Warning: Use of undefined constant ‘WP_MEMORY_LIMIT’ - assumed '‘WP_MEMORY_LIMIT’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Use of undefined constant ’64m’ - assumed '’64m’' (this will throw an Error in a future version of PHP) in /home/dersimi3/public_html/wp-config.php on line 100

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/dersimi3/public_html/wp-config.php:100) in /home/dersimi3/public_html/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
lys çıkmış sorular – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org Türk Dili ve Edebiyatı Dersi Kaynak Sitesi. Online Sınavlar Çıkmış Sorular Sınıf Konuları Thu, 08 Apr 2021 19:13:12 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.7.4 https://dersimizedebiyat.org/wp-content/uploads/2018/11/cropped-icon-32x32.png lys çıkmış sorular – Dersimiz Edebiyat https://dersimizedebiyat.org 32 32 Milli Edebiyat – Çıkmış Sorular https://dersimizedebiyat.org/milli-edebiyat-cikmis-sorular.html Fri, 14 Mar 2014 20:17:04 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=1712 MİLLİ EDEBİYAT – ÇIKMIŞ SORULAR

1.     “1911 yılında o zaman bizim olan Selanik’te Ömer Seyfettin ve Ali Canip’in çıkardıkları Genç Kalemler dergisinin edebiyat tarihimizde büyük bir önemi vardır.”

Bu derginin edebiyat tarihimizdeki önemi nereden kaynaklanmaktadır? (1982/ÖSYS)

A)    Yazarlarının, sanatta “toplumculuk” fikrini savunmasından

B)    “Sade Türkçe”nin bir dava olarak ilk kez bu dergide ele alınmış olmasından

C)    Milli edebiyat döneminin ilk yayın organı olmasından

D)    Ömer Seyfettin’in sade Türkçe ile yazdığı hika­yelerinin yayımlandığı bir dergi olmasından

E)    Bugünkü ulusal sınırlarımız dışında ya­yımlanan Türkçe, edebi ve bilimsel bir dergi olmasından

 

2.     Kurtuluş Savaşı döneminin havasını yansı­tan romanlarımızdan üçü, aşağıdakilerden hangisinde bir araya getirilmiştir?

(1978/ÖSYS)

A)    Vurup Kahpeye, Sinekli Bakkal, Kiralık Konak

B)    Ateşten Gömlek, Ankara, Sinekli Bakkal

C)    Yaban, Sodom ve Gomore, Akşam Güneşi

D)    Vurun Kahpeye, Yaban, Ateşten Gömlek

E)    Yaban, Çalıkuşu, Ankara

 

3.     Arapça, Farsça terkiplerinin hiç lüzumu yoktur. Bunlar ancak süs içindir. Kimin gösterecek, teşhir edecek fikri yoksa onları çok kullanmıştı. Eğer terkipler terk olunursa tasfiyede büyük bir adım atmış olmaz mı?… Tabii insan, konuşulan lisandır.

Bu parça, savunulan düşünce, dil ve an­latım özellikleri yönünden aşağıdaki zaman dilimlerinden hangisinde yazılmış olabilir?

(1978/ÖSYS)

A) 1908 – 1923

B) 1861 – 1895

C) 1896 – 1901

D) 1839 – 1860

E) 1940 – 1960

 

4.     “Tarihi ve sosyal olaylardan her birini bir roma­nına konu edinerek, Tanzimat dönemiyle Ata­türk Türkiyesi arasındaki dönem ve kuşakların geçirdikleri sosyal değişiklik ve bunalımları, yaşayış ve görüş ayrımlarını işledi; düşünce ve teze dayanan özlü yapıtlar verdi.”

Yukarıda sözü edilen yazarımız, aşağıdaki­lerden hangisidir? (1979/ÖSYS)

A)    Yakup Kadri Karaosmanoğlu

B)    Halit Ziya Uşaklıgil

C)    Mehmet Rauf

D)    Hüseyin Rahmi Gürpınar

E)    Hüseyin Cahit Yalçın

 

5.     “Yıkılmış değerleri düzeltmek, eski görüşe dönmek değildir. Eski görüşün kurduğu biçimler, yeni görüşün malı olur. … anlayışına dönmemiştir; Avrupa’da Rönesans’ın, antik anlayışa dönmediği gibi.”

Bu parçada, düşüncenin akışına göre, boş bırakılan yere hangi adlar dizisi gelmelidir?

(1981/ÖSYS)

A)    Namık Kemal, Divan edebiyatı

B)    Cenap Şehabettin, Tanzimat edebiyatı

C)    Yahya Kemal, Divan edebiyatı

D)    Tevfik Fikret, Namık Kemal

E)    Ahmet Haşim, Cenap Şehabettin

6.     Aşağıdakilerden hangisi, “Milli Edebiyat akımı”nı belirleye özelliklerden biri değildir?

(1975/ÖSYS)

A)    Anlatımda gerçekçilikten kaçınma

B)    Hece veznini kullanma

C)    Halk edebiyatından yararlanma

D)    Memleket hayatını yansıtma

E)    Dilde sadeleşmeye gitme

 

7.     Şiirlerinde sonsuzluğa ulaşma duygusu, ölüm kaygısı, aşk ve lirizm başlıca temalar olarak görülür. Eski şiiri günümüzde de yaşatmış bir şairdir. İstanbul’un doğa güzelliklerini yansıtan bir şair olarak tanınmıştır. Divan şiirini çağdaş bir yorumla veren şiirleri de vardır.

Yukarıda sözü edilen şair kimdir?(1988/ÖSYS)

A)    Yahya Kemal Beyatlı

B)    Ahmet Haşim

C)    Faruk Nafiz Çamlıbel

D)    Ahmet Hamdi Tanpınar

E)    Cahit Sıtkı Tarancı

 

8.     Tanzimat’tan Cumhuriyet sonrasına uzanan bir zaman diliminin romanına konu edinmiştir. Büyük değişimlerin ve bunalımların yer aldığı bu zaman dilimi içinde, kuşaklar arasındaki görüş farklılıklarını ve çatışmaları, halk–aydın çelişkisini işlemiştir. Öyle ki tarihsel ve sosyal olayları yansıttığı romanları birbirini bütünleyen bir zincirleniş içinde, çağdaş, siyasal ve sosyal tarihimizin panoramasını vermektedir.

Bu yargılarla değerlendirilen yazar, aşağıdakilerden hangisidir? (1989/ÖSYS)

A)    Refik Halit Karay

B)    Hüseyin Rahmi Gürpınar

C)    Reşat Nuri Güntekin

D)    Yakup Kadri Karaosmanoğlu

E)    Halide Edip Adıvar

 

9.     Dilde sadeleşme hareketi, “Yeni Lisan” adıyla aşağıdaki edebiyat dönemlerinin hangisinde yer almıştır? (1990/ÖSYS)

A)    Tanzimat

B)    Servet-i Fünûn

C)    Fecr-i Âti

D)    Milli Edebiyat

E)    Cumhuriyet

 

10.   Aşağıdakilerden hangisi, M. Emin Yurdakul, Ziya Gökalp ve Ömer Seyfettin’in ortak      özelliğidir? (1991/ÖSYS)

A)    Fecr-i Âti topluluğuna dahil olmaları

B)    Genç Kalemler hareketinin başında bulun­maları

C)    Hem nesir hem de nazım alanında eser vermeleri

D)    Fikir adamı kişiliklerinin, sanatçı kişilikle­rinden güçlü olması

E)    Türkçülük akımının öncüleri sayılmaları

 

11.   Yazar, eserde Karagöz ve Ortaoyunu hakkında oldukça ayrıntılı bilgi verirken çocukluğunda gittiği bu oyunlardan edindiği izlenimlerden yararlandığını şöyle anlatıyor: “Ramazan gecelerinde Ahmet Ağa, beni Karagöz ve Ortaoyunu izlemeye götürüyordu. Kız, erkek alay alay çocuk, hatta büyükler kahvenin bahçesine dolardı. İlkin “Soytarının Kızı’ adıyla ve İngilizce olarak basılan eserimdeki Kız Tevfik tipi, bu akşamların bende bıraktığı izlenimlerden çok şey almıştır.”

Bu paragrafta sözü edilen yazar ve eseri aşağıdakilerden hangisinde bir arada verilmiştir? (1993/ÖSYS)

A)    Peyami Safa – Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

B)    Reşat Nuri – Yaprak Dökümü

C)    Halide Edip – Sinekli Bakkal

D)    Reşat Nuri – Çalıkuşu

E)    Halide Edip – Tatarcık

12.   Çağdaş Batı şiirleriyle eski Türk şiirinin bileşi­mini gerçekleştirerek aruz ölçüsünü, yaşayan Türkçeye uygulamış, geçmiş değerlere bağlı, kendine özgü bir şiir geliştirmiştir. Hece–aruz tartışmalarının en güzlü dönemlerinde, hece ölçüsünü küçümseyip, şiir için ölçünün esas değil, sadece bir araç olduğuna inanarak biri dışında bütün şiirlerini aruzla yazmıştır.

Bu şair aşağıdakilerden hangisidir?(1993/ÖSYS)

A) Muallim Naci                                            B) Yahya Kemal

C) Ahmet Haşim                                            D) Mehmet Akif

E) Tevfik Fikret

 

13.   Yazarın ilk romanıdır. Gerçekçi bir eserdi. Üç ayrı kuşak arasındaki görüş, duygu ve yaşayış ayrılıkları üzerinde durulur. Bu ayrılıklar yüzünden ailenin çözülüşü gösterilir. Hikaye ve roman edebiyatımızın geleneksel temaların­dan biri olan aşırı Batı hayranı züppe tipi, başarılı bir biçimde çizilir.

Bu parçada sözü edilen eser ve yazar aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?(1995/ÖSYS)

A)    Felatun Bey ile Rakım Efendi – Ahmet Mit­hat Efendi

B)    Kiralık Konak – Y. Kadri Karaosmanoğlu

C)    Fahim Bey ve Biz – A. Şinasi Hisar

D)    Şıpsevdi – H. Rahmi Gürpınar

E)    Ayaşlı ve Kiracıları – Memduh Şevket Esendal

 

14.   Yakup Kadri Karaosmanoğlu, toplumumuzun Tanzimat’tan günümüze değin geçirdiği aşa­maları, çalkantıları romanlarında göstermeye çalışmıştır. Örneğin Hep O Şarkı’da Abdülaziz dönemini, Bir Sürgün’de II. Abdülhamit döne­mini ve Jön Türkler’i … adlı romanında Mütare­ke dönemi İstanbul’unun bozukluk ve çöküntü­lerini, … adlı romanında Kurtuluş Savaşı yılarında aydın–halk ilişkilerini işlemiştir.

Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?(1996/ÖSYS)

A)    Panorama, Yaban

B)    Nur Baba, Ankara

C)    Hüküm Gecesi, Kiralık Konak

D)    Sodom ve Gomore, Yaban

E)    Panorama – Ankara

 

15.   Temel düşünceleri, yazı dilini konuşma diline yaklaştırmaktı. Bu amaçla İstanbul ağzı örnek alındı. Tamlamalar sadeleştirildi; Türkçeleşmiş yabancı sözcüklere pek dokunulmadı. Bu yolla yepyeni, pırıl pırıl bir Türkçe doğdu. Böylece Osmanlıcadan ulusal dile bir geçiş sağlandı.

Türk dilinde yukarıda sözü edilen yeniliği gerçekleştirenlere ne ad verilir?

(1996/ÖSYS)

A)    Tanzimatçılar

B)    Edebiyat-ı Cedideciler

C)    Genç Kalemler

D)    Garipçiler

E)    İkinci Yeniciler

 

CEVAPLAR

1 B

2 D

3 A

4 A

5 C

6 A

7 A

8 D

9 D

10 E

11 C

12 B

13 B

14 D

15 C

 

]]>
Sözcük Türleri – 9 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/sozcuk-turleri-9.html Fri, 07 Mar 2014 22:17:17 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=4049 SÖZCÜK TÜRLERİ- 9

1. Aşağıdaki dizelerin hangisinde soru anlamı, soru sıfatıyla sağlanmıştır?

A) Deniz ufkunda top sesleri nerden geliyor?

B) Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşa­rım!

C) Kim bu cennet vatan uğruna olmaz ki feda?

D) His var mı bu âlemde nekahet gibi tatlı?

E) Nasıl tahammül eder eski, hasta bir tekne?

(ÖYS 1994)

 

2. “Sabaha kadar mışıl mışıl uyumuştu.” cümlesin­deki “mışıl mışıl” ikilemesiyle görev yönünden özdeş olan öğe aşağıdakilerden hangisinde vardır?

A) Radyoda adım adım Anadolu’yu tanıtan bir program izledik,

B) Masaya saçak saçak bir örtü örtmüşlerdi.

C) Onlarla sesimizi hiç yükseltmeden ağır ağır konuştuk.

D) iç cebindeki deste deste paraları çıkartıp attı.

E) Değişik renklerden demet demet güller hazır­ladı.

(ÖYS 1984)

 

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük, ilgi adılından (İlgi zamirinden) sonra yaklaşma durumu eki almıştır?

A) M asada kilerden yalnızca birini al.

B) Bugünkünü ötekilerden daha çok beğendim.

C) Benimkinin sayfalarında renkli resimler var.

D) Bu da her yönüyle seninkine benziyor.

E) Bizimkinde hiçbir eksiklik yok

(ÖSS 2004)

 

4. Türkçede, ad tamlamalarında kaynaştırma sesleri n ve s’dir.

Aşağıdaki sözcüklerden hangisiyle bir ad tam­laması yapılırken bu kurala uyulmaz?

A) elma               B) yara                         C) su

D) yazı                 E) mavi

(ÖYS 1990)

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “güzel” ke­limesi ötekilerden farklı görevde kul­lanılmıştır?

A) Yaz  kış yeşilliğini yitirmeyen  çam  korusu penceremden ne güzel görünür.

B) Uzaklardan gelen o tatlı, o güzel sesin etkisiyle bir an durakladı.

C) Güldüğü zaman, ışıltıyla parlayan güzel dişleri ortaya çıkıyordu.

D) Sarışın, mavi gözlü çocuğun güzel bir yüzü vardı.

E) O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler, çekip git­tiler.

(ÖSS 1987)

 

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “iyice” sözcüğü ötekilerden farklı bir görevde kul­lanılmıştır?

A) Nihayet bir şirkette iyice bir iş bulabilmiş.

B) Arkadaşları onun iyice bir öğrenci olduğunu söylüyor.

C) İyice bir film ama dereceye gireceğini sanmı­yorum.

D) Fazla tanımıyorum ama iyice bir insana ben­ziyor.

E) Ayşe yarınki sınav için iyice hazırlanmış.

(ÖSS 1988)

 

7. “Çoktandır seni bekliyordum” cümlesindeki “çok­tandır” kelimesi aşağıdaki zarf çeşitlerinden hangisidir?

A) Soru zam                                         B) Zaman zarfı

C) Azlık çokluk zarfı                            D) İşaret zarfı

E) Yer zarf

(ÜSS 1968)

 

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ne… ne…” bağlacı nesneleri birbirine bağlamaktadır?

A) Yaşıtlarına göre boyu ne uzun, ne kısa.

B) Ne şapkasını aldı, ne şemsiyesini.

C) Bu olaydan ne kendinin, ne kardeşinin haberi vardı.

D) Ne evden dışarı çıkıyor, ne bir kitap okuyor.

E) Ne arkadaşlarına soruyor, ne başkasına.

(ÖSS 1988)

 

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “üstünlük” bildiren bir belirteç (zarf) vardır?

A) Yol yapım çalışmaları büyük bir hızla ilerliyor.

B) Burada göç,  daha çok,  büyük merkezlere doğrudur.

C) Kentlere doğru büyük bir nüfus hareketi gö­rülmektedir.

D) Burası, nüfus bakımından ikinci büyük kenti­mizdir.

E) Nüfus planlamasıyla ilgili büyük sorunlarımız vardır.

(ÖYS 1993)

 

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “açık” sözcüğü, sözcük türü yönünden, ötekilerden farklıdır?

A) Açık havada yarım saat dolaş, dinlenirsin.

B) Dünkü gazetede başyazara yazılmış açık mek­tubu okudun mu?

C} Konuyu  saptırma,   ne demek istediğini açık söyle.

D) Pazar günü çok aradık ama açık eczane bula­madık.

E) ikinci Dünya Savaşı’nda Paris açık şehir ilan edilmişti.

(ÖSS 1982)

 

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru zamiri vardır ?

A) Arkadaşın Ankara’ya ne zaman gelmiş?

B) Bu tabağı buraya kim koymuş olabilir?

C) Ben de onunla gidebilir miyim?

D) Kaçıncı katta oturuyorsunuz?

E) İstanbul’a ilk kez mi gidiyorsun?

(ÖSS 1995)

 

12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde “böyle” ke­limesi ötekilerden farklı bir görevde kul­lanılmıştır?

A) Böyle ferman etti Cahit!

B) Bu rüzgâr her vakit böyle esmeyecek!

C) Bu meclis böyle kalmaz, mestler mahzun olur bir gün.

D) Yıldırımsız ve baltasız

Bir orman böyle devrildi.

E) Eve  tuz ve   ekmek   götürmeyi

Böyle havalarda unuttum.

(ÖSS 1986)

 

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük hem belirtme hem de niteleme sıfatı almıştır?

A) İçeriye orta yaşlı bir kişi girdi.

B) İnsana tepeden bakan, itici biriydi.

C) Gözü eski, cumbalı evleri arıyordu.

D) O yıllarda çift düğmeli, dar yakalı ceketler mo­daydı.

E) Her gün aynı yorgun, asık yüzleri görmekten bıkıp usanmıştı.

(ÖSS 1996)

 

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zincirleme ad tamlaması vardır?

A) Filmdeki olaylar İsviçre sınırında geçiyor.

B) Kitapları, türlerine göre ayırarak kitaplığa yer­leştirdim.

C) Gelecek yıl yaz tatilini Antalya’da geçireceğiz.

D) Sanatçı, ilk sergisini önümüzdeki hafta İstan­bul’da açacakmış.

E) Serüven romanlarının okuyucusu her yıl biraz daha artıyor.

(ÖYS 1991)

 

15. “Pek güzel konuştu.” tümcesinde (cümlesinde) “pek” sözcüğünün gördüğü görevi olduğu gibi yüklenen sözcük, aşağıdaki tümcelerden hangisinde vardır?

A) Başka konularda olduğu gibi, bu konuda da çok yazı yazdı.

B) Bu yemeği sevmemesine karşın, bugün ne­dense çok yedi.

C) Sonradan el attığı bu işte de kendisine çok kâr sağladı.

D) Söz dinlememekte, bildiğini yapmakta, o artık çok oldu.

E) Bu fırtınalı, yağmurlu gecede çok iyi uyumadı.

(ÜSS 1979)

 

www.dersimizedebiyat.org

Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi

 

CEVAPLAR

1.B 6.E 11.B
2.C 7.B 12.E
3.D 8.B 13.A
4.C 9.B 14.E
5.A 10.C 15.E

 

]]>
Sözcük Türleri – 8 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/sozcuk-turleri-8.html Fri, 07 Mar 2014 22:17:15 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=4046 SÖZCÜK TÜRLERİ- 8

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir adlaşmış sıfat vardır?

A) Otel sahibi bizi güler yüzle karşıladı.

B) Yürüyüşe çıkan konuklar henüz dönmediler.

C) Eski yöneticileri toplantıya çağırmışlar.

D) Sınıfın çalışkanı bu sınav sonunda belli ola­cak.

E) Kendilerine yöneltilen sorulara cevap ver­mediler.

(ÖYS 1996)

 

2. İsim tamlamalarında zamirler de tamlayan olur.

Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uygun bir örnek vardır?

A) Onun kardeşi bu köyde öğretmenmiş.

B) Çeşmenin başında büyük bir kalabalık top­landı.

C) Yolcunun çantasını bulup getirmişler.

D) Kapının önünde yaşlı bir adam duruyordu.

E) Otobüs durağında bizden başka kimse yoktu.

(ÖYS 1991)

 

3. “İle” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde bağlaç olarak kullanılmamıştır?

A} Doğduğu kentle yaşadığı kent arasında, yıl­larca gidip geldi.

B) Bir romanıyla bir öyküsü filme alındı.

C) Elindeki uzun saplı fırçayla tavanı boyadı.

D) Kitaplarıyla defterlerini aynı çantaya yerleştirdi.

E) Şapkasıyla kahverengi paltosu uyum içindey­di.

(ÖSS 1998)

 

4. Kimi niteleme sıfatlarını pekiştirmek için, sıfatın ilk sesli harfine kadar olan kısmı m, p, r, s harflerinden yakışanı ile kapatılır ve bir Örnek olarak sıfatın başına getirilir.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu tanıma uymayan bir pekiştirme sıfatı kullanılmıştır?

A) Tablodaki balıklar denizden yeni çıkmış gibi dipdiri duruyordu.

B) Şehrin    birçok    yerinde   tertemiz    parklar, bahçeler vardı.

C) Vücudu şişmanlıktan şekilsizleşmiş, yusyuvar­lak olmuştu.

D) Bu dümdüz yolda yolculuk ne kadar rahat oluyor.

E) Seksen yaşında olmasına karşın sapasağlam, dinç bir insandı.

(ÖSS 1987)

 

5. Burası, yeşilin bin bir tonunu barındıran ağaçlı bir yoldu.

Bu cümlede geçen, “yeşilin bin bir tonu” ad tam­lamasında tamlayanla tamlananın arasında bir sıfat bulunmaktadır. Aşağı da kilerin hangisin­de buna benzer bir ad tamlaması vardır?

A) Yoğun sis yüzünden trafik bir süre aksadı.

B) Adamın kocaman eli radyonun düğmesine uzandı.

C) Dik yokuştan aşağı doğru hızla iniyorduk.

D) Ön koltuktaki ak saçlı adam uyuyordu.

E) Çocuk, buğulu camdaki parmak izlerine bakı­yordu.

(ÖSS 1992)

 

6. “Beyazlar giyinmiş bir çocuk geldi.” cümlesinde “beyazlar” aşağıdaki kelime çeşitlerinden han­gisidir?

A) Fiil                     B) Sıfat                 C) İsim

D) Sıfat                   E) Zamir

(ÜSS 1968)

 

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, soru an­lamı, bir zamirle sağlanmıştır?

A) Bunca sıkıntıya neden katlandınız?

B) Bu romanı benden sonra kim okumak ister?

C) Bu çiçeklere kaç para verdiniz?

D) Kaçıncı katta oturduğunu söyledi mi?

E) Bana gizlice ne söylediğini biliyor musunuz?

(ÖYS 1983)

 

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ile (le, la) bağlaç olarak kullanılmıştır?

A) Kapıyı kendi anahtarımla açtım.

B) Bursa’ya otobüsle gitmişler.

C) Konuşmalarıyla herkesi üzdü.

D) Mektubu bu kalemle yazmasan iyi olur.

E) Ona gazeteyle dergi götürdüm.

(ÖYS 1995)

 

9. Aşağıdakilerin hangisinde özne “Eski dostlar bir araya geldiler.” cümlesinin öznesi ile aynı türden bir tamlama durumundadır?

A) Bugün, “Dünya Tiyatrolar Günü” kutlanıyor.

B) Toplantıya gelenler, birer birer evlerine dönm­eye başladılar.

C)Genç kız, kalınca bir kitap okuyordu.

D) Onun gibiler, yazılarında hep kendilerini an­latırlar.

E) Kazadan sonra yolcuların hepsi hastaneye götürüldü.

(ÖSS 1988)

 

10. Aşağıdakilerin hangisinde cümlenin anlamını “durum” bakımından tamamlayan bir sözcük vardır?

A) Anlatılanları sessizce dinliyorduk.

