Özellikleri:
Eee! Bu tamam.
Eee! Neye varacak bunun sonu?
Haydi gidiyoruz! Sözü uzatmayın haydi!
Aaa!
İmdat!…
Kimi ünlemler, ünlem dışında bir görevde de kullanılabilir.
Ha o gelmiş ha sen, fark etmez.
Ah yerde kalmaz.
Otları, üfleri tükenmek bilmezdi.
NOT : Ünlemler ad gibi kullanılmadıklarında cümlenin öğesi olmaz.
Ünlemler anlamlarına göre ikiye ayrılır:
1. Bir kimseye seslenmeye, onu çağırmaya yarayan ünlemler:
Şuradan çekilsene be!
Eee, yaptıklarından sıkıldım artık!
Hey, buraya baksana!
2. Sevinç, üzüntü, kızgınlık, korku, şaşkınlık gibi duyguları belirten ünlemler:
Aman, sakın size bir şey olmasın!
Bravo, çok güzel yaptın!
Ünlem Olarak Kullanılan Sözcükler:
Kimi sözcükler aslen ünlem olmadıkları halde ünlem görevini üstlenir. Bir seslenme veya bir başkasına hitap sırasında adlar ünlem olarak kullanılır.
Gülümser Hanım!
Sevinç, üzüntü, şaşkınlık, acıma, korku gibi duygular sırasında bazı adlar ünlem görevi üstlenir.
Sakın çocuğuma bir şey olmasın!
Yazık, çok genç yaşta oldu!
Sıfatlar ünlem biçiminde kullanılır.
Zavallı adamcağız!
Ünlem Öbekleri:
Hadi oradan, seni bir daha buralarda görmeye-
Aman Yarabbi, başıma bunlar da mı gelecekti!
Allah aşkına, artık bu işi bitiriver!
]]>Varlıkları ve kavramları karşılayan sözcüklerdir. Somut ve soyut sözcüklerle eylam adlarını karşılarlar.
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır.
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir pınar vardır.
Diş, dil , burun , tarak , kalem, defter, kitap , masa, sıra , televizyon,
NOT: Tür adları özel isme kayabilir.
Beş duyu organıyla algılanabilen isimlerdir.”taş, duvar, üzüm, saat, televizyon, kumanda, kulaklık, telefon , hava ,çığlık, ıslık, ses, ışık, yankı…”
Duyu organlarıyla algılayamadığımız isimlerdir.”sevgi, nefret, kin, düşmanlık , tehlike, korku, ruh , Allah, melek, cin, şeytan , iyimserlik, cesaret, kötülük, inat…”
Eylem kök ve gövdelerine –ma/-me , -mak/- mek, -ış/ -iş isim fiilleri alan sözcüklerdir.” Anlayış, bilme, donma , kırılma, duymak, görmek, sevmek… ”
-lar/ -ler eki almamış isimlerdir. “ilke, yaşam, kanun, adet, örf, gelenek, kıyafet, kulak , bilgisayar, töre, kalem, silgi…”
-lar/ -ler eki almış isimlerdir.” bacacılar, arabacılar, hasretler, kokular, neşeler…”
Osmanlılar, uzun yıllar tek merkezden yönetildi.
Ayşeler, dün bize gelecekti; fakat trafik yüzünden gelemediler.
Dünyalar kadar servetim olsa birini dahi vermem.
Asırlarca vermiş bu mücadeleyi vermiş atalarımız.
Pazarları pikniğe giderdik,eğlenirdik.
Sabahları spor yapmayı ihmal etmezdi.
Yirmi yaşlarında benim gibi yakışıklı bir gençti.
Bu ülkeye sevgiyi Yunus’lar getirdi.
Hoşgörünün yasasını Mevlana’lar koydu.
Tekil oldukları halde aynı türden birden fazla varlığı karşılayan isimlerdir. ” ordu, sürü, sınıf(ad aktarması) kurultay, bölük , kervan, mahalle, alay…”
NOT: Bazı tür adları anlam genişlemesi yoluyla topluluk ismi olurlar.
NOT: Bir ismin topluluk ismi olabilmesi için o topluluğun dağıtılıp toplanabilme özelliğine sahip olması gerekir.
“-cık, -cek, cağız, ” ekleriyle küçültme adı türetilebilir.Küçültme eklerinde “ küçültme, sevgi, acıma, sevimlilik, azımsama” anlamı vardır.
NOT:”-cik” eki kalıcı isim de türetebilir.
1) Yalın Durumu: Ad durum eklerinden hiçbirini almamış halidir.
2) Belirtme Durumu (-i Hali ): Cümlede belirtili nesne görevinde kullanılır.
NOT: Belirtme durum ekleriyle tekil 3. şahıs ekleri birbirine karıştırılmamalıdır.
3) Yönelme- Yaklaşma Durumu ( -e Hali ): Cümlede dolaylı tümleç veya zarf tümleci görevinde kullanılır.
4) Kalma- Bulunma Durumu (-de Hali ): Cümlede dolaylı tümleç veya zarf tümleci görevinde kullanılır.
5) Ayrılma – Çıkma Durumu (-dan Hali): Cümlede dolaylı tümleç veya zarf tümleci görevinde kullanılır.
NOT: -den eki sıfat yapan ek olarak da karşımıza çıkar.
En az iki adın bir araya gelerek bir varlığı ya da kavramı karşıladığı söz öbeğidir.
Tamlayan / Tamlanan
Yardımcı Unsur Asıl Unsur
Tamlayan sözcüğün tamlayan ekini (-ın,-nın ), tamlanan sözcüğün ekinin iyelik eklerinden birini (tamlanan ekini) aldığı ad tamlamalarıdır. Aitlik bildirir.
Çeken bilir ayrılığın derdini
Bizim diyarımızda bin bir baharı bekler.
Sen kalbin atışında kanın dışında
Sen Şehrazat bir lamba bir hükümdar bakışında
Bir ölüm kuşunun feryadını duyansın.
Belirtili ad tamlamalarıyla ilgili özellikler:
1) Belirtili ad tamlamalarında tamlayan veya tamlanan ya da her ikisi birden sıfat alabilir.
Gökyüzünün o meşhur maviliğinde
Ne teneffüsler yaşandı yaramaz çocuklarla
Ölüm çağı oldu, zulüm çağı oldu, yalan çağı oldu.
Kız kardeşimin gelinliği
Şehidimin son örtüsü
2) Belirtili ad tamlamalarında tamlayanla tamlanan yer değiştirebilir.
Bir yarısı ben olurdum hiçbir şeyin
Şimdi bir güvercinin
Bir Akdeniz şehri çıkabilir içinden.
3) Belirtili ad tamlamalarında bir tamlayan birden fazla tamlanana yönelik kullanılabilir ya da bir tamlanan birden fazla tamlayan alabilir.
4) Belirtili ad tamlamalarında tamlayan ve tamlanan düşebilir. Tamlayanların düştüğü durumlarda genellikle tamlayan kişi zamiridir.
Aslı’mı el almış harem diyorlar.
Hastayım derdime verem diyorlar.
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış ben.
Yandı yandı söndü gönlüm
Aramızda karlı dağlar
Hasretin bağrımı dağlar
Yokluğunda söndü gönlüm.
– Ali’nin (kitabı)
NOT: Tamlayanı düşmüş isim tamlamasının olduğu yerlerde isim tamlaması yoktur. Orda sadece tamlayanı düşmüş isim tamlaması vardır. Bu konu birbiriyle karıştırılmamalıdır.
5) Belirtili ad tamlamalarında tamlayan kişi zamiriyse tamlanan düşebilir.
Tamlayanın tamlanan eki almadığı tamlananın tamlanan ekini aldığı isim tamlamalarına denir.Tamlayanla tamlana arasına hiçbir sözcük girmez.
Bir mihnetin sonunda teselli kadar iyi.
Baba ocağından yar kucağından
Bir çiçek dermedim sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben .
NOT: Belirtisiz ad tamlamasında sıfat tamlamanın tümüne yöneliktir.
