Tebrikler - Cümle Türleri / Çeşitleri-10 adlı sınavı başarıyla tamamladınız.
Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%.
Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Soru 1 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim-fiille kurulan bir yan cümlecik nesne görevindedir?
A) Televizyon, yurdumun insanlarına yarar getirmekten çok zarar vermiştir.
B) İnsanlarımız iyi program, kötü program ayrımı yapmadan her şeyi izliyorlar.
C) İletişim araçlarına kimsenin bir şey diyeceği yok.
D) Televizyon izlemeyi vazgeçilmez bir gereklilik olarak görmeyelim.
E) Gençlerimizi bilimsel ya da kültürel programları izlemeye teşvik etmeliyiz.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 2 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisi yapıca basittir?
A) Roma'nın adını mutlaka duymuşsunuzdur tarih kitaplarından.
B) Eski zamanların soluk alıp verdiği bir kesittir Roma.
C) Sarayın salonuna dünyanın sonunu betimleyen el emeği bir fresk yapılmış.
D) Buranın eski çağdan günümüze birçok sanat yapıtını barındırdığını söylemeliyim.
E) Sayılamayacak kadar çok çeşme var bugün Roma'da.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 3 |
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde yan cümlecik kullanılmamıştır?
A) Çocuklar çevrelerinde bulunan kişilerin dilleriyle konuşmaya başlarlar.
B) Konuşmayı hepimiz duyduğumuz sesleri taklit ederek öğrendik.
C) Çocuklardan ancak bir bölümü yaşamları boyunca sözlü anlatım güçlerini geliştirebilirler.
D) İnsan zamanla, durumlara ve konulara göre etkili konuşabilmeyi öğrenir.
E) İyi bir koşmanın, başarıyı hazırlayan etkenlerden biri olduğunu bilmeliyiz.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 4 |
Yol boyu kavak ağaçları. Köprü ve yokuş yukarı dar bir sokak. Sokağın bitiminde bir kedi gördüm. Yıkık bahçe duvarından duta tırmandı, oradan da çatıya atladı. Baktım, baca tütüyor. Kül rengi yoğun bir duman, rüzgarda savruluyordu. Bu dumanın arasında kayboluverdi kedi.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?
A) Sıralı cümle
B) Bileşik cümle
C) Eksiltili cümle
D) Devrik cümle
E) Kurallı cümle
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 5 |
Herhangi bir nedenle söylenmiş cümlelere ses tonumuzla duygu değerleri katabiliriz.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan cümlecik bu cümledeki göreviyle kullanılmıştır?
A) Bir konuşma yapmak zorunda kaldığımda yazdığım bir yazıyı çıkarıp okurdum.
B) Sıkıcı bir şeyi dinleyenler kadar okuyan da sıkıntıdan patlar.
C) Kaç kez atladığım oldu okuduğum yazının bölümlerini.
D) Öğretmenimizin derste şiir okuyuşuna hayran kalırdık.
E) Şiir yazmak kadar, yazılan şiiri iyi okumak da önemlidir.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 6 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisi yapıca diğerlerinden farklıdır?
A) Kalabalık bir kent değil burası.
B) Her gün buraya geliyorum ben.
C) Birden karşıma bir meydan çıkıyor.
D) Meydanı bulmakta hep güçlük çekiyorum.
E) Dar sokakları hep birbirine karıştırıyorum.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 7 |
Aşağıdakilerden hangisi bileşik bir cümle değildir?
A) Yandı bir başka iniltiyle bu akşam baykuş
B) Geçti enginden akıp ince, kızıl bir yelken
C) Pembe vadiye inerken deli rüzgâr uyandı
D) Ta uzaklarda içinden yanarak coştu kaval
E) Ah bu akşam bu yanış, gurbeti anlattı bana
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 8 |
Çekimli fiiller yüklemin bir öğesi durumunda bulunarak yan cümlecik görevinde kullanılabilir.
Aşağıdakilerin hangisinde buna örnek gösterilebilecek bir kullanım görülmektedir?
A) Güneş geceleri kaybolur, gündüzleri bulutla örtülür.
B) Ne gece ne gündüz onun ışığını karartamaz.
C) Ülkemizin üstüne korkunç, karanlık bir gece çökmüştü.
D) Senin hava düzelir sözünden dolayı ceket giymemiştim.
E) Yağmur başlamadan önce kendimizi korunaklı bir yere atmalıyız.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 9 |
(I) Yağmur nihayet geldi. (II) Ruhumuza da iyi gelir belki, iyilik gelir. (III) Yağmur yazıya da iyi gelir mi? (IV)Ruha deli yağmurlar gerekir. (V) Bu yağmuru elime yüzüme bulaştırmalıyım.
Bu parça ki numaralanmış cümlelerin hangisi yapıca ötekilerden farklıdır?
A) I. B)II. C) III. D) IV. E)V.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 10 |
Sıralı cümlelerde özneler, tümleçler ya da her ikisi ortak olabilir."
Aşağıdaki sıralı cümlelerin hangisinde bunu örneklendiren bir kullanım vardır?
A) Dost başa düşman ayağa bakar.
B) Ne verirsen elinle, o gider seninle.
C) İşten artmaz, dişten artar.
D) Bal bal demekle dil tatlanmaz.
E) Ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 11 |
Tarihe baktığımızda, ilk günden bugüne süregelen toplumsal savaşımların, günümüzdeki bunalımların temelini oluşturan çok çeşitli nedenleri arasında konuşabilme hakkı isteği, özlemi ile konuşturmama baskısı arasındaki zıtlığın da önemli bir etmen olduğunu görüyoruz.
Bu cümlede kaç yan cümlecik vardır?
A)4 B)5 C) 6 D) 7 E) 8
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 12 |
Aşağıdaki dizelerin hangisi yüklemine göre diğerlerinden farklıdır?
A) Sarsıldı uzakta saat sesleri
B) Önümde canlandı bütün bir senem
C) Sonsuz bir hicrandı bütün nasibi
D) Hatırlattı bana sisli göklerden
E) Düşündüm senenin son gecesini
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 13 |
Aşağıdakilerden hangisi eksiltili cümle durumundadır?
A) Öyle ya, değirmende ağartmamıştı bu sakalı
B) Düşmekle bitmeyen bir dipsiz uçurum açılmıştı önünde
C) Biliyordu ya bilmezden geliyordu işte
D) Bin bir haşarat, börtü böcek can derdindeydi
E) Uzakta bir satıcı yahut bir çocuk sesi
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 14 |
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde yan cümlecik zarf tümleci görevindedir?
A) Neleri, nasıl yazdığımdan habersiz bir topluluk önünde konuşmak büsbütün güç.
B) Kendimi, böyle bir baskıyı beklemediğimden, budanmış gibi hissediyorum.
C) Beni bugüne getiren yazarlığımdır, başkalarının yardımı değil.
D) Onu ben geleceği parlak bir yazar olarak gördüğümü söylemiştim.
E) Ben bu toplantıda aydın kişiler arasında bulunduğuma inanıyorum.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 15 |
Aşağıdaki cümlelerden hangisi yapı bakımından farklıdır?
A) Atına bakan, ardına bakmaz.
B) Gün doğmadan, neler doğar.
C) Gün geçer, ömür tükenir.
D) Irmaktan geçerken at değiştirilmez.
E) Denize düşen yılana sarılır.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 16 |
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde yan cümlecik özne görevindedir?
A) Ses ile kişilik arasında yakın ilişki bulunduğu herkesçe biliniyor.
B) Kendini görmeden sesini işittiğimiz bir insanı rahatça tanıyabiliriz.
C) Konuşanın sesine göre yaşını bile tahmin edebiliriz.
D) Eğitimsiz insanların sesi, hoşa gitmeyen bir nitelik gösterir.
E) Bir insanın karakteri ses tonuna bakılarak anlaşılabilir.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
Soru 17 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisi öznesi ortak bir sıralı cümledir?
A) Geç oldu, bir an önce eve gidelim.
B) Rüzgâr çıktı, ortalığa bir serinlik yayıldı.
C) Çiçekleri severim, onlar sevginin simgesidir.
D) Yaz geldi, artık tatil zamanıdır.
E) Bahçeye çıktı, ağaçların altına oturdu.
A | |
B | |
C | |
D | |
E |
1. Yitik bir ezgisin sadece
Tüketilmiş ve düşmüş gözden
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Pencere önünde beklerken
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdaki terden hangisi yanlıştır?
A) Bağ-fi ile yer verilmiştir
B) Ad takımı vardır.
C) “hıçkırır” sözcüğü ekeylemin geniş zamanıyla çekimlenmiştir.
D) “sadece” sözcüğü ilgeç görevinde kullanılmıştır.
E) “Düşlerinde” sözcüğü iyelik eki almıştır.
2. Türkçede “-lık, (-lik,-luk,-lük)” eki, aitlik anlamı veren sıfatlar da yapar.”
Aşağıdakilerin hangisinde buna örnek oluşturan bir kullanım görülmektedir?
A) Masanın üzerindeki tuzluğu arkadaşıma verdim.
B) Doktorluk çok tercih edilen mesleklerin başında gelir.
C)Çocukluğunda bu bahçede arkadaşlarıyla topaç
D) Mevsimlik işçiler neşe içinde pamukları topluyor.
E) Kendisine yapılan iyiliği hiçbir zaman unutmayacağını söyledi.
3. Ayvalık tam bir sahil şehridir ( ) Buradan birçok ada seyredilebilir ( ) Tavuk Adası, Karaada, Lale Adası, Cunda Adası, Midilli Adası ( ) Böyle bir manzarayı tatlı bir rüzgârın esintisiyle kim seyretmek istemez ki ( )
Bu parçada ayraçla ( ) belirtilen yerlere, aşağıdakilerden hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?
A) (…) (:) (…) (.) B) (:) (.) (,) (?)
C) (.) (:) (…) (?) D) (!) (,) (…) (…)
E) (:) (,) (…) (?)
4. Aşağıdakilerin hangisinde sanatçıya ilişkin açıklamayla ayraç içinde verilen özellik birbiriyle uyuşmamaktadır?
A)Zihinlerde çağrışımlar, hisler, izlenimler ya da sembolik anlamlar uyandırma bu şairimizin genel özelliğidir. (imgesel söyleyiş)
B)Usta öykücü, en az sözcükle en çok şeyi anlatma ilkesine bağlı kalarak okuyucuyu yormayan bir anlatıma ulaşıyor. (anlamsal yoğunluk)
C) Bu sanatçı, modern romancılığımızda alışılmışın ötesinde kurgusuyla dikkat çekiyor, (sıra dışılık)
D) Bu şair, yapıt ortaya koyduğu çağdan günümüze kadar değerinden bir şey kaybetmeyip suyun üstünde kalmayı başarmıştır. (kalıcılık)
E) Eleştirilerini gölgeleyebilecek ifadelere yer vermez, yan tutmamaya dikkat ederdi. (öznellik)
5. Burası engin göklerin memleketidir. İçten gelen bir türküyü kapıp koyuverin, uzaklaştıkça türkü gökte masmavi olur Halikarnassos’ta. Hele ufuktan gülümseyen bir ay çıkıversin ortaya her yer bir peri masalına döner. Kıyı boyu, zümrüt fıskiyeler gibi hurmaların arasındaki küçük lokantalarla noktalanmıştır. Denizinde mitolojik suratlı orfoz balıkları, renk renk skarosları… Dağlarında her biri rengi, tadı, kokusu farklı meyve veren portakal ağaçları yükselir. Dünyanın hiçbir yerinde rastlanmayan buhur ormanları buradadır.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Tahmin anlamı taşıyan sözlere yer verilmiştir.
B) Kişileştirme yapılmıştır.
C) Üçüncü kişili anlatımla oluşturulmuştur,
D) Eksiltili cümle kullanılmıştır.
E) Benzetme yapılmıştır.
6. Yazmaya yeni başlayan her insan, işin zorluğunu zamanla anlar. Ancak birçok genç sanatçının önce kendini ortaya koyma, takdir edilme, ünlü olma gibi beklentileri de vardır. Halbuki, bir sanatçı ünlü olmakla ünlü olmamayı aynı şey kabul ettiği zaman gerçek sanatçı niteliği kazanabilir. Önemli olan, özgür çalışmalarını yılmadan sürdürmesidir. Nasıl olsa okur gerçek sanatçıyı bulur ve onu hak ettiği yere getirir.
Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)Okurların beklentisine göre yapıt üretmenin bir sanatçı için amaç olmaması gerektiği
B)Edebiyat dünyasında kalıcı olmanın başarılı bir anlatıma sahip olmakla mümkün olacağı
C)Beklenti içinde olmadan her sonucu kabullenerek çalışmalarını sürdürenlerin yetkin sanatçı olacağı
D)Sanatta bireysel bakış açılarının sanatçıyı yanlış yorumlara itebileceği
E) Var olan yazınsal birikimden yararlanabilen sanatçıların günün birinde mutlaka hak ettiği değeri göreceği
7. (I) Oyun yazmaya başlamam hemen her yazar gibi bende de çevreden gelen etkilerin sonucudur. (II) Bu etkiler yaşadığım dünyanın, içinde bulunduğum toplumun aile koşulları, sorunları, çelişkileriyle yakından ilgilidir. (III) Bu sorunların ortaya çıkardığı engeller karşısında bende insan ve insan ilişkilerine ilişkin bir duyarlık oluştu. (IV) Tiyatro yazarı, içinde bulunduğu koşullara karşı çıkan, yenilikten yana olan daha iyi bir dünyaya özlem duyan insandır. (V) Değişmesini düşlediği haksızlıkları, kötülükleri sergileyip bu koşullarda yaşayan insanları oyununda yansıtırken onun çabası hep değişimden yana olur. (VI) O, belli kalıplara hap-solmayı kendisi için yerinde saymak olarak görür.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar?
A) I B)III C) IV. D) V. E) VI.
8. Bir romanı ya da öyküyü kurgularken tekbir yörüngede dolaşıp durmayı sevmiyorum. Gördüklerim, okuduklarım, aklıma nerden geldiğini bilmediklerim, hatta rüyalarıma girenler bile ilk kıvılcımı oluşturabilir. Sonrası o kıvılcımın üstüne yürümektir. Özenli bir dil, sağlam bir kurgu, akıcı bir arıtalım ve elbette yazının kendine özgü şaşırtmacaları… Bunları cebimde gezdirmeyi seviyorum. Yürüdükçe işin içine algılar, akıl yürütmeler, belleğin yardımları ve imgeler giriyor ve kendiliğinden ortaya çıkan formül, yapıtımın kimyasını ele veriyor.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Yapıtlarınızı kurgularken uyguladığınız özel bir yönteminiz var mı?