B) Öğleyin bize geleceğini söylüyor.

C)Kimlik kartını cüzdanına yerleştirdi.

D) Bu yıl Ege kıyılarını gezmek İstiyoruz.

E) Aşırı sıcaklardan çamların çoğu kurudu.

(ÖSS 1995)

 

11.           Atatürk’ün bir sözü vardı

Yediveren gül gibi açardı

Atatürk’ün bir atı vardı

Etiler’den beri yaşardı

Atatürk’ün bir resmi vardı

Buğday tarlası gibi ağardı

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Bileşik sözcük                            B) Çekimli fili

C) Ad tamlaması                            D) Bağlaç

E) Ekeylemli yüklem

(ÖSS 2003)

 

12. Aşağıdakilerin hangisinde -la (-le) eki, ötekiler­den farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Dallar, ilkbaharın tatlı rüzgârlarıyla kımıldı­yordu.

B) Her zamanki gibi bu işi de kolaylıkla başardı.

C) Ağlayan çocuğun yüzüne sevgiyle baktı.

D) Sevinçle birbirlerine koşarak sarıldılar.

E) Ayağına kadar gelen topa hızla vurdu,

(ÖSS 1986)

 

13. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerden hangisi, ad tamlamasının sıfatı olarak kulla­nılmıştır?

A) Eski bir kırmızı çocuk hırkası suda sallanıp du­ruyor,

B) Her pencereden bir kahkaha, konuşmalar, gülücükler, mırıltılar geliyordu.

C) Kavun, karpuz kabukları; ölü balıklar kıyıya vurmuş.

D) Suyun üstünde; domates, salatalık, patlıcan çürükleri, boş şişeler vardı.

E) Denize dökülenlere canavarlar saldırıyor paslı dişleriyle.

(ÖYS 1985) 

14. Aşağıdakilerin hangisinde iyelik eki aldığı için belgisiz zamir olan, adlaşmış bir sıfat kul­lanılmıştır?

A) Kimi insanlar karlı havada araba kullanmıyor.

B) Size başka bir gömlek verelim, dedi.

C) Sinemalardaki hiçbir filmi kaçırmazmış,

D) Bazısı işini ötekilerden erken bitirmiş.

E) Bugün yine birkaç kitap aldım.

(ÖSS 2005)

 

15. Tembeller başarılı olamaz.

Bu cümledeki “tembel” kelimesi “sıfat olduğu halde isim olarak” kullanılmıştır. Aşağıdakiler­den hangisinde böyle bir kelime vardır?

A) Fidanlar susuz kalmış.

B) Gençler ağaç dikiyor.

C) Askerler bahçede spor yapıyor,

D) Çocuklar eve döner dönmez uyudu.

E) Arabalar yolun kenarına park edilmiş.

(ÖYS 1987)

 

www.dersimizedebiyat.org

Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi

 

CEVAPLAR

 

1.D 6.C 11.D
2.A 7.B 12.A
3.C 8.E 13.A
4.E 9.C 14.D
5.B 10.A 15.B

 

]]>
Sözcük Türleri – 7 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/sozcuk-turleri-7.html Fri, 07 Mar 2014 22:17:13 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=4043 SÖZCÜK TÜRLERİ- 7

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, de (da) bağlacı nesneleri birbirine bağlamaktadır?

A) O konuyu ben de arkadaşım da biliyoruz.

B) Şiiri de, matematiği de çok severdi.

C) Salı günü de çarşamba günü de uğradım, yerinde yoktu.

D) Onu o günden sonra görmedim de aramadım da.

E) Bu işi eskiden de sevmiyordum bugün de sevmiyorum,

(ÖSS 1991)

 

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, sıfat tamla­ması belirtisiz nesne görevindedir?

A) Sınıfta ayrıca kitap okuma saatimiz vardı,

B) Nedim’in şiirlerini okurken arkadaşımızı dik­katle dinlerdik.

C) Sınıfımızda edebiyata ilgi duyan Öğrenci çok azdı.

D) Öğretmen, Cumhuriyet dönemi edebiyatını öğrenmemizi isterdi.

E) Öğretmenimiz bize yeri geldikçe güzel şiirler okurdu.

(ÖYS 1992)

 

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “ama” söz­cüğü, pekiştirme görevinde kullanılmıştır?

A) Çok zorlandım; ama yararı olmadı.

B) Bir zamanlar burada eski ama sağlam bir ev vardı,

C)Bir derdin var senin; ama bana söylemek is­temiyorsun.

D) Yine gelecekmiş; ama çok kalmayacakmış.

E) O günden sonra onu hiç, ama hiç görmedim.

(ÖYS 1990)

 

4. Yalnız yapıtlarının içeriğiyle değil, anlatımındaki ustalık, kullandığı dil ve hareketli anlatım tekniğiyle de edebiyatımızın büyük ustalarından biridir o.

Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) “Yapıtlarının” sözcüğü, hem yapım hem çekim eki almıştır.

B) Ünsüz  yumuşamasına   uğramış  sözcükler vardır.

C) Bağlaç kullanılmıştır.

D) Ad tamlamasının arasına sıfat girmiştir.

E) “Yalnız” sözcüğü sıfat olarak kullanılmıştır.

(ÖSS 2005)

 

5. “Bu” sözcüğü, aşağıdaki dizelerin hangisinde tür bakımından ötekilerden farklıdır?

A) Kolay değil bu dünyadan ayrılmak

B) “Bu taşındır” diyerek Kabe’yi diksem başına

C) Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan

D) Gönlüm bu sevincin heyecanıyla kanatlı

E) Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden

(ÖSS 1993)

 

6. “Birçok karışık hadisat: Bunları ben tahlil etmek, size anlatmak isterdim.” cümlesindeki bunları sözü dil bilgisi bakımından aşağıdakilerden hangisidir?

A) İşaret sıfatı                        B) Belirsiz sıfat

C) Belirsiz zamir                    D) İşaret zamiri

E) Soru zamiri

(ÜSS 1967)

 

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yalnız” sözcüğü farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Böyle bir evde yalnız oturman sakıncalıdır.

B) Bu görüşü senin yalnız savunman daha etkili olurdu.

C)Bu toplantıda yalnız kalacağını biliyordun.

D) Böylesine temiz bir havayı yalnız burada bula­bilirsin.

E) Bu sorunu yalnız çözmek istemen yerinde bir karardır.

(ÜSS 1978)

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ama bağlacı, koşul anlamında kullanılmıştır?

A) Bir şeyler söyledi ama anlayamadım.

B) Biraz pahalı ama çok güzel.

C) Okula gideceksin ama otobüsle.

D) Eşyaları eski ama tertemiz.

E) Belki doğru söylüyorsun ama İnanamıyorum.

(ÖYS 1981)

 

9. Aşağıdakilerin hangisinde “de”, “da” bağlacı cümleye “eşitlik, gibilik” anlamı katmıştır?

A) O şiiri okumuş da anlayamamış.

B) Bundan sonra özür dilese de affetmem.

C) Gitti de bir mektup bile yazmadı.

D) Sözünü ettiğim elbiseyi aldım da giymedim.

E) Gazetedeki ilanı ben de görmüştüm.

(ÖSS 1994)

 

10. Aşağıdaki dizelerin hangisinde İkilemeler, görev yönünden diğerlerinden farklı kullanıl­mıştır?

A) Durup el bağlayalar karşına yaran saf saf

B) Yüce yüce yaylalarım sana yaylak olsun

C) Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden

D) Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir

E) Gidiyorum gurbeti gönlümde duya duya

(ÖYS 1982)

 

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “zor” sözcüğü, sözcüktüm bakımından ötekilerden farklıdır?

A) Zor işleri hep bana yaptırıyorsun, diye yakını­yordu.

B) İstemeden zor bir çalışmanın İçine girmişti.

C) Terlemiş, çok yorulmuştu, zor yürüyordu.

D) Öğretmenliğin zor bir meslek olduğunu an­lamıştı.

E) Zor günler geride kaldı; rahat edeceğiz artık, diyordu.

(ÖSS 2001)

 

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ad, bir­den çok sıfatla nitelenmiştir?

A) Sıcak yaz akşamlarında balkonda oturup geç saatlere kadar konuşurduk.

B)Onun ne kadar terbiyeli, titiz ve çalışkan bir insan olduğunu herkes bilir.

C) Bahar  gelince   köşkün   büyük   bahçesinde güller, karanfiller, nergisler açardı.

D) Büyük şehirlerde, yeşil alanların korunması ve çoğaltılması çalışmalarına önem veriliyor.

E) Onunla oturup uzun uzun geçmişten, okul gün­lerimizden söz ettik.

(ÖYS 1991)

 

13. Çekim eki almış her sıfat adlaşmıştır.

Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük bu kurala örnek gösterilebilir?

A) En büyük zevki rahatça koltuğuna oturup tele­vizyon izlemekti.

B) Evleri caddeye çok yakın, daracık bir sokağın başındaydı.

C) Aralarında nedeni bilinmeyen bir soğuklukvardı.

D) Birden başlayan sıcaklar herkesi bunalttı.

E) Kumaşlardan    kırmızılı    olanı    daha    çok beğendim.

(ÖSS 1994)

 

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, arasına sözcük ya da sözcükler girmiş bir İsim tamla­ması vardır?

A) O kırmızı güllen kimin için aldığını söylemedin.

B) Öğrenciler, fen derslerinin boş geçmesinden yakmıyorlar.

C) Ankara’nın adını yeni duyduğum semtleri var.

D) Yeni defterini bu kâğıtla kaplamalısın.

E) Türkçe kitabını yarın okula getirirsen iyi olur,

(ÖSS 1996)

 

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen “iyi” sözcüğü, “Okuldayken çok çalışkan bir Öğren­ciydi.” cümlesindeki “çok çalışkan” sözü ile aynı görevde kullanılmıştır?

A) Onun gibi iyi insan az bulunur.

B) İyi dinlersen öğrenirsin.

C) Bu gece iyi uyudum.

D) Yeni gelen makine iyi çalışıyor.

E) Bu soruyu iyi cevapladın.

(ÖYS 1988)

 

www.dersimizedebiyat.org

Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi

 

CEVAPLAR

1.B 6.D 11.C
2.E 7.B 12.B
3.E 8.C 13.D
4.E 9.E 14.C
5.B 10.B 15.A

 

]]>
Sözcük Türleri – 6 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/sozcuk-turleri-6.html Fri, 07 Mar 2014 22:17:11 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=4039 SÖZCÜK TÜRLERİ- 6

1. “de (da)” bağlacı ile bağlanan aşağıdaki cüm­lelerin hangisinde neden – sonuç ilişkisi var­dır?

A) Baktı da selam vermedi.

B) Çalışmış da kazanmış.

C) Eve kadar gideyim de geleyim.

D) Gelsin de ne zaman gelirse gelsin.

E) Ölür de söylemez.

(ÜSS 1980)

 

2. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, tamlananı tamlayandan önce söylenmiş bir belirtili ad tamlaması vardır?

A) Beni, sokağımıza dönen eski, tahta köprüden geçirin

B) Müjdeye koşsun komşu çocukları evimize

C) Sıcacık tarhana çorbasının içimiyle başlasın sabah

D) Kâğıtlarla camlarını örteyim pencerelerin

E) Eski, ılık akşamlar yağmurla çalsın kapımızı

(ÖSS 1999)

 

3. Kimi niteleme sıfatlarının ilk ünlüsüne kadar olan bölümü, m, p, r, s ünsüzlerinden yakışanı İle bir örnek haline getirilir ve sözcüğün başına ek­lenerek sıfat pekiştirilir,

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uymayan bîr pekiştirme sıfatı vardır?

A) Bayram olmasına karşın caddeler ıpıssızdı.

B) Gülünce bembeyaz dişleriyle daha da sevimli oluyordu.

C) Köyleri, ağaçsız, yeşilliksiz, çırçıplak bir ovanın odasındaydı.

D) İlk kez, böylesine özü sözü doğru, sımsıcak bir insanla arkadaş olmuştu.

