlerin, başka şiirlere benzeyen anlatım özellikleri taşıdığı, dolayısıyla özgün anlatımdan yoksun olduğu anlatılmak istenmiştir.
]]>