B)Romanların kurgusuyla öykünün kurgusu arasındaki farklar nelerdir?
C) Gerçekçi bir anlatımın yapıtlarınızın başarısını artırdığını söyleyebilir misiniz?
D)Öykü yazan genç sanatçılara ne gibi önerilerde bulunursunuz?
E)Sıradan konulardan şaheserler ortaya çıkarabileceğiniz doğru mu?
9. (I) Kampın gölgeliğinden çıkmış, yolun ince kumları üzerinde, mutluluğumuzu köpürten güneşe doğru güçlükle ilerliyorduk. (II) Kumlu yolun kenarındaki çalılar sıktı, ardında insanı kendine çağıran, yemyeşil tepeler yükseliyordu. (III) Yol boyunca, batıya doğru yol alan insanlara rastlıyorduk. (IV) Bazıları, yeni kamp malzemeleri taşıyordu. (V) Kadınlar, sırtlarında kap kaçakla yürüyordu.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde yazar, betimlemeye kendi yorumunu da katmıştır?
A) I. ve II. B)I. ve III. C) II. ve V.
D) III. ve IV. E) IV. ve V.
10. (I) Teknede eski Halfeti’nin mükemmel manzarasına bakarak ilerledik.(II)Yol boyunca suyun üzerinde uçuşan yabani kuşları ve çevremizi kuşatan dik yamaçları hayranlıkla seyrettik. (III) Yarım saatlik
yolculuk sonrasında Rumkale’ye vardık. (IV) Rumkale’ye tırmanıp kale içindeki harabeleri inceledik. (V) Yüzümüze çarpan taze rüzgârın eşliğinde Fırat’ın görkemini seyrettik.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi yapısı yönüyle ötekilerden farklıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV E) V.
11. Aşağıdakilerden hangisinde altı çizili söz ile ayraç içinde verilen açıklaması birbiriyle uyuşmamaktadır?
A) Eleştiri kitabında kılı kırk yaran bir tutumla yazılar kaleme aldığı görülüyor.(özentili ve ayrıntılı)
B)Sanatçı son yapıtında eğitim sorunları bilinçli bir biçimde işliyor. (seviyeli)
C) Romanında trajik sonuçlara rağmen her şey komik bir zemin üzerinde gelişiyor.(acıklı) D)Yapılan eleştiriler ironik tarzdaki cümleler şairin edebiyat görüşünü yansıtıyor. (alaysamalı yergi)
E)Okurların peşinden gidip kendini sınırlayan yazarlar yapıtlarını itibarsızlaştırmayı göze almış olurlar. (beğenisiz hale getirme)
12. (I) Sanatçı, bu öykülerinde okuru, psikolojik özellikleri ağır basan tahlillerin içinde düşüncelere sevk ediyor. (II) İçinde yaşanılan çevrenin, iklimin insan ruhuna olan etkisini bir bilim adamı analiziyle sunuyor. (III) Psikanaliz yöntemin uygulandığı öykülerde yer yer terimsel ifadelerle de karşılaşıyoruz. (IV) Okurun, bu öykülerden bir tat alabilmesi için mutlaka psikolojik yönü ağır basan anlatılara ilgi duyması gerekiyor. (V) Yapıt, alanında adından uzun süre söz ettireceğe benziyor.
Bir sanatçının öykülerinin ele alındığı bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, okuru, iç dünyasında analiz ve sorgulamalara yönelttiği belirtiliyor.
B) II. cümlede, doğanın, insan üzerindeki etkilerinin nesnel analizlerle anlatıldığı söyleniyor.
C) III. cümlede, biçemine yönelik bir değerlendirme yapılıyor.
D) IV. cümlede, sanatçının yapıtını okurun tepkileri doğrultusunda biçimlendirdiği ortaya konuyor.
E) V cümlede, öykülerin başarısı ile ilgili tahminde bulunuluyor.
13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinden sonra, “Bundan dolayı yapıt, sıradan bir okur kitlesine seslenen, teknik açıdan zayıf bir yapıya bürünmüştür.” cümlesinin getirilmesi anlam akışı yönünden uygun olur?
A) Bu romanında yazar, bir dönemin aydınlarının yaşadığı sıkıntıları sade bir dille gözler önüne sermiş.
B) Yapıtta, ülkedeki sorunların bireyler üzerinde yol açtığı yıkımlar, mizahi bir yaklaşımla ortaya konmuş.
C) Yapıtta, toplumsal yaşayışı gerekçi bir biçimde ve her seviyeden okura seslenen bir dille anlatmış.
D) Yapıt sanatsal açıdan bazı beklentileri karşılamıyor ve kurgusunda da birtakım eksiklikler göze çarpıyor.
E) Sanatçının, bireysel duyguları rahat bir anlatımla dile getirdiği bu roman, uzun süre çok satanlar listesinin başlarında yer almıştır.
14. Bu oyunda, yüzme havuzunda atlayışlar yapıyorsunuz, amaç
I
artistik hareketler yaparak yüksek puanlar almak. Tramplene
II III
çıkdıktan sonra koşturmaya başlayın. suya düşme şeklinizi belirlemek
IV
için klavyeden yön tuşlarını kullanarak hareketlerinizle puanları
V
toplayın.
Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
15. (I) Haldun Taner’in bu oyunu karşısında bende ilk uyanan his, şaşkınlık oldu. (II) Usta yazar, kalemine inanıyor ve onu eğlence vasıtası yapmak istemiyor. (III) Tiyatro seyircisini hareketle değil, can alıcı sözlerle esere bağlayabildiğinden uzun diyaloglardan kaçınmıyor. (IV) Taner’in, oyunda yapaylığa düşmemesini takdir ederken gerçek duygusal yoğunluğu sağlayamadığını da belirtmeliyim. (V) Ayrıca yazarın, kişilerin psikolojik durumlarını da tam olarak aktardığı söylenemez.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde neden-sonuç ilişkisi söz konusudur?
A) I. B) II. C) III. D) IV E) V
16. Aşağıdaki cümlelerden hangisinin öğe sayısı en fazladır?
A)Eylül, sarı sarı yaprakların insana değişik duygular yüklediği bir aydır.
B)Çocukların bazıları, bahçenin ortasındaki salıncağa binmemişler.
C)Bu kıyı kasabasına bir daha gelmeyi düşünüyor musunuz?
D)Adamcağız, eski konaklarının hatıralarında önemli bir yerinin olduğunu söyledi.
E) Güzel bir iş gününün sonunda evine mutlu döner bütün işçiler.
17. Sinemayı Seven Çocuk, usta yazarın çocukluğundan kesitler sunan anı tadında açık anlaşılır bir dille yazılan keyifli bir öykü kitabı. Yazınımızda örneğine rastlanmayan bir anlatımla oluşturulan bu yapıtında yazar, sinemayla ilk kez nasıl tanıştığını ve daha sonra kendini nasıl onun büyülü dünyasına kaptırdığını, sımsıcak bir anlatımla dile getirmiş. Yazarın anlattığı her öykünün ardından gözlerimizi kapayıp anlattığı günleri düşlediğimizde ve onun çocukluğuyla empati kurduğumuzda bambaşka diyarlara gidiyoruz.
Bu parçada sözü edilen öykü kitabıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yazarın yaşadıklarını yansıttığına
B) Sade bir anlatımının olduğuna
C) Özgün bir niteliğe sahip olduğuna
D) içten bir söyleyişle oluşturulduğuna
E) Yoğun bir anlatımla yazıldığına
18. Tiyatro; toplumun ve insanın birbirine bağlı, birbirinden soyutlanamayan sorunlarını ele alırken insandan yola çıkan bir sanat olarak; insanı, insana anlatır. Bu nedenle tiyatro; insanı tüm doğası, duyguları, düşünceleriyle bilmek, tanıtmak zorundadır. Tiyatro sanatı, başından sonuna dek tüm katılanların, akıl ve yüreğiyle paylaştığı bir eylemdir. Yazarından başlayarak yönetmen, oyuncu, dekorcu, müzikçi, suflör, ışıkçı birlikteliğiyle başlayıp en sonunda da izleyiciyle buluşan bu sanat, ortak çalışmanın bütün zorluklarını da beraberinde taşır.
Bu parçada tiyatroyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) İnsan-toplum ilişkisinden doğan bir sanat dalı olduğuna
B) İnsanın düşüncelerinin yanında duygularına da seslendiğine
C) Geniş bir ekip çalışması sonucunda ortaya konulduğuna
D) Herkes tarafından çok sevildiğine
E) İnsanı bütün yönleriyle anlatması gerektiğine
19. Balzac, “Varlığı, düşündüğüm gibi değil, var olan şekliyle romanlaştırırım.” diyor.
Balzac’ın sanat anlayışıyla ilgili bu sözüyle aşağıdakilerden hangisi arasında anlamca bir paralellik yoktur?
A) Sanatçı, gerçekleri düş dünyasında biçimlendirmeden verir.
B) Sanatta bütünüyle nesnel gerçeklikten yola çıkılmalıdır.
C) Kişisel izlenimlerin ürünü olmayan bir sanat yapıt yoktur.
D) Okurların, yaşamla özdeşleştiremediği hiçbir eser gerçekçi değildir.
E) Sanat, yeniden bir şeyler üretmek değil, yaşamı kopya etmektir.
20. Veda ki bir güzdür, bin hüzne yakın
I II
Fotoğraflar kalır yırtık ve soluk
Böyle kırık dökük kapanma sakın
III
Daima yeniden başlar yolculuk
IV V
Bu dizelerde numaralanmış sözcüklerden hangileri görevi yönüyle özdeştir?
A) I. ve II. B) I. ve V. C) ll. ve V.
D) III. ve (V. E) IV. ve V.
21. (I) Yazar, son romanında bütün birikimlerinden yararlanarak alışılmışın dışında bir cümle düzeni oluşturmuştur. (II) Yaşamının bir dönemini geçirdiği Ege’yi romanın merkezine yerleştirip kırsal kesim gerçeğini başarıyla yansıtmıştır. (III) Romandaki işleyiş kısa cümlelerle okuru yormayan bir çizgide ilerler. (IV) Sarı tarlalar, harmanların esintisi, çocuklar kendine özgü bir anlatım özellikleriyle kurgulanır. (V) Yapıt, toplumcu gerçekçi romanın dil özelliklerini de bünyesinde taşıyan bir duyarlıkla okurla buluşur.
Bu parçada numaralanmış yerlerin hangisinde sanatçının biçemine yönelik bir değerlendirme söz konusu değildir?
A)I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
22. Döne döne bir kitabı okumak, bir ezgiyi dinlemek, bir resme bakmak isteği duymadıysanız bugüne değin, sanatsever bir kişi olduğunuzu söyleyebilir misiniz? Olsa olsa bir merak ya da bilgi dağarcığınızı artırmak isteği olur sizinki, ama sanatseverlik olmaz. Gerçek sanat yapıtının başlıca nitelikleri; kişiye okumak, dinlemek, bakmak isteğini, hatta tutkusunu aşılamasıdır. Ozanların dizelerini okudukça sever, okudukça onlara bağlanırsınız. Bir sanat yapıtını bilmem kaçıncı kez okumak… Budur sanatseverliğin kanıtı. Bir yapıtın da değeri, yetkinliği kişiye böyle bir isteği vermesiyle ölçülür.
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden söz etmemiştir?
A) Bir yapıtın değerinin nasıl belirlenebileceğinden
B) Sanatseverliğin ölçüsünün ne olduğundan
C) Gerçek sanat yapıtının önde gelen özelliklerinden
D) Yapıtların üzerinde tekrar durmak gerektiğinden
E) Sanatçı olmanın engin bir birikim gerektirdiğinden
23. Roman üzerine çok şey yazıldı, daha da yazılacak. Kimi yazarlar romandan, toplum hayatında bir işe yaramasını, sorunları çözmesini istediler. Kimileri de romanın bir sanat eseri olduğunu ondan ancak biçim güzelliğinin istenebileceğini ileri sürdüler. Bunların çoğu, romanı anlamak isteyenlerin çabası olmaktan çok, ön yargılarla oluşmuş bu türü kavramlara göre yargılayanların düşünceleridir. Oysa roman belli bir düşünceye saplanıp kalmamış okurun, olabileni yaşadığı ve kendinden bir şeyler bulabileceği yapıtlardır.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)Roman konusundaki yerleşik düşünceleri değiştirmeye çalışmak sanatın gelişimi için çok önemlidir.
B)Roman, toplumsal sorunların çözümünde rol almamalıdır.
C)Romanın sanat içindeki işleviyle ilgili ortak bir görüş oluşturulmalıdır.
D) Roman, ön yargılarından sıyrılmış okurların gerçeğine denk düşecek şekilde, yaşanabilecek olayları anlatma sanatıdır.
E) Bir toplumdaki sanatsal çalışmalar, o toplumu anlatan romanlara da yansıtılmalıdır.
24. — Örneğin bir kalabalık toplanmış, gidip biz de bakıyoruz. O kalabalığın orada niye toplandığı, nereye baktığı psikolog, sosyolog, siyaset bilimci, gazeteci ve şair için farklıdır. Hangi gözle bakıldığı önemlidir. Şair, şair gözüyle bakar. Hepsi farklı gözle bakar. Farklılık noktası buradan kaynaklanıyor. Şair, şiir konusunu görür orada. Gazeteci onun haberini vermek ister.
Bu parçanın başına, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A)Sanatçı edebi yapıtlarda anlattığı gerçeği kendince biçimlendirerek sunmalıdır.
B)İnsanların yaşananlara bakış açısı, uzman oldukları alanlara göre değişiklik gösterir.
C)Her yapıt bize yaşamın farklı yönlerini anlatır.
D)Klasik yapıtlarda sanatçılar gerçekte toplumsal sorunları ele alır.
E)Edebiyat, insanı ve toplumsal gerçekleri estetik biçimde anlatma sanatıdır.
25. Ünlü yazar, anlatı ve gösteri sanatını kendinde birleştiren, meddah tavrıyla anlatılmış hikâyeler kaleme alıyor. Bütün kitaplarında hem deyim ve atasözlerine hem de geçmişten günümüze söylenegelen sözlere yer vererek bu tavrı devam ettiriyor. Sanki yazmıyor da kış günü bir meddah kahvesinde toplanmış, kulaklarını dikip gözlerini açmış, hiçbir ayrıntıyı kaçırmak istemeyen meraklı bir dinleyici topluluğuna hikâyeler anlatıyor. Hepsinin özünde hüzün bulunan hikâyelerini canlandırma, benzetme öğelerini kullanarak ve bir komedi maskesi takarak oluşturuyor.