E) Bu sapasağlam ayakkabıları bu kadar çabuk nasıl eskittiğini doğrusu anlayamadım.

(ÖSS 1993)

 

4. Bir insanın konuşmasından ya da yazdıklarından eğitimi, dünya görüşü ve bilgi birikimi kolayca an­laşılabilir.

Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Bileşik fiil                         B) Zarf ( belirteç )

C) Edat(ilgeç)                        D) Bağlaç

E) Belgisiz sıfat

(ÖYS 1994)

 

5. Yeryüzünde İstanbul kadar güzel bir kent bulmak çok güç.

Bu   cümle   ile   ilgili   aşağıdaki   yargılardan hangisi yanlıştır?

A) Ad cümlesidir.

B) Bileşik sözcük kullanılmıştır.

C) Adeyleme yer verilmiştir.

D) Belgisiz sıfat kullanılmıştır.

E) Bağlaç vardır.

(ÖSS 2001)

 

6. Kimi zamirler, özneyi pekiştirerek belirtirler. Bunlar tek başlarına asıl şahıs zamirlerinin yerini tutabildikleri gibi, onlarla birlikte de kullanılabilir­ler,

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıkla­maya uygun bir zamir vardır?

A) Doğrusu, onun sözüne pek kulak asmadım.

B) Bence, alınan sonuç pek de olumlu değildi,

C) Bu elbiseyi ben kendim diktim.

D) İşittiklerimiz bunları doğrular nitelikteydi.

E) Ahmet o yaz, tatilini bizde geçirecekti.

(ÖSS 1989)

 

7. “O, çocuk doğdu, çocuk öldü.” cümlesindeki “çocuk” sözcüğü, görevi yönünden, aşağıdaki cümlelerin hangisindeki “iyi” sözcüğü ile özdeştir?

A) insanlar yaşamaya değer en iyi günlerinin geride kaldığına inanırlar.

B) Kanımca sen bu işi ondan çok daha iyi yapa­bilirsin.

C) Çok iyi, nasıl isterseniz öyle olsun!

D) Öğretmenlerin    başlıca    görevi,    gençliğe doğruyu, güzeli ve iyiyi öğretmektir,

E) En iyi öğretmen, gençlerde öğrenme hevesini ve sevgisini uyandırandır.

(ÖSS 1981)

 

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad tamlama­sı ya da sıfat tamlaması yoktur?

A) Rumeli’ne varıp Edirne’de saraylar kurmuşlar.

B) Uçsuz bucaksız düzlüklerden geçip gelmişler.

C) Başı karlı dağlar aşıp buraları yurt edinmişler.

D) Pınar başlarına, ırmak boylarına yerleşmişler,

E) Keçi kılından yapılmış çadırlarıyla Anadolu’ya inmişler.

(ÖYS 1997)

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir isim tamlaması vardır?

A) Önce kendi işini bitir, bana sonra yardım eder­sin.

B) Onların yeni aldıkları evi gördün mü?

C)Sen her zaman buraları çok sevdiğini söyle­mez miydin?

D) Bu cüzdanı kardeşi yolda bulmuş

E) Söylediğine göre bu yıl Ankara’da su sıkıntısı olmayacakmış.

(ÖYS 1992)

 

10. Aşağıdakilerin hangisinde pekiştirmeli nitele­me sıfatı vardır?

A)            Memleket isterim

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun.

B)            Eğilmiş arza kanar, muttasıl kanar güller

Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller.

C)            Koskocaman yıldızlar altında upuzun bir yol

Ve minnacık bir ev.

D)            Akşam, yine akşam, yine akşam

Göllerde bu dem bir kamış olsam

E)            Masa da masaymış ha

Bana mısın demedi bu kadar yüke

(ÖYS 1992)

 

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir İsim tam­laması kullanılmıştır?

A) Kardeşimin böyle bir şey yapacağını sanmı­yordum.

B) Okulun ne zaman açılacağını bile bilmiyordu.

C) Arkadaşının kitabını bulamayınca çok üzüldü.

D) Evinin düzenli olmasına özen gösterirdi.

E) Sarsıntının önce nerede duyulduğu öğreni­lemedi.

(ÖYS 1987)

 

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır?

A) Yeni bir kitaplık alması gerekli.

B) Bugünlerde sende bir durgunluk var.

C) Ağır işittiği için kulaklık kullanıyor.

D) Yalnızlık en korktuğu şeydir.

E) Kışlık odun ve kömürünü yazdan aldı.

(ÖYS 1988)

 

13. Bir cümlede, özne olarak kullanılan belgisiz zamir, çoğul iyelik eki alırsa cümlenin yüklemi üçüncü tekil kişi de olabilir.

Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu kurala bir örnektir?

A) Önce onlar otobüsten İndi.

B) Bazılarımız ayakkabı giymemişti.

C) Bizim eşyamız fazla değildi.

D) Sizin böyle sorunlarınız yoktur.

E) Onlar bu işin üstesinden gelir.

(ÖSS 1989)

 

14. (I) “Ağın” sözcüğü, çocukluğumda, bazı toprak yığınlarının tepesindeki tek kalmış ağaçları ge­tirirdi gözümün önüne. (II) Fırat’ın bir kolu olan Karasu kıyılarındaki ekin tarlalarının ortasında yetişen “tek dut”, içimdeki yalnızlığın simgesiydi. (III) Şu yaşa gelmeme karşın o ağacın “yalnızlığı” çağrıştıran görüntüsü belleğimden silinmedi. (IV) Ağın’da elmasından armuduna, eriğinden narına, üzümüne çeşit çeşit meyve yetişmeseydi, “Ağınla “ağu” (zehir, zıkkım) arasında anlamca bir bağlantı kurulabilirdi belki. (V) Oysa o küçük kasaba, insanlarıyla, kuzularının melemeleriyle, güzelim meyveleriyle zehri bala çeviriyordu.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I.  cümle bileşik yapılıdır.

B) II. cümle ad cümlesidir.

C)  III. cümlede fiilimsiyle oluşturulmuş bir tam­lama vardır.

D) IV. cümlede yeterlik fiili kullanılmıştır.

E) V. cümlede “ile” bağlaç olarak kullanılmıştır.

(ÖSS 2009) 

 

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır?

A) Balıkçılar, saatlerce azgın dalgalarla boğuş­mak zorunda kalmışlar.

B) Barakayı aydınlatan lambanın ölgün ışığı al­tında okumaya çalışıyordu.

C) Orası, eskiden bir sürgün yeriymiş.

D) Esmer ve dolgun yüzüyle annesine çok ben­ziyor.

E) Büyüdükçe çevresine karşı ilgisiz suskun bir çocuk olmuş.

(ÖYS 1997)

 

www.dersimizedebiyat.org

Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi

CEVAPLAR

1.B 6.C 11.C
2.D 7.B 12.E
3.E 8.A 13.B
4.C 9.D 14.E
5.E 10.C 15.C

 

]]>
Sözcük Türleri – 10 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/sozcuk-turleri-10.html Fri, 07 Mar 2014 22:17:09 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=4052 SÖZCÜK TÜRLERİ- 10

1. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, somut bir ad­dan türeyip somut bir varlığı niteleyen sıfat vardır?

A) İçindeyim şimdi o alaca sessizliğin

B) Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye Abla

C) Bırak yorgun başları bu taşlarda uyusun

D) Sonsuz ufuktan âh o ne coşkun gelişti o

E) Geyikli örtüyü ser masaya, dinlen biraz

(ÖYS 1989)

 

2. Kimi sıfat takımlarında adla sıfatın yeri değiştirilip, ada bir iyelik eki -i, -si) eklenerek bir sıfat grubu (birleşik sıfat) oluşturulur.

Aşağıdaki  cümlelerin  hangisinde bu yolla yapılmış bir sıfat grubu vardır?

A) Okul müdürümüz uzun boylu, sert bakışlı, oldukça genç biriydi.

B) En büyük arzusu, salonu geniş bir eve sahip olmaktı,

C) Güzel değil, fakat okunaklı bir yazısı vardı.

D) Bahçedeki iri gövdeli çınarın altında oturmayı  çok severdi.

E) Okulun yıkık bahçe duvarını nihayet onarmışlardı.

(ÖSS 1987)

 

3. “Artık” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangi­sinde ad olarak kullanılmıştır?

A) Yemek hazır, artık sofraya oturabiliriz.

B) O bardaktaki artık suyu dökebilirsin.

C) Yemek artıklarını değerlendirmemiz gerekir.

D) Havalar ısındı, artık kar yağmaz.

E) Sus artık, biraz da beni dinle!

(ÖSS 1995)

 

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki ikileme, zarf olarak kullanılmıştır?

A) Onun en çok dikkat çeken yönü bakışları ve özellikle iri iri gözleriydi.

B) Yarım yamalak İngilizcesiyle düşüncelerini an­latmaya çalıştı.

C) Filmdeki korkunç sahneleri soğuk soğuk terler dökerek izledi.

D) Tatil haberini duyan öğrenciler güle oynaya ev­lerine gittiler.

E) Konuşmacıya  böyle  saçma  sapan  sorular yöneltmesi herkesi şaşırttı.

(ÖYS 1995)

 

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ad takımı arasına, tamlananın sıfatı girmiştir?

A) Yeni aldığı güneş gözlüğünü kaybetmiş.

B) Mavi çizgili gömleğinin düğmesi kopmuş.

C) Ağacın pencereye değen dallarını kesmek gerekiyor.

D) Dün,   uzun   süredir   görmediğim   bir   okul arkadaşıma rastladım.

E) Senin önerdiğin kitabı bir türlü alıp okuya­madım.

(ÖYS 1993)

 

6. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi türü bakımından ötekilerden farklıdır?

A) Sen de şöyle bir ayakkabı alabilirdin.

B) Sözünü ettiğim yazı öteki dergideydi,

C) Onu değil, şuradaki kalemi istiyorum,

D) Öyle sorular yöneltti ki yanıt bulamadım.

E) Böyle konuşursan anlaşamayız.

(ÖSS 1992)

 

7. “Sınıfa ikişer ikişer giriniz” cümlesindeki “ikişer ikişer” sözü aşağıdaki kelime çeşitlerinden hangisidir?

A) Edat                  B) Zamir               C) İsim

D) Zarf                    E) Sayı sıfatı

(ÜSS 1968)

 

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde -den, -dan (-ten, -tan) eki alan sözcük niteleme sıfatı olarak kullanılmıştır?

A) Sıcaktan çok bunalıyoruz.

B) Bunu ben de sonradan öğrendim.

C) Onu yakından tanırım.

D) Ankara’da uzaktan akrabalarım var.

E) Olanları çoktan unuttum.

(ÖSS 1989)

 

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer yön be­lirteci, tamlayan olduğu İçin adlaşmıştır?

A) Dışarının gürültüsü hepimizi rahatsız etti.

B) Kapının önüne oturmuş, geleni geçeni izliyor.

C)Yukarıya çıkıp arkadaşımla da görüşeyim.

D) Beş yüz metre ileriden sağa döneceksiniz.

E) Çocuğun üstüne kocaman bir battaniye ört­müşler.

(ÖSS 2003)

 

10. Aşağıdakilerin hangisinde, anlam belirsizliğini gidermek için cümlenin başına bir şahıs za­miri getirmek gerekir?

A) Adana’ya yerleştiklerini duydum.

B) Yeni aldığın elbiseyi çok beğendim.

C) Önerdiğin romanı henüz okuyamadım,

D) Yarışmada birinci olduğuna sevindim.

E) Sınava İstanbul’da girmek istiyorum.

(ÖYS 1991)

 

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ağır” ke­limesinin görevi “Ağır bir hastalık geçirdiğini bilmiyordum.” cümlesindekinden farklıdır?

A) İşler neden bu kadar ağır gidiyor, anlayamıyo­rum.

B) Ağır ve kirli hava çocuklara daha çok dokunu­yormuş,

C) Kapı açılınca etrafa ağır bir koku yayıldı.

