1. I. Kehribar, bir ağacın milyonlarca yılda oluşan reçinesidir.
II. Sadece iki ülkede olduğunu bildiğimiz ve ileriki yıllarda artık kalmayacağını düşündüğümüz bu malzemenin yurt dışına çıkarılması yasak.
III. Bu pahalı reçinenin; sarılık, guatr ve stres başta olmak üzere çoğu hastalığa ciddi faydası vardır.
IV.Bu nedenle doktorların guatr hastalarına kehribar kolyesi tavsiye ettiği bilinir.
V.Bu kadar uzun sürede oluştuğu için fiyatı oldukça yüksektir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir?
A)I. ile III. B)II. ile III. C)II. ile IV.
D)II. ile V. E)III. ile IV.
CEVAP:B
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
A)II. B)III. C)IV. D)V. E)VI.
CEVAP:C
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A)II. B)III. C)IV. D)V. E)VI.
CEVAP:A
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A)Ne yazık ki aradan koca bir yüzyıl geçmesine rağmen Türk romanı beklenen atılımı henüz gerçekleştirememiştir
B)Çağdaş Türk romanının sorunlarını ve içinde bulunduğu durumu daha iyi anlayabilmek için Tanzimat yıllarına kadar gitmek gerekmektedir
C)Gecikmişlik hissini uzun süredir üzerinden atamayan Türk romancısı, çağdaşlarına yetişmiş bir durumda ve Türk romanı, Batı romanından daha parlak bir vaziyettedir
D)Türk romancıları çağdaş romanın anlatı stratejilerini yeniden işleyerek dünyaca benimsenen tema ve üsluplarla çağdaşlarına önceden olduğu gibi yol göstermektedir
E)Böylelikle, Türkiye’de romanın ilk evresindeki bocalama, bir uygarlığın dönüşüm yaratma çabalarını gösteren bir sorun olarak değerlendirilebilir
CEVAP:C
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Şiir, hikâye ve roman okuyanların sayısı büyük bir hızla artıyor
B) Yazarın kimlik arayışını doğal olarak bu arayışın bunalımı izliyor
C) Masum umutlarla yola çıkmış yeni kalemler yaşatıyor dergileri
D) Yazarların magazin programlarına nesne olacağı günler geliyor
E) Kitap satışları ve dergi abonelikleri gün geçtikçe düşüyor
CEVAP:D
Mevlana bu sözleriyle aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?
A) Bu dünyanın geçici olduğunu
B) Her insanın kendine özgü bir serüveninin olduğunu
C) Olgunluğun aşamalar sonucu gerçekleştiğini
D) İnsan ruhunun mükemmelleşmek zorunda olduğunu
E) Hiçbir gelişmenin sebepsiz olmayacağını
CEVAP:C
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kelimeler, sanatçının varacağı noktayı belirleyen esas unsurlardır.
B) Yazıda plan yapmak, yazarın düş dünyasını sınırlandırır.
C) Üslup kaygısı edebî metnin temel dinamiğidir.
D) Plan, kurgunun sağlamlığı açısından yazarın vazgeçilmez rehberidir.
E) Sanatçı temel yapıyı kurduktan sonra yazma işi kolaylaşır.
CEVAP:A
9.Dünyada arasanız da benden daha küreselini bulamazsınız. Hangi memlekete gitsem yalnız orada oturduğumu sanıyorlar. Küreselim ve bütün insanların dostluk, kardeşlik, barış içinde sevgi ve saygıyla
yaşamasını, yardımlaşmasını istiyorum.
Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır?
A) Farklı ülkeleri gezmeyi çok sevdiğini
B) Her memlekette bir evi olduğunu
C) Farklılıklara saygı duyulması gerektiğini
D) Bütün dünyayı kendi evi gibi hissettiğini
E) Her insanın bir bütünün parçası olduğunu
CEVAP:E
Bu parçada kitap okumayla ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Zihinsel yönüyle öne çıkan bir edinim olması
B) Okuma becerisinin zaman ve çaba gerektirmesi
C) Küçük yaşta kazanılabilecek bir davranış olması
D) İnsanın sonradan geliştirdiği bir eylem olması
E) Uzun zamanda edinilecek bir alışkanlık olması
CEVAP:B
Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
A) Duruş pozisyonunun insan sağlığına olan etkisine
B) Kalp ve damar hastalıklarını tetikleyen bazı nedenlere
C) Bacaklarda meydana gelen kan birikiminin sebeplerine
D) Yürüyüşün damar sağlığı açısından önemine
E) Bacaklarda meydana gelen kas erimesinin nedenlerine
CEVAP:E
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek bir yargı değildir?
A) Yazarın cinsel kimliğiyle dilsel seçimleri arasındaki ilişkiyi çözümlemek, okur için ilginç olabilir.
B) Bir metinde, cinsiyete ait kodlar bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde kendine yer bulabilmektedir.
C) Yazarlar dil ve söylemleriyle kendi cinsel kimliklerini eserlerine yansıttıklarını fark etmeyebilirler.
D) Eserlerinde karşı cinsin hassasiyetlerini dikkate alan bir yazar, ustalığa ulaşmış sayılmalıdır.
E) Yazarın eserini yaratırken kendi cinsel kimliğinin dışına çıkabilmeyi başarması, pek kolay değildir.
CEVAP:D
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
A) Edebiyat eleştirmenleri okurları yönlendirirken büyük bir sorumluluk üstlenmiş olurlar.
B) Usta eleştirmenlerin de sıradan eleştirmenlerle aynı hatalara düştükleri yadsınamaz bir gerçektir.
C) Kimi eleştirmenlerin zaman zaman eleştirilerinde tarafsız olmadıkları gözlemlenmektedir.
D) Eleştirmenlerin, bir eseri kendi dünya görüşlerine göre değerlendirmeleri yanlış bir tutumdur.
E) Yaptığı işin ciddiyetini kavrayan eleştirmenlerin sayısı her geçen gün artmaktadır.
CEVAP:E
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Bizim dışımızdaki insanların gerçek düşüncelerimizi bilmesini istemeyiz.
B) İç dünyamızı, farklı davranışlarla başkalarından saklamaya çalışırız.
C) Başkalarına baskı uygulayarak eleştirilmekten kurtulacağımızı sanırız.
D) Eksik ve noksanlarımızın başkaları tarafından bilinmesinden hoşlanmayız.
E) Dışlanmaktan korktuğumuz için olduğumuzdan farklı görünmeye çalışırız.
CEVAP:C
15 ve 16. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
(I) Barnum Müzesi’ndeki öykülerin zengin bir hayal gücü, dünyaya epey farklı bakan bir göz ve keskin bir zekâyla yazıldıkları aşikâr. (II) Ancak öykülerin esas ayırıcı özelliği; hayal, düş ve gerçeklik arasındaki o kalın ve tozlu perdeleri kaldırıp yerine ince birer tül çekmelerinde. (III) Bu bakımdan Barnum Müzesi’ni kütüphanelerinizdeki Borges ve Poe külliyatının yanına yerleştirmek yerinde olacaktır. (IV) Hem Poe Eureka’nın başında, “Bu kitabı düşlerin tek gerçeklik olduğuna inananlara adıyorum.” demiyor muydu? (V) Sahiden soruyorum o zaman, nedir bu gerçek?
A) I. B) II. C)III. D) IV. E) V.
CEVAP:C
A) Benzerlikleri ortaya koymak
B) Birbirine yaklaştırmak
C) Anlamları somutlaştırmak
D) Kapsamı belirginleştirmek
E) Farklılığa dikkat çekmek
CEVAP:B
17 ve 18. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Tanzimat Dönemi’nde eleştiri yapanların amaçları estetik değerlendirmeler ve metin çözümlemesi yapmak değildi kuşkusuz. Bu dönem yazarları roman, tiyatro ve anı gibi türlerin ilk örneklerini verirken nasıl “bakir” bir alanda ilerliyor idiyseler eleştiri alanında da önlerinde örnek olabilecek çalışmalardan yoksun olarak işe başladılar. Fransız edebiyatının çoğu zaman gelişigüzel olarak seçtikleri ürünlerini model aldılar. Ancak bir yanlarıyla da eskiye bağlı olan ilk Tanzimat kuşağının Fransız eleştirisinden gerektiği gibi yararlanmadığını, kendilerine özgü birer eleştiri anlayışı geliştirdiklerini de belirtmek gerekir. Çünkü onlar için sanat yapıtı“kendi için” incelenecek, çözümlenecek bir yaratı değil; toplumsal düşüncelerini yaymak için bir “araç”tı.
A) Çok yönlü bir eleştiri kültürüne sahip olmaları
B) Pek çok edebî türün ilk örneklerini vermeleri
C) Edebiyat anlayışlarında geçmişin izlerinin de olması
D) Genellikle Fransız edebiyatından esinlenmeleri
E) Mesaja odaklı bir sanat anlayışı geliştirmeleri
CEVAP:A
A) Fransız edebiyatında görülmeyen türleri üretmeleri
B) Eserlerinde işledikleri konuları farklı alanlardan seçmeleri
C) Sanattan toplumsal fayda beklemeleri
D) Her edebî türü aynı yaklaşımla incelemeleri
E) Eski sanat anlayışına bağlı kalmaları
CEVAP:C
19 .20. ve 21. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Çıkarcı yani reklamcı bir çağda yaşıyoruz. Buzdolapları ve çamaşır makineleri gibi edebiyat ürünlerinin de sürüm yöntemleri var. Bunların en sahteleri bile gerek televizyon aracılığıyla gerekse okunmadan yazılan tanıtımlarla yaldızlanırsa hele ki bilmem kaçıncı baskıyı yaptığı abartıyla anlatılırsa satış rekoru kırmaları işten bile değildir. Gerçekler ne kadar çalkantılı ne kadar bulanık ne kadar çıkarcı olursa olsun, insanoğlu gene de düşten vazgeçmiyor. Bakınız, ne güzel ne doğru söylemiş Baudelaire:
“Bana gelince, elbet çıkacağım sevinçle
Eylemle düşü kardeş saymayan bu dünyadan.”
Gerçekten de edebiyatın dorukları düşlerden doğmamış mıdır?
A) Nitelikli sanat eseri sayısında belirgin bir düşüş olmasından
B) Bilinçli eleştirmen ve düzeyli eleştiri ürünlerinin yokluğundan
C) Edebî eserlerin güncel olaylara kayıtsız kalmasından
D) Sanatçıların eserlerini piyasa kaygısı ile kaleme almalarından
E) Edebî eserlerin, birtakım yollarla olduğundan farklı gösterilmesinden
CEVAP:E
A) Sanatın barış için en güçlü araç olması
B) Sanat eserlerinin hayale dayanması
C) Sanatçının gerçeklerden uzak durması
D) Edebî eserin kendi kurallarına göre şekillenmesi
E) Çıkar amaçlı sanat faaliyetlerinden arınılması
CEVAP:B
A) Edebî eserlerin esin kaynağına
B) Modern hayatın edebî eseri sunuş biçimine
C) Eserin baskı adedinin satış taktiği olarak kullanılmasına
D) İnsanlığın her ortamda hayale ihtiyaç duymasına
E) Sanat eserlerinin gerçeklik ve düş çatışmasından doğmasına
CEVAP:E
]]>Soru 1 |
İnsanların bir yaştan sonra estetiğe boş vermesi bağışlanır bir tutum değildir. Ben, kendini koyuvermeyi, çevresini hiçe saymakla eş anlamlı görenlerdenim. Her yaşta, insanın kendine çekidüzen vermesi, vermekte direnmesi güzel bir şey. İşin temelinde, insanlara çirkin görünmemek hatta katlanılabilir görünmek yatmıyor mu dersiniz?