Bu parçada sözü edilen sanatçının hikayeleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Geleneksel seyirlik oyunlarımızın tarzını yansıttığı
B) Mizahi bir anlatıma sahip olduğu
C) Temasının üzücü olaylara dayandığı
D) Kalıplaşmış sözlerden yararlanıldığı
E) Yaşam gerçeklerinin yer aldığı
26. Sesinde ne var biliyor musun
Söyleyemediğin sözcükler var
Küçücük şeyler belki
Ama günün bu saatinde
Anıt gibi dururlar
Bu cümlede altı çizili sözcüklerde görülen ses olayları aşağıdakilerin hangisinde bir arada verilmiştir?
A) Ünlü türemesi – ünsüz benzeşmesi
B) Ünsüz yumuşaması – ünlü düşmesi
C) Ünlü daralması – ünlü daralması
D) Ünsüz yumuşaması- ünsüz düşmesi
E) Ünsüz yumuşaması – ünsüz benzeşmesi
27. (I)Bu yapıt, ressamın birikimlerini okurlara sunduğu başarılı bir deneme kitabıdır.(II)Kitap; resimlere konu olan yaşama, aşka doğaya ve sanata uzanan geniş bir konu yelpazesinde denemeler içeriyor. (III) Ressam kitaptaki her yazının devamına sanat anlayışını yansıtan resimlerden de eklemeler yapmış. (IV) Denemedeki kısa hatırlatmalar okunurken sanatçının zaman içinde tuvaline yansıttıktan, söyleşilerde, uluslararası platformlarda dile getirdiği fikirlerin kitaba nasıl da ince ince süzüldüğü derinden hissediliyor. (V) O, en teknik resimlerinde bile aslında bu ülkenin gerçeklerini renklerin arasına nasıl sızdırdığını okuruna açıklıyor, bunu bir sorumluluk gereği yaptığını söylüyor.
Bir sanatçının yapıtının ele alındığı bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle, öznel bir nitelik taşımaktadır.
B) II. cümlede, kalıcılığı yakaladığından söz ediliyor.
C) III. cümlede, bir saptama yapılıyor.
D) IV. cümlede, sanatçının sahip olduğu bilgi deneyimlerini yansıtan bir nitelik taşıdığı belirtiliyor.
E) V. cümlede, sanat anlayışının temelinde ulusallığın yer aldığı ortaya konuyor.
28. (I) incelememde ünlü sanatçımızın denemeci yönüne ayrıntılı yer verdim. (II) Ayrıca yazarın eleştiri anlayışı üzerinde de durdum. (III) Bu anlayışın getirdiği düşünceleri, örnekler vererek gözden geçirdim. (IV) Sanatçının gösterdiği değişimi belirtmeye ve bu değişimi nesnel bir tutumla yargılamaya özen gösterdim. (V) Tüm bunlara rağmen yazan tam manasıyla anlatmış olduğumu düşünmüyorum
Bu parçada numaralandırılmış cümlelerin hangisinde “alçak gönüllü olma” anlamı vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
29. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcükteki “-ca, -ce” eki sözcüğe “gibi “ anlamı katmaktadır?
A) Akraba olmamamıza rağmen kardeşçe yaşayıp gidiyoruz burada.
B) Bizden bir sokak altta oturan dedemleri sıkça ziyaret ediyoruz.
C) Rakip takımın oyuncuları yaşça bizden büyüktü.
D) Böyle bir karar vermeden önce iyice düşünmeni tavsiye ederim.
E) Çalışma şartlarını düzenlemek için yönetimce yeni kararlar alındı.
30. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A)Sabah erkenden yola çıktım, yine de iş yerine zamanında varamadım.
B)Bu görevi de alnımızın akıyla yerine getirdik, oysa çok çalışmıştık.
C)Harcamalarına hiç dikkat etmiyor, halbuki sabit bir gelire sahip değil.
D)Yeni sulama kanalları açılmasına rağmen yöredeki tarım alanları genişlemedi.
E)Birçok tedbir tedbir aldık, fakat hastalığın ilçeye yayılmasını engelleyemedik.
31. Bursa kent merkezini ve tarihi eserleri gezmek için yola çıktığımızda gezi rehberimiz , “Anılarınızda yer edecek tarihi bir
I
şehirdir. Bursa…” diyor. Rehber bizi geçmişin odalarında dolaştırıyor ;
II III
biz ise rehberin anlattığına şaşırıyor, Bursa’yı adeta yudumluyoruz. Ve şunları ekliyor rehberimiz : “Bursa anlatılmaz, yaşanır . ” Gerçekten
IV V
Bursa’yı anlamak için burada yaşamak gerekiyor.
Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yerinde kullanılmamıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
32. (I) Güneydoğu denince akla kurak ve yakıcı bir iklim gelir genellikle. (II) Kışın ise Doğu Anadolu gibi olmasa da iklim çetindir. (III) Zaten buradaki baraj gölünü yukarıdan gören tepeye gelinceye kadar, böyle bir iklimin içerisinde yolculuk ediyorsunuz. (IV) Bu tepeden sonra her şey değişiyor ve daha ılıman bir iklimle, neredeyse bir Akdeniz iklimiyle karşılaşıyorsunuz. (V) Zümrüt yeşili sularla renklenmiş bir göle doğru uzanan, su damlasına benzer bir yarımada düşünün!
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A)I. cümlede bir ad, birden çok sözcük tarafından nitelenmiştir.
B)II. cümlede, ilgeç ve bağlaç kullanılmıştır.
C)III. cümlede, yer-yön belirteci adlaşarak nesne görevinde kullanılmıştır.
D)IV. cümle, bağlı cümledir.
E)V. cümle, birden fazla yan cümleciği olan girişik bileşik bir cümledir.
33. Yazılarımı dinlendire dinlendire yazarım. Okuyan da dinlene dinlene okumalı. Bazı yazılarım iki-üç ayımı alır. Elbette bunları yazarken de okumak gerekir. Ben bunlara ‘yan okuma’ adını veriyorum. Konu önceden saptanmış, yola çıkılmıştır. Yolda gidilirken birtakım eksiklikler olduğu görülmüştür. Yani yola çıkarken yanımıza bazı gereçleri almayı unuttuğumuz ortaya çıkmıştır. İşte bunu da ‘yan okumalar’ ile eksik kalabilecek ayrıntıları gideriyorum. Çünkü yazar ne söylemek istediğini bilmeli ve kesin konuşmalıdır.
Bu parçaya göre yazar, “yan okumalarda aşağıdakilerden hangisini yapmak istemektedir?
A) Yanlı ve kesin yargılara varmaktan kaçınmak
B) Herkesi etkileyerek bir yazın anlayışına ulaşmak
C) Bilgi dağarcığının büyüklüğüyle okuru şaşırtmak
D) Yazının belirlenenden çok vakit almasına izin vermemek
E) Yazısıyla ilgili eksiklikleri yayımlamadan önce okuyarak gidermek
34. Türkiye’de sinemaya çok iyi edebiyat uyarlamaları yapılıyor. Benim açımdan bir edebiyat eserini yazan kişiyle onun yapıtını sinemaya uyarlayacak senaristlerin duygu ve düşüncelerinin örtüşmesi çok önemlidir. Ancak bu düşünce göz ardı edilirse sırf yapıtın ekonomik değeri dikkate alınırsa bu tür çalışmalarda “bu çok satan bir eser bundan iyi film olur” gibi faydacı bir düşünce hakim olur. Yapımcılarca yapıtı ortaya koyan yazarla duygusal bir özdeşim kurmanın gerekliliği dikkate alınmazsa çok sayıda kalitesiz film ortaya çıkar.
Bu parçaya göre yazınsal yapıtların sinemaya uyarlanması için aşağıdakilerden hangisinin mutlaka senaristlerce dikkate alınması gerekir?
A) Kendi duygu ve düşüncesine en uygun yapıtı seçip sinemaya uyarlamak
B) Sinema ve edebiyat tarihi bilgilerine sahip olmak
C) Sanat anlayışında bireysel değil, toplumcu yaklaşımı benimsemek
D) Halkın beklentilerine cevap verebilecek yapıtları seçmek
E) Maddi kaygıların da bir yapıt oluşturulurken önemli olduğunun farkında olmak
35. Uzun zamandır romanlarını okuduğumuz sanatçı, ilk yapıtından itibaren yetkin bir romancı olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanatçıda dikkati çeken en önemli özellik yazdıklarının çok dikkatli, özenli ve ince bir gözleme dayanmasıdır. Sanatçı, çarpıcı, duru ve yalın bir anlatımla Çukurova yöresinin özelliklerini, toplumsal gerçeklerini, o yöreye ait ağız özelliklerini de kullanarak aktarır romanlarına. Romanlarında idealize ettiği köylülere de kendi düşüncesini söyletir, vermek istediği mesajları kahramanları aracılığıyla iletir.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Başarılı bir romancı olduğu
B) Roman kahramanlarını sadece köylülerden seçtiği
C) Anlaşılır bir dil kullandığı
D) Yapıtlarında sosyal bir amaç taşıdığı
E) Belli bir yörenin sosyal özelliklerine yer verdiği
36. Geçtiğimiz ay bir söyleşisinde değerli bir şair, günümüz şiirinin gayret gösterilmeden, toplumsal yaşamdan uzak bir noktaya geldiğini vurguluyordu. “Genelleme yapmak istemiyorum, ama okuduklarımdan hiçbir tat alamıyorum.Bir tatsızlık bir duyuşsuzluk var. Masa başı iş havasında şiir yazılıyor. Gelişigüzel ifadelerle şiir oluşturuyorlar, yazdıklarını tekrar incelemeden bir yerlere gelmek, tanınmak istiyorlar. Bir dergi etrafında toplanıp birbirlerinin yayımlarını övüyorlar, böyle bir piyasa oluştu. Yüzlerce şiir yayımlanıyor. Kimse kimseyi umursamıyor.” diyerek düşüncelerini dile getiriyordu.
Aşağıdakilerin hangisi, bu parçada sözü edilen sairin günümüz şiiriyle ilgili yakındıklarından değildir?
A) Yazın dünyasında toplumu anlatan şiirlerin yazılmamasından
B) Şiir yazmanın, ciddi bir özen istediğinin algılanamamasından
C) Şairlerin, oluşturdukları şiirleri gereği gibi okumamalarından
D) Şairlerin kendi kültürlerini yeterince tanımadan başka kültürlere öykünmelerinden
E) Şiire emek vermekten çok, şiiriyle görünmeye, şöhret olmaya çalışılmasından
37. Edebiyatla eleştiri arasında amaç ve nitelik ayrımı vardır. Bu ayrım, eleştiriyi sanattan çok bilime yaklaştırır. Zaten eleştiri için imge zorunlu değildir. Eleştiri ancak görevini daha iyi başarmak için ondan yararlanır. Bunun dışında işini imgelerden çok kavramlarla, düşüncelerle yürütür. Gereksiz saydığı sanatsal anlatışa uzak durur. Açık, anlaşılır, düzgün, süssüz bir dille asıl söylenmek istenenleri nesnel biçimde okura ulaştırır. Onun için eleştiride önemli olan,
Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?
A) söylediklerinin güzel olması değil, doğru olmasıdır
B) olaylara farklı açıdan değil, bir açıdan yaklaşmaktır
C) ne anlatıldığı değil, nasıl anlatıldığıdır
D) bilimsel yaklaşımlar değil, tutarlı yaklaşımlardır
E) okurun düşünmesi değil, duygulanmasıdır
38. Bir şair, ıssız bir adaya veya bir dağ evine çekilip tek başına yaşayarak şiirini geliştiremez. Aslında bu toplumdan kaçıştır, şairin amacı ne olursa olsun. Şair ıssız adada dilediğince oturabilir, istediği meyveyi ağaçtan koparabilir Yaşadığı çevrede yaptığı işlere engel olacak kimse olmaz, yoktur karışanı. Ancak şair görünüşte rahat olsa da gün geçtikçe sanatından uzaklaşır. Çünkü beslendiği şiir kaynağından, insanlardan yoksun kalır.
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)Toplumsal baskıdan bunalan şairin yeni arayışlar içine girmesi doğaldır.
B)Toplumsal yaşamdan kendini soyutlayan bir şair, nitelikli şiir yazamaz.
C)Sanatını ilerletmek isteyen şair toplum dışına çıkarak kendini yenilemek isteyebilir.
D) Söz konusu şiir olduğunda şairin yararlanacağı kaynak kendi dünyası olmalıdır.
E) Zaman zaman şairler, kendilerinden beklenmeyen davranışlar içine girebilir.
39. Şiirini bilinçle yazan, bunun için de ne yaptığını bilen şairlerin şiirlerini severek ve ilgiyle izliyorum. “Ne yaptığını bilmeyen şairler de mi var?” diyenler olabilir. Evet, var. Onların şiirleri hiçbir zaman belirli bir düzeyi tutturamaz. Bir bakarsınız, çok güzel şiirler yazmışlardır. Bir bakarsınız, ancak bir şiir heveslisinin yazabileceği kadar kötü bir şiir karalamışlardır. Bunun için bu şairler, hep güvendikleri şiir okurlarına bakarlar. Onların değerlendirmelerine göre çekidüzen verirler kendilerine. Kendilerini eleştirenlere de saldırgan bir üslupla yazdıkları yazılarla cevap verirler.
Bu parçada sözü edilen ne yaptığını bilmeyen şairlerde ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Değerli ürünlerin yanında değersiz ürünler de ortaya koydukları
B) Güvendikleri okur kitlesinin değerlendirmelerini dikkate aldıkları
C) İyi tanıdıkları dünyayı anlatmayı tercih ettikleri
D) Başkalarıyla kalem kavgası yürüttükleri
E) Yapılan eleştirilere sağduyulu yaklaşamadıkları
40. Nurullah Ataç, şiir konusunda çok yazmış bir eleştir-menimizdir. Onun eğilmediği yazınsal tür az olmakla birlikte, şiire daha fazla yer verir yazılarında. Varlık dergisinde çıkan yazıları ve kitaplarındaki yazıları tarayarak şiirle ilgili yazdıkları bir araya getirildi geçtiğimiz günlerde. Yeterli olmasa da şiirle ilgili ilk çalışma olduğundan önemsiyoruz bu kitabı. Ataç’la ilgili çalışma yapacaklar için de bir kaynak kitap olma niteliğine sahip görünüyor.