D) Suçlarken bile çok ağır sözler kullanmadı.

E) Sağlığı, ağır işlerde çalışmasına engel değil.

(ÖSS 1983)

 

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne adlaşmış bir sıfattır?

A) Hastayı rahatsız etmemek için, odasına gir­medik.

B) Bu sınıfın en çalışkanını tanımak isterdim.

C) Yaralı, kazayı bütün ayrıntılarıyla ilgililere an­latmış.

D) iyilikten etkilenmeyecek kişi yoktur.   .

E) Bu yılki güzellik yarışmasında jüri, bir Hintliyi birinci seçmiş,

(ÖYS 1991) 

www.dersimizedebiyat.org

Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi

 

CEVAPLAR

1.E 6. E 11.A
2.B 7. D 12.C
3.C 8. D  
4.D 9. A  
5.C 10.D  

 

]]>
Cümlede Anlam – 20 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/cumlede-anlam-20.html Fri, 07 Mar 2014 23:11:12 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3507 CÜMLEDE ANLAM – 20

1. Aşağıdakilerden hangisi bir yazının ilk cüm­lesi olmaya en uygundur?

A) Yeni öykücüler arasında Türkçeyi bütün güzel­liği ile kullananlar var.

B) Başka öykülerini de dergilerde okumuştum ama bunu hepsinden güzel buldum.

C) Bunda, tiplerin çok canlı, öykülerinin otobiyo­grafik olmasının da etkisi var.

D) Bir bakıma, bu son iki kitabı birer dil olayı olarak değerlendirilmelidir.

E) Birçok yeni öykücünün, buna gereğinden fazla önem verdiğini gördük.

(ÖSS 1987)

 

2. Zamanının çoğunu kasabanın dışındaki kulübe­sinde geçirir. Yazın bağda, kışın küçük zeytinlikte durup dinlenmeden çalışır. Bir gün bile halinden şikâyetçi olmamıştır.

Bu parçada sözü edilen kişi İle aşağıdakiler­den hangisi arasında en çok benzerlik vardır?

A) Kızgın güneşte, yağmur altında eviyle tarlası arasındaki dik yokuşları, kayalık yolları zor­lukla aşardı.

B) Pamuk tarlalarında çalışmak üzere yola ko­yulmuş, bin bir güçlükle Çukurova’ya varmıştı.

C) Kendi yarattığı küçücük dünyasında yaşayan, doğayla içice olmaktan mutluluk duyan çalışkan bir gençti.

D) Çocukluğundan beri şehirlere alışamamış, kendi köyündeki insanlarla bunların yaşama biçimi arasında farklar olduğunu görmüştü.

E) O, bir sur harabesi üzerinde çıkan yabani in­cir ağacı gibi biraz sıkıntılı ve şekilsiz fakat özgürce büyüyüp gelişiyordu,

(ÖYS 1994)

 

3. (I) Ortaokul yıllarımda arkadaşlarla dersten çıkar çıkmaz, okulumuzun bulunduğu tepeden İner, güzelim gül bahçeleriyle çevrelenmiş evlerin Önünden geçerek kıyıya koşardık. (II) Dalgalarla oynarken içimizden biri bağırırdı: “Yunuslar geçiyor!” (III) Sonraları hangi denize baksam, böyle bir sürü halinde geçen yunuslar canlanırdı gözlerimde. (IV) Açıklardaki tek bir yunusu fark edip sevinç çığlıkları atanları gördükçe gerçekten çok etkilenirdim. (V) Yıllarca yunusların sürü sürü gözlerimin önünden geçtiğini, zamanın hepimizi, az rastlanan anların son tanıklarına çevirdiğini nasıl anlatabilirdim onlara?

Bu    parçadaki    numaralanmış    cümlelerin hangisinde yakınma söz konusudur?

A) I.           B)ll.           C) III.          D) IV.           E)V.

(ÖSS 2005)

 

4. Aşağıdaki dizelerin hangilerinde yorum söz konusu değildir?

A)            Alabildiğine insan kalabalığı vardı

Bir aydınlık geleceğe bakıyordu

B)            Bir ılık güz öğlesinde

Şanlı haki urbası üstünde.

C)            Koymuştu kılıcını içine kınının

Yürüyordu arasında sevgili halkının

D)            İzmir’e girişini Atatürk’ün

Bir kahve duvarındaki resimde gördüm

E)            Işıktı sevinçti türküydü

Görseydiniz o resimde Atatürk’ü

(ÖSS 1999)

 

5. Ailede tüm yükümlülükleri üzerlerine alan, çocuk­larını her türlü sorumluluktan uzak tutan anne ba­balar ………… bireyler yetiştirirler.

Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere aşağı­dakilerden hangisi getirilebilir?

A) her bakımdan kendilerine benzeyen

B) işini seven, görevlerinin bilincinde olan

C) bulundukları    her   ortama   kolayca   uyum sağlayan

D) karşılaştıkları güçlükleri yenmek İpin her türlü yola başvuran

E) yaşamını biçimlendiremeyen, başkaları tarafından yönetilmeyi bekleyen

(ÖSS 2001)

 

6. (I) Uykudan önce çocuklara okunacak kitapları onların yaşlarına ve ilgilerine göre seçmek gerekir, (II) Yatak başında, kitapları okurken çocuklarla yapılacak sohbetler, bir bakıma onların çocuksu sırlarını ve duygularını değişik açılardan yansıtır (İli) Bir kitap kahramanının hayranlık uyandıran bir yanı üzerine çocukları konuşturma ya da düşündürme onlarla olan İlişkiyi pekiştirip derinleştirir. (IV) Bunun için de çocuklar, bu soh­bet saatlerinin tadına doyamazlar. (V) Daha da ileri giderek denebilir ki yetişkinlik döneminde de uykudan önceki bu saatler özlemle anımsanır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangi­lerinde, kitabın, çocukları tanıma ve onlarla yakınlık kurmadaki işlevinden söz edilmekte­dir?

A) I. ve II.                B) I. ve III.            C) II. ve III.

D) II. ve IV.              E) IV. ve V.

(ÖSS 1999)

 

7. (I) Bu kitapta anlatılanlar 1940 yılında geçiyor. (II) Yazarının arka kapakta açıkladığına göre bu yapıt, yazmakta olduğu roman dizisinin ilk kitabını oluşturuyor. (III) Kitapta, Çukurova yöresi ve bu yörede yaşayanların birbirleriyle olan ilişkileri ele alınıyor.  (IV)  Bunlar İçtenlik ve  sevecenlikle yoğrulmuş, yalın bir anlatımla sergileniyor. (V) Bu anlatım açık, kısa cümleli bir dille beslendiğinden zevkle ve ilgiyle okunuyor.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi­lerinde söyleyenin kendi düşüncesine yer ve­rilmiştir?

A) I. ve II.               B) l. ve III.          C) II. ve IV.

D) III. ve IV              E) IV. ve V.

(ÖSS 1993)

 

8. (I) Haklarında fazla bir şey bilinmeyen hariciye­ciler dünyasında gezinmek isteyenler için keyifle okunabilecek bir kitap. (II) Yazar, yirmi beş yılı yurt dışında geçen, otuz yedi yıllık meslek yaşamında edindiği izlenimleri okurlara duyurmak istemiş. (III) Mesleğinin sorunlarını, İyi ve kötü yanlarını dile getirmeye çalışmış. (IV) Çok akıcı bir dili var. (V) Kişilerin belirleyici özelliklerini en ince ayrıntılarına değin, somut bir biçimde yansıt­mış.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han­gileri, söz konusu yazarın üslubuyla ilgilidir?

A) I. ve II.                                B) l. ve V.              C) II. ve III.

D) II. ve IV.                                             E) IV. ve V,

(ÖSS 1999)

9. (I) Sabahları erkenden kalkılır. (II) Yataklar kaldırı­lır. (III) Topluca kahvaltı edilir. (IV) Ardından ka­bak çiçeği toplanmaya gidilir. (V) Çiçekler güneş doğmadan önce toplanır. (VI) Yoksa hemen akşamsefaları gibi kaparlar ağızlarını.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han­gisi kendisinden önceki cümlede bildirilen işin nedenini açıklamaktadır?

A) II.         B)lll.         C)IV.         D)V         E) VI.

(ÖYS 1993)

 

10. Televizyonlarda çocuklara yönelik, şiddet içeren çeşitli diziler ve çizgi filmlerle ilgili olarak aşağıda verilen cümlelerden hangisi, ötekilerden farklı bir görüşü dile getirmekte­dir?

A) Ölme, öldürme, zarar verme kavramları; iyilik, dostluk, hoşgörü, zarar vermeme kavram­larıyla iç içe girdiğinden daha da tehlikeli oluyor.

B) Şiddet, her tür çatışmanın çözümü için kabul gören bir yol olunca, şiddet toplumunun to­humları ekiliyor.

C) Şiddet, yaşamdan alınan olayların içinde, abartılmış biçimde sunulduğundan çocuklar bunun gerçekdışılığının ayrımına varıyor.

D) Çocuk, sık tekrarlanan şiddet görüntülerinin etkisi altında kalarak çocukluğun saf dünyasını yitiriyor.

E) Programlarda genellikle, barışı ve güzelliği ko­rumanın yolu şiddetten geçtiği için, çocuklar gereksiz yere şiddete yönlendiriliyor.

(ÖSS 1998)

 

11. Onun, çağının sorumluluğunu üstlenme, tanığı olma gibi, aydın sanatçıya özgü tutum ve dav­ranışları yazın, düşün ve kültür coğrafyamızda bir meşale gibi ışıyacaktır.

Bu cümlede geçen “bir meşale gibi ışıyacaktır” sözünün yerine aşağıdakilerden hangisi geti­rilirse cümlenin anlamı değişmez?

A) yol gösterici, aydınlatıcı olacaktır

B) kuşaktan kuşağa geçecektir

C) gelecek kuşaklarca da hatırlanacaktır

D) çarpıklıkların, bozuklukların düzeltilmesini sağ­layacaktır

E) yaşananları gözler önüne serecektir

(ÖSS 1996)

 

12. (I) Eleştirmenler, şiirlerinin kolay kolay anlaşıl­mayan, kapalı bir yapısı olduğunu söyler. (II) Oysa onun yaşam serüvenini bir ölçüde biliyor­sanız o şiirler, sizin için hiç de kapalı bir nitelik taşımaz, (III) Onlarda toplumsal baskılar altında ezilen insanların, sıkıntılarını, bilinçaltı dünyalarını bütün yönleriyle bulabilirsiniz. (IV) Bunları yansı­tan imgeler, yoğun anlamlar içerir. (V) Bu durum, şiirlerini her okuyuşunuzda onların başka bir yanının ayrımına varmanızı sağlar.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden “şiirlerinde, şairin yaşantısından izler bulunduğu” anlaşılmaktadır?

A) I.          B) II.         C)lll.          D) IV         E) V.

(ÖSS 2002)

 

13. Kültürel  yaşamında  ilerleme  görülmeyen   bir toplumun dilindeki gelişme de durur.

Aşağıda ki I erden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır?

A) Dildeki gelişmeler yavaş yavaş ve belirli kural­lar çerçevesinde olur.

B) Bir dilin söz dağarcığı, başka bir dilin söz dağarcığımdan farklıdır.

C) Toplumsal gelişmeyle dildeki gelişme arasında sıkı bir ilişki vardır.

D) Gelişmiş    toplumların    dilleri,    gelişmemiş toplumların dillerini etkiler.

E) Toplumsal yapıyı oluşturan kurumlardan biri de dildir.

(ÖSS 1991)

 

14. Resim sanatı, para getirmeye başladığı günden beri bir ticaret konusudur. Yapıtların dağıtılması ve satılması işini, bu işle hiç ilgisi olmayan kişiler ellerinde tutarlar. Onlar için en büyük yapıt, …….yapıttır.

Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getiril­melidir?