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
(ÖSS 1987)
İnsanın çevresinde sayılıp sevilmesi güzel giyinmesine bağlıdır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Belirli bir yaştan sonra insanın görünüşü önem kazanmaktadır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
İnsanın giyim kuşamı yaşına göre değişmelidir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
İnsanın görünüşüne özen göstermesinin kökeninde çevresine duyduğu saygı vardır. İpucu: TEBRİKLER! | |
Çevrenin etkisi, insanın kılık kıyafetinde ortaya çıkar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 2 |
Her yazarın yaşanılan gerçekler karşısındaki görüşlerini, duyuş ve anlayışını dile getiriş bakımından kendine özgü bir tutumu olmalıdır. Onu ölümsüz kılacak olan da budur. Bu nedenle sanatçı, eserlerinde öncelikle ve özellikle buna dikkat etmek zorundadır.
Bu parçada sanatçının hangi özelliği üzerinde durulmaktadır?
(ÖSS 1988)
Yazılarında dikkatli ve titiz davranması İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Duygu ve düşünce bakımından güçlü olması İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kendine özgü bir üslubunun bulunması İpucu: TEBRİKLER! | |
Yazılarında yeni görüşler, düşünceler ileri sürmesi. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yazılarında gerçeklen yansıtmaya özen göstermesi. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 3 |
Yazdığınız öykü ya da romanın kötü oluşuna üzülmeyin. Kötü de olsa yazın. Yaza yaza daha iyiye varacaksınız, önemli olan alışkanlığınızı yitirmemenizdir.
Bu parçada aşağıdaki yargılardan hangisine yer verilmemiştir?
(ÖSS 1987)
Yazı yazmanın bir çıraklık dönemi vardır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yazma, yazarak öğrenilen bir sanattır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yazı yazma, bir alışkanlık işidir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
İyi ve güzel yazabilmek için alıştırma gereklidir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yazı yazmada ustalaşmak için yetenekli olmak gerekir. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 4 |
Bir kimse nice kültürlü, nice yetenekli, başka uğraş alanlarında edindiği bilgilerle nice silahlanmış olursa olsun, şiir okumamışsa, şiir yazmamışsa, belli bir yaştan sonra artık bu alanda treni kaçırmış demektir. Bunu kanıtlayan birçok örnek gösterebilir. Sözgelimi başka alanlarda sivrilmiş bir kimse sonradan şiire geçemiyor. Oysa bir şair sonradan romancı olabiliyor.
Parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
(ÖSS 1987)
Şiir yazmanın kolay bir uğraş olmadığı İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Şair olmak için deneyim ve bilginin gerekmediği İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Şiirin temel öğesinin duygu olduğu İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Şairlerin bütün edebi türlerde başarı gösterdiği İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Şiir yazmaya ancak genç yaşta başlanabileceği İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 5 |
Bir şairin görevi, her şeyden önce şiiri geliştirmek olmalıdır. Bunun için de yolunun değişik olmasına çalışmalıdır. Geçen zaman boyunca şiir, sanatçılarının hep aynı yolu seçmeleri yüzünden hiç değişmemiş ya da pek az değişmiştir.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
(ÖSS 1987)
Tanınmak isteyen şair çok ürün vermelidir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Şair, kendi yolunda yürümeli, özgün olmaya çalışmalıdır. İpucu: TEBRİKLER! | |
Aynı dönemde yaşamış şairlerin şiirleri hep birbirine benzer. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Gerçek şair, örneğini iyi seçen şairdir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Birbirlerinin izinden giden şairler, şiirde değişikliği gereksiz bulurlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 6 |
Sanat, görgü ve kültür birikimiyle beraber doğrudan doğruya insanların içgüdüsüne ve hislerine seslenen bir olaydır. Herkesten uzaklarda, yalnız başına yaşayan bir kişinin sanat duygusu, sanata yıllarını vermiş, üzerinde araştırmalar yapmış, her türlü bilgiye sahip bir kişininkinden üstün olabilir.
Bu parçada öne sürülen düşünce aşağıdakilerden hangisiyle bağdaşmaz?
(ÖSS 1987)
Sanat, insanın duygularını doğrudan etkiler. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sanat çevresinden olmayan kişinin de, sanatla ilgili yaratıcı düşünceleri olabilir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sanatçının yaratıcılığı sezgi ve duygu gücüne bağlıdır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sanat duygusu, ancak sanatla uğraşarak geliştirilebilir. İpucu: TEBRİKLER! | |
Sanat duygusu, yalnız sanatçılarda bulanan bir özellik değildir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 7 |
İlk çağlardan günümüze kadar insanoğlunun sanatla uğraştığını, ekonomik ve kültürel açıdan ve ilkel düzeyde insanların bile sanata ilgi duyduklarını, sanat eseri olduğundan kuşku duyulamayacak çalışmalar ortaya koyduklarını biliyoruz.
Bu sözleri izleyebilecek en uygun cümle, aşağıdakilerden hangisidir?
(ÖSS 1987)
Bu bakımdan sanat konularının tartışılması her zaman olumlu sonuçlar doğurur. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Belki de insanı hayvandan ayıran niteliklerin başında onun bu yanı gelmektedir. İpucu: TEBRİKLER! | |
Çünkü sanat eserinin yaratılması, sanatçının düş gücüne sıkı sıkıya bağlıdır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Burada söz konusu olan, kişiye onun çevresine ilişkin toplumsal koşullardır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Böylece sanat, insanlığın her döneminde farklı bir biçime bürünmüştür. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 8 |
Okulumda her gün, sağlam iki cümle kuramayan, duygularını söze dökemeyen, düşüncelerini anlatamayan yüzlerce gençle karşılaşıyorum. Bence anadili öğrenmeyi okul sıralarından beklemek yanlış bir tutumdur. Çünkü sorun öğrenim sorunu değil, anlatım olanağı bulma sorunudur. Konuştukça daha iyi konuşabildiğimizi, yazdıkça daha iyi yazabildiğimizi hepimiz bilmez miyiz?
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
(ÖSS 1987)
Dil yeteneği, dil sürekli olarak kullanıldıkça gelişir. İpucu: TEBRİKLER! | |
Anadili öğretiminde yeni yollar aramak gerekir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Öğrencilerin anlatma gücü, anlama gücünden daha zayıftır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Okullarda anadili öğretimine gerekli özen gösterilmemektedir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Anadili yetersizlikleri en çok okul sırasında görülmektedir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 9 |
Uçan kuşlarlayım
Akan sularlayım
Yeniden doğmuşum dünyaya
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
(ÖSS 1987)
Doğayı anlama isteği İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kendinden kaçış İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Çocukluk özlemi İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yaşama sevinci İpucu: TEBRİKLER! | |
Geçmişi unutma korkusu İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 10 |
Hayat iyi ve kötü arışlarla doludur. Neyse ki güzel şeyler, kötü şeylerin etkisini silip götürür. Yeter ki insan, kendini bu sevinçlerle şımartmasın ve bu düş kırıklıklarıyla içini karartmasın. Mutlu ve mutsuz olayları, yaşamın bir zorunluluğu olarak kabul etsin. Önemli olan, kişinin kendine yetebilen bir ruh dengesi içinde kalabilmesi ve bir işe yaradıkça dünya üstünde kalma tutkusuna gölge düşürmemesidir.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
(ÖSS 1987)
Kimi zaman sevindirici olaylar da insanı olumsuz etkiler. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Olaylardan aşırı derecede etkilenmeden yaşama isteğini sürdürmek gerekir. İpucu: TEBRİKLER! | |
Olayları, her zaman olumlu yönleriyle ele almak gerekir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Üzücü olaylar genellikle sevinçli olayların olumlu etkisini azaltır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Üzüntüleri yenmekte ruh sağlığının payı büyüktür. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 1 |
Benim dinlenme yöntemim, kapıyı kapattığımda onun ardında kalanı düşünmemektir, --- . Elimde iş, ev, çocuklar, eş ve onların kilitleri var. Birini kapar, ötekini açarım. Bu benim yaşam kuralımdır.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? (ÖSS 2008)
Hiçbir zaman işteki sorunu eve, evdeki sorunu işe taşımam İpucu: TEBRİKLER! | |
Çevremde olup bitene aldırmamayı ancak bu yaşlarda öğrenebildim İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yaşamımda bir tercihte bulunmam gerekirse elbette ki bu, ailem olur İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
İş yaşamımda ekip çalışması yaptığım için böyle bir sorunla karşılaşmıyorum İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yaşamımı sürdürme açısından iş yaşamının önemini hiçbir zaman unutmadım İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 2 |
Çok uzun zamandır tartışılan bu konuda en güzel sözü Milan Kundera söylüyor: "Roman 21. yüzyıla yakışmıyor." Bence de roman 21. yüzyıla yakışmıyor. Çünkü bu yüzyıldaki insanların yaşam biçimi, ne ağır şeyleri okumaya ne de oturup ağır şeyler yazmaya izin veriyor,
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? (ÖSS 2008)
Günümüzde romanın öteki yazınsal türler arasındaki yeri nedir? İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Okurların romandan beklentileri nelerdir? İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sizce roman neden artık hiç ilgi görmüyor? İpucu: TEBRİKLER! | |
Romanı öteki türlerden ayıran özellikler değişti mi? İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Roman okumanın kendine özgü bir yöntemi var mıdır? İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 3 |
Duyguları, düşünceleri görünür kılan güç, dünya ile uzlaşamama haliymiş; bunu iyice kavradım. Frida Kahlo'nun bedensel acıları olmasa, Salieri, Mozart'ı kıskanmasa, Dali kendine sevdalanmasa. Nazım yabancı bir ülkede yaşamak zorunda kalmasaydı ----”?
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez? (ÖSS 2008)
yazınsal ve kültürel tarihe bu ölçüde katkıda bulunabilirler miydi İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
bugün yaptıklarıyla hala adlarından söz ettirebilirler miydi İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
onlar yaşamla uyum içinde olsaydı bugün sanatta gelinen noktaya ulaşılabilir miydi İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
acaba onların yapıtları olan o resimler, o şiirler, o senfoniler yaratılabilir miydi İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
o yapıtların günümüz insanını daha iyi yaşama koşullarına ulaştırdığı söylenebilir miydi İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 4 |
Okumaya başladığımız her kurmaca metnin başında yazarla bir anlaşma imzalıyoruz aslında. Sen anlat, ne olursa olsun inanacağım. Patlayan adamlara da tepsilerin üstünde savrulan şehirlere de, bir başka gezegendeki hayata da... Yeter ki düşlerini inandırıcı kıl, sahiciliğini kaybetme, benim inancımı da sarsma, diyoruz.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (ÖSS 2008)
Değişik yöntemlerle kurgulanmış metinler, okurlarda okuma isteği uyandırır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yazınsal ürünlerin inandırıcılığı okurların algılama gücüyle ilgilidir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sait gerçeği anlatan yapıtlar okurları yeterince etkilemez. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sanatsal yaratıların başarısı büyük ölçüde onların düşlemsel öğeler içermesinden kaynaklanır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Okurların anlatılanlara inanması, anlatılanların gerçeklik duygusu uyandırmasına bağlıdır. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 5 |
Edebiyat öğretmenimizin kendine özgü bir yöntemi vardı. Büyük yazarlardan, düşünürlerden seçilmiş bir metni çoğaltır, dersten birkaç gün önce hepimize dağıtırdı. O metni hepimiz tekrar tekrar okurduk. Metnin ilginç yerlerini, yazarın dünya görüşünü, o dönemin edebiyat anlayışını bulur çıkarırdık. Derslerde öğretmenimiz düşüncelerini belirtmez, güler yüzle bizi dinler ve ası! hedefe kendi çabalarımızla ulaşmamızı sağlardı. Böylece derslerimiz tartışmalı bir şölen havasında geçerdi. Sokrat'ın, Sofokles'in, Tolstoy'un, Montaigne'in metinlerindeki bazı cümleler hala belleğimdedir, bana hala yol gösterir,
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen öğretmenin bir özelliği değildir?(ÖSS 2008)
Dersini çekici kılan İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Konuşmaktan çok konuşturan İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Okuyup araştırmaya yönlendiren İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Belirli düşünce kalıplarına bağlı kalan İpucu: TEBRİKLER! | |
Değişik türdeki klasik yapıtları sevdiren İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 6 |
Elbette elektronik çağ önümüze yeni olanaklar getiriyor. Binlerce yıllık hafızayı teknolojinin yardımıyla çok küçük "ciplere sığdırabilmek ve böylece bilgiye kolayca ulaşabilmek bizler için de gelecek kuşaklar için de çok önemlidir. Ama bütün bunlara karşın kitap dediğimiz nesnenin öyküsü kolay kolay sonlanmaz gibi geliyor bana. Bu durumda ben yayıncılığın iki yoldan gelişeceğini düşünüyorum. Bilgi yoğunluğu olan malzeme "e-kitaplar"da, sanatsal yoğunluğu olanlarsa çok güzel görünümlü "butik kitaplar"da toplanacak bence. Hatta giderek, kitap sahibi olmak, koleksiyonculukla eş değer sayılacak.