Bu parçada Nurullah Ataç’la ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
A)Kendisiyle ilgili hazırlanan kitabın, bir başvuru yapıtı özelliği taşıdığına
B)Yazınsal türlerin birçoğunu yapıtlarına konu edindiğine
C)Yazılarında şiire, diğer yazınsal türlere göre daha fazla yer verdiğine
D)Şiir yazılarıyla ilgili ilk sayılabilecek bir çalışma yapıldığına
E)Hiç yayımlanmamış yazılarının yer alacağı bir kitabın hazırlanacağına
CEVAPLAR
|
1 |
C |
9 |
A |
17 |
E |
25 |
E |
33 |
E |
|
2 |
D |
10 |
C |
18 |
D |
26 |
D |
34 |
A |
|
3 |
C |
11 |
B |
19 |
C |
27 |
B |
35 |
B |
|
4 |
E |
12 |
D |
20 |
B |
28 |
E |
36 |
D |
|
5 |
A |
13 |
D |
21 |
B |
29 |
A |
37 |
A |
|
6 |
C |
14 |
D |
22 |
E |
30 |
B |
38 |
B |
|
7 |
C |
15 |
C |
23 |
D |
31 |
B |
39 |
C |
|
8 |
A |
16 |
E |
24 |
B |
32 |
C |
40 |
E |
]]>
1. Bu ozanımız, günlük yaşama bakarken tek katmanlı bir şiirden yana olmamış, toplumcu-gerçekçi düşünce üzerine çizdiği şiir haritasının kimi bölgelerinde bireyselliğe odaklanan şiirler de yazmıştır.
Bu parçadaki altı çizili sözlerin yerine sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir?
A)her türlü düşünceyi dile getiren şiirler yazmamış -insan sevgisini işleyen
B)sözcükleri mecaz anlamlarıyla kullanmış – kişisellikten uzak temalar içeren
C)anlamsal zenginliğe ve derinliğe sahip şiirler ortaya koymuş – kişisel duyguları anlatan
D) kendi yaşamını yansıtan şiir yazmaktan kaçınmış -yoruma açık
E) duygusal şiirler yazmış – kendi bakış açısını yansıtan
2. (I) Fazıl Hüsnü Dağlarca, yazılarının bir tanesinde “Yapabileceklerimin ancak binde birini gerçekleştirebildim.” der. (II) Seksen üç yaşındayken bile hayatı boyunca Türk diline ve şiirine yönelik çalışmalar yapmıştır. (III) Ne var ki o, hâlâ yapacağı bir şeyler olduğuna inanır, şairlik yolunda ne kadar uzun mesafeler kat etse de gayretlerinin yarım kaldığını düşünürdü. (IV) Ancak bugün onun bu çalışmalarını bizim ne kadar değerlendirdiğimizle ilgili kuşkularım var. (V) Dağlarca nm yapıtlarının uzağında kalmak, şiirinin enginliğine ulaşmaya çalışmamak gibi ciddi sorunlarla karşı karşıyayız ne yazık ki.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra düşüncenin akışına göre “Sanıyorum bu kadar aralıksız şiir çalışması yapmasının itici gücü de bu olmalıydı.” cümlesi getirilmelidir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V
3. Çevirisi yapılmış yapıtların asılları, tazeliklerini koruyup (kalıcılığı
I
yakalayıp) sıkça değişen koşullara rağmen bambaşka (tekdüze)
II
anlamlar kazanırken o yapıtların çevirileri zaman geçince eskiyebiliyor, (değerini yitireni biliyor,) Onun için yayınevlerinin,
III
yapılan çevirilerde, sözlüklerde yer alan ancak kullanımdan düşmüş sözcükleri temizleyerek (ayıklayarak) yayımlayacakları bu yapıttan
IV
gözden geçirmeleri (incelemeleri) gerekir.
V
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisi, ayraç içinde verilen açıklamasıyla uyuşmamaktadır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V
4. Son dönemlerde bireyin iç dünyasını anlatmayı yeğleyen öykülerde anlam iyice değersizleşti; dil, anlamı taşıyamayacak bir hale geldi.
Bu cümledeki “dilin, anlamı taşıyamayacak bir hale gelmesi” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Düşüncelerin iyi yansıtılmasını sağlamak için yeni sözcüklere yer verilmemesi
B) Her konuda yapıt ortaya konulamayacağının kabullenilememesi
C) Anlamın ikinci plana düşmesiyle anlatımın yetersiz kalması
D) Dilsel özelliklerin her türde ön plana çıkarılmaması
E) Sanat değeri yüksek yapıtların daha çok okunması
5. Yayınevlerinin kendine ait bir kimliği ve yayın politikasının olması gerekir. Bu kimlikte, kuşkusuz, kitap, yazar seçimleriyle oluşan yayın çizgisinin yanı sıra kapak tasarımları ve yazılarının, sayfa düzeninin payı vardır. Ancak kimlik, bu saydıklarımızın hepsinin ötesinde — Okur deyip geçmemeli, belli düşüncedeki okurların kitap seçimlerine bakarak hangi yayınevinden beslendiğini anlayabilirsiniz. Bu bakımdan kendi okurunu oluşturabilmiş bir yayınevi kimlik sorununu büyük ölçüde çözmüş sayılır.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) daha çok güncel konuları anlatan yapıtlarla oluşturulabilir.
B) yazın alanında kalıcı bir yer edinmek için gereklidir.
C)yapıtların biçim özelliklerinde köklü bir değişim gerçekleştirmekle sağlanabilir.
D) büyük ölçüde okurların tercihlerinde düğümlenir.
E)yayınevlerinin kitaba sadece gelir elde etmek amacıyla bakmamasıyla değer kazanır.
6. (I) Türk edebiyatında ismi yeni yeni duyulan sanatçı, son romanıyla Türk romanında ses getirmeyi başarmıştır. (II) Bu romanını eleştirmenler, dönemine göre dil yönüyle yenilikçi bulmuş ve dikkat çeken bir roman olarak ele alıp incelemişlerdir. (III) Romanda, gelenekle modernizmin çatışmasını yaşayan aile bireyleri, toplumsal konumu ortaya konularak adeta analiz edilmiştir. (IV) Yani yazar, bu kişileri klasik konumundan çıkararak, daha çok psikolojik görünümleriyle öne çıkan bir birey olarak ele almış, olayı da bu özelliklere göre şekillendirmiştir. (V) Ayrıca yoğun ama akıcı olan anlatımıyla birçok dergiden övgüler almıştır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde sözü edilen romanın içeriğine yönelik değerlendirme söz konusudur?
A) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve IV.
D) III. ve IV. E) IV. ve V.
7. Okur, bir romana başlarken uzun bir okumanın içine girdiğinin farkındadır,
Bu cümlenin sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?
A) o, romanın kendisine sunduğu yaşama katılmayı, onun karakterleriyle bir yolculuğa çıkmayı baştan kabul etmiştir.
B) yazarın, kendisine bir konuyu ya da bilgiyi en kısa zamanda özenle seçtiği cümlelerle anlatmasını ister.
C) yazarlardan, yazdığı türe uygun bir anlatım oluşturmasını bekler.
D) günlük yaşamın yoğunluğunu yaşayan okurlar, kendilerine vakit kaybettirecek yapıtları okumayı tercih etmez.
E) özgün bir dille yoğrulan romanlar bile okuru kendi içine çekemeyebiliyor.
8. (I) Ernest Hemingway. “Klimanjaro’nun Karları” adlı romanında Klimanjaro Dağını “Güneşte aklınızın alamayacağı kadar beyaz bir dağ… şeklinde betimler.(II) 5896 metre yüksekliğindeki bu dağa yerel halk “Beyaz Aydınlık” diyor.(III) Her yıl 10 bin kişinin ziyaret ettiği Afrika’nın bu en yüksek dağı dünyanın bizlere bıraktığı doğa harikalarının belki de en görkemlisi. (IV) Bir dahaki seyahatinizi planlarken “Kara Kıta”yı sakın unutmayın. (V) Klimanjaro Dağı eteklerinde kurulan kamplarda konaklayabilir, filleriyle ünlü National Park’ı gezip safari turlarına katılabilirsiniz.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, bir alıntıya yer verilmiştir.
B) II. cümlede, bir adlandırma yapılmıştır.
C) III. cümlede, karşılaştırma yapılmıştır.
D) IV. cümlede, bir dolaylama vardır,
E) V cümlede bir tasarıdan söz edilmiştir.
9. (I) Dilimizin söz varlığının boyutunun ne kadar olduğuyla ilgili net bir bilgiye sahip değiliz. (II) Veri tabanında 800 bin dolayında söz varlığı olduğu ileri sürülüyor. (III) Ülkemizin değişik bölgelerindeki söz değerleri elli yıla yakındır yeniden derlenmiyor. (IV) Öte yandan değişik bilim dallarından Türkçeye giren yabancı terimlere karşılık bulmakta zorlanıyoruz. (V) Derleme, tarama, terim sözlüklerine gerekli önemin verilmemesi dilimizin söz zenginliklerinin kaybolmasına neden oluyor.
Türkçenin ele alındığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, bir saptama yapılmıştır.
B) II. cümlede, tahmine dayalı olarak sayısal verilere yer verilmiştir.
C) III. cümlede, olumsuz bir durum anlatılmıştır.
D) IV. cümlede, bir beklentide bulunulmuştur.
E) V. cümlede, yargı gerekçesiyle birlikte verilmiştir.
10. (I) Çağdaş Türk öykücülüğünün öne çıkan isimlerinden Sevinç Çokum, yeni kitabıyla okuyucularıyla buluştu. (II) Yazar bu yapıtında da sessiz yaşamlarıyla kıyıda kalmış kent insanlarının arasında dolaştırmaya devam ediyor okuyucusunu. (III) Sıradan insanın günlük yaşamını sade, akıcı bir anlatımla vermesiyle yapıt, yazınımızda uzun yıllar okunacak nitelik gösteriyor. (IV) Bir didişmeyi anlatırken bile barışçıllığını yitirmeyen öyküler sunmasıyla yine yazın dünyasındaki benzerlerinden farkını hissettiriyor. (V) Okuyucusunun beklentilerini fazlasıyla karşılayacak gibi görünen son yapıtını da okurların ilgiyle karşılayacağı bugünden belli.
Sevinç Çokum’un ele alındığı bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, edebiyatımızın yetkin bir öykücüsü olduğundan söz ediliyor.
B) II. cümlede, yapıtının içeriğiyle ilgili bilgi veriliyor.
C) III. cümlede, biçeminin, yapıtın kalıcılığını sağlayan bir özellik taşıdığı belirtiliyor.
D) IV. cümlede, yapıtının özgün bir nitelik taşıdığı belirtiliyor.
E) V cümlede, bir dilek söz konusudur.
11. Bu sözleri, onun iyi bir konuşmacı olduğunu gösterdi.
Bu cümlenin yüklemi çatı yönünden aşağıdakilerden hangisine benzemektedir?
A) Anahtarı kaybedince kapıyı açamadık.
B) Arkadaşlarım bu şiiri yazdığıma inanmadı.
C) Çocuk, yerinden kalkıp otobüse yöneldi.
D) Öğleye doğru derenin serin sularına daldık.
E) Bu hafta hava sıcaklığı iyice arttı.
12. (I) Yazılı anlatımda ilk adım, konunun seçilip sınırlandırılmasıdır. (II) İkinci adım ise, sınırlandırılan konunun belli bir görüş açısından ele alınmasıdır. (İli) Ana düşünce bir konu değil, bir düşünce olmalıdır. (IV) Başka bir ifadeyle, ana düşünce belli bir yargıyı dile getirmelidir. (V) Ana düşünce anlaşılır olmalı, yanlış bir anlamaya yol açmamalıdır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangilerinde eylemsi yoktur?
A) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve IV.
D) III. ve IV. E) IV. ve V.
13. Bu sergideki fotoğraflar, daha önce de dünyaca ünlü birçok sanat
I
müzesinde ve pek çok önemli sanatsal etkinlikte gösterildi. Sergide yer
II
alan fotoğraflarla birlikte sanatçının geniş kapsamlı bir fotoğraf
III IV
albümünün de sergiyle eş zamanlı olarak sanatseverlerle buluşması
V
planlanıyor.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. söz, bir sıfat tarafından belirtilmiş ad tamlamasıdır.
B) II. sözcük, edilgen çatılı bir eylemdir.
C) III. sözcük, türemiş bir addır.
D) IV. söz, kurallı birleşik sıfattır.
E) V. sözcükte “ile” (-le, -la), ilgeç görevindedir.
14. (I) Aralık ayıyla birlikte 2010 yılına da veda etmeye hazırlanıyor bütün dünya. (II) Her zamanki gibi yine çok şey bekliyoruz yeni yıldan. (III) Hele 2010’daki ekonomik kriz, peş peşe gelen küresel felaketler, insanların daha fazla ümitsizliğe düşmesine neden oldu. (IV) Yeni yıl, sihirli bir değnek dokunmuşçasına hayatımızı iyileştirmeli; biz de kendimizi tam hayal ettiğimiz o mutlu anlarda bulmalıyız. (V) Ne geride kalan zor günlerin izleri olmalı onda ne de gelecek günlerin kaygısı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlenin yüklemi, şimdiki zamanla çekimlenmiş devrik bir cümledir.
B) II. cümle, basit yapılı kurallı bir cümledir.
C) III. cümle, birden fazla yan cümleden oluşan girişik bileşik bir cümledir.
D) IV. cümle bağımsız sıralı cümledir.
E) V. cümle, anlamca olumsuz bir cümledir.
15. (I) Gerede, Bolu’nun en eski ilçesidir. (II) Ankara, Çankırı ve Bolu illeriyle sınır komşusudur. (III) İlçe, deniz seviyesinden 1350 metre yüksekliktedir. (IV) İlçenin sınırları içinde kalan Kapaklı Gölü ve Karagöl, başlıca mesirelik alanlardır. (V) Esentepe adıyla bilinen bölgede ise kışın kar kayağı, yazın çim kayağı yapmak mümkündür.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle, iki öğeli bir ad cümlesidir.
B) II. cümlenin yüklemi, isim tamlamasıdır.
C) III. cümlede, yüklemi durum yönünden tamamlayan sözcük kullanılmıştır.
D) IV. cümlenin öznesi, tamlananı bağlama grubu olan bir sıfat tamlamasıdır.
E) V. cümlede farklı türde eylemsilere yer verilmiştir.