A) en çok para getiren

B) gösterişli olan

C) herkesçe çok beğenilen

D) klasik bir yapıda olan

E) ünlü bir ressamın elinden çıkan

(ÖYS 1995)

 

15. “Söz dağarcığımızı zenginleştirmenin bir yolu da sözcüklerden sözcük türetmektir.” cümlesinin, anlamca yerini tutabilecek en uygun cümle aşağıdakilerden hangisidir?

A) Dilimizin zenginliğini, bileştirme yolundan yararlanarak sağlayabiliriz.

B) Dilin anlatım gücünü, sözcüklere yeni anlamlar yükleyerek geliştirebiliriz.

C)Halk ağzından derlemelerle dilimizin söz var­lığını zenginleştirebiliriz.

D) Eski yapıtlardan yapılan taramalarla kimi sözcüklerin dile yeniden girmesini sağlayarak sözcük sayısını çoğaltabiliriz.

E) Dilimizdeki sözcüklerin sayısını artırmak için, kök ya da gövdelerden eklerle yeni sözcükler yapabiliriz.

(ÖSS 1982)

CEVAPLAR

1.A 6.C 11.A
2.C 7.E 12.B
3.E 8.E 13.C
4.D 9.E 14.A
5.E 10.C 15.E

 

]]>
Cümlede Anlam – 19 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/cumlede-anlam-19.html Fri, 07 Mar 2014 22:11:09 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3505 CÜMLEDE ANLAM – 19

1. “Dostumuz bizi her nedense hatırlamışlar.” cüm­lesinde “-ler” eki anlatıma aşağıdakilerden hangisini katmaktadır?

A) saygı                   B) sitem          C) üzüntü

D) küçümseme         E) sevgi

(ÜSS 1978)

 

2. Bir yazıda sözcükler özenle seçilerek kullanılmalı; yazı, özlü ve düşünsel yönden zengin olmalı, yeniden okunmaya değer nitelikler taşımalı; aksi halde yarın yaşarlığını koruyamaz.

Aşağıdakilerden hangisi anlamca bu cümleye en yakındır?

A) İçeriğinin gerektirdiği biçimsel özellikleri taşıyan bir yazının yarınlara kalma olasılığı fazladır.

B) Bir yazının değerini, niçin yazıldığı değil, nasıl yazıldığı belirler.

C) Bir yazının gelecekte varlığını sürdürebilmesi, biçim ve içerik bakımından güçlü olmasına bağlıdır,

D) Üzerinde titizlikle durulan ayrıntıların anlaşılır, işlevsel ve nitelikli olması bir yazıya gerçek değerini kazandırır.

E) Bir yazarın başarısı, geleceğe yönelik yargı­ları yoğun bir anlatımla sunmasıyla Ölçülür.

(ÖYS 1996)

 

3. Her ressam, aynı doğa parçasını tuvaline farklı biçimlerde yansıtır

Bu cümlenin sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz?

A) Doğa, her sanatçı için değişmez bir konu alanıdır

B) Çünkü olaylara, durumlara bakış açısı sanat­çıdan sanatçıya değişir

C) Bu, aynı zamanda biçemle ilgili bir durumdur

D) Bunda sanatçının doğayı algılama biçiminin etkisi vardır

E) Bunu, yaratıcılığın bir gereği sayabiliriz

(ÖSS 2005)

 

4. Her şeyi bütün yönleriyle açıkça ortaya koyma, büyük sanatçılara özgü bir tutum olamaz çünkü düş gücüne bir şey bırakılmadığı zaman okurun dünyası sınırlanır, bu da onun sıkılmasına yol açar.

Bu cümlede sanatçıyla ilgili olarak anlatılmak İstenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Değişik yeteneklere sahip olmalıdır.

B) Farklı  yorumlara açık ürünler ortaya  koy­malıdır.

C) Yapıtlarıyla, insanı değiştirmeye yönelmelidir.

D) Okuru duygulandırma amacı gütmelidir.

E) Söylemini okurların düzeyine göre belirleme­lidir.

(ÖSS 2007)

 

5. “Kıyıya dikine inen bu sokak gül kokuyor, hanımeli kokuyordu; ama insan kokmuyordu.”

Cümlesindeki “insan kokmamak” sözü, gerçek anlamının dışında kullanılmıştır. Benzer bir kullanım, aşağıdaki cümlelerin hangisinde görülmektedir?

A) Denizin yarattığı bu güzelliklerde göz nuru yoktu.

B) Yalılarda oturanların inceli kalınlı seslerini İşi­tiyorduk.

C) Deniz küçük dalgalıydı, kıyılar sebze artık­larıyla doluydu.

D) Kıyı boyunca yürürken resimden, müzikten konuştuk.

E) Gezintiden   dönenlerin   neşelerine   diyecek yoktu.

(ÖSS 1985)

 

6. (I) Üç adasıyla Malta, Sicilya’nın güneyinde, Ak­deniz’in ortasında, (II) Malta’nın üç adasından biri olan Gozo, İlginç kayalıkları, mağaraları ile birçok doğal güzelliğe sahip. (III) Adada ağaç olmadığı ve tarih boyunca dışarıdan getirildiği için, evlerin neredeyse tamamı taştan yapılmış. (IV) Zengin kireçtaşı yatakları burada taş işçiliğinin gelişmesinin en önemli nedeni. (V) Her köyün, kusursuz işçiliğe sahip kiliseleri, mimaride taşa mahkûm olmanın yansıması olarak yorumla­nabilir.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi­sinde olumlu bir durum olumsuz bir ifadeyle anlatılmaktadır?

A) I.         B) ll.         O) III.          D) IV.          E) V.

(ÖSS 2001)

 

7. I.Başarılı eleştirmen, yazarın anlatım pürüzlerini ele alır, anlatımla anlatılanlar arasındaki ilişkiyi kurar, geri kalanın yazarın işi olduğunu bilir.

II. Eleştirmenler, dost oldukları yazarların yapıt­larını değerlendirirken nesnellik süzgecini iki kez kullanmalıdırlar.

III. Eleştirmenden, yazarın yaşamı üzerinde dur­ması değil, yapıtlarına yeni yorumlar getirme­si beklenir,

IV. Eleştirmen yorum ve değerlendirmeleriyle ya­zarları yönlendirici olmalıdır.

V.  Eleştirmenin sorumluluğu, yazarın değil, yapıtın bilinmeyen yönlerini bulup ortaya koymak­tır.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi­leri anlamca birbirine en yakındır?

A) I. ve II.                                B) II. ve III.              C) III. ve IV.

D) III. ve V.                             E) IV. ve V.

(ÖSS 2007)

 

8. (I) Günümüzden otuz yıl önce yayımlanan bu ro­manı yazar yeniden gözden geçirmiş. (II) İlk baskısını çok aradım. (III) En sonunda bulabildim. (IV) Bunu ikinci baskısıyla karşılaştırdım. (V) Yazar, bazı düzeltmeler yapmak bazı fazlalıkları çıkarıp atmakla çok iyi etmiş,

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi­sinde yorum söz konusudur?

A)I.          B) II.         C)lll.          D) IV.          E) V.

(ÖYS 1996)

9. I. Yapıtlarını sık sık okuduğumuz bir şairin dilini, sözcüklere yüklediği yeni anlamlan çabuk kavrayabiliriz.

II. Kendilerinden önceki şairlerden etkilen­meyenler, sürekli biçim ve içerik arayışı içinde olan şairlerdir.

II. Kimi şairler zaman geçtikçe şiirlerinde, hep aynı düşüncelere ve hayallere yer verirler.

IV Sürekli aynı düşünceyi işleyen şairlerin şiir­lerini anlamak daha kolaydır.

V. Bir süre sonra özgünlüklerini yitirerek kalıp­laşan şairler de vardır.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangileri anlamca birbirine en yakındır?

A) I. ve II.

B) II. ve III.

C) II. ve IV

D) III. ve V.

E) IV ve V

(ÖSS 2002)

 

10. Aşağıdaki    cümlelerin    hangisinde   eşitlik kavramı söz konusudur?

A) Elmayı ortasından İkiye bölüp yansını ona uzattı.

B) Ne o ne bu, ikisinin ortasını bulmaya çalış.

C) Ortada bir masa, masanın iki yanında da san­dalyeler vardı.

D) İşin ortasında bıraktı, çekip başka yere gitti.

E) Kahvenin şekeri mümkünse orta olsun.

(ÖSS 1987)

 

11. Yıllar önce okuduğumuz bir kitabı ikinci kez oku­duğumuzda kitap aynı kitaptır ama ondan al­dığımız tat eskisinden daha fazladır,

Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır?

A) Bir kitapta anlatılanlar zamanla değişik anlam­lar kazanır.

B) Bir kitabın okuyucusuna vereceği haz, sonraki okunuşunda biraz daha artar.

C)Bir kitabın her okunuşta aynı zevki vermesi onun değerini gösterir.

D) Bir kitabın anlaşılabilmesi için birkaç kez okun­ması gerekir.

E) Okuyucunun bir kitaptan aldığı tat, onu oku­yuş biçimine göre değişir.

(ÖYS 1992) 

12. “Onun bir de ‘Hint Filozofları’ adlı eseri vardı. Bana ilkin Hindistan penceresini o kitap açmıştı.”

Aşağıdakilerden hangisi, anlamca, ikinci cüm­lenin yerini tutar?

A) Bana Hindistan’ı ilkin, o kitap sevdirmişti.

B) O kitabı okuyuncaya dek, Hindistan üzerine bir şey bilmemenin ezikliğini duyuyordum.

C) O kitaptan Hindistan üzerine bir şeyler öğren­miştim; ancak bu bilgim yetersizdi.

D) Hindistan’ı o kitapla tanımaya başlamıştım.

E) O   kitap,   Hindistan’ı   tümüyle   değil,   bir bölümüyle tanıtıyordu.

(ÖSS 1984)

 

13. (I)” Edebiyatın temel öğesi nedir?” sorusuna ve­rilen cevaplar bir noktada birleşmektedir. (II) Ede­biyat yapıtının en önemli aracı, yapıtaşı dildir, (III) Ama dil. bir edebiyat yapıtının değerini tek başına belirlemez; ancak kurgusu ve konunun işleniş biçimiyle birlikte bir ölçüt olabilir. (IV) Bir yapıtı, yalnız dil açısından yüceltmek ya da onun değer­siz olduğunu belirtmek yerine onu bütün öğeleriyle birlikte ele almak, değerlendirmek  gerekir

Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi­leri anlamca birbirine en yakındır?

A) l. ve II.             B) I. ve III.            C) I. ve IV.

D) II. ve IV.           E) III. ve IV.

(ÖSS 1992)

 

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, önerinin gerekçesi de açıklanmıştır?

A) Daha az konuşup daha çok iş yapın.

B) Başarının bir parçası   olun, eleştirmeni değil.

C) Sabır bir erdemdir, sakın ondan vazgeçmeyin.

D) Çabalarla amaçları birbirine karıştırmayın,

E) Başkalarını eleştirdiğiniz kadar kendinizi de eleştirin.

(ÖSS 1999)

 

15. Bence otobiyografik bir eser, hiçbir zaman edebi bir eser niteliği taşımaz; çünkü edebi bir eser, yaratıcılık gerektirir, buluş gücü gerektirir.

Bu cümleden aşağıdaki yargıların hangisi çı­karılamaz?

A) Bir kişinin gerçek yaşamıyla sınırlı kalan bir yapıt edebiyat değeri taşımaz.

B) Yaşanılanları olduğu gibi yansıtma, edebi es­erin yapısıyla bağdaşmaz.

C) Kendi yaşamını anlatan yazarların yapıtla­rında yaratıcılık bulunmaz.

D) Bir yapıtın edebi değer taşıması, yazarının or­taya koyduğu sanatsal buluşlara bağlıdır.

E) Gerçek yaşamdaki kişileri anlatma, giderek yazarların yaratıcılığını sınırlar.