Bu parçada aşağıdaki öngörülerden hangisi yoktur? (ÖSS 2008)
Bilgi kaynaklarının sanal ortama taşınabileceği İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Teknolojideki gelişmelerin eğitim düzeyini yükselteceği İpucu: TEBRİKLER! | |
Kitapların önemini koruyacağı İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kitapların biçimsel değişime uğrayacağı İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Düşünsel ve sanatsal nitelikli kitapların birbirinden ayrılacağı İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 7 |
(I) Çağdaş anlamda çocuk edebiyatının asıl işlevi çocukları eğitmek değildir. (II) Doğrudan eğitme, ders kitaplarına özgü bir iştir. (III) İyi bir çocuk kitabının yaşlara göre belirlenmiş değişik nitelikleri vardır. (IV) Yazınsal çocuk kitaplarında yazar, çocuğa iletmek istediklerini doğrudan değil, dolaylı olarak verir. (V) Bu tür kitaplar sezdirme, duyumsatma yoluyla çocuğun doğruya, iyiye, güzele karşı duyarlılık kazanmasını sağlar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?(ÖSS 2008)
I İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
II İpucu: TEBRİKLER! | |
III İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
IV İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
V İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 8 |
Kimleri okursunuz? Sevdiğiniz yazarlar kimlerdir? Bu tür soruların yanıtına göre karakter tahlili yapılır mı, bilmiyorum. Ama yazarla okur arasındaki doku uyuşumunun, metinden alınacak yazınsal zevki artırdığına inananlardanım. Örneğin canlı müzikleri, fosforlu turuncuları seven biri. benim için uygun okur olmayabilir. Çünkü benim dünyam, dingin ruh hallerini anlatan müziklerden, gül kuruları ve bordolardan hoşlananların kendilerini bulabildikleri bir dünyadır.
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? (ÖSS 2008)
Okunandan, farklı yollar denenerek tat alınabileceği İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bir yazarı yalnızca yapıtlarına bakarak tanımanın olanaksızlığı İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Okurların, kendi kişilik özelliklerine yakın sanatçıların yazılarını daha iyi anlayabileceği İpucu: TEBRİKLER! | |
Bir kitabın okunup bitirilmesinin, okurca beğenildiği anlamına gelmediği İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kimi yapıtları okuyabilmenin, zengin bir birikim gerektirdiği İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 9 |
Sinema, bence bir ürün ortaya koymanın en zor olduğu alanlardan biri. Bir projenin senaryoya, sonra da sinema filmine dönüşmesi, uzun, zahmetli, pek çok kişiden ve teknolojiden yararlanmayı gerektiren pahalı bir iş, televizyon dizilerinde de buna benzer yanlar yok değil. Ne var ki hızla yapılan, hemen seyirci karşısına çıkarılan, bir gecede tüketilen bir dizinin tek hedefi, izleyicisini ekran başında tutmak. Sinema filminde önemli olan "özen, yaratıcılık, özgünlük", televizyon dizilerinde pek de görülmeyen özellikler. Özetlemek gerekirse,
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? (ÖSS 2008)
bir sinema filminin üretimi için gerekli olan her şey televizyon dizilerinin üretimi için de gerekli İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
sinemada "sanatın kuralları", dizilerdeyse "televizyona özgü kurallar" geçerli İpucu: TEBRİKLER! | |
televizyon dizilerinin izleyiciyi televizyona bağlamasının nedeni, onlardaki merak öğesinin yarıda kesilmesidir İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
televizyon dizilerinde sinemanın etkileri görülür İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
çok sayıda dizi ve film üretme, bu alanların gelişmesine katkıda bulunur İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 10 |
Yazma eyleminin kimi durumlarda insana acı çektiren bir yanı vardır. Sözgelimi hayatta en sevdiği insanı kaybetmiş birini betimlerken sanki bir suçluluk duygusu uyanır ipinizde. Betimlediğiniz insanın gözyaşlarına boğulmuş hali ister istemez sarsar sizi. Hiç yaşamadığınız bir acıyı, yalnızca yazarak hayata imza atmış olursunuz.
Bu parçada yazma eyleminin hangi yönü üzerinde durulmaktadır? (ÖSS 2008)
Okurların ilgi dünyasının zenginleştirilmesi İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yazılanların duyumsanarak anlatılması İpucu: TEBRİKLER! | |
Acının, hüznün ve sevincin birlikte yansıtılması İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Başarıya ulaşmanın nesnel bir tutum gerektirmesi İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yaşamı anlamlı kılan olaylara dayandırılması İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 1 |
Daha ilk yapıtlarında başkalarının izine basmadan yürümeyi deneyen yazarlar, ozanlar vardır. Bunlar, yazınsal yaratıları ayırmaya, belirlemeye ve değerlendirmeye yönelik geleneksel ölçütlerin, kuralların kılavuzluğunu pek umursamaz, onlara sıkı sıkıya bağlı kalmazlar. Türler arasında öyle aşılması güç duvarlar ya da sınırlar yoktur onlar ipin. Yazarken bir türe özgü nitelikleri bir başka türe taşımaktan kaçınmazlar.
Bu parçada, sözü edilen sanatçılarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? (ÖSS 2003)
Yapıtlarının içerik yönünden zengin olduğuna İpucu: TEBRİKLER! | |
Başkalarından etkilenmediklerine İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yapıtlarında değişik türlere özgü niteliklere yer verdiklerine İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yazıların, belirli türlere göre ayrılmasını önemsemediklerine İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Önceden konmuş kurallara bağlı kalmadıklarına İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 2 |
Yazınsal yaratılara tutku düzeyine varan bir ilgisi vardı. Bunları, kılı kırk yaran bir okur titizliğiyle inceleyip yargılar, dil ve anlatımını onlarla beslerdi. Nitekim, anlatımındaki çok yönlülük ve somutlama gücü de büyük ölçüde bundan gelirdi. Buna bir de olayları, durumları ve insanları algılama biçimindeki derinlik ve gerçekliği eklersek, yapıtlarındaki olağanüstü etki gücünün nereden kaynaklandığını anlamış oluruz.
Bu parçada tanıtılan yazarla ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz?
(ÖSS 2003)
Kendini geliştiren bir insandır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Okuduklarını eleştirel bir yaklaşımla değerlendirir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Duygusallığa ağırlık verir. İpucu: TEBRİKLER! | |
Çevresindekileri değişik boyutlarıyla inceler. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Etkili bir anlatımı vardır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 3 |
Yazma işinde insanın başarıya ulaşması için verilecek reçetelerin, tek başına hiçbir yarar sağlamayacağını düşünen bir yazar şöyle diyor: "Yüzde doksan dokuz yetenek, yüzde doksan dokuz disiplin, yüzde doksan dokuz çalışma..." Yaptığı ile hiçbir zaman yetinmemeli yazar. Yaptığı ne kadar iyi olursa olsun gene de yapabileceğinden iyi değildir. Sanatçılar, çağdaşlarından ya da öncekilerden daha iyi olmakla yetinmemeli. Kısacası bütün sorun----”.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? (ÖSS 2003)
özgün bir yapıt ortaya koyabilmekte İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
başka sanatçıların yaptıklarını izleyebilmekte İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
insanın kendisini yenileyip aşmasında İpucu: TEBRİKLER! | |
daha önce ele aldığı konulara değinmemekte İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
değişik türlere yönelmekte İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 4 |
Çok yazmayı, öne çıkmayı, böbürlenmeyi sevmiyor. Gürültüden uzak, ağır ağır, kozasında sessizce örüyor şiirini. Kendini önemsemiyor; kasılma yok. Ne okuyucunun ne de önemli kişilerin dikkatini çekme çabasında. Az ürün veriyor; ama şiirin hasını üretiyor. Şiirde işçiliğe, sabra önem veriyor. Bugüne değin tek kitapta kalmasının nedeni de bu. Adı duyulmamış, sessiz bir ozan; ama şiirleri usta işi.
Kendisinden böyle söz edilen bir sanatçı aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilemez? (ÖSS 2003)
Amacı yalnızca iyi yapıt üretmek olan İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kendini üstün görmeyen İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Geri planda kalmayı seven İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Gösterişten hoşlanmayan İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Tanınacak kadar başarılı olamayan İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 5 |
Klasik öyküyü çok seviyordum. Bu biçimi özellikle ilk kitabım için, bilinçli olarak seçtim. Bu tür kitapları ilk okuyuşumda, beğendiğim cümlelerin altını çizer, sonra onları bir deftere yazar ve tekrar tekrar okurdum; bundan da çok zevk alırdım. Sonra bir gün Knut Hamsun'un Açlık adlı yapıtını okudum. Altı çizilecek tek bir satır bile bulamadım. Oysa kitabi çok beğenmiştim beğenmemek de ne kelime, çarpmıştı kitap beni. "Nerede bunun altı çizilecek satırları?" diye düşündüm. Aynı şeyi, sevdiğim öteki yazarların yapıtlarında da gördüm. -—. Şimdi niyetim, altı çizilecek tek satırı bile olmayan bir kitap yazmak.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? (ÖSS 2003)
Demek ki ben kimsenin başaramadığını başarmıştım İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Artık, okurken kitabın sonuna kadar dikkatimi canlı tutamıyordum İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sanatta ulaşmak istediğim özgünlüğü yakaladığımı o zaman fark ettim İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sonunda, özlü sözlerden çok, yalın anlatıma değer verilmesi gerektiğini anladım İpucu: TEBRİKLER! | |
Söylenenlerin tersine, çağa ayak uyduramamıştım İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 6 |
Okumaya nereden başlasam? Hangi türden kitaplar okusam? Böyle sorulan yanıtlamada zorlanmışımdır hep. Bilirim ki söyleyeceklerimin yönlendirici bir işlevi olmayacaktır. Çünkü her kitabın etkisi, okurun okurluk yaşantısına, birikimine göre değişiklik gösterir. Birinin yüreğinde titreşimler yaratan bir kitap, bir başkasının ruhunu karartır; esnetir, ağırlığı altında ezer onu, Birine çarpıcı, renkli yaşantılar sunan bir kitap, ötekine bayağı, sıradan gelebilir.—.
Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
(ÖSS 2003)
Görüldüğü gibi okuma çok yönlü bir etkinliktir İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sözün kısası bir kitabın herkes üzerinde aynı etkiyi bıraktığı söylenemez İpucu: TEBRİKLER! | |
Ne var ki iyi bir okur, hangi amaçla okuduğunun bilincindedir İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bu nedenle okuma, okurun kimi bilgi ve becerilerle donanmış olmasını gerektirir İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Aslında okurun, okuduklarını bir zihinsel süzgeçten geçirmesi gerekir İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 7 |
Mitler doğa güçlerini ve doğaüstü yaratıkları anlatan hayal ürünü öykülerdir. Bunların simgesel ve kutsal bir yanı vardır. Yüzyıllar boyunca bu öyküler birbirinden beslenerek zenginleşmiştir. Bunların kimisi kulaktan kulağa yayılırken kimi de yazmayı iş edinmiş kişilerce yazıya geçirilmiştir. Bugün elimizde hemen her mitolojik öykünün, yazıya geçirenin anlayışına göre değişen anlatımları bulunuyor.