Belirtisiz İsim Tamlamasında Bazı Anlam Özellikleri:
Çocuk arabası, yunus balığı, kadın eldiveni, soba borusu, sabah kahvesi, el çantası, dut ağacı…..
Bulgur pilavı, tarhana çorbası, hindi dolması, kaz kızartması, yaprak kızartması, sığır köftesi…
Çiçek bozuğu, nefes darlığı, sinir hastalığı , bıçak yarası, sel felaketi….
Çan çiçeği, yıldız böceği, ok yılanı, dev aynası, tel kadayıfı, parmak üzümü…
Av köpeği, süsü köpeği, iş adamı, ipek böceği, bal arısı, edebiyat öğretmeni …
Diş fırçası, kağıt sepeti, çöp torbası, yemek masası, ekmek bıçağı…
Sokak lambası, sokak kapısı, deniz kızı, Vefa bozası, Antep fıstığı, Van kedisi, Amasya elması, cep aynası, cep telefonu, kır kahvesi….
Tamlayanın da tamlanın da ek almadığı isim tamlamasıdır.
Çocuğa aldığım lastik top onu sevindirdi.
Akşama keten pantolonum hazır olsun.
Tahta kaşıkla yemek yemeye alışamadım.
Yatarken demir kapıyı kilitledim.
Yün kazaklarım çok sıcakta yıkandığı için çekmiş.
İpe mendil, dosta olan sevgiyi belirtirmiş.
Kerpiç duvardan yapılan daha sağlıklı oluyor.
Zeytin gözlüm buralarda işin ne?
Elma yanaklı , kiraz dudaklı, ipek saçlıydı.
Mehmet , çelik iradesine güvenirdi.
Sırma saçlarıyla herkese hava atardı.
Tamlayanın ve tamlananın ya da her ikisinin kendi içinde ad tamlaması olduğu ad tamlamalarıdır.
1. Aşağıdaki dizelerin hangisinde soru anlamı, soru sıfatıyla sağlanmıştır?
A) Deniz ufkunda top sesleri nerden geliyor?
B) Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
C) Kim bu cennet vatan uğruna olmaz ki feda?
D) His var mı bu âlemde nekahet gibi tatlı?
E) Nasıl tahammül eder eski, hasta bir tekne?
(ÖYS 1994)
2. “Sabaha kadar mışıl mışıl uyumuştu.” cümlesindeki “mışıl mışıl” ikilemesiyle görev yönünden özdeş olan öğe aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) Radyoda adım adım Anadolu’yu tanıtan bir program izledik,
B) Masaya saçak saçak bir örtü örtmüşlerdi.
C) Onlarla sesimizi hiç yükseltmeden ağır ağır konuştuk.
D) iç cebindeki deste deste paraları çıkartıp attı.
E) Değişik renklerden demet demet güller hazırladı.
(ÖYS 1984)
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük, ilgi adılından (İlgi zamirinden) sonra yaklaşma durumu eki almıştır?
A) M asada kilerden yalnızca birini al.
B) Bugünkünü ötekilerden daha çok beğendim.
C) Benimkinin sayfalarında renkli resimler var.
D) Bu da her yönüyle seninkine benziyor.
E) Bizimkinde hiçbir eksiklik yok
(ÖSS 2004)
4. Türkçede, ad tamlamalarında kaynaştırma sesleri n ve s’dir.
Aşağıdaki sözcüklerden hangisiyle bir ad tamlaması yapılırken bu kurala uyulmaz?
A) elma B) yara C) su
D) yazı E) mavi
(ÖYS 1990)
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “güzel” kelimesi ötekilerden farklı görevde kullanılmıştır?
A) Yaz kış yeşilliğini yitirmeyen çam korusu penceremden ne güzel görünür.
B) Uzaklardan gelen o tatlı, o güzel sesin etkisiyle bir an durakladı.
C) Güldüğü zaman, ışıltıyla parlayan güzel dişleri ortaya çıkıyordu.
D) Sarışın, mavi gözlü çocuğun güzel bir yüzü vardı.
E) O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler, çekip gittiler.
(ÖSS 1987)
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “iyice” sözcüğü ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Nihayet bir şirkette iyice bir iş bulabilmiş.
B) Arkadaşları onun iyice bir öğrenci olduğunu söylüyor.
C) İyice bir film ama dereceye gireceğini sanmıyorum.
D) Fazla tanımıyorum ama iyice bir insana benziyor.
E) Ayşe yarınki sınav için iyice hazırlanmış.
(ÖSS 1988)
7. “Çoktandır seni bekliyordum” cümlesindeki “çoktandır” kelimesi aşağıdaki zarf çeşitlerinden hangisidir?
A) Soru zam B) Zaman zarfı
C) Azlık çokluk zarfı D) İşaret zarfı
E) Yer zarf
(ÜSS 1968)
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ne… ne…” bağlacı nesneleri birbirine bağlamaktadır?
A) Yaşıtlarına göre boyu ne uzun, ne kısa.
B) Ne şapkasını aldı, ne şemsiyesini.
C) Bu olaydan ne kendinin, ne kardeşinin haberi vardı.
D) Ne evden dışarı çıkıyor, ne bir kitap okuyor.
E) Ne arkadaşlarına soruyor, ne başkasına.
(ÖSS 1988)
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “üstünlük” bildiren bir belirteç (zarf) vardır?
A) Yol yapım çalışmaları büyük bir hızla ilerliyor.
B) Burada göç, daha çok, büyük merkezlere doğrudur.
C) Kentlere doğru büyük bir nüfus hareketi görülmektedir.
D) Burası, nüfus bakımından ikinci büyük kentimizdir.
E) Nüfus planlamasıyla ilgili büyük sorunlarımız vardır.
(ÖYS 1993)
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “açık” sözcüğü, sözcük türü yönünden, ötekilerden farklıdır?
A) Açık havada yarım saat dolaş, dinlenirsin.
B) Dünkü gazetede başyazara yazılmış açık mektubu okudun mu?
C} Konuyu saptırma, ne demek istediğini açık söyle.
D) Pazar günü çok aradık ama açık eczane bulamadık.
E) ikinci Dünya Savaşı’nda Paris açık şehir ilan edilmişti.
(ÖSS 1982)
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru zamiri vardır ?
A) Arkadaşın Ankara’ya ne zaman gelmiş?
B) Bu tabağı buraya kim koymuş olabilir?
C) Ben de onunla gidebilir miyim?
D) Kaçıncı katta oturuyorsunuz?
E) İstanbul’a ilk kez mi gidiyorsun?
(ÖSS 1995)
12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde “böyle” kelimesi ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Böyle ferman etti Cahit!
B) Bu rüzgâr her vakit böyle esmeyecek!
C) Bu meclis böyle kalmaz, mestler mahzun olur bir gün.
D) Yıldırımsız ve baltasız
Bir orman böyle devrildi.
E) Eve tuz ve ekmek götürmeyi
Böyle havalarda unuttum.
(ÖSS 1986)
13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük hem belirtme hem de niteleme sıfatı almıştır?
A) İçeriye orta yaşlı bir kişi girdi.
B) İnsana tepeden bakan, itici biriydi.
C) Gözü eski, cumbalı evleri arıyordu.
D) O yıllarda çift düğmeli, dar yakalı ceketler modaydı.
E) Her gün aynı yorgun, asık yüzleri görmekten bıkıp usanmıştı.
(ÖSS 1996)
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zincirleme ad tamlaması vardır?
A) Filmdeki olaylar İsviçre sınırında geçiyor.
B) Kitapları, türlerine göre ayırarak kitaplığa yerleştirdim.
C) Gelecek yıl yaz tatilini Antalya’da geçireceğiz.
D) Sanatçı, ilk sergisini önümüzdeki hafta İstanbul’da açacakmış.
E) Serüven romanlarının okuyucusu her yıl biraz daha artıyor.
(ÖYS 1991)
15. “Pek güzel konuştu.” tümcesinde (cümlesinde) “pek” sözcüğünün gördüğü görevi olduğu gibi yüklenen sözcük, aşağıdaki tümcelerden hangisinde vardır?