(ÖYS 1997)

 CEVAPLAR

1.B 6.E 11.B
2.C 7.D 12.D
3.A 8.E 13.E
4.B 9.D 14.C
5.A 10.A 15.E

 

]]>
Cümlede Anlam – 18 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/cumlede-anlam-18.html Fri, 07 Mar 2014 22:11:07 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3503  CÜMLEDE ANLAM – 18

1. “(I) Bana göre şiir, özünü halk kültüründen almalı. (II) Halk kültürü tükenmez bir hazinedir. (III) Halk ne söyleyecekse doğrudan söyler. (IV) Dolam­baçlı yollara sapmaz. (V) Halkımız acı sözlerden tatlı sözler üretir. (VI) Çirkinliklerden güzellik yaratır.”

Parçada, anlamca birbirine en yakın olan iki cümle hangisidir?

A) l ,ll                      B)II,III                  C) III, IV

D) IV , V                  E) V, VI

(ÖSS 1985)

 

2. (I) Bir öykü ustası olarak girdi edebiyat dünyasına. (II) Öykülerinde de romanlarında da hiçbir zaman kolaya kaçmadı. (III) Bunda, sanata duyduğu sorumluluk kadar okuruna duyduğu saygının da payı vardır. (IV) Yapıtlarının hepsinde sanatsal ve kültürel gelişmeyi besleyici öğeler, ayrıca okuru, düşünmeye yönelten özgür öner­meler görülür. (V) Bu usta, biçimsel yeniliklere açılmaktan hoşlanır ve bunları dener. (VI) Bas­makalıp reçetelerden, alışılmış neden sonuç ilişk­ileriyle oluşturulan yapay anlatımlardan kaçınır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde, II. cümledeki davranışın nedeni açıklanmaktadır?

A) I.         B)III.         C)|V.         D)V         E) VI.

(ÖSS 2002)

 

3. (I) Öykücülüğümüzün bugün belirli bir çizgiye ulaştığını ve o çizgide seyrettiğini söylemek oldukça güç. (II) Hatta bazı dönemlerde geçmişteki düzeyini bile koruduğu söylenemez, (III) Günümüzün genç öykücüleri eski öykü örnek­lerini ya hiç okumuyorlar ya da yarım yamalak tanıyorlar, (IV) Bu yüzden, geçmişle kan bağı taşı­mayan, yaratıcılıktan yoksun, son derece yetersiz ürünlerle karşılaşıyoruz. (V) Bu durum, ister iste­mez, okurlarda öyküye karşı ilgisizlik ve küçümseme yaratıyor.

Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisindeki eleştiri, öykücülerin yazdıklarına yöneliktir?

A) I.          B) ll.          C)lll.         D) IV.          E) V

(ÖSS 1999)

 

4. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi, anlamca bir­likte verilen tutum ya da davranışla uyuşmaz?

A) Her işte bir hayır vardır.  – İyimser olma

B) Gül dikensiz, sefa cefasız olmaz. – Sıkıntılara katlanma

C) Sağlık istersen çok yeme, saygı istersen çok deme.- lçülü davranma

D) Boş fıçı çok tangırdar. – Bilgiçlik taslama

E) Bin tasa bir borç ödemez. – Kuşku duyma

(ÖYS 1997)

 

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yakınma” anlamı vardır?

A) Sınav sonuçları yarın açıklanır mı ki?

B) Bunu alsam beğenir mi ki?

C) Söylesem de beni dinlemez ki!

D) Bu olay onu o kadar üzdü ki…

E) Bu saatten sonra gelir mi ki?

(ÖSS 1995)

 

6. “Atatürk, Birinci İnönü Savaşı’ndan sonra, Namık Kemal’in,

Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini

Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini

dizelerini (mısralarını) değiştirerek şöyle demiştir: Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini Bu­lunur kurtaracak bahtı kara maderini” Bu iki söy­leyiş arasında nasıl bir anlam farkı vardır?

A) bezginlik-canlılık

B) kuşku – kesinlik

C) umutsuzluk – güven

D) inançsızlık-inanç

E) çekingenlik-ataklık

(ÖSS 1983)

 

7. O, okurların yazarları seçtiği gibi, yazarların da okurları seçebileceğine inanan bir sanatçıdır.

Aşağıdakilerden hangisi anlam bakımından bu cümlede sözü edilen sanatçının görüşüne en yakındır?

A) Okurlar en tanınmış yazarları okumayı, ya­zarlar da okurların ilgisini çekecek şeyler yaz­mayı isterler.

B) Kimi okurlar belirli yazarların belirli yapıtlarını seçerler, kimi yazarlar da geniş kitlelere seslenmeyi amaçlarlar.

C) Okurlar kendi düşüncülerine uygun olan ya­zarları yeğlerler; yazarlar da kendi istedikleri nitelikleri taşıyan okurlara seslenirler.

D)Okurlar üstün nitelikli yapıtlardan hoşlanırlar; yazarlarda okuyucunun düzeyini yükseltmeye çalışırlar.

E) Okurların bir bölümü yeni tanınmaya başlamış yazarlara ilgi duyarlar; yazarların bir bölümü de Çalışmalarını okuyucuların beklentilerine göre yönlendirirler.

(ÖYS 1992)

 

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öznel bir değerlendirme söz konusudur?

A) Romanda anlatılanlar Kurtuluş Savaşı yıl­larında geçiyor.

B) Öyküdeki kişilerin dördü kadın, üçü erkektir.

C) Romanın   sonunda   kahramanların   hepsi ölüyor.

D) Kitaptaki ilk öykünün konusu köy yaşamıdır.

E) Öykülerin anlatımında bir kuruluk, bir tekdüze­lik görülüyor.

(ÖSS 1991)

9. (I) Kırk beş yıl boyunca birçok dergide, gazetede çeşitli kitaplarla ilgili değerlendirme yazıları yazdım. (II) Kendimi bir kitap eleştirmeni olarak görseydim, üstünde durup düşünülmüş, tutarlı ve kalıplaşmış bir yaklaşımla, belirgin bir yöntemle yönelirdim kitaplara.(III) Ama böyle bir arayışa girmedim. (V) Yazarlıkla ilgili her alanda olduğu gibi eleştiri alanında da kendi Ölçütlerime bağlı kaldım. Yazarlığımın temelinde hep bağımsızlık, kural tanımazlık, özgürlük yatıyor. (VI) Yıllar sonra dönün arkama baktığımda bunu açık açık görü­yorum.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi­sinde sanatçı, yazma işinde seçtiği yolu en kapsamlı biçimde belirtmiştir?

A) II.         B)lll.         C)IV.         D)V         E) VI,

(ÖSS 2004)

 

10. Aşağıdaki   cümlelerin    hangisi    öznel    bir yargıdır?

A) Yunus Emre’nin bu şiirinde “bulut’un gizli gizli ağlamasından söz edilerek buluta insan niteliği verilmektedir.

B) Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bu şiirlerinde doğadaki nesnelerin özellikleri insanlar ipin kullanılmıştır.

C) Faruk Nafiz Çamlıbel’in, “Han Duvarlarında birçok kez kişileştirmeye başvurduğu görülmektedir.

D) Ahmet Haşim’in “Sonbahar” şiirindeki kişileştirme de çok ilgi çekicidir.

E) Behçet Necatigil’in bu dizelerinde sokaklar için, “gülümseyen” sözcüğü kullanılarak kişileştirme yapılmıştır,

(ÖSS 1995)

 

11. “Çocukların, susuzluktan dudakları çatlamıştı.” cümlesindeki neden-sonuç ilişkisi aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Çok çalışıp yoksulluktan kurtulmuştu.

B) Geçirdiği hastalıktan hiçbir İz kalmamıştı.

C) Şiddetli soğuklardan elleri ince ince yarılmıştı.

D) O korkulu olaydan güzel bir öykü çıkarmıştı.

E) Öfkesinden ortalığı altüst etmişti.

(ÖSS 1984)

 

12. (I) Bu kitabın dört bölümü, aslında birer uzun makale olarak düşünülmüş, (II) Dördü de ayrı ayrı temaları işliyor. (III) Bu temalar: Osmanlı Türk müziğinin öğretimi, İcra üslubu, makamları ve bunları kuşaktan kuşağa aktarma yöntemleri… (IV) Yani Türk müziğinin belirleyici özellikleri…(V) Bütün bunlarla, geleneksel Osmanlı Türk mü­ziğinin çeşitli yönlerine ışık tutuluyor ve onun be­lirgin nitelikleri ortaya konuyor,

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi­si sözü edilen kitabın içeriğiyle ilgili değildir?

A) I.           B) ll.        C)lll.         D) IV.           E) V.

(ÖSS 1996)

 

13. Ne yaşanan her olay öyküye dönüştürülebiliyor ne de öyküye özgü kurallar, her zaman gerçeği aynen anlatmaya uygun düşüyor. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye en yakın anlamdadır?

A) Öyküde ne yaşanmış olaylar anlatılabilir ne de gerçekler yansıtılabilir.

B) Her olayı öyküleştirmek doğru olmaz; her öykünün kendine özgü bir yapısı vardır.

C) Yaşanmamış olaylardan öykü çıkarılamaz; yaşanmış olaylar da öykünün sınırların] aşar.

D) Yaşanan olaylar çok etkileyicidir; olaylar öyküleştirilirken canlılığını ve etkileyiciliğini yitirir.

E) Baştan geçen her olaydan öykü çıkarılamaz; öykünün yapısı olup biteni olduğu gibi yansıt­maya izin vermez,

(ÖYS 1994)

 

14. 1950’lerde edebiyatımızda görülen köye yöneliş hareketi, köy kökenli ya da köyü yakından tanıyan yazarların birbiri ardına ürün vermeleriyle yaygın­laşıp gelişmiştir.

Düşüncenin akışına göre bu cümleden sonra aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) Köylü ve köy sorunları, edebiyatımızın temel konularından biri olmuştur.

B) Köy gerçeğini değişik boyutlarıyla yansıtan bu ürünler, günümüz Türk edebiyatının seçkin örnekleri arasında yer alır.

C)Bu iki sanatçımızı köy edebiyatının dar kalı­pları içinde düşünmemek gerekir.

D) Bu hareketi benimseyen sanatçılar, köye ve köylüye yeni bir bakış açısıyla yaklaşmışlardır.

E) Bu yazarlar, köyün ve köylünün sorunlarını başarılı bir biçimde okurlara yansıtmışlardır.

(ÖSS 1995)

 

15. “Teknolojik uygarlığın başlıca Özelliği bilime dayanması, bilimle beslenmek zorunda ol­masıdır.” cümlesini, anlam değişikliği yap­madan, olumsuz biçimde yeniden söylemek gerekse, aşağıdakilerden hangisi en uygun olur?

A) Teknolojik uygarlığın bilime dayanmasını, bil­imle beslenmesini istemeyen yoktur.

B) Teknolojik uygarlığın bilime dayanmaması, bil­imle beslenmemesi düşünülemez.

C) Teknolojik uygarlığın başlıca Özelliği ne bilime dayanması ne de bilimle beslenmesidir.

D) Bilime dayanma ve bilimle beslenmenin teknolojik uygarlığa katkıda bulunduğu bilin­meyebilir.

E) Teknolojik uygarlığın bilime dayanması, bilimle beslenmesi başlıca özelliği olmayabilir.

(ÖSS 1982)

 CEVAPLAR

1.C 6.C 11.C
2.B 7.C 12.A
3.D 8.E 13.E
4.E 9.D 14.C
5.C 10.D 15.B

 

]]>
Cümlede Anlam – 17 (Çıkmış Sorular) https://dersimizedebiyat.org/cumlede-anlam-17.html Fri, 07 Mar 2014 22:11:05 +0000 http://edebiyatogretmeniyiz.com/?p=3501 CÜMLEDE ANLAM – 17

1. Bu sanatçımız kendisine söylenen: “Eline sağlık, resimlerin çok güzel olmuş.” türünden basmakalıp sözlerin kendisine bir şey kazandırmayacağına inanır. Çünkü —.

Bu cümlenin sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz?