Bu parçada, mitlerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? (ÖSS 2003)
Kahramanlarının alışılmışın dışında özellikler taşıdığına İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Anlatılanların dinsel bir içeriği olduğuna İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Çok uzun bir geçmişi bulunduğuna İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Aynı öykünün değişik biçimlerde anlatıldığına İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kimilerinin gerçekleri yansıttığına İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 8 |
Güzellik de çirkinlik de insanoğlunun duygularına seslenir. Ancak bu iki kavramın algılanışı kişiden kişiye değişir. Güzelliği görebilmek çaba gerektirdiği halde çirkinlik böyle değildir. O kolayca kendini gösterir. Örneğin bembeyaz bir kağıdın üstüne bir damla mürekkep damlarsa bu çirkinliği kolayca herkes görebilir; ama önemli olan çirkinliği görmek değil, onun oluşmasını önlemek için çaba göstermektir. Yoksa her gün, bu kağıdın üstünde leke var, diye yakınmak kimseye bir yarar sağlamaz.
Bu parçadan, güzellik ve çirkinlikle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? (ÖSS 2003)
Yaşamda karşı karşıya gelinebileceği İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
İnsana birtakım görevler yüklediği İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Aralarında farklar olduğu İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Eğitimli kişilerce ayırt edilebildiği İpucu: TEBRİKLER! | |
Öznel ölçütlerle algılandığı İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 9 |
İnsanın kendini değerlendirebilmesi çok güç; ancak, önceki yapıtlarımı gözden geçirirken zaman içinde dilimin biraz daha geliştiğini anladım. Giderek bir üslup oluşturmaya başladığımı, dile daha fazla hakim olabildiğimi gördüm.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? (ÖSS 2003)
İlk yapıtlarınızla bugünküler arasında ne gibi farklar görüyorsunuz? İpucu: TEBRİKLER! | |
Yeni öyküleri ve öykücüleri nasıl değerlendiriyorsunuz? İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Öykülerinizi oluştururken nasıl bir yol izliyorsunuz? İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yaşadıklarınızla yazdıklarınız arasında nasıl bir bağ kuruyorsunuz? İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Duygu ve düşüncelerinizi yapıtlarınıza aktarırken zorluk çekiyor musunuz? İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 10 |
Gözlemlerden, yaşantılardan yola çıkıp çok başarılı olmuş sanatçılar vardır; ama aynı yöntemle yazmasına karşın başarılı olamamış, hiçbir iz bırakmamış sanatçılar da çoktur. Örneğin Balzac, hiç evlenmemiş, babalık zevkini tatmamış; ama dünyanın en canlı babası Goriot Baba'yı yaratmıştır. Öte yandan bütün yapıtlarını okuduğum Panait Istrati, yaşantısından, gözlemlerinden yola çıktığı halde çoktan eskimiştir. Bu örneklerden çıkarılacak sonuç, ---.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
(ÖSS 2003)
edebiyatçının anlattıklarını yaşamış olmasının değil, okura yaşatmasının önemli olduğudur İpucu: TEBRİKLER! | |
başarılı romanlar yazabilmenin ilk koşulu, yazarın, anlattıklarına tanık olmasıdır İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
her romanın, konusuna özgü bir yazma yöntemi gerektiğidir İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
romandaki başarının sanatçının kişilik yapısına bağlı olduğudur İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
kimi romanlardaki başarısızlığın birçok nedene bağlanabileceğidir İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 1 |
Bizim yaşamımızı yansıtmayan yapıtlar, üzerimizde yeterince etkili olmuyor. Bir yapıttaki yaşantıları paylaşabilmemiz, anlatılan olayların da bize tanıdık gelmesini gerektiriyor. İşte bu nedenle, öykülerde ve romanlarda —- isterim.
Düşüncenin akışına göre, bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?
(ÖSS 1999İPTAL EDİLEN)
gelenek ve göreneklerimizden yola çıkılmasını İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
evlerimizden ve eşyalarımızdan silinmez izler bulunmasını İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
bize, yeni ve değişik insan tiplerinin tanıtılmasını İpucu: TEBRİKLER! | |
duygu ve düşüncelerimize ayna tutulmasını İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
kolaylıkla benimseyebileceğimiz karakterlerin çizilmesini İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 2 |
Bir şiirin alınyazısını önceden kestirme olanağı yoktur. Bu gerçek, "Han Duvarları" için de geçerliydi elbette. 1924'te yazılan bu şiir, birçok yönüyle güncelliğini yitirmesine karşın günümüzde hala okunuyor, tanınıyor. Peki, hangi nedene bağlanabilir bu? Yoksa "Han Duvarlarının da N. Kemal'in "Vatan Kasidesi", T. Fikret'in "Promete", M. Akif'in "Çanakkale Şehitleri" adlı şiirleri gibi gizli bir yaşama gücü mü var? Ona bu gücü kazandıran ne?
Bu parçaya göre, şiirle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
(ÖSS 1999İPTAL EDİLEN)
Değer kazanması zaman alır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Belirli temaları işleyenler daha çok sevilir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yazıldığı günlerde ünlenenler kolayca unutulmaz. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kalıcılığını sağlayan etkenleri belirlemek güçtür. İpucu: TEBRİKLER! | |
Her biri biçim ve içerik yönünden farklı özellikler taşır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 3 |
Bu sanatçı, kültürel yapısına yabancı olmadığı bir coğrafyanın insanını anlatmıştır. Bu coğrafyanın ağıtlarını, efsanelerini, türkülerini, masallarını, inançlarını kısacası düşünme biçimini çok iyi bilmektedir. Bu yüzden romanlarında, kahramanlarına, kendi bilinçlerinin sınırı içinde bir dünya kurmuştur. Halk düşüncesinin işleyişini çok iyi yakalayan yazar, yapıtlarında efsaneleştirmeyi, Anadolu insanının kendi gerçekliği açısından ele almıştır. İşte sanatçı bu nedenle benzersiz kalabilmiştir,
Bu parçada sözü edilen sanatçının başarısının temelini aşağıdakilerden hangisi oluşturmaktadır?
(ÖSS 1999 İPTAL EDİLEN)
Halkı, toplumun kültür değerlerinin bir ürünü olarak ele alması İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Birlikte yaşadığı insanları anlatmanın daha kolay olacağını fark etmiş olması İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Her bölgenin kültürel yapısının kendine özgü nitelikler taşıdığının bilincinde olması İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Anlattığı insanları, kültürel birikim ve düşünce açısından iyi tanıması İpucu: TEBRİKLER! | |
Kahramanlarının, çevreleriyle olan ilişkilerinden çok, kişilik özelliklerine önem vermesi İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 4 |
Yazar, öyküsüne kahraman olarak seçtiği kişinin yalnızlığını ve çevresindekilerle iletişim kuramayışını yansıtmak istiyor. Bunun da ötesinde, onun, insana özgü sıcaklıktan yoksun, insanları sevmeyen ve çıkarcı bir genç olduğunu vurguluyor.
Bu parçada sözü edilen öykü kahramanıyla, aşağıdakilerin hangisinde betimlenen kişi arasında bir benzerlik kurulabilir?
(ÖSS 1999İPTAL EDİLEN)
Köyün yaşlılarına göre, konuşkan, kendine güvenen; ama başına buyruk bir gençti. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Eline çok az para geçmesine karşın en ağır işlerde özveriyle çalışır, başka bir yerde çalışmayı düşünmezdi. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yanında çalışanlara iş ortamında oldukça ölçülü davranıyor, iş dışında ise onları arkadaş gibi görüyordu. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
İnsanlardan çok doğaya yakın, tüm canlılara karşı sınırsız bir sevgi duyan, kendine özgü biriydi. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kendine yarar sağlamayan bu insanların arasında bulunmak, onlarla konuşmak istemiyor, onlara karşı hiçbir olumlu duygu beslemiyordu. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 5 |
Özyaşamöyküsü yazmak kolay değildir. İnsan, çoğu kez nesnelliğini koruyamaz, benmerkezci duruma düşebilir. Yazarımız bu gerçeği iyi kavramış. Olabildiğince kendini öne çıkarmadan, ama kendi hakkını da yedirmeden, yaşadıklarını yazmış. Hem de çok etkileyici biçimde yazmış. Genç, yaşlı öğretmenler, hele öğretmenliğe hazırlanan gençler, okuyun bu kitabı. Yolunuz aydınlanacak; gerçekten dolu bir yaşamın ne olduğu, nasıl olması gerektiği kafanızda belirginleşecektir.
Bu parçada özyaşamöyküsü yazmanın güçlüğü, aşağıdakilerden hangisine bağlanmaktadır?
(ÖSS 1999 İPTAL EDİLEN)
Olayları yansıtırken, kişisel görüşleriyle gerçekler arasında denge sağlamaya İpucu: TEBRİKLER! | |
Olayları belirli bir meslek grubunun bakış açısıyla yansıtmaya İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Gerçekleri gizleyebilmek için duygusallığa ağırlık vermeye İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yalnızca tanık olunan olayları anlatarak kitabın kapsamını daraltmaya İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Okura yol göstermeyi amaçlayarak kendini ikinci plana atmaya İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 6 |
(I) Oyun, bir gün içinde hatta birkaç saatte geçen olaylar üzerine kurulmuş. (II) Oyun, üç birlik kuralına uygun; ancak izleyicinin merakını kamçılama yönünden zayıf kalıyor. (III) İlk bölümün ikinciye göre çok kısa oluşu, izleyenleri rahatsız ediyor. (IV) Kişiler kendi toplumsal, psikolojik, ekonomik ve kültürel yapılarına uygun olarak olaylar içinde verilmiş. (V) Sanatçı, bu eksiklerine karşın, bir oyun yazarı olarak umut veriyor.
Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için, aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
(ÖSS 1999 İPTAL EDİLEN)
I. cümleyle II. yer değiştirmeli İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
II. cümleyle III. yer değiştirmeli İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
III. cümleyle IV. yer değiştirmeli İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
IV. cümle I. den sonra gelmeli İpucu: TEBRİKLER! | |
V. cümle II. den sonra gelmeli İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 7 |
Eskilerden gelen bir edebiyatçıyı günümüz ölçütlerine göre değerlendirmek doğru olur mu? Günümüzde insanların edebiyat anlayışları değişip gelişmiştir. Ancak bu gelişmeyi bir zincir olarak düşünürseniz, zincirin halkaları kopuk değil, birbirine geçmiş durumdadır. Günümüz edebiyatçıları, hem dillerini geliştirmek hem de yeni biçimler oluşturmak bakımından çok şey borçludurlar eskilere. Edebiyat merdiveninin basamakları, bizden önceki edebiyatçıların birikimlerinden oluşmuştur.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz?
(ÖSS 1999 İPTAL EDİLEN)
Her çağın kendine özgü değerlendirme ölçütleri vardır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sanatçılar, kendilerinden önceki sanatçılardan etkilenirler. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yaşadığı dönemde ilgi görmeyen bir edebiyatçı zamanla ün kazanabilir. İpucu: TEBRİKLER! | |
Her edebiyatçı yaşadığı dönemin koşulları içinde ele alınmalıdır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Öteki sanatlar gibi edebiyat da zamanla değişir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 8 |
(I) Günlük tutan bir yazar, yapıtlarında açığa vurmak istemediği kimi duygu ve düşüncelerini günlüğünde yansıtabilir. (II) Okuduğu yapıtlara yönelik, gerçekte neler düşündüğünü dile getirebilir. (III) Bazı durumları bilerek ya da bilmeyerek çarpıtabilir. (IV) O, birçok ayrıntının arasından asıl anlatılmak İsteneni bulma çabasındadır. (V) Bir gün bunları yayımlarsa, okurların bu nedenle kendisinden soğuyacağını düşünür. (VI) Günlük tutan birçok yazar vardır; ama bu düşünceyle, günlüklerini yayımlayanlar azdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
(ÖSS 1999İPTAL EDİLEN)
II İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
III İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
IV İpucu: TEBRİKLER! | |
V İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
VI İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 9 |
(I) Bireysel acılarını yansıtmak için bir araç olarak görmez şiiri. (II) Kendi acılarına yer vermez şiirlerinde. (III) Daha çok, içinde yaşadığı toplumun acılarını, sevinçlerini yansıtmak ister. (IV) İmgeleri yalındır. (V) Söyleyişinde inişler çıkışlar yoktur. (VI) Bütün şiirlerinde okuru saran bir sıcaklık vardır.