A) Başka konularda olduğu gibi, bu konuda da çok yazı yazdı.
B) Bu yemeği sevmemesine karşın, bugün nedense çok yedi.
C) Sonradan el attığı bu işte de kendisine çok kâr sağladı.
D) Söz dinlememekte, bildiğini yapmakta, o artık çok oldu.
E) Bu fırtınalı, yağmurlu gecede çok iyi uyumadı.
(ÜSS 1979)
Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi
CEVAPLAR
| 1.B | 6.E | 11.B |
| 2.C | 7.B | 12.E |
| 3.D | 8.B | 13.A |
| 4.C | 9.B | 14.E |
| 5.A | 10.C | 15.E |
]]>
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir adlaşmış sıfat vardır?
A) Otel sahibi bizi güler yüzle karşıladı.
B) Yürüyüşe çıkan konuklar henüz dönmediler.
C) Eski yöneticileri toplantıya çağırmışlar.
D) Sınıfın çalışkanı bu sınav sonunda belli olacak.
E) Kendilerine yöneltilen sorulara cevap vermediler.
(ÖYS 1996)
2. İsim tamlamalarında zamirler de tamlayan olur.
Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uygun bir örnek vardır?
A) Onun kardeşi bu köyde öğretmenmiş.
B) Çeşmenin başında büyük bir kalabalık toplandı.
C) Yolcunun çantasını bulup getirmişler.
D) Kapının önünde yaşlı bir adam duruyordu.
E) Otobüs durağında bizden başka kimse yoktu.
(ÖYS 1991)
3. “İle” sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde bağlaç olarak kullanılmamıştır?
A} Doğduğu kentle yaşadığı kent arasında, yıllarca gidip geldi.
B) Bir romanıyla bir öyküsü filme alındı.
C) Elindeki uzun saplı fırçayla tavanı boyadı.
D) Kitaplarıyla defterlerini aynı çantaya yerleştirdi.
E) Şapkasıyla kahverengi paltosu uyum içindeydi.
(ÖSS 1998)
4. Kimi niteleme sıfatlarını pekiştirmek için, sıfatın ilk sesli harfine kadar olan kısmı m, p, r, s harflerinden yakışanı ile kapatılır ve bir Örnek olarak sıfatın başına getirilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu tanıma uymayan bir pekiştirme sıfatı kullanılmıştır?
A) Tablodaki balıklar denizden yeni çıkmış gibi dipdiri duruyordu.
B) Şehrin birçok yerinde tertemiz parklar, bahçeler vardı.
C) Vücudu şişmanlıktan şekilsizleşmiş, yusyuvarlak olmuştu.
D) Bu dümdüz yolda yolculuk ne kadar rahat oluyor.
E) Seksen yaşında olmasına karşın sapasağlam, dinç bir insandı.
(ÖSS 1987)
5. Burası, yeşilin bin bir tonunu barındıran ağaçlı bir yoldu.
Bu cümlede geçen, “yeşilin bin bir tonu” ad tamlamasında tamlayanla tamlananın arasında bir sıfat bulunmaktadır. Aşağı da kilerin hangisinde buna benzer bir ad tamlaması vardır?
A) Yoğun sis yüzünden trafik bir süre aksadı.
B) Adamın kocaman eli radyonun düğmesine uzandı.
C) Dik yokuştan aşağı doğru hızla iniyorduk.
D) Ön koltuktaki ak saçlı adam uyuyordu.
E) Çocuk, buğulu camdaki parmak izlerine bakıyordu.
(ÖSS 1992)
6. “Beyazlar giyinmiş bir çocuk geldi.” cümlesinde “beyazlar” aşağıdaki kelime çeşitlerinden hangisidir?
A) Fiil B) Sıfat C) İsim
D) Sıfat E) Zamir
(ÜSS 1968)
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, soru anlamı, bir zamirle sağlanmıştır?
A) Bunca sıkıntıya neden katlandınız?
B) Bu romanı benden sonra kim okumak ister?
C) Bu çiçeklere kaç para verdiniz?
D) Kaçıncı katta oturduğunu söyledi mi?
E) Bana gizlice ne söylediğini biliyor musunuz?
(ÖYS 1983)
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, ile (le, la) bağlaç olarak kullanılmıştır?
A) Kapıyı kendi anahtarımla açtım.
B) Bursa’ya otobüsle gitmişler.
C) Konuşmalarıyla herkesi üzdü.
D) Mektubu bu kalemle yazmasan iyi olur.
E) Ona gazeteyle dergi götürdüm.
(ÖYS 1995)
9. Aşağıdakilerin hangisinde özne “Eski dostlar bir araya geldiler.” cümlesinin öznesi ile aynı türden bir tamlama durumundadır?
A) Bugün, “Dünya Tiyatrolar Günü” kutlanıyor.
B) Toplantıya gelenler, birer birer evlerine dönmeye başladılar.
C)Genç kız, kalınca bir kitap okuyordu.
D) Onun gibiler, yazılarında hep kendilerini anlatırlar.
E) Kazadan sonra yolcuların hepsi hastaneye götürüldü.
(ÖSS 1988)
10. Aşağıdakilerin hangisinde cümlenin anlamını “durum” bakımından tamamlayan bir sözcük vardır?
A) Anlatılanları sessizce dinliyorduk.
B) Öğleyin bize geleceğini söylüyor.
C)Kimlik kartını cüzdanına yerleştirdi.
D) Bu yıl Ege kıyılarını gezmek İstiyoruz.
E) Aşırı sıcaklardan çamların çoğu kurudu.
(ÖSS 1995)
11. Atatürk’ün bir sözü vardı
Yediveren gül gibi açardı
Atatürk’ün bir atı vardı
Etiler’den beri yaşardı
Atatürk’ün bir resmi vardı
Buğday tarlası gibi ağardı
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Bileşik sözcük B) Çekimli fili
C) Ad tamlaması D) Bağlaç
E) Ekeylemli yüklem
(ÖSS 2003)
12. Aşağıdakilerin hangisinde -la (-le) eki, ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Dallar, ilkbaharın tatlı rüzgârlarıyla kımıldıyordu.
B) Her zamanki gibi bu işi de kolaylıkla başardı.
C) Ağlayan çocuğun yüzüne sevgiyle baktı.
D) Sevinçle birbirlerine koşarak sarıldılar.
E) Ayağına kadar gelen topa hızla vurdu,
(ÖSS 1986)
13. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerden hangisi, ad tamlamasının sıfatı olarak kullanılmıştır?
A) Eski bir kırmızı çocuk hırkası suda sallanıp duruyor,
B) Her pencereden bir kahkaha, konuşmalar, gülücükler, mırıltılar geliyordu.
C) Kavun, karpuz kabukları; ölü balıklar kıyıya vurmuş.
D) Suyun üstünde; domates, salatalık, patlıcan çürükleri, boş şişeler vardı.
E) Denize dökülenlere canavarlar saldırıyor paslı dişleriyle.
(ÖYS 1985)
14. Aşağıdakilerin hangisinde iyelik eki aldığı için belgisiz zamir olan, adlaşmış bir sıfat kullanılmıştır?
A) Kimi insanlar karlı havada araba kullanmıyor.
B) Size başka bir gömlek verelim, dedi.
C) Sinemalardaki hiçbir filmi kaçırmazmış,
D) Bazısı işini ötekilerden erken bitirmiş.
E) Bugün yine birkaç kitap aldım.
(ÖSS 2005)
15. Tembeller başarılı olamaz.
Bu cümledeki “tembel” kelimesi “sıfat olduğu halde isim olarak” kullanılmıştır. Aşağıdakilerden hangisinde böyle bir kelime vardır?
A) Fidanlar susuz kalmış.
B) Gençler ağaç dikiyor.
C) Askerler bahçede spor yapıyor,
D) Çocuklar eve döner dönmez uyudu.
E) Arabalar yolun kenarına park edilmiş.
