Tartışmacı Anlatım
Yazarlar okudukları bir metinden yararlandıklarında yazın dünyasında bir kızılca kıyamet kopuyor. Efendim bu özgünlükle bağdaşmazmış. O zaman bu yazarın kendi eseri olmuyormuş, gibi. Bana göre yazar, kibarca esinlenme denilen bu işte son derece haklıdır. Hatta ileri gidip adapte yapmada da özgür olmalıdır. Bu vaveylayı koparanlar, eserlerini o ana dek okudukları eserlerin katkılarını dışarıda bırakarak mı yazıyorlar sanki?
Tartışmacı Anlatım
Shakespeare, yeni midir? Beş yüz yıl önce yaşamıştır. Modern çağın en eski şairidir. Shakespeare eski midir? Piyesleri hâlâ oynanıyor, tiyatro salonları dolduruyor. Aynı soruyu Türk ve yabancı bütün gerçek sanatçılar İçin tekrarlarsak cevap da aynı olur. Onlara ne yeni demek mümkündür ne de eski. Gerçek sanat eseri zamana dayanıklıdır. Yahut gerçek sanat eserinin dünyası içinde zaman geçmez. Onun eskiliği ve yeniliği söz konusu değildir.
]]>Bu anlatım tekniğinin kullanıldığı parçalarda iki zıt fikir vardır. Yazar, genelde karşı çıktığı düşünceyi girişte dile getirir; daha sonra gelişme bölümünde bu düşünceyi çürütüp kendi düşüncesinin doğruluğunu kanıtlamaya çalışır.
Tartışma paragrafları, açıklama paragraflarıyla ortak özellikler taşıyabilir. Her iki anlatım tekniğinde de bilgi verilir, açıklama yapılır. Fakat açıklama paragraflarında iki karşıt fikir yokken tartışmacı anlatım, kullanıldığı paragraflarda iki karşıt fikir vardır. Tartışmacı anlatım, daha çok eleştiri, makale ve fıkra gibi türlerde kullanılır.
]]>Aruz Türkçeye uymuyor, dilimizi ille çekip uzatmamızı istiyor, diyorlar ya. Ben pek inanmıyorum. Usta bir şairin eline düştü mü, öyle bir uyuyor ki! Yahya Kemalin “Ses”, “Açık Deniz”, “Vuslat” gibi şiirlerin-deki Türkçe bizim bugün konuştuğumuz, yazdığımız Türkçe değil midir? O işi ancak Yahya Kemal başarıyor da diyemeyiz. Başka şairler de gösterebiliriz. Aruz Türkçeye uymuyor demeden önce Türk Galip Paşa’nın Kastamonu ağzı ile yazdığı gazelleri bir hatırlasak iyi ederiz. Kastamonu dili aruza uysun da İstanbul Türkçesi neden uymasın?
(Karalama Defteri’nden, Nurullah Ataç)