Bu parçadan, aşağıdaki cümlelerin hangisi çıkarılırsa parçanın anlamında önemli bir daralma olmaz?
(ÖSS 1999İPTAL EDİLEN)
II İpucu: TEBRİKLER! | |
III İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
IV İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
V İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
VI İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 10 |
Hiç ummadığımız bir şiir, günü gelince bizim için söylenmiş izlenimini verir. Çünkü şiir eskimez, durur bir yerde, okurunu bekler. Bekler ve bir gün bulur onu. Dahası, en kötü, en sığ, en basit bir şiirden bile bir gün başka bir anlam, başka bir güzellik fışkırabilir. Bu nedenle, —.
Düşüncenin akışına göre bu parçanın son cümlesi aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir.
(ÖSS 1999İPTAL EDİLEN)
iyi şiir her okuyucuda aynı duyguları, aynı çağrışımları uyandırabilmelidir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
pek çok şiir kitabı ancak şairlerinin ölümünden sonra değer kazanmıştır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
sanat değeri taşıyan şiirler eskimiş olanlardır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
eleştirmenler, okuyacakları şiir kitabını seçmede okurlara yol göstermelidirler. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
şiir değerlendirmelerinde olumsuz ve kesin yargılardan olabildiğince kaçınmak gerekir. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 1 |
Yabancı dilde yazılmış romanları özgün biçimleriyle okumak istiyordum. Ama yabancı dil bilmiyordum ve öğrenmek için de gerekli olanaklardan yoksundum. Bu nedenle romanları, sözlüklere baka baka okumaya çalıştım. Başlangıçta okuduklarımı anlamadım, birçok yanlış yaptım ama yılmadım. Sonunda yabancı dille yazılmış bir romanı sözlüksüz okuyabilir duruma geldim.
Bu parçada anlatılanlar, aşağıdaki yargılardan hangisini desteklemektedir?
(ÖSS 1994)
Bir amaca ulaşmak için, karşılaşılacak güçlük¬leri göze almak ve onları yenmek gerekir. İpucu: TEBRİKLER! | |
Bir konuda, kendi yararını düşünen kişiler amaçlarına daha kolay ulaşırlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kendilerine güvenen kişiler, başkalarının yaptıkları işi beğenmez, onu kendileri yapmaya çalışırlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bazı işleri ancak yetenekli, cesaretli, güçlü kuvvetli kişiler başarabilir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yaptıkları iş belirli bir zamanla sınırlandırılmamış kişiler, daha başarılı olurlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 2 |
Türk edebiyat tarihi akımların değil, bireylerin tarihidir. Bu yüzden, şair olarak bir akımın içinde yer almak ya da dışında kalmak bence önemli değildir. Çünkü kötü bir şairin bir akıma katılarak "İyileştiğini hiç görmedim. Kuşkusuz bunun tersi de geçerli. Şunu da ekleyeyim: İyi bir şairin, bir akıma katılmaya hiç ihtiyacı yoktur.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
(ÖSS 1994)
Şairin başarısı yalnızca kendi niteliklerine bağlıdır. İpucu: TEBRİKLER! | |
Türk edebiyat tarihi, bir bütünlük göstermez. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Edebiyatta bir akıma katılmak, şairi olumsuz yönde etkiler. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Başarılı şairler bir akım içinde yer almaktan kaçınırlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Türk edebiyatında akımların birbirini etkilediği söylenemez. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 3 |
(I) Kimi romancılar iç monolog yöntemini iyi bir biçimde kullanmıyorlar. (II) Kişilerin ruhsal ve fiziksel özellikleri arasında bir bütünlük kurulmuyor. (III) Bu yüzden kişilerin içlerinden geçen düşünceleri, okuyucu kolayca seçip ayıramıyor. (IV) Oysa iç monolog tekniği romancıdan büyük bir ustalık ister. (V) Romancının, iç monologla yüz yüze konuşmalar arasındaki ayrımı görmesini, tanımasını gerektirir.
Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi anlatımın akışını bozmaktadır?
(ÖSS 1994)
I İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
II İpucu: TEBRİKLER! | |
III İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
IV İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
V İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 4 |
(I) Karikatüristler, karikatürlerinin yalnız gazete ve dergi sayfalarında yer almasından yakınıyorlar. (II) Bu yüzden en iyi karikatürlerinin bile zamanla unutulun gittiğini söylüyorlar. (III) Gazete ve dergilerde yer alan karikatürlerin güncel konuları içermesi gerektiğini düşünüyorlar. (IV) Karikatürlerinin, gazete ve dergi sayfalarından evlerin, galerilerin duvarlarına çıkmasını, kitaplarda toplanmasını istiyorlar. (V) Ancak bu yolla adlarının unutulmayacağına, yaşayacaklarına İnanıyorlar.
Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi anlatımın akışını bozmaktadır?
(ÖSS 1994)
I İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
II İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
III İpucu: TEBRİKLER! | |
IV İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
V İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 5 |
Şiirde erişilmez bir yerimin olduğuna inanıyorum. Öyle ki bugüne kadar yazılmış en güzel şiirlerden birinin tek bir dizesi için bile:" Ah, şunu keşke ben yazsaydım!" dediğim olmamıştır.
Şair bu sözleriyle neyi anlatmak istemektedir?
(ÖSS 1994)
Şiirde daha iyiyi, daha güzeli bulmanın güç olduğunu İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kendine özgü bir şiir tekniği geliştirdiğini İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Şiirlerini oluşturmada güçlük çekmediğini İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kendisinden daha büyük bir şairin olmadığını İpucu: TEBRİKLER! | |
Eskimeyen, klasik şiirler yazdığını İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 6 |
Mersiye, ister Sultan Süleyman'a, ister Süleyman Efendi'ye söylenmiş olsun, sanat açısından aynıdır. Şiirde asıl olan, şairin duyuşu ve bu duyuşunu başka türlü söylenmesine imkan vermeyecek biçimde sözcüklerle dile getirerek bir şiir iklimi yaratmasıdır.
Bu parçada vurgulanan düşünceyi en iyi yansıtan yargı aşağıdakilerden hangisidir?
(ÖSS 1994)
Şiirde önemli olan şairin neyi söylediği değil nasıl söylediğidir. İpucu: TEBRİKLER! | |
Gerçek şair, şiirine olaylarla birlikte duygularını da katabilen kişidir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Önemli, önemsiz her olay, her kişi, şiir konusu olabilir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Mersiye herkes için, her şair tarafından söylenebilen bir şiir türüdür. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Gerçek şair şiire yeni biçimler, yeni sözcükler getiren kişidir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 7 |
Karagöz oyunu, Osmanlı-Türk toplumunun, yüzyıllarca yaşamış sanat dallarından biridir. Tanzimat ^ tan bu yana, özellikle Cumhuriyet döneminde yerini, Batıdan gelen sinema ve tiyatroya bırakmıştır. Bu sanat dalı, bugün bize çok uzak ve yabancı gelen İslam uygarlığı döneminde, halkın dilini, inançlarını, geleneklerini, zanaatlarını, siyasal ve toplumsal olaylar karşısındaki düşünsel ve ruhsal durumlarını yansıtan zengin bir kaynaktır. Geçmişi tanımak ve öğrenmek isteyenler bu kaynağı değişik açılardan değerlendirebilirler,
Bu parçada, Karagöz'le ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
(ÖSS 1994)
Farklı yönlerden incelenmeye uygun bir kapsamı bulunduğuna İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Güldürü öğelerinden yararlanarak oluşturulduğuna İpucu: TEBRİKLER! | |
Günümüzde yerini başka sanat dallarının aldığına İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Toplumsal yaşamı yansıtan uzun bir geçmişi olduğuna İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Eski dönemler hakkında bilgi verdiğine İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 8 |
Ressamlarımızın çoğu, resimden başka bir şey düşünmez. Gerçi bunların büyük bir çoğunluğu edebiyatçılarla dosttur ama edebiyatın hiçbir dalıyla doğrudan ilgilenmezler. Bazıları edebiyat yapıtlarını okumazlar bile; onlara göre resmin dışında bir sanat yoktur, Bu yüzden bu ressamımızın roman yazması şaşırttı beni. Doğrusu kitabın sayfalarını karıştırırken isteksizdim ve: "Bir ressam ne yazabilir ki?" diye düşündüm. Ama kitabı okumaya başlayınca bu düşünce yerini bir sevince, heyecana, hayranlığa bıraktı. Yetenekli bir yazarın usta işi romanıyla karşı karşıyaydım.
Bu parçadan ressamlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
(ÖSS 1994)
Resim sanatını öteki sanat dallarından üstün görürler. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sanat değeri taşıyan yapıtlar da yazabilirler. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Genellikle, ilgi alanları kendi sanatlarıyla sınırlıdır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Edebiyatçılarla arkadaşlık edenler vardır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Duyguların anlatımında, resimden başka yollara da başvururlar. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 9 |
Çalışkanlığı, titizliği, üretkenliğiyle her zaman takdir edilmiştir. Kuşkusuz altmış yedi yaşında yetmiş yapıt veren birisi için bu övgüler fazla değildir. Türkçe'yi seven, onu iyi kullanan, anlaşılır biçimde yazan güçlü bir yazar ve iyi bir çevirmendi. Edebiyatımıza katkısı olacağını düşündüğü kitapları araştırmış, çevirip dilimize kazandırmıştır. Pek çok yazarımız hakkında hazırladığı biyografik araştırma ve deneme kitapları, edebiyatçılara, edebiyata ilgi duyanlara ve öğrencilere ders kitabı olacak niteliktedir.
Bu parçada, sözü edilen kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
(ÖSS 1994)
İşinde çok dikkatli ve özenli olduğuna İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Çok sayıda eser verdiğine İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Dili başarılı bir biçimde kullandığına İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Eserlerinin çoğunu, gençliğinde oluşturduğuna İpucu: TEBRİKLER! | |
Öğretici nitelikte eserler hazırladığına İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 10 |
Kemeraltı şimdi olduğu gibi o zamanlar da kentin canlı, hareketli merkezlerinden biriydi. Ancak bugünkü gibi değildi. Denizin hemen kıyıcığından başlardı. Küçük bir meydan... Ortasında süslü, narin yapısıyla saat kulesi.,. Yanı başında soyluluğunu çinilerinden alan minik cami... Gerisinde hükümet konağı.., Ve sağına düşmüş Sarkışla... Şimdi bunların çoğu yok. Saat kulesi ve cami, yerinden edilip başka bir yere taşınmış gibi.
Bu parçada, Kemeraltı'yla ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
(ÖSS 1994)
Yapılarının bakımsızlığı İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Doğal güzellikleri İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Eski görünümü İpucu: TEBRİKLER! | |
Mimari özellikleri İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Tarihsel değeri İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 1 |
"Sanatçılardan çoğu ilgisizlikten değil, anlaşılmamaktan yakınır. Anlaşılmak ise, bu durumda beğenilmekten başka bir şey değildir. İleri gitmiş ülkelerdeki sanatçıların yalnız paraca değil, saygı görme yönünden de kavuştukları üstün duruma imrenenlerin unutmamaları gerekir ki halk hiçbir zaman, hiçbir yerde gökten anlayışla inmemiş, yetişmiş, yetiştirilmiştir."