(ÖYS 1987)
Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi
CEVAPLAR
| 1.D | 6.C | 11.D |
| 2.A | 7.B | 12.A |
| 3.C | 8.E | 13.A |
| 4.E | 9.C | 14.D |
| 5.B | 10.A | 15.B |
]]>
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, de (da) bağlacı nesneleri birbirine bağlamaktadır?
A) O konuyu ben de arkadaşım da biliyoruz.
B) Şiiri de, matematiği de çok severdi.
C) Salı günü de çarşamba günü de uğradım, yerinde yoktu.
D) Onu o günden sonra görmedim de aramadım da.
E) Bu işi eskiden de sevmiyordum bugün de sevmiyorum,
(ÖSS 1991)
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, sıfat tamlaması belirtisiz nesne görevindedir?
A) Sınıfta ayrıca kitap okuma saatimiz vardı,
B) Nedim’in şiirlerini okurken arkadaşımızı dikkatle dinlerdik.
C) Sınıfımızda edebiyata ilgi duyan Öğrenci çok azdı.
D) Öğretmen, Cumhuriyet dönemi edebiyatını öğrenmemizi isterdi.
E) Öğretmenimiz bize yeri geldikçe güzel şiirler okurdu.
(ÖYS 1992)
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “ama” sözcüğü, pekiştirme görevinde kullanılmıştır?
A) Çok zorlandım; ama yararı olmadı.
B) Bir zamanlar burada eski ama sağlam bir ev vardı,
C)Bir derdin var senin; ama bana söylemek istemiyorsun.
D) Yine gelecekmiş; ama çok kalmayacakmış.
E) O günden sonra onu hiç, ama hiç görmedim.
(ÖYS 1990)
4. Yalnız yapıtlarının içeriğiyle değil, anlatımındaki ustalık, kullandığı dil ve hareketli anlatım tekniğiyle de edebiyatımızın büyük ustalarından biridir o.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) “Yapıtlarının” sözcüğü, hem yapım hem çekim eki almıştır.
B) Ünsüz yumuşamasına uğramış sözcükler vardır.
C) Bağlaç kullanılmıştır.
D) Ad tamlamasının arasına sıfat girmiştir.
E) “Yalnız” sözcüğü sıfat olarak kullanılmıştır.
(ÖSS 2005)
5. “Bu” sözcüğü, aşağıdaki dizelerin hangisinde tür bakımından ötekilerden farklıdır?
A) Kolay değil bu dünyadan ayrılmak
B) “Bu taşındır” diyerek Kabe’yi diksem başına
C) Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan
D) Gönlüm bu sevincin heyecanıyla kanatlı
E) Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
(ÖSS 1993)
6. “Birçok karışık hadisat: Bunları ben tahlil etmek, size anlatmak isterdim.” cümlesindeki bunları sözü dil bilgisi bakımından aşağıdakilerden hangisidir?
A) İşaret sıfatı B) Belirsiz sıfat
C) Belirsiz zamir D) İşaret zamiri
E) Soru zamiri
(ÜSS 1967)
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yalnız” sözcüğü farklı bir görevde kullanılmıştır?
A) Böyle bir evde yalnız oturman sakıncalıdır.
B) Bu görüşü senin yalnız savunman daha etkili olurdu.
C)Bu toplantıda yalnız kalacağını biliyordun.
D) Böylesine temiz bir havayı yalnız burada bulabilirsin.
E) Bu sorunu yalnız çözmek istemen yerinde bir karardır.
(ÜSS 1978)
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ama bağlacı, koşul anlamında kullanılmıştır?
A) Bir şeyler söyledi ama anlayamadım.
B) Biraz pahalı ama çok güzel.
C) Okula gideceksin ama otobüsle.
D) Eşyaları eski ama tertemiz.
E) Belki doğru söylüyorsun ama İnanamıyorum.
(ÖYS 1981)
9. Aşağıdakilerin hangisinde “de”, “da” bağlacı cümleye “eşitlik, gibilik” anlamı katmıştır?
A) O şiiri okumuş da anlayamamış.
B) Bundan sonra özür dilese de affetmem.
C) Gitti de bir mektup bile yazmadı.
D) Sözünü ettiğim elbiseyi aldım da giymedim.
E) Gazetedeki ilanı ben de görmüştüm.
(ÖSS 1994)
10. Aşağıdaki dizelerin hangisinde İkilemeler, görev yönünden diğerlerinden farklı kullanılmıştır?
A) Durup el bağlayalar karşına yaran saf saf
B) Yüce yüce yaylalarım sana yaylak olsun
C) Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
D) Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir
E) Gidiyorum gurbeti gönlümde duya duya
(ÖYS 1982)
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “zor” sözcüğü, sözcüktüm bakımından ötekilerden farklıdır?
A) Zor işleri hep bana yaptırıyorsun, diye yakınıyordu.
B) İstemeden zor bir çalışmanın İçine girmişti.
C) Terlemiş, çok yorulmuştu, zor yürüyordu.
D) Öğretmenliğin zor bir meslek olduğunu anlamıştı.
E) Zor günler geride kaldı; rahat edeceğiz artık, diyordu.
(ÖSS 2001)
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ad, birden çok sıfatla nitelenmiştir?
A) Sıcak yaz akşamlarında balkonda oturup geç saatlere kadar konuşurduk.
B)Onun ne kadar terbiyeli, titiz ve çalışkan bir insan olduğunu herkes bilir.
C) Bahar gelince köşkün büyük bahçesinde güller, karanfiller, nergisler açardı.
D) Büyük şehirlerde, yeşil alanların korunması ve çoğaltılması çalışmalarına önem veriliyor.
E) Onunla oturup uzun uzun geçmişten, okul günlerimizden söz ettik.
(ÖYS 1991)
13. Çekim eki almış her sıfat adlaşmıştır.
Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük bu kurala örnek gösterilebilir?
A) En büyük zevki rahatça koltuğuna oturup televizyon izlemekti.
B) Evleri caddeye çok yakın, daracık bir sokağın başındaydı.
C) Aralarında nedeni bilinmeyen bir soğuklukvardı.
D) Birden başlayan sıcaklar herkesi bunalttı.
E) Kumaşlardan kırmızılı olanı daha çok beğendim.
(ÖSS 1994)
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, arasına sözcük ya da sözcükler girmiş bir İsim tamlaması vardır?
A) O kırmızı güllen kimin için aldığını söylemedin.
B) Öğrenciler, fen derslerinin boş geçmesinden yakmıyorlar.
C) Ankara’nın adını yeni duyduğum semtleri var.
D) Yeni defterini bu kâğıtla kaplamalısın.
E) Türkçe kitabını yarın okula getirirsen iyi olur,
(ÖSS 1996)
15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen “iyi” sözcüğü, “Okuldayken çok çalışkan bir Öğrenciydi.” cümlesindeki “çok çalışkan” sözü ile aynı görevde kullanılmıştır?
A) Onun gibi iyi insan az bulunur.
B) İyi dinlersen öğrenirsin.
C) Bu gece iyi uyudum.
D) Yeni gelen makine iyi çalışıyor.
E) Bu soruyu iyi cevapladın.
(ÖYS 1988)
Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi
CEVAPLAR
| 1.B | 6.D | 11.C |
| 2.E | 7.B | 12.B |
| 3.E | 8.C | 13.D |
| 4.E | 9.E | 14.C |
| 5.B | 10.B | 15.A |
]]>
1. “de (da)” bağlacı ile bağlanan aşağıdaki cümlelerin hangisinde neden – sonuç ilişkisi vardır?
A) Baktı da selam vermedi.
B) Çalışmış da kazanmış.
C) Eve kadar gideyim de geleyim.
D) Gelsin de ne zaman gelirse gelsin.
E) Ölür de söylemez.
(ÜSS 1980)
2. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, tamlananı tamlayandan önce söylenmiş bir belirtili ad tamlaması vardır?
