Varlıkların renk, biçim, tat, koku, mesafe, huy, alışkanlık, yetenek gibi çeşitli içsel ve dışsal özelliklerini bildiren sıfatlara niteleme sıfatı denir.
Niteleme sıfatları, özellikle betimleyici anlatımla oluşturulan metinlerde çok sık kullanılır. Çünkü betimleme, varlıkların ayırıcı özelliklerinin dile getirilerek bunların göz önünde canlandırılması esasına dayanır. Niteleme sıfatları da varlıkları diğer varlıklardan ayırt etmeyi
sağlayan özellikleri bildirdiklerinden betimlemelerde bu sıfatlardan sıkça yararlanılır.
Niteleme sıfatları çoğunlukla “NASIL” sorusunun cevabı olan kelimelerdir.
Anlamı güçlendirilmiş sıfatlara pekiştirilmiş sıfat denir. Sıfatlarda pekiştirme çoğunlukla şu şekillerde yapılır·
upuzun yol, yemyeşil gözler vb.
bomboş odalar, ipince elbise vb
Pekiştirme sırasında ses türemesi gerçekleşebilir sap-a-sağlam, düp-e-düz vb.
Sıfatların anlam derecelerinde küçültme ve azaltma “-ca, -cak, -cık, -msı, -mtırak” ekleriyle yapılır·
Sıfatlardaki karşılaştırma ve derecelendirmeler ya zarflarla ya da zarf görevinde kullanılan edat (ilgeç) gruplarıyla yapılır
Bir niteleme sıfatı çekim eki aldığında ya da o sıfattan sonra gelen ad kullanılmadığında, sıfat, o adın yerine kullanılır Böylelikle bu kelime, hem bir özelliği hem de varlığın kendisini karşılamış olur. Bu tür kelimelere adlaşmış sıfat denir Adlaşmış sıfat, aslında sıfat olmasına rağmen cümlede ad görevinde kullanılan kelimedir Bu tür kelimelerde bir bakıma iki kelime ürünün özellikleri aynı anda görülür. Yani bu kelimeler bir açıdan sıfat, başka bir açıdan da ad olarak değerlendirilebilir Ad olmaları, diğer adlar gibi varlıkları, kavramları karşılamalarından, sıfat olmaları ise diğer sıfatlar gibi herhangi bir özelliği karşılamalarından kaynaklanır. Söz gelimi eski kelimesi, herhangi bir varlığı karşılamaz; bu kelime, bir nitelik bildirir. Dolayısıyla bu kelime, tür bakımından ad değil, sıfattır “Eski” kelimesi, eski düşünce, eski elbise, eski aşk tamlamalarında belirttiğimiz görevde (sıfat) kullanılmıştır. Bir de şu cümleleri inceleyelim
Bu cümlelerde “eski” kelimesinden sonra bu kelimenin niteleyebileceği herhangi bir ad kullanılmamış, bu kelime doğrudan bir varlığı karşılar duruma gelmiş, yanı ad görevinde kullanılmıştır
]]>