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
(ÖSS 1982)
Uygar toplumlarda halk, sanatçıları anlar ve onlara büyük saygı gösterir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bir sanatçı için anlaşılmak, beğenilmek demektir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sanatçılar için, halktan ilgi görmek, beğenilmek anlamına gelir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Beğenilmek isteyen sanatçı, halkın beğenisine seslenmeyi görevi saymalıdır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Halkı, sanattan anlar hale getirmek sanatçının görevidir. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 2 |
"Sanatın, sanat tarihiyle bütün okullara girmesi, resimlerle evleri süslemesi, heykellerle ve güzel binalarla kentleri zenginleştirmesi kadar yaşam bakımından önemli şey pek az bulunur. Sağlam zevk, bu koşullar altında oluşur."
Bu parçada yazarın söylemek istediğini en çok destekleyen cümle aşağıdakilerden hangisidir?
(ÖSS 1982)
Yaşanılan ortam, sanat eğitiminde önemli bir etkendir. İpucu: TEBRİKLER! | |
Zevklerdeki birlik, ulusal birliği güçlendirir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sanat, insanları birbirine yaklaştıran güçlü bir araçtır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sağlam sanat zevki, sanat tarihi okunmadan edinilemez. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Ulusların ortak özellikleri, onların sanat anlayışlarına da yansır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 3 |
"O mu? Sandığın gibi değildir. Karda gezip izini belli etmez. Ne kadar yakın olmaya çalışırsan çalış, yine de onun nelerle uğraştığını, ne işler çevirdiğini anlayamazsın."
Kendisinden böyle söz edilen bir kimseyi nitelendirmek için kullanılabilecek en uygun söz aşağıdakilerden hangisidir?
(ÖSS 1982)
İşine ve çıkarına düşkün olan İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kan kusup kızılcık şerbeti içtim diyen İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
İçinden pazarlıklı olan İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Ağzını sıkı tutan İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Saman altından su yürüten İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 4 |
"Anılarımı yazarken romanlarımı şöyle bir karıştırdım, dil bakımından eskimiş parçalar çok mu diye baktım. Kimi yerlerine gülmemek elde değildi. Örneğin 'fevk-i serinde' demişim. Şuna 'başının üstünde' deseydim sanki sanatçılığımdan, yazarlığımdan ne eksilirdi?"
Bu sözleri söyleyen bir yazarın davranışı, aşağıdakilerden hangisine bir örnektir?
(ÖSS 1982)
Kendisini alaya almaya İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Özeleştiri yapmaya İpucu: TEBRİKLER! | |
Anılarına sığınmaya İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Anlatımını kötülemeye İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yeniliğe düşkünlük göstermeye İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 5 |
"Şiirlerinde gereksiz sözcüklerden olabildiğince kaçınıyor. Sıfatlar, benzetmeler için de böyle bu. Okuyucuyu birtakım soyut, düğümlü sözcüklerle yorduğu da söylenemez. Öğretici bir hava taşımamalarına karşın, yine de bu şiirlerde bir eksiklik var: Başka şiirleri anımsatıyor; bunları daha önce okumuş gibi bir duyguya kapılıyorsunuz." diyen bir eleştirmenin sözünü ettiği şiirlerde bulduğu eksiklik nedir?(ÖSS 1982)
Yalınlık İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
İçtenlik İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yoğunluk İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Özgünlük İpucu: TEBRİKLER! | |
Açıklık İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 6 |
"Masalları, yalnızca bir hareket noktası, bir atlama, tahtası olarak alıp onun geleneklerine tutsak olmadan, onu taklit etmeden, çağımıza getirerek yepyeni yapıtlar yaratma yolunu, çağdaş yazarın, halk masalından en olumlu yararlanma yolu sayarım."
Aşağıdaki yargılardan hangisi, bu parçada savunulan görüşe uymaz?
(ÖSS 1982)
Masal geleneğinden yararlanma, salt içerik ve konuyla sınırlı değildir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Masallardan yararlanmak isteyen çağdaş yazar, onların dil ve anlatım özelliklerine bağlı kalmalıdır. İpucu: TEBRİKLER! | |
Günümüzün yazarı, masalı duyguda ve düşüncede aşarak konuya tam bir özgürlükle yaklaşabilmelidir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yazardan beklenen davranış, masala çağdaş bir yorum getirmektir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Masallar, yeni düşünce ve duygulan anlatmada sanatçıya zengin kaynaklar olarak hizmet edebilir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 7 |
"Ayrıntıları atıyorum, konuyu yalınlaştırmaya çalışıyorum. Bence resimle fotoğrafın ayrım noktası burası." diyen ressamın görüşüne katılmayan bir kişi, aşağıdakilerden hangisini söyleyebilir?(ÖSS 1982)
Gerekli olanı alacak, gereksizi atacaksınız. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bu durum, her sanat dalında böyledir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Ancak, çoğu kez yaşantının sıcaklığını onlar verirler. İpucu: TEBRİKLER! | |
İlginç bir yaklaşım olarak değerlendiriyorum. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sözlerinizle resimleriniz arasında bir uyum göremedim. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 8 |
"İnsanımızın doğaya ilgisi, yazınımızda doğa duygusunun yeri üzerine bir sav vardır. Bir yandan İstanbul'un görünüşü, öte yandan ince beğenili okur yazar kuşağının gezi yerlerine düşkünlüğü bu savı yalanlar. Buna Sultanların, bir döneme adını koydurtacak denli lale bahçelerine olan tutkularıyla birlikte Nedim'in şiirlerini de ekleyebiliriz."
Bu parçada yazarın, yalanlandığını söylediği sav aşağıdakilerden hangisi olabilir?
(ÖSS 1982)
Türklerin doğa sevgisi öteden beri bilinmektedir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Türk yazınında doğa duygusu, canlı doğa betimlemeleri bir yeniliktir. İpucu: TEBRİKLER! | |
Türk yazınında doğa duygusunun yeni olduğunu belirtme, aykırı bir düşünce sayılabilir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Türk yazınında doğa duygusunun bulunmadığını söyleme, halk şiiriyle de çelişir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Doğadan seçilen öğeler, Divan ve Halk şiirinin benzetmelerinde kullanılmıştır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 9 |
"Ben öykülerimde düşsel ve duygusal öğelere yer vermekten özellikle kaçınırım." diyen bir yazar, öykülerini oluştururken aşağıdakilerden hangisine özen gösterir?
(ÖSS 1982)
Olağanüstü durumları yansıtmaya İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Renkli ve şiirsel bir dil kullanmaya İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Tek yönlü karakterler çizmeye İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Okurlarını yaşananın dışına çıkarmaya İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Olabilir izlenimini yaratmaya İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 1 |
Doğa, her yanlış hareketimizde, bize uygun bir dille uyarıda bulunur. Aldırmazsak buyruklarını şiddetlendirir... Yine aldırmazsak çarpar.
Aşağıdaki cümlelerden hangisi dil ve düşünce bağlantısı yönünden yukarıdaki paragrafın devamı olabilir?
(ÜSS 1977)
Hatta doğa, her zaman insanın zararına çalışır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Ama doğanın değişmez, kör ve acımasız yasaları vardır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Çünkü doğanın yasaları insanlarınkinden daha katıdır. İpucu: TEBRİKLER! | |
O halde doğa, yasalarına boyun eğenlere bile acımasızca davranır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Öyle ise doğa, yenme ve yenilme üzerine kurulmuştur. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 2 |
"Her yönüyle değişik bir kişiliği vardı. Arkadaşlarına benzemiyordu. Onların katıla katıla güldüğü şeyleri anlamsız, kaba ve çirkin buluyordu. En küçük şeyleri bile büyütüyordu. Zengin bir düş dünyası vardı. Kendi içine kendi düşlerine gömülmekten hoşlanıyordu."
Aşağıdaki niteliklerden hangisi bu parçada anlatılan kişilikle bağdaşmaz?
(ÜSS 1979)
romantik İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
coşkulu İpucu: TEBRİKLER! | |
içli İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
alıngan İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
incelikli İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 3 |
Hırsızlığın çirkinliği çalınan şeye göre değişmez; Ha altın çalmışsın, ha bir iğne. "İğne çaldı ama altın çalmak aklına bile gelmez." diyenlere benim diyeceğim şudur: İğneyi çaldıktan sonra niçin altını da çalmasın?
Bu parçada vurgulanmak İstenen düşünce, aşağıdakilerden hangisidir?
(ÜSS 1978)
Suçun niteliği kadar niceliği de önemlidir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Asıl önemli olan suçun kendisidir, büyüklüğü ya da küçüklüğü değil. İpucu: TEBRİKLER! | |
Hırsızlık, göz yumulamayacak çirkin bir davranıştır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Değersiz bir şeyi çalanla değerli bir şeyi çalan bir tutulamaz. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Altın çalmayacaksa, iğne çalmak suç sayılmaz. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 4 |
"Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş, sonra da bunu adet edinmiş, her gün danayı kucağına alır taşırmış; nihayet buna o kadar alışmış ki, dana büyüyüp koskoca öküz olduğu zaman, onu yine kucağında taşıyabilmiş."
Bu öykücük hangi ana düşünceyi vermek için uydurulmuş olabilir?
(ÜSS 1978)
Doğa ile uğraşmak, insana büyük bir güç kazandırır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Gönülden sevmenin yaptıramayacağı bir şey yoktur. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Hayvanları sevmek, onlara bakmak insanı çok güçlendirir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Alışkanlık, insan yaşamında çok güçlü bir etkendir. İpucu: TEBRİKLER! | |
Hayvanlar -öküz bile olsa- kendilerine bakanlara karşı uysaldır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 5 |
"Arı, on binlerce yıldır aynı işi en kusursuz biçimde yapar: Düzgün, geometrik ölçülerle peteğini örer ve topladığı bin bir çiçek tozundan, bir kimya laboratuvarının imbiklerinden daha üstün biçimde balını süzer. Oysa insanoğlu, uğraştığı on binlerce İşi binlerce yıldır giderek geliştirmekte ve hala en kusursuza ulaşmaya çalışmaktadır, işte insan budur."
Yukarıdaki parçada vurgulanmak istenen ana düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
(ÜSS 1978)
Arı işini en kusursuz biçimde yapmaktadır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Arı on binlerce yıldır aynı işi, insansa binlerce yıldır on binlerce işi yapmaktadır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Arının yaptığı iş insanınkinden daha kusursuzdur. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
İnsanın hayvanlardan ayrılan yönü, işini sürekli geliştirmesidir. İpucu: TEBRİKLER! | |
İnsan hala en kusursuza ulaşamamıştır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 6 |
"— Divan şiirinin ilk şairlerinden olan Dehhani ile son şairlerinden olan Leyla Hanım'dan birer beyit alıp karşılaştırınız. Aralarında yedi yüzyıl bulunduğu halde ne biçim ne de içerik bakımlarından hiçbir ayrılık görmeyeceksiniz. Halbuki sanat dünyası da tıpkı ilim dünyası gibi, devamlı bir ilerleyiş yolundadır. Sanatçı, kendisinden önceki son sanatçının kurduğu binaya bir tuğla daha koya-bilen bir adamdır. Bu ölçüt, sadece iki ayrı sanatçı için değil, bir sanatçının eserleri için de geçerlidir."
Yukarıdaki paragrafın giriş tümcesi (cümlesi) aşağıdakilerden hangisi olabilir?
(ÜSS 1979)
Divan edebiyatının en büyük kusuru, yüzyıllarca aynı biçimler içinde, aynı temalarla yetinmiş olmasıdır. İpucu: TEBRİKLER! | |
Bizde şiire gereken önem verilmediği için divan şiiri yedi yüzyıl içinde hiç gelişmemiştir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Divan edebiyatında, büyük güçlü bir sanatçı yetişmemiştir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Divan şiirinin başında ve sonunda iki büyük temsilcisi vardır: Dehhani, Leyla Hanım. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Divan şiiri, yedi yüzyıl özelliğini yitirmemiş güçlü bir akım olmuştur. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 7 |
Bir kızılderili oymağında yalnızca meyve, sebze; ve balık yenirmiş. Bir yıl kıtlık olmuş. Derelerdeki balıklar ölmüş, sebze ve meyveler kurumuş. Oymakta ölen ölene. Fakat dağlarda yaban geyikleri çokmuş. Ne ki dinlerince balık dışında et yemek günahmış, Oymağın yöneticileri geyik etinin yenebileceğini, bunun günah olmadığını söylemişlerse de kandıramamışlar kimseyi. Yöneticiler, düşünmüşler taşınmışlar; tutmuş yaban geyiğine dağbalığı anlamında bir ad takmışlar. Bundan sonra da yaban geyiklerini yemeğe başlamış halk.