16. Balıkçılığın usulsüz tekniklerle çok mikdarda ve bilgisizce yapılması
I II
bazı balık türlerinin tükenmeye yüz tutmasına sebep olmuştur. Bunun yanında farklı ülkelerin balıkçıları arasında pek çok anlaşmazlık ortaya
III
çıkınca çare olarak balıkçılık hususunda uluslararası kanunlar ve
IV
sözleşmeler hazırlanmıştır.
V
Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
17. Kaynaşlı ilçesinde “1300 metre rakımda doğal bir gölet vardır. Yaylanın etrafında kayın, gürgen (II) köknar ağaçlarından oluşan (III)karışık orman yapısıyla Torkul Yaylası ve Gölet (IV) doğal yürüyüş ve koşu yollarına sahiptir. Ayrıca burada gençlik kampları (V) mesire ve piknik için uygun yerlerdir.
Bu parçadaki numaralı yerlerin hangisine noktalama işareti konmasına gerek yoktur?
A) I. B) II. C)III. D) IV. E) V.
18. Peru’da yaşayan bir yazar olarak zaman zaman yazarlığın, benim ülkemdeki gibi pek az okurun bulunduğu, yoksulluğun diz boyu olduğu kültürün belli bir azınlığın ayrıcalığı gibi görüldüğe lüks olup olmadığını düşünürdüm. Ne var ki böylesi kuşkular yazma tutkumu hiçbir zaman azaltmadı. Vaktimin büyük bölümünü hayatımı kazanmam için çalışmak zorunda olduğum dönemlerde bile kendimce hep yazmayı sürdürdüm. Bu —.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?
A) benim belli bir yazınsal türe bağlı kalmadığım anlamına gelir
B) edebiyatı toplumsal gerçeklerden bağımsız olarak ele aldığımı gösterir
C) edebiyatın eğitici yönünü göz ardı ettiğim gibi anlaşılmamalı
D) okurların beklentilerini karşıladığımı gösterir
E) edebiyatın salt toplumsal sorunları ele almadığı anlamına gelir
19. Antik Çağda önemli bir yerleşim yeri olan Assos’ta denizden 230
I II
metre yükseklikte Athena Tapınağı bulunuyor. MÖ VI. Yüzyılın
III IV
ortalarında yapılan tapınak,tüm köye, Ege Denizine ve Midilli Adası’na
V
tepeden bakmaya devam ediyor.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A)Ahmet hiç kimseyi üzmek istemez, herkesle iyi geçinmenin yollarını arardı.
B) Onunla on beş yıl önce bir arkadaşımın evinde tanışmıştım.
C) Hepimizi eğlendiren bu gösteriye halkın ilgisi büyüktü.
D)Sanatçı, eleştirilerinde her zaman toplumcu gerçekçiliğe bağlı kalmıştır.
E)Bana sorarsanız iyi bir edebiyat okuru, eğlenmek için kitap okuyandır, diye derim.
21. Görme algısındaki herhangi bir kusur, çocuğun yazılı şekilleri
I II
tanımasını ve bunları birbirinden ayırt etmesini engellemekte:
III IV
dolayısıyla okuma güçlüklerine neden olmaktadır.
V
Bu parçada numaralanmış sözcüklerin hangilerinde kaynaştırma ünsüzü vardır?
A) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve IV.
D) III. ve V. E) IV. ve V.
22. Akşama doğru Tuşba’yı, Van’ı ardımızda bırakıyoruz. Muradiye Şelalesi’ni, Akdamar Adası’nı ( ) Efsaneleriyle ( ) söylenceleriyle ve tarihi kalıntılarıyla zihnimde iyice yer ediniyor Van şehri. Ayrıca bizi gezimiz boyunca yalnız bırakmayan Van Gölü de büyüleyen güzelliği ile aklımızdan hiç çıkmayacak ( ) Böyle bir doyurucu gezi karşısında kim şaşkınlığa uğramaz ki ( ) Biz de garip duygularla arabamızla ilerliyoruz.
Bu parçada ayraçla ( ) belirtilen yerlere, aşağıdakilerden hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla getirilmelidir?
A) (…) (:) (;) (!) B) (;) (…) (.) (?)
C) (.) (…) (,) (.) D) (…) (,) (.) (;)
E) (…) (,) (.) (?)
23. (I) Son yapıtım üzerinde çalışırken teknikle ilgili olarak hiç yapılmadığını düşündüğüm şeylerden birini yapmaya karar verdim. (II) Bizde genellikle anlatıcı, geçmiş zamandan geleceğe doğru akan olayları sıraya koyar, bizi düz çizgisel bir anlatımla baş başa bırakır.(III) Bu, geçmişten günümüze doğru akan olayların şimdiki zaman ekseninde toparlanması yoluyla olur.(IV) Ben, ilk kez geleceği de söyleyen, bunu şimdiyi anlamada bir teknik olarak kullanan bir roman yazmaya karar verdim. (V) ‘Rüya Körü’, geçmişin ve geleceğin sürekli açıklandığı bir şimdiki zaman romanıdır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde klasik roman anlayışına yönelik bilgi verilmektedir?
A) I. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV.
D) III. ve V. E) IV. ve V.
24. İstanbul’un dünyanın en önemli medeniyetlerinden birine ev sahipliği yaptığını biliyor muydunuz?
Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Adıl B) Zincirleme ad takımı
C) Sıfat-fiil D) Bileşik çekimli eylem
E) Bağlaç
25. Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözlerin hangisinde zaman anlamı yoktur?
A) Tren ikinci istasyona varmadan biz arabayla eve varmıştık.
B) Yıllar sonra okula uğradığında birçok öğretmeninin hâlâ mesleğine devam ettiğini gördü.
C) Babam birkaç hafta içinde iş yerini karşı mahalleye taşıyacak.
D) Şiir yazmaya lise yıllarında başlayan şair, sözcüklerin anlam evreninde yenilikler peşinde koşuyor.
E) Sağanak yağış başlayınca sokaktaki insanlar dükkânlara kaçıştı.
26. Bir tür göçebe kelebek Monarch. On santim kadar genişliğe açılan, siyah çizgili, beyaz benekleri de olan turuncu renkli kanatları var. Monarchların Kanada’dan Meksika’ya yaptıkları binlerce kilometrelik yolculuk dillere destan. Yaklaşık 250 milyon civarında renk renk kelebek günde 100 kilometreye yakın yol alıyor. Yüzlerce, binlerce, milyonlarca göçmen kelebek sürüsü… Dünyada görebileceğiniz en güzel canlı kartpostallardan biri… Meksika’daki Morelia kasabasına gidip hem bu muhteşem doğa olayına şahit olabilir hem de bu şirin mi şirin kasabada kafanızı dinleyebilirsiniz.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Çoğullaştırma
B) Yineleme
C) Eksiltili cümle
D) Birinci kişili anlatım
E) Deyimler
27. Ahlat’ta taş ustalığı binlerce yıldır süren bir gelenek. Bu şehirde evler kırmızımsı taşlardan yapılmıştır. Bu taşın tercih edilmesinin en önemli sebebi sıva veya boyaya ihtiyaç duymaması ve iklime en uygun malzeme olmasıdır. Beyaz ve siyah renkleri de olan taşlar, yapıldığı binaları yazın serin, kışın ise sıcak tutuyor. Bu uygun yalıtım özelliğinin yanında yontulması ve şekillendirilmesindeki kolaylıklardan dolayı Anadolu’nun farklı yerlerine de satılıyor. Ahlat dışında herhangi bir yerde böyle bir rezerve de rastlanmamış. Özellikle 11 ve 20. yüzyıl arasındaki mimarimizde, bu taş etkili olmuş.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Açıklayıcı bir anlatıma yer verme
B) Karşılaştırmadan yararlanma
C) Betimleyici sözler kullanma
D) Karşıt anlamlı sözcüklere yer verme
E) Devrik cümlelere yer verme
28. Türkçenin söz değerlen arasında deyimlerin özel bir yeri vardır. Deyimler halkın ortak yaşattığı, her milletin kendi öz benliğinden doğmuş söz değerleridir. Genellikle birden çok sözcükten oluşur. Gerçek anlamından ayrı anlamlan vardır. Söze akıcılık kazandıran, çekicilik katan özellikleriyle ilgi çeker. Alışılan kalıbını değiştiremezsiniz ama deyim anlamını yitirmeden değişik ağızlarda başka biçimlere bürünebilir.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi deyimlerin özelliklerden biri değildir?
A) Ulusallık
B) İçtenlik
C) Mecazlık
D) Anonimlik
E) Kalıplaşmışlık
29. Şiirde anlam, doğrudan doğruya zekâya hitap eder. Anlam şiirden düzyazıya ya da bir dilden başka dile çevrildiği zaman çerçevesi değişmez. Ama şiirin şiir oluşu bu anlam ile değildir. O halde şairin bir araya topladığı sözcüklere ve seslere hayat veren, dizelerin basit parçalan arasındaki birliği sağlayan başka bir şey var. Öyle bir şey ki en küçük bir değişiklik şiiri öldürebiliyor.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şiirin, görünen ve görünmeyen anlamlar taşıdığı
B) Şiirin herkes tarafından aynı şekilde algılanan bir anlamı olduğu
C) Şairlerin, şiirlerini yazarken, istediği şeyi anlatabileceği
D) Kapalı anlatıma sanıp şiirlerin daha çok beğenildiği
E) Şiiri şiir yapan içeriği değil, biçemi olduğu
30. Batı’da ansiklopedilerin, kurumsal bir kimliğe bürünerek, sürekli yapılan basımlarla güncellendiğini, genişletildiğini biliyoruz. Bizde ise ansiklopediler her zaman tamamlanmaya, yenilenmeye değmeyecek çalışmalar olarak algılandı Çünkü ansiklopediler, yayıncılar tarafından gösterişli ciltleriyle kitaplığı süsleyen, raflarda tozlanan bir eşya olarak görüldü. Bu yüzden bunların yeniden düzenlenmesi, sınıflandırılması, bilimsel bir bakış açısıyla farklı bir şekilde üretilmesi yoluna gidilmedi.
Bu parçada yazar, aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?
A)Ülkemizde ansiklopedi çalışmalarına gereken önemin verilmeyişinden
B)Ülkemizdeki ansiklopedilerin sadece öğrenciler tarafından yararlanılan kaynaklar olarak görülmesinden
C)Ansiklopedilerin görsellik yönüyle doyurucu bir içeriğe sahip olmamasından
D) Ansiklopedilerin öznel ölçütlerle hazırlanmasından
E) Ansiklopedilerin anlaşılır ve akıcı bir anlatımdan uzak olmasından
31. Kızmalarının bir mahsuru yok ama benim amacım bu değil ki. Bağırarak, sloganlaştırarak dile getirmiyorum anlattığım hiçbir şeyi. Tarihi köklerimizdeki gibi birbirimizden farklı insanlar olsak da ortak bir yaşam kültürü oluşturmalıyız, diyorum ısrarla. Bir yazar olarak bana “Ülkenizin en büyük sorunu nedir?” diye sorsalar, “Tahammülsüzlüktür.” derim. Herkes kendi tarafını seçerek radikalleşiyor, sertleşiyor, saflar keskinleşiyor. Biz bunun acısını yakın zamanda çok yaşadık. Dolayısıyla bu ortamın tekrar oluşması beni endişelendirir.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Bizde bir tartışma kültürünün oluşmamasını neye bağlıyorsunuz?
B)Yapıtlarınızda hep mutluluk içinde yaşayan insanları mı anlatmayı tercih ediyorsunuz?
C)Sizce yapıtınızda anlattığınız bazı olaylardan dolayı okurlarınız size kızabilirler mi?
D)Son dönemlerdeki toplumsal değişim ve gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
E) Okurlarınızdan son yapıtınızla ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz?
32. Derler ki bir düşünceye adanmışlık, bağlanmıştık şiirin doğasıyla bağdaşmaz. Şiirsellik, ülküde ya da düşüncede değil; dilde, sözcüklerde gizlidir. Bir bakıma doğrudur bu sav. Şiirselliğin öz suyunda eritilmemiş düşünce; şiirin kanadını kırar, rengini karartır, dahası soluğunu keser. Sanatçı bu gerçeğin farkında olmalıdır. Şiirini, salt bir duyuru aracı gibi kullanmamalı, dilinin olanaklarıyla renklendirmelidir.
Bu parçanın bütününde anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)Duygular ve düşünceler şiirsel bir dille yoğrularak şiire aktarılmalıdır.
B)Okuru bir düşünceye yönlendirmeye çalışan şairlerin şiirleri geniş kitlelere seslenemez.
C) Toplumun beklentilerini dikkate alan şairlerin şiirleri okurlarca daha çok ilgi görür.
D) Belli bir düşünceyi savunmak amacıyla yazılan şiirler, o düşünce geçerliliğini koruduğu sürece varlığını sürdürür.
E) Şiir, her kesimden insanın anladığı bir dille yazılmalıdır.
33. Toplum, yazar olmak isteyenleri eleme işlevini severek yapıyor, bunun yanında yazar olma yolunda emekleyenlere karşı pek anlayışlı olmuyor. Onlara bir çıraklık dönemi şansı tanımıyor. Öğrenci olunmadan büyük sanatçı olunamayacağını akıldan uzak tutuyor. Kendini kabul ettirmiş yazarlar dışında hiçbir yazarı kabul etmiyor. Sanatçı olmak için özel bir yetenek gerektiğini gayet iyi bilen toplum, böyle bir yeteneğin güçlü bir yazar kişiliğine dönüşmesi için belirli bir zaman gerektiğini göz ardı ediyor.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yazar adaylarının toplumdan gereken desteği görmediğine
B) Bir çıraklık dönemi geçirilmeden usta sanatçı olunamayacağına
C)Usta bir sanatçı olabilmek için, toplumsal temalarda yapıt ortaya koymak gerektiğine
D) Sanatçı olmak için yeteneğin zaman içinde işlenmesi gerektiğine
E)Toplumun, kişilerin yazarlık kimliğini hak edip etmediğini belirleme konusunda hevesli olduğuna
34. Dili, renkli ve şiirsel kullanmak yazının ön koşullarından biridir. Kalemi her eline alanın dili böyle kullanması kolay değildir, inceliğine, derinliğine, egemen olması gerekir dilin. Sade ama yoğun kullanmalıdır onu. Çünkü bir dil yüzyıllardan beri belli özellikler, renkler ve anlatım biçimleri kazanmıştır. Bunların hepsinden yararlanmalıdır yazar. Yoksa kendine özgü bir stil oluşturamaz. Konular birbirinden ayrı olsa da, birinin yazdığı ötekine benzer. Bu tavır, politik olarak gerekli olabilir, ancak dili giderek sığlaştırır, okuru çok yönlü düşünmeye götüremez.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A)Yazarların, dilin bütün kazanımlarından yararlanmadan özgünlüğü yakalayamayacağına
B) Dilin oluşumunun, uzun bir sürece sahip olduğuna
C) Özlü anlatımla yalınlığın bir arada olması gerektiğine
D) Dili, zenginliğini ortaya çıkaracak şekilde kullanmanın zorluğuna
E)Dilin anlamsal boyutunun değişmesinin sadece yazarlara bağlı olduğuna
35. Edebiyat, insanların duyguları yanında düşüncelerine seslenebilen doyurucu bir alan. Tabii ki onlara bunu duyurabilirseniz yani onlara ulaşabilirseniz. Tanıtım bu açıdan bence çok yararlı. Neden sadece belirli bir sayının içinde kalalım yetmiş milyonluk bir ülkede? Mümkün olduğu kadar çok insana ulaştırabiliriz edebiyatı. İnsanlar edebiyatın hem bir şeyler öğrenebilecekleri hem zevk alabilecekleri eğlenceli bir alan olduğunu anlayabilirler böylece.