A) Beni, sokağımıza dönen eski, tahta köprüden geçirin
B) Müjdeye koşsun komşu çocukları evimize
C) Sıcacık tarhana çorbasının içimiyle başlasın sabah
D) Kâğıtlarla camlarını örteyim pencerelerin
E) Eski, ılık akşamlar yağmurla çalsın kapımızı
(ÖSS 1999)
3. Kimi niteleme sıfatlarının ilk ünlüsüne kadar olan bölümü, m, p, r, s ünsüzlerinden yakışanı İle bir örnek haline getirilir ve sözcüğün başına eklenerek sıfat pekiştirilir,
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uymayan bîr pekiştirme sıfatı vardır?
A) Bayram olmasına karşın caddeler ıpıssızdı.
B) Gülünce bembeyaz dişleriyle daha da sevimli oluyordu.
C) Köyleri, ağaçsız, yeşilliksiz, çırçıplak bir ovanın odasındaydı.
D) İlk kez, böylesine özü sözü doğru, sımsıcak bir insanla arkadaş olmuştu.
E) Bu sapasağlam ayakkabıları bu kadar çabuk nasıl eskittiğini doğrusu anlayamadım.
(ÖSS 1993)
4. Bir insanın konuşmasından ya da yazdıklarından eğitimi, dünya görüşü ve bilgi birikimi kolayca anlaşılabilir.
Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Bileşik fiil B) Zarf ( belirteç )
C) Edat(ilgeç) D) Bağlaç
E) Belgisiz sıfat
(ÖYS 1994)
5. Yeryüzünde İstanbul kadar güzel bir kent bulmak çok güç.
Bu cümle ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Ad cümlesidir.
B) Bileşik sözcük kullanılmıştır.
C) Adeyleme yer verilmiştir.
D) Belgisiz sıfat kullanılmıştır.
E) Bağlaç vardır.
(ÖSS 2001)
6. Kimi zamirler, özneyi pekiştirerek belirtirler. Bunlar tek başlarına asıl şahıs zamirlerinin yerini tutabildikleri gibi, onlarla birlikte de kullanılabilirler,
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir zamir vardır?
A) Doğrusu, onun sözüne pek kulak asmadım.
B) Bence, alınan sonuç pek de olumlu değildi,
C) Bu elbiseyi ben kendim diktim.
D) İşittiklerimiz bunları doğrular nitelikteydi.
E) Ahmet o yaz, tatilini bizde geçirecekti.
(ÖSS 1989)
7. “O, çocuk doğdu, çocuk öldü.” cümlesindeki “çocuk” sözcüğü, görevi yönünden, aşağıdaki cümlelerin hangisindeki “iyi” sözcüğü ile özdeştir?
A) insanlar yaşamaya değer en iyi günlerinin geride kaldığına inanırlar.
B) Kanımca sen bu işi ondan çok daha iyi yapabilirsin.
C) Çok iyi, nasıl isterseniz öyle olsun!
D) Öğretmenlerin başlıca görevi, gençliğe doğruyu, güzeli ve iyiyi öğretmektir,
E) En iyi öğretmen, gençlerde öğrenme hevesini ve sevgisini uyandırandır.
(ÖSS 1981)
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad tamlaması ya da sıfat tamlaması yoktur?
A) Rumeli’ne varıp Edirne’de saraylar kurmuşlar.
B) Uçsuz bucaksız düzlüklerden geçip gelmişler.
C) Başı karlı dağlar aşıp buraları yurt edinmişler.
D) Pınar başlarına, ırmak boylarına yerleşmişler,
E) Keçi kılından yapılmış çadırlarıyla Anadolu’ya inmişler.
(ÖYS 1997)
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir isim tamlaması vardır?
A) Önce kendi işini bitir, bana sonra yardım edersin.
B) Onların yeni aldıkları evi gördün mü?
C)Sen her zaman buraları çok sevdiğini söylemez miydin?
D) Bu cüzdanı kardeşi yolda bulmuş
E) Söylediğine göre bu yıl Ankara’da su sıkıntısı olmayacakmış.
(ÖYS 1992)
10. Aşağıdakilerin hangisinde pekiştirmeli niteleme sıfatı vardır?
A) Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun.
B) Eğilmiş arza kanar, muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller.
C) Koskocaman yıldızlar altında upuzun bir yol
Ve minnacık bir ev.
D) Akşam, yine akşam, yine akşam
Göllerde bu dem bir kamış olsam
E) Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
(ÖYS 1992)
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir İsim tamlaması kullanılmıştır?
A) Kardeşimin böyle bir şey yapacağını sanmıyordum.
B) Okulun ne zaman açılacağını bile bilmiyordu.
C) Arkadaşının kitabını bulamayınca çok üzüldü.
D) Evinin düzenli olmasına özen gösterirdi.
E) Sarsıntının önce nerede duyulduğu öğrenilemedi.
(ÖYS 1987)
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır?
A) Yeni bir kitaplık alması gerekli.
B) Bugünlerde sende bir durgunluk var.
C) Ağır işittiği için kulaklık kullanıyor.
D) Yalnızlık en korktuğu şeydir.
E) Kışlık odun ve kömürünü yazdan aldı.
(ÖYS 1988)
13. Bir cümlede, özne olarak kullanılan belgisiz zamir, çoğul iyelik eki alırsa cümlenin yüklemi üçüncü tekil kişi de olabilir.
Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu kurala bir örnektir?
A) Önce onlar otobüsten İndi.
B) Bazılarımız ayakkabı giymemişti.
C) Bizim eşyamız fazla değildi.
D) Sizin böyle sorunlarınız yoktur.
E) Onlar bu işin üstesinden gelir.
(ÖSS 1989)
14. (I) “Ağın” sözcüğü, çocukluğumda, bazı toprak yığınlarının tepesindeki tek kalmış ağaçları getirirdi gözümün önüne. (II) Fırat’ın bir kolu olan Karasu kıyılarındaki ekin tarlalarının ortasında yetişen “tek dut”, içimdeki yalnızlığın simgesiydi. (III) Şu yaşa gelmeme karşın o ağacın “yalnızlığı” çağrıştıran görüntüsü belleğimden silinmedi. (IV) Ağın’da elmasından armuduna, eriğinden narına, üzümüne çeşit çeşit meyve yetişmeseydi, “Ağınla “ağu” (zehir, zıkkım) arasında anlamca bir bağlantı kurulabilirdi belki. (V) Oysa o küçük kasaba, insanlarıyla, kuzularının melemeleriyle, güzelim meyveleriyle zehri bala çeviriyordu.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle bileşik yapılıdır.
B) II. cümle ad cümlesidir.
C) III. cümlede fiilimsiyle oluşturulmuş bir tamlama vardır.
D) IV. cümlede yeterlik fiili kullanılmıştır.
E) V. cümlede “ile” bağlaç olarak kullanılmıştır.
(ÖSS 2009)
15. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük, sözcük türü bakımından ötekilerden farklıdır?
A) Balıkçılar, saatlerce azgın dalgalarla boğuşmak zorunda kalmışlar.
B) Barakayı aydınlatan lambanın ölgün ışığı altında okumaya çalışıyordu.
C) Orası, eskiden bir sürgün yeriymiş.
D) Esmer ve dolgun yüzüyle annesine çok benziyor.
E) Büyüdükçe çevresine karşı ilgisiz suskun bir çocuk olmuş.
(ÖYS 1997)
Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi
CEVAPLAR
| 1.B | 6.C | 11.C |
| 2.D | 7.B | 12.E |
| 3.E | 8.A | 13.B |
| 4.C | 9.D | 14.E |
| 5.E | 10.C | 15.C |
]]>
1. Aşağıdaki dizelerin hangisinde, somut bir addan türeyip somut bir varlığı niteleyen sıfat vardır?
A) İçindeyim şimdi o alaca sessizliğin
B) Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye Abla
C) Bırak yorgun başları bu taşlarda uyusun
D) Sonsuz ufuktan âh o ne coşkun gelişti o
E) Geyikli örtüyü ser masaya, dinlen biraz
(ÖYS 1989)
2. Kimi sıfat takımlarında adla sıfatın yeri değiştirilip, ada bir iyelik eki -i, -si) eklenerek bir sıfat grubu (birleşik sıfat) oluşturulur.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu yolla yapılmış bir sıfat grubu vardır?
A) Okul müdürümüz uzun boylu, sert bakışlı, oldukça genç biriydi.