Bu parçada anlatılan olaya bakarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşabilirsiniz?
(ÜSS 1977)
Toplumların yaşayış biçimlerinin değişmesiyle dilin işleyiş düzeni de değişir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Halkın sağlıklı yaşaması, yöneticilerin dili güzel ve etkili bir biçimde kullanmasına bağlıdır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sözcüklere verilen değişik anlamlar yüzünden toplumda türlü anlaşmazlıklar doğar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Toplumsal ilişkilerin sağlıklı bir biçimde yürümesi dilin değişik anlamlı sözcükleri içermesine bağlıdır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Dilin sözcükleri ile toplumun değer yargıları ve davranışları arasında güçlü bir etkileşim vardır. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 8 |
"Dikiş dikerken makaradan koparılan iplik, kulacı aşıyorsa uzun sayılır. Ama bu uzun, kuyudan su çekmek için gereken 20 metre ipe göre kısadır. 20 metre ipe uzun denilir de iki kent arasındaki 2 kilometrelik yol kısa görülür."
Yukarıdaki paragrafta "uzun" kavramıyla İlgili olarak aşağıdakilerden hangisi belirtilmek istenmiştir?
(ÜSS 1979)
"uzun" bir nesnenin kesin değil, göreceli (izafi) değerini bildiren bir niteleyicidir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
"uzun" kavramı kişiden kişiye değişen değerleri gösterir. İpucu: TEBRİKLER! | |
"uzun" kavramı sayıya dönüştürüldüğünde birtakım yanlışlıklara yol açılmış olur. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Dikiş ipliğinin uzunluğu kuyu ipininkinden daha kısadır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
20 kilometrelik yola "uzun" demek 20 metrelik ipe "uzun" demekten daha doğrudur. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 9 |
"Ben söze değil, yazıya inanırım. Çünkü söz uçar, yazı kalır. Yazılı olan her şey doğrudur bence. Sen benim gibi değilsin. Gerektiğinde kitaplara bile kuşkuyla bakıyorsun. Sorularla düşünmeyi alışkanlık haline getirmişsin.
Bu parçaya göre, kendisine söz söylenen kişiyi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirebiliriz?
(ÜSS 1979)
Kitaplara düşkün olan. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yazıya değil söze inanan. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Eleştirici bir tutumu olan. İpucu: TEBRİKLER! | |
Her şeyden kuşkulanan. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kendine çok güvenen. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 10 |
"Batı uygarlığı, fabrikalar uygarlığı demek değildir, Eğer Batılılar, dünya döner mi dönmez mi tartışmasını küfür sayan kilise yobazlığı baskısından kurtulmasaydı, ne buharı, ne elektriği, ne de makineyi bulmak olanağı vardı."
Bu parçaya göre, aşağıdaki yargılardan hangisi doğrudur?
(ÜSS 1978)
Batı uygarlığının fabrikalarla ilgisi yoktur. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Dünyanın dönüp dönmediği tartışması Batı uygarlığına yön vermiştir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Batılılar, dünyanın döndüğünü bildikleri için uygardırlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Batı uygarlığında buharın (vb.) bulunuşu etkili olmamıştır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Batı uygarlığının kökeninde düşünce özgürlüğü yatar. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 1 |
(I) Sözcükler birtakım işaretlerdir. (II) İnsan bu işaretlerle düşünür. (III) Düşünürken nesnelerin yerine işaretleri yani sözcükleri koyar. (IV) Bir insanın söz dağarcığının zenginliği, ancak başkalarının söz dağarcığıyla karşılaştırıldığında ortaya çıkar. (V) Bu, zihnin işlemesini kolaylaştırır ve çabuklaştırır. (VI) Sözcükler ne kadar kullanışlı ve açık olursa zihin o kadar iyi işler.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
(ÖSS 1991)
V İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
IV İpucu: TEBRİKLER! | |
III İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
II İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
VI İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 2 |
Uzun süredir edebiyat alanında ödül verilen yarışmaların seçici kurullarında görev almıyorum. Bunun en önemli nedeni, yarışmaya katılan yapıtların düzeyindeki düşüklüktür, Sayıları bazen iki yüze ulaşan yarışmacıların ürünlerini tek tek okumam, yapıtlarla ilgili notlar düşmem akıl işi mi? Ortalama düzeyi aşan bir yapıta rastlasam elbette değer bu zahmete. Ne yazık ki yarışmaya gelen yapıtların çoğu edebi değer taşımıyor. Anlatımı düzgün, Türkçesi aksamayan her iyi niyetli yurttaşı yazar saysam, mesleğime duyduğum saygı ne olacak.
Yazar bu sözleriyle aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır?
(ÖYS 1996)
Kendini öteki yazarlardan üstün gördüğünü İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Edebiyat ödüllerinin yararına inanmadığını İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yarışmaya katılan yapıtların çoğunu yetersiz bulduğunu İpucu: TEBRİKLER! | |
Sanat değeri düşük yapıtlara ödül verilmesini eleştirdiğini İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Seçici kurulların çalışma biçiminden yakındığını İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 3 |
Bu soru, birçok yazara sorulmuştur. Soruyu yanıtlayanlar arasında, "Kendim için yazıyorum." diyenler de vardır. Eğer bu tür bir yanıtı benimsemiş olsaydım okurlarımı kendimle bütünleştirirdim; yani, "Onlar demek, ben demek." derdim. Oysa ben, beni anlamak için özel bir çaba gösterecek olanlara sesleniyorum.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
(ÖYS 1996)
Okurlarınızın görüşlerini değerlendirmeyi doğru buluyor musunuz? İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Okurlarınızın, "sizin gibi düşünenlerden oluştuğu" görüşüne nasıl vardınız? İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Niçin kendinizi okurun beklentilerine bağımlı hissediyorsunuz? İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yapıtlarınızla ilgili tepkilerine göre, okurlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yapıtlarınızı oluştururken hangi tür okuru hedefliyorsunuz? İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 4 |
Bu sanatçının önemli bir yanı, beğenisinin gelişmişliğidir. Daha ilk okuyuşta şiir olanla şiir olmayanı kolayca birbirinden ayırır. Bunu uzun uzun çözümlemelere girmeden, açık bir biçimde belirtir. Yalnız günümüzdeki şiirleri değil, dünden bugüne kalan, herkesçe değerli bilinen, çok ünlü şiirleri de değerlendirir. Böylece onların yeni bir biçimde kavranmasını sağlar.
Bu parçada, kendisinden söz edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
(ÖYS 1996)
Bir şiirin başarılı olup olmadığını hemen anladığı İpucu: TEBRİKLER! | |
Şiirleri değerlendirmede nesnel ölçütlere başvurduğu İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Şiiri, bütün yönleriyle ele aldığı İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Şiiri, tarihsel gelişimi içinde ele aldığı İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Şiir zevkini yaymaya ve geliştirmeye çalıştığı İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 5 |
Hukuk fakültesini bitirdim. İki yıl avukatlık yaptım, Ama gönlüm hep edebiyattan yanaydı. Gençliğimde babamın kitaplığında bulduğum kitapları okur, onlardan tat alırdım. Yedi yıl bir yabancı okulda okuduğum için Divan edebiyatı ile yakın bir ilişkim olmadı. Halk edebiyatını ise üniversite öğreniminden sonra tanıyabildim Hukuk fakültesinde okurken Yücel Dergisini çıkaran gençlerle tanıştım; dergiye çevirmen olarak girdim. Giriş o giriş.
Bu parçada konuşan kişi, kendisiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir?
(ÖYS 1996)
Kitap okumaktan hoşlandığına İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bir dergide çalışmış olduğuna İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Edebiyat öğrenimi görmediği için üzüldüğüne İpucu: TEBRİKLER! | |
Öğrenim gördüğü alanda bir süre çalıştığına İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Edebiyata karşı özel bir ilgi duyduğuna İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 6 |
Öylesine heyecanlıyım ki... Bunca yıl sonra, bahçeyi geçip okula giremeyeceğim sanki. Garip bir tutukluk... Ayaklarım tutulu veriyor. Yürüyemeyeceğim. Büyüyor bahçe, genişliyor, yayılıyor, derinleşiyor; çocukluğumdaki gibi uçsuz bucaksız görünmeye başlıyor. Orada kendimi top oynarken, güreşirken, dövüşürken görüyorum, Sınıfımı geçmişim, seviniyorum, ipimde ancak çocuklukta duyulabilecek bir sevinç patlaması var.
Böyle konuşan bir kişi için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
(ÖYS 1996)
Çocukluk yılları, kişiliğini derinden etkilemiştir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Çocukken açığa vuramadığı duyguları canlanmıştır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bahçe içindeki eski okulunu görünce çocukluğunu anımsamıştır. İpucu: TEBRİKLER! | |
Okuduğu okulla ilgili bir takım karamsar düşüncelerini dile getirmektedir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Çocukluğunda yaşadıklarından tedirginlik duymaktadır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 7 |
Bir romancı, şair gibi değildir, Şairin en güçlü ve verimli çağı gençlik dönemidir. Şair yaşlandıkça hızını kaybeder. Romancı en iyi yazısını yazmak için çok görmek, insan ve toplum hakkındaki görüşlerini genişletmek, okumak ve tekniğini ilerletmek zorundadır. Bunun için de tabii yılların deneyimi gereklidir. Oysa şair için böyle bir şey söz konusu değildir.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
(ÖYS 1996)
Şair ve romancı için yaşın farklı açılardan önem taşıdığı İpucu: TEBRİKLER! | |
Şair olmak için farklı bir kişiliğe sahip olmak gerektiği İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Roman yazmanın, şiir yazmaktan daha zor olduğu İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Şair ile romancının bakış açılarının birbirinden farklı olduğu İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Şiir yazmadan roman yazılamayacağı İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 8 |
Yalnız kendisinden önceki edebiyattan değil, çağdaş edebiyattan, çağdaş kültürden de kopuk yazarlarımızın çoğu. Okumak neden yalnızca okurların işi olsun? Yazarlar da okumak zorunda. Tarihten felsefeye, toplumbilimden ruhbilime değin çağdaş düşünceyi izlemek zorunda. Yalnızca kendi yazdıklarını değil, başkalarının yazdıklarını da... Çünkü dünyayı ve insanı kavramak bu yolla olanaklıdır ancak, gözlem yetmiyor artık, gözleneni derinlemesine irdelemek gerekiyor,
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada yazarlara yöneltilen bir eleştiri değildir?
(ÖSS 1990)
Eski ve yeni edebiyatı yeterince bilmiyorlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
İnsanı ve insan ilişkilerini konu alan bilimlere yeterince ilgi duymuyorlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Ele aldıkları konuları ayrıntılı olarak inceleyip araştırmıyorlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sahip olunan kültürel birikimi değerlendirmiyorlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yapıtlarında duygusal konuların dışına çıkmıyorlar. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 9 |
Başkalarının yazdıklarına hiç benzemeyen şeyler yazdıklarını iddia edenler, yaşamlarında ilk kez bir şeyler üretmenin coşkusu içinde, kendi ürünlerine hayran kalırlar. Gülünç sayılacak kusurlarını bile birer üstünlük olarak değerlendirirler. Hiç kuşku yok, yaratım biraz coşku işidir. Bu coşkuyu anlayışla karşılamak gerekir. Ama bu coşku zamanla benmerkezciliği de aşarak başkalarını yadsımaya, kendini başkalarından ayrı tutmaya bile varabilir.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmektedir?