Bu parçada yazarın anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Edebi yapıtların sadece eğlence amacıyla okunmaması gerektiği
B) Yazarların anlatmak istediklerini yapıtın dokusuna dolaylı olarak sindirmesinin uygun olacağı
C) Yazınsal ürünlerin, yararlanmaları için tanıtım çalışmalarıyla halka ulaştırılması gerektiği
D) Kolay anlaşılan yapıtların daha çok okur bulacağı
E) Eleştirisini yaptığı sanatçının kişiliğini de önemsediği
36. —- Nasıl ki bir insanın hareketlerine, yürüyüşüne, konuşma tarzına, giyim kuşamına bakarak o insanın kişiliğiyle ilgili değerlendirmede bulunuruz. Aynen öyle de, bir yapıtın niteliği ile ilgili fikir yürütmek için onun dış yapısından yola çıkabiliriz.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A)Bir yapıtın dış yapısına ait özelliklere bakılarak, o yapıtın içindekilerle ilgili fikir yürütmek doğru değildir.
B) Bir yapıtın biçimsel özelliklerinin niteliği, o yapıtın kalıcı olmasında etkilidir.
C)Sanat yapıtının değeri, içeriğiyle biçiminin uyumlu olup olmamasıyla ölçülür.
D) Her sanat yapıtı, içinde oluştuğu dönemin özelliklerinden izler taşır.
E)Bir sanat yapıtının dış görünüşü, onun sanatsal değeri ile ilgili ipuçları verir.
37. Son kitabımı, tahminimden daha kısa sürede yazdım, yaklaşık on beş ay sürdü ki bu benim rekorum. Bundan önceki kitaplarım en az üç yılımı almıştı. Kısa sürede yazıldı ama öncesinde bir yıllık bir hazırlık sürecinden geçildiği için böyle oldu. Çok kitap, makale okudum. Bir paragraf yazabilmek için bir kitap okuduğumu hatırlarım. İlk öykülerimi üniversite sıralarında 1975’te yazdığım düşünülecek olursa aslında bu kitap bir yandan otuz beş yıllık bir emeğin sonucudur da. Öteki kitaplarımı göz ardı etmek için söylemiyorum ama bu kitap benim kıymetlim gibi diyebilirim.
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisine yanıt alınamaz?
A) Kitabınızı yazarken bir ön hazırlık yaptınız mı?
B) Yazı çalışmalarınıza ne zaman başladınız?
C) Bu kitabınızda neyi anlatmak istediniz?
D) Yapıtlarınızı ne kadar sürede yazarsınız?
E) Son kitabınızı diğer yapıtlarınızdan ayrı tutar mısınız?
38. Şiirler, şairler yazarlar ve kitaplar ekseninde gezinen yazılarım iki kitapta toplandı şimdilik. Bu kitaplar okurlar için Türk edebiyatının bir yol haritası olarak görülsün isterim. Kapsadığı geniş yelpazeyle yazın dünyası için bir arşiv görevi de göreceklerine inanıyorum bu kitaplardaki yazılana Günümüz edebiyat dünyası hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlerin yalın, içten bir anlatımıyla bu kitaplardan memnun kalacakları kanısındayım. Üçüncü bir kitabımda da resim, ressam ve sergi yazılarımı bir araya getireceğim.
Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Yapıtlarının geniş bir bilgi birikimi içerdiği
B) Yalın ve samimi bir anlatımla kitaplarını yazdığı
C) Yeni bir kitap hazırlığı içinde olduğu
D) Geniş bir okur kitlesine seslenmeyi amaçladığı
E) Yazınımız için başvuru kaynağı niteliği taşıdığı
39. Tarihî roman, roman türleri arasında zor bir türdür. Yazar, bir taraftan romanında esas aldığı zaman dilimini her şeyiyle öğrenmek zorundadır, diğer taraftan tarihî gerçeklere bağlı kalmak durumundadır. Bu noktada yazarın romanı oluşturmaya yönelik hareket alanı sınırlıdır. Ancak roman türü, ana çerçeveyi koruyarak ayrıntılarda hayalin elverdiği müdahaleleri yapma konusunda yazarı özgür bırakır. Kurmaca dünyanın kendisine sağladığı imkânları kullanan yazar, ilgi çekmek için mutlaka merak ve entrika unsurlarına yer vermelidir. Elbette dönemin konuşulan diline sadık kalarak.
Bu parçada tarihi romanla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Dilin bütün olanaklarının kullanılarak yazılması gerektiğine
B) Diğer türlere göre bazı zorluklar içerdiğine
C)Tarihi gerçeklerin detaylarını yazarken, yazarın düş gücünden yararlanabileceğine
D) Yazarın anlattığı dönemi iyi bilmesi gerektiğine
E) Dikkat çekmek için gizli ve ilginç durumları anlatmak gerektiğine
40. Bu ozanımız, her seferinde şiire başka bir pencereden bakıyor mutlaka, ilk üç kitabında tarihe, mitolojiye yaptığı göndermelerle değişik zamanları, mekânları ve karakterleri günümüze taşıdı. Son kitabında ise değerlerin hızla ticari malzeme haline geldiği bir çağda şiirin saf güzelliğini sürdürmenin derdinde. Simge ve söz sanatlarına çok fazla itibar etmeden dil oyunlarına başvurmadan lirik-epik unsurların uyum içinde olduğu, zaman zaman okurları tebessüm ettiren ironik bir söyleyişi tercih ediyor. Kentleşerek kimliğini kaybeden, iyi ve kötü arasında gelgitler yaşayan insanda oluşan acı dolu duyguları dile getiriyor.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) İnsanların yaşamı tanımalarını sağlama amacıyla şiirler yazdığına
B) Sürekli bir arayış içinde olduğuna
C) Yaşamdaki hüzünlü konuları anlattığına
D) Şiirlerinin, içerik bakımından farklı özellikler taşıdığına
E) Şiirlerinde yer yer gülmece öğelerine yer verdiğine
CEVAPLAR
|
1 |
C |
9 |
D |
17 |
C |
25 |
D |
33 |
C |
|
2 |
C |
10 |
E |
18 |
B |
26 |
D |
34 |
E |
|
3 |
B |
11 |
A |
19 |
D |
27 |
E |
35 |
C |
|
4 |
C |
12 |
D |
20 |
E |
28 |
B |
36 |
E |
|
5 |
D |
13 |
C |
21 |
D |
29 |
E |
37 |
C |
|
6 |
D |
14 |
B |
22 |
E |
30 |
A |
38 |
D |
|
7 |
A |
15 |
C |
23 |
B |
31 |
C |
39 |
A |
|
8 |
E |
16 |
B |
24 |
E |
32 |
A |
40 |
A |
]]>
1. Bu kitap, yaşam labirentindeki okur için bir pusula işlevi üstlenirken, alışılmışı ve bilineni yeniden fark edebilmemize de olanak sağlıyor.
Bu cümlede geçen “yaşam labirentindeki okur için bir pusula işlevi üstlenmek” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Okuru, geçmişe yönlendirerek yaşamın sıkıntılarından uzaklaştırmak
B) Sosyal sorunlarla ilgili tespitler yapmak
C) Yaşamın karmaşası içindeki okura yol göstermek
D) Yapıtları oluştururken okurun beklentilerini dikkate almak
E) Yaşam gerçeklerini değiştirerek yansıtmak
2. (I) İstanbul’da bazen bütün gürültülerin sustuğu ve eski bir müziğin duyulmaya başladığı olur. (II) Bahar aylarında, Boğaziçi’nin yamaçları şendir. (III) Erguvan ağaçları, bu yamaçlarda yeşil üstüne dökülmüş pembe bir boya gibi durur. (IV) Beykoz’un anıtsal çeşmesi, duvardan sularını tatlı bir konser gibi döker. (V) Boğaz’ın bir iskelesine sürünerek geçen bir gemi, umulmadık bir eski dostumuz gibi karşımıza çıkar.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, bir sözcük hem niteleme hem belirtme sıfatı almıştır.
B) II. cümle basit, kurallı, olumlu bir ad cümlesidir.
C) III. cümlenin yüklemi geçişsiz bir eylemdir.
D) IV. cümlede, bir ad eyleme yer verilmiştir.
E) V cümle, içinde birden çok yan cümleciğin yer aldığı girişik bileşik bir cümledir.
3. Ünlü yazarın, geçen ay piyasaya çıkan romanı, birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Eleştirmenlerin bu romanla ilgili değerlendirmelerine baktığımızda, birinin ak dediğine ötekinin kara dediğini görüyoruz.
Bu cümlede altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eleştirilerin öznel bir biçimde ortaya konamaması
B) Birbiriyle çelişen düşüncelerin dile getirilmesi
C) Eleştirilerin yapıt üzerine temellendirilmemesi
D) Verimli bir tartışma ortamının olmaması
E) Yapıtın sadece olumsuz yanlarının görülmesi
4. Şiirimizde uzunca bir dönem sanatçılar duygu ve düşüncelerini aynı şekilde, değişmeyen bir söyleyişle dile getirmişlerdir. Bu durum, edebiyatımızda belli bir süre sonra kısır döngü halini almıştır. Salt biçime yaslanan bu yaklaşım ancak yakın bir dönemde aşılabilmiştir.
Bu parçada yazar, şiirimizle ilgili aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?
A) Belli bir düzende şiir ortaya konmadığını
B) Şairlerce duygusallığın gerektiğinden daha çok öne çıkarıldığı
C) Tekrara düşüldüğünden olumlu bir gelişme gösterilemediği
D) Yoruma açık ürünler ortaya koyulduğu
E) Farklı yönelişlerin, geleneksel şiir anlayışının devam etmesini engellediği
5. Paul Valery, “Gerçek şair, anadilinin içinde kendince farklı bir dil oluşturarak şiirini yazar.” der.
Ozanın, bu sözüyle anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şairlerin, ulusal dillerinden başka bir dilde şiir yazmamaları gerektiği
B) Her şairin, şiir yazmaktaki amacının, anadilini dünyaya tanıtmak olduğu
C) Her şairin, anadilinin bütün inceliklerini çok iyi bilmesi gerektiği
D) Bir şairin, dilinin özelliklerini keşfedebilmesi için uzun zaman geçmesi gerektiği
E) Yetkin şairin, anadilini yeni bir dil haline getirerek değişik bir söyleyişle şiirlerini ortaya koyduğu
6. I. Adam lokantaya girip boş bir masaya oturarak bir bardak su istedi.
II. Yazın hasat zamanı bu ovaya gelen işçiler kazandıklarıyla kış boyunca geçimlerini sağlıyor.
III. O gece İstanbul’dan umuda benzer bir hisle ayrılmıştım.
IV. Yaşlı kadın bahçeye giren çocukları sert bir ses tonuyla uyardı.
V. Sokağın köşesinde mendil satan çocuğun üzerinde eski püskü bir elbise vardı.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümledeki “masa” sözcüğünde bir ad aktarması vardır.
B) II. cümlede karşıt anlamlı sözcük kullanılmıştır.
C) III. cümlede, somut anlamlı sözcükler soyut anlama gelecek şekilde kullanılmıştır.
D) IV. cümlede bir duyu aktarımı yapılmıştır.
E)V. cümledeki “eski püskü” sözü biri anlamlı biri anlamsız sözcüklerden oluşan bir ikilemedir.
7. Ben, sözcüklerin de tıpkı insanlar gibi bir ömrünün olduğuna inanıyorum. Örneğin “ihtimal” sözcüğü yaşamaya devam ediyorsa, bırakalım yaşasın. Bir sözcüğü zorla ortadan kaldırmak, dilin akışkanlığını bozar. En kötüsü de kuşaklar arası süreklilik kalmaz. İnsanlar birbirleriyle anlaşamaz. Ama öte yandan “olasılık” sözcüğü de kullanılmaya devam etsin. Duruma göre bazen bu sözcüklerden biri uygun düşer, bazen öbürü.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A)Bir sözcüğün, yaşamını dilin doğal akışı içinde tamamlaması gerektiği
B) Dilde yenilik yapmanın, insanlar arasında iletişimi engellediği
C) Aynı kavramın farklı sözcüklerle karşılanmasının dili zenginleştirdiği
D) Dildeki yabancı sözcüklerin, dilin yapısına zarar verdiği
E) Dile yeni giren kavramları karşılayacak yeni sözcükler türetmek gerektiği
8. (I) Sinop’un Ayancık ilçesindeki İnaltı Mağarası deniz seviyesinden 1070 metre yükseklikte, mağaranın uzunluğu ise 2200 metreyi buluyor. (II) Bu kadarcık alan bile mağaranın ne kadar güzel ve eşsiz olduğunu anlamamıza yetiyor. (III) İlerleyen metrelerde karstik göllerin olduğundan söz ediyor mağarabilimciler. (IV) Mağaranın girişindeki ferahlatan genişlik, birkaç yüz metre ilerleyince azalıyor ve gitgide bir metrenin altına düşüyor. (V) Mağaraya girdikten sonraki ilk izlenimi kelimelere dökmek güç, çünkü sizi içeride büyüleyici bir manzara bekliyor.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede sayısal veriler ortaya konuyor.
B) II. cümlede, anlatıma duygular katılmıştır.
C) III. cümlede, bir dolaylı anlatım söz konusudur.
D) IV. cümlede, aşamalı bir durumdan söz edilmiştir.
E) V. cümlede, kinayeli bir anlatım söz konudur.
