Kahraman Anlatıcının Bakış Açısıyla Anlatım
Yatağın altında yeşil, tahtadan bir sandık duruyordu. Onu açtım. Az daha sevincimden haykıracaktım. Annemin bir hafta önce İstanbul’dan gönderdiği hediyeler içinde çıkan kaşağı pırıl pırıl parlıyordu. Hemen kaptım. Tosun’un yanma koştum.
Gözlemci Figürün (Müşahit) Bakış Açısıyla Anlatım
Ayakkabıcı, iskemlesine oturdu. Hasan da merakla karşısına geçti Şaşarak eğlenerek seyrediyordu. Tamirci, kartona benzeyen kalın deriyi iki tarafı keskin incecik, sapsız bıçağıyla kesti. Ağzına bir avuç çivi doldurdu. Sonra bunları ağzından çıkarıp ayakkabıların altına çabuk çabuk mıhladı.
Tanrısal (Hakim, ilahı) Bakış Açısıyla Anlatım
Orhan, bu hâlde Necati’nin evine kadar gitmeye muktedir olup olmayacağını düşündü. Onu mektebe gitmeden evvel bulmak istediği için geç kalmaktan korkuyordu. Fakat buradan nasıl çıkacaktı? Felaketin tekerrür etmesi ihtimali onu dehşete düşürüyordu. Hem yürüyebilecek miydi? Tramvay bekleme yerine kadar gidebilecek miydi? İçeriye müşteriler girmeye başladığı için bu dükkânda, bu vaziyette daha fazla kalamazdı. Doğruldu ve üstünden yorganı da kaputu da attı. Dükkân iyice ısınmıştı.
]]>Bir olayı, hikâye etmektir. Bu tekniğin kullanıldığı metin veya paragraflarda, olay örgüsü öne çıkar. Sürekli hareketlilik vardır. Varlıklar devinim içindedir. Olay, kişiler, mekân ve zaman bu tarz metinlerin yapı unsurlarıdır. Olayın tamamı anlatılmışsa giriş (serim), gelişme (düğüm) ve sonuç (çözüm) bölümü bulunur. Dil, sanatsal işleviyle kullanılır.
]]>Muhsin Çelebi, geniş somaki kemerli açık kapıdan rahat adımlarla girdi. Yürüdü. Başı her zamanki gibi yukarda, göğsü her zamanki gibi ilerideydi. Koynundan çıkardığı padişah mektubunu öptü. Başına koydu. Sonra altın tahtın üstüne garip bir yırtıcı kuş sessizliğiyle tünemiş şaha uzattı. Ayağı öpülmeyen şah kızgınlığından sapsarı kesildi. Gözlerinin beyazları kayboldu. Mektubu aldı. Muhsin Çelebi, tahtın önünden çekilince şöyle bir çevresine baktı…
(Pembe İncili Kaftan’dan)
Ömer Seyfettin