(ÖYS 1996)
Yazmaya yeni başlayanların, kendi ürünlerini her şeyin üstünde tutmalarından İpucu: TEBRİKLER! | |
Genç yazarları yaratıcılığa götüren gücün yazma isteği olduğundan İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Genç yazarları uyarma ve eğitmenin gerekliliğinden İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kişinin kendine duyduğu hayranlığın üretkenliğini etkileyeceğinden İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Herkesten ayrı olma isteğinin getirdiği güçlüklerden İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 10 |
Tanzimat edebiyatı sanatçılarının ne yaptıklarından çok, ne yapmak istedikleri önemlidir. Halk için yazmaya çalışmışlardır; ama halk kökenli değillerdir. Bir yandan Divan edebiyatının estetik anlayışından zevk alır, öte yandan Batı edebiyatının ürünlerine yönelirler. Yetiştikleri ortam gereği eskiden kopamazlar; ama onu sürekli eleştirirler. Şiirlerinde aynı konuları eski biçimde işlerler.
Bu parçanın bütününde Tanzimat edebiyatı sanatçıları hangi açıdan eleştirilmektedir?
(ÖYS 1996)
Halkı gereği gibi tanımamaları İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Düşünceleri ile eylemlerinin birbirini tutmaması İpucu: TEBRİKLER! | |
Eski anlatım biçimlerini sürdürmeleri İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Belirli konu kalıplarının dışına çıkmamaları İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Divan edebiyatına tutkun olmaları İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 1 |
Kimi konular sanatçılar arasında sık sık tartışılıyor. Yaşadığını yazmak ya da yazmamak da bunlardan biri. Böyle bir konuyu tartışmaya girişmek bile yersizdir. Herkes yaşadığını yazar. Öyle ki geride büyük yapıtlar bırakmış yazarlara baktığımız zaman, bunların yaşamdan, yaşanmış olaylardan yola çıktığını görürüz. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Çünkü hiç bilmediği bir konuyu, içine hiç girmediği bir çevreyi, hiç tanımadığı insanları nasıl yazabilir kişi?
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
(ÖYS 1993)
Yazarlar kimi konularda tartışarak gerçeğe ulaşırlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sanatçının başarılı olması, başından geçen olayları düş gücüyle biçimlendirmesine bağlıdır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yaşamı çok iyi tanıyan sanatçılar değişik alanlarda ürün verebilirler. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sanatçı, yaşamdan aldığı konuyu duygularıyla zenginleştirirse yaratıcı olur. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yazarlar yapıtlarında tanık oldukları, gözlemledikleri olay ve durumları yansıtırlar. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 2 |
Eleştirmenlerin sayıca az, yazarların ve kendisini yazar sananların bu kadar bol olduğu ülkemizde, her kitap çıkarken, eleştirmenlerin mutlaka o kitaptan söz etmesini ister. Bunun olanaksız olduğunu aklına bile getirmez. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Üzerinde durmaya değer bir eser yayımlanınca, eleştirmenlerden biri eninde sonunda o kitaptan ve yazarından söz eder.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
(ÖYS 1993)
Günümüzde eleştirmen sayısı yazarlara oranla azdır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Her yazar, yapıtından çok, kendisinden söz edilmesine değer verir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Eleştirmenlerin bir yapıtı beğenmesi, onun kendi düşüncelerine uygun olmasına bağlıdır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Her değerli yapıt, mutlaka bir eleştirmenin dikkatini çeker. İpucu: TEBRİKLER! | |
Çok sayıda kitap yayımlanması, bunların okunmasını ve değerlendirilmesini güçleştirir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 3 |
Kalemini ustalıkla kullanmasını bilen yazar için iyi konu, kötü konu yoktur. Çünkü bir öyküyü, bir romanı ilginç kılan, yazarın anlatımı, başka bir deyişle sözcükleri seçme ve kullanma biçimidir. İşlenen olay, ne denli güçlü, etkili, önemli olursa olsun, başarısız, kötü bir yazarın elinde ziyan olur gider. Öyle ki uzatmalar, abartmalar, bayağılaştırmalarla öykü ya da roman çekilmez hale gelir.
Bu parçada öykü ve romanlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır?
(ÖYS 1993)
Anlatılanların özgün olması gerektiği İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Ayrıntılara inmenin ustalarca başarılabileceği İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Üslûbun büyük önem taşıdığı İpucu: TEBRİKLER! | |
Kısa öykü yazmanın birtakım güçlüklerinin bulunduğu İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Başarıya ulaşmanın deneyim gerektirdiği İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 4 |
Bir yapıtı değerlendirirken, eleştirmenin kişisel görüşü, beğenisi de kuşkusuz işe karışır. Çünkü her değerlendirme bir bakıma özneldir; ama nesnel bir temele dayanmalıdır. Örneğin, eleştirmen A ile eleştirmen B'nin beğenileri, sanat anlayışları, dünya görüşleri farklı olduğundan bir kitapla ilgili görüşleri de birbirinden ayrılabilir, ama yapıtın özüne İlişkin gerçekçi ve tutarlı gözlemlerde bulunmuşlarsa, temel noktalarda elbette birleşirler.
Bu parçada eleştirmenlerle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
(ÖYS 1993
Yapıtları, aynı yöntemle aynı noktalardan eleştirirler. İpucu: TEBRİKLER! | |
Her birinin kendine özgü bir sanat anlayışı vardır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yapıtları değerlendirirken bir ölçüde öznel davranabilirler. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bir yapıtı tam ve doğru anlamışlarsa ana noktalarda aynı sonuca ulaşabilirler. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Aynı yapıtı farklı görüşler içinde ele alabilirler. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 5 |
Bir dili güzel ve çarpıcı olarak kullanabilme, büyük ölçüde, okumayla olur. Okuma nasıl dili güzel kullanmayı etkilerse, bir dili bütün söz sanatlarıyla, söz oyunlarıyla bilinçli olarak kullanma da hemen her alanda kişilerin iç ve dış dünyasını zenginleştirip genişletir.
Bu sözlerle asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
(ÖYS 1993)
Sanatlı konuşma, insanın dil bilincini geliştirdiği gibi düşüncelerini de açık seçik anlatmasına olanak sağlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bir dili incelikleriyle kullanma insanda dil bilincinin gelişmiş olmasına bağlıdır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Yaşamı sevme, insanın okumayı sevmesini, okumayı sevmesi de düşünce dünyasını zenginleştirmesini sağlar. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Çok okuyan insan güzel konuşur, güzel konuşmalar da dinleyenleri derinlemesine etkiler. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Okumanın, dili etkileyici bir biçimde kullanmada, dili etkili kullanmanın da kişinin yaşamın renklendirmede önemli bir payı vardır. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 6 |
Romanda anlatılan bir kişiyi tanımak; onun hangi aşamalardan ve değişmelerden geçerek bugünkü hale geldiğini öğrenmek demektir. Bu kişi nasıl bir değişime uğramıştır, hangi etkenlerle bu değişim gerçekleşmiştir? Bunların öğrenilmesi, o kişinin gelecekteki davranışlarını kestirmenize de olanak sağlar. Başka bir deyişle insanları tanıma konusunda bize bazı ipuçları verir. İşte büyük gerçekçi romanların işlevi budur.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
(ÖYS 1993)
Bir roman kahramanının inandırıcılığı, özellikle içinde bulunduğu ortamla birlikte yansıtılmasına bağlıdır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Romanın bir işlevi de insanın iç ve dış dünyasını ayrıntılarıyla sergilemektir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Her gerçekçi roman, konusunu da kişilerini de gerçek yaşamdan seçer. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Bir romancının başarısı, gerçek hayattakilere benzeyen kahramanlar yaratmakla ölçülüdür. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Gerçekçi roman, yarattığı tip ve karakterle çevremizdeki insanları tanımamıza yardımcı olur. İpucu: TEBRİKLER! |
Soru 7 |
Bu yapıtta, seksen kitapla ilgili düşüncelerimi, izlenimlerimi bulacaksınız. Bunlardan kimilerine katılacak, kimilerine dudak bükeceksiniz. Doğaldır bu. Herkes her kitabı sevmez; ya da ilk bakışta size sevimsiz, soğuk, yabancı gelen bir kitap bir süre sonra bakarsınız en yakın dostunuz oluvermiş. Siz de bu yapıtı okuduktan sonra, sözünü ettiğim o şiirleri, romanları, öyküleri okumak gereğini duyarsanız amacıma ulaştım demektir,
Bu sözleri söyleyen yazarla ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine varılabilir?
(ÖYS 1993)
Sözünü ettiği kitaplara karşı, okuyucunun ilgisini uyandırmaya çalışmaktadır. İpucu: TEBRİKLER! | |
Her kitabın beğenilecek bir yanı olduğunu düşünmektedir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Okuyucuya kitabı sevdirmenin, yazarın görevi olduğuna inanmaktadır. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Düşüncelerinin okur tarafından benimsenmeyeceği kaygısı içindedir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kitapları olumlu yönleriyle tanıtarak okuyucuya yaklaşmak istemektedir. İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 8 |
Şiirlerimi çözümleyebilmek için, okuyanın uğraşması gerektiği doğru. Ben, o şiirleri, uzun, yorucu ve özenli bir çalışma sonucunda oluşturuyorum. Okurdan da benim harcadığım çabanın hiç olmazsa yarısını harcamasını bekliyorum. Bunun da hakkım olduğuna inanıyorum. Tanınmak gibi bir kaygım olmadığına göre, bu çabayı sarf etmek istemeyen kişilerin şiirimi okumaması, doğrusu benim açımdan pek büyük bir kayıp değildir,
Yazar bu sözlerinde aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir?
(ÖYS 1993)
Şiirinin ilgi görmemesini önemsemediğine İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Şiirlerini bin bir güçlükle yazdığına İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Ün kazanma gibi bir kaygısının bulunmadığına İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Okurların, şiir konusundaki bilgilerinin yetersizliğine İpucu: TEBRİKLER! | |
Şiirlerini anlayıp değerlendirmenin güçlüğüne İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 9 |
Çocukluğum, büyük bir kentte, orta halli insanların yaşadığı bir mahallede geçti. Yaşamımda öyle eşsiz serüvenler, korkunç olaylar yer almadı. Kentin yaşantısını, insanlarını bu mahalledeki yaşamın akışı içinde tanımaya çalışırdım. İnsanlar ne duyar ne düşünürlerdi? Bunu onların bakışlarından, adım atışlarından öğrenmeye çabalardım. Bu ortam bir bakıma benim çocukluk evrenimi biçimlendirdi. Onun etkilerini, ağırlığını hep duydum. İşte beni öykü yazmaya iten etkenler kısaca bunlar olmuştu.
Yazar bu sözlerinde aşağıdakilerden hangisine değinmemiştir?
(ÖYS 1993)
İnsanların iç dünyasını anlamaya çalıştığına İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Çevresini gözlemlediğine İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Çocukluk yıllarında çektiği sıkıntılara İpucu: TEBRİKLER! | |
Yaşadıklarından etkilendiğine İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Kendisini öykü yazmaya yönelten nedenlere İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. |
Soru 10 |
Sevimli kişiliği, dürüstlüğü ve değişik alanlarda kazandığı bilgi ve deneyimlerle dikkatimi çekmiştir. Nükteli konuşmaları, doğaya ve sanata olan aşkı, iyimser hayat görüşüyle, tanıdığı insanların hayranlığını ve sevgisini kazanmıştır. Çok beğendiğim yanlarından biri de alçakgönüllü olması. İnsanlarla kolayca iletişim kurabilmesidir.
Bu parçada sözü edilen kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
(ÖYS 1993)
Herkesle uyum içinde olduğuna İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sözünde ve davranışında doğruluktan ayrılmadığına İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Çevresindeki kişilerce beğenildiğine İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Sakalı, ince anlamlı söz söylemeyi sevdiğine İpucu: ÜZGÜNÜM!Bir daha deneyin. | |
Çevresindekilere yardım etmekten hoşlandığına İpucu: TEBRİKLER! |