9. (I) Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde Çanakkale Savaşı ve Büyük Taarruz’u konu alan panoramalar dikkat çekiyor. (II) Bu panoramalar üç boyutlu bir görüntüye sahiptir. (III) Kullanılan savaş objeleri ve maketlerle, muharebelerin geçtiği yerler ve dönem aslına uygun olarak canlandırılıyor. (IV) Türkiye’de ilk kez uygulanan bu teknik, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yoldaki yaşananlara ışık tutuyor. (V) Müzede, kurtuluş mücadelesinden çeşitli anların resmedildiği büyük boyutlu tablolar da yer alıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangilerinin öğeleri sırasıyla dolaylı tümleç, özne ve yüklemden oluşmaktadır?
A) I. ve II. B)l. Ve V. C) II. ve III.
D) III. ve IV. E) IV. ve V.
10. (I) Bu ozanımız, Türk şiirine önemli yenilikler getiren büyük bir sanatçıdır. (II) Öteki ozanlar gibi, yaşadığı döneme uzaktan bakmamıştır. (III) Şiirinde yalın bir anlatımla, toplum yaşamındaki değişimleri vermeye çalışmıştır. (IV) Daha önce hiçbir ozanın yanaşmadığı, yaşamı şiirin içine katma düşüncesini o gerçekleştirmiştir. (V) Şiirlerindeki yerel ve doğal söyleyiş, dikkat çeken en önemli özelliklerindendir.
Bir ozanın ele alındığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, Türk şiirine özgün özellikler kazandırdığından söz ediliyor.
B) II. cümlede, yaşama bakışı karşılaştırmalı olarak ortaya konuyor.
C) III. cümlede, şiirlerinin hem biçemi hem de içeriği ile ilgili bilgilere yer veriliyor.
D) IV. cümlede, şiirlerinde kendi yaşamının ayrıntılarına yer verdiğini belirtiyor.
E) V. cümlede, şiirlerini içinden geldiği gibi yapmacıksız bir söyleyişle oluşturduğundan söz ediliyor.
11. Turkuvaz denizi, yumuşacık kumu ve gökyüzünden hiç eksilmeyen güneşiyle dünyanın dört bir yanından konuk çeken Antalya, tarih boyunca ormanlarıyla ilgi merkezi olmuştur. Bu büyük ve güzel şehrin topraklarının yarısından fazlası halen ormanlarla kaplıdır. En çok görülen ağaç türünün kızılcam olmasına karşın Türkiye’de yetişen ve çok fazla kullanım alanı olan Lübnan sediri de bu bölgede bulunur.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur?
A) isim cümlesi B) Bileşik cümle C) Basit cümle
D) Olumlu cümle E) Bağlı cümle
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Dilin kullanımına özen göstermek sadece dilcilerin değil, herkesin görevidir.
B) Bazı şiirleri okuduğumuz zaman, gözümüzün önünde bambaşka bir dünya canlanır.
C) Sanat yapıtlarında güzellik, kullanılan malzemede değil, bir araya getirilişindedir.
D) Bugün birçok şairin şiirini, üç beş bin kişi dışında kimse anlamıyor.
E) Kültürlü bir kimsenin sözcük dağarcığı, konuşmalarında kullandığı sözcüklerle sınırlı değildir.
13. Rumeli Hisarı, İstanbul’un fetih hazırlıkları sırasında Fatih döneminde İstanbul Boğazı’nın kolaylıkla denetlenebilmesi amacıyla
I
yapılmış. Kaynaklardan birçoğu bin usta ile iki bini aşkın işçinin gece
II III
gündüz çalışarak dört ayda tamamladığı Rumeli Hisarı’nın,
IV
Musliheddin adlı bir mimarın eseri olduğunu söylüyor. Ancak orijinal
V
planı çizen bizzat Fatih’miş.
Bu parçada altı çizili sözlerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. sözcük, bir belirteçtir.
B) II. sözcük, edilgen bir eylemdir.
C) III. sözcük, bir belgisiz sıfattır.
D) IV. söz, bir sıfat tamlamasıdır.
E) V. sözcük, bir bağlaçtır.
14. Karadenizlilerin bütün bir sene ekmeklerini yaptıkları, yemeklerine
I
kattıkları, pişirip yedikleri, başlıca besin maddesi mısırdır. Onların gözünde öyle değerli ki onu, saklamak için özel anbarlar yapmışlar tam
II III
da evlerinin yanı başına, öğütmek için de değirmenler.
IV V
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
15. Kraliçe Nefertiti’nin altın mühründen dünyanın en eski kitabı olarak tanımlanan iki yapraklı tahta kitapçığa kadar eşsiz yüzlerce eserin bulunduğu Uluburun Batığı Kazısı, Tunç Devri tarihinin adeta yeniden yazılmasına neden oldu.
Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Belirteç B) İlgeç C) Sıfat-fiil
D) Niteleme sıfatı E) Dönüşlülük adılı
16. Yalnızca çok uzak ülkelerde varlığını sürdürebilen hayvanların
I II III
fotoğraflarını çekebilmek için uzun yıllar çaba harcadım. Yedi yıl süren
IV V
çalışmalarımı büyük kedilere olan sevgi ve hayranlığım biçimlendirdi.
VI
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangileri yapıca ötekilerden farklıdır?
A) l.ve II. B) I. ve IV. C) II. ve IV
D) III. ve V. E) V. ve VI.
17. Bugün, hepimiz sorunlarıyla baş edebilen, mutlu, yurt sever
I II III
bireyleri yetiştirmekten söz ediyoruz. Ama ne yazık ki bu konuda
IV
asgari düzeyde bile bilgilere sahip değiliz.
V
Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisinin yazımı yanlıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV E) V.
18. Teknenin motorunu çalıştırıp iplerini çözerek denize açılınca en
I II III
büyük keyfimiz oltalarımızı denize sallamak ve kitabımızı okurken
IV V
hayallere dalmaktı.
Bu cümlede numaralanmış eylemsilerden hangisinin türü ötekilerden farklıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
19. (I) Edebiyatın bize, belki de ömrümüz boyunca gitme olanağı bulamayacağımız fantastik diyarlara yolculuk şansı verdiğini düşünürüm hep. (II) Tabii bu turistik bir gezi değildir; kimi zaman hiç tanışamayacağımız duygularla, insanlarla karşılaştırır bizi. (III) Bilmediğimiz o insanların ruhuna girer, keşfetmenin hazzını duyarız. (IV) Kimi zaman da kendi içimize dönük bir yolculuk vaat ediyor kitaplar. (V) Dünyanın bir başka noktasında, bir başka insanın duygularıdır yazılan ama bizi bize anlatabilir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümledeki “ömrümüz” sözcüğünde ünlü düşmesi vardır.
B) II. cümledeki “tanışamayacağımız” sözcüğünde ünsüz yumuşaması vardır.
C) III. cümledeki “hazzını” sözcüğünde ünsüz türemesi vardır.
D) IV cümledeki “vaat ediyor” sözünde bir ünlü daralması vardır.
E)V. cümledeki “noktasında” sözcüğünde kaynaştırma ünsüzü kullanılmıştır.
20. Bahar (I) yeşiliyle yağmuruyla güzelliğini sergiler (II) özellikle de ilkbahar hem doğa (III) hem de insanlar için son derece önemlidir. Neden mi (IV) Doğa yeniden uyanışı, yeniden doğuşu sergiler de ondan. Bu mevsimde yaşama sevinciyle hangimiz dolmaz (V) hangimiz yaşamın tadını damarlarında bir kez daha duyumsamaz ki?
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine bir noktalama işareti getirilemez?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
21. Aşağıdaki cümlelerin hangisinden sonra “Okur bunlarda kendi yaşamının izdüşümlerini görebiliyor ve yaşamını zenginleştirmenin ipuçlarını yakalıyor.” cümlesinin getirilmesi anlam akışı yönünden uygun olur?
A) Bu sanatçı romanlarında yaşamdaki ilgi çekici ayrıntıları bir ayna gibi yansıtmayı başarıyor.
B)Sanatçı salt biçeme yaslanan öyküleriyle özgün bir öykü tarzı oluşturuyor.
C)Sanatçı son yapıtında fantastik konuları etkileyici bir biçimde sunuyor.
D)Bu denemelerinde sanatçı felsefi konuları yoğun bir anlatımla ortaya koyuyor.
E)Eleştirmen, çağdaş eleştiri kuramlarını inceleyerek bu kuramların ışığında yapıtlarını yazıyor.
22. (I) Dil ile kültür arasında sıkı bir ilişki vardır. (II) Dil, kültürü meydana getiren ana unsurlardan biridir. (III) Dilin, toplumların hayata bakış tarzını, anlayış ve felsefesini yansıtması, onun kültüre katkısının bir göstergesidir. (IV) Nice uluslar vardır ki dillerine sahip çıkamadıklarından tarih sahnesinden silinmişlerdir. (V) Dil, aynı zamanda nesiller arasındaki kültür mirasının taşıyıcısıdır. (VI) Bu kültür mirasının korunması ise bir ulusu diğer uluslar karşısında güçlü kılar.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
23. (I) Çağdaş Eleştiri dergisinde yabancı edebiyatlardan yapılan çevirilerin yanı sıra, eski edebiyat metinlerinden parçalar da yayımlanmıştır. (II) Namık Kemal, Cenap Sahabettin gibi birçok yazarımızdan yapılan aktarmalarla, önem taşıyan metinler günümüz Türkçesine uyarlanarak yayımlanmıştır. (III) Bu yönüyle geçmişle arasında bir alfabe engeli bulunan çağdaş okur için yararlı olmuştur. (IV) Çağdaş Eleştiri dergisindeki söyleşilerde, kullanılan Batı kaynaklı kavramlar, ele alınan yapıtla ilgili özellikler söyleşinin akışından bağımsız olarak açıklanmaktadır. (V) Bu açıklamalar, bir ansiklopedi maddesini andırır biçimde özetlenmiş bilgiler içerir. (VI) Yani açıklamalar, söyleşiyi okuyan ortalama okurun ilk bakışta anlayamayacağı kullanımlara yöneliktir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense, ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
24. (I) Namık Kemal, Tanzimat Döneminin en önemli düşünce, sanat ve siyaset adamlarından birisidir. (II) Sanatı, toplumun Batılılaşması için bir araç olarak kullanmış, bundan dolayı eserlerini halkın anlayabileceği sade bir dille yazmayı amaçlamıştır. (III) Divan edebiyatının süslü-sanatlı düzyazısı yerine, yeni bir düzyazıyı kullanmıştır. (IV) Gençliğinde divan edebiyatı tarzında şiirler yazmış, Avrupa’ya gittikten sonra yeni edebiyatı benimsemiş ve o yolda yapıtlar vermiştir. (V) Sahne dili ve tekniği yönünden başarılı tiyatro yapıtları da yazmıştır.
Namık Kemal’in ele alındığı bu parçada numaralanmış cümlelerle İlgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, değişik alanlarla ilgilendiği belirtiliyor.
B)II. cümlede, dil anlayışının, taşıdığı sosyal amaca göre biçimlendiği söyleniyor.
C) III. cümlede, sanat yaşamıyla ilgili bir çıkarım yapılmıştır.
D)IV. cümlede, yaşamının farklı dönemlerinde farklı sanat anlayışları benimsediği söylenmiştir.
E)V. cümlede, bir beğeni dile getirilmiştir.
25. Boğaziçi, erguvan ağaçlarının pembe çiçekli elbisesini giymesiyle muhteşem bir tabloya bürünür. İstanbul florasının doğal türlerinden olan bu ağacın, ilkbahar aylarında açan eflatun, pembe ve lila tonlardaki genç ve neşeli yaprakları, adeta bir çiçek topunu andırır. Erguvan, sonbahar aylarında fasulye gibi tohumlar bırakır. Oysa yapraksız hali çalıyı andıran cılız bir ağaçtır. Tohumlar sonbaharda ve kurumadan toprağa düşerse, ilkbaharda can bulur. Erguvanlar başlangıçta yavaş büyüseler de sonraları büyümeleri hızlanır. Yüzünü denize çevirmiş, güneşe bakan, hafif eğimli yamaçlar ve küçük tepeler bu şen şakrak ağaçların en sevdikleri yaşam alanlarıdır.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-den hangisi söylenemez?
A) Benzetmelere yer verilmiştir.
B) Kişileştirme yapılmıştır.
C) Anlatıcının duygusal etkilenmesini yansıtmaktadır.
D) İkilemelere yer verilmiştir,
E) Varlıklar ayırt edici özellikleriyle verilmiştir.
26. Aşağıdaki cümlelerin hangisi ayraç içinde verilen kavramın anlamıyla uyuşmamaktadır?
A) Şiirlerinizin geniş bir okur kitlesine seslenmesini istiyorsanız salt biçime dayalı şiirler yazmaktan vazgeçin. (Uyarı)
B) Ne yazık ki edebiyatımızda gerçek anlamda eleştirmen yetişmemiş, bu da yazarların sanatsal gelişimini oldukça olumsuz etkilemiştir. (Hayıflanma)
C) Bu yapıtı adı pek duyulmayan şairleri tanıtmak, onları edebiyat dünyasına kazandırmak için hazırladım. (Amaç)
D) Bu dönem edebiyatımızdaki yazarlar, haklı olarak yapıtlarında gerçek yaşamın dışına çıkmayı tercih etmemişlerdir. (Sitem)
E) Okurlar, yazarlardan yapıtlarıyla düşün evreninin sınırlarını genişletmesini ister. (Beklenti)
27. (I) Sanatçı son romanında İstanbul ekseninde toplumda yaşanan sıkıntıları gözler önüne seriyor. (II) Günümüzde kullanılmayan birçok Arapça ve Farsça sözcüğü kullanması, insanlarda yazarın kitabı uzun zaman önce kaleme aldığı düşüncesini uyandırabilir. (III) Romandaki olayların bizzat içinde yer alıyor yazar. (IV) Basit cümleler içermeyen, anlamsal yoğunlukları fazla olan sözcüklerin kullanıldığı roman, her sayfasında kendini size daha da fazla sevdiriyor. (V) Romanı okurken olayın geçtiği, İstanbul’da bir mahallede yaşadığınızı, o zamanların insanlarıyla bir arada olduğunuzu hissediyorsunuz.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangileri sözü edilen yapıtın biçemiyle ilgilidir?
A) I. ve II. B)l. ve V. C) II. ve IV
D) III. ve IV E) IV ve V.