B) En büyük arzusu, salonu geniş bir eve sahip olmaktı,
C) Güzel değil, fakat okunaklı bir yazısı vardı.
D) Bahçedeki iri gövdeli çınarın altında oturmayı çok severdi.
E) Okulun yıkık bahçe duvarını nihayet onarmışlardı.
(ÖSS 1987)
3. “Artık” sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad olarak kullanılmıştır?
A) Yemek hazır, artık sofraya oturabiliriz.
B) O bardaktaki artık suyu dökebilirsin.
C) Yemek artıklarını değerlendirmemiz gerekir.
D) Havalar ısındı, artık kar yağmaz.
E) Sus artık, biraz da beni dinle!
(ÖSS 1995)
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki ikileme, zarf olarak kullanılmıştır?
A) Onun en çok dikkat çeken yönü bakışları ve özellikle iri iri gözleriydi.
B) Yarım yamalak İngilizcesiyle düşüncelerini anlatmaya çalıştı.
C) Filmdeki korkunç sahneleri soğuk soğuk terler dökerek izledi.
D) Tatil haberini duyan öğrenciler güle oynaya evlerine gittiler.
E) Konuşmacıya böyle saçma sapan sorular yöneltmesi herkesi şaşırttı.
(ÖYS 1995)
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ad takımı arasına, tamlananın sıfatı girmiştir?
A) Yeni aldığı güneş gözlüğünü kaybetmiş.
B) Mavi çizgili gömleğinin düğmesi kopmuş.
C) Ağacın pencereye değen dallarını kesmek gerekiyor.
D) Dün, uzun süredir görmediğim bir okul arkadaşıma rastladım.
E) Senin önerdiğin kitabı bir türlü alıp okuyamadım.
(ÖYS 1993)
6. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi türü bakımından ötekilerden farklıdır?
A) Sen de şöyle bir ayakkabı alabilirdin.
B) Sözünü ettiğim yazı öteki dergideydi,
C) Onu değil, şuradaki kalemi istiyorum,
D) Öyle sorular yöneltti ki yanıt bulamadım.
E) Böyle konuşursan anlaşamayız.
(ÖSS 1992)
7. “Sınıfa ikişer ikişer giriniz” cümlesindeki “ikişer ikişer” sözü aşağıdaki kelime çeşitlerinden hangisidir?
A) Edat B) Zamir C) İsim
D) Zarf E) Sayı sıfatı
(ÜSS 1968)
8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde -den, -dan (-ten, -tan) eki alan sözcük niteleme sıfatı olarak kullanılmıştır?
A) Sıcaktan çok bunalıyoruz.
B) Bunu ben de sonradan öğrendim.
C) Onu yakından tanırım.
D) Ankara’da uzaktan akrabalarım var.
E) Olanları çoktan unuttum.
(ÖSS 1989)
9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer yön belirteci, tamlayan olduğu İçin adlaşmıştır?
A) Dışarının gürültüsü hepimizi rahatsız etti.
B) Kapının önüne oturmuş, geleni geçeni izliyor.
C)Yukarıya çıkıp arkadaşımla da görüşeyim.
D) Beş yüz metre ileriden sağa döneceksiniz.
E) Çocuğun üstüne kocaman bir battaniye örtmüşler.
(ÖSS 2003)
10. Aşağıdakilerin hangisinde, anlam belirsizliğini gidermek için cümlenin başına bir şahıs zamiri getirmek gerekir?
A) Adana’ya yerleştiklerini duydum.
B) Yeni aldığın elbiseyi çok beğendim.
C) Önerdiğin romanı henüz okuyamadım,
D) Yarışmada birinci olduğuna sevindim.
E) Sınava İstanbul’da girmek istiyorum.
(ÖYS 1991)
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ağır” kelimesinin görevi “Ağır bir hastalık geçirdiğini bilmiyordum.” cümlesindekinden farklıdır?
A) İşler neden bu kadar ağır gidiyor, anlayamıyorum.
B) Ağır ve kirli hava çocuklara daha çok dokunuyormuş,
C) Kapı açılınca etrafa ağır bir koku yayıldı.
D) Suçlarken bile çok ağır sözler kullanmadı.
E) Sağlığı, ağır işlerde çalışmasına engel değil.
(ÖSS 1983)
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne adlaşmış bir sıfattır?
A) Hastayı rahatsız etmemek için, odasına girmedik.
B) Bu sınıfın en çalışkanını tanımak isterdim.
C) Yaralı, kazayı bütün ayrıntılarıyla ilgililere anlatmış.
D) iyilikten etkilenmeyecek kişi yoktur. .
E) Bu yılki güzellik yarışmasında jüri, bir Hintliyi birinci seçmiş,
(ÖYS 1991)
Edebiyat / Dil ve Anlatım Kaynak Sitesi
CEVAPLAR
| 1.E | 6. E | 11.A |
| 2.B | 7. D | 12.C |
| 3.C | 8. D | |
| 4.D | 9. A | |
| 5.C | 10.D |
]]>
1)Aşağıdaki dizelerin hangisinde, tamlananı tamlayandan önce söylenmiş bir belirtili isin tamlaması vardır?
A)Beni, sokağımıza dönen eski, tahta köprüden geçirin.
B)Müjdeye koşsun komşu çocukları evimize.
C)Tarhana çorbasının içimiyle başlasın sabah.
D)Bir yarısı sen olurdun her şeyin.
E)Eski, sıcak akşamlar yağmurla çalsın kapımızı.
2)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, arasına sözcük ya da sözcükler girmiş bir isim tamlaması vardır?
A)O, kırmızı gülleri çok sevdiğini söyledi.
B)Fen derslerinin boş geçmesi çok kötü.
C)Kilis’ in adlarını yeni duyduğum semtleri var.
D)Yeni kitabını bu ciltle kaplamalısın.
E)Türkçe dersini iyi dinlersen başarırsın.
3)Burası, yeşilin bin bir tonunu barındıran ağaçlı bir yoldu.
Bu cümlede geçen “yeşilin bin bir tonu” isim tamlamasında tamlayan ile tamlanan arasında bir sıfat bulunmaktadır. Aşağıdakilerin hangisinde buna benzer bir isim tamlaması vardır?
A)Yoğun sis yüzünden trafik iyice aksadı.
B)Çocuğun küçücük eli radyonun düğmesine uzandı.
C)Eğimli dağlardan aşağı doğru hızla iniyorduk.
D)Arka kanepedeki kır saçlı adam uyuyordu.
E)Adam, buğulu camdaki parmak izlerine bakıyordu.
4)Aşağıdakilerin hangisinde özne “Eski dostlar yeniden buluştular.” cümlesinin öznesi ile aynı türden bir tamlama durumundadır?
A)Bugün “Dünya Tiyatrolar Günü” kutlanıyor.
B)Toplantıya gelenler evlerine döndüler.
C)Genç kız her gün bir kitap okuyordu.
D)Onun gibiler, hep kendilerini anlatırlar.
E)Kazadan sonra yolcuların hepsi tedavi edildi.
5)Aşağıdaki dizelerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir isim tamlaması kullanılmıştır?
A)Top sesleri hala duyulur dağlardan
B)Dağların, yere indi koyu serin gölgesi
C)Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları
D)En güzel rüyaların da bir sonu vardır
E)Sesin, odaya girmiş bir serçe gibi ürkek
6)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması özne görevinde kullanılmıştır?
A)Dün bir Isparta halısı aldım
B)Dört bölümden oluşan yapıtı beğendim.
C)Komedya üzerine birçok araştırma yapmıştır.
D)Bir gün komşusu Hoca’ nın eşeğini çalar.
E)Bu yapıt, yazarın büyük oyunlarından birisidir.
7)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması özne görevinde kullanılmıştır?
A)Çiçeklerin bazısı kurumuştu.
B)Siparişleri hangi dükkandan aldın?
C)Herkesin dertlerini dinlemekten bıktım.
D)Tatilde nereye gitmeyi düşünüyorsun?
E)Ağaçlık bir yolda mola verdik.