A) onun için önemli olan, yansıtmak istediklerinin anlaşılıp anlaşılamadığıdır

B) o, yöneltilen eleştiriler doğrultusunda kendisini geliştirecektir

C)onun için  sanat,  insanları  etkileme, belirli duygularla donatma işidir

D) o, yapıtın biçim ve içerik yönünden eleştirilme­sinden yanadır

E) o, eleştirinin İşlevsel bir nitelik taşımanı ister

(ÖSS 2005)

 

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde betimleme yoktur?

A) Söylenenleri hiç duymuyormuşçasına dalgın, düşünceli bir tavırla işini yapmayı sürdürdü.

B) Artık bahar geldi derken birdenbire hava boz­muş, damlar, sokaklar, kırlar karla örtülmüştü.

C) Az konuşan, doğruyu söyleyen, söylediğini tar­tan bir insandı.

D) İçli, çok duygulu bir adamdı, konuşurken hem ağlar hem ağlatırdı,

E) Benim gibi babamın da dedemin de çocukluk ve ilk gençlik günleri bu konakta geçmişti.

(ÖYS 1993)

 

3. Yazınsal yapıtlar, yaşama ayna tutmakla kalmaz, aynı zamanda ona istediği biçimi de verir.

Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatıl­mak istenene anlamca en yakındır?

A) Her yazar, hangi türde yazarsa yazsın, yapıt­larının konularını yaşamdan alır.

B) Yazma, yazarları yaşama bağlayan, düşsel ve düşünsel boyutlu yaratıcılık isteyen bir eylemdir.

C) Roman, Öykü, oyun gibi yazınsal ürünlerde, okurlara, değişik yaşamlar sunulur.

D) Günlük yaşamla beslenmeyen, dil değeri taşı­mayan yapıtlar kalıcı ve etkili olamaz.

E) Roman, öykü, oyun gibi türlerde yazılmış yapıtlar, yazıldıkları dönemi yansıtır ve onu yönlendirir.

(ÖSS 1998)

 

4. (I) Bilinç akışı yöntemi, öykü ve romanlarda karakterlerin, geçmişe ve bugüne ilişkin duygu, düşünce ve anılarının aktarımında kullanılan bir tekniktir. (II) Söz konusu duygu ve düşüncelerin hiçbir denetim ya da sınırlama olmaksızın, olanca doğallığıyla aktarılması, anlatıyı zenginleştirir. (İli) Bu teknikle yazar, okura kendi duygularını anlaya­bilme olanağı sunar. (IV) Bir başka anlatımla oku­run, gerçeği farklı boyutlarda görmesini sağlar. (V) Böylece yazar, yüzeysel olanın anlatımıyla yetinmeyerek, yarattığı kahramanların iç dünyalarını da yansıttığı için anlatımına derinlik kazandırmış olur.

Bu    parçadaki    numaralanmış    cümlelerin hangisi tanımsal bir nitelik taşımaktadır?

A) I.            B)ll.          C)lll,          D) IV.             E) V

(ÖSS 2007) 

5. Aşağıdakilerden hangisinin sonuna, “Bu ne­denle söz konusu yapıt çok okunmuş ve de­falarca basılmıştır.” cümlesinin getirilmesi anlam akışı yönünden uygun olmaz?

A) Yapıtın, yazıldığı döneme göre, sade ve an­laşılır bir dili vardır.

B) Yapıtta, eski eğitim uygulamaları, kahramanın bakış açısından, etkileyici bir anlatımla yargı­lanmaktadır.

C) Yapıtta, içinde bulunulan ortamla insanın psikolojik durumu arasındaki ilişki açıkça görülmektedir.

D) Yazarın, tarihsel olaylardan yola çıkarak oluş­turduğu bu yapıtta, gerçeklerin payı büyüktür.

E) Belli bir kesime seslenen bu yapıtta terimlere dayalı bir anlatım kullanılmıştır.

(ÖSS 1999)

 

6. İnsan, bazı şeyleri söylemeyi seçtiği için değil, onları belli biçimde söylemeyi seçtiği için “yazar” dır.

Bu cümle aşağıdakilerden hangisine anlamca en yakındır?

A) İnsanların, düşüncelerini söyleyiş biçimiyle söz dağarcığı arasında ilişki vardır.

B) Bir yazarın neyi söylediğinden çok, nasıl söy­lediği önemlidir.

C) İnsanın, söyleyeceklerini seçerken çok özenli davranması gerekir,

D) Bir yazının okuyucu üzerindeki etkisi, onun anlatım biçimine göre değişir.

E) Bir yazar, düşüncelerini sınırlamadan, özgürce yazmalıdır.

(ÖSS 2002)

 

7. “Bir kavramı belirlemenin başka bir yolu da onun karşıtı olan kavramı belirlemedir.”

Aşağıdaki   yargıların   hangisinde   bu   yola başvurulmuştur?

A) Eleştiri, bir yapıtı belirli ölçütlere göre değerlen­dirme, inceleme işidir.

B)Bir düşünceye saplanıp onun dışında doğru tanımayan kişilere hoşgörülü denemez.

C) Bilimsel kuşku insanoğlunu İnanmaktan çok, nedenlerle düşünmeye götürür.

D) İlkel toplumların da, uygar toplumların da kendilerine özgü kültürleri olmadığı söylene­mez.

E) Eleştirmen de yaratılmış bir yapıtı yorumlarıyla zenginleştiren bir sanatçı sayılır.

(ÖSS 1982)

 

8. Şiir yazmak bence bir duyarlık işidir, Yazılan şiir, dizginlenemeyen bu duyarlığın, ritm ve sese dönüşmesidir. Ancak bu sırada şiirdeki sesin boğuk, hırıltılı ve anlamsız olmamasına özen göstermek gerekir.

Bu parçada altı çizili sözlerle anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir?

A) Mesajın,   okuru   yanlış   düşüncelere   yön­lendirmemesi

B) Anlamın duygusallıktan uzak, gerçekçi bir nite­lik taşıması

C) Sözcüklerin iyi seçilmiş, uyumlu ve anlamlı ol­ması

D) Sözcüklerin değişik anlamları çağrıştırmaması

E) Sözcüklerin sanatsız ama etkileyici bir biçimde kullanılması

(ÖSS 1993)

9. Şiir sanatı üstüne çok düşünmüş ve bu sanatı her şeyden üstün tutmuş biri olan Paul Valery, şiir………yazılır, demiş. Bu sözüyle, şiire özenen ve çok iyi bir ressam olan Degas’ya, şiirin malzemesinin …….. olduğunu anlatmak istemiş. Tıpkı resmin malzemesinin kuşlar, ağaçlar, insanlar değil, ren­kler ve şekiller olduğu gibi.

Bu parçada boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi geti­rilmelidir?

A) sözcüklerle – duygu ve düşünceler değil sözcükler

B) benzetmelerle – şairin yaratıcılığıyla ilgili

C) duygularla – herkesçe anlaşılır nitelikte, açık seçik

D) olgunluk döneminde – özgün ve yoruma açık

E) uzun sürede- şairin yaşantısına değil düş gücüne bağlı

(ÖSS 2003)

 

10. I.Okur onun yapıtlarını okurken kendisini, yıllanmış çamların olduğu bir ormanda kuş ses­leri ve reçine   kokularının   arasında bulurdu.

II.Septiği ilginç ayrıntılarla, yaptığı benzetme ve karşılaştırmalarla yapıtlarında okura, doğanın temiz havasını soluturdu.

III. Öykülerinde Anadolu’nun köylerinde, kasa­balarında yaşayanların değişik sorunlarını göstermeye çalışırdı.

IV. Roman ve öykülerinde, günlük yaşamın sıkıntıları içinde bunalan kişileri işlerdi.

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangi­leri, sanatçının betimlemelerindeki aynı niteliği yansıtmaktadır?

A) l. ve II.                                B) I. ve III.         C) II. ve III.

D) II. ve IV.                             E) III. ve IV.

(ÖSS 1999)

 

11. Daha ilk kitabı yeni yayımlanmış bir şairim ben. Bu yüzden sorunuzu, “Bu soru beni aşar.” diye yanıtladım.

Bu parçada şairin, “Bu soru beni aşar.” cümle­siyle anlatmak istediği aşağıdakilerden hangi­sidir?

A) Bu konuda açıklama yapmama gerek yok.

B) Daha önce de böyle bir soru sordunuz. C)Bu soruyu başkaları da yanıtlayabilir.

D) Sorunuza çok değişik yanıtlar verilebilir.

E) Bu konuda yeterli bilgim ve deneyimim yok.

(ÖSS 1994)

 

12. (I) Bu zorlu uğraşta, kendimi hiçbir zaman şair olarak görmedim, fil) Bana “şair” diyenlere de İpimden hep gülümsedim. (III) Ben, şiir yazma yo­lunda tutarlı olduğunu sandığım bir biçimde yürüyen, sıradan bir şairim. (IV) Şiir yazma serüveninde, tüm yeteneğimi ortaya koyarak, ulaştığım düzeyi düşürmeden yol alıyorum. (V) Bu tutumum, işimi bir bakıma zorlaştırdığı gibi az şiir yazmama da neden oluyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi­lerinden, konuşan kişinin alçakgönüllü olduğu anlamı çıkarılamaz?

A) I. ve II.                 B) I, ve III.              C) II. ve IV.

D) III. ve V.              E) IV ve V

(ÖSS 2002)

 

13. Eğer nüfus artıyor, İstekler de çoğalıyorsa eldeki olanakları daha iyi kullanmak zorundayız.

Aşağıdakilerden hangisi, anlam bakımından bu cümleye en yakındır?

A) Nüfus artışına paralel olarak artan istekleri karşılayabilmek için eldeki olanakları yerinde kullanmak gerekir.

B) Nüfus artışı birtakım farklı İsteklerin ortaya çık­masına yol açar.

C) Nüfus artışıyla birlikte çoğalan isteklerin kar­şılanması için yeni kaynaklar arama yoluna gidilmelidir.

D) Nüfusun hızla artması karşısında eldeki ola­naklar zamanla yetersiz duruma gelir.

E) Nüfusun artışıyla ekonomik olanaklar ara­sında bir denge kurulmazsa istekler hiçbir biçimde karşılanamaz.

(ÖYS 1992) 

14. Anlatımda   olayların   sıralanışı   yönünden, “Yürüdükçe iştahı açılır, iştahı açıldıkça yer, yedikçe şişmanlardı.” cümlesi ile aşağıdakiler­den hangisi arasında bir benzerlik kurulabilir?

A) Onu gördükçe neşelenir, onunla konuştukça özlemi azalır, ondan uzak kaldıkça kederlenirdi.

B) Okudukça yeni şeyler öğreniyor, öğrendikçe kendine güveni artıyor, güveni arttıkça daha başarılı oluyordu.

C) Çocuklar konuştukça o da konuşuyor, düşün­dükçe o da düşünüyor, güldükçe o da gülüyor­du.

D) Yoruldukça dinlenir, sıkıldıkça önüne bakar, üzüldükçe ağlardı.

E) Hava açtıkça bahçede çalışır, rüzgâr dindikçe balığa çıkar, yağmur yağdıkça içeride ağlarını tamir ederdi.

(ÖSS 1987)

 

15. (I) Bu sanatçı, içinde yaşadığımız çevreyi, gün­lük olayları yansıtıyor, (II) Bunları, ancak okurken görebileceğimiz, incelikli ayrıntılarla ustaca an­latıyor. (IİI) Bu yapıtında büyük kentin aylak insan­larını, küçük memurları konu alıyor. (IV) Sevgiye, insanca yaşamaya özlemi olanların arayışlarını inceliyor. (V) Bunları, alçakgönüllü bir gözlemci­likle Önümüze seriyor.

Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerin han­gilerinde beğenme sezilmektedir?

A) I. ve II.               B) l. ve III.            C) ll.ve V.

D) III. ve IV.               E) IV. ve V.

(ÖYS 1998)

 CEVAPLAR

1.C 6.B 11.E
2.E 7.B 12.E
3.E 8.C 13.A
4.A 9.A 14.B
5.E 10.A 15.C

 

]]>