28. Eski bir gelenek olan çömlekçiliğin anavatanı gibidir Avanos. Geçmişi Hititlere kadar uzanan çömlek ustaları çamura hayat verir ellerinin arasında. Dönen bir platform üzerinde çamurun şekillendiğini görürsünüz çömlek atölyelerinde. Avanos atölyelerinde çömlek, küp, testi ve güveç gibi işlevsel mutfak gereçleri bir yana, Hitit ve Frig gibi Anadolu’nun en eski medeniyetlerin izlerini taşıyan hediyelik eşyalar da sevdiklerinize ulaştırılmayı bekler. Vaktiniz varsa bir çömlek atölyesine uğramanızı tavsiye ederiz. Kim bilir, belki de içinizdeki sanatçıyı Avanos’ta ortaya çıkarabilirsiniz.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Çoğullaştırmalar
B) Kimi sözcükleri temel anlamlarının dışında kullanma
C) Açıklayıcı anlatımdan yararlanma
D) Birinci kişili anlatımla oluşturulma
E) Devrik cümlelere yer verme
29. Yapıtlar, sırf mesaj vermek için yazılırsa bu görüş doğru olabilir. Ama yazarken düşüncelerin yapıtın dokusuna sindirildiği yapıtlarda edebi düzeyin düşmesi mümkün değil. Nitekim dünya edebiyatında, klasiklerde bunun çok sayıda örneği de mevcut. Düşünceler yerli yerinde verildiğinden olumsuz bir etki söz konusu olamaz. Aksine bazen yapıta ayrı bir güzellik katabilir. Victor Hugo, Sefillerinde kötü adam Jean Valjean’ın başpiskoposun etkisiyle iyi adam oluşunu anlatır. İnsan Ne ile Yaşar isimli eserinde Tolstoy, yine iyi insanları, iyiliği ve iyi olma vurgusunu yaparak hikâyesini anlatır. Biz bu yapıtlarda düşüncenin verilişini yadırgamayız.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Yazarın mesaj verme kaygısı taşıması, yapıtın yazınsallığına gölge düşürüyor düşüncesine katılıyor musunuz?
B) Klasik yapıtların yüzyıllara meydan okumasını sağlayan özellikleri nelerdir?
C) Yazarların yapıtındaki olay örgüsünü klasik anlatım tarzına göre şekillendirmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?
D) Yazarların bir akımın savunuculuğunu yapması sizce doğru mu?
E) Klasikliğe ulaşmak isteyen yapıtların evrensel özler taşıması gerektiği görüşüne katılıyor musunuz?
30. Gerçekliğin öne çıktığı günümüzde, pek okunmayan düş ağırlıklı romanların, bir gün yepyeni olarak geri döneceğinden hiç şüpheniz olmasın. Çünkü düşler, gerçeğin türlü sıkıntılarıyla ağır bastığı ve edebiyatın gerçekçilik üzerine kurulduğu dönemlerin ardından insanların sığınağı olmuştur. Dolayısıyla —. Böylece, bir dönem okunmayan düş ağırlıklı romanlar, başka bir dönemde tekrar okur bulmuştur.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) edebiyat akımlarının temelinde yatan tek sebep bu olmuştur
B) insanlar her zaman, düşsel öğeler içeren yapıtları beğenmiştir
C) okurların kültürel düzeyleri, okuyacakları yapıtları seçmede etkilidir
D) gerçekçi her akımdan sonra düşlere dayalı bir akım doğmuştur
E) yazarlar da sadece kendi düşünceleri doğrultusunda yapıt oluşturur
31. Antik Çağda tiyatro, üst sınıfa özgü bir etkinlikti. Her yıl Dionysos’u kentin hangi ileri geleninin onurlandıracağına karar verilir ve bu kişi etkinlikleri düzenlerdi. Bu dönemde oyunlarda günümüzden farklı olarak dekor ya da kostüm bulunmazdı. Sahne tamamıyla boş olur, baş roller de önemli kişiler tarafından oynanırdı. Bir de anlatıcı görevi gören koro bulunurdu. Günümüzdeki oyunculuk anlayışı yoktu ve duygular oyuncuların ellerinde tuttukları ve yeri geldikçe yüzlerine koydukları maskelerle ifade edilirdi. Bugün tiyatronun simgesi haline gelen gülen ve ağlayan maskeler bu uygulamanın bir uzantısıdır.
Bu parçadan Antik Çağdaki tiyatroyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisinden söz edilmemiştir?
A) Günümüzdeki tiyatroyla ayrılan yönlerinden
B) Toplumun hangi kesimine seslendiğinden
C) Yapısal özelliklerinden
D) Oyuncuların anlatım tarzlarından
E) Toplum üzerindeki etkilerinden
32. Öyküleri tam bir anı karakteri gösteren sanatçı, açık, duru şiirler de yazmıştır. İnsan ve hayat sevgisi, her varlıkta bir güzellik, her olayda bir iyimserlik araması şiir ve düzyazılarının genel özelliğidir. Kimi öykülerinde İstanbul ve geçim sıkıntısının insanı etkileyişi vardır. Yaptığı ruhsal çözümlemelerde kendi duygularını yansıtırken anlattıklarını bizim açıklayamadığımız gizli duygularımız sanırız. Hiçbir toplumsal kaygı duymadan anılarını ve yaşamını yansıtmıştır. Yalın dili, gösterişe kaçmayan, lirik ve samimi söyleyişiyle tanınmıştır.
Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Yazarlarına toplumsal bir işlev yüklemediği
B) Öykülerinde kendi yaşamının ayrıntılarına yer verdiği
C) Olay ve durumların olumlu yönlerini anlatmayı seçtiği
D) Sade ve içten bir anlatım kullandığı
E) Düşünsel yazılarıyla okurların ufkunu genişlettiği
33. Modern Öykü yazarı öncelikle, öyküsünü üzerine bina edeceği olaylar zincirini, insan sayısını, olayların yaşanma zamanı ve mekânını, romana göre son derece sınırlı tutmak zorundadır. Bu sebeple modern öyküde olaylar, uzun ve karmaşık değil yoğun bir biçimde anlatılır . Konunun ayrıntılarına girilmez. Kahramanlar bütün yönleriyle değil, büyük ölçüde tek bir yönüyle irdelenir. Hiçbir anlatımda ayrıntıya, savrukluğa yer verilmez. Söz konusu dar bir dünya içinde yoğunlaşılıp, türün imkânlarını zorlamadan estetik bir öykü kurulması gerekir. Dolayısıyla yazardan beklediğimiz, “destan” ve “roman”da olduğu gibi, koca bir toplumun veya devrin hayatını kucaklamak; bir insanın uzun yıllar içindeki hayatını bütün yönleri ve olayları ile sunmak değildir.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi modern öykünün özelliklerinden biri değildir?
A) Diğer türlere göre daha sınırlı bir kitleye seslenme
B) Olayları okura estetik bir haz verecek biçimde sunma
C) Kısa bir zaman diliminde geçen olayları anlatma
D) Kısa ve öz bir anlatımla oluşturulma
E) Kişileri tek yönlü olarak ele alma
34. insanlar, kendi dillerini başka dillerle kıyaslayarak üstün olduğunu savunmamalıdır. Çünkü uluslar arasında nasıl bir üstünlükten söz edilemezse, diller arasında da böyle bir durumdan söz edilemez. Gel gelelim, yanlış koşullandırmaların sonucunda böyle bir ayrım yapanlar var. İşte bu, dilleri ileri – geri, yoksul – varsıl diye nitelendirme gibi bir yanlış ayrımın ürünüdür.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A) Her dilin kendine özgü bir yapısı vardır.
B) Dilleri nitelik bakımından karşılaştırmak doğru değildir.
C) Diller arasında sürekli bir etkileşim vardır.
D) Bir dilin nitelikli olup olmadığı, sözcük sayısına göre belirlenemez.
E) Bir dilde kullanılan yabancı sözcükleri bütünüyle dışlamak yanlıştır.
35. Televizyona çıkan biriyim, ama “star” olmayı isteyen bir yazar değilim. Ekran önünde bazı programlara çıktım, tabii ki bunu istediğim için değil yapmam gerektiği için yaptım. Beni şiir gecelerinde, toplantılarda, festivallerde göremezsiniz bunu da büyülü bir şey olsun, gizemli kalayım, diye yapmıyorum. Ön plana çıkmak gibi bir gayretim yok. Ama şiirlerimin beğenilmesini de isterim. “Ne güzel şiir olmuş!” dediklerinde hoşuma gider. Ben ekranlara çıkarak değil, okunarak beğenilmek; popüler olmadan okurlarımın “favorisi” olmak isterim.
Bu sözleri söyleyen şair, aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilebilir?
A) Üretken, okurlarını kendi düşüncelerine göre yönlendiren
B) Kendini toplumdan soyutlayan, okurların seviyesine inemeyen
C) Geri planda kalmayı yeğleyen, okurların tepkisini önemseyen
D) Sorgulayan, değerinin yeterince anlaşılmadığını düşünen
E) Seviyesizliğe tahammül edemeyen, yapıtlarının anlaşılması için okurdan çaba bekleyen
36. Son yıllarda çekilen diziler, daha çok müzikleriyle izleyicinin dikkatini çekiyor. İçlerinde başarılı çalışmalar da var. Ancak belli bir zaman sonra diziler sadece müzikleriyle hatırlanıyor. Oysa müzik, —. Diziyle müzik bir bütün olarak gitmeli ve böyle beğendirmeli kendini. Şimdiki dizilerde ise müzikle her şeyi kotarıp izlenme oranını yükseltme amacı güdülmekte. Halbuki, filmle müzik eşit ölçüde kendini göstermeli dizilerde.
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) filmin içeriğine uygun olmalı
B) filmi arka plana atıp onu unutturmalı
C) izleyiciyi filme çeken ana etken olmalı
D) her zaman filmin gölgesinde kalmalı
E) filmin izleyicide oluşturduğu beğeni duygusunu etkilememen
37. 1950’li yılların yazarları arasında en üretken isim hiç şüphesiz Ferit Edgü’dür. Yalın ama yoğun cümleleri vardır. Ölüm, düş, yaşam, yabancılaşma gibi ana temalardan bir an olsun uzak durmayan bir yazarlık yönelimine sahiptir, Düş ile gerçek arasında gidip gelen, neredeyse bir tek cümleye kadar inen kısacık öyküler yazmıştır. Kitaplarına yazdığı önsözlerde bile düş ve gerçeğin arasındaki sınırı aşmamaya özen gösteren bir tavır takınır. İçerik yönünden el attığı yeni konular kadar her öyküde özgün bir biçem kaygısı vardır.
Bu parçadan Ferit Edgü’yle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Az sözle çok şey anlatmaya çalıştığı
B) Öykülerinde soyut konuları ele aldığı
C) Kendine özgü bir anlatımı olduğu
D) Okurların yazınsal yapıtlardan aldığı zevki artırmayı amaçladığı
E) Öykülerinde hayali öğelerle gerçekçi öğelerin iç içe olduğu
38. Yazınsal metinler, sözcük ve cümle düzeni yönünden çok düzenli bir yapıdadır. Sözcükler, yerleri değiştirilemeyecek biçimde sıralanmasının yanında, ilk anlamlarından çok, yan anlamlarıyla, duygusal ve çağrışımsal yönleriyle kullanım alanına çıkar. Böylece günlük dilde kullandığımız sözcükler, cümleler yeni tatlar ve anlamlar kazanır. Buna bağlı olarak da yazarın, okurlara sunduğu evren de kurmaca, imgesel bir evrendir. Bu evren, gerçek dünyayla tam bir örtüşme göstermez hiçbir zaman.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi yazınsal metinlerin bir özelliği değildir?
A) Şekil bakımından bir düzen içinde olması
B) Okurları düşünsel açıdan doyurması
C) Konuşma dilinin söz dağarcığından yararlanılması
D) Sözcüklerin temel anlamlarıyla yetinilmemesi
E) İçerik olarak yaşam gerçeğinden farklı olması
39. Daha şimdiden çağdaş bir klasik olmaya aday olan roman, klişelere saplanmadan, taraf tutmadan, sadece ve sadece savaşın kendine has gerçekliğini anlatıyor. Çoğu okurun hafızasına kazınacak olan karakterlerin gerek savaş sırasındaki, gerekse terhislerinden sonraki hikâyelerine parça parça eğilerek bir savaşın atmosferini bugüne kadar rastlamadığımız bir yetkinlikle ve herkesçe rahat bir biçimde anlaşılabilecek bir anlatımla gözler önüne seriyor.
Bu parçada sözü edilen romanla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Tarafsız bir biçimde savaş gerçeklerini anlattığına
B) Etkileyici karakterlerin yer aldığına
C) Açık, anlaşılır bir anlatımı olduğuna
D) Klasik yapıtlara öykünülerek yazıldığına
E) Nitelikli ve özgün bir yapıt olduğuna
40. Denemeleriyle de tanınan sanatçı, toplumcu şairlerin açtığı yolda yürüdü. Şiiri çoğunlukla türkülere dayalı görünse de halk kaynaklarının olanaklarını, türkülerin ötesinde aradı. Günümüz şiirini de büyük ölçüde etkiledi. Şiirinde ritmin büyük yeri vardır. Onda ritim, sözcüklerin bir su gibi akma anlamına gelir. Yaşadığı Doğu Anadolu’yu ve o yörenin insanlarını bu lirizmin içinde yoğurarak gerçekçi şiirdeki didaktizm tehlikesini aşmayı bildi. Özellikle imge konusunda yaptığı sıçramayla genç şairlere örnek oldu.
Bu parçada sözü edilen şairle ilgili aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Salt öğreticilikten uzak olduğu
B) Şiirlerinde ahenge önem verdiği
C) Kendisinden sonra gelen şairleri etkilediği
D) içinde yaşadığı çevreyi şiirlerinde konu edindiği
E) Şiir türünden başka yapıt kaleme almadığı
CEVAPLAR
|
1 |
C |
9 |
B |
17 |
C |
25 |
D |
33 |
A |
|
2 |
D |
10 |
D |
18 |
D |
26 |
D |
34 |
B |
|
3 |
B |
11 |
E |
19 |
D |
27 |
C |
35 |
C |
|
4 |
C |
12 |
C |
20 |
C |
28 |
D |
36 |
E |
|
5 |
E |
13 |
C |
21 |
A |
29 |
A |
37 |
D |
|
6 |
C |
14 |
C |
22 |
C |
30 |
D |
38 |
B |
|
7 |
A |
15 |
E |
23 |
C |
31 |
E |
39 |
D |
|
8 |
E |
16 |
C |
24 |
C |
32 |
E |
40 |
E |
]]>