8)Aşağıdakilerin hangisinde bir sıfat, isim tamlamasını nitelemiştir?
A)Yüksek yerlerde yoğun bir sis tabakası var.
B)Büyük binaların birkaçı yıkılmıştı.
C)Bahçedeki ağaca serçeler yuva yapmıştı.
D)Salonun bir köşesinde akvaryum vardı.
E)Yağmur yüklü bulutlar sardı gökyüzünü.
9)Aşağıdaki dizelerin hangisinde tamlayanla tamlananı yer değiştirmiş bir isim tamlaması kullanılmıştır?
A)Saçında bir tel vardır o çağırır hüznü
B)Ölüm şifasıdır her üzüntünün
C)Ve meçhule doğru süzüldü kervan
D)Hep bu aynadasın artık kış ve yaz
E)Bir yıldız kervanı gibi haftalar, aylar
10)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirtisiz isim tamlaması kullanılmıştır?
A)Bazen sevinç insanın yüreğine sığmaz olur.
B)Ben onun en çok şarkılarını sevdim.
C)İçimizdeki umut çiçeklerini soldurmayalım.
D)Yıldızlar en güzel süsleridir gökyüzünün.
E)Gecenin kör karanlığında ışıldar yıldızlar.
11)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması kullanılmamıştır?
A)Yolculuk başlayalı iki saat olmuştu.
B)Kapalı, rüzgarlı bir günde yola çıktık.
C)Yolculuk boyunca, yanımdaki adam hiç uyanmadı.
D)Yolculuk esnasında camdan dışarıyı izledim.
E)Rahat bir yolculuk yapamadım.
12)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zincirleme isim tamlaması vardır?
A)Ali’nin eski – yeni bütün oyuncaklarını topladım.
B)Beş altı gün önce kaybolan saatimi buldum.
C)Yüksek duvarlar, elektrikli tellerle çevrili.
D)Kardeşimin kırmızı kalemi kaybolmuştu.
E)Bizi, şirketin büyük kapısının önünde bekleyin.
13)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birden fazla tamlayan bir tamlanana bağlanmıştır?
A)Şu duvarlarda, yılların, asırların izi var.
B)Bu davranışını hiç beğenmedim doğrusu.
C)Ağaçların yaprakları sararmaya başlamıştı.
D)Annesi tahta kaşıkları masaya bıraktı.
E)Evin kapısını bir türlü açamıyorduk.
14)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zincirleme isim tamlaması kullanılmıştır?
A)Kavak ağacının altında birkaç kişi sohbet ediyordu.
B)O sabah köydeki bütün insanlar meydanda toplanmıştı.
C)Kısa boylu bir adam alkışlar arasında kürsüye çıktı.
D)Her akşam bu kahvede toplanır, geç saatlere kadar otururduk.
E)Öğrencilerden hiçbiri yağmurla havada dışarı çıkmak istemiyordu.
15)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlayanı düşmüş bir isim tamlaması vardır?
A)Düşüncelerini hep hayretle dinledim.
B)Bizim davranışımız onu kızdırıyor.
C)Evin çatısını tamir ettirecektik.
D)Onun okuduğu kitabın adını biliyor musun?
E)Pazar akşamı yola çıkacağız.
CEVAPLAR
| 1 D | 4 C | 7 A | 10 C | 13 A |
| 2 C | 5 E | 8 B | 11 D | 14 A |
| 3 B | 6 E | 9 B | 12 E | 15 A |
]]>
1)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde virgül (,) kaldırılırsa altı çizili sözcüğün türü değişmez?
A)Küçük, koltuğun yanında oturuyordu.
B)Hasta, adama ne söyleyeceğini düşünüyordu.
C)Yaşlı, kadından sonra sıraya geçti.
D)İçerideki, masayı toplamaya başladı.
E)Doğruluk, ayrılamayacağımız bir yoldur.
2) Önce dişlerimiz döküldü, sonra saçlarımız
Arkasından da birer birer arkadaşlarımız
Yukarıdaki dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Sıfat B) Zarf C) İsim
D) Fiil E) Bağlaç
3)“Gül” kelimesi aşağıdaki cümlelerin hangisinde diğerlerinden farklı anlam ve görevde kullanılmıştır?
A)Bülbülü yakıp yandıran gülün nazıdır.
B)Gül bülbüle yar olmadı gitti.
C)Bir gül, sana ömür vereyim.
D)Gül açar, bülbül öter, yaz geçer.
E)Bir gül ile bahar gelmez.
4)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem edat hem bağlaç kullanılmıştır?
A)Sözcük seçimlerindeki titizlikten kalıcılığı yakalamak için uğraştığı belliydi.
B)Tanpınar’ la Peyami Safa’ nın romanları arasında üslup yakınlığı vardır.
C)Roman okuyucusu en az bir romancı kadar kafa yormak zorundadır.
D)Günümüz romancılarının tabiat tutkusu bazen aşırılığa varıyordu.
E)Eserde Türk romanlarından başka diğer ulusların romanları üzerinde de durulmuş.
5)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ne …. ne” bağlacı cümleleri birbirine bağlamıştır?
A)Bilmediği konularda ne öğretmenine danışıyor ne babasına.
B)Evden çıkarken ne şapkasını aldı ne eldivenini.
C)Ne biz onlara gittik ne onlar bizi aradı.
D)Testin beşinci sorusunu ne Murat çözebildi ne Osman.
E)Yeni gelen öğrencinin ne kitabı vardı ne defteri.
6)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “geri” sözcüğü “Seni yukarıda bekliyoruz, hemen gel.” cümlesindeki altı çizili sözcükle aynı görevde kullanılmamıştır?
A)Yola çıktığımızda bizi geriden takip et.
B)Şöyle bir geriye dönersek yaptığımız hataları görebiliriz.
C)Bu hikayenin gerisini biraz sonra size anlatırım.
D)Birlikte hareket ettiğimiz otobüs geride kaldı.
E)Eğer beklerseniz müdür bey yarım saat sonra geri gelir.
7)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı sıfatla sağlanmıştır?
A)Erken gelen konukları nereye alalım?
B)Odanı hala niye toplamadın?
C)Dün gelen dosyaları hangi dolaba koydun?
D)Bugün onunla saat kaçta buluşacaksın?
E)Kaç yıldır görüşmediğimizi biliyor musun?
8)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zarf yoktur?
A)Kaybeder sıcaklığını bütün bedenin
B)Toprak sardıkça çözülür tenin
C)Yoksulu üşütür yaz ortasında
D)Keskin bir yorgunluktur yeniden başlayan
E)Ölüm ansızın fırlayan kara bir yüzdür.
9)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük diğerlerinden farklı bir görevde kullanılmıştır?
A)Boş konuşmanın sırası değil şimdi.
B)Lütfen benimle boş konuşmayın.
C)“Boş sözler bunlar” diye çıkıştı.
D)Masadaki boş torbayı çöpe attı.
E)“Boş çuval dik durmaz.” atasözünü unutmayalım.
10)Aşağıdakilerin hangisinde niteleyici bir sözcük yoktur?
A)Yavru kediyi iki köpek kovalıyordu.
B)Güzel ev almışsın Hasan Bey!
C)Yorgun gözlerle bana bakıyordu.
D)Bunları, nereye götürdüğümüzü sordu.
E)Siyah kazağın doğrusu pek yakışmış.
11)“Sanki” edatı aşağıdakilerin hangisinde farklı anlamdadır?
A)Elimdeki torbaları sanki taşıyacakmış gibi hemen alıverdi.
B)Sanki bu soruları çözecek de .
C)Sanki bu zamana kadar çok çalıştın.
D)Bu romanı sanki daha önce okumuş gibiyim.
E)Sanki bütün dediklerimi yaptın da.
12)Aşağıdaki cümlelerden hangisinde şahıs zamiri vardır?
A)O bile kendine kızıyordu.
B)Bunu, bilmediğini sonradan anladı.
C)Hangisi elbiseyi yıkayacak?
D)Şunu bana verebilir misin?
E)Bazıları öğretmenin ne demek istediğini anlamıştı.
13)Aşağıdaki cümlelerden hangisinde “ama” sözcüğü pekiştirme göreviyle kullanılmıştır?
A)Kravatın çok güzel, ama biraz uzun bağlamışsın.
B)Haberi alınca çok ama çok mutlu olmuştu.
C)Kalemimi alabilirsin ama geri getirmek şartıyla.
D)Söylediklerimi anlıyordu, ama bir şey söylemiyordu.
E)Düştü ama, yaralandı mı, yaralanmadı mı bilmiyorum.
14)Aşağıdaki cümlelerden hangisinde pekiştirme sıfatı kullanılmıştır?
A)Üstünde mavimtırak bir gömlek vardı.
B)Büyükçe bir ev almışlardı.
C)Çocuksu bakışlarıyla pek sevimli görünüyordu.
D)Uzun bir tedaviden sonra sapasağlam olmuştu.
E)Minicik elleriyle kuşu sevmeye çalışıyordu.
CEVAPLAR
| 1 E | 4 E | 7 C | 10 D | 13 B |
| 2 A | 5 C | 8 A | 11 d | 14 E |
| 3 C | 6 B | 9 B | 12 A |
]]>
1) Yırtıcılar az yaşar. Uzun sürmez doğanlık.
I II
Her ışığın ardında gizlidir bir karanlık.
Adsız sonsuz olsa da,en büyük kahramanlık
III IV
Göz kırpmadan saldırıp bir daha dönmemektir.
V
Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangisi tür bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
2)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir işaret zamiri kullanılmıştır?
A)Küçük bir gölün kenarında kamp yaptık.
B)Ayşe de birlikte geleceğini söylemişti.
C)Yıllar sonra köye gitmiş, fakat orada kalamamış .
D)Bu mağazadan kardeşime bir hediye alacağım.
E)İşlerini bitirip öyle gitmiş anlaşılan.
3)Aşağıdakilerin hangisinde ikileme diğerlerinden farklı bir görevde kullanılmıştır?
A)Gelir gelmez masanın başına oturur.
B)Olur olmaz sözlerle herkesin canını sıkar.
C)Film biter bitmez kalkacağız, acele etme.
D)Çocuklar yatar yatmaz uyudular.
E)Öğretmenim beni görür görmez tanıdı.
4)“O, çocuk doğdu, çocuk öldü.” Cümlesindeki “çocuk” sözcüğü, görevi yönünden aşağıdaki cümlelerin hangisindeki “iyi” sözcüğü ile özdeştir?
A)Onlar en iyi günlerinin geride kaldığına inanırlar.
B)Bu işi ondan daha iyi yapabilirsin.
C)Çok iyi, nasıl isterseniz öyle olsun.
D)Onun görevi gençlere doğruyu ve iyiyi öğretmekti.
E)En iyi öğretmen gençlerde sevgiyi uyandırandır.
5)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “açık” sözcüğü sözcük türü yönünden, ötekilerden farklıdır?
A)Açık havada yarım saatte dinlenirsin.
B)Ona yazılmış açık mektubu okudun mu?
C)Ne demek istediğini açık söyle.
D)Buralarda açık eczane bulamadık.
E)Paris, açık şehir ilan edilmişti.
6)Televizyon reklamları radyo ile yapılanlardan daha etkili oluyor.
“İle” sözcüğü, aşağıdakilerden hangisinde bu cümledekiyle aynı görev ve anlamdadır?
A)Radyo ile televizyonun önemi yadsınamaz.
B)Ahlak, düşünülen ile yapılan arasındaki benzerliktir.
C)Sinekli Bakkal ile Tatarcık Halide Edip’ in romanlarıdır.
D)O tekerlemeleri ile Türkçe’ nin güzelliğini yansıtmıştır.
E)Onu ilgilendiren, gazetenin gülmece sayfası ile spor haberleridir.
7)Aşağıdaki dizelerden hangisinde “böyle” sözcüğü ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?
A)Böyle ferman etti Ahmet Bey!
B)Bu rüzgar her zaman böyle esmeyecek!
C)Bu meclis böyle kalmaz.
D)Yıldırımsız ve baltasız
Bir orman böyle devrildi.
E)Eve tuz ve ekmek götürmeyi
Böyle havalarda unuttum.
8)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “-den, -dan, (-ten, -tan)” eki almış olan sözcük farklı bir görevde kullanılmıştır?
A)Soğuktan dizlerimiz birbirine çarpıyordu.
B)Gürültüden uyuyamadım.
C)Balkondan deniz görünüyor.
D)Işıktan gözlerimiz kamaştı.
E)Dumandan hiçbir yeri göremiyorum.
9)Kimi niteleme sıfatlarını pekiştirmek için, sıfattın ilk sesli harfine kadar olan kısmı “m,p,r,s” harflerinden yakışanı ile kapatılır ve bir önek olarak sözcüğün başına getirilir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu tanıma uymayan bir pekiştirme sıfatı kullanılmıştır?
A)Tablodaki balıklar denizden yeni çıkmış gibi dipdiri duruyordu.
B)Şehrin birçok yerinde tertemiz parklar vardı.
C)Vücudu şişmanlıktan şekilsizleşmiş, yusyuvarlak olmuştu.
D)Bu dümdüz yolda yolculuk ne kadar rahat oluyor.
E)Seksen yaşında olmasına karşın sapasağlam, dinç bir insandı.
10)Kimi sıfat takımlarında adla sıfatın yeri değiştirilip ada bir iyelik eki (-i, – si) eklenerek bir sıfat grubu (bileşik sıfat) oluşturulur.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu yolla yapılmış bir sıfat grubu vardır?
A)Müdürümüz uzun boylu biriydi.
B)İsteği salonu geniş bir ev almaktı.
C)Güzel değil fakat okunaklı bir yazısı vardı.
D)İri gövdeli çınarın altında oturmayı severdi.
E)Okulun yıkık bahçe duvarını onarmışlardı.
11)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ne…ne” bağlacı nesneleri birbirine bağlamaktadır?
A)Yaşıtlarına göre boyu ne uzun ne kısa.
B)Ne şapkasını aldı, ne şemsiyesini.
C)Olaydan ne kendinin ne kardeşinin haberi var.
D)Ne evden dışarı çıkıyor, ne kitap okuyor.
E)Ne arkadaşlarına soruyor, ne başkasına.
12)Aşağıdaki dizelerden hangisinin yüklemi isim soylu bir sözcüktür?
A)Ben köy öğretmeniyim.
B)Bütün köy çocuklarını getirin buraya.
C)Yalnızlıktan açarlar kimse bilmez onları.
D)Kaya diplerinde açan çiğdemlere benzer.
E)Toprağı nasıl örterseniz öyle örtün beni.
13)Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru zamiri vardır?
A)Ankara’ ya ne zaman gelmiş?
B)Bu tabağı buraya kim koymuş?
C)Ben de gidebilir miyim?
D)Kaçıncı katta oturuyor?
E)İstanbul’ a ilk kez mi geliyorsun?
14)Aşağıdakilerin hangisinde cümlenin anlamını “durum” bakımından tamamlayan bir sözcük vardır?
A)Anlatılanları sessizce dinliyordu.
B)Öğleyin bize geleceğini söylüyor.
C)Kartını cüzdanına yerleştirdi.
D)Bu yıl Ege kıyılarını gezmek istiyoruz.
E)Aşırı sıcaklardan çamlar kurudu.
15)Aşağıdakilerin hangisinde “de, da” bağlacı cümleye ”eşitlik, gibilik” anlamı katmıştır?
A)O şiiri okumuş da anlayamamış.
B) Özür dilese de affetmem.
C)Elbiseyi aldım da giymedim.
D)Gitti de bir mektup bile yazmadı.
E)Gazetedeki ilanı ben de görmüştüm.
CEVAPLAR
| 1 D | 5 C | 9 E | 13 B |
| 2 C | 6 D | 10 B | 14 A |
| 3 B | 7 E | 11 B | 15 E |
| 4 B | 8 C | 12 A |
]]>